19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 MAYIS 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER YGS’DE Ş FRE DAVASI 9 Reddi hâkim talebi KIVANÇ EL Bakan Yazıcı’ya YGS tepkisi CEM L C ĞER M SAMSUN Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Samsun’un Atakum ilçesinde Doğu Karadenizliler Derneği’ni ziyaret sırasında 20 lirayı göstererek herkesin hayalinde olan paradan 6 sıfır atmanın AKP iktidarına nasip olduğunu söyledi. Bunun üzerine bir yurttaş “YGS’den sonra şifre iddiaları nedeniyle çocukların geleceği de sıfıra düşmüştür. Bu konuya sizin bakış açınız nedir” diye sordu. Yazıcı ise “Bu sınavda ölçme, biçme anlamında herhangi bir kayırmacılık olmadığı kanaatindeyim. Böyle çocukların maneviyatını bozmamak gerekir” dedi. Masum Türker cemaat dershanelerine dikkat çekti MEHMET MENEKŞE Kılıçdaroğlu’na dava Öte yandan Yazıcı, ÖSYM’ye atılan “torpil mesajı” iddiasıyla ilgili CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde 30 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Davanın dilekçesinde, olayın bir senaryo olduğu ileri sürüldü. AMASYA DSP Genel Başkanı Masum Türker YGS’deki şifre skandalı ile ilgili cemaat dershanelerinin gündeme getirilmemesinin altını çizdi ve yargının da ideolojik bir görüntüye büründüğüne dikkat çekti. Amasya’da basın mensuplarıyla bir araya gelen Türker, “Aslında bu araştırmanın içinde özellikle bazı dershanelerin bu şifre içinde yer aldığı yapılan açıklamalardan, konuşmalardan açıkça ortaya çıkmakta. Ama kimse bu dershanelerin hangileri olduğunu, bu şifreli soruları aldıkları zaman nasıl kullandıklarını tartışmıyor ve konuşmuyor” diye konuştu. Gizli Çekimler, Skandallar, Dün, Bugün Biliyorsunuz epey bir zaman önce herkes kendi filmini çeksin hazırlasın hatta internete koysun, böylece rahat eder diye yazmıştım. Olay bizde hâlâ “kaset” olayı olarak adlandırılıyor. Kaset çoktan tarihe karıştı, hatta artık antika değeri var; bazı şarkıcıların kasetleri artık CD’den daha pahalıya satılıyor, ama bizde hâlâ olaya kaset deniliyor. Neyse sonuç olarak son zamanlarda yeniden patlayan gizli kamera görüntüleri “özel hayat” tartışmasını yeniden gündeme taşıdı. İnsanın eşiyle olan hayatı özel, gerisi değil gibi birtakım tartışmalar yapılmaya bile başlandı. Bazı hukukçular gördüm televizyonda, “sıradan insanların yatak odasına kamera giremez, ama milletvekilinin, bürokratın, savcının, polisin girebilir” gibi açıklamalarda bulunuyorlar. Kamunun çıkarlarını ilgilendirmeyen herhangi bir konunun yayımlanması, bunun haber haline getirilmesi, hatta siyasi rekabete malzeme olarak kullanılmasına galiba fazla şaşıran da yok. Eğer bir bürokrat, bir politikacı kamunun çıkarlarını ilgilendiren bir konuda bir suç işlerken görüntülenirse bu bazı ülkelerde mahkemede delil sayılmasa da güçlendirici etki sayılıyor, ama birçok ülkede bu bile delil olarak sunulamıyor. İki kişi arasında geçen herhangi bir konuşmanın yayımlanması bile aslında özel hayata müdahale sayılıyor. Aynı şekilde birinin sizin izniniz olmadan fotoğrafınızı çekmesi, sizden izinsiz konuşmanızı banda alması da öyle... Zaten özellikle ünlülerin, şarkıcıların, oyuncuların, yıldızların gizli görüntüleri, seks kasetleri onlara zarar vermekten çok artık daha çok iş yapmalarına, daha ünlü olmalarına, ücretlerinin artmasına yarıyor. Hatta açık söylemek gerekirse hiçbir özelliği olmadan dünya çapında ünlü olan bazı yıldızların bunu planlı yaptığını bile söyleyebiliriz. Politikacılarla ilgili de pek çok yerde bu türden olaylar hâlâ skandal sayılıyor. Ama bizdeki gibi önceden planlanmış tuzaklara düşürülen pek yok. Orada daha çok, politikacılarla ilişkiye girenler konuşuyor, eğer politikacı onlara özel bir çıkar sağlamışsa, bu konuda devletin imkânlarını kullanmışsa sorun oluyor. Bildiğiniz gibi eski ABD başkanının evliliği bile yaşadığı ve tüm dünyanın haberdar olduğu olaylardan sonra devam ediyor. Doğrusu benim eskiden beri konuyla ilgili tutumum, bu tür görüntüleri izlememekten yana. Çünkü birileri izledikçe bu tür işlere kalkışanlar eksilmiyor. Ama günümüz teknolojisinde artık özel hayatın gizliliğini sağlamak eskisi kadar kolay değil. Yoksa bugün örnek alınan liderler, politikacılar diye anlatılan pek çok kişinin gizli görüntüleri o zaman çekilebilmiş olsaydı ne nostaljik skandallarımız olurdu. Neyse ki o zamanlar herkeste biraz daha fazla duyarlık varmış da bu konular siyasetin dışında tutulup dedikodudan ileriye gitmemiş. ABD’ye, İngiltere’ye, İtalya’ya, Fransa’ya bakacak olursanız çok sayıda skandal bulabilirsiniz. Hatta bunların kitapları yazıldı, filmleri çekildi. Geri kalmış ülkelerdeki diktatörlerin, kralların yaptıkları zaten yadırganmıyor. Bugün belki daha çok skandal ortaya çıkıyormuş gibi görünse de artık çok fazla bir etkisi yok. Aslında geçmişe bakacak olursanız “gayri meşru” diye nitelenen ilişkilerin aslında hiçbir dönemde kamuoyunda çok fazla etkili olmadığını görebilirsiniz. ANKARA YGS’de şifre iddialarının ardından Konyalı bir öğrenci adına iptal davası açan avukat Ahmet Gürol Şağban, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin tarafsızlığını kaybettiği gerekçesiyle reddi hâkim talebinde bulundu. Şağban, mahkemenin objektif karar vermediğini belirterek, “Davacı delillerinin hiçbirisini toplamadan ve salt davalı tarafın savunmasında değindiği savcılık soruşturmasına göre karar vermiş olması kararın tarafsızlığına gölge düşürmüştür” denildi. Avukat Şağban’ın, dilekçesinde şöyle denildi: Savcılığa göre reddedildi: Mahkeme toplanmasını ve incelenmesini istediğimiz hiçbir hususu incelemeden yürütmeyi durdurma talebimizi salt savcılık soruşturması neticesine göre reddetmiştir. Savcılık yanlış bilgi verdi: Mahkeme, şifrenin sızıp sızmadığına ilişkin en önemli delil şifrelemenin bir bakıma matematiksel tanımı olan modmedyan kavramının google arama motorundaki arama sayısıdır. Savcılık nasıl olur da bizim çok rahat bir şekilde ulaşabildiğimiz bu tabloları ve sınavdan kısa bir süre önce ve sınav gecesi şifrenin google arama motorlarında bir anda aranmasında büyük artış olduğunu tespit edemez. Soruşturma ciddi yürütülmedi: Savcılığın, takipsizlik kararına koyduğu birtakım istatistiksel tablolar ile ÖSYM’nin deklare ettiği istatistiksel tablolar ve rakamlar birbiriyle uyuşmamaktadır. İnceleme dahi yapılmadı: Savcılık, başka adaylara ayrıcalık tanınmasına ve kopya çekilmesine yönelik basıldığı kuvvetle muhtemel olan 11 bin 575 adet çift basılmış kitapçık ile 45 adet üçüz basılmış kitapçığın neden bu sayıda basıldığı, hangi adaylara verildiği, bu adayların aynı salonlarda sınava girip girmediğini araştırmamıştır. ÖSYM içinden bir grup: Kitapçıklarda şifrenin olduğundan, bunun birçok kişi tarafından bilindiğinden ve birçok kişiye aktarıldığından rahatsız olan ÖSYM içindeki bir grup, özellikle master soru kitapçığını basına dağıtmıştır. Çok daha basit bir şifrelemenin yer aldığı bu kitapçık, basına yansıdıktan kısa süre sonra, şifre hemen fark edilmiştir. Şifreye programın isteyerek böyle kurgulanması yol açmıştır. Yazılımdaki kasıt araştırılmamıştır. Öğrencilerin yüzde 89’u YGS’de şifre ya da kopya olduğuna inanıyor Tatmin olmadılar Güven zedelendi Öğrencilerin yüzde 79’u, YGS’de bazı okullarda kız adayların ayrı salonlarda sınava alınmasının, sınava olan güveni zedelediğine inanıyor. ÖSYM Başkanı’nın açıklamalarını tatminkâr bulan öğrenci oranı yalnızca yüzde 4.5, tatminkâr bulmayanların oranı ise yüzde 93. Bu yılki YGS’nin geçmiş yıllardakine göre daha güvenilir sınav olduğuna inanan öğrenci oranı yüzde 9.1. Öğrencilerin yüzde 88’i, bu yılki sınavı geçmiş sınavlara göre daha az güvenilir buluyor. Öğrencilerin yüzde 85’i, bazı adaylara avantaj sağladığı kaygısıyla bu yılki YGS’yi güvenilir bulmuyor. LYS’nin güvenilir bir sınav olacağına inanan öğrenci oranı yalnızca yüzde 14. Öğrencilerin yüzde 79’u, LYS’nin güvenilir olmayacağına inanıyor. F GEN ATALAY ÖSYM son sırada “Öğrencilerin, bazı kurumlara güven düzeyi” anketi sonuçlarına göre ise en çok güvenilen kurum yüzde 66.2 ile Silahlı Kuvvetler, en az güvenilen kurum yüzde 4.7 ile ÖSYM. Araştırmanın sonuçları da şöyle sıralanıyor: Araştırma, Öğrencilerin YGS’ye ve kurum olarak ÖSYM’ye güvenlerinin bulunmadığını, bu durumun yeni sınava hazırlanmada motivasyonlarını olumsuz etkilediğini ortaya koyuyor. Devlet yetkililerinin açıklamaları, öğrenciler açısından sınav ve ÖSYM üzerindeki gölgeyi ortadan kaldırmadı. c Sonuçlar iyi tahlil edildiğinde, öğrencilerin bu kanıya kendilerinin vardığını, bu sonucun siyasi manipülasyonlara bağlanmaması gerektiğini gösteriyor. Seçilen dokuz kurumdan, 12 yıl önce güvenirlikte ilk sırada yer alan ÖSYM, sonuncu sıraya düştü. Üniversite sınavlarına hazırlanan gençlerle yapılan bir araştırmaya göre, YGS’de şifre ya da başka yolla kopya olduğuna inanmayan öğrenci oranı yalnızca yüzde 7.7. Kopya kaygısı taşıyanların oranı ise yüzde 89. Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. İsa Eşme, Yard. Doç. Dr. Çiğdem Özcan, araştırma görevlileri Vildan Katmer ve Esma Yıldırım tarafından “Üniversite Giriş Sınavlarına Yönelik Öğrenci Yaklaşımı” başlıklı bir araştırma yapıldı. YGS sonrası yaşananların, gençlerin yapılacak sınavlara ve ÖSYM’ye olan güvenlerini ne oranda etkilediğini ortaya çıkarmak amacıyla yapılan araştırma için 10 ilde, üniversite sınavlarına hazırlanan 1000 öğrenciyle görüşüldü. Araştırma sonuçlarına göre, öğrencilerin yüzde 56’sı, YGS ve LYS’den oluşan yeni sınav sisteminin yararına inanıyor. Öğrencilerin yüzde 80’i ise bu yılki YGS’yi, nitelik açısından geçen yıldakine göre daha başarısız buluyor. Öğrencilerin yüzde 67’si, YGS’de soruların karma olmasının sınav başarısını olumsuz etkilediğine inanıyor. Öğrencilerin yüzde 54’üne göre, bu yılki YGS, müfredatla örtüşmüyor. YGS’de uygulanan aşırı güvenlik önlemlerinin, sınav güvenliği açısından gerekli olduğuna inanan öğrenci oranı yüzde 42. Sınavlarda su bulundurma ve tuvalet izni verilmemesini sınav güvenliği açısından uygun gören öğrenci oranı yüzde 32. Öğrencilerin yarıdan çoğu, saat kullanma izni verilmemesinin zamanı verimli kullanmada olumsuz etki yaptığına inanıyor. Öğrencilerin yüzde 71’i, her öğrenciye farklı soru kitapçığı verilmesini, sınav güvenliği açısından yararsız görüyor. Öğrencilerin yüzde 80’i, her öğrenciye farklı soru kitapçığı verilmesinin, sınavı daha zor ve karmaşık hale getirdiğine inanıyor. Öğrencilerin yüzde 89’u, şifre iddialarının, LYS’ye olan motivasyonu bozduğuna inanıyor. Ankara Garı’nda toplanan demiryolcular “Zafer raylarda kazanılır”, “Eşitlik, adalet, özgürlük istiyoruz”, sloganları attı. (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) Çadır engeli Çeşitli illerden gelen demiryolcular oturma eylemi için çadır kurmak isteyince polis müdahale etti SELDA GÜNEYSU ANKARA Demiryolu çalışanlarının, Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) öncülüğünde, Kapıkule, Gaziantep, Basmane, Kars, Samsun ve Diyarbakır garları olmak üzere 6 noktadan başlattıkları, “Ayrımcılığa ve Keyfi Uygulamalara Karşı Haklarımız için Yürüyoruz” eylemi, TCDD Genel Müdürlüğü önünde oturma eylemine dönüştü. Rayların üzerinde yürüyerek iki koldan Ankara Garı’na gelen demiryolu çalışanları “Adaletsiz uygulamalardan vazgeçin” çağrısı yaptı. Genel müdürlük önünde çadır kurmak isteyen demiryolculara polis müdahale etti. TCDD Genel Müdürlüğü önünde açıklama yapan BTS Genel Başkanı Yavuz Demirkol, “Ömrünü demir yollarına adayan, bu uğurda iş kazalarına maruz kalan çalışanlarımıza TCDD yönetiminin reva gördüğü davranışları, uygulamaları reddediyoruz” dedi. KESK Genel Sekreteri Kasım Birtek de demokratik tepkilerini gösteren emekçilere polisin gaz bombasıyla karşılık verdiğini belirterek, “Kızılay’a yakın bölgeler adeta Hitler’in gaz bombası attığı adalara benzemiştir” diye konuştu. CHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin de eyleme destek verdi. ‘TEKEL’den sonra yasak’ Eylemde çadır kurmak isteyen sendikacılara polis, “Asla çadır kuramazsınız. TEKEL’cilerden sonra izin vermiyoruz” derken, sendikacılar “Çadır da kurarız, nöbet de tutarız” dedi. Bakan Yıldırım’dan iletişim filtresi ve YGS yorumu ÖSYM VE YÖK DD ALARI YALANLADI İkisi de kazaymış Personelde KADINLAR ERDOĞAN’A KSGM’Y SORDU İstanbul Haber Servisi Aralarında KA.DER Genel Merkez, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, SODEV, Türk Kadınlar Birliği, Adana Kadın Kuruluşları Birliği, Avrupa Kadın Lobisi Türkiye Koordinasyonu’nun bulunduğu 57 örgütün oluşturduğu Eşitlik ve Mekanizmaları Kadın Platformu (EMKP), Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a gönderdikleri açık mektupla, Kadın Bakanlığı ve Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün (KSGM) kaldırılıp kaldırılmayacağını sordu. Hükümetin çıkardığı 6223 Sayılı Yetki Kanunu ile Kadın Bakanlığı’nın bir tür “Sosyal Hizmetler Bakanlığı”, KSGM’nin ise “Kadın ve Aile Genel Müdürlüğü”ne dönüştürüleceğine ilişkin haberler çıktığını anımsatan Platform üyeleri, Başbakan’a gönderdikleri mektupta, “KSGM’nin aile ya da sosyal yardım merkezli politikaların esas alındığı yapıların içine çekilmesi kabul edilemez” denildi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 10 binlerce kişinin yürüyüşlerle tepki gösterdiği internet yasağı hazırlıklarına ilişkin, “Tamamen iletişim kazasıdır, yasak falan yok. YGS’deki gibi o” dedi. Gazetecilerin sorusu üzerine Yıldırım, şunları söyledi : “İnternet kontrol edilmesi hemen hemen imkânsız bir alan. Yasal tedbirlerle kontrol etmek mümkün değil. Ancak kapalı ülke olmanız gerekir kontrol için. Türkiye’de böyle bir şey mümkün değil. Böyle bir mecrayı izlemeniz fiziken mümkün değil. Teknik altyapısının kurulması mümkün değil.” ‘rahatsızlık’ Milli mücadelede ilk adım yürüyüşü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) KPSS’de kopya skandalı ile YGS’de şifre skandalının ardından ÖSYM’de 10 memurun görevden alındığı iddia edildi. YÖK ve ÖSYM iddiaları yalanlayarak “YÖK’ün ÖSYM’de görevlendirdiği personel YÖK’e genri gönderildi” dedi. Yapılan görev değişikliğinin ÖSYM’de rahatsızlık yarattığı, bazı personelin protesto amacıyla “işe gitmemeyi” düşündüğü iddia edildi. Dün öğleden sonra Kanal 24 ve Haber 7’nin internet sitesinden ÖSYM kurumu içinde operasyon başlatıldığı ve 10 memurun görevden alındığı iddia edildi. Operasyon yapılan birimin başında ise bilgi işlem dairesinin olduğu, buradaki personelin “dışarıya bilgi taşıdığıyla ilgili delillerin var olduğu” ileri sürülerek, bu personelin bu gerekçeyle görevden alındığı ifade edildi. C MY B C MY B Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, 92 yıl önce milli mücadeleyi başlatmak için ayrıldıkları Şişli’deki evden Dolmabahçe’ye geçerek “Bandırma” vapuru ile Samsun’a gidişleri, öğrenciler tarafından gerçekleştirilen “Milli Mücadelede lk Adım Yürüyüşü” ile temsili olarak canlandırıldı. Yürüyüş, Şişli’deki Atatürk Müzesi önünden başladı. Atatürk’ü canlandıran Özel Nilgün Doğay Lisesi’nden Efehan Masatçı, Atatürk Müzesi’nden çıkarak Dolmabahçe’ye hareket etti. Temsili Atatürk’e, Şişli Kaymakamı Mehmet Öklü, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ile öğrenciler eşlik etti. Öğrenciler, yürüyüş sırasında büyük boy Türk bayrağı ve Atatürk resimleri taşıdı. Yürüyüş, Dolmabahçe’de son buldu. ‘YÖK’e geri gönderildiler’ YÖK ve ÖSYM’den kadroları YÖK’e geçirilen personelin sınav döneminde ÖSYM’de görev yaptığı ve bu personelin şimdi YÖK’e gönderildikleri açıklandı. YÖK’ün personele ihtiyacı olduğu ve bu nedenle ÖSYM’nin teknik personel aldıkça YÖK kadrosunda olup ÖSYM’de görev yapan personelin YÖK’e geri dönüşlerinin devam edeceği bildirildi. Ancak LYS öncesi alınan bu karar tartışma yarattı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle