25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara B B B B B Y Y B B B B B Y 20 31 28 28 30 31 29 21 19 20 19 20 24 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y B PB B B B PB B PB PB B Y Y 25 25 22 31 31 28 28 32 27 27 20 17 16 HABERLERİN DEVAMI Oslo Y Helsinki Y Stockholm Y Londra PB AmsterdamPB Brüksel PB Paris PB Bonn B Münih B Berlin PB Budapeşte Y Madrid B Viyana B 17 15 17 19 19 21 24 21 21 21 27 31 22 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y Y PB B Y Y B PB Y PB PB B 22 24 22 24 24 22 28 38 24 30 23 35 34 Ülkemizin kuzey, iç ve doğu kesimleri parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra İç Ege, Göller Yöresi, Batı Karadeniz’in iç kesimleri, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Doğu Anadolu’nun güneydoğusu ile Bursa, Bilecik, Sakarya, Rize, Artvin, Muş, Bitlis ve Van çevreleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. 25 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Mayıs GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Bir de bakmış ki Hakkâri’ye aydın havası egemen! Kepenkler kapanmış. Sokağa çıkma yasağı uygulanıyor. Nerede o eski günler? AKP’den gayri partilerin uğramadığı Hakkâri’de; yalnız Hakkâri’de değil, Güneydoğu ve Doğu illerinde CHP de var, sessiz sedasız hatta MHP de. Eyvah ki eyvah! RTE’nin benden başka büyük parti yok diye böbürlendiği Güneydoğu elden çıkıyor! Kayseri’den öteye gidemiyorlar, gidemezler dediği partiler Temmuz 2007 seçimlerinde kaldı. Ankara dışında illere kapalı, birkaç bölgesel mitingle propaganda sürecini geçiştiren 2007 seçimlerindeki CHP’nin, bugün bu bölgede uğramadığı il yok. CHP, yöresel özlemlere yanıt veren, Kürt oylarında ses getirecek, Barış ve Demokrasi (Kürt) Partisi’nin dayatmalarına koşut vaatlerde bulunuyor. Örneğin “yerel yönetimlerin özerklik şartını aynen kabul ettiklerini, artık bölge belediye başkanlarının para dilenmek için başkente koşup gelmeyeceklerini” açıklıyor. Hakkâri, RTE’ye inat, Kılıçdaroğlu geldiğinde kepenkleri açıyor. Kusura bakmasın ama Hakkâri’de hükümetin beceriksizliğini itiraf eden bir Başbakan izledik. Kepenklerin kapanmadığını, kapatıldığını söyleyen bir Başbakan’a, “ya’vu senin hikmeti sebebin kepenkleri kapatan gücü kulağından tutup yargıya teslim ederek, terör örgütü korkusuyla davranan halkı rahatlatmak değil mi” diye sormazlar mı? Olayla ilgili irdelemeler bu noktaya geldi mi RTE, hoop yan çiziyor. Ama halka belediyeyi örgütle içli dışlı ilişkiler içinde göstermeye geldi mi, ohoo tutmayın RTE’yi! “Sokaklarında yürüdüm Hakkâri’nin; yol yok, kent çöplük adeta” diye başlıyor ve hükümet olarak Hakkâri Belediyesi’ne bu yıl için 12 trilyon gönderdiğini, “bu paranın ne olduğunu” soruyor. Belediyeleri denetlemek yasal görevli İçişleri Bakanlığı, emrinde. Paraların terör örgütüne gittiğini saptayabilecek örgüt, Milli İstihbarat Teşkilatı, elinde. Başbakan, bu kurumlardan hesap soracağına, halka hesap sormalarını salık veriyor. Hayret doğrusu! Devlet Bakanı Hayati Yazıcı adına ÖSYM Başkanı’na email göndereni üç beş gün içinde yakalayıp savcılığa teslim edeceksin.. lakin Baykal ile başlayan, MHP yöneticilerine kadar uzanan kasetleri kim veya kimler tezgâhlıyor, bir türlü bulamayacaksın! Kırk kere maşallah! İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet, Gülen cemaatinden izin alamadığı için kaset sorununu çözemiyor diyelim. Pekâlâ! Fakat uçan kuşun nereden nereye gittiğini saptayabilen elemana, araç ve gereçlere sahip MİT’in kaset gizemini çözmekten uzak durmasına ne demeli? Polis ve savcılık sonu ne zaman geleceği Allah’ın takdirine kalmış araştırmalarını sürdüredursunlar. Dikkat ettiniz mi bilmem: RTE, ahlak üzerine oturttuğu söylemlerini birden değiştirmeye başladı. Kasetlerle kendine özgü muhafazakâr MHP tabanını parçalayarak oy girdilerini arttırmaktı hedefi. “Mukaddes aile” vurmalarıyla bu partiye oy vermeleri olasılığı olanları çeleceğini sanıyordu. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Ters tepti kaset rezaleti. Öyle ki bumerang oldu. Döndü geldi AKP’yi vurmaya başladı. Kaset rezaleti MHP’nin baraj altına düşmesi olasılığını gündemden çıkardı. Medyamız yazmaz. TV’lerimiz de aman sultan kızmasın diye es geçer. Son 6 MHP yöneticisinin istifasından hemen sonra, “Devlet yok. Millete gidiyorum” diye yollara düşen Devlet Bahçeli, Ankara’ya döndüğü zaman havaalanından taaa genel merkeze kadar yüzlerce araba, binlerce parti sevdalısının destek gösterileri ile karşılandı. Baktı ki RTE, pirince giderken evdeki bulgurdan olacak. Tornistan! Kaset rezaletine atıp tutan konuşmalar yapmaya başladı son günlerde. Tabii şaşırmadınız! Türkiye olmazların olur olduğu bir ülke! Van’da MHP İlçe Başkanı Ömer Bozkurt, beraberinde bir grup partili ile BDP’ye transfer olmuş. Türk milliyetçiliğinden Kürt milliyetçiliğine geçivermiş! Şaşılacak ne var bu olayda? Kamuoyu nicelerini gördü. Soldan sağa, faşistlikten demokratlığa geçenler mi istersiniz?.. Yoksa dincilikten laikliği yeğleyenler mi? Saymakla bitmez. Bu nedenle o uçtan bu uca transferi kanıksayan halkımız: Olağan karşıladığı Van olayını; hayretle, şaşkınlıkla karşılayan medyayı hayretle şaşkınlıkla izliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, aynı referandum sürecinde olduğu gibi seçim meydanlarında yaptığı konuşmalarda da siyasi rakibi CHP’yi eleştirmek için bu partinin geçmişteki liderlerini ve politikalarını malzeme olarak kullanmayı seviyor. Örneğin, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin Güneydoğu meselesinin çözümüne ilişkin yeni söylemlerini eleştirirken İsmet İnönü döneminde alınan yasaklama kararlarını gündeme getirebiliyor. AKP iktidarlarında atılan adımları, bundan 6070 yıl önce henüz demokrasiye dahi geçilmemiş tek parti iktidarı döneminin uygulamaları ile karşılaştırmayı siyasi ahlaka uygun bulabiliyor Başbakan. Erdoğan, bu üslubunu geçen haftaki Çorum mitingi sırasında da sürdürerek bu kez İnönü’nün yanı sıra İstiklal Mahkemeleri’nin yargıcı ve eski bayındırlık bakanlarından Ali Çetinkaya’yı hedef aldı. Çetinkaya’nın Çorum kökenli İskilipli Atıf Hoca’nın idamına karar verdiğini anımsatan Erdoğan, “katil” ve “Cellat Ali” sıfatlarını kullanarak şunları söyledi: “Bu Ali Çetinkaya nereden çıktı? Ankara’daki CHP’li Yenimahalle Belediyesi 3 Mayıs 2011’de bir karar aldı ve İskilipli Atıf Hocamızın katili bu Ali Çetinkaya’nın ismini bir parka verdi. AK Partili meclis üyelerinin bütün itirazlarına, mücadelelerine rağmen adeta İskilip ile, Çorum ile, ilimle, Türkiye ile alay edercesine bu çirkinliği yaptılar” diye konuştu. Erdoğan’ın bu sözlerine ilk yanıtı CHP lideri Kılıçdaroğlu, Çetinkaya’nın memleketi Afyon’dan verererek, “Tarihinden haberdar olmayan Başbakan’ın ‘katil’ dediği Ali Çetinkaya’nın torunundan sert yanıt Osman Paksüt: Gücün yetiyorsa Atatürk’ü de sildir bir başbakan var. Bu ülkeyi kurtarmak için düşmana ilk kurşunu atan adama nasıl katil dersin” dedi. Başbakan Erdoğan’a bir başka tepki de bugün devlet yapılanmamızın en üst noktalarında görev yapan bir isimden geldi. Çetinkaya’nın torunu olan Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, dün yaptığımız görüşmede Erdoğan’ın sözleriyle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Ali Çetinkaya’nın sadece torunu olarak değil ama bir vatandaş olarak da bir İstiklal Savaşı kahramanının böyle istismar edilmesinden üzüldüm. Başbakan’ı bu sözleri nedeniyle kınıyorum.” kümetinin ‘direnmeyin’ yönündeki talimatlarına aldırmadan Ayvalık’ta Yunan kuvvetlerine karşı askeri direnişi örgütleyen bir asker olduğunu anımsatan Paksüt sözlerini şöyle sürdürdü. “Osmanlı Mebusanı’na seçildikten sonra Malta’ya sürülmüş, oradan çıkıp Milli Mücadele’ye ve Cumhuriyetin kuruluşuna ve kalkınma hamlesine hizmetleri olmuş bir insan. Bu nedenle de ismi Türkiye’nin birçok şehrinde üniversite kampuslarına, caddelere, istasyonlara verilmiş. Cumhuriyet hükümetleri tarafından bugüne kadar saygı gösterilmiş, hayırla yâd edilmiş bir memleket hizmetkârıdır.” sı olmak üzere sayısız hizmetleri bulunduğunu belirten Paksüt, Erdoğan’ın sözlerinden rahatsızlığını şu sert sözlerle dile getirdi: “Hizmetleri, kadirşinas insanımız tarafından hayır duası ile anılan böyle bir ismi ‘cellat’ ve ‘katil’ diye karalamak ne insanlığa ne de dine sığar. Cumhuriyet tarihi herkesin önünde açıktır. Yapılan hizmetler de, yapılan ihanet ve nankörlükler de milletimizce iyi bilinmektedir. Gücü yeten varsa, Ali Çetinkaya ismini Türkiye’nin her yerindeki üniversitelerden, caddelerden ve parklardan sildirsin. Hatta bununla da yetinmesin, gücü yetiyorsa tarihimizi ve Atatürk’ü de sildirsin...” Başbakan Erdoğan’ın, siyasi rakipleriyle mücadelesini, bundan on yıllar önce ve bugünkünden farklı koşullar altında ülkeyi yöneten ve Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi, kalkınma ve çağdaşlaşma yolculuğunda büyük payı olan tarihi isimlerin halk arasında beğenilmeyen bazı icraatlarını ısıtarak gündeme getirmesinin ne kendisine ne de Türkiye’ye bir yararı olduğu kanaatindeyiz. Başta Başbakan olmak üzere tüm siyasetçilerin, kampanyalarını Cumhuriyetimizin kuruluşuyla hesaplaşmak yerine, onun daha da güçlendirilmesine dönük projeler üzerinden yürütmesinin, hepimizi bir arada tutan bağların daha da güçlendirilmesi açısından son derece büyük önemi vardır. KAPALI OTURUMDA FADE VERD Tanığa 1 yıl yakın koruma HAT CE TUNCER “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasında dün “gizli tanık Efe”nin kapalı oturumda ifadesinin alınmasına devam edildi. Gizli tanık Efe, eski Eşkişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kendisine içeriğinde bazı siyasiler ve askerlerle ilgili görüntüler olan CD verdiğini, ancak iade ettiğini anlattı. Duruşmada, gizli tanık Efe’ye bir yıl boyunca yakın koruma sağlanmasına karar verildi. Duruşmada kapalı oturum kararı gereği izleyici ve gazeteciler salondan çıkarıldı. edem işgale direnen kahramandı’ Çetinkaya’nın “Her şeyden önce Ayvalık direnişiyle ünlü bir kahraman” olduğunu ve İstanbul hü ‘D atil demek dine de insanlığa da sığmaz’ Çetinkaya’nın bakanlık yaptığı dönemde de başta dört bin killometrelik demiryolu ağının kurulma ‘K ‘8 yıldır Cumhuriyet savcısıyım’ Gizli tanık Efe, 8 senedir cumhuriyet savcılığı yaptığını belirterek “Bu şekilde de kendimi deşifre etmediğimi düşünüyorum” diye konuştu. Cihaner ile çok sık ailece görüştüklerini anlatan gizli tanık Efe, “Yaklaşık 4, 5 ay sonra artık böyle etle kemik gibi olmuştuk” dedi. Gizli tanık Efe şunları anlattı: “Cihaner Erzincan Başsavcısı iken biri İsmailağa cemaati soruşturması, diğeri de Fethullah Gülen cemaati soruşturmasını bizzat yürütmüştür. Bu zaman zarfında Türkiye’nin bütün adliyelerinde bütün illerinde bu cemaatlerle ilgili ne kadar bilgi, belge varsa, ne kadar olay varsa hepsini ya resmi yazı ile ya da şifahi olarak oradaki hâkim savcılarla olan ilişkisinden dolayı istemişti. Ben ifade verdikten sonra Cihaner tutuklandı ve bodrum katında bu dosya çıktı.” Cihaner’in başkanlığında askeri istihbaratçıların katıldığı toplantılar yapıldığını anlatan gizli tanık Efe, “Alperen gençliğinin Erzincan bölgesinde kilit ismi olan Ali Osman vardı mesela sivil olarak. Ülkücü gençliğinin temsilcilerinden vardı bir arkadaş” diye konuştu. Gizli tanık Efe, “Cihaner Başbakan’ı, bakanları da dinliyordu, hukuksuz, gayri resmi olarak dinliyordu” iddiasında bulundu. “Efe”, Avcı’nın kendisine “Saldıray Berk’e de Recep Gençoğlu’na da kefilim burada büyük bir tuzak var. Seni kullanmışlar. Ben de kitap yazıyorum, senin kitapla ikisini birleştirelim daha düzgün bir şey çıkartalım” teklifinde bulunduğunu söyledi. Avcı’nın kendisine, “Adalet Bakanlığı’nda üst düzey bir bürokratın CHP Erzincan il başkanı, özel kuvvetlerden 2 albay ve uluslararası uyuşturucu kaçakçısı bir kişi ile videolarını” verdiğini söyledi. Gemi için çekilen kredinin hangi şirkete aktarıldığını Kanal 7 açıkladı O şirket Türkiye’de Karaman, Almanya’da bağış parasıyla alındığı itiraf edilen gemi için çekilen ilk kredinin Renklam Medya’ya havale edildiğini söyledi. AYKUT KÜÇÜKKAYA ZEKER YA KARAMAN’IN AÇIKLAMASI “Euro 7 şirketi gemi alımından 6 ay önce serbest kullanım amaçlı ticari kredi almış ve bu kredinin bir kısmını Euro 7’nin ortaklarının sahibi olduğu Renklam Medya şirketine göndermiştir. 6 ay sonra gemi almaya karar verilince Renklam Medya bu parayı Euro 7’ye göndermiştir. Tamamı banka kayıtlarında mevcut bu olayı yasadışı bir işlem şeklinde kamuoyuna duyurmanızı iyi niyetle bağdaştırmıyoruz.” gili önemli bir belgeye ulaşmış; bu belge önceki gün gazetemizde “Gemi parası kime gitti?” başlığıyla kamuoyuna duyurulmuştu. Alman makamlarının verdiği bilgiye göre Euro 7’nin gemi için çektiği ifade edilen banka kredisi başka bir şirkete havale edilmişti. Savcılık yetkilileri bu belgeyi doğrularken, soruşturmanın gizliliği nedeniyle kredinin hangi şirkete havale edildiği bilgisini açıklamamıştı. O bilgiyi gazetemize yazılı bir açıklama gönderen Karaman açıkladı. Karaman açıklamasında, “6 ay sonra gemi almaya karar verilince Renklam Medya bu parayı Euro 7’ye göndermiştir” diyor. 1 milyon 150 bin Avro’ya alınan gemi için önce 1 milyon Avro kredi çeken Euro 7’nin gemi alındıktan sonra geminin satış tutarından fazla olan 1 milyon 200 bin Avro’luk ikinci bir kredi çekmesi soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Böylece geminin alımında başrol oynayan Deniz Feneri e.V.’nin son başkanı Mehmet Taşkan’ın, “Deniz Feneri’nin bir hesabından da para verildiği kanısındayım. Bu paranın ne kadar olduğunu finans işleriyle fazla ilgilenmememden dolayı bilmiyorum”; yine Deniz Feneri e.V.’nin muhasebecisi Firdevsi Ermiş’in, “Bu geminin parasının yüzde yüzünün Deniz Feneri’nin parasından ödendiğinden eminim. Dışarıya bunu başka şekilde lanse edebilmek için, geminin satın alınmasından hemen sonra Vakıfbank’tan Euro 7 GmbH adına 1 milyon Avro kredi aldırıldı” şeklinde Alman yargısına yaptıkları itiraflar daha da önem kazanıyor. Kanal 7 yönetiminin 1 milyon 150 bin Avro’luk gemi için iki kez toplam 2 milyon 200 bin Avro banka kredisi çektiğini açıklaması; bu kredilerin başka şirketlere havale edilmesi ikinci kredinin bir bölümü de Türkiye’deki Haliç Denizcilik şirketine havale edilmişti Almanya’da hapis cezalarına çarptırılan yetkili isimlerin ifadeleri karşısında şüpheleri daha da arttırıyor. Almanya’da “Deniz Feneri e.V.’ye yapılan bağış paralarıyla, Euro 7 adına alındığı itiraf edilen” gemi için çekildiği belirtilen ilk banka kredisinin “hangi şirkete” havale edildiğini Almanya’nın “Türkiye’deki asıl failler” suçlaması yönelttiği en önemli isimlerden Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman açıkladı. Karaman’ın yaptığı açıklamaya göre kredinin havale edildiği şirket Euro 7’nin ortaklarının sahibi olduğu “Renklam Medya” çıktı. Bu şirketin Almanya’daki Deniz Feneri e.V. ile “işbirliği” yaptığına yönelik protokoller bulunuyor. Deniz Feneri e.V bağlantılı soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı gemi için çekilen banka kredisiyle il Çiçek’in Erzincan’a gidişi Duruşmada mahkeme, gizli tanık Efe’ye talebi doğrultusunda “Yakın Koruma” şeklinde fiziki koruma sağlanmasına karar verdi. Mahkemenin yazısı üzerine dosyaya MİT Müsteşarlığı’ndan gönderilen yazıda şu ifadeler yer aldı: “... İlgili yazıda belirtilen tarihlerde Çiçek’in Erzincan’a gidişi hakkında teşkilatımız intikal etmiş bilgiye rastlanılmamıştır.” Soru işaretleri... DEN ZKURDU2011 VE EFES 2011 YGS’DEK SKANDAL HASAN GERÇEKER ptal davası LYS sonrasına ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YGS’nin iptali istemiyle açılan davada, davacı avukat Ahmet Gürol Şağban’ın reddi hâkim talebini Ankara Bölge İdare Mahkemesi karara bağlayacak. Mahkemenin bir ay sürecek olması nedeniyle YGS’nin iptaline ilişkin karar da LYS sonrasına kaldı. YGS’deki şifre iddiaları üzerine sınavın iptali istemiyle Konyalı bir öğrenci adına Ankara 7. İdare Mahkemesi’nde dava açan Şağban, Ankara 7. İdare Mahkemesi Başkanı Hâkim Ertan Demirci, üye hâkimler Muhittin Karataş ve Hasan Nafi Kocabeyoğlu’nun davada tarafsızlıklarını yitirdikleri gerekçesiyle, çekilmeleri yönünde reddi hâkim talebinde bulunmuştu. İptale ilişkin karar bu talebin görüşülmesinin ardından verilecek. ‘Kaset failleri bulunmalı’ ‘Şifre istemiyoruz’ Eyüp Belediyesi tarafından, Eyüp Stadı’nda düzenlenen Eğitim Yardımı Dağıtımı törenine katılan Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, okulu endüstri meslek lisesi olarak değiştirilen lise son sınıf öğrencisi Mutlu Nogay’ın protestosu ile karşılaştı. Nogay’ın düz lise talebine “Tamam” yanıtını veren Çubukçu’ya bu kez öğrenciler “Şifre istemiyoruz”, “Şifre olmasın” diye bağırdı. Çubukçu protestolar sürerken öğrencilerin arasından geçerek stattan ayrıldı. (Fotoğraf: AA) Tatbikatlar iptal edildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, her yıl Ege Denizi’nde kara, deniz ve hava kuvvetlerinin katılımıyla düzenlenen Denizkurdu2011 ve Efes2011 Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatları’nın iptal edildiğini bildirdi. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesindeki bilgiye göre, tatbikatlar iptal edildiğinden bugün yapılması planlanan basın turu da gerçekleştirilmeyecek. Tatbikatlar için 3 günlük basın turu planlanmıştı ve Ege sularında 25 Mayıs’ta Denizkurdu2011 ile başlayacak olan yolculuk 27 Mayıs’taki Efes2011 ile son bulacaktı. Tatbikatların, ululararası gözlemciler ve üst düzey komutanlarca takip edilmesi beklenirken Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanlarının da tatbikatlara katılması bekleniyordu. Her yıl yapılan bu iki tatbikatın iptal gerekçesi açıklanmazken turizm sezonunda güvenlik nedeniyle bazı iptallerin olduğunun altı çizliyor. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1 Haziranda emekliliğe ayrılacak Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker ile Danıştay Başkanı Mustafa Birden, dün veda ziyaretlerinde bulundu. Başbakan Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ziyaret eden Gerçeker, bir gazetecinin, “Görev süreniz boyunca zaman zaman Başbakan Erdoğan ile karşı karşıya geldiniz. Görevden ayrılırken bir kırgınlığınız var mı” sorusu üzerine şunları söyledi: “Bazı şeyleri kişiselleştiremezsiniz, yani bazı ilişkilerinizi. Dargınlık, kırgınlık hiçbir zaman söz konusu olmaz.” “Kaset skandalları konusunda soruşturma başlatılmalı mı” sorusunu da yanıtlayan Gerçeker, “Bu yasadışı bir eylem. Faillerinin bulunması gerekiyor.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle