22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 N SAN 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER 11 Libyalı muhalif lider Goga’ya göre, Türkiye NATO operasyonu konusunda kararsız ve isteksiz davrandı İsyancılar Türkiye’yi suçladı Dış Haberler Servisi Libyalı muhaliflerin oluşturduğu Geçici Ulusal Konsey’in Başkan Yardımcısı Abdülhafız Goga, NATO’yu kendilerine destek olacak saldırıları yapmamakla suçlarken Türkiye’nin hava saldırılarına katılmamasını da eleştirdi. Amerikan CNN televizyonuna konuşan Goga, Libya lideri Muammer Kaddafi’ye bağlı güçlerin yoğun bombardımanı altında savaşmalarına rağmen NATO’dan yeterli destek görmediklerini söyledi. Goga, Libya’da askeri operasyonun komutası NATO’ya geçtiğinde Türkiye’nin kararsız kaldığını ve isteksiz bir tutum sergilediğini, muhaliflerin silahlandırılmasına karşı olduğunu da belirtti. Goga, “Hava saldırılarındaki azalmadan dolayı Türkiye’yi mi suçluyorsunuz” sorusuna, “Evet, Türkiye’yi suçluyoruz ve tutumunu kınıyoruz. Çünkü bu koşullarda isteksizlik çok tehlikeli. Türkiye gerçekten ne istiyor? Libya halkının öldürülmesine izin mi verecekler? Bütün dünya buna şahit” diye yanıt verdi. Libyalı muhalif güçlerin komutanı Abdülfettah Yunus da NATO’yu, “işini iyi yapmamakla, çok yavaş davranmakla” suçladı. Yunus, muhaliflerin elindeki Bingazi şehrinde düzenlediği basın toplantısında, NATO’nun eylemsizliğinin, Kaddafi güçlerinin Misrata kentinde ilerlemesine ve her gün sivilleri öldürmesine yol açtığını söyleyerek “Çok yavaş hareket ederek Kaddafi güçlerinin ilerlemesine izin veriyorlar. NATO bizim için sorun haline geldi” dedi. Çembersel Kâbus Önceki gece saatlerce Fatih Altaylı’nın “Teke Tek”ini izledim. “Şifre skandalı” üzerinde gördüğüm en aydınlatıcı programdı… BÜ’den bilgi ölçmesınav uzmanı Prof. Ali Baykal, rehber öğretmenlik koordinatörü Celil Vardar ve şifre bilimi alanında Türkiye’nin sayılı değerlerinden olduğu anlaşılan Prof. Ersan Akyıldız’ın anlattıkları zihin açıcı olduğu denli dehşet uyandırıcıydı… Programın konuklarını dinledikçe, korkularımızın; gitgide yalınkat “korku” olmaktan çıkıp, somut bir “kâbusa” dönüştüğünü fark ettim. “Korku imparatorluğu” lafı az… Kurgu bilim filmlerine rahmet okutan bir “kâbus imparatorluğu” olduk biz artık. Goga (üstte) Ankara’ya suçlamalar yöneltirken EcdebiyeBrega arasındaki asiler, molada esrar çekiyor. (Fotoğraflar: REUTERS/AFP) Yunus, “Orayı burayı bombalayan NATO, Misrata halkının Kaddafi’nin bombardımanları altında can vermesine seyirci kalıyor. NATO bir hafta daha gecikirse, bu Misrata’nın sonu olur ve orada kurtarılacak kimse kalmaz” diye konuştu. Yunus “40 gündür kentte su, elektrik, yiyecek ve çocuklar için süt yok, kentin sakinleri lağım suyu içiyor ve Kaddafi güçleri her gün, evleri, camileri, hastaneleri ağır silahlarla bombalıyor. NATO isteseydi, Misrata’nın çevresindeki ablukayı çoktan çökertirdi” dedi. Bu durumu BM Güvenlik Konseyi’ne şikayet edebileceklerini belirten Yunus, “ya NATO işini doğru yapar ya da biz BM Güvenlik Konseyi’nden, NATO’nun faaliyetlerinin askıya alınmasını talep ederiz” diye konuştu. Muhalif kaynaklar, Misrata’da önceki gün Kaddafi güçlerinin düzenlediği hava saldırı eknoloji şeytani amaçla kullanılırsa Kitlesel manipülasyon piyonlarına indirgenen insanlar… “Piyonlaştırma” sürecinde seferber edilen süper teknoloji olanakları... “İlerlemegelişme” aracı olduğu varsayılan teknolojinin; “bireylerin kontrol altına alındığı sınırsız iktidar emelleri” paralelinde kullanılmasıyla ortaya çıkan “fütüristik faşizm” örnekleri… Steven Spielberg’in “Minority Report / Azınlık Raporu” adlı filmi aklıma geldi. 11 Eylül’ün hemen ardından çevrilen film; “önleyici tedbirlerle”; “bireyin muma çevrilmesi” konsepti üzerine kurulmuş bir hikâyeydi. Herkesin gözbebeğinden ileriye dönük “niyetler” okunuyor; “niyetler” paralelinde; bireylerin “çoğunluğun tercihlerine” karşı gelemeyecekleri doğrultuda terbiye edilmeleri sağlanıyordu. “Azınlık Raporu”; “milli irade / çoğunluk” hattından şaşan “kara koyun azınlıkların”, sürüye yeniden katılması/imhasını hedef alıyordu. Filmin öyküsü epey karmaşık olmakla beraber ana konu buydu. Bu doğrultuda; “önleyici tedbirler bağlamında” suç daha oluşmadan “suç işleyeceği varsayılan bireylerin tutuklanması” (bkz. Ergenekon); “güvenlik” adına her türlü bireysel veriye hâkim olma keyfiyeti (bkz. Özel hayatın gizliliğini yok eden tasarı) ve bu amaçlar için kullanılan süper teknolojinin süper imkânları sorgulanıyordu. İleri teknoloji, herkesi etkiliyor. “Çoğunluk”; teknolojinin hasbelkader doğru amaçlar için kullanılacağını varsayıyor ve teknolojiye sorgusuz sualsiz itaat ediyor. “Teknolojinin” “şeytani kullanımından” işkillenen; bundan kuşkulanan, tehlikeleri önden gören ve geç olmadan o tehlikeleri bertaraf etmek amacıyla “çoğunluğu” harekete geçirmeye çalışan “azınlıklar”, iktidarların baş belası sayılıyor. “Azınlık Raporu”; işte bu baş belasından kurtulma yollarını irdeliyor. “Bireysel bazda” herkes bu amaçla yakın markaja alınıyor. O kadar ki… filmdeki “reklamlar” bile, artık “kişiye özgü” yapılıyor. Önünden geçtiğiniz “billboard”lar sokakta size… adınız soyadınızla hitap ediyor! Tıpkı üniversiteye giriş sınavında önünüze konan ve her biri üzerinde kimlik numaranız, adınız soyadınız bulunan “kişiye özgü kitapçıklar” örneğinde olduğu gibi… Tuvalete gidemiyorsunuz. Saatinize bakamıyorsunuz. Su içemiyorsunuz. Ama kitapçık özel! T ‘BM’ye şikâyet edeceğiz’ larında 2 kişinin öldüğünü, 26 kişinin yaralandığını bildiriyor. Libyalı muhalifler NATO’yu yavaş davranmakla suçlarken Fransa Dışişleri Bakanı Alain Juppe ise Kaddafi’nin izlediği taktikler yüzünden sivillerin hayatını riske atma tehlikesinin arttığını, bu nedenle Libya operasyonunun daha zor hale geldiğini söyledi. Sivillere zarar vermeme kaygısının operasyonu güçleştirdiğini belirten Juppe, “Durum net değil. Çıkmaza girme riski var” dedi. Erdoğan, muhaliflere özel temsilci gönderirken Davutoğlu Katar’da muhaliflerin temsilcisi ile görüştü Türkiye’den Libya için çifte girişim BAHADIR SEL M D LEK Şam’da sürpriz görüşme Davutoğlu dün Suriye’nin başkenti Şam’a geçerek Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ile bir araya geldi. Baş başa ve heyetler arası görüşmelerde, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra Arap dünyasında meydana gelen gelişmeler ele alındı. Suriye’de 16 Mart’tan bu yana süren olayların da değerlendirildiği görüşmede, Esad tarafından açıklanan reform kararları da görüşüldü. Davutoğlu, bu görüşmenin ardından Şam’daki Türk Büyükelçiliği’nde Hamas Lideri Halid Meşal’le de bir görüşme yaptı. Görüşmede, El Fetih ve Hamas gruplarının, Filistin’de birliğin sağlanması için birlikte hareket etmeleri konusu değerlendirildi. (AFP) ANKARA Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Libya’daki muhalif grupların silahlandırılmaması gerektiği yönündeki sözlerinin ardından Türkiye’nin Bingazi Başkonsolosluğu’na yönelik saldırı Ankara’yı alarma geçirdi. Erdoğan, bir süre önce Türkiye’nin Bükreş Büyükelçiliği’ne atanan Ömür Şölendil’i “özel temsilci” olarak Bingazi’ye gönderirken, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, muhaliflerin oluşturduğu Libya Konseyi’nin üyesi Mahmud Cibril ile Katar’da bir araya gelerek Türkiye’nin rahatsızlığını iletti. Edinilen bilgilere göre Bingazi Başkonsolosluğu’na yönelik saldırı sonrasında Ankara zaman yitirmeden harekete geçti. Başbakan Erdoğan’ın mesajını Bingazi’deki muhalefete iletmek üzere eski Libya Büyükelçisi Ömür Şölendil özel temsilci olarak Bingazi’ye gönderildi. Şölendil, Erdoğan’ın “Biz Libya’nın huzur ve istikrarını istiyoruz. Bizim Libya ile ilişkimiz petrol ilişkisi değildir, çıkar ilişkisi değildir” yönündeki mesajını iletti. Büyükelçi Şölendil muhaliflere, NATO’dan istedikleri silahlara Türkiye’nin Libya halkını düşündüğü için karşı çıktığını anlattı. Şölendil’in “Türkiye kimsenin yanında değil. Türkiye Libya halkının yanında. Libya istikametini belirlesin istedik. Keşke Libya’da olaylar bu noktaya gelmeseydi. Askeri müdahalenin bir an önce sonuçlandırılmasını Libya’nın bir an evvel istikrara kavuşturulmasını diliyoruz” mesajı verdiği öğrenildi. Bu girişimin yanı sıra, Bahreyn’deki olayların sona erdirilmesi amacıyla bu ülkeye giden Davutoğlu da, muhaliflerin oluşturduğu Libya Konseyi’nin üyesi Mahmud Cibril’in Katar’da olduğunu öğrenince, önceki akşam sürpriz bir kararla Doha’ya geçti. Davutoğlu, burada Cibril ile bir araya geldi. Davutoğlu, Cibril’e Türkiye’nin Bingazi Başkonsolusluğu’ndaki olaylardan duyduğu rahatsızlığı net bir dille iletti. Cibril ise Davutoğlu’na bu olaylardan duyduğu üzüntüyü dile getirerek muhaliflerin bütün kesimlerini kontrol edemediklerini aktardı. H CRAN ÖZDAMAR Acının tanıkları anlattı ÇEŞME/URLA NATO’nun operasyon düzenlediği Libya’daki Misrata ve Bingazi kentlerinden İzmir’e getirilen yaralıların tedavileri, çeşitli hastanelerde sürdürülüyor. Geminin 3. kaptanı 25 yaşındaki Esra Konak, yaralıları almak için 5 gün boyunca açık denizde beklediklerini, Kaddafi’nin keskin nişancıları nedeniyle sıkıntılı bir süreç yaşadıklarını anlattı. Konak, “Yaklaşık 11 gün denizde kaldık. Bu süre içinde suyumuz tükendi. Yaralılar önceliğimiz olduğu için, ge mi mürettebatı olarak bizler hakkımızı onlara verdik” dedi. Yaralılar arasında siyasi ayrım yapmadıklarını vurgulayan Konak, “Gemiye alınan yaralılar arasında iki Kaddafi askeri de varmış. Biz bilmiyorduk. Bu durum başta kriz yarattı. Askerleri geri istediler ancak bizim önceliğimiz insanlara yardım etmekti. Bu sorunu aştık ve onlar da bizimle geldi” diye konuştu. Gemide Kaddafi güçlerince vurulan Ahmed Ahmed, Türkiye’ye minnettar olduğunu söyledi. Ahmed, “Orada çok acı şeyler yaşanıyor. İnsanlar, ailelerinin gözleri önünde öldürülüyor” diye konuştu. Yaşanan “Bilişim Depremi!” 1 milyon 700 bin kitapçık! Sözümona “güvenlik” adına ki dünyanın her yerinde “Azınlık Rapor”larının “şeytanlıkları” bu mazeretle yapılıyor! ayrı basılmış… Uzmanlar her şeyden önce bunun çılgınca pahalı bir yöntem olduğunu; “güvenlik” için tedbir almak uğruna 2, bilemediniz 10 farklı kitapçığın yeterli olacağını söylüyor… Altaylı’nın “Teke Tek” programından çıkardığım 1. sonuç bu: “güvenlik” gerekçesiyle “herkese ayrı kitapçık” masalının hiçbir dayanağı olmayan bir palavra olduğu… İkinci olarak; uzmanlar, “güvenkuşku” ikileminin bir “mütemmim cüz” olduğunu; yani “maksimum kuşku duymadan, maksimum güvenliğin sağlanamayacağını”, “güvenlik” istiyorsak… güvenlik adına uluorta fısıldanan her palavraya inanmamamız gerektiğini anlatıyor. Üç; “ileri teknoloji kullanımının” illa “ileri güvenlik” anlamına gelmediğini belirtiyorlar. Prof. Ersan Akyıldız; “her şeyin teknololojinin kullanımına bağlı” olduğunu, “bileşim teknolojisinin YGS’deki kullanım biçiminin baştan sakat doğduğunu”, babadan kalma yöntemlerle elle hazırlanan eski sınav anahtarlarının daha sağlıklı olduğunu açıklıyor. Dört ve en önemlisi; “şifre”nin varlığının teyidi... Kriptoloji uzmanı Ersan Akyıldız’ın, bu doğrultuda söylediği en önemli şeylerden biri şifreyi çözen Artvinli vatandaşın, gökten zembille inmişçesine bunu keşfedemeyeceği; böyle bir şifrenin çözülebilmesi için birilerinin baştan bu şifreyi dışarı sızdırmış olması gerektiğine ilişkin tespitler. “Şifre dışarı sızdığı andan itibaren, sistem çökmüştür. Bu bir bilişim depremidir!” diyor uzman kriptolog. Bu noktada sorumluluğu “Bir arıza varsa, biz üstleniriz abicim!” mantığıyla devralan matbaa (Meteksan) sorumlularının açıklamaları ise; tüm bu uzmanların yüzüne sadece acı bir gülücük kondurmaya yarıyor! Ekran başında bulunan bizler de bu noktada; “Kâbus imparatorluğuna hoş geldiniz!” durumuna düşüyoruz. MEMLEKET SEVDALILARI DERNEĞİ GENEL MERKEZİ Gelincik Gelincik açmak için coşmak için ÇAĞIRIYORUZ!!! Hukuksuzluğa,Yolsuzluğa ve Yoksulluğa, Tecrite, Sanat Düşmanlarına HAYIR demek için, Vatan Namus ve AHDE VEFA için herkesi BİZ olmaya BİR olmaya TEK ses TEK yürek olmaya ÇAĞIRIYORUZ!!! SEÇİME DOĞRU TÜRKİYE FORUMU Seçime doğru Hukuk: Şahin MENGÜ Seçime doğru Sanat: Müjdat GEZEN Seçime Doğru Siyaset: Süheyl BATUM Seçime Doğru Medya: Oktay EKŞİ, Ümit ZİLELİ Seçime Doğru Kadın Hakları: Şenal SARIHAN Seçime Doğru Ekonomi: Melih BAŞ Tarih : 09 Nisan Cumartesi Saat : 16.00 Yer : Caferağa Spor Salonu Kadıköy C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle