25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 6 MAYIS 2011 CUMA 14 EKONOMİ ‘Yerli’ Bill Gates’ler doğacak Yatırımcılarda ‘Genel Tebliğ’ heyecanı elir ve kurumlar vergisi beyanında bir dönemi daha geride bıraktık. Bir kez daha umutlu ve heyecanlıydık. Çünkü yatırım yapan ve indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanmak isteyen mükelleflerin sorunlarına ilişkin açıklamalar yapan “Genel Tebliğ”in çıkmasına yönelik beklentimiz yüksekti ama yine olmadı. Yatırım indirimi uygulamasına kademeli olarak son verilmesiyle birlikte yeni yatırım teşvik sistemi 2009/15199 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe girmişti. Bu teşvik sistemine ilişkin 14 Nisan 2011 tarih ve 27905 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2011/1597 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile de kapsamlı değişiklikler yapıldı. Bu sistemin en büyük vergisel yansıması ise Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesinde düzenlenen “indirimli gelir ve kurumlar vergisi” uygulaması şeklinde karşımıza çıkmakta. Bu sistemde yatırım tamamlandıktan sonra, o yatırımdan elde edilecek kazanca indirimli vergi oranı uygulanarak yatırımlar devlet tarafından finanse ediliyor. Yani, bu yatırımlara doğrudan destek sağlamak yerine yatırım tamamlandıktan sonra o yatırımdan elde edilecek kazanca vergi indirimi uygulanması öngörülmüş. İndirimli vergi uygulaması 2009 yılında başlamıştı. Ancak, bu uygulama tamamlanan yatırımlardan elde edilecek kazanca yapılacağı için 2009 yılında hayata geçme şansını fazla bulamadı. Sadece modernizasyon ve genişletme (tevsi) yatırımları açısından uygulama şansı oldu. 2010 yılında ise hem bazı yatırımlar tamamlanıp bu yatırımlardan kazanç elde edilmeye başlandı hem de Özyeğin Üniversitesi ve Turkcell’in işbirliğiyle hayata geçirilen “Girişim Fabrikası”, fikir ve teknolojilerin ticarileşmesini hızlandırmayı amaçlıyor. Yılda 8 ila 16 yeni projenin destekleneceği Girişim Fabrikası’nda, projelerin 12 ay içerisinde yatırımcı desteği alarak kendi kendine yeter hale gelmesi hedefleniyor. Fikir ve teknolojilerin ticarileşmesini hızlandırmak amacıyla işbirliği yapan Özyeğin Üniversitesi ve Turkcell “Girişim Fabrikası” kurdu. Yılda 8 ila 16 yeni projenin destekleneceği Girişim Fabrikası’nda, projelerin 12 ay içerisinde yatırımcı desteği alarak kendi kendine yeter hale gelmesi hedefleniyor. Özyeğin Üniversitesi’nin Altunizade Kampusu’nda hayata geçirilen Girişim Fabrikası’nın tanıtımı amacıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, yurtdışında girişim sermayesinin yatırımlarının yüzde 75’inin teknoloji, bunun yüzde 30’unun da yazılım alanında olduğunu söyleyerek “Türkiye’de de bilhassa teknoloji konusunda girişimciliğin gelişmesi için altyapının oluşması gerekiyor” diye konuştu. Süreyya Ciliv, “Bill Gates 1950’li Verilen bilgiye göre, 90 başvuru alan Girişim Fabrikası’nın ilk yönetim kurulu toplantısının ardından eBrandValue, Antropi, Neoses, KogniGo, MystlC ve Turkcell TeknoFikir yarışması finalistleri arasında yer alan SİS projeleri fabrikaya dahil oldu. İş hızlandırma merkezi formatında kurulan Girişim Fabrikası, hedefe odaklı stratejiler geliştirmeyi, girişimcilerin Türkiye’deki meslek yatırımcı ağları ile buluşturulmasını ve profesyonel servis destekleri verilmesini içeriyor. Girişim Fabrikası’na net bir iş planına ve en az iki kişilik girişimci ekibine sahip girişimciler, zamanlarının tamamını projede geçirme şartıyla, okul veya sektör kriteri gözetilmeden ücretsiz başvurabiliyor. Adayların öncelikle www.girisimfabrikası.com adresinden online başvuruda bulunması gerekiyor. Girişim Fabrikası, TÜBİTAK, KOSGEB gibi devlet kurumlarının yanı sıra, Endeavor, Etohum ve TOBB Genç Girişimciler Kurulu gibi sivil toplum kuruluşları, Galata Business Angels, LabX, 212 VC, Young Turk Ventures Inventram ve Inovent gibi yatırımcı ağlarını içeren girişimcilik ekosisteminin paydaşları ile işbirliği halinde olacak. G modernizasyon ve genişletme (tevsi) yatırımlarının sayısı arttı. İndirimli vergi uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi ise KVK’nin 32/A maddesi ile Maliye Bakanlığı’na verildi. Ancak, her nedense Maliye Bakanlığı bu yetkisini bugüne kadar kullanmadı. Oysa yatırımcıların bu uygulama ile ilgili ciddi sorunları var. Ayrıca, Bakanlar Kurulu Kararları’ndan yetki alan Hazine Müsteşarlığı tarafından çıkarılan tebliğlerle vergi düzenlemeleri arasında çelişkili durumlar mevcut. Bu sorun ve çelişkileri kısaca şöyle özetleyebiliriz: 1 Bina yatırımı harcamalarının uygulama kapsamına girip girmediği konusunda tereddütler vardır. 2 Yatırıma başlandığının kabul edilmesi için yapılması gereken harcamaların, indirimli gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında dikkate alınıp alınmayacağı belirsizdir. 3 Şahıs şirketlerinde uygulamanın şekli belirsizdir. Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler için de aynı belirsizlik vardır. 4 Komple yeni yatırımlar ile genişletme (tevsi) yatırımları dışında kalan yatırımlarda (modernizasyon, ürün çeşitlendirmesi, entegrasyon) vergi indiriminin ne şekilde uygulanacağı belli değildir. Teşvik uygulamasının altyapısı Bakanlar Kurulu kararları ile yapılmıştır. Hazine Müsteşarlığı bu uygulama ile ilgili olarak üzerine düşeni yapmıştır. Ancak, Maliye Bakanlığı konuya ilişkin düzenleme yetkisini ısrarla kullanmamaktadır. Oysa yatırım yapan veya yapma niyetinde olan mükellefler Maliye Bakanlığı’nın tebliğini heyecanla beklemektedir. Umarız bakanlık bu heyecanı bir an önce giderir. yıllarda Türkiye’de doğmuş olsaydı, Bill Gates olamazdı. Gates’in ortaokuldayken okulda kullanabildiği bir bilgisayarı vardı. Ama bugün geleceğin Bill Gates’lerinin Türkiye’den çıkmasının önünde hiçbir engel görmüyorum” diye konuştu. Örnek bir girişimci olan Özyeğin Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Hüsnü Özyeğin, Türkiye’nin yılda 750 bin kişiye istihdam yaratması gerektiğini, bu rakamın 800850 bine gittiğini ifade ederek “Türkiye girişimcilikte başarılı olamazsa, Türkiye’nin bu gençleri istihdam etmesi ni mümkün görmüyorum. Bir yerde herkesin kendi işini yaratması lazım. Bu kuluçka merkezini de burada önemli görüyorum” dedi. Özyeğin, Girişim Fabrikası ile Harvard Business School’da hayata geçirilmesi planlanan benzer bir çalışma yürüttüklerini belirterek bunun bir başlangıç olduğunu ve önümüzdeki dönemde daha da geliştirileceğini söyledi. “Bugün mezun olup gelseniz, yine Finansbank’ı kurarak, yaptığınız başarılı işleri gerçekleştirebilir miydiniz” sorusunu Özyeğin, Millenium Bank örneğini vererek yanıtladı. Kardelen yıldızlar takımı kuruluyor Adı Mavili... İsveç’te moleküler genetik üzerine yüksek lisans yaptı. Şimdi bir ilaç firmasında çalışıyor... Adı İclal... Mersinli yoksul bir ailenin çocuğu. Küçük yaşta babasını kaybetmiş. Marmara Üniversitesi’nde bilgisayar okudu. Şimdi Turkcell Superonline’da çalışıyor. Hatta şu aralar terfi etti. Adı Güleser Çelik.. ODTÜ’yü bitirdi. Başarılı öğrenciler arasından seçilerek ABD’ye gönderildi. Birleşmiş Milletler’de konuşma yaptı. Konuşması o kadar beğenildi ki BM’den staj teklifi aldı. Bu genç kızlar Kardelenler. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) Turkcell ile 11 yıldan beri birlikte yürüttüğü kız çocuklarının eğitimi projesinin başarılı kızları. 2000 yılında yılda 5 bin kız öğrenci ile başlatılan burs 2007 yılında yılda 10 bin öğrenciye ulaşır hale geldi. Proje dahilinde bugüne kadar yaklaşık 20 bin öğrenciye Turkcell bursu verildi, 9 bin 634 öğrenci liseden mezun oldu, 3 bin 437 öğrenci üniversiteyi kazandı ve 976 öğrenci de üniversiteden mezun oldu. Üniversiteden mezun olan öğrenciler arasında şu an meslek hayatına atılarak, doktor, avukat, hemşire ve öğretmen olan Kardelenler var. Proje öyle hale geldi ki dün Alacağı ödenmeyen işçi ne yapmalı? alışma hayatında işçilerin en çok mağdur oldukları konuların başında, ücret, fazla mesai, izin parası, ihbar ve kıdem tazminatı gibi haklarının ödenmemesi geliyor. İşçilerin bu alacaklarının ödenmemesi halinde doğrudan mahkemeye gidebilmeleri mümkün olduğu gibi, bölge çalışma müdürlüğüne şikâyet yoluna da gidilmesi mümkün. torba kanunla yapılan düzenlemeye istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikâyetleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bölge müdürlükleri de inceleyebilmektedir. Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler ve bu işle ilgili görülen başka kişiler; izleme, denetleme ve teftişle görevli iş müfettişleri ve işçi şikâyetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan belge ve delilleri Ç getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür. Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikâyetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına, istenirse ilgili taraflar otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edebilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez. Torba kanunla yapılan bu düzenlemeye göre, iş müfettişi denetimi sonucunda düzenlenen raporlara karşı 30 gün içinde iş mahkemesine itiraz edilmesi gerekmektedir. Aksi halde işçi alacaklarının icra yoluyla tahsili gündeme gelir. ÇYDD ile Turkcell 11 yıldır aralıksız sürdürdüğü kız çocuklarının eğitimine yönelik Kardelen Projesi yeni bir boyut daha kazandı. Üniversitede okuyan Kardelenler arasında en başarıları seçilerek farklı eğitimlerle toplum önderleri haline gelmeleri sağlanacak. yanın önde gelen kadın liderlerini buluşturan Dünya Kadın Zirvesi (Global Summit of Women), Turkcell Üst Yöneticisi Süreyya Ciliv’i Kardelenler Projesi’ni dünyaya örnek proje olarak tanıtmak için davet etti. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Koray Öztürkler ile Kardelenleri konuşuyoruz. “4 kentte, İstanbul, İzmir, Diyarbakır ve Erzurum’da odaklanarak Kardelenlerle konuştuk. Kızlarımızın maddi desteğin yanında manevi desteğe de ihtiyaçlarının olduğunu, özellikle kişisel gelişim konusunda eğitimler talep ettiklerini, bursiyerlerin kendi aralarında iletişim kurma gereksimleri olduğunu ve üniversiteye devat etmek isteyen Kardelenlerin koçluk beklediklerini tespit ettik. Bu doğrultuda isteklerinin yerine getirilmesi için çalışmaları yürütüyoruz” diyen Öztürkler, önemli bir haberi de bizimle paylaştı. Kardelen yıldızlar takımı kuruluyor. “Bir liderlik programı düzenlenerek üniversiteye giden kardelenler arasında en başarılı olanlar seçilecek, onlara yurtiçi ve yurtdışı eğitimlerini biz karşılayacağız, liderlik nitelikleri kazanlamalarını sağlayacağız” diyen Öztürkler, Kardelenler artık toplum önderi olacak diye konuştu. BAS T USULE TAB MÜKELLEF, SSK’L OLAB L R M ? SSK’si 4A olarak devam eden biri “basit usulde vergi mükellefi” olduğu takdirde BağKur’lu olmak zorunda mı, yoksa kesinti olmaksızın SSK’si devam eder mi? Biliyoruz ki, basit usul değil de normal vergi mükellefi olsa BağKur’a geçmesine gerek olmuyor. Ensar Yılmaz Öteden beri SSK’li olan ve SSK sigortası ortak olmadığı başka işyerlerinde devam eden bir kişi basit usulde vergi mükellefi olunca ve kesintisiz SSK sigortalılığını devam ettirirse SSK sigortası devam eder. BağKur’lu olmaz. C MY B C MY B Sorularınız için malicozum ism mmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular eposta ile tek tek cevaplanacaktır. KOBİ’lerin en temel sorunlarından biri olan finansman teminini çözebilmek için ya iç kaynaklara ya da dış kaynaklara başvurulur. Kaynağın ortaklarca sağlanması yani sermaye arttırımı, kârın sermayeye katılması iç kaynak, banka ve diğer finansman kuruluşlarından borçlanılması da dış kaynak girişi olarak bilinir. Ülkemizde KOBİ’lerin genellikle borçlanabileceği ya da finansman sağlayabileceği kurum olarak sadece bankalar görülmektedir. KOBİ’ler halka açılmak, Kredi Girişim Fonu’ndan, risk sermayesinden yararlanmak, faktöring, kısa süreli finansman bonoları, finansal kiralama gibi diğer finansman araçlarını yeterince kullanamazlar.. Bunun nedenleri KOBİ’lerin yaklaşık yüzde 90’ının aile şirketlerinden oluşması ve bu şirketlerin büyükçe bölümünün kurumsallaşamaması, borsa ve risk sermayesi gibi finansman kaynaklarından yararlanma konusunda bilgi eksikliği ve kurdukları işletmelerini ellerinden çıkabileceği, başkalarıyla işletmelerini paylaşacakları endişeleri olarak sıralayabiliriz. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) arasında 07.08.2008 tarihinde “Halka Arz Seferberliği” protokolü imzalanmıştı. Bu bağlamda KOBİ’leri bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve endişeleri KOB ’ler ve Halka Arz gidermek, KOBİ’lerin GİP’e katılmalarını sağlamak amacıyla SPK Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, TSPAKB Başkanı Nevzat Öztangut ve KOSGEB Başkan Yardımcısı Tuna Şahin, deyim yerindeyse Anadolu’yu karış karış dolaşıyor. Geçen günlerde Okan Üniversitesi’nde “KOBİ’lerin Halka Arzı” konulu bir toplantıda bu isimlerle birlikte konuşmacıydım. Öğretim üyeleri ve öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantının diğer konuşmacıları ise SPK İkinci Başkanı M. Emin Özer ve Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt idi.. Mütevelli Heyet Başkanı Bekir Okan ve Rektör Prof. Şule Kut konuşmalarında halka arz konusunda üniversitenin görüşlerini dile getirdi.. Konuşmacılardan halka arz konusunda edindiğim bilgileri özetle sizlerle paylaşmak istiyorum. İMKB’de hisse senetlerinin işlem görebileceği Hisse Senetleri Piyasası (HSP) ve İMKB bünyesinde kurulan Gelişen İşletmeler Piyasası (GİP) olmak üzere iki piyasa bulunmaktadır. HSP’de İMKB kotuna ya da ilgili pazar kaydına alınan hisse senetleri işlem görmekte iken borsa kotasyon şartlarını sağlayamayan, gelişme ve büyüme potansiyeline sahip KOBİ’lerin GİP’te menkul kıymetleri işlem yapabilmeleri amaçlanmakta. GİP’te işlem gören şirketlerin, zamanla büyüyüp gelişerek HSP pazarlarından birine transfer olmaları, orada daha büyük halka arzlar gerçekleştirmeleri hedeflenmiş. GİP’te KOBİ’lerin işlem görmelerini teşvik etmek amacıyla KOSGEB, SPK, İMKB ve TSPAKB arasında 2011 Şubat ayında bir işbirliği protokolü imzalanmış. Bu bağlamda KOBİ’lerin halka arza ilişkin ilk maliyetlerinin finansmanı, geri ödemesiz, hibe olarak KOSGEB tarafından sağlanacak. Destek oranı, İMKB, SPK ve Merkezi Kayıt Kuruluşu ücretlerinde yüzde 100, aracılık komisyonu, bağımsız denetim ücreti, piyasa danışmanı ücretinde ise yüzde 50 oranında olacaktır. KOBİ’lerin, GİP’te işlem görmeye başlamalarını müteakip yüzde 25’lik ilave destek sağlanacak ve destek oranı yüzde 75’e ulaşacak olması da çok önemli. Gerek SPK gerekse İMKB mevzuatına bakıldığında KOBİ’lerin sermaye piyasalarından finansman sağlayabilmelerinin öncelikli şartı, anonim şirket statüsünde olmak. GİP Listesi’ne kabulü için kârlılık, faaliyet süresi, sermaye veya piyasa değeri büyüklüğü gibi herhangi bir sayısal koşul aranmamakta. GİP için bir nevi tavan şart uygulaması yapılmakta, GİP’e başvuracak şirketin Kotasyon Yönetmeliği’nde tanımlanmış kotasyon şartlarını sağlamıyor olması istenmesinin yanı sıra, şeffaflık, kamuyu bilgilendirme, hesap verebilirlik, kurumsallaşma, kayıt dışılık ve muhasebe standartlarına uygun belge ve kayıt düzeni gibi sorunlarının çözümünden geçmektedir. Çünkü bu sorunlarını çözmeyen hiçbir KOBİ’nin yatırımcı güvenini kazanarak sermaye piyasalarından finansman sağlamasının olanağı bulunmamakta.. Sonuç olarak, KOBİ’lerimiz küresel ekonominin getirdiği rekabette, sürdürülebilir bir başarıyı yakalayabilmek için düşük maliyetli finansman temin fırsatını veren halka arzı iyi değerlendirmeliler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle