23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 23 MAYIS 2011 PAZARTES 14 KÜLTÜR SÖYLEŞİLERİ SPANYOL DÜŞÜNÜR ORTEGA Y GASSET ANILIYOR Karl Marx’ın ve Marksizmin temel yapıtı, Türkçeye ilk kez aslından ve eksiksiz olarak çevriliyor , 144 yıl sonra CELÂL ÜSTER Filozofun kitaba bakışı Kültür Servisi İstanbul Cervantes Enstitüsü ve Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi, ünlü İspanyol filozof ve hümanist José Ortega y Gasset (18831955) için bir anma günü düzenliyor. Yarın saat 19.00’da Cervantes Enstitüsü’nün Taksim’deki merkezinde düzenlenecek olan etkinlik, yazar, eleştirmen ve İspanyol edebiyatı uzmanı Germán Gullón ile kütüphaneci ve editör Osman Torun’un katılımıyla gerçekleşecek. Pennsylvania, California ve Amsterdam üniversitelerinde öğretim üyeliği yapmış olan Gullón, 20. yüzyılda İspanya’da kültür ve edebiyatı yeniden canlandırma hareketini derinden etkileyen Ortega y Gasset’in dünyasını dinleyicilerle paylaşacak, dinleyicileri bu sıra dışı düşünürün yaşamı, düşünceleri ve yapıtları üzerine keyifli bir yolculuğa çıkaracak. Osman Torun ise, filozofun dilimize çevrilen yapıtları ve hakkındaki çalışmalara dikkati çekecek ve Türk Kütüphaneciler Derneği İstanbul Şubesi tarafından bazı eklerle birlikte yeniden yayımlanan ve Ortega’nın, kitapkütüphaneciokur ekseninde öngörülerini içeren “Kütüphanecinin Görevi” adlı kitabı üstüne bir değerlendirme sunacak. Etkinlikte ayrıca, İspanya’da RTVE Televizyonu tarafından hazırlanan “José Ortega y Gasset: Politik Eylem Olarak Felsefe” adlı belgeselden bölümler de gösterilecek. Ortega’nın Türkçede yayımlanan kitapları arasında “Kitlelerin Ayaklanması” (İş Kültür), “İnsan ve Herkes” (Metis), “Tarihsel Bunalım ve İnsan: Ortega y Gasset’ten Seçme Yazılar” (Metis) ve “Sevgi Üstüne” (YKY) de bulunuyor. arl Marx’ın ve Marksizmin temel yapıtlarından “Kapital: Ekonomi Politiğin Eleştirisi”, 1867’de ilk yayımlanışından 144 yıl sonra Türkçeye ilk kez Almanca aslından eksiksiz olarak çevriliyor. İlk cildi kısa bir süre önce Yordam Kitap’tan Mehmet SelikNail Satlıgan çevirisiyle yayımlanan “Kapital”in 2. ve 3. ciltlerinin çevirisinin de önümüzdeki dönemde Satlıgan tarafından tamamlanması öngörülüyor. Marksizmin bir başka temel kitabı “Komünist Manifesto”nun dilimize çevrilme serüveni Mustafa Suphi’ye ve Şefik Hüsnü’ye kadar uzanır. Şefik Hüsnü’nün “Manifesto” çevirisi 1923’te yayımlanmıştı. “Kapital”i Almanca aslından Türkçeye çevirip yayımlamaya ilk başlayan ise Hikmet Kıvılcımlı’ydı. Ne var ki, bu girişim Kıvılcımlı’nın “Donanma davası” yüzünden tutuklanmasıyla yarım kalmıştı. Daha sonra, Sol Yayınları, “Kapital”in dilimize kazandırılmasına çok önemli katkılarda bulunmuştu. Ancak Mehmet Selik’in 1960’lardaki uğraşı da, uzun süren hastalığı ve aramızdan ayrılışıyla yarım kalmış; ardından, Alaattin Bilgi’nin İngilizceden yaptığı çeviri, Marksizmin bu başyapıtının Türkçedeki biricik eksiksiz çevirisi olarak kitaplıklarımızdaki yerini almıştı. Şimdi, Yordam Kitap, bu dev yapıtın aslından ve eksiksiz bir biçimde çevrilmesini üstlenmiş bulunuyor. Nail Satlıgan, “2008’de dünya çapında başlayan yeni kapitalist bunalım evresi ve bunun gerek dünyada, gerek Türkiye’de Marx ve Marksizme olan ilgiyi arttırmasının, bu kararı vermelerini kolaylaştırdığını” söylüyor. Satlıgan’a göre, çok engelleyici bir “mücbir sebep”le karşılaşılmazsa, “Kapital”in II. cildi de yıl sonuna doğru yayımlanabilecek. 1937’de 7 fasikül yayımlanan, ancak Kıvılcımlı’nın tutuklanması yüzünden tamamlanamayan çeviriyi okumuş muydunuz? Kıvılcımlı’nın çevirisinin, yayımlanmış fasiküllerinin tıpkıbasımı, 2007 yılında Sosyal İnsan Yayınları arasında çıktı. Hayranlık uyandırıcı bir titizliğin ürünü. Bana da yeni çeviri sırasında epey yardımcı oldu. K S Nail Satlıgan atlıgan’a göre, “Kapital”i yalnız Marksizm ve sosyalizm açısından değil, bütün düşünce tarihi açısından da eşsiz kılan, günümüz toplumunun iktisadi temellerini açığa çıkarmış, bu arada kârın kaynağı muammasını çözmüş olması. Kıvılcımlı çevirisi yarım yüzyıla baktığımızda ise, Marksist edebiyatın Türkçeye aktarılışının bu alandaki gecikmenin de etkisiyle tam bir “furya” niteliğine büründüğünü, o arada “kaynak dil” konusunda yeterli titizliğin gösterilmediğini gözlemliyoruz. Rusça gibi, çevirmen, hele Marksist terminolojiye vâkıf yıllık üz Bir buçuk y yüz çevirmen sayısının yetersiz olilk duğu bir dil için bu durumu bir gecikmenin lizmin ölçüde mazur görebiliriz. Ama ı, sosya yılın un Almanca, Fransızca, İngilizce versiyonun Marksist e geç gibi yaygın olarak bilinen dilülkemiz ler için bu durumun affedilir ve bir yönü olamaz. girmesiyle ngilizceden tam çeviri “Kapital”in tamamlanmış tek Türkçe çevirisi Alaattin Bilgi’ye ait. İngilizcesinden çevrilmiş olsa da, Bilgi’nin emeğine derin bir saygı duyuyorum. Yine de, ikinci dilden çevrilmiş olması ne gibi sakıncalar doğuruyor? Bu sakıncalar, saymakla bitmez. Bir tek örnek vereyim: “Kapital”in alt başlığı “Ekonomi Politiğin Eleştirisi”dir. Bu alt başlık, Marx’ın yapıtının ötekiler gibi ya da ötekilere alternatif bir ekonomi politik değil, her türlü ekonomi politiğin eleştirisi ve aşılması olduğunun kavranması açısından önemlidir. Gelgelelim “Kapital”in I. cildinin, İngilizce Moskova basımından aktarılmış Türkçesi, otuz beş yıldır “Kapitalist Üretimin Eleştirel Tahlili” başlığını taşıyor ve böylece ekonomi politiğin kendi içinde Marksist ya da en azından marxisant bir şey olduğu yanlış anlayışına katkıda bulunuyor. baskılarla tikomünist Satlıgan, an Nail açıklayan yüzyıla son yarım a ise bakıldığınd ” il “kaynak d rli yete konusunda titizliğin diğini gösterilme söylüyor. ol’da bir eksiklik mi? S Peki, “Kapital”in aslından ve eksiksiz çevirisinin eksikliği, Türkiye’de sol açısından nasıl bir eksikliğe yol açmış olabilir? Türkçe Marksist jargonun “Marksist ekonomi politik” gibi “terimler arası çelişkiler” ile malul oluşunu, bir olumsuz örnek olarak demin zikretmiştim. Türkiye’de Marksist sosyalizm pratiğinin, bu durumdan olumsuz yönde etkilenerek yanlış yönlere savrulmuş olduğunu iddia edecek değilim. Ama ilk ağızda salt “marxologique” gibi görünebilecek bir mülahaza da, bana önemli görünüyor: Türkiyeli Marksistlerin, bir yüzyıla yaklaşan enerji ve mesaile ecikmenin nedenleri “Kapital”in ilk cildinin 1867’de yayımlandığını düşünürsek, o günden bugüne bir buçuk yüzyıla yakın bir zaman geçmiş ve dilimizde hâlâ özgün dilinden yapılmış eksiksiz bir çevirinin eksikliğini duyuyoruz... Sözünü ettiğiniz bir buçuk yüzyıllık gecikmenin ilk yüz yılını önce sosyalizmin Marksist versiyonunun ülkemize geç girişiyle, sonra da antikomünist baskılarla açıklayabiliriz. Son G “Kapital” ya da bu kitaptan bölümler, günümüzde dünyanın pek çok eviri zorlukları üniversitesinde okutuluyor. Bu akade “Kapital” çevirisi ne gibi zorluklar mik yaklaşımın ötesinde, “Kapital” taşıyor? Daha çok üslup açısından mı, bugün nasıl bir yaklaşımla okunmalı? yoksa terminoloji açısından mı zorluk “Kapital”in günümüzün akademik larla karşılaşıyorsunuz? müfredatlarında yer Marx’ın üslubunun, hem çevibulmaya başlamasını renleri hem okuyanları bir yeson derece hayırlı bir re kadar zorlayacak özellikler anca Alm gelişme olarak görmek “Kapital”in inin ilk barındırdığı su götürgerekir. Çünkü bir çeviris mez. Kendisi, yazdıklaaslından kere, “ana yolcu” SelikNail rının, kusurları ne olursa et cildi Mehm virisiyle (mainstream) iktisat olsun “sanatsal bir bükapitalizmin güncel Satlıgan çe inci ve tün” oluşturduğunu, yak işleyişini kavramayı pıtının bir “üstünlüğü” ayımlandı. er de y ne kadar zorlaştırırsa olarak vurgulamıştı. Yüküçüncü ciltl isiyle sel Arslan’ı “Kapital”in sözgelimi “Kapin çevir Satlıga resmini, Ayzenştayn’ı tal”in III. cildinin a, dığınd “Kapital”in sinemasını borsa ve finansla iltamamlan , yapmaya sevk eden herhal“Kapital” yıla gili bölümlerinin de bu “sanatsallık” idi. okunuşu, kapitalizında 150 yayımlanış re sonra ilk Demek özellikle “Kapimin bunalımlı ve ü tal”de bilimsel bir yapıt olyakın bir s ve eksiksiz iniş çıkışlı seyrini n ma ile bir sanat yapıtı olma kez aslında eleştirilmiş anlamayı bir o kaarasında hep gidip gelen bir kç dar kolaylaştırır. olarak Tür k. üslupla karşı karşıya kalı“Akademi” denen ca ola rız. Doğal olarak bu başlı kurumdan beklebaşına bir “meydan nen de, dünyayı anlama okuma”dır. yollarını öğretmesi olsa gerektir. Terminoloji açısından ise Türkçeİkinci olarak, Marx hayattan ve hayatın nin bir bakıma işimizi kolaylaştırdığıiçindeki mücadelelerden kopuk bir nı söyleyebiliriz. Sözgelimi “ware” akademisyen değildi; ama akademik kavramının Marx’ın teorisi içindeki dünyanın genel kabul gören standartlaözgüllüğünü vurgulamak üzere günrına değme akademik iktisatçılardan delik dildeki “mal” yerine “meta”yı daha fazla uymuştu. seçebiliyor, “arbeit” karşılığında yeAncak Marx’ın “Kapital”de gösterdirine göre “emek”, yerine göre “iş” ği uzlaşmaz çelişkilerin günümüzde indiyebiliyor, kapitalizmde meta haline sanlığı, her türlü uygarlığın olumsuzgelmiş emek için “emek gücü” gibi lanması anlamına gelen bir “barbarlıyeni bir terim türetebiliyoruz. ğın” eşiğine getirdiği düşünüldüğünde, bugün kendini yakıcı bir zorunluluk ârın kaynağı olarak dayatan okuma tarzının, kapitamuamması “Kapital”in, hem Marx’ın hem lizmin aşılması perspektifine dayanması gerektiği kendiliğinden anlaşılır. de Marksizmin temel yapıtı olma ri, bence Marksizmin bütün temel yapıtlarının, asıl dillerinden yapılmış çevirileriyle mücehhez bir Marksist kültür varlığına layıktır. sının nedenleri nedir? Bu yapıtı “onsuz edilemez” kılan nedir? “Kapital”i yalnız Marksizm ve sosyalizm açısından değil, bütün düşünce tarihi açısından da eşsiz kılan, günümüz toplumunun iktisadi temellerini açığa çıkarmış, bu arada kârın kaynağı muammasını çözmüş olmasıdır. Bunu yaparken hem kârı sermayenin ve sermayecinin “hizmetler”inin hak edilmiş bir karşılığı olarak gören burjuva iktisatçılarından hem de onu bir “hırsızlık” volisi sayıp “mahkum” eden ütopik sosyalistlerden ayrılır. Sermayenin emek gücü metasını satın alışı tamamıyla yasal bir mübadele edimi, artık emeğin artık değer yaratması nesnel bir sistemin kaçınılmaz sonucu, bu artık değerin sermayeci tarafından mülk edinilişi ise sınıflı toplumun iç yasalılığının doğal mantığıdır. Bu bilimsel bilginin bize telkin ettiği, ne burjuva iktisatçılarında olduğu gibi aşktır ne de sosyalist ütopyacılarda olduğu gibi nefret. İnsanın insanı sömürmesi ortadan kaldırılmak isteniyorsa, yapılması gereken, sistemi ilkesel olarak değiştirmektir. Bu ve bunun içerdiği, kapitalizmin ezelî ve ebedî değil, geçici ve bu anlamda tarihî, tarihin belirli bir dönemiyle sınırlı bir düzen olduğu içgörüsü bence toplumsal düşünce tarihinin en büyük “devrim”idir. ‘KADIN YAZARLAR SEMPOZYUMU’ Ayla Kutlu eserleri üzerine Kültür Servisi İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi tarafından düzenlenen “Kadın Yazarlar Sempozyumu”nun ilki, Türk Edebiyatı’nın özgün isimlerinden Ayla Kutlu adına düzenleniyor. Amacı, Ayla Kutlu’nun eserlerini, yazarlığını ve çağdaş Türk Edebiyatı içindeki yerini disiplinlerarası bir platformda yeni bakış açılarıyla değerlendirmek ve farklı disiplinler arasında kurulacak diyalog ile hem Türkiye’deki edebiyat eleştirisine hem de edebiyat üzerinden tarih ve kültür okumaları yaparak diğer disiplinlere katkıda bulunmak olan sempozyum, Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde 25 26 Mayıs tarihlerinde düzenlenecek. Sempozyum, 25 Mayıs Çarşamba günü saat 10.00’da, Ayla Kutlu’nun açılış konuşması ile başlayacak. İki gün süresince gerçekleştirilecek sempozyumlarda, aralarında Prof. Ayşegül Yüksel, Prof. Önder Küçükerman, Türey Köse, İmren Erşen, Reyhan Yıldırım, Aytül Akal, Mavisel Yener’in de bulunduğu isimler konuşma yapacak. “Ayla Kutlu’nun roman ve hikâyelerinde göç olgusu”, “Ayla Kutlu’nun kaleminden insan, mekân, zaman ve tasarım üzerine”, “Ayla Kutlu öykü ve romanlarında ‘mekân’ söylemi” gibi başlıkların tartışılacağı sempozyum, 26 Mayıs Perşembe akşamı gerçekleştirilecek kapanış paneli ile son bulacak. Kapitalizmin aşılması Ç Levinas felsefesi konuşuldu Kültür Servisi Monokl Yayınları’nın Emmanuel Levinas’a adanmış özel sayısı çerçevesinde, İstanbul Fransız Kültür Merkezi’nin işbirliğiyle Levinasçıların katıldığı uluslararası bir kolokyum gerçekleştirildi. Kolokyuma katılan Levinas’ın müzisyen oğlu Michaël Levinas, “Levinas’ın eserlerinin bir şarkısı var” diyerek, ses ile anlam arasındaki ilişkiden yola çıkan bir konuşma yaptı. Danielle CohenLevinas, Gérard Bensussan, Volkan Çelebi, Alain David, Gilles Hanus, Aïcha Liviana Messina, JeanMichel Salanskis gibi isimlerin katıldığı kolokyumda, Levinas felsefesi üzerine bildiriler sunuldu. Süreyya’da kapanış konseri Kültür Servisi Kadıköy Süreyya Operası, konser sezonunu bu akşam keman virtüözü Pelin Halkacı Akın ile piyano virtüözü İris Şentürker ikilisinin resitaliyle noktalayacak. İkili saat 20.00’de verecekleri konserde Beethoven’in 9 numaralı “Kreutzer” ve E. Grieg’in 3 numaralı kemanpiyano sonatları ile E.Bloch’un “Nigun” adlı eserini seslendirecek. K C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle