19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Anadolu, meslekleri sigortalıyor Filiz Tiryakioğlu: Kaybetmek yok Anadolu Sigorta’nın adına ve ‘Kaybetmek Yok’ olarak sloganlaşan hizmet anlayışına yakışır şekilde, 85. yıl için özel bir sosyal sorumluluk projesi tasarladıklarını dile getiren Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Filiz Tiryakioğlu, “Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan yüzlerce meslek var. Çoğu meslek, o mesleğin tek ustası ile yaşam savaşı veriyor. Yeni gelen neslin bunları öğrenmek için herhangi bir motivasyonu yok. Bizim çabamız, bu mesleklere olan ilgiyi uyandırmak ve böylece bu değerlerimizin hem kültürel hem de ekonomik olarak devam etmesini sağlamak” dedi. nadolu Sigorta ile TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokole göre, Anadolu Sigorta, belirlenen illerde kaybolmaya yüz tutan mesleklerin yeniden canlanması için yürütülecek eğitim çalışmalarında TC kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nden teknik destek alacak... TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü illerin ve illerde çalışılacak sivil toplum kuruluşlarını belirlenmesinde yardımcı olacak ve konuyla ilgili gerekli teknik bilgiyi sağlayacak. A 85. yılını kutlayan Anadolu Sigorta, Anadolu’da kaybolmaya yüz tutan mesleklere ilgiyi arttırmak için ‘Bir Usta Bin Usta Projesi’ni hayata geçiriyor… Her yıl beş ilde 100 usta Kültür ve Turizm Bakanlığı teknik danışmanlığında Eskişehir’de lületaşı, Bursa’da Karagöz tasviri, Trabzon’da kazaziye, Gaziantep’te kutnu dokumacılığı, Edirne’de edirnekâri için eğitimler başlattı. Söz konusu mesleklerin çok daha uzun süre hayat bulması amacıyla yeni erbaplar yarattı. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü’nün teknik danışmanlığını üstlendiği Bir Usta Bin Usta sosyal sorumluluk projesi 10 yıl sürecek. Her yıl belirlenecek 5 ilde, 3 ila 6 aylık dönemlerde 20’şer kişiye eğitim verilmesi planlanan projede böylece yılda 100 kişi geleneksel işkolları ile ilgili mesleki eğitim almış olacak. 10 yıllık bir süreçte tamamlanması planlanan projenin sonunda 1000 kişinin yaklaşık 50 meslekte yetkinlik kazanması ve bu mesleklerin bulundukları illerde sürdürebilir konuma ulaşması hedefleniyor. Yar bana bir eğlence medet! Bilimler Akademisi mezunu 55 yıllık Karagöz Ustası Şinasi Çelikkol gerçekleştirdi. Çocuk yaşlarda Projenin ilk yılında eğitimlerden toplam 101 kişi yaİnsan, hayvan, babasının antikacı rarlandı. 3 ila 6 aylık dönemlerde her ilde ortalama eşya resimlerinin dükkânında gölge oyununa 20’şer kişiye eğitim verilen projede Eskişehir’de 22, Bur ilgi duyarak Karagöz karton, PVC ve sa’da 28, Trabzon’da 20, Edirne’de 16 kişi kurslarını özellikle deriye tasvirine başlayan Çelikkol tamamlayıp sertifikalarına sahip oldu. Gaziançizilerek, işlenip ünlü ustalara çıraklık tep’teki 15 öğrenci de kurslarını nisanda hazırlanması sonucu yaptıktan sonra Karagöz tamamladı. ortaya çıkan şeffaf ustası oldu ve şimdi çeşitli figürlere tasvir denir. Bu etkinliklerde mesleğini icra şeffaf figürler arkadan ediyor. ışıklandırılmış olan hayal perdesinde oynatılır. Karagöz Aralarında öğrenci ve öğretmen, ressam, tasvirleri, özel olarak hazırlanmış, bıçak izi taşımayan animatör gibi mesleklerden olan 28 kişinin temiz deve ve düve derisi kullanılarak yapılır. Tasvir, katılımıyla gerçekleşen eğitimlerde kursiyerler ıhlamur bir kütük üzerinde, kalıba göre nevrekan adı İl Halk Kütüphanesi’nde toplam 180 saatlik bir verilen keskin bıçaklarla işlenir. Zımbalar yardımıyla eğitim sürecinden geçti. çiçek ve diğer motifler ilave edilerek hazırlanır, bağlanır. Sertifikalarını alan öğrenciler başarılarını Efsaneye göre Karagöz Gölge Oyunu 14.yüzyılda Bursa’nın Yörükali köyünde kurulan sahnede köy Bursa’da başladığından Karagöz tasvirleri önemli yerel halkına Karagöz oynatarak kutladılar. Mezunların değer olarak göze çarpar. yeni hedefleri ise özel günlerde ve kahvehane gibi Kursiyerlerin eğitimini Karagöz tasvirine gönül veren dinlence mekânlarında Karagöz tasviri yaparak, mesleğin İstanbul İktisadi ve Ticari yaygınlaşmasına katkıda bulunmak. Karagöz Tasvir Yapımı Bursa 100’den fazla mezun Katılım cazip kılındı Anadolu’nun pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, çok köklü bir kültürel mirasa sahip olduğuna dikkat çeken Filiz Tiryakioğlu, mevcut durumda Türkiye’nin en önemli meselelerinden birinin işsizlik olduğunu ifade etti. Tiryakioğlu, şöyle devam etti: “Bir yanda binlerce yıldır nesilden nesle intikal etmiş ancak bugünkü şartlarda hem mesleki hem de ekonomik anlamda sürdürülebilirliği kalmamış işkolları, diğer yanda ise işsizlik sarmalındaki gençlerimiz… İşte biz bu noktada, geçmişle geleceği yani gençlerimizi bir noktada buluşturmak istedik.” Bir Usta Bin Usta Projesi kapsamında eğitim almak isteyenlere öğrenim süresi boyunca belirli oranda bir destek de verileceğini söyleyen Tiryakioğlu, “Amacımız, katılımı cazip kılarak bu mesleklere gönül verecek, ileride de bu meslekten hayatını kazanacak kişilerin yetişmesini sağlamak” dedi. Lületaşı şletmeciliği Eskişehir Beyaz altın olarak da nitelenen Lületaşı sadece beyaz renklidir. Toprağın 2060 ve 130 metrelerindeki derinliklerinde, irili ufaklı yumrular halinde bulunur. Küçük yumrular, derinlere açılan kuyular ve kuyulara bağlı tüneller kazılarak toplanır. Dünyada en kaliteli lületaşı Eskişehir’de bulunuyor. İşlenen lületaşları ağızlık, pipo ve süs eşyası olarak kullanılıyor. 22 kişinin katılımıyla gerçekleşen eğitimlerde kursiyerler, Ayhan Karahan yönetiminde Odunpazarı Kurşunlu Külliyesi’nde toplam 140 saatlik bir eğitim sürecinden geçti. Hedef farkındalık yaratmak Anadolu Sigorta olarak bu proje ile kaybolan ya da kaybolmaya yüz tutan mesleklerle ilgili bir farkındalık yaratmak istediklerini vurgulayan Tiryakioğlu, “3 ila 6 ay sürecek eğitimlerin bu noktada önemli bir başlangıç olacağını söyledi. Bu proje tamamlandığında, en az 50 mesleği tekrar gündeme getirmiş olacağımızı ve bunun olumlu sonuçlarını hep birlikte göreceğimizi umut ediyorum” diye konuştu. Edirnekâri Yapımı Edirne Sözlük karşılığı, Edirne işi. 18. yüzyılda ahşap üzerine yağlıboya ile bezenmiş eserlere verilen genel isimdir. Çeyiz sandığı, yazı kutusu, para çekmecesi, yüklük ve dolap kapakları gibi ahşaptan yapılmış dekoratif eserlerde uygulandı. Tek dal üzerinde belinden kurdele ile bağlı buketler, vazo içinde stilize edilmiş çiçekler ve tabak içinde meyve kompozisyonları bolca kullanıldı. Motifler üzerinde açık ve koyu tonlar kullanılarak ışık ve gölge sağlanıyor, koruyucu olarak cila kullanılıyor. Eğitimleri Yrd. Doç. Mehtap Cömert verdi. KAZAZ YE ŞÇ L Ğ TRABZON 3200 yıl önceki Lidyalılardan günümüze gelen Kazaziye sanatı 24 ayar altın 1000 ayar gümüş 0,008 mikron kalınlığındaki tel ile elde işlenerek kesinlikle kaynak olmadan, elde iğne ve çeşitli ebatlardaki şişlerle tamamen elde yapılan bir sanat eseri. Günümüze kadar ulaşan tek örnek uşak müzesinde bulunan uçan at olarak bilinen broştur ve bundan esinlenerek bu sanat başladı. Kolye, küpe ve bileklik bayanların, tespih ve tespih püskülleri ise erkeklerin en çok tercih ettiği ürünler arasında yer alıyor. 1. Dünya Savaşı yıllarında Trabzon’da 50’nin üzerinde ustası bulunurken şu an sınırlı sayıda sanatkârı bulunuyor. Öğrenci ve ev hanımlarından oluşan 20 kişinin katılımıyla gerçekleşen eğitimlerde kursiyerler, Trabzon Sanatevi’nde Serap Tabakoğlu tarafından verilen toplam 180 saatlik bir eğitim sürecinden geçti. TÜRK YE’N N YAŞAYAN NSAN HAZ NELER ’NE ÖDÜL Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir rolü bulunan “Yaşayan İnsan Hazineleri 2010 yılı ödülleri” İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TRT Kurumu işbirliğinde düzenlenen ve Anadolu Sigorta sponsorluğunda 26 Kasım 2010 tarihinde gerçekleştirilen törende, Neşet Ertaş, Yaşar Güç, Mehmet Gürsoy, Emine Karadayı, Veli Aykut, Bekir Tekeli, Uğur Derman, Hasan Çelebi ve Fuat Başar icra ettikleri sanatla ödüle layık görüldü. Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması ve gelecek kuşaklara aktarılmasında önemli bir rolü bulunan “Yaşayan İnsan Hazineleri 2010 Yılı Ödülleri” İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Geçen yıl ikincisi düzenlenen, 9 sanatçının belgesellerle tanıtıldığı ödül töreninde, Neşet Ertaş, Yaşar Güç ve Veli Aykut kısa performans sergiledi. KUTNU DOKUMACILIĞI GAZ ANTEP Tarihi bir değeri olan kutnu bezi dokumacılığı, Türkiye’de yalnızca Gaziantep’te dokunan ipekli bir dokuma türü. Hammaddesi floş olan suni ipek ve pamuk ipliğinden oluşuyor. Tamamen el tezgâhlarında dokunan kutnu kumaşı değişik şekillerde dokunuyor. Geçmişi çok eskilere dayanan kutnuculuk, dünyada basma sanatı yok iken, çeşitli boyalara defalarca batırılarak, kendisine has renk ve motifler verilerek yapılan bir dokuma çeşidi. Kutnu kumaşı yöresel bir kıyafet olmanın yanı sıra, çeşitli aksesuvar, turistik giysi, çanta, terlik, perdelik kumaş ve milli kıyafet olarak da kullanılıyor. Buradaki eğitimleri de Muhuttin Eldemir verdi. Ertaş’a ‘Yaşayan nsan Hazinesi’ ödülü örende konuşan Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, kültürel mirasın bir toplumu ileriye taşıyan en önemli unsurlardan biri olduğuna dikkat çekti. Bu nedenle, Anadolu Sigorta’nın kuruluşunun 85. yıldönümünde, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2008 yılından bu yana büyük başarıyla gerçekleştirdiği bu anlamlı projenin içinde yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını söyledi. T 2003 yılında da, toplulukların, grupların, bazı durumlarda bireylerin, kültürel mirasın bir parçası olarak tanımladığı uygulama, temsil, anlatım, bilgi, beceri ve bunlara ilişkin araç, gereç ve kültürel mekânlar anlamına gelen, “Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi” kabul edildi. Türkiye de, sözleşmenin 2006 yılında TBMM’de kabul edilmesinin ardından, Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesine, resmen taraf oldu. lk adım 1989’da UNESCO’da atıldı Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO), küreselleşmeyle birlikte bazı kültürel değer ve kavramların değişmeye ve önemini yitirmeye başlaması üzerine, “Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi’ni tartışmaya açtı. İlk olarak 1989 yılında “Popüler ve Geleneksel Kültürün Korunması Tavsiye Kararı” aldı. 2002 yılında “Kültürel Çeşitliliğin Aynasında Somut Olmayan Kültürel Miras” adıyla İstanbul’da Kültür Bakanları 3. Yuvarlak Masa Toplantısı gerçekleştirildi. Hangi alanları kapsıyor? Sözleşmeyle, “Somut Olmayan Kültürel Miras” alanları; sözlü gelenekler ve anlatımlar, gösteri sanatları, toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler, doğa ve evrenle ilgili bilgi ve uygulamalar, el sanatları geleneği olarak belirlendi. Amaç somut olmayan kültürel mirası korumak, bu mirasın taşıyıcısı konumundaki toplulukların, grupların ve bireylerin somut olmayan kültürel mirasına saygı göstermek, bunların önemi konusunda yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde duyarlılığı arttırmak ve karşılıklı değerbilirliği Neşet Ertaş sağlamak, uluslararası işbirliği ve yardımlaşmayı sağlamak olarak ifade edildi. Türkiye 2006 yılında taraf olduğu Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması sözleşmesi kapsamında “Yaşayan İnsan Hazineleri” (YİH) Türkiye Ulusal Envanteri’ni oluşturmak için gerekli düzenlemeleri başlattı. “Türkiye Ulusal Envanterinin” oluşturulmasında insan yaratıcılığının bir kanıtı olarak, değeri, kültürel ve toplumsal gelenekler içerisindeki köklülüğü, belirtilen topluluk ya da grubu temsil niteliği ve kaybolma riski temel alındı. Yaşayan insan hazineleri neye göre seçildi? Somut Olmayan Kültürel Mirasın belli unsurlarını yeniden yaratmak ve yorumlamak açısından gerekli bilgi ve beceriye yüksek düzeyde sahip kişileri anlatan “Yaşayan İnsan Hazineleri” de şu ölçütlere göre belirlendi: “Ustalığını 10 yıldır icra ediyor olması, sanatını ustaçırak ilişkisi ile öğrenmiş olması, bilgi ve becerisini uygulamadaki üstünlüğü, konusunda ender bulunan bilgiye sahip olması, kişi veya grubun yaptığı işe kendini adamışlığı, kişi veya grubun bilgi ve becerilerini geliştirme yeteneği (sanatının toplumla buluşmasını sağlayacak yenilikler içermesi), kişi veya grubun bilgi ve becerilerini çırağa aktarma becerisi (bir çırak yetiştirmiş olması).” Bu çerçevede 2008 yılını kapsayan ilk “Yaşayan İnsan Hazineleri Ödül Töreni” 14 Ocak 2010 tarihinde, Karagöz sanatçıları Metin Özlen, Orhan Kurt ve Tacettin Diker, âşık Şeref Taşlıova, çam düdüğü yapımcısı ve icracısı Hayri Dev, keçe ustası Mehmet Girgiç, çini ustası Sıtkı Olçar’a verildi. 2009’u da kapsayan Yaşayan İnsan Hazineleri ödülleri ise 26 Kasım’da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirilen törenle, abdallık geleneğinde Neşet Ertaş, horlatma, dilli, dilsiz kavallarda Yaşar Güç, çini sanatında Mehmet Gürsoy, dokumacılık ve doğal boyamacılıkta Emine Karadayı, âşıklıkzakirlikte Veli Aykut, bağlamada Bekir Tekeli, kitap sanatında Uğur Derman, hüsnühatta Hasan Çelebi, ebru sanatında ise Fuat Başar’a verildi. C MY B Bu bir ilandır C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle