27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul B Edirne B Kocaeli B Çanakkale B İzmir Y Manisa Y Denizli Y Zonguldak B Sinop B Samsun PB Trabzon Y Giresun B Ankara Y 25 30 27 27 30 31 29 20 19 20 19 20 25 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B Y PB PB PB PB PB PB Y Y Y 24 24 22 30 30 27 28 32 26 27 22 18 15 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki B Stockholm Y Londra Y AmsterdamY Brüksel B Paris B Bonn Y Münih Y Berlin B Budapeşte B Madrid Y Viyana B 13 17 17 17 17 17 19 25 26 29 27 29 26 Belgrad Y 28 Sofya Y 24 Roma PB 28 Atina Y 25 Zürih Y 29 Moskova Y 16 Aşkabat Y 30 Taşkent B 31 Baku PB 26 Bişkek Y 25 Tiflis Y 23 Kahire B 38 Şam PB 34 26 MAYIS 2011 PERŞEMBE Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Doğu Anadolu’nun doğusu, Trabzon, Rize, Artvin ve Bayburt çevreleri ile öğle saatlerinden sonra Marmara’nın güneydoğusu, Ege, Göller yöresi, Batı Akdeniz, İç Anadolunun batısı ile Bolu ve Düzce çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 26 Mayıs GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada olaylarını, ola ki artık “cıvıdığı” gibi bir yargıyla yorumlamamızdan hoşlanmayacaklar. Oysa sokaktaki adam günlerdir partiler arası kaset kavgasını izliyor ve “kaset olayının artık cıvığı çıktı” diyor. Baykal’ın, kaset tertibiyle genel başkanlıktan indirilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Kaseti CHP Kurultayı’ndan önce internette yayımlayanlar bir yıldır ne saptandı ne de yakalandı. MHP’ye kasetli saldırı ters tepti! Partiler, partisizler ateş püskürüyor. Gözler Başbakan’da. Önceki gün Şırnak mitinginde, konuyla ilgili yine hayretle karşılanacak bir açıklama yaptı: “Bunlar benim işim değil. Bunlar CHP’nin, MHP’nin kendi iç sorunu. Eğer temizlemek istiyorlarsa kendi problemlerini kendileri çözsünler” dedi. Girip çıkıp kameralar yerleştirenleri bularak yargıya teslim etmek, sanki bu Başbakan’ın görevi değil. Hayır, hayır! Bu sözleri seçimin doğası gereği söyledi diye sineye çekilebilir mi? Medyamız da; “Rezaletlerin faillerini bulmakla görevli değil misiniz” diye Başbakan’ın üzerine gitmiyor. Gidemiyor! Siyasi tarihimizde belden aşağı vurma olaylarının pek çok örneği vardır. 1950 Mayısı’nda 27 yıllık iktidarını özgür seçimle DP’ye teslim eden Halk Partisi sancılı bir kurultayda Kasım Gülek’i genel sekreter seçti... 1952 yılındaki ara seçimlerde Bilecik’ten CHP’nin adayı olan Kasım Gülek’in seçim kampanyasını parti organı Ulus adına izliyorum. Bir haber geldi. Bilecik Demokrat Parti İl Örgütü Gülek’in kolejden mezun olurken giydiği kepli resmini, “gâvurluğunun kanıtı” diye halka gösteriyor ve sünnetsiz olduğunu söylüyor. Kasım Bey çok bozuldu. Yanlış anımsamıyorsam Söğüt’teki CHP mitinginde, gâvur olmadığını ve… “sünnetinin kanıtını görmek isteyenlere göstermeye hazır olduğunu” söyledi. Bir ara bir hostesle ilişkisi var diye gazetelere geçti idi. Demokrasinin ilk yıllarında belden aşağı siyaset daha bir gelişti. Bugünkü ilişkileri gayri ahlaki bulanları anımsatalım. Başbakan Menderes’in yaşadığı iki ayrı aşkın fotoğrafları gazetelerde yayımlandı. Bu seçimlerde hangi partinin tek başına iktidar veya birinci parti olacağı tartışma konusu. Uyanık vatandaşlarımızın seçimlerde kimin birinci parti olacağı üzerine bahis oynanacak bürolar neden açmadıklarını doğrusu merak ediyorum. Seçimde bahis oynamayı sevmem. Bir kez, o da 1954 seçimlerinden önce Ulus’un Meclis muhabiriyim. CHP’nin 1954 seçimini mutlaka kazanacağında ısrar eden Mardin Milletvekili Dr. Aziz ile bahse tutuştuk. Ya kazanamazsa? Bana kostümlük kumaş alacaktı. CHP kaybetti, ama yemin billah söz verdiği kumaşı almadı. Geçen pazartesi (23 Mayıs) bir toplantıdaydım. Dağılırken (adını vermeyeceğim) ünlü bir işadamı oturduğu yerden seslendi. Gazetenin genel yayın müdürü İbrahim Yıldız yanımdaydı o sırada; önünde durdum. İşadamı, altını çizen ses tonuyla: “Sizinle bahse girerim, CHP bu seçimde birinci parti olacak!” dedi. İlginç. Anketler aksini söylüyor, ama işadamı bu kadar kesin bir ifadeyle sonucu, adını vermediği ama saptamalarına inandığı bir kesimden aldığı bilgilere dayanarak söylüyordu. Pek çok alanda ses getiren ünlü, milyar dolarlarla bozuk para gibi oynayan bir işadamına, benim gibi gazeteden aldığının dışında geliri olmayan biri olarak sordum: “Kaybedersem size ben ne alabilirim ki... Nihayet bir yemek. Peki ama siz bahsi kaybederseniz ne alacaksınız?” Yineledim: “Ya siz! CHP birinci parti olmazsa... Siz bana ne alacaksınız?” Gayet net, kesin, yadsınamaz ses tonuyla derhal, duraklamaksızın yanıt verdi: “Ne isterseniz” dedi, “ne isterseniz...” Bu bahsi işiten, yıllar önceki bahis serüvenimin sonucunu daha önce benden dinleyen bir arkadaşım; “Ya işadamı CHP birinci parti çıkmaz da ‘şakaydı sözüm’ der, ne istersen vermezse” dedi. “Yok” dedim. “Olmaz, olamaz. Bahse önayak olan, üstelik söz veren insan, saygıdeğer işadamı. Böylesi ucuz kaçamak yol seçecek insan değil! Sözüne elbette güveniyorum.” Şimdi ben zoraki kabul ettiğim bahsi kaybetmeyi... ...işadamı da kesin dille bahsi kazanacağı, CHP’nin birinci parti olacağına inandığı 12 Haziran gününü bekliyoruz. Sonuç; hayırlara vesile olur inşallah! Washington’dan bakınca Türkiye Analistler: Gülen hareketi etki için milyonlar harcıyor. Genç aydınlar otoriter rejim altında yaşamamak için ayrılıyor. Davutoğlu, İsrail’e hasmane politikanın mimarı LEYLA TAVŞANOĞLU WASHINGTON ABD’nin başkentinde fiziki hava yağmurlu; siyasi hava puslu. Türkiye siyasetindeki son gelişmeler, MHP’yi sarsan kaset skandalları, AKP hükümetinin özellikle dış politikası kafalardaki soru işaretlerini iyice büyütmüş. Hele 12 Mayıs’ta East West Institute isimli düşünce kuruluşunun bu yılın barış ödülüne Fethullah Gülen’i layık görmesi ciddi bir tartışma konusu olarak iyice genişlemeye başlamış. Türkiye politikalarını çok yakından izleyen önde gelen bir siyasi analist East West Institute’un Gülen’e bu yılın barış ödülünü vermesini çok net ifadelerle şöyle değerlendiriyor: “Gerçekten inanılmaz bir durum. ABD’deki Gülen okulları yakın incelemeye alındı. Gülen hareketinin parasal faaliyetlerinin şeffaf olup olmadığı da izleniyor. Buna rağmen o enstitü Gülen’e barış ödülünü veriyor. Ama bu beni hiç de şaşırtmadı. Böyle çalışıyorlar. Etki ve etkinlik satın almak için Amerikalı politikacılara milyonlarca dolar para ödeyebiliyorlar.” jim altında yaşamak istemedikleri için ülkeyi terk etme eğilimindeler. Bu da Türkiye için büyük tehlike oluşturuyor. Üniversite mezunu, lisansüstü eğitimini ya da doktoralarını almış gençler ülkeyi terk ettikleri takdirde meydan AKP’nin İslamcı yandaşlarına kalacak ki bu da Türkiye’nin geleceğinin ne kadar kararacağının en önemli göstergesidir.” Burada konuştuğum Yahudi lobileri ve düşünce kuruluşlarının temsilcileri ve analistleri Ankara’nın “komşularla sıfır sorun” dış politikasından kaygılı. “Komşularla sıfır sorun çok olumlu bir düşünce. Ama gerçekçi değil. Buna en güzel örnek de İsrail’le yaşanan gerilimler. İsrail hükümeti ilişkileri tamir etmek istiyor. Bugün yaşanan gerilimler, özellikle de Mısır ve Ortadoğu’daki öbür ülkelerdeki siyasi istikrarsızlıklar göz önünde bulundurulduğunda İsrail’in çıkarlarına hiçbir şekilde hizmet etmiyor. Davutoğlu İsrail’le hasmane politikanın mimarı” diyor. Burada genelde yaygın soru Ankara’nın NATO’yla ilişkilerini nasıl düzenlemek; nasıl bir yöne çekmek istediği. “Kongre AKP’nin NATO’yla ilişkilerinden kaygılı. Üstelik haziran sonunda Mavi Marmara gemisinin yeniden Gazze’ye gideceği duyuruldu. Türk hükümeti bunu engellemek istediğini ama İHH’nin özel bir kuruluş olması nedeniyle bunun önüne geçemeyeceğini bildirdi. İyi de, AKP İHH’ye bu kadar yakınken nasıl oluyor da geminin Gazze’ye gidişini engelleyemiyor?” sıklıkla sorulan bir soru. GÜNDEM Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY satarken mi” demiş. Bizde de demokrasinin tarifi partilerin iktidarda olup olmamasına göre değişiyor. Geçmiş dönemlerde de iktidarların demokrasiyi hep kendilerine göre tarif etmelerine tanık olduk ama bu seferki başka. Zira ortada tarif de kalmadı. Anlık duruma göre tarif de değişiyor. Küçük bir hemşeri derneğinin başkanı seçilirken bile hukuka, kurallara harfiyen uymak gerekir. Seçim bir hukuksal temsilci huzurunda yapılır. Koca ülkenin yeni iktidarının belirlenmesi için yapılacak seçim için süreç işliyor, seçim hukuku kevgire döndü. Başbakan seçim yarışını şu noktaya kadar vardırdı: İki kesim yarışıyor: ileri demokrasiyi isteyen ben ve çeteleri isteyen ötekiler! Bu tanım, küreselleşmenin en vahşi ikilemini dayatanların tanımına benziyor. Onlar da tek kutuplu dünyanın seçeneksiz olduğunu söylerken muhatap ülkeye, “Ya bendensin ya teröristsin” diyorlardı, “seçimini kendin yap”. Başbakan bu ikilemi yerleştirmeye çalışarak Meclis’e de büyük bir kötülük yapmış oluyor. Bu durumda, kendi mantığıyla yorumlamak gerekirse 12 Haziran’da oluşacak Meclis’te çetelerle aynı çatı altında mı olacak? Hukuk devleti bir yana kanun devleti bile olamama durumuyla karşı karşıyayız. Zira kanun “kesin hüküm giyene dek herkes suçsuzdur” diyor. Başbakan ne diyor: “Benim gibi düşündüğünü söylemeyen herkes suçludur.” Bildiğimiz mahkemelerden öte bir de “seçim mahkemeleri” oluştu. Hukuku yok, kuralı yok, faili yok, iddianamesi yok, yasa maddesi yok... Yok, yok, yok... Bir şeyi var! Kesin hükmü! Hükmün temyizi de yok. Bizim tarihimizde böyle seçim süreci yaşanmadı. Dünya tarihinde var mı, bakmak gerekir. Sanki Türkiye’ye şöyle bir yönetim modeli çizilmiş, o yerleştirilmeyedayatılmaya çalışılıyor. İktidarda gücü tartışılmaz bir parti olacak. Muhalefette iktidara getirilmesi olanaksız bir parti olacak. Parlamento dışında da ana işlevi Meclis’teki tek muhalefet partisine saldırmak olan küçük, gerektiğinde kullanıma hazır partiler olacak. Böyle bir demokrasi hangi ülkede var? İktidarın tıkır tıkır işleyen bir medya kolları var. AKP, kadın kollarına ve gençlik kollarına belki de medya kolları kadar hâkim değildir. Geçen eylülden sonra hükümetin bir de yargı kolları oluştu. Eskiden de vardı ama, eylülden itibaren daha etkin hale geldi. AKP’nin devreye giren son kolu ise anket kolları! Araştırma şirketleri içinde elbet, işini ahlaki ölçütler içinde, kurallara uygun yapan vardır. Ancak pek çok araştırma şirketi sanki anket sonucu açıklamıyor, topluma seçim sonucu dayatıyor. Sonuç açıklayan şirketler sadece kaç ilde ne kadar denekle çalıştıklarını ilan ediyorlar. Bu yeterli mi? Bu şirketler araştırma parasını nereden buluyor? Şirket sahipleri, demokrasiye çok âşık da, “bizim de demokrasinin yerleşmesinde katkımız olsun” diye mi o harcamayı yapıyor? Bu belirsizlikler devam ettiği sürece şu soruyu sorma hakkımız yok mu: Anketler, seçim sonuçlarının delili olarak mı önceden hazır edilip dosyaya konuyor? Bütün umut, halkın bu oyunu görüp bozmasında... ‘CHP’Y Y ZLEMEK GEREK’ MHP’nin kaset skandallarıyla sarsılması konusunda neler düşündüklerini sorduğum kişilerden aldığım cevap gayet açık: “MHP bir dönem dünyaya açılma politikası isteğinde olan bir siyasi partiydi. Hele de Devlet Bahçeli’nin son yıllardaki siyasi performansı partisini merkez sağda bir güç haline getirmeyi hedeflediği umutlarını uyandırmıştı. Sayın Bahçeli’yle birebir görüşmelerimizde kendisi bunu bize açıkça dile getirmişti. Ancak son zamanlarda MHP’nin yeniden içine kapanma eğiliminde olduğu görülüyor. Yine de MHP 12 Haziran seçimlerinde kilit parti olacaktır ve mutlaka seçim barajını aşması gerekir.” CHP’nin ise son Washington temaslarının olumlu etkiler uyandırdığına işaret ederken, “CHP’yi iyi izlemek gerek. Daha çok yeni bir genel merkez altında seçimlere giriyorlar” diyorlar. enç aydınlar otoriter bir rejim altında yaşamak istemiyor’ Aynı siyasi analist AKP iktidarı altında Türkiye’deki okumuş, dünyada nelerin olup bittiğini fark eden, genç aydın kesimin İslamcı güçlerin etkisi altındaki bir ülkede yaşamak istemediğini vurgulayarak diyor ki: “Bu genç aydınlar artık otoriter bir re ‘G EXIMBANK’IN 42.4 M LYON L RALIK GEM KRED S NDE USULSÜZLÜK S LS LES Gemi kredisi denizde battı MURAT KIŞLALI ANKARA Türkiye İhracat Kredi Bankası’nın (Türk Eximbank), Türkiye’de bir tersanede yapılacak iki geminin ihracatının finansmanı için verdiği 42.4 milyon TL’lik krediyi batırdığı ortaya çıktı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu’nun (YDK) konuya ilişkin “Özel İnceleme Raporu”nda “kredi verilen firmanın kredi alabilmek için gerekli niteliklere sahip olmadığı, gerekli teminatları göstermediği ve buna karşın kredilerin dilimler halinde verilmeye devam edildiği” tespit edildi. YDK’nin, Eximbank’ın geri dönmeyen kredisi için hazırladığı “Özel İnceleme Raporu”nda şu ifadelere yer verildi. Kredi şartlarını taşımıyor: Firma’nın kredi talebi üzerine hazırlanan 31 Aralık 2007 tarihli mali tahlil ve istihbarat raporunda firmanın kısa vadeli yabancı kaynaklarının çok yüksek olduğu, dönen varlıkların istenen düzeyde olmadığı ve sahip olduğu özkaynak tutarıyla söz konusu borçlarını ödeme konusunda yetersiz kalacağı, bu nedenle firmanın kredi değerliliğinin bulunmadığı tespit edildi. Ayrıca kredinin geri dönüşünü sağlayabilecek ölçüde likit değeri yüksek teminat alınmadığı anlaşıldı. İpoteklerden biri, bankanın Hukuk İşleri Daire Başkanlığı’nın, “zaten bir başka banka tarafından 1. dereceden ipotekli olduğu için, yargılama sürecinde alacağımızın tahsiline yönelik fayda sağlamaya SONUÇLAR AÇIKLANDI Arslan’a silahlı saldırı ALES’te 23 bin adayın sınavı geçersiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı (ALES) sonuçları açıklandı. Sınava başvuran 272 bin 496 adaydan 23 bin 24 kişinin sınavı geçersiz sayıldı. 2010 yılındaki ALES’te 192 adayın sınavının geçersiz sayıldığı açıklanmıştı. Bu yılki sınavda bu kadar adayın sınavının geçersiz sayılması şifre olasılığını akıllara getirdi. ÖSYM’nin internet sitesinden yapılan duyuruda, 24 Nisan 2011’de düzenlenen ilkbahar dönemi ALES’i değerlendirme işlemlerinin tamamlandığı belirtildi. Sınav sonuçlarının bugünden itibaren ÖSYM’nin http://sonuc.osym.gov.tr adresli internet sitesinden öğrenilebileceği ifade edildi. ŞANLIURFA (AA) Şanlıurfa Belediye Başkan Yardımcısı ve Şanlıurfaspor Kulübü Başkanı Habip Arslan, önceki gece evinin önünde aracından inerken kimliği henüz belirlenemeyen kişi veya kişilerin silahlı saldırısına uğradı. Ayağına isabet eden bir kurşunla yaralanan Arslan, şoförü tarafından hastaneye kaldırıldı. Arslan’ın durumunun iyi olduğu açıklandı. Olay yerinde çok sayıda boş kovan bulunurken otomobile 6 merminin isabet ettiği belirlendi. Çelik’ten Kılıçdaroğlu’na dava ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Van mitinginde söylediği “Burada bir bakan vardı değil mi sizin? Ne oldu, yakınları ne oldu köşeyi döndü” sözleri nedeniyle 10 bin liralık manevi tazminat davası açacağını bildirdi. Çelik, sözlerini ispatlaması için Kılıçdaroğlu’na 24 saat süre vermişti. Seçim çalışmalarına polis desteği İstanbul Haber Servisi AKP Beyoğlu ilçe örgütünün Okmeydanı’ndaki seçim çalışmalarına polis “akrep” olarak bilinen toplumsal müdahale araçları ile eşlik etti. Polisin grubu yakından takip ettiğini gören yurttaşlar duruma tepki gösterdi. Yurttaşlar, “Devletin polisi AKP’nin polisi haline geldi. Bu durum kabul edilemez. O zaman bütün siyasi partilerin çalışmalarında polis bulunsun” dedi. caktır” şeklindeki olumsuz görüşüne karşın tesis edildi. Ayrıca sonradan yapılan eksper raporunda, maliyeti 21 milyon Avro’yu aşacak olan ipotekli iki geminin değerinin ancak 56 milyon Avro edeceği de ortaya çıktı. Olumsuz verilerin görülebilmesine ve mali verilerin kötü olmasına rağmen kredi talebi 18 Mart 2008 tarihli yönetim kurulu kararı ile uygun görüldü ve ilk etapta 11 milyon Avro kredi kullandırıldı. Yetersiz firmaya ikinci kredi: Mali durumunun yetersiz olduğu açık bir şekilde görülebilmesine rağmen, firmanın, Al manya’daki alıcısının almaktan vazgeçtiği gemileri tamamlayabilme gerekçesiyle istediği yeni kredi talebi gündeme alındı. 12 Kasım 2008’de başlangıçta belirlenen kredi limitleri arttırılarak, firmaya toplam 16 milyon Avro kredi kullandırıldı. Banka ikinci dilim kredinin tahsis edilmesini “Kredibilitesi yeterli yeni alıcı bulunması ve satışın kontrata bağlanması” şartına bağlamıştı. Firma, bir başka firmayla sözleşme yaparak krediyi kullandı. Ancak kontratın, her iki tarafı bağlayıcı hükümler içermemesi nedeniyle gerçek bir ticari iliş kiyi düzenlemediği ve tamamen ilave krediyi almaya yönelik bir belge olduğu tespit edildi. Banka tüm bu gelişmelere karşın, firmaya 26 Mart 2009 tarihinde 3 milyon Avro’luk bir kredi dilimi daha kullandırdı. Bu kredide bankacılık usul ve esaslarına aykırı olarak krediye ilişkin güncel mali raporun, kredi kullandırımı yapıldıktan yaklaşık 3 ay sonra hazırlandığı tespit edildi. Raporda sorumlular hakkında Başbakanlık Teftiş Kurulu’nca inceleme ve soruşturma yapılması istendi. Demirel miting istemedi ISPARTA (Cumhuriyet) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel için sarf ettiği sözleri protesto için “Demirel’e sahip çıkalım” mitingi düzenleme kararı alan DP, bu girişimden şimdilik vazgeçti. DP İl Başkanı Hüseyin Dede, Demirel’in kendisi üzerinden siyaset yapılmasını istemediği için mitingin ertelendiğini duyurdu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle