15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B Y B B B Y Y Y Y Y Y Y 15 20 17 17 22 21 19 15 15 18 15 16 15 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y K Y K 14 16 11 20 22 22 17 21 16 16 6 8 6 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB Helsinki PB Stockholm PB Londra PB AmsterdamPB Brüksel PB Paris B Bonn PB Münih PB Berlin PB Budapeşte Y Madrid B Viyana Y 12 7 9 18 15 14 18 13 16 13 16 26 15 Belgrad PB 19 Sofya Y 16 Roma B 21 Atina PB 21 Zürih B 20 Moskova Y 7 Aşkabat Y 25 Taşkent Y 21 Baku PB 18 Bişkek B 24 Tiflis Y 16 Kahire Y 23 Şam Y 20 Ülke geneli çok bulutlu, Marmara’nın batısı kıyı Ege ve Uşak dışında kalan tüm ülke yağmur ve sağanak, güney kesimler gök gürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların Antalya çevreleri Kahramanmaraş, Adana, Osmaniye, Hatay Siirti ve Şırnak çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. 9 N SAN 2011 CUMARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 9 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Mahkeme, 21 gence artık var olmayan THKP/C’nin propagandasını yapmaktan 10 ay hapis cezası verdi Baştarafı 1. Sayfada Kimine göre belgeler ABD büyükelçilerinin görevlerini kusursuz yaptıklarını kanıtlıyor. Kimilerine göre büyükelçiler olayları kendi yorumlarıyla yansıtarak gerçeği saptırıyor. MA Birand gibi yazarların kanısına göre; belgeler, “TürkAmerikan ilişkilerine ve Amerikan diplomasisinin nasıl çalıştığından başlayarak Türkiye’nin içine ayna tutuyor.” Bendeki izlenime göre, WikiLeaks belgeleri, Türkiye’ye gelmiş gitmiş bütün ABD büyükelçilerinin adeta “hatıra defteri.” Büyükelçiler kiminle konuştularsa… Türk iç siyasetinde o gün neler söyleniyor, hangi konuların ve kişilerin dedikodusu yapılıyorsa günü birlik Washington’a bildirmişler. Kuşkusuz belgelerin yayımlanması kimi olayların aydınlatılmasına yardımcı oluyor. Tabii günün koşullarında yazılan bu belgeleri siyasal malum amaçlar için kullanmamak koşuluyla… Ancak Taraf gazetesi, belgeleri birinci sayfadan başka sonuçlar çağrıştıracak biçimde anons ediyor. Son örnek Koç Holding’in Başkanı Mustafa Koç’la ilgili. Birinci sayfadaki duyuma bakılırsa Mustafa Koç, ABD Büyükelçisi James Jeffrey’e, AKP’nin 2011 seçimlerinde tek başına iktidarı yitireceğini ve CHPMHP koalisyonunun geleceğini söylemiş. Belgelerin yer aldığı 13. sayfada ise belgenin tarihi 2009! Mustafa Koç, Türkiye’nin önde giden holdinginin başkanı; ziyaretine gelen pek çok yabancı, siyasetçi, işadamı ile yaptığı görüşmelerde siyasetten ekonomiye pek çok soru ile karşılaşıyor ve günün koşullarında soruları yanıtlıyor. 2009’da belgelerin yayımından 20 ay önce çok defa görüştüğü ABD büyükelçisine Mustafa Koç’un, dünya ekonomik krizi ile sarsılan Türkiye’de krizin toplumda yaratacağı etkilerin AKP’nin 2011’de seçimi yitirmesi olasılığından ve sonuçta koalisyondan söz etmesi neden yadırganıyor? Eğri oturup doğru konuşalım. 2009’larda siyasal çevrelere de medyaya da AKP’nin 2011 seçimini yitireceği görüşü egemen değil miydi? Seçimden sonra CHPMHP koalisyonunun oluşacağına değinen yazılar, yorumlar, siyaset adamlarının açıklamaları medyada hemen her gün yer almıyor muydu? Mustafa Koç, holdingin başında ailesel bir geleneği sürdürüyor: Dedesi Vehbi Koç ve babası Rahmi Koç’un izinde hiçbir siyasal partiyle organik bağ kurmamaya özen gösteriyor. Üstelik Merih’te yaşamıyor. Ekonomik zorlukların toplum üzerindeki etkilerini ve siyasal sonuçlarını herkes gibi görüyor ve o günlerin koşullarında herkes gibi 2011’de AKP’nin seçimi yitireceğini büyükelçi ile görüşüyor. Şimdi Mustafa Koç’u AKP iktidarına jurnallemek, belgeleri siyasal amaçlara alet etmek değil mi? Bu ülke yadırganacak açılımların güncel olduğu bir ülke. 20 ay önceki bir yorum dedikodu tezgâhına konulabiliyor. Ama örneğin, başta TBMM adına başkan MA Şahin, iktidar ve muhalefet sözcüleri; yargıçları, mahkeme kararlarını eleştirmeyi kendilerinde hak görüyor. 163 askeri delil yetersizliğine karşın tahliye etmeyen yargıçlar heyeti kararını “anlayamadığını” açıklayan TSK’den bu hakkı esirgiyorlar. Büyük küçük şahinler siyasal alanda, medyada. Büyük şahin, ilkeli siyasetçi ya! Meclis’ten sesleniyor: Demokrasilerde asker bu açıklamayı yapamaz! Küçük şahin de ilke sahibi. CHP’ye sesleniyor: Ya hapishanedeki 57 gazeteciyi milletvekili adayı gösterirsin ya da… ...mağduriyetlerini çözeceğim diyerek bir ikisini vekil adayı yapamazsın! Amma velakin, ya’vu aziz kardeşim: Mapus 57 gazeteciyi bir partinin, örneğin CHP’nin aday gösterme olanağı var mı? Yok! Öyleyse?.. Bir ikisini zindandan kurtarmaya karşı çıkar görünmek, hukuksal savaşımlarını politikacı olarak sürdürmelerini engelleyici bir tavır almak niye? Ya hep ya hiç demeye gelen bu tavır: İçerideki kimilerinin vekil olmasını istemiyor, karşı çıkıyorsun anlamına gelmiyor mu? Olmayan örgüte övgü suçu AL CAN ULUDAĞ ANKARA Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi; Mahir Çayan ve arkadaşlarını anan gençlere, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün dahi halen faaliyetlerine devam eden örgütler arasında saymadığı “THKP/C terör örgütünün” propagandasını yapmaktan 10 ay hapis cezası verdi. Adana’da bir grup genç, 30 Mart 1972 tarihinde Kızıldere’de düzenlenen operasyonda hayatını kaybeden Mahir Çayan ve arkadaşlarını anmak için bir basın açıklaması yaptı. Gruptakiler, Mahir Çayan ve arkadaşlarının fotoğraflarını taşıyarak “Kızıldere son değil savaş sürüyor”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm” diye sloganlar attı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, gençlerden 2 kişi hakkında örgüt üyeliği, 19 kişi hakkında ise terör örgütü propagandası yapmak Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Mahir Çayan ve arkadaşlarını anan gençlerden 2 kişi hakkında örgüt üyeliği, 19 kişi hakkında ise terör örgütü propagandası yapmak suçlamasıyla dava açtı. Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti 21 kişi hakkında, artık olmayan örgütün propagandasını yapmaktan 10 ay hapis cezası verdi. suçlamasıyla dava açtı. Adana 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, cumhuriyet savcısı “Tüm sanıklar açıkça THKP/C silahlı terör örgütünü ve mensuplarını övücü şiddet içeren ve şiddeti çağıran propaganda yaptı” şeklinde mütaala verdi. Sanık Gülbahar Özyıldız’ın evinde yapılan arama sırasında, sanık tarafından buruşturulmuş bir kâğıt parçasının pencereden dışarıya atıldığını söyleyen savcı, “atılan kâğıt içeriğinin incelenmesinde, sanığın yasadışı silahlı terör örgütüne savunma niteliğinde yazı yazıldığının tespit edildiğini” savundu. Sanıklardan Beytem Orkum Çağatay’ın megafonla grubu yönlendirmesi ve sanık Özyıldız’ın da evinde bulunan kâğıt parçasını gerekçe yaparak bu iki kişi için örgüt üyeliğinden ceza talep eden cumhuriyet savcısı, diğer sanıkların terör örgütü propagandası yapmak suçundan cezalandırılmasını istedi. Emniyet Müdürlüğü’nün bir başka dosya için gönderdiği “Günümüzde THKP/C adıyla faaliyet gösteren bir terör örgütü bulunmamaktadır” şeklindeki yazısı da sunulmasına rağmen, mahkeme kararından vazgeçmedi ve 21 kişi hakkında, artık olmayan örgütün propagandasını yapmaktan 10 ay hapis cezası verdi. Mahkeme gerekçeli kararında, sanıkların eylemlerinin, THKP/C terör örgütünün propagandası yapmak olarak nitelendirildiğini kaydederek, “Sanıklar ölü ele geçirilen terör örgütü mensuplarının fotoğraflarını taşımışlar, ayrıca yasadışı örgütü övücü yönünde pro yelik yok ama propaganda var Sanık avukatları duruşmada, örgüt üyeliği suçu ve örgüt propagandası suçu oluşabilmesi için öncelikle örgütün bulunması gerektiği vurgulayarak, “THKP/C örgütü ve THKO örgütü varlığını sürdüren örgütler değildir” dedi. Duruşmada konuyla ilgili Adana Ü pagandaya yönelik anacaddeye yürüyerek slogan atmışlardır. Her ne kadar iddia makamınca sanıklardan Beytem Orkun Çağatay’ın grubu yönlendirmesi, sanık Gülbahar Özyıldız’ın da evinde ele geçen yazılar nedeniyle örgüt üyeliği suçundan cezalandırılması istenmiş ise de mahkememizce iddia makamının görüşüne iştirak edilmemiştir” denildi. Yasadışı bir gösteriyi sadece yönlendirmesi nedeniyle kişinin örgüt ile aralarında organik bağ olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığı vurgulanan kararda “Bu itibarla bu sanıklarından örgütün propagandasını yapmak suçundan cezalandırılmaları gerekmiştir” denildi. Oysa Emniyet Genel Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinde Türkiye’de halen faaliyetlerine devam eden 12 örgüt arasında THKP/C’nin ismi geçmiyor. ‘Kürtlere sorulmalı’ şadamı Alaton, ayrılma konusunun bölgede yaşayanlara danışılması gerektiğini ve Öcalan’a ev hapsinin tartışılabilir olduğunu söyledi İstanbul Haber Servisi İşadamı İshak Alaton Kürtlerin ayrılmak isteyip istemediklerini onlara sormak gerektiğini, bunu belirleyecek geniş kapsamlı sosyal araştırmalar yapılmasını istedi. Alaton, “Kürtleri teskin edecekse Abdullah Öcalan ev hapsi konumuna da geçirilebilir. Parlamentonun toplumu bu fikre hazırlayacak toplumsal zemini hazırlaması gerekiyor. Toplumsal bir hazırlık icap ediyor” diye konuştu. Eski DEP milletvekili Leyla Zana da ayrılıp ayrılmama konusunun yalnızca Kürtlere değil, tüm Türkiye’ye sorulması gerektiğini söyledi. Barış Girişimi’nin Bilgi Üniversitesi’nde düzenlediği “Barışı Kurmak” konferansına, Leyla Zana’yla birlikte konuşmacı olarak katılan İshak Alaton tartışma yaratacak önerilerde bulundu. Eskiden Kürdistan kelimesini kullanmanın mümkün olmadığını söyleyen Alaton, bugün gelinen noktada artık bölge insanının Türkiye’den ayrılıp ayrılmama konusundaki tercihinin sosyal araştırmalarla tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Alaton, “Kürtlerin gerçekten ayrılmak isteyip istemediklerini, hem kendileri ve hem de biz Türkler görmüş olacağız. Bu bizi, şiddeti kullananlar karşısında çok güçlü bir konuma getirecektir. Bunu yapan ülkeler huzur içinde yaşamaktadırlar. Mesela Kanada’daki Quebec bölgesinde ayrılmak isteyenler azınlıkta kaldı” dedi. Büyük ihtimalle Türkiye’nin de Kanada Quebec’deki gibi bir tecrübe yaşayacağını savunan Alaton, “DüAlaton ve Zana Barış Girişimi’nin Bilgi Üniversitesi’nde düzenlediği “Barışı Kurmak” konferansında konuştu. (AA) SEÇİME DEK EYLEMSİZLİK KARARI Öcalan: Pratik öneriler süreci MAHMUT ORAL rüst bir şekilde bu araştırmayı yapalım. Diyelim ki ayrılmak isteyenler küçük bir azınlık, beraber yaşayanlar çoğunlukta, o zaman çoğunlukta yürüyelim” değerlendirmesini yaptı. Bölgede ayrılmamayı isteyenlerin çoğunlukta olduğuna inandığını vurgulayan Alaton, şöyle devam etti: “1984’ten bu yana Kürt meselesinde çok değişiklikler yaşandı. Irak’ta artık Saddam Hüseyin yok. Irak’taki Kürt topraklarında federal bir Kürt devleti kuruldu. Kürt sorununa hâlâ şartlar hiç değişmemiş gibi yaklaşıyoruz. Dünde yaşamaya devam ediyoruz ve inat ediyoruz. Bugün yapacağımız hareket, Irak Kürdistanı’ndaki kalkınma hamlesinin Güneydoğu’daki etkilerine bakmak olmalıdır. Bu etki kaçınılmaz. Bölge hızla de ğer kazanmakta. Bölgeyi Türk şirketleri kuruyor. Kendi bölgemizde hayvancılık ve tarımı yeniden inşaa etmeliyiz.” kaybedecekleri ortadadır” diye konuştu. İshak Alaton’dan sonra kürsüye çıkan Leyla Zana konuşmasını Kürtçe yaptı. Başlangıçta tercüme konusunda sıkıntı yaşanmasına karşın Zana, sorunun halledilmesini Türkçe olarak istedi. Zana, sorun çözülünce Kürtçe konuşmaya devam etti. Kürtlerin ayrılıp ayrılmama konusunun yalnızca Kürtlere değil, tüm Türkiye’ye sorulması gerektiğini belirten Zana, “Türk halkı Kürtlerle yaşamak istiyor mu, istemiyor mu? Referandum sadece Kürtlere yapılmamalı, tüm Türkiye’de yapılmalı” diye konuştu. “Barışı Kurmak” konferasına bugün de devam edecek. Zana Kürtçe konuştu oplum Öcalan için hazırlanmalı’ Kürt sorununda siyasi olarak yapılması gerekenleri de sıralayan Alaton, seçim barajının düşürülmesini, bölge insanına tek bir oyunun bile ziyan olmadan Meclis’te temsil edileceği güvencesinin sağlanması gerektiğini söyledi. Tek başına hükümet iradesiyle değil, ulusal bir uzlaşmayla Öcalan’ın durumunun netleştirilmesi gerektiğini belirten Alaton, “Açıkça Kürt meselesi bugün geldiği yere silahla ulaştı. Bunu da biliyorum. Ancak silah bundan daha fazlasını alamaz. Silahları bırakmak şart. Şiddet devam ettikçe elde ettiklerini hızla ‘T DİYARBAKIR Avukatlarıyla yaptığı görüşmeleri yayımlanan terör örgütü PKK’nin lideri Abdullah Öcalan, devletle yürüttüğü görüşmelerin tarihi sonuçları olabileceğini söyledi. Öcalan’ın avukatlarıyla yaptığı görüşmenin ayrıntıları örgüte yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı’nda (ANF) yayımlandı. 12 Haziran seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Öcalan “Kürt ittifakı temelinde adaylar da olabilir. Birikimi ve deneyimleri var. Ama gruba dahil olmaları, grup disiplini içinde olmaları önemlidir. Kendi özgünlüklerini koruyabilir, farklı partisel görüşleri de olabilir ama grup disiplinine uyma şartı olmalıdır” dedi. Cuma namazlarının camiler dışında kılınması konusunda Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarını eleştiren Öcalan, “Halk inancını kendi anadiliyle yaşamak istiyor, inancını, ibadetini Kürtçe yerine getirmek istiyor. Bu gayet normal bir durumdur. AKP biraz da demokratik çözüm çadırlarından duyduğu rahatsızlıktan dolayı, korkusundan dolayı halka saldırıyor” dedi. Cezaevinde devletle görüştüğünü yineleyen Öcalan, “Ben devletle görüşüyorum, bu bilinmelidir. Burada yürüttüğümüz görüşmelerle Kürt sorununun demokratik anayasal çözümünü amaçlıyoruz. Devlete de seslenmek istiyorum. Yürütülen görüşmelerin tarihi sonuçları olabilir. Son olarak Kürt halkına seslenmek istiyorum. Ben burada yürüttüğüm görüşmeleri önemsiyorum. Bazı pratik öneriler sundum. Gerçekleşirse olumlu gelişmeler yaşanabilir. (...) Halkımız ve gerilla güçlerimiz hazirana kadar meşru savunma temelinde kendini konumlandırmalıdır diyorum. (...) Seçimlere kadar savunma temelinde konumlanabilirler. Ben seçime kadar bu şekilde gidilmesi gerektiğine inanıyorum. (...) Birkaç ay var önümüzde. Bu aylar demokratik anayasal çözüm için son şanstır” diye konuştu. Öcalan’ın görüşmelerinin ayrıntılarının yayımlanmasının ardından KCK Yürütme Konseyi Başkanlığı da “eylemsizlik sürecine” ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, 28 Şubat’ta kamuoyuna ilan ettikleri “HPG’nin savunma pozisyonunu koruyacağı biçimindeki tutumlarının” 15 Haziran’a kadar süreceğini açıkladı. Eylemsizlik uzadı C MY B C MY B ‘Bayrak’ın mimarı Saltık öldü İstanbul Haber Servisi 12 Eylül askeri cuntasının mimarlarından eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Haydar Saltık (88) tedavi gördüğü GATA Haydarpaşa Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Bir süredir GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi’nde kalp yetmezliği nedeniyle tedavi gören emekli Orgeneral Haydar Saltık’ın dün yaşamını yitirdiği belirtildi. Emekli Orgeneral Saltık’ın cenazesinin, 11 Nisan Pazartesi günü öğle vakti Selimiye Camisi’nde düzenlenecek ce naze namazının ardından Çengelköy Mezarlığı’nda toprağa verileceği bildirildi. 12 Eylül “Bayrak Darbe Planı”nı hazırlayan isim olarak bilinen Saltık, darbe döneminde Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevini yürütüyordu. Askeri cuntanın lideri Kenan Evren’in darbe planını hazırlamasını istediği Saltık plana “Bayrak” ismini koydu. İstanbul’da 1923 yılında doğan emekli Orgeneral Haydar Saltık, 1952 yılında girdiği Harp Akademisi’ni, 1955 yılında bitirerek kurmay ol du. 1958 yılına kadar çeşitli karargâh ve birliklerde, Washington’da görev yaptı. 1966’da tuğgeneral, 1970’de tümgeneral, 1974’te korgeneral ve 1978’de orgeneralliğe yükselen Saltık, Genelkurmay 2. Başkanlığı, Ege Ordu Komutanlığı, “Devlet Başkanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği”, 1. Ordu Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutan Yardımcılığı yaptı. 6 Aralık 1983’te Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanan, 1985’te emekli olan Saltık, evli ve üç çocuk babasıydı. ŞIRNAK’TA ÇATIŞMA: 1 ASKER YARALI Haber Merkezi Şırnak’ta Cudi Dağı’nda güvenlik güçleriyle PKK’li teröristler arasında çıkan çatışmada, 1 asker yaralanırken 2 PKK’li yakalandı. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesindeyse sınıra 400 araçlık konvoyla sevkiyat yapıldı. Bölgede diğer PKK’lilerin etkisiz hale getirilmesi için operasyonların sürdüğü belirtildi. Uzun zamandır süren askeri sevkiyatın en büyüğü dün Yüksekova’da yapıldı. 400 araçlık askeri konvoyun sınır birliklerine takviye için gittiği belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle