19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 26 MAYIS 2011 PERŞEMBE 16 Oger’in 14 Kasım’da Ankara Sheraton Oteli’nde verdiği kutlama yemeğine katılan Abdullah Tivnikli’nin yemek sonrası Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile Türk Telekom’daki ihale sonrası yapılanmayı ele aldıkları iddiası doğru mudur? SORU 4 Türk Telekom Yönetim Kurulu’nda yer alan Metin Ercan ve Emin Başer ile Türk Telekom’da insan kaynaklarından sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Celalettin Dinçer’in personel atamaları konusunda Abdullah Tivnikli’den talimat aldıkları doğru mudur? SORU 5 Türk Telekom’da mal ve hizmet alımlarını Emin Başer ile Metin Ercan’ın, Abdullah Tivnikli adına yürüttüğü iddiaları doğru mudur? SORU 6 Abdullah Tivnikli’nin Telekom İtalya ile ağırlıklı olarak Avea’daki yüzde 40 hissenin el değiştirmesine dayanan bir ortaklığı olduğu iddiası doğru mudur? SORU 7 Türk Telekom’a bağımsız üye olarak Oger tarafından atanan Metin Ercan’ın daha önce Kuveyt Türk’e danışmanlık yaptığı doğru mudur? CEVAP 2, 3, 4, 5, 6, 7 Sorularda yer alan hususlara ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nda bilgi bulunmamaktadır. SORU 8 Türk Telekom’un yüzde 55’inin 6,550 milyar dolara Oger Telecom’a satışı ile birlikte, imzalanan sözleşmelerde, alıcılar tarafından konulmuş bir şerh var mıdır? Bu şerh hangi gerekçeyle konulmuştur? CEVAP 8 Türk Telekom’un satışına ilişkin olarak sözleşmelere konulmuş herhangi bir şerh bulunmamaktadır.” Tivnikli ile birlikte geçmişte Bereket Vakfı’nı birlikte kurmuş olan Unakıtan’ın Kılıçdaroğlu’nun önemli savlar içeren sorularına yeterince yanıt verip vermediğini okurlarımızla birlikte, tekzip metninin yayımlanmasına karar veren Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi yargıcı Mustafa Yüksel’in vicdanına bir kez daha sunuyoruz. Bir şey daha: Bu tekzibin yayımlanması kararı; bundan böyle muhalefet partisi milletvekili ve yöneticilerinin Meclis’te yaptıkları çalışmaların gazeteciler tarafından yazılması ya da yorumlanmasının sınırlandırılması anlamına gelmektedir ki, bu da, yargının giderek siyasallaştırıldığı, siyasal iktidar tarafından baskılandığı savlarına da haklılık kazandırmaktadır. TEKZİP 22.01.2011 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Işık KANSU imzası ve “Hariri Dostluğunun Arka Planı” başlığıyla yayımlanan, yazıda, müvekkilimizin manevi şahsiyetini ağır biçimde tağyir edici ifadelere yer verilmiştir. Sayın TİVNİKLİ’nin daha önceki açıklamalarında da ifade ettiği üzere, kendisinin de önde gelen isimlerinden olduğu Kuwait Finance House, Türk Telekem’un özelleştirilmesi sürecinde Saudi Oger ile bir konsorsiyum oluşturmuştur. Ancak Türk Telekom hisselerinin %55’inin devrine ilişkin Satış Sözleşmesinin, İmtiyaz Sözleşmesi şeklinde yenilenmesi ve 21 yıllık işletme hakkıyla birlikte satılması üzerine, Kuwait Finance House olarak satışa iştirak edilmemiştir. Ayrıca, 07.11.2008 tarihinde, dönemin CHP Grup Başkanvekili olan Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU, tekzibe konu köşe yazısında sözü edilen iddiaları bir basın toplantısıyla ortaya atmış, müvekkil Sayın KlLlÇDAROĞLU’na iddiaları ile ilgili ayrıntılı yanıtlarını bilgilendirme dokümanlarını iletmiştir. Buna paralel olarak müvekkil, çeşitli basınyayın organlarında hakkında ortaya atılan iddiaları da yanıtlamıştır. Örnek olarak Sayın Vahap MUNYAR’ın 27 Ekim 2008 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanan köşe yazısı, 13 Kasım 2008 tarihli Vatan gazetesinde Sayın Ercan İNAN tarafından haberleştirilen röportaj ve Sayın Aydın AYAYDIN’ın 5 Aralık 2008 tarihli Vatan gazetesinde yayımlanan köşe yazısı gösterilebilir. 2008 yılı sonunda vuku bulan tüm bu iddia ve yanıtların ardından, 22.06.2009 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde Işık KANSU’nun köşesinde aynı iddialara yeni bir boyut katılmadan yer verilmiş, Müvekkil tarafından Sayın KANSU’ya iletilen yanıt yazarın 29.06.2009 tarihli, köşesinde yayınlanmıştır. Buna rağmen, tekzip talebimize konu 22.01.2011 tarihli yazıda aynı iddiaların aynı ifadelerle tekrar yer alması ve bu iddialara yanıt verilmediğinin savunulması şaşkınlıkla karşılanmıştır. Türkiye’nin en köklü gazetelerinden biri olan Cumhuriyet Gazetesi’nde aleyhinde iddialar ortaya atılan bir şahsın aynı gazetede yayımlanan açıklamaları dahi görmezden gelinerek daha önce de bu iddiaların yapıldığı ve herhangi bir açıklamanın gelmediği yanılgısını okuyucuda yaratmanın basın etiği açısından doğru olmadığını düşünüyoruz. 25 yıldır iş dünyası içerisinde bulunan ve finans sektöründe saygın bir kurumun üst düzey yöneticiliğini yapan müvekkil Sn. Abdullah TİVNİKLİ’nin Türkiye’deki tüm medya mensupları ile şeffaf bir diyalog içerisinde olmayı ilke edindiği ve hakkında çıkan haberlere yukarıda belirtilen cevapları verdiği hususu gözetildiğinde söz konusu yazıda yer alan “iki yıldır yanıt alınamadığı” ifadesinin yanlışlığı anlaşılacaktır Gerçek dışı tespit ve ifadeleri içeren bu haber ile kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği görüldüğünden yukarıdaki açıklamalarımıza Sayın KANSU’nun köşesinde kamuoyunun aydınlatılmasını teminen yer vereceğinizi umuyoruz. Abdullah Tivnikli Vekilleri Av. Reşit Saraçoğlu ve Av. Yakup Öztunç Muhalefetin Savlarını Dile Getirmek Artık Tekzip Nedeni! Ankara Kulisi köşesinde 22 Ocak 2011’de, Lübnan’da Hizbullah ve müttefiklerinin koalisyondan çekilmesi üzerine Başbakan Saad Hariri hükümetinin düştüğü bunalımı neredeyse kişisel sorunu haline getiren Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumu üzerine CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 2008’de yaptığı bir basın toplantısında gündeme getirdiği savları dile getirmiştik. Kılıçdaroğlu, o toplantıda, kurumlar vergisi oranının niçin Türk Telekom’un özelleştirilmesinden sonra indirildiğini, böylece birilerinin Türk Telekom’a üçüncü bir ortak olup olmadığını sormuş, Türk Telekom’un özelleştirilmesi sonrası kurumlar vergisi oranının düşürülmesinin, Oger Telekom’a milyonlarca dolarlık ek maddi menfaat sağladığını öne sürmüştü. Türk Telekom’un özelleştirmesi sırasında Hariri ailesine ve bu aileye ait Oger Telekom’a büyük katkıları olduğu ileri sürülen Abdullah Tivnikli’nin AKP iktidarı üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunun söylendiğini anlatan Kılıçdaroğlu, Oger Telekom’un yüzde 35’inin Saudi Telecom Company’ye satılmasında Tivnikli’nin ön planda olduğuna ilişkin Suudi Arabistan medyasında yer alan haberleri de gazetecilere dağıtmıştı. Ankara Kulisi’ndeki yazının sonunda Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği soruların zaman içinde yanıtlanmadığını da vurgulamıştık. Abdullah Tivnikli, tümüyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun soru ve savlarına yönelik alıntılarla örülü yazımızı “kamuoyunu yanlış bilgilendirme” olarak algılayarak bu savları kimi gazetelerde ve Cumhuriyet’te yanıtladığını dile getirerek tekzip isteminde bulundu. Ankara 4. Asliye Ceza Mahkemesi de kendisine ilettiğimiz belgelere ve yaptığımız itiraza karşı tekzibin yayımlanmasına karar verdi. Oysa, mahkemeye sunduğumuz belgeler arasında, Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği bir soru önergesine karşılık dönemin Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın ki Uğur Mumcu’nun Rabıta kitabına göre, Abdullah Tivnikli; Kemal Unakıtan, Ahmet Hamdi Topbaş, Osman Nuri Topbaş, Mustafa Latif Topbaş, Ali Eymen Topbaş, Adnan Büyükdeniz, Yalçın Ören gibi isimler ve Al Baraka Özel Finans Kurumu ile birlikte Bereket Vakfı’nın kurucuları arasındadır verdiği yanıtlar da yer almıştı. Unakıtan’ın 13 Mart 2006 tarihinde TBMM Başkanlığı’na verdiği yanıtlar şöyleydi: “İstanbul Milletvekili Sayın Kemal Kılıçdaroğlu tarafından TBMM Başkanlığı’na tevcih edilen 7/12001 esas sayılı yazılı soru önergesinde yer alan sorulara verilen cevaplar aşağıda sunulmuştur: SORU 1 Türk Telekom’un özelleştirilmesi öncesinde, Kuveyt Türk Yatırım Bankası Yönetim Kurulu Başkan Vekili Abdullah Tivnikli’nin Türk Telekom’un Saudi Oger’e verilmesi konusunda, Hükümet ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı nezdinde lobi çalışması yaptığı doğru mudur? CEVAP 1 Türk Telekom’un blok satışına ilişkin ihale süreci kamuoyu ve basın yayın organları huzurunda açık ve şeffaf olarak hiçbir kuşkuya ve tereddüde yer vermeyecek şekilde gerçekleştirilmiştir. SORU 2 Türk Telekom’un özelleştirilmesi öncesinde, Abdullah Tivnikli’nin, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile birlikte Lübnan’a Hariri ailesi ile görüşmeye gittiği ve bu görüşmelerde Türk Telekom ihalesinin konuşulduğu doğru mudur? SORU 3 Türk Telekom’un devri nedeniyle Eşek!.. Hepimizi Allah korumuş!.. Mazallah, yüksek yargı kurumunun herhangi bir koltuğunda şu anda bir eşek bile oturuyor olabilirmiş, gerçekten ucuz kurtulmuşuz!.. Şakası bile kötü değil mi?.. Ama bu düşünce kesinlikle bana ait değil, ben Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Beypazarı Hâkimi Orhan Gazi Ertekin’in yalancısıyım!.. Önce bu derneği hatırlayalım: İktidarın adeta öcü gibi gördüğü Yargıç ve Savcılar Birliği YARSAV’a karşı 2009’un sonunda, yani anayasa referandumundan yalnızca on ay kadar önce, Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın öncülüğünde kuruldu. Referandumda “evet” oyu çıkması için cansiperâne çalışan bu derneğin sloganı da unutulmazdı: Yetmez ama evet!.. Peki, Orhan Gazi Ertekin kim?.. Bu derneğin, Osman Can’la birlikte eşbaşkanı!.. O da referandum sırasında “evet” oyu çıkması için canla, başla çalışmış, ancak yeni Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinin ardından şu sözcüklerle tarihe geçmişti: Seçim sonuçları iktidar için Pirus zaferidir.. İkinci HSYK’ de gayrimeşrudur... Atı alanın Üsküdar’ı çoktan geçtiği o ortamda eşbaşkanın bu sözleri yalnızca acı bir tebessüm yaratmış, biz de şöyle demiştik: Geçmiş olsun!.. Siyasetin Genleri Bozuldu PER HAN ERGUN K M K ME DUM DUMA BEH Ç AK [email protected] Siyasi etiğin en önde gelen niteliği doğruluk ve dürüstlüktür. Görülen o ki sekiz yılı aşkın zamandır iktidarda olan AKP “Yola Devam” sloganıyla ve Makyavelist bir tavırla, iktidarını sürdürme kararı almış gibi. Oysa çağdaş, demokratik yönetim koşullarında, uygulanan seçimlerde halkın oylarıyla belirlenen yönetim değişimi doğal bir kuraldır. Doğa kanunlarıyla eşdeğerdedir. Bunun aksini düşünmenin adı da faşizmdir. Faşist yapıdaki toplumlarda kurallar yok sayılarak iktidardakiler rakiplerini halkın gözünden düşürmek için tüm etik yapıları yok sayarlar. Bizim laik, demokratik, sosyal yapıdaki Cumhuriyetimizde bu düşünce ve davranışların kabulü olanaksızdır. Dışa bağımlılığın güvecesindeki gücüyle, biz bu halkı nasıl olsa kandırırız düşüncesi, “çekirge bir sıçrar, iki sıçrar, üçüncüde kesinlikle yere düşer” öğüdü, davranışların sonunu belirtti. Anımsanırsa, 2007 genel seçimlerinden önce Sayın Prof. Ergun Özbudun’a havale edilen, sözde anayasa taslağında: a Sosyal haklar tümüyle yok edilmişti. Böylece; sosyal devlet sıfırlanıyordu. bAKP’nin yürütmelerini eleştirerek, sakıncalı yönlerine karşı çıkılacak tüm güvenlik yasaları kaldırılıyordu. 4/B, 4/C’lilerin sosyal hakları da yok edilecekti. c 12 Eylül’ün getirdiği anayasaya hiç dokunulmadan devam edilecekti. Böylece yurttaşların demokratik yasal hakları yok sayılıyordu. Bu deneyim vaat edilenleri güvenilmez kılıyor… Tıpkı kısaca verilen örnekteki gibi referandumdan sonra ilk işlemi, anayasaya bağlı kuvvetler ayrılığının en önemlilerinden biri olan bağımsız nitelikli hukuk kurumlarının yargı erkinden duyduğu rahatsızlığı giderme istemidir. Ergenekon adıyla yarattığı, düzmece davada kendini başarılı saysa da yetmediğini gördü. Bu nedenle yenileşme(!) adı altında oluşturduğu yasalarla HSYK’de, Danıştay’da, Anayasa Mahkemesi’nde görevli sayısının azlığı bahanesiyle istediği atamaları yaptı. Özellikle HSYK’de bunun canlı örneği görüldü. İktidarında tek başına yönetimi sağlamak için her türlü yola başvurmayı ilke edinmişliği açık seçik görünmekte. Aldatmacalarla 12 Eylül 2010 günlü referandum oylamasında AKP yüzde 58’le başarılı görünse de yüzde 42’lik “Hayır”lar düşündürücü niteliktedir. Şimdilerde aydınlarla birlikte tüm hak aramasını bilen memur, işçi ve esnaf, çıkarları nedeniyle yandaş olanların dışındakilerle yapılan söyleşilerde, referandumda vaat edilenlerin sağlanmayışının tepkileri gözleniyor. Örneğin; verilen sözlerin başında,12 Eylül darbecilerinden hesap sorulacağı vardı. Toplumumuzda deprem misali yıkıcı sarsıntı getiren darbe yönetiminden hesap sorulması istemi ve yeni anayasanın oluşabileceği ümidi, doğalında yüzde 58’i getirdi. Bu söz verişin üzerinden uzun süre geçmesine karşın iktidarın vurdumduymazlığı toplumumuzda zaten var olan güvensizliği pekiştirdi. Sendikaların, sağlık personelinin, yükseköğrenim gençliğinin, hatta liselilerin, YGS mağdurlarının, sivil toplum kuruluşlarının kitlesel yürüyüşlerle, korkusuzca iktidara karşı slogan ve pankartlarla sokaklara, meydanlara aralıksız dökülüşlerine aldırmaz görünse de AKP iktidarının telaş içinde olduğu açıklıkla gözlenmekte… İşte bu örneklerin dışında daha birçok nedenle RTE başta anayasayı tek başına değiştirebilecek sayıyla Meclis’e girme arzusuyla seçim meydanlarında etik dışı, hatta belden aşağı naralarla toplumda huzur bozucu ortam yaratıyor. Planlarının temelindeki iki partili Meclis en büyük tutkusu. Başkanlık sistemiyle halkı etkilemek istemini de içine alan hayali vaatleri sürdürüp duruyor. Ülkemizin en büyük sorunu olan işsizlik, bunun getirdiği yoksulluk, açlık Sayın Başbakanı hiç ilgilendirmiyor. Bu nedenlerle insanımızın acımasızlığı, her günkü insanlık dışı davranışları umurunda bile değil. Memur ve işçi emeklisi düştüğü ekonomik durumun getirileriyle ezik, mutsuz, güvencesiz, karamsarlık içinde. Gençlerimiz bu koşullarda geleceğinden umutsuzlukla saldırganlaşıp saygısızlaşıyor. Örneğin, 23 Mayıs günü YTÜ’de önemli bir sınava giriş anında “Fetih Haftası” dolayısıyla etkinlik yapmak isteyen Anadolu Gençlik Derneği öğrencileriyle YTÜ’lüler arasında çatışma çıkıyor. Güvenlik güçlerinin YTÜ’lülere oldukça sert girişimiyle çatışma yatıştırılsa da sınav iptal ediliyor. İktidarla muhalefet sözcüleri mahalleli tarzı ağız dalaşına gireceklerine, toplumda gerginliğin yarattığı huzursuzluğun yanında yoksunlukların, eksikliklerin ve daha birçok sorunun yok edilebilmesi için yapacaklarını ortaya koymalılar. Gelecek umudunu yitiren, yurttaş onlardan bunu bekliyor... İşte bu arkadaş, bir kitap yazdı. Adı şöyle: Yargı Meselesi HallolunduYargıçların “Eşekli Demokrasi” İle İmtihanı Kitabın adı müthiş.. İçeriği ise daha da müthiş!.. HSYK seçimleri öncesinde Adalet Bakanlığı ile Demokrat Yargı Derneği ve kimi hâkimlerle yapılan akıl almaz pazarlıkları anlatıyor... Diğer eşbaşkan Osman Can’ın “bir Adalet Bakanlığı yüksek yetkilisi benden bakanlık listesi için iki isim istedi. Gerekirse daha üst yetkiliyle görüşüp sayının üç olmasını sağlayabilirim” sözlerini bir bir ortaya döküyor. Ama aynı toplantıda, bir kıdemli hâkimin söyledikleri, HSYK seçimlerinin nasıl bir “ileri demokrasi”ye sahne olduğunu tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor: Ben şahsen Adalet Bakanlığı eşeği aday gösterse, eşeğe oy veririm!.. Nasıl yargıç ama?!. Bitmedi, çok kıdemli bir hâkim, altta kalmamak için kıdemine uygun bir değerlendirmeyle konuşmaya dalıyor: Ben YARSAV’ın kazanacağı bir sabaha uyanacağıma, şeytanla bile işbirliği yaparım.. Utanç verici değil mi?.. Ama dahası var; bu “ileri ahlaklı” toplantıya bir başka çok kıdemli hâkimin şu “demokratik” sözleri damgasını vuruyor: Bizim için önemli olan kazanmak. Siz ise önemli olan adalettir diyorsunuz. Bu seçim her şeyden önemli. İlerde demokratik bir seçim yapılabilir.. Açın arşivleri bakın; bizler, o zaman sanki bu toplantıyı görmüşçesine “yargı, Adalet Bakanlığı’na bağlı bir genel müdürlük haline getiriliyor” diye yazarken namusunu, haysiyetini “ileri demokrasi oyununa” kaptırmış kalemler, “demokrasinin zaferi” çığlıkları atıyorlardı!.. Kitapta Osman Can’la ilgili değerlendirme ise şöyle: “Siyasi memur!..” Eşbaşkan Ertekin’e yine de teşekkür etmek gerek.. Yeni anayasanın hangi kafayla ve hangi “hukukçularla” yapılacağını gösterdiği için!.. Bir Yurtsevere Mektup (109) Sevgili kardeşim Balbay, öyle günlerden geçiyoruz ki, her sabah “bugün nasıl bir pisliğe, hangi türden bir kahpeliğe uyandık” acaba diye endişeyle, kaygıyla kalkıyoruz yatağımızdan. Birçok seçim izledik, ama böylesini değil, bu bir ilk!.. Öyle bir noktaya geldik ki; erkeklerin 4’e kadar kadın almasının yasallaştırılması bile tartışılabiliyor artık. Üstelik “bu erkeğin hakkıdır” diyen kişi de bir kadın, iyi mi!.. Bu hafta sonu bir gazeteci, sanatçı, yazar ordusu olarak izmir’e çıkarma yapıyoruz!.. Madem sana dört duvar arasında söz söyleme fırsatı bile verilmiyor, o halde bu ülkenin namuslu insanları senin adına senin sesini cuma günü Karşıyaka’da, cumartesi günü de İzmir Gündoğdu Alanı’nda yükseltecek, kitaplarını imzalayacak... Seni ve tüm yürekli yurtseverleri sevgiyle kucaklıyorum... Ç ZG L K KÂM L MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN HARB SEM H POROY HAYAT EP K T YATROSU MUSTAFA B LG N [email protected] 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Kastamonu yö 1 resine özgü, pirinç ve yoğurtla yapılan 2 bir tür yayla çorba 3 sı... Uzaklık işareti. 4 2/ Tanrı... Keçi kılından hayvan çu 5 lu, yem torbası gibi 6 şeyler dokuyan kimse. 3/ “Hiç kimseler 7 bencileyin aşka 8 olmadı” (Yunus 9 Emre). 4/ Bir yazı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 ya da sözün kısaltılmış biçimi.. Halk dilinde tarla 1 C U R C U N A T daki sebzeye verilen ad. 5/ 2 İ Y İ R E K O R Borçlunun alacaklıya ver 3 V U S L A T T A diği değerli şey... Üye. 6/ 4 E Ş K İ N S A P İki simetrik odağı olan ka5 L U K Ü R Ü N palı eğri. 7/ İlave... Myan6EMP A S E T İ mar’ın (Birmanya) eski E T S T İ L başkenti... Konut. 8/ Vur 7 K A R OMA K İ malı bir çalgı... Özen. 9/ 8 9A T E R İ N A K Ege yöresinde körpe sürgünleri sebze olarak kullanılan otsu bir bitki. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Konya’nın Akşehir ilçesine özgü, üzerine sarımsaklı yoğurt dökülerek yenilen bir tür hamur işi. 2/ Eskiden şairlerin kasidelerinde övgüsünü yaptıkları kişilerden aldıkları para ya da armağan... Macun. 3/ “Dağkırlangıcı” da denilen küçük bir kuş... Lityum elementinin simgesi. 4/ Yükselme, yücelme. 5/ “Uluslararası Para Fonu”nun kısa yazılışı... “Domuzlahanası, yılanyastığı” gibi adlar da verilen ve yaprakları sebze olarak kullanılan bir bitki. 6/ Bir domates hastalığı... Kedi ya da köpeğin ön ayağı. 7/ Denizli’nin bir ilçesi... Meslek. 8/ İpek gibi düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik... Arapçada “ben”. 9/ Bağışlama... Atın biniciyi sarsmayan normal yürüyüşü. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle