19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 MAYIS 2011 CUMARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın partisine yönelik çete suçlaması için dava açacaklarını söyledi 5 durumda da sanıkları yakalaması imkân dahilinde olmayan bizim bir dava açmamız anlamsız hale gelecek. Sanıkları tutuklamadan artık ilerleme kaydedemeyiz çünkü. Dava açıp açmamaya henüz tam karar vermedik, tartışmaya devam ediyoruz. Şu da var tabii, biz dava açmazsak Frankfurt Savcılığı bizi üst mahkemeye şikâyet edebilir. Buna hakları var.” Böyle bir açıklama olur mu? Açarsınız davayı, uluslararası yakalama emrini çıkarırsınız... İşe bakın siz! CHP yargıya gidiyor COŞKUN YAMAN MEHMET CELEN BALIKESİR/ÇANAKKALE CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında dava açacağını söyledi. Partisinin Balıkesir’de düzenlediği miting için Edremit’e gelen Kılıçdaroğlu miting öncesi Güre’de kaldığı otelde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, Başbakan’ın, “O SSK’yi yönetemedi, ülkeyi nasıl yönetecek?” şeklindeki eleştirilerini gündeme getirmesi üzerine Kılıçdaroğlu, “Gelsin karşıma, oturalım konuşalım. Sadece SSK’yi konuşalım. Gelebilir mi, gelemez. Çünkü bilgi fukarası. Bilgisi yok. SSK’nin 1976’da ilk kez açık verdiğini Sayın Başbakan biliyor mu, bilemez. Cahil adamlar bilemezler, onlar sadece iftira atarlar” dedi. CHP lideri, Erdoğan’ın “CHP Ergenekon’la aynı kefede” sözlerine de tepki gösterek, “Bu konuda dava açaca CHP Genel Başkanı Balıkesir ve Çanakkale’de AKP’ye yüklendi, Kaz Dağları’nı koruyacaklarını vurguladı. Erdoğan’ın suçlama ve hakaretlerini yargıya taşıyacaklarını belirten Kılıçdaroğlu, Başbakan’ın SSK konusunda bilgi fukarası olduğunu söyledi. (Fotoğraf: AA) ğız. Bizi, CHP’yi çete olarak tanımlayan Başbakan hakkında dava açacağız. Gelsin mahkemede ispat etsin” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın “yürüyen yalancı”, “uçan yalancı” sözlerini de yargıya taşıyacaklarını açıkladı. CHP Genel Başkanı, AKP listesine alınmayan bakanlarla ilgili soruya da şu karşılığı verdi: “Bazı bakanların yolsuzluk yaptığı için listeye konmadığını söyleyen kim? Başbakan. Eğer cesaretleri varsa niye Başbakan’a sormuyorlar? Onurları varsa gider Başbakan’ın yakasına yapışırlar. ‘Sen beni yolsuzluk yaptığım gerekçesiyle listeye koymadın. Ya sen yolsuzluk yapıyorsun, ya ben yapmıyorum’ demeleri lazım. Bunu söylemeye cesaret edemiyorlar, gelip bana ‘benim dürüst olduğumu söyle’ diyorlar. Ben niye onların dürüst olduğunu söyleyeyim.” Balıkesir’in ardından Çanakkale’ye gelen Kılıçdaroğlu, havaalanı çıkışında düşme tehlikesi atlattı. Kılıçdaroğlu’nu yere düşmekten CHP Merkez İlçe Başkanı Hakan Evirgen, koluna girerek kurtardı. CHP liderini havaalanı çıkışında yüzlerce partili karşıladı. Miting alanına girişte de, Kaz Dağları’nda altın madeni aramak isteyen Kanadalı firmaya karşı uzun süredir mücadele veren Karabiga’nın Elmalı köylüleri selamladı. Kılıçdaroğlu konuşmasında, Çanakkale’nin Atatürk’ü Atatürk yapan kent olduğunu, oksijen deposu Kaz Dağları’nın dünyaca tanındığını anımsatarak, “Buraya sırf Kaz Dağları için gelen turistler var. Ama AKP, bu kadar önemli Kaz Dağları’nı madencilere teslim ediyor. Kaz Dağları yok olunca Çanakkale kadar insanlık çok şey kaybeder. Ama sizlere söz veriyorum halkın iktidarında Kaz Dağları’na tek bir kazma vurdurmayacağım” dedi. Deniz Feneri’ni Unuttuk mu? Aylardır merak ediyordum, Almanya Deniz Feneri’ne ne oldu, yargıçlar bu konuda ne düşünüyor, Türkiye ayağındaki adlar niçin unutuldu, medya bu konunun üzerine neden gitmiyor, diye... Gazetelerde Almanya kaynaklı haberleri okuyunca, yıllar önce yazdıklarım geldi aklıma... “Alman yargıçlar ne yapsın, Türkiye ayağını oluşturanlar koruma altında.” Bilmeyenler için anımsatayım: Almanya Deniz Feneri davası 2007 seçimlerinden önce, yanılmıyorsam nisan ayında patlak vermişti. Frankfurt Mahkemesi kısa bir sürede davayı bitirmiş, üç kişiye hapis cezası vermişti. Kararı açıklayan mahkeme “asıl faillerin” Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman ve eski RTÜK Başkanı Zahid Akman olduğunu karar tutanaklarına geçirmişti. Toplanan milyonlarca Avro... Son model otomobiller! Evler, yatlar, katlar! İddialar çoktu! Acaba Karaman ve Akman’ın durumu ne oldu? Almanya’daki ikinci davanın geleceğiyle ilgili açıklama Frankfurt 29. Ceza Mahkemesi Başkanı Yargıcı Horst Zimmermann’dan geldi. Bakın Alman yargıç ne diyor: “Frankfurt Savcılığı’nın soruşturma dosyası bize dava açılması istemiyle geldi. Ancak şöyle bir sorun var: Biz eğer davayı açarsak bundan sonraki ilk adım sanıkların tutuklanması olmalı. Yoksa dava açılmasının bir anlamı olmaz.” (Gazeteport) Kim bu tutuklanması gereken sanıklar? Karaman ve Akman... Alman yargıç işi yokuşa sürüyor aslında... Nasıl mı? Alman savcıya göre Türkiye’yi de kapsayan süreç şöyle gelişecek: “Sanıkların yakalanması için uluslararası yakalama bülteni çıkarmamız lazım. Bunu yapmak kolay ama sorun şurda; biz yakalama ve tutuklama kararı çıkarsak bile Türkiye failleri bize vermeyecek. Türkiye bize, ‘biz sanıkları size teslim edemeyiz, gerekirse biz yaparız yargılamayı’ diyecek. Bu Şimdi size bu konuyu baştan beri izleyen Aykut Küçükkaya’nın “Yüzyılın Yolsuzluk Oyunu” (Cumhuriyet Kitapları) kitabından bir bölüm aktarıyorum: “Deniz Feneri e.V. Almanya’da yaşayan Türkleri dolandırmak için kurulmuş bir organizasyondur. Baştan beri insanlara yardım etmek gibi bir niyetleri yoktur. Toplanan paraların ne yapılacağı Türkiye’de belirleniyordu. Hiyerarşinin üst kademeleri, talimatı verenler ve asıl suçu işleyenler Türkiye’de. Arka planda Zekeriya Karaman ve Zahid Akman var. Asıl suçlular Türkiye’de olduğu için Almanya Deniz Feneri davasındaki cezalar düşük tutulmuştur. Deniz Feneri e.V. 5 yılda en az 28 bin 836 bağışçıdan 41 milyon 423 bin 158 Avro bağış topladı. En az 14 milyon Avro yardım amaçlı kullanılmadı... Alman hâkim Dr. Johann Müller bu sözlerinin ardından (17 Eylül 2008) Mehmet Gürhan’a 5 yıl 10 ay, Mehmet Taşkan’a 2 yıl 9 ay, Firdevsi Ermiş’e 1 yıl 10 ay hapis cezası verildiğini açıkladı.” Almanya Deniz Feneri’nin öyküsü böyle... Frankfurt polisinin yaptığı operasyon ve gözaltılar, soruşturma süreci dört yılı doldurdu... Şu anda Mehmet Gürhan’ın tutukluluk hali sürüyor... O da yakın bir gelecekte özgür kalacak... Peki bu süreç içinde Türkiye’de ne oldu? Dava bile açılmadı! Tek yapılan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın verdiği, aralarında kuşkulu isimler Karaman ve Akman’ın da bulunduğu toplam 18 kişinin mal varlıklarına koyduğu “ihtiyati tedbir kararı”ydı. Bakıyorum bu konudan muhalefet meydanlarda pek söz etmiyor! Gerçekten önemli bir konuyu sık sık gündeme getirmemelerini şaşkınlıkla izliyorum! HSP’L BEKAROĞLU’NDAN AKP SEÇMEN ANAL Z ‘Muhafazakârlar AKP’nin yaptıklarını sorgulamıyor’ AKP 9 yıldır iktidar olarak sürekli ‘mış giANKARA Halkın bi’ yapan bir parti. Sesi Partisi (HSP) GeKendisine yığınlarla nel Başkan Yardımcısı oy veren muhafazakâr ve İstanbul Milletvekikesimin beklentileriyli adayı Mehmet Bele ilgili hiçbir şey yakâroğlu, AKP’nin hâlâ pamamış. AKP, gelir yüksek oy alabilmesini durumu olarak bu top“Müslümanlık” kozulumun en altakilerden na bağladı. oy alıyor ama bu en Muhafazakâr seçmenin alttakiler 9 yıl sonra Bekâroğlu’nun 12 Haziran’da aynı seçmen AKP’ye ‘Müslümanların yine çok kötü ve zor ve tabandan oy istedik iktidarı‘ diye oy verdiğini durumda. leri AKP’nin 9 yıllık 680 lira maaşı belirten Mehmet iktidara karşın hâlâ nevar ‘Müslümanları den yüksek oy alabildiBekaroğlu, ‘’Oysa bu bölmeyin’ diyor: ğine ilişkin kampanya Kampanyada, oy isterseçmen ‘bizdendir’ gözlemlerine ilişkin deken yaşadığım bir örnek bakışını bırakıp oy ğerlendirmeleri şöyle: çok çarpıcı. 70 yaşında Biz ahlaklıyız on verdiği partiyi sorgulasa, bir muhafazakâr seçlar ahlaksız: Muhamen. Emekli. 680 bin liAKP’nin oyları erir’’ fazakâr seçmende hâlâ ra maaş alıyor. Ben ona dedi. soğuk savaş döneminin gelir düzeyinin arttırılıp dili geçerli. Soğuk sadaha iyi yaşaması için vaştaki dil şu: ‘Biz iyiyiz, temiziz, ah birlikte olmamız gerektiğini, AKP’ye laklıyız, onlar kötü, ahlaksız, kirli.’ artık oy vermemesi gerektiğini anlatıKampanyadaki dil böyle. Böyle olun yorum o bana, “Müslümanları bölca özellikle muhafazakâr seçmen ‘biz meyin. Karşıdakiler birleşiyor” diden’ dediği partiyi hiç sorgulamıyor. yerek AKP’ye oy vereceğini söylüyor. Onlar için sadece ‘bizden’ olması yeAKP zulmediyor: Halbuki artık tiyor. siyasetin bu dilini değiştirmeliyiz. AKP’ye oy verenler zor du AKP bu dilden kazanıyor. Müslürumda: Oysa bu seçmen ‘bizdendir’ manların iktidarı, Kürtlerin iktidarı, bakışını bırakıp oy verdiği partiyi sor Türklerin iktidarı, Alevilerin iktidarı, gulasa, AKP’nin oyları erir. AKP, Sünnilerin iktidarı. Bu şekilde olmaz. adalet için ne yaptı? Kaynakları nasıl Siyasette ‘biz ve onlar’ olacaksa bu kullandı? Kararlar alırken hangi top farklı bir şekilde olmalı. Bize göre zalumsal kesimleri dikkate alıyor, ken limler ve mazlumlar şeklinde olmalı. disine oy verenlerin çıkarlarını mı gö AKP zalimdir, zulmediyor. Sigortasız zetiyor, yoksa belli güç odaklarının mı? işçi çalıştırıyor, taşeron çalıştırıyor, inSeçmenin bunları sorgulaması gerekir. sanlara zulmediyor. ERDEM GÜL C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle