19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 MAYIS 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 19 Samsun’daki buluşmada TKB Başkanlığı’na Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey seçildi Tarihin korunmasına ödüller Ve ödül konuları Tarihi Kentler Birliği’nin (TKB) Samsun buluşmasındaki meclis toplantısında, birlik başkanlığına Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey seçildi. Aynı günlerde (1315 Mayıs) Tarihi Türk Evleri Derneği’nin Kırklareli’ndeki toplantısına katılmam nedeniyle yeni başkanımızı o anda kutlayamadım. Güzelbey, tarihi mekânları çağdaş yaşamla buluşturmada başarılı uygulamalara imza attı... TKB çalışmalarına sürekli katılması ve koruma bilincinin gelişmesini sağlayan etkinliklere önem vermesi, üstlendiği yeni görevi daha da anlamlı kılıyor. Birliğin 2000 yılındaki kuruluşuna ev sahipliği yapan dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdoğan Bilenser, aynı zamanda kurucu başkan olarak seçilmişti. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ise TKB’nin genişleyerek kurumsallaşmasına ve tarihi miras projelerinde kaynak sıkıntısı çeken belediyelere maddi destek sağlanmasına önderlik ederek, 7’nci yılında görevi Güzelbey’e devretti. Samsun buluşması, hem bu “görev değişimi”, hem de TKB’nin geleneksel “Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması Ödülleri”nin veriliş töreni nedeniyle coşkulu ve geniş katılımla gerçekleşmiş. Yaklaşık 800 kişinin izlediği etkinliklerin açılış konuşmalarını yapan ev sahibi Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, ÇEKÜL ve TKB Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Bayındırlık ve İskân Bakanı Mustafa Demir ile TKB Başkanı Mehmet Özhaseki, belediyelerin kentsel kimlik değerlerine sahip çıkmalarındaki önemi dile getirmişler. Nitekim bu kez 30 üye belediyenin 51 proje ve uygulamayla ödüllere “aday” olmaları da kentlerinin tarih ve kültür mirasını kucaklayan yerel yönetimlerin, aynı konuda yakın geçmişe kadar süregelen ihmallerini artık terk etmeye başladıklarının da açık kanıtı. ve soyut tüm kültürel değerlerini sahiplenen Yalvaç Belediyesi kazandı. TKB Danışma Kurulu’nun önerileri ve encümenin onayıyla belirlenen 2010 yılı ödül konuları ise özetle şöyle: BATTALGAZİ: Çukurpınar Sokağı Sağlıklaştırma Uygulaması; ALTINDAĞ: Ulucanlar Cezaevi’nin Müze, Kültür Ve Sanat Merkezi’ne Dönüşüm Projesi ve El Sanatları Merkezi Sanat Sokağı; BİRGİ: Çukurhamam Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyonu; BURSA (Büyükşehir): Aktopraklık Arkeopark Projesi, Eskişehir Hanı ve Davutpaşa Hamamı Restorasyon Projesi; NİKSAR: Arasta Çarşı Restorasyon Projesi; ODUNPAZARI: Yağcızade Konağı Restorasyonu, Kurşunlu Camii ve Pazaroğlu Sokakları Sağlıklaştırma Projesi; YALVAÇ: Osmanlı Hamamı restorasyonu, eski deri fabrikasının otele dönüştürülmesi, Kaş Mahallesi’nde sokak, cephe ve çevre düzenleme projesi ve eski evlerin işlevlendirilmesi; ANTALYA (Büyükşehir): Haşim İşcan Mahallesi ile Kaleiçi Yat Limanı Koruma İmar Planları ve Kentsel Tasarım Fikir Projeleri; BORNOVA: Yeşilova Höyüğü Ziyaretçi Merkezi Projesi; SİLİFKE: Aya Tekla Çevre Düzenleme Projesi; SİVEREK: Terziler Konağı Rölöve, Restorasyon ve Restitüsyonu; VİZE: Küçük Ayasofya Kilisesi, Şerbetdar Hasan Bey Camii ve Vize Kalesini içine alan Kentsel Tasarım ve Mimari Projeler; BAYINDIR: Eski Tekel Hanı ile Ermeni Kilisesi ve Belediye Hizmet Binası Rölöve, Restitüsyon ve Restorasyonları; İZMİR (Büyükşehir): Beith Hillel Sinagogu, Aya Vukla Kilisesi, Agora Kazı Evi ve Pınarbaşı Hamamı Restorasyonları, Kemeraltı Anafartalar Caddesi Cephe Düzenlemeleri; MİLAS: Çöllüoğlu Hanı ile Arasta Çevresi Restorasyonu ve Sokak Sağlıklaştırma Projesi; TAŞUCU: Eski Gümrük Muhafaza Müdürlüğü Binası; TİRE: Tahtakale Hamamı Restorasyonu... TKB Ödülleri için her yıl yinelediğimiz dileğimizi anımsatalım: “Darısı diğer belediyelerimizin başına..” Dinin ‘Uçkura’ Alet Edilmesi, Politiktir! Ne yalan söyleyeyim, ilk aklıma gelen annem oldu! Eğer annem yaşasaydı, Atatürk’ün kurduğu bu Türkiye Cumhuriyeti’nde, “Danışman” sıfatı kullanan bir kadının, erkeklerin çokeşliliğini savunmasını, yasal olması önerisini duysaydı, ya kalpten ölürdü ya da tüm arkadaşlarını toplayıp Çankaya’ya yürürdü! Bu nedenle, dünden beri, anam iyi ki bugünleri görmedi deyip duruyorum içimden… Açıkçası, böyle bir istek gelmesine, hatta bir kadından gelmesine ben pek de şaşırmadım. AKP iktidarında böyle bir dilek, öneri gelmeseydi şaşardım… Neden mi? Bugüne dek AKP, politik tüm amaçları için dinden yararlanarak, “türbandan” tutun “sadaka uygarlığına” varıncaya kadar kadınları kullanmadı mı, kadınları sömürmedi mi? Emeklerinin karşılığını gasp etmedi mi? (Oy toplarken çalıştırdığı kadınların, Meclis’teki, kabinedeki oranına bakın yanıtı öyle verin!) Şimdiye kadar kendilerini kullandırtan kadınlar, şimdi bundan neden vazgeçsin? “Ben kadın erkek eşitliğine inanmam, inanmıyorum” diyen bir Başbakan’a “Ah ne şirin, eyvallah” diyen; “Aslında kadınlar daha yüce demek istedi” diye mazeret beyan eden; “kadın erkek zaten eşit değil Başbakan fırsat eşitliğini savunuyor” diyen geri zekâlılar oldukça, bence bu kadarı da yetmez! Öneriyi ortaya atan kadın, şu son iki gün içinde adını sanını millete duyurup, hayatta göremeyeceği şöhrete kavuştu. Anayasaya karşı gelmiş, genç beyinleri zehirlemiş, “danışmanlık” ettiği kadınlara zarar vermiş, bunlar bir yana… Şimdi göreceksiniz; günler boyu, sayfalar boyu, televizyonda, basında, meslektaşlar ne ahkâm kesecekler! Nur topu gibi bir malzeme! Aman ne eğleneceğiz(!). Kimi, “4 yetmez 8 olsun”, kimi “kadınlara da 4 koca” diye alaya alacak. “Ülkede hırsızlık da bol, bari hırsızlık da yasal olsun” denecek. Oysa bence “şaka gibi” bile değil! Kimi “dinimiz ne diyor”, “O sure der ki” diye ciddi tartışmalara girişecek… “Herkes değil, sadece zenginler” diye olaya sınıfsal(!) yaklaşılacak… Korkarım bu hengamede asıl tehlikeyi gözden kaçıracağız! Asıl tehlike, bütün bunların politik olduğunu görmemektir. Görüp de anlamamaktır. Anlayıp da, görmezlikten gelmektir. Anlamak istememektir. Hastalıklı bir zihniyet, Türkiye Cumhuriyeti’ni, vazgeçilmez ilkelerini, toplumsal yapısını, yaşam biçimlerini içten içe kemirmektedir. Bugüne dek dini politikaya alet edenler, şimdi de dini, uçkurlarına alet etmektedirler. Bunun için de kadınları kullanmaktadırlar. Görmemiz, kavramamız, anlamamız gereken şu: Yaşadıklarımızın tümü bir bütün. Heykelleri yıkan zihniyet, bilimi, hukuku yok sayan zihniyet bir bütündür… İmar planlarını dilediğince değiştirmek, kentleri bölmek çarpmak ya da, “Bakanlık eşeği aday gösterse oy veririm” diyebilmek bir bütündür… “Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyene sempatiyle bakmakla “erkeklerin çok kadınla evlenmesi yasal olmalı” demek bir bütündür. Evet bu ülkede oldum olası erkek egemen bir düzen hüküm sürmektedir. Ancak buna karşı mücadele veren, hiç azımsanmayacak çapta ve yoğunlukta bir kadın hareketi de süregelmiştir. Bu mücadele sonucunda kimi taşlar yerinden oynamış, yasalar değişmiştir. Kadınların bu mücadelesi bugüne dek sadece kadınlara karşı değil her tür ayrımcılığa karşı çıkmıştır. Bugün bu hareketin gerilediğini, geriletildiğini görüyoruz. Şimdi, Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlığın yerine kurulmak istenen “Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı” aslında bu mücadeleye vurulan yeni bir darbe! Bu durumda Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) de bu yeni bakanlığa bağlanacak… Bu değişiklik kadınları da “çocuk yaşlıengelli” gibi korumaya ve yardıma muhtaç bir konuma sokuyor. (Başta da dedim ya, AKP, her alanda sadakaya razı bir toplum yaratma çabasında!) Oysa kadınlar, sadaka değil, eşitlik istiyor. Bakanlıklardaki değişiklik, yıllardır söylediğimiz gibi “Kadın Erkek Eşitliği Bakanlığı” olmalı. Battalgazi sokaklarının bakımlı şekilde korunması Metin Sözen Büyük Ödülü’nü aldı... Fadonun prensi CRR’de “Fadonun Kraliçesi” olarak anılan Amália Rodrigues’ten bu yana en iyi fado şarkıcısı kabul edilen, albümleri 6 milyonun üzerinde satan Camane ilk kez Türkiye’de. 29 Mayıs Pazar günü saat 20.00’de Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda gerçekleştirilecek konserle, dinleyiciler unutulmaz bir gece yaşayacak.“Fadonun Prensi” olarak anılan Camane konserinin biletleri CRR Konser Salonu Gişesi ve Biletix’te. ‘Yalvaç Evleri’nin yaşatılması ilçeye TKB 10. Yıl Derviş Parlak Ödülü’nü kazandırdı... ‘Şaka gibi’ bile değil Tiyatrokare’nin 3 oyunu Cevahir’de Kültür Servisi “Leyla’nın Evi”, “Çelik Manolyalar” ve “Büyük İkramiye” oyunlarıyla başarılı bir sezon geçiren Tiyatrokare, bu üç oyunuyla yeniden Cevahir sahnesinde. Zülfü Livaneli’nin ilk kez tiyatroya uyarlanan romanı “Leyla’nın Evi”, Leyla’nın Evi bugün saat 20.00’de, 28 Mayıs Cumartesi günü ise saat 15.00 ve 20.00’de Cevahir Salon 1’de sahnelenecek. Robert Harling’in kaleme aldığı, Julia Roberts, Shirley Maclaine gibi dünya çapında oyuncuların rol aldığı bir sinema filmine dönüşen romandan Mehmet Ergen tarafından uyarlanan “Çelik Manolyalar” adlı oyun ise 29 Mayıs Pazar günü saat 15.00’te, Cevahir Salon 1’de son kez sahnelenecek. Jean Marie Chevret’nin kaleme aldığı, Nedim Saban’ın Türkçeye çevirdiği ve uyarladığı “Büyük İkramiye” adlı oyun ise yarın saat 20.00’de, Cevahir Salon 1’de sahneleniyor. (0 212 230 16 18) TKB, işte bu tarihsel sorumluluğu anımsatan ve özendiren bir belediyeler birliği olarak, denebilir ki ulusal geleceğimizi kimlikli ve onurlu kılabilmenin “yerelden evrensele” okulunu oluşturuyor. Aynı okulun en “öğretici” derslerinden olan “özendirme ödülleri”nde proje dalının başarılı belediyeleri Antalya (Büyükşehir), Bornova, Silifke, Siverek ve Vize; uygulama dalında ise Bayındır, İzmir (Büyükşehir), Milas, Taşucu ve Tire belediyeleri... Geçmiş yıllarda da ödüller alarak yeni projelerle aday olan Altındağ, Birgi, Bursa (Büyükşehir), Niksar ve Odunpazarı ise “süreklilik ödülü”nü alırlarken, 2010’un “TKB Metin Sözen Koruma Büyük Ödülü” de dar bütçesiyle sokak sağlıklaştırmaları yapan Battalgazi Belediyesi’ne verildi. TKB ve Mimarlar Odası emektarlarından 2006’da yitirdiğimiz Av. Derviş Parlak anısına verilen “TKB 10. Yıl Ödülü”nü ise ilçesinin somut Asıl tehlike AFYONKARAH SAR CAZ FEST VAL 1 HAZ RAN’DA BAŞLIYOR Afyon’da Kültür Servisi Afyonkarahisar Caz Festivali, bu yıl 17 Haziran tarihleri arasında on birinci kez Afyon’u bir caz kentine dönüştürecek. Sanat yönetmenliğini Hüseyin Başkadem’in yaptığı festival, bu yıl da Prag ve Afyon şehirleri arasında kurulan müzikal dostluk çerçevesinde Praglı ünlü cazcıları ve yerli müzisyenleri ağırlayacak. Ünlü sanatçılarla gençleri bir araya getiren okul söyleşilerinin yanı sıra farklı mekânlarda renkli etkinlikler de gerçekleştirilecek. Açılış konserini Praglı Teresa Rajnincova ve Groove Inn topluluğunun yapacağı festivalde bu yıl ilk kez Prag’dan bir fotoğraf sanatçısı da konuk edilecek. Çek Cumhuriyeti’nden tanınmış caz fotoğrafçısı Patrick Marek, hem okul söyleşilerine katılacak hem de festivali fotoğraflayacak. Festivalin diğer Praglı konukları ise “jazzbarocks” adı verilen kendi stilinde benzersiz işlere imza atan Ostaš topluluğu ve Los Numberos Trio olacak. Festivalin bu yılki yerli konuklarından pi başkadır... okullarında öğrencilerle bir araya gelecekler. Festivale katılan müzisyenler de gece konserlerinin yanı sıra gündüzleri de çeşitli okul konserleri verecekler. Festivalin gelenekselleşen “Aykut Uslutekin Caz Fotoğrafları Sergisi” bu yıl da Afyon’da olacak. Festivalin diğer sergisi ise Latif Demirci’nin müzik üzerine karikatürlerinden oluşan “Latif Demirci Karikatür Sergisi”. Her iki sergi de tarihi Ali Çetinkaya Tren Garı’nda yer alacak. Festival kapsamında ayrıca, TRT İstanbul Televizyonu’nun başarılı yapımcılarından Lütfi Özarslan’ın “Ziller” isimli belgeseli de gösterilecek. Belgeselde dünya cazının ve müziğinin büyük ustalarının da tercihi olan dünyaca ünlü Türk zillerinin yapım öyküsü anlatılıyor. yanist, besteci ve aranjör Emin Fındıkoğlu kendi adını taşıyan üçlüsüyle Afyon’da çalacak. Afyonkarahisar Caz Festivali’ne başlangıçtan beri büyük destek veren ünlü müzisyen Aydın Yavaş da bu yılın katılımcıları arasında yer alacak. Pan flütün ülkemizdeki tanınmış temsilcisi ve akordeon ustası Yavaş, ünlü Rus piyanist kompozitör Alexander Mekaev’in de yer aldığı Grup Evrensel’le bir konser gerçekleştirecek. Özgür Bakır’ın kurduğu “Koyu Beyaz” topluluğu ve Yahya Dai Quartet de festivalin bu yılki katılımcıları arasında yer alacak. Salih Kalyon, Yalvaç Ural, Erhan Konuk, Ansen Atilla, Bilgin Adalı, Süleyman Bulut, Ekin Saçlıoğlu, Deniz Özerman, Gülsen Tuncer ve Engin Ayça, Afyonkarahisar’ın çeşitli kasaba ve köylerindeki ilköğretim Etkinlikler Sadaka değil eşitlik Okul Söyleşileri Teresa Rajnincova C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle