27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MAYIS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA 15 Edemir, AİHM’den tutukluluğunun sona erdirilmesi için tedbir kararı verilmesini istedi Adaleti AİHM’de arıyor dığı söylenen aramaya ilişkin karar, tutanak dosyada yok. Aramayı kimin Nişanlanacağı gün tutuklanan OD yaptığı ve bahsi geçen dokümanın neTÜ’lü öğrenci Hüseyin Edemir, Avrupa rede bulunduğu bilinmiyor. Hollanİnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) da’dan temin edildiği söylenen bel1 yıl 3 aydır süren tutukluğunun sona er genin adli mercilere nasıl ulaştığı ve dirilmesi için tedbir kararı verilmesini is hukuka uygun elde delip edilmediği de tedi. Yıllar öncesine ait belgelerle bilinmiyor” dedi. “DHKP/C örgütü üyesi olmak” suAvukatı, Hüseyin Edemir’in yasadıçundan yargılanan Edemir’e arkadaşla şı herhangi bir eylemine rastlanmadığırı da bir şarkı besteledi. nı vurgulayarak şunları söyAvukatı Oya Aslan, “Hüseyin’e Özgürlük ledi: AİHM’ye sunduğu dava di“Müvekkilimin suçlannisiyatifi”ni lekçesinde, Edemir’in ODdığı özgeçmiş raporunun oluşturarak TÜ Tarih Bölümü’nden metarihi 7 Şubat 1999. İdzun olduktan sonra üniverdianamenin mahkemeye kampanya sitenin, Humboldt Üniversunulma tarihi ise 6 Nisan düzenleyen sitesi’yla ortaklaşa yürüt2009. Suçlamanın zamatüğü TürkAlman Sosyal arkadaşları ‘Beni de naşımı süresi de dolmuş Bilimler Yüksek Lisans durumda. Savcı da bu al’ şarkısıyla, Programı’na tam burslu olayönde görüş bildirdi. AnEdemir’in serbest rak kabul edildiğini belirtti. cak mahkeme tutuklu bırakılmasını Programın Ankara’da yargılamayı sürdürmekistiyorlar olan birinci yarıyılında, 31 te ısrarlı.” Ocak 2010’da GBT kontİstanbul 10. Ağır Ceza rolünde gözaltına alındığını, hakkında bir Mahkemesi’nde yargılanan Edemir, dava açıldığını ise tutuklanınca öğren 23 Haziran’da altıncı kez yargıç kardiğini ifade etti. Edemir’in 2001 yılın şısına çıkacak. “Hüseyin’e Özgürlük da dergi bürosu baskınında bulunduğu İnisiyatifi”ni oluşturarak Edemir’in söylenen dokümanlar nedeniyle yargı serbest bırakılması için kampanya landığına, dosyada polisin bilgi notu dı düzenleyen arkadaşları, “Edemir ve şında başka delilin olmadığına dikkat çe Edemir gibiler” için “Beni de al” adkerek, “Gençlik isimli dergide yapıl lı bir şarkı besteledi. H LAL KÖSE zmir’e Çılgın Proje!.. Memlekette bir çılgınlıktır gidiyor... “Kanal İstanbul” adıyla açıklanan “çılgın projenin” ardından iktidar, sıranın İzmir’e geldiğini belirtmişti. Heyecanla beklemeye başladı İzmir! Başbakan’ın işaretinin ardından, onun İstanbul Belediyesi’nde, kabinede yakın arkadaşı, eski Ulaştırma Bakanı, AKP İzmir 2. bölge adayı Binali Yıldırım açıkladı: Tarih, 2 Mayıs... Bu arada kentte işadamından gazetecisine, yerel yönetimden sokaktaki yurttaşa kadar herkes kafa patlatmaya başladı. Ne olabilirdi İzmir için çılgın proje? İhtimal hesapları, tahminler... Kimi Çeşme Yarımadası’nı anakaradan kopardı; UrlaSığacık arasına 27 kilometrelik derin bir kanal kazdı. Kimi fay kırıklarına aldırmadan BostanlıÜçkuyular arasını deniz altından tüpgeçitle, deniz üstünden köprüyle bağladı. Kimileri de körfeze ışıklı su oyunları merkezi önerdi, iyi mi? Bu projeler arasında Kordon’da Mustafa Kemal Sahil Bulvarı’nda, Karşıyaka’da Halil Rıfat Paşa sırtlarında, kenti sur duvarları gibi sarmalayan çirkin apartmanların en az yarısını yıkacak, kentin yarısını betondan arındıracak bir çılgınlık var mı diye meraklanmıştım doğrusu, yoktu... “Herkesin çılgınlığı kendine” dedim, ne diyeyim. 1 Mayıs’ta bir yandan bayram coşkusu yaşayıp diğer yandan 1977’de Intercontinental Oteli’nden, Sular İdaresi’nin duvarından ateş açanların kimliklerini, onları görevlendirenleri, koruyanları sorgularken ertesi güne dair AKP’den sızması olası haberlerdeydi kulağım... Derken İzmirliler 2 Mayıs’a “çılgın haberle” uyandı: “Emniyet müdürlüğü organize işler bölümü ve mali polis, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne operasyon düzenledi. Belediyenin eski ve yeni genel sekreteriyle yardımcıları, bazı daire başkanları ve belediyeye bağlı şirketlerin bazı müdürleri gözaltına alındı. Gözaltına alınanların sayısının 50’yi aştığı bildirildi. Son operasyonda savcılık raporları da dikkate alındı. Soruşturma içinde Büyükşehir Belediye Başkanı da var ancak gözaltına alınmadı...” Herkes şaşkındı... Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik çeşitli yönetimsel eleştiriler yapılıyordu; ama düne değin AKP’li meclis üyeleri de dahil kimse ciddi bir yolsuzluk suçlaması yöneltmemişti. Kayseri ve Elazığ belediyelerindeki yolsuzluk savlarının gazete manşetlerinde yer aldığı bir süreçte neden İzmir, neden CHP’li belediyeler? Sabah saatlerinde polisten ciddi bir açıklama bekledi Başkan Aziz Kocaoğlu. Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, “operasyonun zamanlamasından rahatsızlık duyduğunu” açıkça belirtiyordu. İlginçtir, Kocaoğlu ise gazetecilerin bu yöndeki sorularını, “Ben rahatsız değilim; yargı, mahkeme karar almış onu uyguluyor” diye yanıtlıyordu. Öğleden önce CHP’lilerin belediye önünde iktidara karşı yığınsal protestoları sürerken il başkanı Tacettin Bayır’ın değerlendirmeleri çılgınlığa fener tutuyordu adeta: “Demek ki AKP’nin İzmir için hazırladığı çılgın proje buymuş, Türkiye’nin en başarılı, en dürüst başkanına böyle bir çılgın proje uygulamakmış...” Kamu vicdanını sarsacak, örgütlü, organize bir yolsuzluk varsa elbet yapanlardan hesap sorulsun; ama yoksa, İzmir halkı bunu bir komplo gibi değerlendirirse seçimlerde iktidarın vay haline... Alzheimer Gündüz Yaşam Evi açıldı Türkiye Alzheimer Derneği ve Şişli Belediyesi ortaklığıyla gerçekleştirilen “Alzheimer Gündüz Yaşam Evi” Dernek Başkanı Prof. Dr. Murat Emre, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, stanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun eşi Gül Mutlu, CHP stanbul milletvekili adayı Prof. Dr. Aydın Ayaydın ve çok sayıda konuğun yanı sıra hasta yakınlarının katılımıyla gerçekleştirildi. Dün Şişli’deki “Yaşam Evi” binasında gerçekleşen açılışta ünlü sanatçı Orhan Gencebay da bulundu. Yaşam Evi’nin açılışına destek veren Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de Alzheimer hastalığının önemine değinirken, bundan sonra da derneğe her tür desteklerini sürdürecekleri vaadinde bulundu. Bilgi için: Türkiye Alzheimer Derneği Tel: 0 212 224 41 89. Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] Cinayetin Siparişini Kim Verdi, Merak Eden Var mı? Aksoy, Mumcu, Emeç, Üçok, Dursun ve Kışlalı, bu soruyu soramadılar. Ben ısrarla soruyorum. Bana karşı tezgâhlanan bu cinayet “siparişi”ni kim verdi? Proje o kadar her yerinden tel tel dökülüyor ki... Senaryo bazı ucube kafalardan çıkmış ve “meczup” süsü kolay verilecek, yarı kaçık, işsiz, sıkıntılı bir adam, malum çevrelerce aranıp taranmış, bulunmuş. Bir çalışma yapılıp adam ikna edilmiş. “Zaten kolay iş, bi bıçaklık canı var, adamı indir, ardından dinle ilgili seçeceğin bazı şeyler söyle. Niçin yaptığını anlat ve git teslim ol. Böylece hem ruhi durumun, hem teslim oluşunla ve iyi halle indirim alırsın, iş çok uzamadan çıkarsın. Merak etme sana iyi avukat buluruz, davanı arkadan kontrole alırız. Seni ihya ederiz.” Cani, bu doğrultuda ödevini belli ki yardım alarak yapmış. İzimi sürmüş. Sanat merkezime birkaç defa gelmiş, bilgi toplamaya çalışmış. Ardından Aksoy’un “İnsanlık Anıtı” basın toplantısına katılacağımı öğrenip kararını vermiş. Saldırı anı ve gerisi malumunuz. Aslında kimseye sürpriz olmayan bu saldırı, 18 Nisan saat 13.1613.20 arası bir anda ve arkadan gerçekleşti. Belki 56 ayrı şans sonucu, şu anda canlıyım ve “2. ömrümde” sizlere bu satırları ulaştırabiliyorum. 18 Nisan’dan sonra yaşadığım her şeyin 2. ömrüm olduğunu bana o mucize ameliyata giren doktorlarım ısrarla söylüyor. Allahtan sevgili asistanım Tuba Kurtulmuş’un yarası daha az derin ve o da kurtuldu. O suikast anını yaşayıp, oradan canlı çıkmış olmak başlı başına bir deneyim. O anda yere sağlam bastım. Bilincimi kaybetmedim, panik yapmadım. Bildiğim tek şey, üzerimde ölümcül ağır bir yara olduğu ve bir an önce ameliyata alınmam gerektiğiydi. Ambulans bekleyecek vaktim olmadığının farkındaydım. Medyanın sürekli büyüttüğü “Arabalar sokakta neden durmadı?” sorusu ve Tatlıses’in vurulmasıyla ilgili yapılan kıyaslamalar, bana en başından kabak tadı verdi. Bunların hepsi, bizi ana konudan uzaklaştıran medya tuluatı. Ülkeyi ilgilendirmesi gereken şu: Siparişi meczup rolü biçilen bu zanlıya kim vermiş? Tabii ki hepimizin biraz tahmin edebileceği şeyler bunlar. Benim 25 yıldır her an Atatürkçülüğün korunması için verdiğim mücadele zaten ortada. Benden önce hangi aydın ve yazarlarımızın öldürüldüğü ortada, Kemalist ideolojinin kalemi ve polemik gücü kuvvetli insanlarını kimlerin yıllardır yok ettiği ortada. Cani adayı, garibim, üzerine zorla “ataşlanan” bu “görev”den sonra teslim olurken konuşulanları hatırlıyor, “Allah birdir” diyor! Yani uzaktan da olsa hem bazı çevrelere selam çakıyor hem de konuşulanları hatırlayıp ortaya uydurma bir laf atmış oluyor, sanki söylediği sözün bana saldırısıyla ilişkisi olabilirmiş gibi... Allahın boş gezeni, neden onca yılını içerde geçirmek üzere gidip hem salonda gerçek adını verip hem de arkadan hemen teslim olsun ki? Sağ olsun Can Ataklı hafta sonu yazdı. Gazeteler neden “uyduruk meczup”un kökeni, çevresi, son haftaları üzerinde derin araştırma yapmıyorlar? Emniyet hangi bulgulara ulaşmak için ciddi hangi stratejiyi çiziyor? Pek yakında göreceğiz... En olağan mafya cinayeti hakkında sayfalar döktüren medya, bu yeni model “sipariş” cinayet senaryosunun dökülen boyalarını bakalım nasıl toplayacak? Heyecanla bekliyorum! Arada yakın aile çevremi gördüğümde gözümün yaşardığı duygusal anlar yaşadım. Ameliyatımı bizzat hastaneden takip eden, gelen, telefon eden, çiçek yollayan, yorum yapan belki on binlerce kişi oldu. Her birine ve beni yalnız bırakmayan CHP örgütüne çok teşekkür ediyorum. Başbakan’ın hiç tepki vermemesine şaşırdım mı? Sanırdım ki, üzülmese bile, hükümetin başı kendi sorumluluk alanı üzerinde yaşanan böyle bir olaydan sonra en azından diplomatik bir dille bana “geçmiş olsun” deyip, Tanrı adı anılarak yapılan böyle bir alçakça cinayet teşebbüsünü kınayacak! Ne gezer?.. Peki ya tersi olsaydı? Bir başka sapık, bir çarşaflıyı kalbinden bıçaklayıp kaçsaydı? Hükümetin tepkileri ne olurdu dersiniz? Bırakın bunlar şimdilik köşeye de, şunu eklemek istiyorum: İnsanların nasıl kamplara bölünmüş olduğunu gördüm. Benle TV’lerde siyasi atışmalara katılan bir Nazlı Ilıcak, bir Mehmet Metiner, bir türbanlı hanımefendi bile gelip “geçmiş olsun” demedi. Kendini farklı yörüngelere oturtmaya çalışan kimi plastik sanatlar dünyasından insanlar bile, ne geldi ne aradı! Ben ise onların küçük dünyasına ağladım. Twitter mı? Türkiye ideolojik kaosunun çöplüğünün dibi gibiydi. Oralarda cerahatli sapkın beyinler neler yumurtlayabildi, onu da isterseniz size aktarmayayım artık... Ama biri hariç: Seviyeyi görüp hem gülün, hem ağlayın diye: Ben ölmediğime güya çok üzülmüşüm! Çünkü ölseymişim AKP daha büyük yara alır diye mutlu olurmuşum! HARB SEM H POROY HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] BULMACA BULUT BEBEK NURAY Ç FTÇ SOLDAN SAĞA: SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 OTOBÜSTEK LER KEMAL URGENÇ [email protected] UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇEL K [email protected] 1/ Bolu ilindeki 1 Yedigöller’i oluşturan gölcüklerden 2 biri. 2/ “Hiç şaş 3 mayan gibi işler 4 durur kader” (Y. 5 K. Beyatlı)... Paralı oyunlarda kâr 6 ve zarar olmadı 7 ğını belirtmekte 8 kullanılan sözcük. 3/ Balık yumurta 9 sıyla yapılan bir tür me 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ze... Küçük mağara. 4/ 1 S İ N E R J İ K İtici neden, güdü... 2 A R A K A P L İ Kars’ın doğusundaki ün 3 R İ M ME Ö R lü eskiçağ kenti. 5/ Çam 4D L A P S E K İ ağacının çiğnenip emilen İ T B iç kabuğu. 6/ Gerçek... 5 U S U L 6N A M İ MO Z A Bir şeyin fiyatını artırma. L O T 7/ Utanç duyma... Türk 7 Y U N U S 8A N A S ON M İ müziğinde uşşak dörtlüT OG A süyle sona eren birçok 9 A Ş makamın adında yer alan sözcük. 8/ Yelkenli bir tekne... Halk dilinde babanın kız kardeşine verilen ad. 9/ Cana yakın, sevimli. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Över gibi görünüp yerme, yeriyormuş gibi görünüp övme sanatı. 2/ Hz. Muhammed’i övmek ve ondan şefaat dilemek amacıyla yazılan kaside... Yunan mitolojisinde aşk tanrısı. 3/ İslam ülkelerinde kadın köleye verilen ad... Bir cetvel türü. 4/ Yunan abecesinde bir harf... Tehlike işareti. 5/ Ticaret eşyası... Sığırlarda görülen bulaşıcı bir hastalık. 6/ Öleceği kesinlikle bilinen bir hastanın, acısını dindirmek için doktor tarafından öldürülmesi. 7/ Bir nota... Yoksullara yiyecek dağıtan hayır kurumu. 8/ Çemberin çevresinin çapına oranını gösteren sayı... Tatlı, tuzlu, ekşi ve acı tatlar dışında kalan beşinci tat. 9/ Sekiz kiloluk tahıl ölçeği... On iki hayvanlı eski Türk takviminde timsah yılına verilen ad. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle