Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA HABERLER Aydın dosyasında son 41 gün DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Diyarbakır’da 20 yıl önce evinden alındıktan sonra öldürülen ve cesedi Elazığ yakınlarında bulunan kapatılan HEP’in Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın cinayetine ilişkin dosyanın zamanaşımına uğramasına 41 gün kaldığı belirtildi. Aydın dosyası, 2 yıl önce Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından zamanaşımı süresi yaklaştığı için öncelikli dosyalar arasına alındı. Aralarında eski Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanı Binbaşı Aytekin Özen’in de bulunduğu 6’sı PKK itirafçısı 9 JİTEM’ci hakkında başlatılan soruşturmada sona yaklaşıldı. Savcılığın, olaya karıştıkları belirlenen şüphelilerinden bazıları hakkında yeniden arama kararı çıkarabileceği belirtilirken zamanaşımı süresinden önce dava açılacağı öğrenildi. Eğer 5 Temmuz’a kadar dava açılmazsa dosyanın zamanaşımına uğrayacağı belirtildi. 7 Arkadaşları Cemil Kırbayır’ın gözaltında işkenceyle öldürülüşünü anlattı: Dank diye bir ses geldi, kafasını duvara vurdular, bir inilti başladı; son sözü: Olüyorum... AYŞE SAYIN ANKARA Cemil Kırbayır ve Tolga Baykal Ceylan’la ilgili TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu içinde oluşturulan “gözaltında l kayıplar”la ilgili alt komisyon incelemesini tamamladı. Alt komisyon raporunda 12 Eylül darbesinden hemen sonra gözaltına alınan Cemil Kırbayır’ın “işkencede öldürüldüğü” saptamasına yer verilirken bu görüşe, Kırbayır’ın ölümüne tanıklık eden arkadaşları ile sorgulayan ya da o dönemde görev yapan güvenlik görevlilerinin ifadeleri dayanak gösterildi. Raporun sonuç bölümünde şu değerlendirme ve saptamalara yer verildi. Komisyonumuz Kırbayır’ın cesedinin işkence yapan kamu görevlilerince ortadan kaldırıldığına inanmaktadır. Cemil Kırbayır’ın gözaltında öldürülmesi ile ilgili bu kanaatimizin tersini ifade eden, şahsın sorgu için getirildiği Dedekorkut Eğitim Enstitüsü’nün 2 veya 3. katından pencereden atlayarak kaçtığı şeklinde, orada bulunan kamu görevlilerince ileri sürülen iddianın ortaya çıkan ölüm olayını örtbas etmeye yönelik bir senaryo olduğu kanaati komisyonda oluşmuştur. Zira ortaya atılan iddia ile ilgili olarak o dönemde, göstermelik bir iki arama ve görevliler ile ilgili usulen yapılan ve en düşük cezalardan olan kınama cezası verilen disiplin soruşturması dışında başkaca bir etkin soruşturma ve aramanın yapılmaması bu kanaatin oluşmasında önemli etkenlerden biridir. Komisyon 2004’te en son İğneada’da görüldükten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Tolga Baykal Ceylan’ın ise “gözaltında kaybolmadığı”, “olayın normal asayiş olayı olduğu” sonucuna vardı. Böyle Demokrasiye, Böyle Yargıç Çok mu? Önce hafızalarımızı tazeleyerek iktidarı elinde tutan politik gücün; yargıyı eline geçirmek amacıyla neler yaptığını hatırlayalım. Bir kısım savcı ve yargıcın oluşturduğu YARSAV adlı derneğin önünü kesmek amacıyla oluşturulan Demokrat Yargı Derneği’nin eşbaşkanı ve Yargıtay raportörü Orhan Gazi Ertekin’in, 12 Eylül 2010’da yapılan referandumda anayasaya ‘evet’çi grubun önde gelenlerinden olduğunu söyleyelim. İktidara böylesine destek veren aynı kişinin daha sonra, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimleri için Adalet Bakanlığı’nın liste düzenleyerek o listeyi 7 bine yakın hâkime empoze etmesi karşısında nasıl başkaldırmış olduğunu da unutmayalım. Dünkü “Cumhuriyet” te, Orhan Gazi Ertekin’in o başkaldırışının dayanağını anlatan “Yargının Eşekli Demokrasiyle İmtihanı” adlı bir kitap yayımladığı haberi, yargıç güvenliğini altüst etmekle kalmayan iktidarın, o operasyonla birlikte, ne yazık ki adaleti dağıtan ellere duyulan saygınlığı da ortadan kaldırmayı başardığını anlatıyordu. Hem de birinci elden ve dahası yalanlanamayacak kadar somut belgeleriyle! Yaşamı boyunca, “Berlin’de hâkimler vardır” diyen Almanyalı değirmencinin sözlerinin kendi ülkesinde de geçerli olduğuna inanmak isteyen bir yurttaş olarak, bir hukuk adamının, “Adalet Bakanı eşeği aday yapsa, ona oy veririm” diyen bir yargıcın şu anda Yargıtay’da, yani adalet adına son söz söyleyenler arasında görev yapmakta olduğunu okuyunca nasıl büyük bir hayal kırıklığına uğradığımı söylemeliyim. Disiplin ve itaatin geçerli olduğu tek kurumun silahlı kuvvetler olduğunu anlatmak isteyenler, askerlik çağı gelenlere kestirmeden nasihat amacıyla “emrin demiri kestiği” örneğini verirler. O örneğin, sadece orduda değil, vicdanların sesinin egemen olması gereken adalet mekanizmasında da geçerli olduğunu gösteren ve unvanında ne yazık ki “Yargıtay üyesi” yazan bir kişi, Orhan Gazi Ertekin’in anlattığına göre, HSYK seçimlerinde oyunu gözlerini kapayıp, Adalet Bakanı’nın buyurduğu listeyi sandığa atmayı bir övünç örneği olarak göstermekteymiş başka meslektaşlarına! “Bir kişi” ile sınırlı kalsa bakan emriyle oy pusulası kullananlar, rastlantının böylesi deyip geçebilirsiniz. Ama Sayın Ertekin, sandık başına bu duygularla giden meslektaşlarının, “başsavcılar ve komisyon başkanları aracılığıyla düzenlenen toplantılarda” nasıl şartlandırıldığını da anlatarak koskoca meslek adamlarının unvan, terfi beklentileri ile oy kullandıklarını da ileri sürüyor. ‘Kaçırıldım serbest bırakıldım’ stanbul Haber Servisi Ümraniye’de 21 Mayıs Cumartesi günü smail Bakır isimli yurttaşın bir otomobile bindirilip kaçırıldığı iddia edildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı , Abdülbaki Boğa, Bakır’ın akıbetinin takipçisi olacaklarını söyledi. Önceki gün ağabeyini arayan İsmail Bakır’ın, “Kaçırıldım, serbest bırakıldım. ki, üç güne kadar dönerim” dediğini anlatan Abdülbaki Boğa, Bakır’ın “Neredesin, kim kaçırdı” sorularına cevap vermediğini vurguladı. Bakır’ın, cumartesi günü Ümraniye’de otobüs durağında arkadaşını beklerken üç telsizli sivil polis tarafından kaçırıldığı öne sürüldü. Konu hakkında bilgi veren Abdülbaki Boğa, olayı Bakır’ın o an karşı kaldırımda bulunan arkadaşının anlattığını söyledi. Bakır’ın Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) üyesi olduğunu ifade eden Boğa, “Aile uzun süredir, polisten tehditler alıyormuş. Bakır’ın cumartesi günü kaybolmasının ardından ailesi Ümraniye’deki Atakent Karakolu’nu aradı. Burada görevli memur, smail Bakır’ın karakolda olduğunu ve gözaltına alındığını kabul etti. Karakola giden aileye ise, oğullarının burada olmadığı, gözaltına alınmadığı söylendi” dedi. stanbul Emniyet Müdürlüğü ise yaptığı yazılı açıklamada, bir isim benzerliği olduğunu savundu. Emniyet açıklamasında, Ümraniye lçe Emniyet Müdürlüğü’nce gözaltına alındığı iddia edilen smail Bakır’ın, 17 Mart 2011’de “şahsa karşı müessir fiil” suçundan aranan, Amasya ili Merkez ilçe nüfusuna kayıtlı, 1969 Amasya doğumlu olduğu, Ümraniye Polis Merkezi Amirliği’nce yakalandığı ve 18 Mart’ta çıkarıldığı Ümraniye 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nce serbest bırakıldığı belirtildi. Kayıp olduğu iddia edilen smail Bakır’ın ise zmir’in Bayraklı ilçesi Yamanlar Mahallesi nüfusuna kayıtlı, 1984 zmir doğumlu olduğu ifade edilen açıklamada, bu kişinin 20 Şubat 2011’de psala Sınır Kapısı’ndan yurtdışına çıkış yaptığı ve bugüne kadar giriş kaydının bulunmadığı aktarıldı. Ses tonu indi, indi... Cemil Kırbayır ile birlikte y “işkencehane”ye çevrilen Kars Dedekorkut Eğitim Enstitüsü’nde işkence gören , Çetin Aşula, o günü komisyona şöyle anlattı: Sorgucu Cemil ağabey’e “Çok mu masumsun?” dedi ve Cemil Ağabey şöyle bir yanıt verdi, net ama net, zaten bu dinlediğimiz son sözleri oldu, yani en son hançeresinden çıkan mantıklı sözler bunlardı, diğerleri iniltiydi: “Biz kızlarımızı Kayserililere ve Niğdelilere parayla satmıyoruz, biz gazyağı, sigara, şekeri karaborsa satmıyoruz, biz Göle’yi geneleve çevirmedik, biz tefecilik yapmıyoruz, bütün bunları yapanlar kendi devranlarını sürsünler diye, rantları kesilmesin diye bizi şikâyet ediyorlar ki düzenleri devam etsin.” Ve bir ses geldi o anda “Dank” diye böyle. ses yani ve sonra bir sessizlik. Bir inilti başladı Cemil Ağabey’de ve “Ben ölüyorum, ağabey beni hastaneye götürün” dedi. “ stifra et” dedi polis, İstifra… “Hastaneye götürün, ben ölü…” Fakat sesi perde perde sönüyor ve sanırım o anda bir görevli elini ağzına soktu. Hatta “Hep sok, sok” dedi biri “Sok, sok” dedi böyle veya onun elini sokturdular ağzına, istifra etti ama gür bir şekilde böyle. Ve sonra “Ağabey, ağabey, ölüyorum ağabey, beni hastaneye götürün”. Sonra ses tonu indi, indi, indi… Büyük bir koşuşturma başladı, ayak sesleri çoğaldı. Anladığım kadarıyla, bir panik ortamı vardı ve sanırım içeriye ya sedye girdi ya da bunu karga tulumba götürdüler birçok kişi. Fakat sessizlik oldu, hiç çıt yok. Bunlar gittiler, işte o esnada biz ayağa kalkıp göz bağlarımızı hafif böyle yukarı kaldırmak suretiyle camdan baktığımızda Sukapı Mahallesi’ni gördük ve anladık ki burası Kars Dede Korkut Eğitim Enstitüsü. Şık, eksik delille tutuklu İstanbul Haber Servisi Emniyet içindeki cemaat yapılanmasını anlattığı kitabı nedeniyle Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci Ahmet Şık’ın tahliye talebi dördüncü kez reddedildi. Mahkeme kararına göre, Şık, delillerin tam olarak toplanamadığı bir dosyada 79 gündür tutuklu. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi yargıcı, “Şık’ın üzerine atılı suçların niteliği, mevcut delil durumu, delillerin tam olarak toplanamamış olması, atılı suçun CMK’nin 1003. maddesinde yazılı suçlardan olması ve bu aşamada koruma tedbirleri de yeterli olmayacağından” tutukluluk halinin devamına hükmetti. Şık’ın avukatları ise tutukluluğa itiraz gerekçelerini açıklamak için duruşma yapılmasını talep etti. Çelik’ten Kılıçdaroğlu’na 24 saat ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep milletvekili adayı Hüseyin Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Van mitinginde kendisi ve akrabaları için söylediği, “Köşeyi döndüler” iddiasını kanıtlaması için 24 saat süre verdiğini, aksi halde tazminat davası açacağını söyledi. Duvara vurdular Tahminen ya kafasını duvara vurdular ya da kum torbasını önden vurdular. Böyle tok bir 13 Eylül 1980’de “kaybedilen” Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Ana. Çağlayan’ın konvoyunda kaza Madımak’ın Kültür Sanat ve Bilim Merkezi’ne dönüştürülmesi ailelerin yarasına tuz bastı ‘Müze olsa yüzünüz kızarır’ SELDA GÜNEYSU MERSİN (Cumhuriyet) Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ı takip eden bir otomobil, iddiaya göre aşırı hız ve dikkatsizlik sonucunda virajı alamayınca takla attı. Kazada şoför Mehmet Fatih Kiraz, Bakan Çağlayan’ın abisi Uğur Mehmet Çağlayan, Bakan Çağlayan’ın özel kalem müdürü Behçet Kaynar ve fotoğrafçısı Kadir Yusuf Açıkgöz yaralandı. Yaralıların vücutlarında kırık ve zedelenmelerin olduğu bildirildi. 16. yüzyılda değiliz EğitimSen ve Gençlik Federasyonu üyelerinin de aralarında bulunduğu grup adliye bahçesinde bir araya gelerek, öğrencilerin serbest bırakılması için eylem yaptı. “Berna, Ferhat onurumuzdur” sloganları atan grup, duruşma sonuna dek bekledi. Öğrencilerin avukatı Taylan Tanay, “Öğrencilerin yasal ve demokratik eylemler nedeniyle yargılanmaları hukuksuzluktur. Biz 16. yüzyılda değil 21. yüzyılda yaşıyoruz. Günümüzde başbakan dahi protesto edilebilir” dedi. Gözaltı baskını Yurt Haberleri Servisi Emniyet güçleri yurt genelinde dün sabaha karşı birçok ilde gerçekleştirdikleri baskınlarla çoğu öğrenci 53 kişiyi gözaltına aldı. Ankara’da Mamak, Yenimahalle, Altındağ, Sincan ve Çankaya’da yapılan eşzamanlı ev baskınlarında üniversite öğrencileri ve BDP’lilerden oluşan 15 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında Eskişehir BDP İl Başkan Yardımcısı İzzettin Altun da bulunuyor. BDP Eskişehir İl Başkanı Yusuf Karataş’ın da arandığı öğrenildi. Urfa’da ise gözaltına alınanların biri lise öğrencisi. Diyarbakırda BDP Bağlar ilçe yöneticisi Mehdi Doğan’ın da aralarında bulunduğu 4 kişi gözaltına alındı. ANKARA Sivas katliamında yaşamını yitiren 33 aydının yakınları, Madımak Oteli’nin “Utanç Müzesi” değil de “KültürSanat ve Bilim Merkezi” haline dönüştürülmesine tepkili. tirdim. Olayın acısını sanki dün yaşanmış gibi yüreğimde hissediyorum. AKP hükümetinin bakanları, özellikle de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bize otelin Utanç Müzesi’ne dönüştürülmesi için namus ve şeref sözü vermişti. Bundan birkaç yıl önce... Nerde kaldı verdikleri şeref sözü? Eğer otel müzeye dönüştürülseydi, çocuklarımın anısı yaşayacaktı. Onlara ait eşyaları bağışlayacaktım müzeye. Acım dinecekti biraz olsun. Ancak bize söylenen her şey havada kaldı. Otel neden Utanç Müzesi yapılsın ki, eğer Utanç Müzesi yapılırsa, yüzleri kızarır. Şimdi bize ne diyecekler?” gibi Utanç Müzesi’ne dönüştürülseydi, dünyaya da örnek olacaktı. Olmalıydı da... Ancak bugün hiçbir şey olmamış gibi örtbas ediliyor. Yargı denetim altına alınmış, yönetim ele geçirilmiş. İnsanlar güvenini yitirmiş hükümete... Otelin Utanç Müzesi’ne dönüştürülmesini beklemek yanlış olurdu zaten bu ortamda. Her şey ortada. Madımak şimdi siyasi malzeme yapılmak isteniyor. İster kabul edilsin, ister edilmesin orada tarihe geçmiş bir katliam var. Ancak biz de elimizden geleni yapacağız. Mücadelemiz sürecek. Acımız da mezara girince dinecek.” Murat Gündüz’ün babası Mehmet Gündüz: Eğer Madımak bizim istediğimiz Koray ve Menekşe Kaya’nın annesi Hüsniye Kaya: Katliamda iki evladımı yi Konvoya taşlı saldırı NUSAYBİN (AA) Mardin’in Nusaybin ilçesinde CHP Mardin milletvekili adayı Reşit Kılıç’a ait konvoy, Lozan Caddesi Üçyol Kavşağı’ndan geçerken bir grubun taşlı saldırısına uğradı. Konvoydaki bazı araçların camları kırıldı. Polisin müdahalesi üzerine grup dağılarak kaçtı. CHP’li başkan AKP mitinginde KONYA (Cumhuriyet) Konya’nın Tuzlukçu ilçesinin CHP’li Belediye Başkanı Mustafa Sak, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Tuzlukçu’daki mitinginde AKP’nin seçim otobüsünün üzerine çıkarak halkı selamladı ve partililere karanfil attı. Sak, sık sık partililerle birlikte Davutoğlu’nu alkışladı. Düşünce hâlâ hapiste H LAL KÖSE 9 PKK’li teslim oldu ŞIRNAK (Cumhuriyet) Kuzey Irak’ta bulunan kamplarda faaliyet gösteren 9 PKK’li, terör örgütünden kaçıp Silopi’den Irak’a açılan Habur Sınır Kapısı’na gelerek, güvenlik güçlerine teslim oldu. Soruşturma sürüyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Roman vatandaşlarla Abdi İpekçi Spor Salonu’nda gerçekleştirdiği buluşmada “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” yazılı pankart açan üniversite öğrencileri Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer’in tahliye talebi yine reddedildi. 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan öğrencilerinin beraat etmeleri gerektiği yönünde görüş bildiren savcı, eylemin, anayasal hak olan düşünceyi açıklama özgürlüğü sınırları içinde olduğunu belirtti. Esas hakkındaki görüşünü açıklayan Cumhuriyet Savcısı Kasım İlimoğlu, anayasada düşünce ve düşünceyi açıklama özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ayrıntılı olarak ifade edildiğini vurguladı. Savcı, “Silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü, öncen izin alınmadan yapılabilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, düşünceyi açıklama ve dernek kurma hakkını düzenliyor” dedi. Demokratik toplumlarda ifade özgürlüğünün etkin kullanımının, idarenin sorumluluğunda olduğunu, devletin hakkın kullanımı için gerekli düzenlemeleri yapması gerektiğini belirterek, sivil toplum örgütlerinin kötüye kul lanılmaları durumunda da devletin bireyi koruyacak önlemleri alması gerektiğine işaret etti. Savcı, devletin pozitif yükümlülüklerine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Haklarında kapatılma ve yasaklama kararı olmayan dernek ve örgütlerin eylemine katılan sanıklara, sırf katılmaları nedeniyle sorumluluk yüklenemez. Bu anayasal hakların etkin bir şekilde kullanımının önüne geçer. Sanıkların eylemleri, anayasal düşünceyi açıklama ve ifade etme sınırları içindedir.” Mahkeme kuvvetli suç şüphesi, delil durumu, suçun niteliği gibi gerekçeleriyle tahliye talebini reddetti. Dava, 6 Ekim’e ertelendi. HES inşaatında 4 işçi mahsur KARABÜK (Cumhuriyet) Karabük merkeze bağlı Belen köyünde yapımı süren hidroelektrik santralının tünelini su basması sonucu 4 işçi mahsur kaldı. Karabük Valisi İzzettin Küçük, “İşçiler, kısa sürede oradan çıkarılacaktır” dedi. Çalışmalar gece geç saatlere kadar sürdü. Vahşete üç kez müebbet KAYSERİ (Cumhuriyet) Kayseri’de 1.5 yıl önce Şeker Bayramı’nda şeker toplarken kaybolan 3 çocuğun katil zanlısı Uğur Veli Gülışık hakkında, 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Davanın, güvenlik gerekçesiyle başka bir kente alınabileceği belirtildi. C MY B C MY B