Katalog

SAYFA CUMHUR YET 7 N SAN 2011 PERŞEMBE kultur@cumhuriyet.com.tr 16 SUNA VE KÜLTÜR NAN KIRAÇ VAKFI PERA MÜZES ’NDE K SERG B RDEN AÇILDI Karaburçak retrospektifi... Kültür Servisi Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, mütevazı olduğu kadar önemli olarak kabul edilen bir sanatçıyı ağırlıyor. “İhsan Cemal Karaburçak” sergisi, 1930’lardan 1970’lere uzanan resim serüveninde, bağımsız, renkçi ve yenilikçi yaklaşımıyla kendine özgü bir resim dili oluşturan, Türk resminin önemli ancak hak ettiği ölçüde tanınmamış ressamlarından İhsan Cemal Karaburçak’ın sanatına ışık tutuyor. Retrospektif sergide, sanatçının ailesinden ve çeşitli koleksiyonlardan seçilen 81 resmi yer alıyor. Serginin danışmanlığını sanat tarihçisi Prof. Dr. Semra Germaner yapıyor. Germaner, Karaburçak’ın yaşamını sanata çevirebilmiş ender sanatçılardan biri olduğunu, zamanının ilerisindeki sanatıyla özgün bir resim dili yarattığını belirtiyor. Resimlerine eklediği mors alfabesi şifreleri ve sıklıkla kullandığı mor renk ile akıllarda kalan otodidakt sanatçı Karaburçak, Türk resminin değeri yıllar geçtikçe anlaşılan gizli kalmış ustalarından biri olarak tanımlanıyor. Germaner, bu sergiyi Karaburçak’a olan bir gönül borcunun ödenmesi olduğunu söylüyor. Çağdaş Sanat ve Nörobilim Kültür Servisi Pera Müzesi’nin ev sahipliği yaptığı “Temelde İnsan: Çağdaş Sanat ve Nörobilim” başlıklı sergide, farklı disiplinlerden gelen, temel öğe olarak robotbilim, üç boyutlu tarama, photoshop, hızlı prototipleme, mikroskopla inceleme ve bilgisayar görüntüsü gibi yeni teknolojileri kullanan 7 çağdaş sanatçı, yapıtlarında bilim ve sanatı buluşturuyor. Sanata farklı bir noktadan, bilim penceresinden bakmaya, çağdaş sanatla nörobilim arasındaki güçlü ilişkiyi anlamaya ve sorgulamaya davet eden serginin küratörlüğünü Prof. Dr. Suzanne Anker üstleniyor. Anker’in de yapıtlarının bulunduğu sergideki diğer sanatçılar ise Andrew Carnie (Birleşik Krallık), Frank Gillette (ABD), Michael Joaquin Grey (ABD), Leonel Moura (Portekiz), Rona Pondick (ABD) ve Michael Rees (ABD). Anker, sergideki eserlerde benimsenen yaklaşımın ‘bilim sanatı’ olduğunu söylerken bu yaklaşımda bilimin sanat için kullanıldığının ama bilimin resmedilmediğinin altını çiziyor. “Temelde İnsan: Çağdaş Sanat ve Nörobilim” sergisi, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın iki yılda bir düzenlediği ve bu sene 2326 Haziran 2011 tarihleri arasında üçüncüsü gerçekleşecek olan “Suna Kıraç Uluslararası Nörodejenerasyon Konferansları” paralelinde düzenleniliyor. Serginin sanat kamuoyunda olduğu kadar bilim dünyasında da ilgi uyandırması bekleniyor. Sergiler 3 Temmuz’a kadar görülebilecek. ‘ simsiz’, Serap Erdal Akova Koleksiyonu. ‘Kelebek’, suluboya kâğıdı üzerine 15 dijital baskı, detay, 2008. Dorsay festivali anlatacak Kültür Servisi İstanbul Film Festivali’nin ilk günlerinden bugüne tanıklık eden ve festivalin danışma kurulunda yer alan sinema yazarı Atilla Dorsay bugün saat 19.00’da Akbank Sanat’ta festivalin kuruluşundan bugüne anılarını paylaşacak. Elio Germano’nun Cannes’da en iyi erkek oyuncu ödülü aldığı “Hayatımız” saat 16.00’da Atlas’ta, David Lynch’in bol ödüllü 1986 yapımı filmi “Mavi Kadife” 16.00’da Fitaş 4’te gösterilecek. Ayrıca, Federico Fellini’nin “8 1/2” filmi Rexx’te 16.00’da, Michael Winterbottom’un 2010 yapımı “İçimdeki Katil” saat 21.30’da Atlas’ta ve tanınmış belgeselci Lucy Walker’ın filmi “Geri Sayım” 21.30’da Fitaş 1’de yarın izlenebilecek filmler arasında yer alıyor. değil bir eskime lafı” diyen Hakan şöyle devam etti: Türk sinemasının klasiklerinden ve “o “Biz Ankara’dan gelen yanlışladöneme kadar yapılmış en iyi Türk ra karşın Yeşilçam Sineması’na filmi” kabul edilen 1958 yapımı Mememek verdik. Elimizden gelen bu duh Ün filmi “Üç Arkadaş” restore kadardı. İtalyan ve Fransız sineması edilmiş haliyle yıllar sonra ilk kez sikadar büyük olabilecek Türk sinenema perdesine yansıdı. Mimar Sinan ması baltalandı. Yeşilçam’ın batGüzel Sanatlar Üniversitesi Sinemamasından sonra bir geçiş dönemi olTV Merkezi tarafından restore edilen fildu ve genç sinemacılar geldi. min gösterimi önceki gün Atlas Sine Memduh Ün, Muhterem Nur ve Fikret Hakan. Şu anda bilinçle veya biması’nda yönetmen Ün ve oyuncular linçsiz işler üretiyorlar. Muhterem Nur ve Fikret Hakan’ın da çizikler, bozukluklar, tozlar gibi arızalar da Bu haysiyetli bir başlankatılımıyla gerçekleşti. düzeltildi. “Yaşlılar çok konuşur ama ben gıcın temelidir. Onların bir Filmin gösteriminde izleyiciler 50’lerin çok konuşmuyorum maalesef” diyerek tek yanlışı var, bizim külleri“boş” İstanbul’unu da büyük ekrandan gör söze başlayan 91 yaşındaki yönetmen Ün, mizden doğduklarının farkınme şansı yakaladılar. “Filmin restorasyonu beni çok mutlu et da değiller. Babıali olmasaydı 4 Profesör, 1 doçent, 3 asistan, bu iş için ti. Bunun için emekleri geçen herkese çok İkitelli olmazdı. Yeşilçam olözel olarak yetiştirilmiş 7 öğrenci, 3 yar teşekkür ederim. İyi ki geldiniz” dedi. Ar masaydı bugünkü genç Türk dımcı eleman olmak üzere toplam 18 ki tık hayatta olmayan filmin diğer başrol sineması olmazdı. Ülkeşinin katılımıyla 39 günlük bir çalışmay oyuncuları Semih Sezerli ve Salih Tozan’ı mizin sorunlarına eğilen la tamamlanan restorasyon çalışmasında da anan Muhterem Nur’un ardından Fikret işler yapın ve savaşın. yaklaşık 140 bin kare, teker teker restore Hakan sözü aldı. “Sanırım bizleri bir da Çünkü Türkiye’deki deedildi. Çalışma kapsamında film üzerindeki ha göremeyeceksiniz. Bu bir cinnet lafı mokrasi savaşı bitmedi.” AYŞEGÜL ÖZBEK Baharla gelen 53 yıl sonra ‘Üç Arkadaş’... tango ateşi ‘Tango Fire Company of Buenos Aires’ bugün ve yarın ş Sanat’ta S BEL ÇORBACIOĞLU 30. ULUSLARARASI STANBUL F LM FEST VAL MÜZAYEDE BUGÜN LONDRA’DA DÜZENLEN YOR Çağdaş Türk sanatı Sotheby’s’de düzenlenecek “3. Çağdaş Türk Sanatı” müzayedesinde, aralarında sanat piyasasında daha önce görülmemiş olan dört Mübin Orhon eseri ve Taner Ceylan’ın ilk kez bu müzayedede görücüye çıkacak olan etkileyici çalışması “1879”un da bulunduğu toplam 102 eser yer alacak. Müzayededeki sanatçılar arasında Hale Tenger’den Seçkin Pirim’e, Ömer Uluç’tan Hakkı Anlı’ya, Ali Teoman Germaner’den Ceren Oykut’a, Fikret Mualla’dan Selma Gürbüz’e farklı kuşaklardan ve değişik disiplinlerden pek çok tanınmış isim Şükran Moral’ın “Umutsuzluk” isimli tablosu yer alıyor. yaklaşık 33 bin TL’ye alıcı buldu. Kültür Servisi Sotheby’s Müzayede Evi, bugün Çağdaş Türk Sanatı’nı üçüncü kez konuk ediyor. Londra’da manın Sonu” isimli diptik, tuval üstüne karışık teknik çalıştığı 1982 tarihli yapıtı, 535.200 sterline (yaklaşık 1 milyon 350 bin TL) en yüksek fiyata satılan eser oldu. Müzayedede iki Bedri Baykam tablosu da satılırken, Ömer Uluç’un “İsimsiz” yapıtı 68 bin sterline (yaklaşık 170 bin TL), Şükran Moral’ın “Umutsuzluk” isimli tablosu ise 13.200 sterline (yaklaşık 33 bin TL) alıcı buldu. Mübin Orhon Bonhams Müzayede Evi ise ilk “Modern ve Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi”ni önceki gün Londra’da gerçekleştirdi. 84 eserin yer aldığı müzayedede Erol Akyavaş’ın “Karşılaş Tangonun anavatanı Arjantin’ten gelen ve New York, Londra, Barcelona, Şanghay ve Capetown’daki tüm sezon biletleri tükenen ünlü tango topluluğu Tango Fire Company of Buenos Aires ilk kez İstanbul’a konuk oluyor. Andrew Kay ve David Vigo tarafından 2005 yılında kurulan Tango Fire Company of Buenos Aires, tangonun başlangıcından bu yana geçirdiği evriminin tarihçesi niteliğindeki “Tango Fire” adlı gösterisiyle, bugün ve yarın akşam saat 20.00’de İş Sanat Kültür Merkezi’nde olacak. 5 dansçı çiftten oluşan toplulukta, her çift tangonun farklı bir stilini temsil ediyor. Topluluğun dört virtüöz müzisyenden oluşan Quatrotango adlı orkestrası ise aralarında tango kralı Carlos Gardel’in şarkılarının ve efsanevi Astor Piazzola’nın müziklerinin de bulunduğu, tangonun unutulmaz yapıtlarıyla dansçılara eşlik ediyor. Topluluğun baş dansçısı ve koreografi direktörü Yanina Fajar, “Tango insanlık hallerini ve “porteño” ruhunu, yani Buenos Aires halkının ruhunu ortaya çıkartır, bu yüzden de tüm dünyada yaşayabilir” diyor. Dans etmeye çok küçük yaşlarda başlayan Fajar, tangoyla 17 yaşında tanışmış ve o anda bu dansın hayatının bir parçası olacağını hissetmiş. Ünlü dansçı başka hiçbir dans türünde böylesine büyük bir büyü ve şehvetin yer almadığını söylüyor. 19. yüzyılın başlarında Buenos Aires’in banliyölerinde ortaya çıkan, içinde barındırdığı hırçınlık, asilik, tutku, hayal kırıklığı ve melankoliyle Güney Amerika’dan önce Paris’e sonra da tüm Avrupa ve tüm dünyaya yayılan tango, Fajar’a göre yıllar içinde evrim geçirerek ehlileşmiş; önce şarkılar, sonra müzik ve en sonunda dans. İstanbul’da ilk kez sahneye çıkacakları için oldukça heyecanlı olduklarını söyleyen Fajar, tüm tangoseverleri gösterilerine beklediklerini de sözlerine ekliyor. Mavi Kadife KISA F LM ADANALI NŞAAT MÜHEND S MEHMET ÖZDOĞAN ÇEKT 750 liralık film Cannes’da ADANA (AA) Adana’da bir inşaat mühendisinin arkadaşlarının yardımıyla 750 lira harcayarak çektiği kısa metrajlı film, milyon dolarlık filmlerin yer aldığı Cannes Film Festivali’nde gösterilecek. Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nin “Short Film Corner” adlı kısa metrajlı film bölümünde gösterilecek “A Piece of Meat” adlı filmin yönetmeni Mehmet Özdoğan (26), Çukurova Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi’nde eğitim görürken sinemaya ilgi duymaya başladığını, önce 1.5 yıl tiyatro faaliyetlerinde yer aldığını, ardından ÇÜ Sinema Kulübü’nde aktif olarak görev aldığını söyledi. Özdoğan, bu süreçte arkadaşlarıyla bir araya gelerek kısa metrajlı film yapmaya karar verdiğini anlatarak 2005’te çektiği ilk filmi “Güdü”yü “çok acemice” diye değerlendirdi. Özdoğan, 2006’da “Cürüm”, 2008’de ise “Mevt” adlı kısa metrajlı filmlere imza attığını anlattı. Filmin müziğiyse Gökhan Kırdar’a ait. FSAK’ta Kubrick günleri Kültür Servisi Efsane yönetmen Stanley Kubrick, filmleriyle 29 Nisan itibarıyla İFSAK’a konuk oluyor. 6 haftalık seminerde Kubrick’in sinema anlayışı tartışılacak. Katılımcılara Full Metal Jacket’ten Otomatik Portakal ve Gözleri Kapalıydı’ya, tekinsiz, gerilimli, umut dolu olduğu kadarıyla kötümser bir evren tanıtılacak. Film analizi semineri, başta Dostoyevski olmak üzere Flaubert’ten Kafka’ya yönetmenin edebiyatla ilişkisine odaklanırken tipografiden mimariye ilişkiselliğini de anlamaya çalışacak. C MY B C MY B