16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 5 N SAN 2011 SALI 6 HABERLER AP üyesi Regner’ın önergesine AB Konseyi, ‘İnsan hakları ve temel özgürlükler konuları, Balbay’ın durumu gibi özel durumlar da dahil olmak üzere, Müzakere Çerçevesi Katılım Ortaklığı anlaşmaları gereğince izlenmeye devam edilecektir’ yanıtını verdi Basın özgürlüğü şartı STRASBOURG (ANKA Avrupa Parlamentosu üyesi sosyal demokrat Evelyn Regner’in, AB Konseyi’ne “Türkiye’de basın ve ifade özgürlüğü Mustafa Balbay ve diğerlerinin tutuklanması” başlıklı önergesine verilen yanıtta, Müzakere Çerçevesi Katılım Ortaklığı anlaşmaları gereğince ifade özgürlüğüne yönelik ihlallerin izlenmeye devam edileceği ve uygun zeminlerde gündeme getirileceği belirtildi. Yanıtta, “Türkiye’nin müzakerelerde ilerlemesi, diğerleri yanında bu koşullara dayalı olarak ölçülür” ifadesine yer verildi. Regner önergesinde “AKP hükümeti Türkiye’de iktidara geldiğinden bu yana, ifade ve basın özgürlüğü şiddetli biçimde küçültüldü. AB üyeliğine aday olan Türkiye, sansür ve basınla ilgili düzenlemeler açısından en kötü 50 ülkeden biridir. Türkiye’de sadece 2010 yılının ilk üç ayında hükümeti eleştiren 260 gazeteci ve yazar tutuklandı” değerlendirmesinde bulundu. Regner’ın önergesine verilen yanıtta, Türkiye’nin, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü teminat altına alan kurumların istikrarının sağlanması dahil, Kopenhag siyasi kriterlerini karşılamak zorunda olduğu belirtilerek, “İnsan hakları ve temel özgürlükler konuları, Balbay’ın durumu gibi özel durumlar da dahil olmak üzere, Müzakere Çerçevesi Katılım Ortaklığı anlaşmaları gereğince izlenmeye devam edilecektir. Türkiye’nin müzakerelerde ilerlemesi, diğerleri yanında bu koşullara dayalı olarak ölçülür. Bu konuların AB tarafından Katılım Konseyi ve Siyasi Diyalog toplantıları çerçevesinde tüm uygun zeminlerde gündeme getirilmesine devam edilecektir” denildi. Kısa Değinmeler Cumhurbaşkanı Gül, YGS sınavlarındaki şifre rezaleti konusunda “Açıklamalardan ben tatmin oldum” dedi. Gül’ün bu açıklaması hukuki bir ayıptır. Savcı soruşturma açmış, veliler şikâyet ediyor ve savcılara başvuruyor, sınavların iptali isteniyor, vicdanlar ayakta, güven sıfır... Böyle bir ortamda Gül’ün müdahalesi, yargıya da müdahaledir! Onlara “kapatın bu işi” mesajı veriyor, biçiminde yorumlanacaktır. “En tepedeki otorite” böyle bir güvence veremez, vermemeli. Gül, ülkenin demokratikleşmesi için, acaba bugüne kadar ne çaba sarf etti? Kayseri Belediye Başkanı için de aynı “teminatı” vermişti. Ülkemizde “güvenilir kişilerin” teminatı, yasaların, hak aramaların, hukukun yerine mi geçti? Bu rejimin adı ne olabilir? GÜL’ÜN ‘YASADIŞI’ TEM NATI: ESK ÖZEL HAREKÂT DA RE BAŞKANVEK L ŞAH N, SRA L’E NEDEN G TT Ğ N ANLATTI ‘Öcalan’ı öldürmek için’ HAT CE TUNCER brahim Şahin’e Fatma Cengiz ile telefon görüşmeleri ve mesajlaşmaları soruldu. 2. Ergenekon davasında tutuklu sanık eski Özel Harekât Daire Başkanvekili İbrahim Şahin, görevi sırasında 23 kez İsrail’e gittiğini, Abdullah Öcalan’ı öldürmek için kaldığı yerlerin krokilerini aldığını söyledi. Şahin, görevinden ayrıldıktan sonra aldığı duyumları kendisini asker, MİT mensubu olarak tanıtan kişilere bildirdiğini belirterek “Demek ki beni kandırmışlar. Tövbeler tövbesi daha bildirmem” dedi. Davanın dün gerçekleştirilen 112. oturumunda Başkan Köksal Şengün, Şahin’e tutuklu sanık “Asena” diye hitap edilen ve Kayseri Hava İndirme Tugayı’nda santral operatörü olarak çalıştığını söyleyen Fatma Cengiz ile telefon görüşmeleri ve mesajlaşmaları sordu. Şahin, PKK ile ilgili duyumlar aldığında Bekir Kalyoncu’ya Cengiz aracılığıyla bildirdiğini anlattı. Şahin’e bazı telefon görüşmelerinde Kıbrıs ile ilgili konuların geçmesi nedeniyle Şengün, “Kıbrıs’ta faaliyetin var mı” diye sordu. Şahin, “Yok, belediye başkanı ile oğlumun ticari faaliyetleri için görüştüm. Oğlum Dubai’de şehrin altyapısını yapıyor” dedi. Şahin, “Babasını çok seviyorum da. Oğluyla tanışmadım. Oğluna çok selam söyle” şeklindeki konuşmada babanın Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş olduğunu anlattı. Şengün, Şahin’e şüpheli ölümüyle ilgili yeniden soruşturma açılan Özel Harekât Dairesi Başkanı Behçet Oktay ile telefon görüşmelerini de sordu. Şahin şöyle konuştu: “Adımı kullanarak tahsilat yapmışlar. Ben de buna en SAVCILAR EŞYALARINI TOPLADI İstanbul Haber Servisi Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararnamesiyle görev yerleri değiştirilen cumhuriyet savcıları Turan Çolakkadı, Zekeriya Öz, Fikret Seçen ve Ercan Şafak’a görev yeri değişikliği yazıları ulaştı. Eski özel yetkili savcı Zekeriya Öz’ün 1 Nisan itibarıyla da 10 günlük izne ayrıldığı belirtildi. HSYK kararnamesiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak atanan eski İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Çolakkadı ile yerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği’ne atanan eski Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Seçen’in görev yeri değişikliği yazıları ellerine ulaştı. İstanbul cumhuriyet başsavcı vekilleri olarak atanan eski özel yetkili cumhuriyet savcıları Öz ve Şafak’a da yeni görevlerine ilişkin yazıların ulaştığı belirtildi. Öz’ün, hafta sonu Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’ne gelerek eşyalarının bir bölümünü topladığı, cumhuriyet başsavcısı olarak atanan Çolakkadı’nın da bugün itibarıyla odasını boşaltacağı belirlendi. Çolakkadı’nın yarın Sultanahmet’teki İstanbul Adalet Sarayı’ndaki görevine başlaması bekleniyor. gel olması için rahmetliyi aradım.” Şahin, “Susurluk’tan ceza aldım, hapis yattım. Cumhurbaşkanı beni affetti. Cumhurbaşkanı’nın kararında ‘Ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırıldı’ yazıyordı. Emekli olunca verilen silahları istedim, vermediler. Emniyet Genel Müdürlüğü’nde apayrı bir çete kurdular” dedi. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Şahin’in tutuklu sanık, emekli Albay Levent Göktaş ile birlikte İsrail’e gidip gitmediğini sordu. Şahin “Levent Albay ile İsrail’e gitmedim. 23 defa görevli olarak İsrail’e gittim” dedi. Pekgüzel’in “Sır değilse İsrail’e niye gittiğinizi söyler misiniz” sorusunu Şahin “Abdullah Öcalan’ı öldürmek için” diye yanıtladı. Şahin şöyle konuştu: “İsrail’den Öcalan ile ilgili ‘Ağar bunu iyi biliyor’ bilgi istendi. Mehmet Ağar bunu çok iyi biliyor. Daha sonra kaldığı yerlerin krokileri bana iletildi.” İsrail’de bir gün kaldığını söyleyen Şahin, “Ağar ve Emniyet Genel Müdür Yardımcısı görüştü” diye konuştu. Pekgüzel’in “Silah alımı ile ilgili görüşme miydi”sorusu üzerine Şahin “Onu Mehmet Ağar biliyor” dedi. Pekgüzel’in “O silahlar nereye geldi” sorusunu Şahin “Özel Harekât Dairesi’ne” diye yanıtladı. Pekgüzel’in, Susurluk’ta yaşanan olayın kaza olmadığı yönündeki sözlerini anımsatarak “‘Kesinlikle kaza değildi’ diyorsunuz. Suikast mıydı” şeklinde soru yöneltmesi üzerine Şahin “Dışarı çıkma umudum olursa bunları anlatacağım” dedi. Savcı Pekgüzel’in “Ayhan Çarkın’ı tanıyor musunuz” sorusu üzerine Şahin “Geçen gece konuşan geveze mi” yanıtını verdi. TÜS AD ANAYASASI: Ümit Boyner bir adım geri, iki adım ileri taktiği ile, hazırlattıkları anayasanın ilkeleri üzerine raporu savunuyor: “Geri adım atmadık, rahatsız olduğumuz yanlış algıyı düzeltmek istedik.” Belgede (TÜSİAD’ın sitesinde var) karşımızda tamamen Ergun Özbudun ilkeleri var! 22 akademisyen ilk bölümde çeşitli görüşler açıklamış. Ancak, Özbudun, ikinci bölümde kendi düşüncelerini ilkeler haline getirmiş! Geride kalanlar arasında diyelim ki 5 kişi Özbudun’la aynı fikirde, 16 kişinin fikirleri, sonuçta ne kadar temsil edilmiş... Merak ettim!.. Cuma günü yayımlanacak Cumhuriyet Bilim ve Teknoloji’de yazarımız Prof. Dr. Oktay Yenal soruyor: Ben sandım ki, taslaklarında sosyal haklar konusunda tartışma başlatacaklar; işsizlikten, yoksulların, özürlülerin haklarından bahis yok... Yenal “zenginliklerin de sınırlanması”ndan yana! Biliyorsunuz, Mısır’da referandum yapıldı, yeni bir anayasa yerine, eski düzeni değiştirmeyen bazı değişiklikler oylandı ve El Tahrir Meydanı’nı yöneten devrimci ayaklanışın ve onlara destek çıkan liderlerin hayır oyları yüzde 22.8’de kaldı! Müslüman Kardeşler eski rejimle, ordu ile birlikte hareket etti. Onlar ne zaman “devrimci” olmuştu ki, meydanların istediği geleceği paylaşamazlardı!!? Ayrıca onlar ülkenin epey paralı elitleri haline dönüşmüşlerdi! Sonuç çıkarırsak: Mısır ayaklanması ve Mübarek rejiminin devrilmesi, bir azınlıkça gerçekleştirildi. Bu doğaldır! El Tahrir’deki bir kısım katılımcılar “şimdilik bu bize yeter” dedi ve geri çekildi! Radikal öncüler her zaman azınlıktadır, Mısır’da nefesleri şimdilik buraya kadarmış... MISIR DEVR M VE HANET: Tetkik hâkimini Nevşehir’e savcı yaptılar HSYK sürgünü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Hâ Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde “derkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun nek kurma hakkı sınırlanmaksızın, ör(HSYK) Zekeriya Öz’ü İstanbul Başsav gütlenme özgürlüğü çerçevesinde hâcı Vekilliği’ne terfi ettirdiği kararnamede, kimler ve savcılar birliğinin kurulmaDemokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Uğur sı”nın öngörüldüğü ifade edilen açıklamada, halen Meclis’te bulunan Demir’in ise Adalet BakanTürkiye Hâkimler ve Savlığı Tetkik Hâkimliği’nden cılar Birliği Yasa TasarıNevşehir’e savcı olarak gönsı’ndaki, “bağımsız olarak derildiği ortaya çıktı. Demokurulmuş bulunan derkrat Yargı Derneği Yönetim Açıklamada, “Hükümetin nekleri kapatmayı amaçKurulu, “Hükümete çağrı” başlığıyla yazılı bir açıklama sessiz kalmayarak gidişatın layan ve birlik dışında farkına varması tarihi bir başka dernek kurmayı yaparak “HSYK, karar ve zorunluluktur. Bunun engelleyen, hâkim ve savuygulamalarıyla seçim süAB üyelik müzakere cıların özgürce dernek recinde kendisini desteklesürecini olumsuz kurabilme hakkına sıyenleri hiçbir kural tanımadan ödüllendirme yolu etkileyebileceğini, ‘Yargı ve nırlama getiren” düzenTemel Haklar’ faslının lemenin tasarıdan çıkarılana giderken, kendisine muaskıya alınmasına neden cağının taahhüt edildiği halif olan dernekler adına olabileceğini hükümete kaydedildi. ya da bağımsız olarak seçihatırlatma da Demokrat Açıklamada, “Ancak, me girenleri ve dernek yöYargı olarak bizler için terfi ve atama kararnaneticilerini haksız ve adatarihi bir sorumluluktur” melerine bakıldığında, letsiz şekilde sindirme, yıldenildi. HSYK’nin, devlet ve hüdırma, susturma yoluna gitkümetin hâkim ve savcımiştir” diye tepki gösterdi. Açıklamada, Türkiye’nin, AB’nin pren ların özgürce dernek kurabilme hakkısip ve değerlerini tam olarak benimsediği nı tanıyacağına ilişkin taahhüdünü yok bu kapsamda hazırlanan Strateji Belgesi’nin sayarcasına ‘yargıdaki örgütlenmeleri fii2009 yılı Ekim ayında AB yetkili organla len işlevsiz hale getirme’ yolunda hızla ilerrına sunulduğu belirtildi. AB’ye sunulan lediği görülmektedir” denildi. ANLAMAYA ÇALIŞMAK: Okurumuz Ümit Sarıaslan (31 Mart 2011), “Savcı Öz Olayı: Gaz Alma/Denge Kurma” yazısı üzerine özetle diyor ki: “ ‘Kamuoyunun bir mutlak parçası olmak’ yerine yaşanagideni ‘anlama çabası içinde kalmak’ saptamanız, özgür bireyin de tanımıdır. Bütün sorun da burada düğümlenmekte. ‘Kaldı ki, komşusundan daha haklı olan herhangi bir kimse, bir kişilik çoğunluğa çoktan varmış demektir.’ (H. D. Thoreau, Haksız Yönetime Karşı) Bir tek, haklı kişinin; ya da ‘kamuoyunun bir mutlak parçası olmak’ yerine; özgür bireyliğin seçimini haksızlığa uğramayı göğüsleyerek yüklenen bireylerin de tek başlarına, ayrı birer ‘kamuoyu’ olduğunu kabullenmek gerekiyor.” YARGIÇ VE TAR H: Kayda geçmeli. Hanefi Avcı’nın tahliye isteğini reddeden mahkeme heyetinden Başkan Şeref Akçay’ın muhalefeti tarihseldir. Lütfen kararını bulup okuyun. “Cezaevindeki insan nasıl delil karartacaktır”, diyor: “Şüpheli yakın zamana kadar devletin istihbaratı dahil çok önemli görevlerde bulunmuş.. Her nasılsa, bir terör örgütü ile irtibatlı olduğu, yazdığı kitaptan sonra ortaya çıkartıldı.. Bu yapılan işlem adil midir, insan vicdanına sığar mı?” Gerçeğin sesinin bütün ülkece dalga dalga yankılanması gerekiyor. Cemaat ve hukuku ahlaken de çökmüştür! KADIN ADAYI: Bayan Dicle Eroğul, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e sahip çıkabilmek için, onun partisinden milletvekili aday adayı olmaya karar verdim, diyor ve bunu mücadelenin farklı bir boyutu olarak görüyor. Türk Telekom Billişim Ağları Kurucu Müdürü, Yılın Başarılı İş Kadını ödülü, İzmirli, “CHP iktidarı ve aydınlık gelecek için çalışacağım”: HYPERLINK “http://dicleerogul.wordpress.com/” http://dicleerogul.wordpress.com HÜKÜMETE ÇAĞRI ‘İmamın Ordusu’nu okudu, emniyete çağrıldı Milletvekili aday adayı avukat Semra Kabasakal, gazeteciler ve yazarlar üzerindeki baskıyı kınamak için gazeteci Ahmet Şık’ın, daha basılmadan yasaklanan ancak internet üzerinden yayımlanan “ mamın Ordusu” adlı kitabından HP Akdeniz lçe Başkanlığı önünde bölümler okudu. “Ben bu kitabı okuyarak suç işliyorum ve kendimi ihbar ediyorum” diyen Kabasakal’ın açıklamasını bitirmesinin ardından görevli komiser, stanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kitapla ilgili kararını okudu ve Kabasakal’ın elindeki dokümana el koydu. Emniyet yetkilisi ayrıca Kabasakal’a “uygun bir zamanda emniyete uğraması” davetini de sözlü olarak iletti. (ABİDİN YAĞMUR) Konya’ya savcı atanan Başsavcı Özkorul: Asistan hekimler grev çadırında İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Asistan hekimler, Sağlık Bakanlığı’nın uygulamalarını grevle protesto ediyor. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Tıp Fakültesi’ndeki asistan hekimler, hastane önünde kurdukları çadırda, haklarını alıncaya dek mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı. DEÜ Tıp Fakültesi önünde toplanan asistan hekimlere, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli asistanlar, Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdener Özer, sendikalar, öğretim üyeleri, sağlık ddiaların tamamı iftira ÖMER ŞAN ‘Bakanlık el koymayı Yargıtay’a götürmeli’ İstanbul Haber Servisi Ahmet Şık’ın avukatları İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne dilekçe vererek Şık’ın tahliyesini istedi. Şık’ın avukatları ayrıca, 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne de Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere dilekçe sundu. Dilekçede Ahmet Şık’ın kitabına “el koyma” kararının kaldırılması için Adalet Bakanlığı’nın, konuyu Yargıtay’a götürmesi talep edildi. Avukatların dilekçesinde suçlamanın temelini bir kitap çalışmasının oluşturduğu, buna da el konulduğu için “delilleri karartma” tehlikesinden söz edilemeyeceği ifade edildi. Diğer dilekçede ise “el koyma” kararının, hukuka açıkça aykırı olması nedeniyle, bakanlıkça “kanun yararına bozma” yoluyla, Yargıtay’a götürülmesi istendi. RİZE Rize Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Konya’ya ‘tenzili rütbe’cumhuriyet savcısı olarak atanan İsmet Özkorul, personel alım sınavında usulsüzlük yaptığı iddialarına karşı kendini savundu. Özkorul, soruşturma aşamasında olan bir konunun basına sızdırılmasından dolayı soruşturma başlatıldığını söyledi. Özkorul’un, 3 kişiyi adliyeye eleman alımı sınavına girmiş gibi gösterdiği, ancak komisyon üyelerinin bunu fark etmesiyle başlatılan inceleme sonucu bu kişilerin sınavının iptal edildiği ve Adalet Bakanlığı’nca hakkında soruşturma başlatıldığı iddia edilmişti. Tüm bu yaşananlar üzerine Özkorul, makamında bir basın toplantısı düzenledi. İsmet Özkorul, “İddiaların tamamı iftiradır, gerçeklikten uzaktır. Bu iftiraları yapanlar ve gizli soruşturma sürecini basına sızdıranlar hakkında gerekli yasal işlemlerin hepsi yapılacaktır. Bu kişilerin maddi ve manevi tazminata mahkum olacağına inanıyorum” dedi. çalışanları da destek verdi. Bilaloğlu, “‘Nisanın ikinci yarısında greve çıkacağız’ dedik. Sizler bize bunun henüz erken olduğunu söylediniz. Yarın (bugün) Sağlık Bakanı Recep Akdağ’la görüşeceğiz. Önümüzdeki günlerde performans ücretini daha da arttıracaklardır. Bu kandırmacaya gelmeyeceğiz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle