17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
27 HAZ RAN 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA SÖYLEŞİ Tanıştıkları günden itibaren başlayan arkadaşlıkları, yaşam çizgilerini paralel hale getirirken, başlattıkları girişim ortaklığı şu an için onları 4 şirketin sahibi yaptı ÖZLEM YÜZAK 7 Başarılarının sırrı dostluklarında Kendisi kadar ambalajı da önemli Sanırım en son yatırımınız su alanında. Evet Bolu’da Taşkesti bölgesindeki kaynak suyunu 25 yıllığına kiraladık. Tamamen doğal yöntemlerle şişeleme yapıyoruz. Suyumuzun en önemli özelliği ise kullandığımız damacanalar. Amerikan FDA tarafından onaylı ve özellikle bebek ürünlerinde kullanılmak üzere üretilen “Tritan” hammaddesinden üretiliyor ve birçok ülkede yasaklanan bpa maddesi içermiyor. Türkiye’de bu konuda ilk şirketiz. Bpa maddesi kanserojen bir maddedir. Bebek ürünlerinde, emziklerde vs. kullanımı yasaklanmıştır. Hatta Avrupa Birliği ambalajlarda bpa’nın kullanımını yasaklamak için çalışmalar yapıyor. Çok yakında yasaklanacak. Biz su sektörüne girdiğimizde nasıl sağlıklı bir ambalaj kullanabiliriz diye araştırma yaparken bir şirketin bunu ürettiğini gördük. Nuh Çimento’nun yan kuruluşlarından biri. Hemen temasa geçtik. Bizim için damacana üretiyorlar. Diğer damacanalardan biraz daha pahalı ama biz tüketiciye yansıtmıyoruz. Hızlı bir satış ivmesi yakaladık. Bayilik ağını oluşturduk. Ayda 80 bin adet satıyoruz. Türkiye ölçeğinde henüz çok küçük bir şirket olsak da, sağlığa önem verenler giderek bizim varlığımızdan haberdar oluyor. TTB ve TO üyesi hekimler bakanlığın özel sağlık kuruşları yönetmeliğini protesto etti. Üniversite yıllarında başlayan arkadaşlığı önce dostluğa, ardından iş ortaklığına dönüştüren ve yıllardır sürdüren 2 girişimci, bu haftaki konuğumuz: Togan Alper ve Şükrü Tırnaklı. Öyle bir dostluk oluşmuş ki aralarında, yaşam çizgileri de aynı paralellikte gelişmiş. Kendi sınıflarından iki kızla evlenmişler, askerliği aynı dönem yapmışlar, hatta aynı koğuşta altlı üstlü ranzalarda yatmışlar, aynı sene içinde çocukları doğmuş... Bir müddet farklı şirketlerde çalıştıktan sonra ortak iş kurma kararı almışlar... Togan Alper, “Öyle hale geldi, bir gün babamın doğum gününü kutlamak için toplanmıştık, sıra hediyeleri vermeye geldi; baktık aynı paket kâğıtları. Meğer ikimiz de aynı hediyeyi seçmişiz benim babama..” diye anlatırken dostluklarından duyduğu gurur gözlerinden okunuyor. Şu anda 4 şirketleri var. Teknik tekstilden duvarlar yapan Geoduvar, Geosentetik duvarlar depreme en dayanıklı malzeme olarak gösteriliyor. İki ortak, bu sistemin betonarme duvarlara göre dayanıklı ve yüzde 50 daha ekonomik olduğunu söylüyor. Merkez Kavacık’ta, fabrika ise Çorlu’da. Son ortak işleri ise su. Bolu Dağı’nda Taşkesti bölgesinin kaynak suyunu 25 yıllığına kiralamışlar. Şişeleyip satıyorlar, ancak sattıkları suyu diğerlerinden ayıran en önemli özelliği ambalajı. Şükrü Tırnaklı ve Toğan Alper Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı: İsterseniz önce kurduğunuz ilk şirketten, Geoduvar’dan başlayalım söyleşiye... Tam olarak ne yapıyorsunuz? Geoduvar, teknik tekstil kullanarak tasarım ve uygulama yapan bir firma. Daha çok zemin uygulamalarında, istinat yapılarında, deniz içinde marina uygulamalarında kullanılıyor. Sizin de bildiğiniz gibi, duvarlar beton ve demirden inşa edilir. Ancak demir yüksek enerji gerektiren bir ürün; beton da çevre kirliliği yaratan bir ürün, Avrupa çimento fabrikalarını kapattı ve gelişmekte olan ülkelere kaydırdı. Biz alternatif ürünlere yöneldik. Geosentetik aslında teknik tekstil. Mobilyadan uçağa, arabaya, inşaata, tıbba her yerde kullanılan, giyme amaçlı olmayan her türlü tekstil ürününe teknik tekstil deniyor. Teknik tekstil kapsamında büyük bir alanı bizim inşaat sektöründe kullandığımız geosentetik ürünler alıyor. Geo, Latince dünya demek, sentetik de ürünlerin sentetik bazlı olmasından dolayı. Biliyorsunuz, sentetik dediğimiz şeyler polymer’ler. Polyester, PVC filan çevrecilerin hiç hoşlanmadığı ürünler, Togan Alper (solda) ve Şükrü Tırnaklı Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı. çünkü doğada yok olmayan malzemeler. Petrol ve benzin üretilirken yan ürün ve atık olarak çıkan malzemeler. Öte yandan inşaat sektörünün en büyük derdi korozyon.. Demirin korozyona uğraması. İşte bizim kullanığımız geosentetik duvarlar ile hem atıkları değerlendirmiş oluyoruz hem de son derece dayanıklı ve hafif bir malzemeyi yaşama geçirmiş oluyoruz. Nerede kullanılıyor bu malzemeler? Artık İstanbul’da inşaat ve yol yapılmayacak yerlere bile inşaat yapılıyor. Bu da istinat duvarlarını çok önemli kılıyor. Betonarme yüksek duvar hem çok masraflı hem de tam olarak amacına ulaşmıyor. Bizim sistemde tekstil sayesinde yükü tekrar toprağa veriyorsunuz. Ayrıca bu sistem betonarmeye oranla yüzde 50 daha ekonomik. İstanbul’da arsa bulma konusunda zorluk çeken firmalar, inşaat alanı olarak kayalık zeminleri de kullanamayınca deprem riski daha da artıyor. Ama tekstilden yapılan bu sistemle son derece dayanıklı yapılar oluşturulabiliyor. Tekstilin inşaatlarda kullanımı özellikle son 34 yılda hızla yaygınlaşınca, Geoduvar Türkiye’de büyük konut projelerine imza atan inşaat firmalarının önemli yardımcısı haline geldi. Ancak dünyada hâlâ tekstilin inşaatta kullanımında sonuncu sıralardayız. İthal mi bu malzemeler? Evet, şu an için ithal. Yerli birkaç üretici başladı ama ciddi bir teknik yatırım söz konusu. Tabii bir de pazarın büyümesi gerekiyor bu yatırım için. Aslında insanlar bilgi sahibi oldukça talep de artıyor. Örneğin bir mendirek yapacaksınız. Ekonomik ve verimli Dalgakıran için 50 metre çapında, 7 metre boyunda torbaları denizin dibine seriyoruz. Denizden çektiğimiz kumu da içine yerleştiriyoruz. İsterseniz 120 yıl boyunca kalabilir, bir şey olmaz. Dalgakıranın yerini değiştirmek istediniz, torbaları yırtın çekin alın, deniz kumu denize karışır ve o mekânda bir şey kalmaz. Parada ağır, yükte hafif malzemeler bunlar... Nerelerde kullanıldı şimdiye kadar? İstanbul’da, Tokat’ta, Kastamonu, Erzurum, Diyarbakır, Sakarya, İzmir, Antalya’da; genelde Karayolları ve oteller müşterilerimiz. Geoduvar betonlaşmayı da engellemesi açısından önemli. Madenlerden taşların çıkarılmasından, çıkan taşların taşınmasına kadar çevre konusunda önemli bir alternatif. Bir yanda da zaten var olar petrolün atığını değerlendirmiş oluyorsunuz. Peki Çorlu’daki fabrikada ne üretiyorsunuz? Çorlu’daki fabrika Ecoland adlı şirketimizin işi. Beton blok üretiliyor. Kendi dalında en büyük üretim merkezi. Aynı zamanda beton parke konusunda TÜBİTAK destekli araştırma yapıyoruz. Nasıl bir araştırma bu? Beton parke standart 8 cm’dir. Biz bunu ince polimer ile üretiyoruz. Yarısı kadar bir büyüklükte çok çok daha işlevsel bir ürün bu. Beton bloklarımızın özelliği de hem renkli hem de çok daha dayanıklı olması. Binayı bununla yaptığınız zaman, kaba sıva, ince sıva, boya falan gerektirmiyor. Hem inşaat maliyetini hem üretim maliyetini düşürüyorsunuz. Toplam istihdamınız ne kadar? 4 şirketimizde toplam 400 kişi çalışıyor. Hekimler: Serbest çalışma haktır İstanbul Haber Servisi Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası üyesi hekimler, Sağlık Bakanlığı’nın geçen yıl “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik”te yaptığı değişik ile yurt genelindeki yasal, ruhsatlı ve izinli tüm muayenehanelerin 4 Ağustos günü kapatılma tehditiyle karşı karşıya kalmasını Tünel’den Gezi Parkı’na yürüyerek ıslıklarla, düdüklerle ve alkışlarla protesto etti. Yönetmeliğin bir an önce iptal edilmesini isteyen hekimler, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı istifaya çağırdı. Hekimler dün sabah saatlerinde Taksim Hill Otel’de bir araya gelerek Taksim Hill Otel’de forum düzenledi. Daha sonra Tünel’de toplanan hekimler, yaşananları protesto etmek için üzerinde steteskop cihazının bulunduğu “Hasta ve hekim giremez”, Özel hastanelerde çalışmaya zorlamayın”, “Serbest çalışmak insan hakkıdır” yazan dövizlerin yer aldığı, kilitli simgesel bir muayenehane kapısı ile yürüyüşe geçti. CHP İstanbul Milletvekili diş hekimi Kadir Gökmen Öğüt’ün de katıldığı eylemde İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Taner Gören, AKP’nin Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın tüm hekimleri etkilediğini belirterek “Türkiye’de yaklaşık 120 bin hekim var. Hiçbiri memnun değil, böyle bir hekim topluluğu ile hastaların memnun olması nasıl söylenebilir” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın yönetmeliğinin değişmemesi durumunda 4 Ağustos’ta gerçekleşmesi imkânsız kararlar nedeniyle muayenehanelerin kapatılmasının söz konusu olduğunu vurgulayan Gören, “Muayenehane hekimliği anayasal haktır. Sağlık Bakanlığı bu hakkı elimizden almak istiyor. Muayenehanelerin kapatılmasıyla buralarda çalışan hekimler ya kamuya ya da özel hastanelerde ucuz iş ve emek gücüyle çalışma ile karşı karşıya kalacak. Asıl amaç ticaridir, yurttaşa hizmet amacı taşımamaktadır” diye konuştu. TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan ise “Yönetmelik iptal edilmezse Sağlık Bakanı’na, Başbakan’a, Cumhurbaşkanı’na gerekirse yurtdışındaki makamlara gideceğiz, her muayanehane ve her sağlık kurumu eylem yeri olacak” dedi. Maliyetleri düşürüyoruz CHP’li hekim vekilden destek Her şirketimizde de stratejik ortaklarımız var. Örneğin Geoduvar’ı iki inşaat mühendisi hocamız ile birlikte yürütüyoruz. Prof. Dr. Cem Avcı ve Prof. Dr. Erol Güler. Ne kadar ortak olursak o kadar iyi, 4 ya da 5 ortak; fikirler daha iyi gelişiyor ve başarı daha artıyor. Yasa ve yönetmelikler hiçe sayılarak doçent kadrosuna atanmasına Prof. Dr. brahim Kaboğlu itiraz etti MÜ’de Osman Can’a özel atama MAHMUT LICALI ANKARA Eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın, Marmara Üniversitesi (MÜ) Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı’na doçent kadrosuna atanmasında, kadro ihtiyacının belirlenmesi, akademik kadro ilanı, başvuruların kabul edilmesi ve jürinin belirlenmesine ilişkin yasal süreç ve mevzuat hiçe sayıldı. MÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu sürece itiraz ederek, usulsüzlükleri tek tek sıraladı. Anayasa Mahkemesi raportörü olarak görev yaptığı dönemde AKP’nin kapatma ve türban davalarındaki görüşleriyle gündeme gelen Can’ın İstanbul Üniversitesi (İÜ) Hukuk Fakültesi’ne akademisyen olarak atanamamasının ardından Marmara Üniversitesi’ne usulsüz bir şekilde atandığı ortaya çıktı. Fakültenin Anayasa Hukuku Anabilim Dalı’nda doçent akademisyene ihtiyaç duyulmazken, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı’nın görüşünün alın madan gerçekleştirilen atamada, kadro ihtiyacının belirlenmesi, kadro ilanı, başvuruların kabul edilmesi ve jürilerin belirlenmesine ilişkin yasal süreç ve mevzuatlar göz ardı edildi. Prof. Dr. Kaboğlu, MÜ Rektörlüğü’ne gönderdiği yazıyla sürece itiraz etti. ‘ htiyaç yok’ denildi ama... Yazıda, anabilim dalının talebi olmaksızın doğrudan rektörlük tarafından doçentlik ilanı için sorulan görüşe, “Doçent kadrosuna ihtiyaç duyulmadığı” yanıtı verilmesine karşın ve görüş alınmadan önce gazetelerde kadronun ilan edildiği belirtildi. Yazıda, atama sürecinde oluşturulan jüri için de Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanlığı’nın görüşü alınmadığı ve Prof. Kaboğlu’nun jüri üyesi olduğuna ilişkin yazının Can tarafından kargo aracılığıyla gönderildiği ifade edildi. Yazıda, Can’ın atama sürecinin Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atama Kriterleri Yönergesi’ne ve hukuka aykırı olarak gerçekleştirildiği ifade edildi. Çivril’de anne ile kızı ateşe verildi DEN ZL (Cumhuriyet) Denizli’ nin Çivril ilçesinde bir anne ile kızı, üzerine benzin dökülerek ateşe verildi. Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde ikamet eden A.O.T, gönül ilişkisi old uğu iddia edilen Ummuhan Muttalibov’u n (45) Hamam Mahallesi 30 Ağustos Caddes i’ndeki evine, bahçe duvarından girerek Mu ttalibov’un üzerine benzin dökerek yak tı. Annesinin çığlıkları üzerine gelen Ö.Ç’nin de (16) üzerine benzin dökerek yakmaya çalışan A.O.T, anne ile kızın bağ ırmaları üzerine benzin bidonunu bırakıp , bahçe duvarından atlayarak kaçtı. Annek ız olay yerine çağrılan 112 Acil Servis ekiple rince Çivril Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Muttalibov, ikinci derecede yanık tanısıyla Denizli Devlet Hastanesi’ne sevk edilerek yanık ünitesinde tedavi altı na alındı. Vücudunda hafif yanıklar olan Ö.Ç . ise ayakta tedavi edildi. Olay yerinde ruhsatsız silahını da düşüren A.O.T’nin yak alanması için çalışma başlatıldı. WHO’NUN UYUŞTURUCU RAPORU Tüm dünyayı tehdit ediyor SAVAŞ KÜRKLÜ ‘Atama süreci hukuka aykırı’ Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Yönetim Kurulu konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Can’ın daha önce yalnızca iki doçentin görev yaptığı İÜ’ye ataması yapılacakken üniversite yönetimi tarafından bu sürecin durdurulduğu anımsatıldı. Açıklamada, İÜ’ye yerleştirilemeyen Can’ın bu kez İÜ’de olduğu gibi Anabilim Dalı’nın görüşü alınmadan tamamen hukuka ve akademik teamüllere aykırı olarak MÜ’ye ataması yapıldığı belirtildi. ADANA Dünya Sağlık Örgütü (WHO), “Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü” nedeniyle yayımladığı raporda yuşturucu madde bağımlılığının tüm ülkeler için tehdit edici boyutlara ulaştığını açıkladı. WHO’nun raporunda, bağımlılıkların sevgi, saygı anlayışı ve sorgulamanın egemen olduğu yapılarda asgariye indiği belirtilerek “Kötü örnekler azaldıkça bağımlılıklar da azalır” deniliyor. Dünyada 180 milyon kişinin uyuşturucu kullandığının belirtildiği raporun Türkiye ile ilgili bölümünde ise şu görüşlere yer veriliyor: “Üniversite gençliğini hedef ve basamak olarak gören uyuşturucu tacirleri, şimdilerde ilköğretime kadar indi. Aile içi sorunlar, arkadaş faktörü uyuşturucu bağımlılığının artmasına neden oluyor. Bu tehlikeye karşı bir üst kurul oluşturulması ve eğitimle desteklenmesi gerekiyor.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle