19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 6 MAYIS 2011 CUMA 10 televizyonlarda ise “RTÜK” değil mi? Bir an düşünün! Basın Yayın Genel Müdürlüğü, hiçbir yargı kararı olmadan DP zamanındaki gibi değil haberi sütundan kazıtmak, 861 gazeteyi tümden kapatıyor. Bu basın özgürlüğü müdür? Ya da RTÜK? Tartışılan herhangi bir “programı” cezalandırmak yerine, o TV kanalını tümden kapatıyor. Bu yayın özgürlüğü müdür? Aklınız, hukuk mantığınız, özgürlük inancınız, çağdaşlık eğiliminiz, bir kuruma verilen bu “yargı üstü” yetki ve sorumluluk sonucunda, yargının 251 yasaklama kararının üç katından fazlası olan 861 siteye erişimi engelleyebilmesini kabul edebiliyor mu? 2007’de çıkan 5651 sayılı “Internet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Yasa” bu kuruma, bırakın Basın Yayın Genel Müdürlüğü’nü, bırakın RTÜK’ü, yargıdan daha fazla yetki veriyor! Olacak iş mi bu? Diyelim ki bir sitede, bu yasanın kapsamına giren bir yayın yapılsa, kurum sitenin o yayınını içeren uzantısını değil, tüm siteye girişi sonsuza dek engelliyor, yani gazeteyi ve TV’yi kapatıyor. Üstelik “yargı kararı” olmadan, ceza yasalarının temel ilkesi olan “cezaların kişiselliği” kuralı da dışlanarak! Ayrıca, kurum bir “ihbar” sitesi açmış! Bugüne değin Adnan Oktar gibi 24 bin 598 kişi ihbar yapmış ya da başvurmuş. Şimdiye değin bu ihbarlara dayanarak toplam 1112 siteye erişim engellenmiş. Şu anda incelemeleri süren bu ihbarlardan bazılarına dayanılarak önümüzdeki günlerde birkaç bin site daha kapatılacak demektir. Haydi hayırlısı! Ayrıca yargı kararını veren “sulh ceza mahkemelerinin” bazı yargıçlarının Internet’in uluslararası bilgi birikiminden yoksun oldukları da basına yansıyan haberler arasında. Kapatılan sitelerin sahiplerinin bu kararlara karşı, zaman ve para kaybı nedeniyle, bir üst mahkemeye başvuramadıkları da bir gerçek... Böylece Internet girişimcilerine gözdağı verilerek caydırıcılık yaratılmıyor mu? Dünya basınında Türkiye ile alay ediliyor. Aydınlarımız bu alandaki tehlikenin farkında değiller. Türkiye, Internet’te İran’daki “mollarşi (köktenci totaliter)” düzeni yolunda koşar adımlarla ilerliyor. Radikal’in “Internet’ime Dokunma” kampanyasını candan destekliyorum. Büyük Ata ne demişti: “Basın özgürlüğünün en büyük güvencesi yine basın özgürlüğüdür.” DIŞ HABERLER [email protected] Bin Ladin’in yerini örgütün iki numaralı ismi El Zevahiri’nin sızdırdığı iddia edildi ‘Helal Internet!’ (1) azının ilk bölümünü bu sütunda 3 Ekim 2008’de yayımlamıştık. Yazıdan sonraki 2.5 yılı aşkın sürede “Mollarşinin” geldiği noktayı ve 22 Ağustos’ta yürürlüğe koyacağı “Helal Internet” uygulamasını gelecek yazımızda ele alacağız! Bu da Suudi komplosu Dış Haberler Servisi El Kaide’nin iki numaralı ismi Eyman el Zevahiri’nin denetimindeki Mısırlı örgüt üyelerinin, Amerikalıların Usame bin Ladin’in yerini bulmasını sağladığı öne sürüldü. Suudi Arabistan’da yayımlanan El Vatan gazetesinin “bölgesel bir kaynağa” dayanarak verdiği haberde, Bin Ladin ile Zevahiri arasında anlaşmazlıklar olduğu belirtilerek Amerikan gizli servisinin izlediği ve Bin Ladin’in izini bulmalarını sağlayan kuryenin, aslında Zevahiri için çalıştığı iddia edildi. Kimliği Guantanamo’daki mah Y Bin Ladin ile El Zevahiri arasında anlaşmazlıklar olduğunu vurgulayan Suudi gazetesinin, “bölgesel bir kaynağa” dayanarak ortaya attığı iddiaya göre, El Kaide liderinin izinin bulunmasına yol açan kurye aslında Zevahiri için çalışıyordu. kumlar tarafından ifşa edilen kuryenin, Amerikalıların şüphelendiği gibi Kuveytli değil Pakistanlı olduğunu yazan gazete, kuryenin kendisini izleyen Amerikalıları, izlendiğini bilmiyormuş gibi yaparak Bin Ladin’in evine kadar götürdüğünü ileri sürdü. Haberde, “örgütü fiilen idare eden Mısırlı El Kaidecilerin, Bin Ladin’in 2004’te hastalanmasından beri örgütün kontrolünü ele geçirmeye çalıştıkları” kaydedilerek, Bin Ladin’i, Taliban’ın kalesi konumundaki Pakistan’ın kuzeybatısında bulunan aşiret bölgelerini terk ederek öldürüldüğü Abottabad’a yerleşme si için ikna edenlerin aynı kişiler oldukları öne sürüldü. Mısırlıların planı Haberde, örgüt yöneticilerinden Mısırlı Saif el Adil’in geçen sonbaharda İran’dan dönmesinden sonra, El Kaide içindeki Mısırlıların Bin Ladin’i gizlice ortadan kaldırmayı amaçlayan bir planı yürürlüğe koydukları da belirtildi. Bin Ladin’in ölümünden sonra Mısırlı El Zevahiri’nin örgütün başına geçmesi bekleniyor. El Zevahiri, 1998’de El Kaide’ye katılan İslami Cihad’ın Mısır grubunun başında bulunuyordu. ‘Mollarşi’ Internet’e El Koydu! Yaşı yarım yüzyılı aşanlar Demokrat Parti’nin (DP) son dönemindeki gazeteleri anımsarlar. İktidar, beğenmediği haberi ya da yazıyı, gece matbaaya gönderdiği emniyet görevlilerine sayfadan kazıttırırdı. Gazete, ertesi günü o haber ya da yazı kazınmış, bembeyaz çıkardı. Çoğu zaman karşıt gazetelerin ilk sayfaları, ağızda çekilmiş dişlerin yarattığı boşluklar gibi çirkin bir görüntü oluştururdu. İktidar basın özgürlüğüne tahammülsüzdü. Bu tahammülsüzlük, DP’nin devrilmesinde önemli etkenlerden biri oldu. Bir hafta önce bu köşede Türkiye’de Internet’e uygulanan “sansüre” dikkati çekmiştik. İki yıl önce İran’da iken bırakın “Superonline” sitesinin, Türk “Diyanet İşleri Başkanlığı” sitesine bile girişin “mollarşi” yönetimince yasaklandığını yazmıştık. İran’da komünist, faşist bir totaliter yönetim olmadığından, “köktenci totaliter” düzenin varlığından söz etmiştik. Türkiye son bir yılda Internet’e uygulanan sansürde İran’ı geride bıraktı, ya da bırakacağa benziyor. Yazımızda, aralarında J.J. Rousseau ve Voltaire gibi düşünürlerle bağlantılı bazı sitelere bile “…bilmem neresi sulh ceza mahkemesinin kararı ile Telekomünikasyon Başkanlığı’nca engellenmiştir” uygulamasından yakınmıştık. Radikal gazetesi, yazımızdan sonra konunun üzerine giderek “Internetime Dokunma” diye güzel bir kampanya başlattı. Radikal’i kutluyoruz. Gazetenin rakamlarını, ilgili “Telekomünikasyon Kurumu Başkanı” Tayfun Acarer doğruladı. Kurum bugüne değin, “kendiliğinden”, bir “yargı kararı olmadan” 861 siteye “sansür” uygulamış, erişimi tümden yasaklamış. “Yargı kararı” ile ancak 251 sitenin erişimi engellenmiş! Internet olayından sorumlu kurumun basındaki karşılığı “Basın Yayın Genel Müdürlüğü”, BARAK: RAN HEMEN BOMBA ATAMAZ Bir zamanların korkulan bakanı Habib el Adli, mahkeme binasına protestolar arasında geldi. (Fotoğraf: AP) ‘Ortadoğu’nun en güçlüsüyüz’ Dış Haberler Servisi İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, “Nükleer bomba yapsa bile İran bize hemen atamaz” dedi. Barak, tüm dünyada bir tehdit gibi gösterilen İran’ın askeri amaçlı nükleer çabaları karşısında ne kadar rahat olduklarını ifade eden bu sözlerinin ardından “Biz Ortadoğu’nun en güçlüsüyüz” demeyi de ihmal etmedi. İsrail’in Bağımsızlık Günü’nden önce Haaretz gazetesine açıklamalarda bulunan İsrail Savunma Bakanı, İran nükleer bomba geliştirmeyi başarsa bile bunun, bombayı hemen İsrail’e atacağı anlamına gelmediğini belirterek, kendi hükümetine de uyarılarda bulundu. Barak “İsrail’in de İran’ın nükleer programı konusunda halkı paniğe sevk etmemesi gerektiğini” söyledi. Barak’ın açıklamaları, İran’ın nükleer silah yapmaya çalışmasının Nazi Almanyası’nın giderek daha gelişkin silahlar geliştirmesinden farklı olmadığını ifade eden Başbakan Binyamin Netanyahu’dan ayrıldığı yorumlarına yol açtı. İran’ın İsrail’e nükleer bomba atacağını düşünüp düşünmediği sorusuna “Ne bize ne de herhangi bir komşu ülkeye atamaz” cevabını veren Barak, şunları söyledi: “Benim sözlüğümde paniğe kapılmak yoktur. Pakistan’a ne olmuş? Diyelim orada siyaset karıştı ve oradan dört tane bomba İran’a geldi. Ee, ne yapalım? (Kaçmak için) Havaalanına mı koşturacağız? Ülkenin kepenklerini mi indireceğiz? Sırf (nükleer silahlar edinmek için) kestirme bir yol buldular diye? Hayır! Çünkü biz hâlâ Ortadoğu’nun en güçlüsüyüz.” Buna rağmen İranlı yöneticilere güven olmayacağını da kaydeden Barakı, İran’ın panik anında ne yapacağının kestirilemeyeceğini de vurguladı. Mısır’ın eski içişleri bakanı vurgunculuktan suçlu bulundu Eski bakana 12 yıl ceza Dış Haberler Servisi Eski Mısır İçişleri Bakanı Habib el Adli, kara para aklama ve vurgunculuk suçlarından 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mısır’daki halk ayaklanması sırasında silahsız protestocuların öldürülmesi emrini verdiği ileri sürülen Adli hakkındaki dava geçen ayın sonunda başlamıştı. Halk ayaklanması sonucu iktidarı bırakmak zorunda kalan Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek döneminin en korkulan ve nefret edilen bakanı olan Adli, kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek masum olduğunu iddia ediyor. Adli’nin göstericilerin üzerine ateş açma emrini vermekle suçlandığı diğer davanın ikinci duruşması ise 21 Mayıs’ta yapılacak. Adli, Mübarek döneminde sayıları yaklaşık yarım milyonu bulan güvenlik güçlerinin kontrolünü elinde bulunduruyordu. Halk ayaklanması sırasında 800 kişi hayatını kaybetmiş, binlerce kişi yaralanmıştı. Direksiyondaki Eşek! Geçen hafta Ankara’da bir büyükelçilikteki konserde önümde oturan Ankaralı bir siyasacı müzikten başka çıt çıkmayan salonda cep telefonuyla, sözde çevresindekilere çaktırmadan, şakır şakır konuşmaz mı? Cep telefonlu eşek. SANDOR KEP RO ABD TALYA: KAYGIMIZ ORTAK Uçak inişe geçmişti. Hostes, kemerlerin bağlanmasına ilişkin uyarıları arasında “Terminal binasına girinceye değin cep telefonlarınızı kapalı tutunuz” duyurusunu da yaptı. Uçağın tekerlekleri piste değer değmez, bazı yolcular cep telefonlarını çıkarıp konuşmaya başladılar. O anda uçağın frenlerinin kilitlenebileceği, bir kazaya yol açacakları umurlarında değildi. Kendi yaşamları belki önemli değil, ama yüzden fazla yolcuyu tehlikeye atmalarının bilinçsizliğine ne demeli? Uçak, Trabzon Havaalanı’ndan kalkmış. Temel cep telefonunu çıkarıp konuşmaya başlamış. Hostes Temel’i “cep telefonunu kapatması” konusunda uyarmış. Temel, tipik davranışı ile cep telefonunda konuştuğu kişiye “Benim konuşmamı yasakladılar. Sen konuş, dinliyorum!” demiş! 31 Mart’ta Trabzon’dan Ankara’ya gidecek uçağa yolcular alınmış, kentin AKP’li belediye başkanı da binmiş. Karşısında CHP’li karşıtını görünce tartışmaya başlamakla kalmamış, cep telefonunu çıkararak bağıra bağıra konuşmaya başlamış. Hostesler birkaç kez uyarmışlar. Başkan, konuşmasını sürdürerek cebinden çıkardığı kartvizitini “Ben kimim biliyor En çok aranan Nazi yargı önünde Dış Haberler Servisi En çok aranan Nazi savaş suçluları listesinde birinci sırada bulunan 97 yaşındaki Sandor Kepiro’nun yargılanmasına dün Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de başlandı. Eski bir Macar ordusu subayı olan ve Sırbistan’ın Novi Sad bölgesinde 2123 Ocak 1942 tarihleri arasında Macar kuvvetleri tarafından düzenlenen baskınları gerçekleştiren birliklerden birinin başında olan Kepiro, 36 kişinin öldürülmesi emrini vermekle suçlanıyor. Aynı tarihlerdeki baskınlarda toplam 1200’den fazla Yahudi ve Sırp öldürülmüştü. Kepiro, İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanyası ile işbirliği yapan Macar ordusundan yargı önüne çıkarılan ilk savaş suçlusu. Simon Wiesenthal Vakfı’nın hazırladığı Nazi savaş suçları listesinde birinci sırada bulunan Kepiro suçlu bulunması halinde müebbet hapisle cezalandırılacak. Kepiro daha önce gıyabında hapis cezaları almış ancak Arjantin’e kaçmıştı. ŞER AT POL S DENET MDE Endonezya’nın Banda Açe bölgesinde şeriat polisi, uygunsuz kıyafet avında. Şeriat polisi, gerektiği gibi örtünmeyen veya kot pantolon giyen kadınları gözaltına alıyor. (Fotoğraf: EPA) Tahran’a ‘krizi kullanma’ mesajı Dış Haberler Servisi ABD Dışişleri Bakanı ABD ve İtalya, Suriye’de Clinton, Türkiye’nin hagöstericilere yönelik şid zırladığı yol haritasını dete bir an önce son ve desteklediklerini ve bu rilmesini isterken İran’ın konuda Türkiye ile yakın artan nüfuzuna karşı da işbirliği yapmak istediklerini belirtti. uyarı yaptı. Davutoğlu da önceki İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini, ABD gün Mısır’da imzalanan Dışişleri Bakanı Hillary El FetihHamas uzlaşma Clinton ile birlikte Ro anlaşmasına ilişkin bilgi ma’da düzenlediği ortak verdi. Davutoğlu, anlaşbasın toplantısında “Su maya ABD’nin katkısını riye hükümetinin şidde istedi. Libya’nın değerte bir an önce son vere lendirildiği toplantıya rek reform yanlılarıyla NATO, BM, AB, Arap diyaloğa girmesi gere Birliği, Afrika Birliği ile kir” ifadesini kullandı. ABD, Ürdün, Fas, Katar, Frattini ayrıca “İran’ın İngiltere, Fransa, Albölgede gittikçe artan manya ve Türkiye’den varlığı ile ilgili kaygı temsilciler katılıyor. mız ortak... İran son derece faal ve yaşanan krizlerden faydalanıyor” dedi. Bu arada Suriye güçlerinin Dera’dan çekilmeye başladığı belirtiliyor. Libya Temas Grubu’nun ikinci toplantısı için Roma’da bulunan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da toplantı öncesinde Davutoğlu, Clinton ile el sıHillary Clinton ile gö kışırken aralarına Fransa rüştü. Libya konusunun Dışişleri Bakanı Alain Marie ele alındığı görüşmede Juppe girdi. (Fotoğraf: AP) musun?” havalarında hostese vermiş. Uçağın kalkışının gecikmesi üzerine pilot, “Bir yolcunun telefonla konuşması yüzünden çıkan arıza nedeniyle kalkamıyoruz” duyurusunu yapmak zorunda kalmış. İşin tatsızlaştığını gören CHP’li uçaktan inmiş. Başkanın telefon konuşması bitmiş. Uçak da 30 dakika gecikmeyle havalanabilmiş. Şöyle kaldırımda durun, gelip geçen arabaların şoförlerine bakın. Bir el direksiyonda, öteki el cep telefonu ile kulaklıkta, üstelik en az 100 km. hızla gidiyorlar. “MOBESE” kameralarından TV ekranlarına yansıyan trafik kazalarının çoğunun, direksiyonda cep telefonu kullanımından kaynaklandığı görülüyor. Kendileri “nalları dikseler” bir şey değil. Ama masum insanları öldürüyor ya da yaralıyorlar o eşekler! Bu örnekler bilinçsizliğin dışında görgüsüzlüğün ve saygısızlığın da daniskası değil mi? Direksiyonda eşek varsa, son model arabanın kaputu altında kaç beygir olduğu neye yarar! Yemen’de şairin dilini kestiler Dış Haberler Servisi Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih iktidarına karşı gittikçe gelişen protestoların hayatı felce uğrattığı Yemen’de yaşanan görülmemiş bir vahşet eylemi muhalefet ile Devlet Başkanı arasında karşılıklı suçlamalara yol açtı. Yönetime muhalif olup olmadığı bilinmeyen ve ülkenin Şii bölgesi Ibb sakini olduğu belirtilen Velid al Rumeyşi adlı şairin dilinin kesildiği bildirildi. Devlet başkanının istifasını ve suiistimalden yargılanmasını isteyenlerin haftalarca gösteriler yaptıkları ülkede, geçen salı günü Ibb bölgesinde de geniş katılımlı hükümet karşıtı protestolar gerçekleştirildi. Güvenlik güçlerinin sert müdahale ettikleri gösterilerin yapıldığı söz konusu bölgeden olan şairin kimin kurbanı olduğu anlaşılamadı. Ancak hem muhalefet hem de hükümet yanlıları vahşi saldırıdan ötürü birbirlerini suçluyor. Yönetim, otomobilleri yaktığı, hırsızlık yaptığı dolayısıyla ülkenin güvenliğini tehlikeye soktuğunu söylediği göstericileri olaydan sorumlu tutarken muhalefet ise, ürküten eylemi yönetimin vahşi bastırma tedbirlerinin sonucu olarak değerlendiriyor. Ülkede 20 bin kişinin daha işssiz kaldığı bildiriliyor. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle