23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 TEMMUZ 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER Türk basınının önemli isimlerinden Tınç ve Dündar görevlerini bıraktı 5 ‘Zorunlu ayrılık’ MasDaf işçileri ILO Temsilciliği’ne yürüdü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Düzce’de dört ay önce çalıştıkları fabrikadaki işlerinden çıkarıldıkları için Ankara’ya yürüyen Birleşik Metalİş Sendikası üyesi MasDaf işçileri, ILO Türkiye Temsilciği yetkilileriyle görüştü. Sendika Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, işçilerinin sendikalı çalışma mücadelesi verdikleri için işten çıkarıldıklarını söyledi Ankara’da Deprem!.. Dün akşam saatlerinde Yüksek Askeri Şura öncesi Türkiye, “TSK zirvesindeki komutanların” istifa haberi ile sarsıldı... Önce Genelkurmay Başkanı Orgeneral Koşaner, bir süre sonra Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Erdal Ceylanoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit ve Hava Kuvvetleri Komutanı Hasan Aksay’ın istifa ettiği bildirildi. YAŞ’ta tutuklu generallerin durumu ile ilgili krizin çözümlenmesi için bir dizi toplantı yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Koşaner ve bazı bakanlar bu toplantılara katılmıştı. TSK zirvesinde toplu komutan istifası Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez yaşanıyor. Haber Ankara’da deprem etkisi yarattı... Türkiye zor bir dönemeçten geçiyor... Dünyanın neresinde olursa olsun faşizm bir insanlık suçudur. Oslo’da yaşanan kanlı olay bunun en somut örneğidir. Etnik ve dinsel temele dayalı bu düşmanlık Avrupa’daki sağ partilerin desteğiyle bugünlere geldi. Oslo’da yaşanan katliam, “yabancı düşmanlığı” adı altında faşizmin tırmanışa geçtiğini ve ırkçılığın solcu çocukları bile öldürdüğünü gösterdi bize. 32 yaşındaki katil mavi gözlü, sarı saçlı... Caninin kara sakallı El Kaide militanından düşünce olarak farkı yok. O Norveçli cani, Avrupa’yı İslamdan ve Marksist partilerden arındırmak isteyen bir Hıristiyan ve “haçlı ruhu” taşıyor, El Kaide ise “Hıristiyanları” yok etmek isteyen “dinci ruhu”. Farklı kültürlerin ve dinlerin bir arada yaşaması zor mudur? Avrupa’yı izleyenler bilir... Almanya, Fransa, İsveç gibi ülkelerde “aşırı sağ” ivme kazanırken siyasetçiler oy kaygısıyla “ırkçılığa” prim verdi. Norveç elbet bu iki ülkeden farklı... Kanlı saldırının ardından, Norveç Başbakanı Stoltenberg çok açık mesaj verdi: “İnadına daha çok demokrasi ve özgürlük!” İleri demokrasiler çokkültürlülükle daha da ivme kazanır, özgürlüklerin sınırı genişler... Avrupa ülkeleri bugüne değin “aşırı sağa” karşı önlem almadı, bunun ileride nasıl sonuçlar doğuracağını görmedi. Norveç emek hareketi, ilerici güçlerin odak noktasını oluşturur. Bu ne demektir? Barış ve demokrasinin güçlenmesi. Peki, Türkiye’de durum nedir? Bizde tam tersine işliyor... Bakın Hopa eylemleri nedeniyle onlarca tutuklama var... Yüzlerce kişi gözaltına alındı... Baskınlar hâlâ sürüyor... 31 Mayıs’ta Hopa’da yaşananlar öç almaya dönüştü... ÖDP Genel Başkan Yardımcısı Önder İşleyen ne diyor: “Bizi de alın, memleket kurtulsun!” ÖDP’nin yaptığı açıklama gerçekten içimi acıttı... Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu durum şu: “Siyasal iktidar ve tarikatçı güç odakları toplumsal muhalefete karşı bir yıldırma eylemine geçmiştir.” Dereler, ovalar, dağlar, koylar, bükler satılıyor; Kaçkarlar’a, Köyceğiz’e ve birçok yere HES’ler kuruluyor. Zeytin zararlılarını yiyen on binlerce kirpikli yarasanın sığındığı mağaralar Havran Barajı’nın suları altında kalıyor. Çevre hareketinin içinde olanlara bakış faşizanca, baskıcı ve yıldırma eylemleri içeriyor! Bunlar kimi zaman yargıyla, kimi zaman güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla oluyor. Gençler sindiriliyor, korkutuluyor. Aileler tedirgin oluyor çocuklarının sokağa çıkmasından: “Aman oğlum eylemlere katılma!” Demokratik hakların çiğnendiği, emeğin hiçe sayıldığı, toprakların yabancılara peşkeş çekildiği bir ülkede demokrasiden ve özgürlüklerden nasıl söz edeceğiz? Bir yandan çokkültürlülükten yana olacağız, öte yandan örgütlenme özgürlüğünden; demokratik hakları savunup Oslo’da yaşanan faşist kanlı eylemi eleştireceğiz, öte yandan emeğin sesini susturacağız. Atacağız sırtlarına “silahlı örgüt üyesi” savını, koyacağız zindana, aylarca, yıllarca tutuklu kalacak o genç insanlar. Yargılama 10 yıl mı sürdü, onlar 10 yıl içeride kalacak, sonunda aklanacak hepsi... Bunun adı mı ileri demokrasi? Bunun adı mı temel hak ve özgürlükler? Bir toplumun ortak varsıllığı bölüşülerek ileri demokrasiye geçilir... Emekten yana olmak birincil koşuldur... Oslo’da yaşanan katliam, 80 öncesi ve 90’lı yıllarda Türkiye’de yaşanan katliamlar, binlerce faili meçhul, çetemafyasiyasetçi üçgeni... Faşizme ve ırkçılığa karşı çıkmak zorundayız... Bu da bir insanlık görevidir! Adnan Yücel’in dizeleriyle “merhaba” diyorum hüzünlü bir günün sabahına... “Sen ki anlarsın bu yaşamı / Aşklar şimdi hücrelerde tutsak / Düğünler kelepçeli / Doğumlar / Ve çocuklar zindanlarda. / Bunları nasıl anlatayım sana / Bu türküleri nasıl çağırayım / Bu ninnileri nasıl. / Ölüme” Ferai Tınç, 28 yıldır görev yaptığı Hürriyet’ten, Dündar ise 2006’dan bu yana çalıştığı NTV’den “basına yönelik müdahaleler” nedeniyle ayrılma kararı aldı. İstanbul Haber Servisi Medya dünyasının önemli isimleri dün aldıkları “zorunlu ayrılık” kararlarını açıkladı. Can Dündar NTV, Ferai Tınç da 28 yıldır görev yaptığı Hürriyet gazetesi ile yollarını ayırdı. Hürriyet gazetesi yazarı Ferai Tınç ayrılık kararını dün köşesinde kaleme aldığı “Bana müsade” başlıkla yazısı ile duyurdu. Ayrılık kararını kendisinin aldığını belirten Tınç, “Hevesim kaçtı. Bir yıldan beri üzerinde düşündüğüm, hazırlık yaptığım ve olgunlaştırdığım bir karar” dedi. Tınç hevesinin kaçma nedenini de şöyle açıkladı: “Yaptıkları haberler yüzünden ya da düşüncelerini yazdıkları için cezaevinde tutuklu bulunan sosyalist, Kürt, milliyetçi, İslamcı basından gazetecilerin sayılarının azalacak yerde gittikçe arttığı bir ortamda, basın özgürlüğüne yönelik müdahalelerin birçok gazeteci tarafından bile ‘olağan’ karşılandığı bir iklimde, tek işleri gazetecilik olanların heveslerinin kaçması olağan bir sonuç değil midir?” ‘NTV kendinden vazgeçti’ Can Dündar internet sitesinde duyurduğu ayrılık kararının gerekçesini sunduğu ana haber bültenin elinden alınması olarak açıkladı. Dündar “NTV bizlerden değil, kendinden vazgeçti” yorumunu yaptı. Sitesinde yayımladığı yazısında Dündar şu satırları kaleme aldı: “...Seçim öncesi Canlı Ana Haber’e –vaktinden önce veda ederken olabilecekleri tahmin ederek seyirciye veda etmiştim. Çünkü kanal yönetimi, haberciliğe başka bir çizgide devam etme iradesini daha o zamandan belli etmişti. ... Kanalın yeni çizgi arayışının ardında, bizlerin mesleki zaaflarından duyulan bıkkınlık değil, genel basıncın yarattığı yılgınlık yatıyor diye düşünüyorum ” NTV’de kısa bir süre önce Çiğdem Anad, Mirgün Cabas, Ruşen Çakır, Nuray Mert ve Banu Güven’in haber programları yayından kaldırılmış Banu Güven de kanaldan ayrılık kararı almıştı. Uzun tutukluluk süreleri için yasa teklifi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP, CMK’de değişiklik yapılarak tutukluluk süresinin 2 yıl olması, zorunlu hallerde ise 1 yıl uzatılabilmesini öngören bir yasa önerisi hazırladı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun onayından sonra önerinin TBMM Başkanlığı’na verileceği kaydedildi. Fırınlara denetim Şişli Belediyesi, sabaha karşı ramazan nedeniyle ilçedeki fırınları denetledi. Denetimi yöneten Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, ramazan ayı boyunca bu denetimlerin aralıksız süreceğini belirterek, “Amacımız esnafımıza ceza kesmek değil; ancak eksiklikleri görülen işletmeleri uyarıyoruz. Şişli fırınlarında artık plastik poşet yerine kâğıt poşetler kullanacağız” diye konuştu. Denetimlerde ekmek imalathaneleri incelendi, gramajların standartlara uygun olup olmadığını denetlendi, çalışma ruhsatları kontrol edildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle