16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 N SAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA HABERLER Dink suikastı tetikçisinin ‘suça itilmiş çocuk’ suçlamasıyla yargılanması sürüyor 5 Fenerbahçe’yle Saracoğlu’nda puanları paylaşan Bursaspor da sevinç içinde, Trabzonspor da... Türkiye’de milyonlarca işsiz sanal ortamda iş arıyor ama bulamıyor... İki bin yıllık Allianoi sular altında, dağlarımız, ovalarımız çokuluslu “altın avcıları”nın elinde... Çevre düşmanı bir siyaset anlayışı Akkuyu’ya nükleer enerji santralı kurmayı savunurken, toplumun kılı kımıldamıyor. Bu arada Çukurova Üniversitesi’nin “zeytin gen bahçesi”, okul yapılacağı gerekçesiyle sökülmek isteniyor. Bilim ve mantığı bir kenara bırakalım. Bu uygulama hem “Zeytin Yasası”na hem de 2009’da imzaladığımız zeytin ve zeytinyağı anlaşmasına aykırı. Hükümet imza attığı sözleşmeyi umursamıyor bile!.. Samast basını suçladı HÜLYA KESK N Agos Gazetei Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink davasında dün 5 “tanık” dinlenildi. Daha önce polise ifade veren ancak ilk kez mahkemede tanık olan Emsale Çakmakçı çelişkili ifadeler verdi. İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya “suça itilmiş çocuk” tanımıyla duruşmalara katılan Ogün Samast ile taraf avukatları geldi. Tanık Mehmet Ali Temelocak ifadesinde memleketine dönmek için yolculuğa çıktığını, yolculuk sırasında yanında Samast’ın oturduğunu anlattı. Temelocak, “Samsun’da yakalama olayı olunca yanımdaki kişinin Samast olduğunu anladığını” belirtti. Samast’ın “Telaşlı ya da tedirgin bir hali var mıydı” sorusuna ise Temelocak, “Öyle bir şey hissetmedim. Rahattı. Koltuğa yayılmıştı” dedi. Tanık Serkan İskender de Samast’ı olay esnasında gördüğünü söyledi. Tanık Ayşe Konuş ise Dink’i tanıdığını, olay yerinde Duruşmada Samast, kendisini kurban olarak tanımladı. Samast, ‘’Bu süreç, Hayal’in okuttuğu yazılarla, beni sürüklediği kin ve nefret girdabında kaybolmamla başladı. Orhan Pamuk ve Dink’i vatan haini, bize küfreden, bizi aşağılayan işte bunlar diye hedef gösteren ben miydim?‘’ dedi. gördüğünü anlatarak, “Merhaba demek için onu gözlerimle takip ediyordum. Birden başımı kaldırınca beyaz bereli birinin silah doğrulttuğunu gördüm, sonra silah sesi duydum. Hrant Dink’i öldürüyorlar diye bağırdım. Samast’ı arkadan gördüm. Silah sesinden sonra yere yıkıldım” dedi. İlk kez dinlenilen tanık Çakmakçı ise olayın olduğu yerde yanından 3 kişi geçtiğini, üzerinde çalıştığı şirkete ait yüklü miktarda para olduğu için bu kişileri hırsız sandığını ve bir dükkâna girdiğini anlattı. “3 kişiden birisi Samast mıydı” sorusu üzerine Çakmakçı, şeker hastası olduğu için fenalaştı ve duruşma salonundan çıkarıldı. Bu sırada da duruşmaya ara verildi. Ara bittikten sonra ise tanığın ifadesine devam edildi. Çakmakçı 3 kişiden birinin kıyafetinin Samast ile aynı olduğunu söyledi ancak Samast’ı kaçarken gördüğünü anlattı. Samast da ifadesinde şunları söyledi: “Bu olay 2004’te TürkiyeGürcistan maçı ile başlayan sürecin son halkası oldu. Gözünde çöp olanlar herkesin gözünde çöp olur sanırlar. Ben gözümdeki çöpü çıkarttım. Beni bu sürece getirenler nerede? Damarlarımda cahillik aktığı gençliğimde nerden bileyim Dink’i, Agos’u, Ermeniyi? Bu süreç, Yasin Hayal’in okuttuğu yazılarla, beni sürüklediği kin ve nefret girdabında kaybolmamla başladı. Dink’in yazdığı yazının bir kısmını manşet yapan Hürriyet ve Vatan’dı. Ben mi yazdım? Orhan Pamuk ve Dink’i vatan haini, bi ze küfreden, bizi aşağılayan işte bunlar diye hedef gösteren ben miydim? Emin Çölaşan o yazıyı yazmasaydı, o manşetler atılmasaydı bunlar yaşanmazdı. Bu yazıyı yazanlar cahil ve milli duyguları kullanılmaya müsait bir gencin bir kötülük yapacağını bilmezler mi? Ben kurban oldum, başkası olmasın. Çölaşan’dan, Vatan ve Hürriyet gazetelerinde bu manşetleri atan yöneticilerden şikâyetçiyim. Bugün olsa Dink’i vurmazdım, tartışırdım onunla, belki de ben haklı çıkardım.” Yağmurlu Bir Günün lk Saatleri... Bazen yükseklere tırmanmak ister insan, bazen karanlık bir yolda yürürken kutup yıldızının doğuşunu, ışıktan, kumdan, ağaçlardan umutlarını tazelemeyi. Bazen uzun uzun düşünmek ister insan, geçmişiyle hesaplaşmayı, yarı yolda bırakanları anımsamak... Yağmurlu bir günün ilk saatlerinde şerçelerin havalanışını... Yaşamı! Sevgiyi! Tutkuyu! Hüznü! Ne bulutun üzerine gelmesini, ne rüzgârı... Gecenin ayazında haberleri izlerken, Siverek’te aşiretler arasında çıkan silahlı çatışmada ölen kişiyi düşünürsünüz... Bucak ve Acemoğlu aşiretleri, bir gün önce kavga edip, ardından silahlı çatışmaya girmişler... Ne için? Toprak anlaşmazlığından... Ortadoğu ve Arap coğrafyası aşiret çatışmalarıyla, “devrime giden yolu” arıyor, Libya’da baskıcı rejime son vermek için. NATO devrede ve Dalaman Havaalanı insani yardım üssü... İzmir ise Libya’ya yönelik hava harekâtının kontrol merkezi... Yaprağın suya düşen gölgesinde hayatın sayfalarını karıştırıyorum yine. Savcı, üniversiteye giriş sınavındaki “şifreli soru savları”nı, KPSS kopyasını çözen polis ekibine inceletiyor. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, “şifreli soru” olmadığını öne sürüyor, olayın medyaya yansımasından 40 saat sonra. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu konuya da açıklık getiriyor: “ÖSYM beni tatmin etti!” Cumhurbaşkanı yine “kefil” konumunda! Ne dersiniz, ne düşünürsünüz bilemem... Peki bu savlar durduk yere mi çıkıyor? Oysa ÖSYM sitesi önceki günün ilk saatlerinde Adana, Adıyaman, Afyon, Ağrı, Amasya, Ankara’nın Mamak ve Altındağ ilçelerine ait kitapçıkları yüklüyor siteye. Şifre, kitapçıklarının kiminde 5, kiminde 10 soruyu çözüyordu. Hayatın sayfalarında umut, acı, hüzün, sevinç iç içe... ‘Hedef gösterdi’ Adliye çıkışı gazetecilere açıklama yapan Dink ailesinin avukatı Bahri Belen, “Ortaokul mezunu cahil bir kişi olarak da Ziya Paşa’dan alıntılar yaptı” dedi. Gazetecilerin yazılarının begenilmediği takdirde yapılması gerekenin eleştirmek olduğuna dikkat çeken Belen, “Ama ‘onlar niye bu cinayetten dolayı yargılanmıyorlar’ demek, onları bir başka şekilde hedef göstermektir” diye konuştu. CHP’den AKP’nin hazırladığı kadına yönelik şiddetin önlenmesiyle ilgili yasa tasarısına tepki ‘Kadın yine savunmasız’ AKP’nin hazırlıklarını sürdürdüğü tasarının kadına yönelik şiddeti önlemeye yetmeyeceğini belirten CHP’li hukukçular, nafakanın devlet tarafından ödenip kusurlu kişiden rücu edilmesi, tatil günlerinde cumhuriyet savcılarına tedbir uygulama olanağının tanınması gibi yeni düzenlemeler istedi. SEV L ARINAN ANKARA CHP, hükümetin kadına yönelik şiddeti önlemek için hazırladığı “Kadın ve Aile Bireylerinin Şiddetten Korunması” tasarısının şiddeti önlemeye yetmeyeceği uyarısında bulundu. Ana muhalefet, diğer yasaların da kısa sürede elden geçirilerek, şiddeti önleme konusunda kararlı olunmasını istedi. TBMM Adalet Komisyonu’na sunmak üzere yasa tasarısıyla ilgili teklif hazırlayan CHP’li hukukçular, teklifin sadece uygulamacıların işaret ettiği soruna çözüm getirebileceğini kaydetti. Kadın kuruluşlarının çalışmalarının da teklife ışık tuttuğunu ifade eden CHP’den, diğer yasaların da kısa sürede elden geçirilip, kadını şiddetten koruma konusunda tavizsiz olunması gerektiği vurgusu yapıldı. Yasa tasarısında tedbire muhalefet halinde, cezanın ertelenemeyeceği ya da paraya çevrilemeyeceğiyle ilgili hüküm olmadığına da dikkat çekildi. CHP’nin yasayla ilgili hazırladığı teklifte şu başlıklar öne çıkıyor:  Teklif, hak ve özgürlüklerin kullanılmasında uluslararası standartları gözeterek asgari koşulları belirlemiş. Ancak insan ilişkilerindeki gelişmelerin hız ve çeşitliliğini gözeterek yargıçlara, uygulamacılara ve bilim insanlarına kadını şiddetten koruma konusunda hareket olanağı sağlıyor.  Uygulamada mahkemelerin farklı yorumlayabileceği birçok soruna, kanunun ruhuna uygun biçimde çözümler getirmiş.  Nafakanın devlet tarafından ödenip kusurlu kişiden rücu edilmesi, tatil günlerinde cumhuriyet savcılarına tedbir uygulama olanağının tanınması, kusurlu kişiye kararın yeniden incelenmesini isteme olanağı, aile mahkemelerine kanundaki ceza hükümlerini uygulama yetkisinin verilmesi teklifteki önemli unsurlar.  Teklif devleti sosyal devlet olmanın sorumluluklarını yerine getirme çabası içine sokuyor. ararlı politika izlenmeli’ CHP’nin söz konusu yasa tasarısının hazırlanmasına katkı sağlayan CHP milletvekili aday adayı eski aile hâkimi Eray Karınca, şunları kaydetti: “Yasanın korumak istediği değere, amaca uygun, dili sade uygulamacıların işaret ettikleri birçok soruna çözüm getiren bir metin. Kadın kuruluşlarının, yıllardır mücadelesini verdikleri, özledikleri bir metin. Ancak tek başına bu yasanın çıkartılması yetmez. Diğer yasalar da kısa sürede elden geçirilip kadını şiddetten koruma konusunda tavizsiz, kararlı bir politika izlenmeli. Tek eksik, tedbire muhalefet halinde, cezanın ertelenemeyeceği ya da paraya çevrilemeyeceğine ilişkin bir hüküm içermemesi. Bu da siyasi bir tercih olup komisyonlarda tartışılmalı.” ‘K Sert tartışmalarla TBMM Adalet Komisyonu’ndan geçen yasa önerisine AKP’li Kaynak, “Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı” diyerek karşı çıktı. AKP’li Tunç ise “hadımlığı” savundu. (Fotoğraf: AA) Hüzün bulutu geçiyor başımın üstünden... Birden aklıma geliyor: “Bir yangın mıdır aşk?” Elizabeth Taylor ve Richard Burton aşkını Mine Kırıkkanat ne güzel anlatmıştı... Aşk ateşi, öfke yangını... Sevgi, kıskançlık, saldırganlık... Birbirinin canını acıtmak... Sonsuz esen bir rüzgârda, belki bir deniz kıyısında, kırılıp gölgesiz heykellere dönüşen Taylor ve Burton aşkı. Sessizliğin çınladığı saatlerde, soğuk bir gecenin eşiğinde bir kadının çevreye yayılan çığlığı: “Alçak adam... Maganda... Maço...” O çığlığı duyduğumda kızgın tepelerin üzerinde ışıl ışıl sabahlar doğarken, gezgin ruhları düşünüyorum... Yargının basılmamış bir kitabı toplatmasını, gizliaçık telefon dinlemelerini, tarikatçı yapılanmanın devletin en duyarlı kurumlarını kuşatmasını, müritlerinin, hükümete sanki koalisyon ortağı gibi “gözdağı” vermesini. Yükselen bir “korku imparatorluğu”nda 12 Haziran’da seçime gidiyor Türkiye... Bakalım kaç kadın milletvekili olacak Meclis’te? Sonra oturup düşünüyorum, serçelerin balkonun demir parmaklıkları üzerine konmasını bekliyorum. Eski iç çekişler, yumuk gözlü çocuklar. Tutkunun başlayıp bittiği yer... Karanlık bir eşikte özgürlüğü arıyorum. Kapı zincirlerine ve paslanmış demirlere tutunarak... Hadımlık yasası AKP’yi böldü Cinsel suçlara ağır cezalar getiren öneriye hükümet kanadından farklı sesler yükseldi. AKP’li vekiller Kaynak ve Tunç ters düştü ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP’nin, kamuoyunda “ilaçla hadımlık” olarak da bilinen cinsel suçlarla ilgili ağır cezai yaptırımlar getiren yasa önerisi, TBMM Adalet Komisyonu’nda, tartışmalarla kabul edildi. CHP’liler “ilaçla hadımlık” yerine, cezaların arttırılmasını önererek düzenlemeye karşı çıkarken, AKP’lilerin de kendi aralarında bölünmeleri dikkat çekti. Düzenlemeyle, pedofili hastaları (çocuk seviciler) “özel tehlikeli suçlu” olarak nitelendiriliyor. Çocuklara yönelik cinsel saldırı suçu ve çocuk istismarı suçu işleyenler hakkında, cezanın infazı sırasında “koşullu salıverildikleri” takdirde, hâkim kararı ile erkeklik hormonu “testosteron” etkisini önemli ölçüde azaltıcı tedavinin (ilaçla hadımlık) de aralarında bulunduğu önleyici ceza uygulanabilecek. Ancak suçun tekrarlanması halinde hâkim kararı aranmaksızın, bu işlem “zorunlu” olarak yapılacak. Bu kişiler, mağdurun oturduğu ve çalıştığı bölgenin dışında ikamet etmekle yükümlü kılınabilecek. Çocuğu istismar eden kişi 6 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacak. Tecavüzün gerçekleşmesi halinde 20 yıl hapis cezası verilebilecek. lir, cinsel tercihleri değişebilir, üreme yeteneğini yitirebilir. Bir adam, çıkıp hâkim karşısına ‘memelerim büyüdü, cinsel tercihim değişti’ derse ne olacak?” diye konuştu. PKK L DER N N DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLADILAR Öcalan için Ömerli’de ‘şeref defteri’ açıldı MAHMUT ORAL ‘Kadın pedofili de var’ AKP’li Veysi Kaynak ise cezaların sadece “erkek” pedofili suçlularına göre öngörüldüğünü belirterek “Kadın pedofililer yok mu veya kendilerine 3. cins diyen cinsiyet değiştirenler bu suçu işlerse hangi ceza uygulanacak? Bu hükümler nayasanın eşitlik ilkesine aykırı diye düşünüyorum” dedi. AKP’li Yılmaz Tunç ise “hadımlığı” savunarak “Biz adamın memeleri şişer mi diye tartışıyoruz, onlar çocukların karınlarını şişiriyorlar” dedi. ‘Travestiler kullanıyor’ Doktor kökenli CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, “ilaçla hadımlık”ta ilacın daha çok “kadın” görünüme girmek isteyen “travestiler” tarafından kullanıldığını belirterek “Bu ilaç kullanıldığında, memeleri büyüyebi SAVCI DEM REL TAK PS ZL K VERM ŞT YÖN RADYO YÖNET M KURULU BAŞKANI ‘Hayata Dönüş’te savcıya suç duyurusu İstanbul Haber Servisi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), 1922 Aralık 2000 tarihinde cezaevlerinde sürdürülen ölüm oruçlarını sona erdirmek amacıyla düzenlenen “Hayata Dönüş” operasyonunda 39 er dışındaki sorumlular hakkında takipsizlik kararı veren Eyüp Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel hakkında Bakırköy Adliyesi’nde suç duyurusunda bulundu. Avukat Oya Aslan, “Dokuz yıldır soruşturmayı yürüten Demirel, operasyonların gerçek sorumlularını bildiği halde bunlar hakkında herhangi bir girişimde bulunmadı” dedi. . Hacı Bektaş ödülü Yüksel Kılınç’ın İstanbul Haber Servisi Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı; Yön Radyo Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Kılınç’a Anadolu kültürünün yaygınlaşmasına katkıları nedeniyle “iletişim ödülü” verdi. Buluşma gecesinde Kılınç, ödülünü vakıf genel başkanı Ercan Geçmez’den aldı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da mesaj gönderdiği geceye Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, Beyoğlu Belediye Başkanı A. Misbah Demircan’ın yanı sıra Pınar Sağ ve Emre Saltık’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. DÜZELTME VE ÖZÜR Gazetemizin dünkü sayısında ‘Kılıçdaroğlu sanatçılarla buluştu’ başlıklı haberde 2 yıl önce yitirdiğimiz tiyatro sanatçısı Gazanfer Özcan’ın ismi de yer almıştır. Düzeltir özür dileriz. C MY B C MY B DİYARBAKIR – Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günü dolayasıyla, doğum yeri olan Şanlıurfa’nın Halfeti ilçesine bağlı Ömerli köyünde, kutlamalar yapıldı. Demokratik Toplum Kongresi Başkanı Ahmet Türk, Öcalan için açılan “şeref defteri”ni imzaladı. Cizre’de göstericiler kamu binaları ile polis araçlarına zarar verdi. Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Dernekleri Federasyonu (TUHADFED) öncülüğünde, Öcalan’ın doğum günü için kitlesel kutlamalar gerçekleştirildi. Önceki geceden başlayan kutlamalara Ahmet Türk, Aysel Tuğluk, BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, milletvekilleri Bengi Yıldız, Sırrı Sakık, Sabahat Tuncel, Hasip Kaplan, Özdal Üçer, Ayla Akat Ata’nın yanı sıra BDP yöneticileri ve il teşkilatlarından kalabalık bir grup katıldı. Öcalan’ın 62. yaşına girmesi nedeniyle 2 gün süren kutlamalar için 62 mum yakılırken aralarında Ferhat Tunç’un da bulunduğu 62 sanatçı da şarkılar söyledi. Bu yıl ayrıca kutlamalarda Öcalan anısına bir de şeref defteri açılarak, ziyaretçilerin duygularını yazmaları sağlandı. Gültan Kışanak, “Kürt sorunu muhatapsız çözülecek bir sorun değildir. Muhatap Öcalan’dır. Sorun diyalog ve müzakere ile çözülebi lir” dedi. Bu arada Şırnak’ın Cizre ilçesinde göstericiler, Karayolları 95. Şube Şefliği’ne molotofkokteylleriyle saldırdı. Göstericiler polis otolarını da ateşe verdi. İDİLÇUKURCA TUNCELİ ki mayın, bir baskın: 7 yaralı D YARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) Genelkurmay Başkanlığı, Şırnak’ın dil ilçesine bağlı Mağara köyü kırsalında askeri bir aracın geçişi sırasında el yapımı mayının patladığını, 2 subay, 4 uzman çavuşun yaralandığını açıkladı. Hakkâri’nin Çukurca ilçesine bağlı Üzümlü köyü kırsalında da dün öğle saatlerinde yola döşenen mayın askeri konvoyun geçişi sırasasında patladı, bir asker yaralandı. Bölgede operasyon başlatıldı. Tunceli kent merkezine 15 kilometre mesafede bulunan Gökçek Jandarma Karakolu’na kalabalık PKK’li terörist grubu farklı noktalardan uzun namlulu silahlarla saldırı düzenledi. Jandarma özel harekât timlerinin anında karşılık vermesiyle teröristlerin sızma girişimi önlendi. Operasyonlar sürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle