18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 2011 CUMA CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR Gil Bernal hayata gözlerini yumdu Kültür Servisi Daha önce Spike Jones, Lionel Hampton ve Ry Cooder’ın aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçıyla çalışmış olan Amerikalı saksofoncu Gil Bernal, Kaliforniya’da tedavi gördüğü hastanede 80 yaşında yaşamını yitirdi. Gil Bernal, Buena Vista Social Club topluluğunun 1997 tarihli albümüne de saksofonuyla eşlik etmişti. 17 1958 Brüksel: Saygun’un 1. Piyano Konçertosu’nun dünya prömiyeri dil Biret’le nefes nefese... Kimi insanlar Tanrı’nın seçilmiş kulları... Benim için İdil Biret de öyle... Allah baba, daha doğarken onun on parmağına da birer öpücük kondurmuş! Ama sonra ne olduysa hepsini kendi dehası, yeteneği, azmi, çalışması ve mükemmeliyetçi kişiliğiyle elde etmiş... Müthiş bir hafıza... Mükemmel bir teknik... Olağanüstü geniş bir repertuvar... Besteciye sonsuz sadakat... 70’i aşkın CD ve LP... Satış rekorları kıran plaklar, kayıtlar... Benzeri olmayan bir disiplin... Sonsuz duyarlık... Bunlar onu öne çıkarak özelliklerinden sadece birkaç başlık... Onu düşündüğüm, yaptıklarını sadece satır başlarıyla gözden geçirdiğim vakit, nefes nefese kalıyorum. Onun plaklarından birini dinleyerek ancak soluklanabiliyorum. Önümüzdeki aylarda İdil Biret’in baş döndürücü programına, CD yayınlarına, kayıtlarına, çalışmalarına bakarken, bir minik kuş “Asıl sürpriz aralık ayında” diye fısıldadı. Merak kediyi bile öldürürmüş diye bir rivayet var. Nedir diye, sürprizin peşine düştüm. İşte yanıtı: dedim? Neredeyse çocuk bunlar!) Ayla Erduran ve İdil Biret.. O akşam Adnan Saygun’un 1. Piyano Konçertosu’nun dünyadaki ilk çalınışı... Piyanonun başında İdil Biret. Ve işte şimdi sürprizi açıklıyorum: O akşam Adnan Saygun’un yönettiği o 1. Piyano Konçertosu’nun konser kaydı, şu sıralarda ABD’de dijital ortama geçiriliyor ve CD, aralık ayında piyasaya sürülecek. Bu tarihi konserin kaydı İdil Biret arşivinde bulunuyordu. Dijital ortama geçirecek olan ise bu işin ustası Mark ObertThorn… Bu CD’de ayrıca Adnan Saygun’un İdil Biret’e ithaf ettiği 12 Prelüt, 70’lerdeki konser kayıtlarıyla yer alacak… Ben bu heyecan verici kaydı beklerken, İdil Biret’in CD kayıtlarıyla ilgili çalışmalarına bir göz atayım dedim. İşte öğrendiklerim: ken, bir yandan da Brahms, Chopin ve Rachmaninov’un tüm piyano eserlerini ve konçertolarını; Liszt, Çaykovsky, Ravel, SaintSaens, Schumann, Grieg, Franck, Massenet’nin piyano konçertolarını ve solo piyano eserlerini; Boulez’in üç sonatını, Gyorgy Ligeti etütlerini; Berlioz’dan Symphonie Fantastique, Harold en Italie ve Stravinsky’nin “Ateşkuşu”nu 50 kadar CD’ye kaydettiğini anımsatayım. İdil Biret ilk kayıtlarını Fransız radyosu stüdyolarında yaptığında 8 yaşındaydı. O gün bugün durmak bilmedi. O gün yaptığı kayıtların hemen hemen tümü bugün IBA (İdil Biret Arşivi) etiketi altında toplandı, toplanıyor. Yukarıda sözünü ettiklerim de... Müthiş bir çaba! Olağanüstü emek! Akıllara durgunluk veren bir çalışma, bir üretim, bir disiplin... Kalabalık bir toplulukta şu size verdiğim dökümü paylaşıyordum. Dinleyenlerden biri, “Bugünün Türkiye’sinde kaç kişi farkında ki?” deyiverdi... “Türkiye değilse de dünya farkında” demekten kendimi alamadım… Bakmayın son yıllarda değer ölçülerimizin allak bullak olmasına, giderek içimize kapanmamıza; geçmişe duyulan özleme; “ötekine” karşı öfkeyle yatıp kalkmamıza; “popüler kültür” adı altında halk dalkavukluğu yarışına girdiğimize... Cumhuriyet ilkeleriyle yetişen değerler kolay kolay yok olmuyor. Emeği, çabayı, bayrak yarışını sürdürüyorlar.... “Türkiye’de kaç kişi farkında ki?” Elbet yanlış bir soru bu. Dünya farkında! Ülkemde çok sesli müziği, niteliği sevenler farkında! Gelecek kuşaklara bir hazine bırakmaktan haz alanlar farkında... ‘Not Defteri’nin yazarı yaşamını yitirdi Kültür Servisi Macaristan doğumlu Fransız yazar Agota Kristof, İsviçre’deki evinde 75 yaşında hayata gözlerini yumdu. Kristof, hayatı boyunca 23 kitap yazmış ancak bunların yalnızca 9 tanesi yayımlanmıştı. Savaş sonrası konular üzerine yazan Kristof’un romanları çok sayıda dile de çevrilmiş, yazar, “The Notebook” (Not Defteri) romanı ile geniş kitleler tarafından tanınmıştı. ‘Kayalıkların Meryemi’ bir araya geliyor Kültür Servisi Londra’daki National Gallery ile Paris Louvre Müzesi yetkilileri, Leonardo da Vinci’nin “Virgin Of The Rocks” (Kayalıkların Meryemi) adlı eserinin iki farklı versiyonunun bir araya getirileceğini açıkladı. Bu kapsamda Louvre Müzesi’ndeki versiyon, National Gallery’de açılacak olan yeni sergi için Londra’ya gönderilecek. National Gallery’deki sergi, kasımda başlayıp 2012’nin Şubatı’na kadar sürecek. dil Biret ve Adnan Saygun Gelecek Kuşaklara Yıl 1958: Brüksel’deyiz Şimdi arkanıza yaslanın, gerilere dönüyoruz. Yıl 1958. Brüksel’deyiz. O güne dek dünyanın görmediği kadar görkemli Dünya Fuarı açılmış. Atom çağını simgeleyen “Atomium” dev çelik küreleriyle Brüksel’in göbeğinde yükseliyor. Dünya, Brüksel’e akın ediyor fuarı görmeye... 8 Ağustos Cuma akşamı... Dünya Fuarı’nda “Türkiye gecesi” var... Toronto Film Festivali U2 ile açılacak Kültür Servisi Bu yıl 818 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek Toronto Film Festivali’nin açılışı, ünlü rock grubu U2 hakkındaki bir belgeselle yapılacak. Luc Besson ve Francis Ford Coppola gibi saygın yönetmenlerin yeni filmlerinin dünya prömiyerlerine evsahipliği yapacak olan festivalde aynı zamanda, Pedro Almodovar, Nanni Moretti, George Clooney, Madonna ve Lars von Trier’in filmlerinin de Kuzey Amerika prömiyerleri gerçekleştirilecek. Hayır hayır, sandığınız gibi değil. Mehter takımıyla ya da halk oyunlarıyla katılmıyor Türkiye. Çağdaş sanatçılarıyla ve yorumcularıyla katılıyor. (Bunlardan biri de Bedri Rahmi’ydi... Hani o meşhur kaybolan pano hikâyesi...) O akşam, fuardaki dev oditoryumun dev sahnesinde Paris’den gelen Colonne Orkestrası yerini almış. Üç Türk bestecisinin eserleri çalınacak: Cemal Reşit Rey, Cemal Erkin ve Adnan Saygun’un... Salon hınca hınç dolu. En ön koltukta Belçika Ana Kraliçesi Elizabeth oturuyor. Konserin iki de genç solisti var: (Genç mi Ekim ayında dünya piyasalarına İdil Biret’in komple Beethoven dizisi çıkıyor. 19 CD’den oluşan bu dizi, ölümsüz bestecinin 32 sonatını, 5 konçertosunu, Fantezi’yi ve Lizst’in piyanoya uyarladığı 9 senfonisini içeriyor. 23 yıla yayılan bir çalışma bu! (Bir çırpıda yazılan, bir çırpıda okunuveren şu yukarıdaki cümleyi, lütfen dönüp bir kez daha okuyun!) Bütün bu eserlerin tümünü, hepsini, tamamını konserlerde çalan ve tümünün kaydını yapan tarihteki ilk piyanist İdil Biret! Bildiğim kadarıyla halen de tek! Daha kimse böyle bir işe kalkışmadı! Bir yandan Beethoven dizisini tamamlar 68. Venedik Film Festivali’nde 21 film Altın Aslan için yarışacak Altın, Aslan’ın ağzında Türk sineması bu yıl Venedik’te yok. Türkiye’den yalnızca Serra Yılmaz, ilk filmlerin yarıştığı “Venedik Günleri” bölümünün seçici kurulunda yer alıyor. Venedik’te bir kez daha Amerikan ve talyan sinemaları arasında denge sağlanmış. MEHMET BASUTÇU Venedik’te, sanat sineması tartışmaları yanında her yıl polemikler yaratan iki konu vardır: Amerikan sinemasına verilen önem ile İtalyan sinemasına ayrılan yer... 2004’ten bu yana La Mostra’nın sinema çizgisine yön veren Marco Müller’in zor dengeleri yakalama cambazlığında yine başarılı olduğu gözlemleniyor. Kanada sinemasının Hollywood’a en yakın adı David Cronenberg’i de sayarsak Amerikan sinemasına, ana bölüm “Venezia 68”de ciddi bir yer ayrılmış. Altın Aslan adayı George Clooney “The Ides of March” ile açılışı yaparken Whit Sillman’ın, 12 yıllık sessizliği ardından çektiği “Damsels in Distress” ödül gecesinde kapanış filmi olarak izlenecek. “Venezia 68”in dün açıklanan 21 filmlik listesinde yer alan Abel Ferrara, William Friedkin ve Todd Solondz’la birlikte Amerikan sineması dört adayla yarışa katılırken İtalyan sinemasının üç adayı var: Emanuele Crialese, Christina Comencini ve Gian Alfonso Pacinotti. Filmleri merakla beklenen Altın As The Ides of March lan adayları arasında Roman Polanski, Aleksander Sokurov, Philippe Garrel, Steve McQueen gibi adlar yanında, Marco Mülller, Ann Hui’nin de aralarında bulunduğu 3 adayla Asya sinemasını yine unutmamış. La Mostra’nın ödüllü ikinci bölümü “Orizzonti” (Ufuklar) bu yıl daha da geniş bir yelpaze sunuyor. Yenilikçi yapıtlara, farklı türlere, değişik formatlara, belgesellere ve kısa filmlere de yer veren toplam 55 filmlik programı ve Jia ZhangKe başkanlığındaki ayrı jürisiyle “Ufuklar”, festival içinde festival sayılabilir. Amir Naderi’nin “Cut” ile açılışını yapacağı “Orizzonti”nin kurmaca uzun filmlere ayrılan ana listesindeki 24 film arasında, Edgardo Cozarinsky ve Romuald Karmakar gibi adlar yanında ilk filmlerini gerçekleştiren 8 genç yönetmenin bulunması “Ufuklar”ı çe kici bir keşifler merkezi konumuna getiriyor. “Venezia 68” ve “Orizzonti” yanında, bağımsız “Venice Days” (Venedik Günleri) yan bölümünün de bir tür “off” festival olduğu söylenebilir. Genç yönetmenlere ve yenilikçi sinema örneklerine kapısını açarak değişik biçim ve biçemlerde somutlaşan “auteur” sinemasını tanıtmayı amaçlayan programıyla, La Mostra’nın sinefil çıtasını yükselten “Venedik Günleri”, bu yıl Serra Yılmaz’ın da görev alacağı Luigi de Laurentiis jürisinin değerlendireceği 6 ilk filme yer veriyor. Darren Aronofsky başkanlığındaki “Venezia 68” jürisinde görev alan Fransız sinemasının ustalarından André Téchiné’nin Cannes’da izlenen son filmi ‘Impardonnables’, 30 Ağustos gecesi Venedik’in tarihi meydanlarından Campo San Polo’ya kurulan açık hava sinemasında La Mostra’nın ön açılışını gerçekleştirecek. 10 Eylül akşamı, Altın Aslan ve diğer ödüllerin sahiplerini bulmalarından önce düzenlenecek törenlerde, Marco Bellocchio ve Al Pacino’ya bu yılın onur ödüllerinin verilecek olması, Amerikan ve İtalyan sinemaları arasındaki denge arayışının başka bir göstergesi olarak da yorumlanabilir. Bu yıl Venedik’e konuk olamayan Türk sineması, son yıllarda Semih Kaplanoğlu (‘Süt’, 2008) ile Altın Aslan adayı olmuş, geçen yıl da “Çoğunluk” ile “Venedik Günleri” bölümüne seçilen Seren Yüce, En İyi İlk Film Altın Aslanı’nı kazanmıştı. Dostları mezarının başındaydı Kültür Servisi Türk şiirinde İkinci Yeni hareketinin önde gelen şairlerinden Cemal Süreya doğumunun 80, ölümünün 21. yılında dün mezarı başında anıldı. Cemal Süreya anmasına, aralarında eşi Zühal Tekkanat, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Mustafa Köz, TYS Genel Sekreteri şair Müslüm Çelik ile şair/yazar Engin Turgut, Zeki Ateş, Hüseyin Alemdar, Niyazi Yaşar, Vedat Akdamar, Kartal Yazın Sanat Kolektifi üyelerinin bulunduğu, çok sayıda dostu ve seveni katıldı. Burada bir konuşma yapan Mustafa Köz, Cemal Süreya’nın tüm şiirlerinin sağlam, soylu ve sonsuzluk içerdiğini belirterek, “Cemal Süreya doğudan batıya bir yolculuktur, yerelden evrensele, kaynağını yaşamdan alan şiirler yazmıştır” dedi. Zühal Tekkanat ise Cemal Süreya’nın “Üstü Kalsın” şiirini okudu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle