17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 N SAN 2011 SALI CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Suriye’de rejim karşıtı hareketin yoğunlaştığı kente yüzlerce asker sevk edildiği bildiriliyor Tanklar Dera sokaklarında Dış Haberler Servisi Suriye’de haftalardır rejim karşıtı gösterilerin odağı durumundaki Dera kentine dün sabah tankların desteğinde yüzlerce askerin girdiği bildirildi. Yabancı gazetecilerin ülkeye girmelerinin yasak olmasından ötürü, haberlerini güvenlik gerekçesiyle çoğunlukla isimlerini gizli tutan aktivistlere ve görgü tanıklarına dayandıran uluslararası haber ajanslarına göre, ülkenin güneyindeki kentin merkezine tanklarla askerler sevk edildi, evlerin çatılarına da keskin nişancılar yerleşti. Tanklardan rasgele yoğun ateş açıldığı ve en az 25 kişinin öldüğü bildirildi. Fransız AFP ajansına konuşan bir görgü tanığı “sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentte güvenlik güçlerinin evlere girdiğini, evden dışarıya çıkanlara ise keskin nişancıların ateş açtığını” söyledi. Başka bir görgü tanığı da bir arabada bulunan 5 kişinin öldüğünü kaydetti. Yine AFP’ye konuşan bir görgü tanığı “kentte 3 bin kadar asker konuşlandığını” öne sürdü. İngiliz Reuters ajansına konuşan bir görgü tanığı ise, “sekiz tank ve iki zırhlı aracın şehir merkezine konuşlandığını, kentin ana caddesinde cesetlerin yattığını, evlerine kapanan halkın korkudan evden çıkıp cesetleri bile alamadığını” söyledi. Kaynağı belirlenemeyen ve sosyal paylaşım sitesi YouTube’da yayımlanan amatör video görüntüleri Bir görgü tanığı, sokağa çıkma yasağı ilan edilen kentte evden dışarı çıkanlara keskin nişancıların ateş açtığını anlatırken, bir başka görgü tanığı ise kentin ana caddesinin ceset dolu olduğunu aktardı. fonları kullandıklarını kaydetti. AFP’ye konuşan aktivist Abdullah el Hariri de Dera kentinde elektriğin kesik olduğunu ve telefon bağlantısı kurulmasının neredeyse imkânsız olduğunu söyledi. Su sıkıntısı çekildiği bilinen kentte güvenlik güçlerinin su tanklarını da hedef aldığı kaydedildi. Faşizm, NeoFaşizm ve Okurlar “Avrupa’da Hortlayan Faşizm Dalgası” yazılarıma okurlardan farklı tepkiler aldım… Acaroğlu; “Bir yönetimin ‘faşist’ sayılabilmesi için ‘tek parti’ egemenliği şarttır” itirazını getirmiş… “Unutmayın, globalizme direnmenin hatta savaşmanın tek yolu ‘ulus devlet’ olmaktır” diyen Acaroğlu ekliyor: “Ulus devleti sağlamanın yolu da toplumun tek bir ulusal kimlik altında toplanmasıdır. Bu kimliği benimsemeyenler tabii ki dışlanacaktır…” Yani “globalizm” belasına karşı “ulus devleti” pekiştirmenin yolu, Çingeneleri misal! derdest edip trenlere bindirmek ve geldikleri yere hukuk ve insan haklarına aykırı biçimde postalamak ise, başımızı öte yana mı çevirelim? Buna ancak el insaf diyebilirim! “Ulus devletin” kaldı ki, “globalizme” direnebileceği/savaşabileceği teması başlı başına ayrı tartışma konusu, ki o fasla burada girmeyeceğim… “Faşizmin” “tek parti egemenliği” ile tanımlanmasına gelince… Kuşkusuz bu, ’30’lu yıllar “faşizmleri” için böyleydi. Aradan bir asır geçti. 2000’lerin “faşizm dalgası”, elbette bir asır öncesinin kopyası değil. Ortadoğu’da bile meşruiyetini yitiren “tek parti sistemlerinin”, Avrupa’nın orta göbeğinde bugün artık kabul görmesine imkân yok. Ama bu, faşizmin özündeki belli unsurların yeniden hortlaması ve su üstüne çıkmasını engellemiyor. Günah keçisi yaratılarak, kamuoyu manipülasyonunda “korku unsurunun” sistemli biçimde kullanılması örneğin… Avrupa bir yandan dünyanın en köklü ve gelişmiş uygarlığı olmakla övünüyor; bir yandan gariban Çingeneden korkuyor. Bunda mantıklı yan var mı? Böyle mantık dışı öğelerin abartılması; “faşizan kabarmanın” çok tipik olan bir başka özelliği… Ulusal güvenlik gerekçelerinin (bknz. “terör” argümanı) sürekli öne çıkartılması, insan haklarının çiğnenmesi, aydınların küçümsenmesi, medyanın doğrudan/dolaylı denetimi, dinin araçsallaştırılması… “faşizmlerin” ortak olan diğer yanları… Bugün Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde tüm bu öğelerin rahatlıkla devreye sokulabildiğini görüyoruz… vrupa’dan yazanlar gözüyle: ’30’lardan farksız!’ İskandinavya’dan yazan Abdullah Tuncel bir önceki okurumuzun aksine, tam tersi yönde bir itiraz getiriyor. Tuncel, Avrupa’daki havayı anlatan kavramın karşılığının tam da “faşizm” olduğunu belirterek “faşizm” yerine (Macaristan için başvurduğum) “neofaşizm” tabirinin kullanımına karşı çıkıyor. “20 yıldır İskandinavya’da yaşıyorum” diyor Abdullah Tuncel; “15 yıl önce ‘Avrupa kafa yapısı olarak 1930’ları yaşamaya başlıyor!’ yorumunu yaptığımda, pek çok kişi eşim de içlerinde beni gereksiz bir paranoya içinde olmakla suçlamışlardı. Oysa ki Avrupa’nın ve özellikle sokaktaki adamın geldiği düzey(!), işte tam da 1930’lar kafasının düzeyidir. Bu iletiyi yollamaktaki amacım… ‘NEOFAŞİZM’ deyimine değinmek... O kadar ‘Avrupalı’ ki bu deyim! Zaten AVRUPA’NIN KENDİSİNİN YARATTIĞI BİR DEYİM BU!.. Neden ‘neofaşizm’? Bu faşizmin neresi ‘NEO’ oluyor ki? NEO sözcüğü, içinde olumlu bir mesaj taşıyan, bir siyasi çizginin, ekonomik çizginin... vb. sanki gelişmiş, yenilenmiş, daha iyi olmuş biçimini tanımlıyor diye düşünüyorum. Oysa ki Avrupa’da hortlayan faşizmde ‘Neo’ olan hiçbir şey yok. Bu faşizm,1930’lardan bu yana iyi bildiğimiz faşizm. Farklar niteliksel değil niceliksel: 1930’larda hedef komünistler, Yahudiler, fiziksel özürlüler, homoseksüeller... vb. idi. Bugünün faşizmindeki hedeflere göçmenler, Ortadoğulular, Güney Asyalılar ve Romanlar eklendi. Faşizm, yapısı gereği, değişmesi / gelişmesi olanak dışı olan bir kâbus olduğu için, bu faşizmin bugünkü hortlamış biçimine ‘Neo’ demek, şu anda yükselmekte olan faşizmin ekmeğine yağ sürüyor ve ben bu rezaleti İsveç’te ve Danimarka’da yaşıyorum. Tatlısu aydınlarının TV’lerde boy göstererek bu konuda ‘demokratik hakları’ savunmaları var ya, beni duvarlara tırmandırıyor. Lütfen şu ‘neo’ sözcüğü üzerine biraz düşünür müsünüz?” “Neofaşist” ifadesini bazı yerlerde yeğlememin nedeni; alıntıladığım ilk mektupta değinilen (tek parti yönetimi misali) “şablonlaşmış” çağrışımlara yol vermemek… Klasik demokrasilerden sapan yeni sistemler için “postmodern faşizm”, “soft faşizm”, “medyatik faşizm”, (özellikle Berlusconi bağlamında) “güleryüzlü faşizm” gibi deyimler de kullanılıyor… Seç beğen al… Gerçek şu ki Avrupa’nın yaygın demokrasi kirlenmesini tarif eden yerleşmiş bir terminoloji henüz ortaya konmadı. Ama bu, Eski Kıta’nın ağır demokrasi bunalımını ortadan kaldırmıyor. Berlin’den yazan Mehmet Canbeyli problemin yalnız demokrasilerde değil, insanların kafasında olduğunu söylüyor: “İki yıldır Berlin’de yaşıyorum” diyor M. Canbeyli; “12 yıldır tanıdığım, 10 yıl boyunca da Türkiye’de yaşamış, Boğaziçi’nde dersler vermiş, Türkiye’yi çok seven bir Alman arkadaşımdan, Sarrazin’vari tezler dinleyince şok oldum. Benim gibi okumaya gelen eğitimli, paralı insanlara Almanya’nın kapıları açıkmış. Sorun, işsizlik parasıyla geçinen, kadını eve kapatan, eğitimsiz, çok çocuklu, uyumsuz insanlar da imiş... Başörtüsü de atom santralları gibi kapının önüne konmalıymış vs... Yani faşizm dalgası sadece siyasette değil, çoktan evlere girdi.” “Faşizm dalgasını”, Avrupa’dan yazan okurlarımız çok daha doğrudan ve isabetli izliyor. Aydınlar bildiri yayımladı de gelen haberleri doğrular nitelikte. Suriye’nin başkenti Şam yakınlarındaki Duma ve Muadamiya’da güvenlik güçlerinin silahsız sivillere ateş açtığı iddia edildi. zel birlikler ordu mensuplarıyla çatışıyor’ Dubai merkezli yayın kuruluşu El Arabiya, bir görgü tanığının Dera’da özel birlikler ile ordu mensupları arasında çatışmalar olduğunu söylediğini duyurdu. BBC Türkçe de internet sitesindeki haberde, “Suriye ordusundan bir tabur komutanının yaralıların sokaklardan alınabilmesi ve keskin nişancıların ateşinin önlenmesi için diğer birimlerle çatışmaya girdiğini ve görgü tanıklarına göre bu askerin daha sonra gözaltına alındığını” yazdı. ‘Ö Ürdün sınırı yakınlarındaki Dera kentinde bunlar yaşanırken, Ürdün sınırının da kapatıldığı öğrenildi. Ürdün Enformasyon Bakanı Tahir Advan, resmi haber ajansı Petra’ya yaptığı açıklamada Suriyeli askerlerin Dera kentine girdikten saatler sonra Ürdün sınırının kapatıldığını söyleyerek, haberi doğruladı. Dubai merkezli yayın kuruluşu El Arabiya, Dera kenti sakinlerinin Ürdün’de birkaç kilometre ötedeki aşiretlerle bağlarının olduğunu, uluslararası haber ajanslarına konuşan görgü tanıklarının Ürdün cep tele Suriye’nin tüm mezheplerini temsil eden 102 yazar ve gazeteci dün bir bildiri yayımlayarak, “Suriye rejiminin şiddet yanlısı ve baskıcı uygulamalarını kınadı, aydınları da olanlara karşı bir duruş sergilemeye” çağırdı. Suriye’nin önde gelen insan hakları savunucularından Züheyr Atassi ise yetkililerin şehirlere girerek “demokrasi yanlılarına savaş açtığını” savundu. BM İnsan Hakları Komiseri Navi Pillay, dün ordunun Dera’ya operasyon başlatması üzerine, Şam yönetiminden şiddet kullanımını derhal durdurmasını istedi. İnsan hakları aktivistleri protestoların patlak verdiği 18 Mart’tan beri 350’den fazla sivilin güvenlik güçlerince öldürüldüğünü öne sürüyor. Devlet Başkanı Beşşar Esad’ın 48 yıldır yürürlükte olan olağanüstü hal yasasını kaldırmasına rağmen, cuma günü ve hafta sonu düzenlenen protesto gösterileri de kanlı geçmişti. BÜYÜKELÇ BAŞBAKAN’LA GÖRÜŞTÜ Şam ile düşük profilli diplomasi BAHADIR SEL M D LEK Protestolara kanlı müdahale Yemen’de dün Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih karşıtı gösterilerde 2 kişi öldü. Görgü tanıkları ve hastane kaynakları, başkent Sana’nın güney ve güneydoğusundaki bb ve El Bayda’da 2 göstericinin kurşunlanarak öldürüldüğünü, en az 30 kişinin yaralandığını söyledi. Taiz’de güvenlik güçlerinin gösterilere katılmak isteyen binlerce kişinin kente girmesine engel olmak için ateş açtığı, göz yaşartıcı bomba kullandığı, en az 50 kişinin yaralandığı belirtiliyor. 200’ü aşkın kişinin ise göz yaşartıcı gazdan etkilendiği ve solunum güçlüğü yaşadığı ifade edildi. On binlerce protestocu Salih istifa edip yargılanana kadar sokaklara dökülmekten vazgeçmeyecekleri yönünde slogan attı. (Fotoğraf: REUTERS) A ANKARA Mısır ve Tunus’taki gelişmelerle ilgili olarak “sert tepki” veren Ankara, Suriye konusunda düşük profilli diplomasi uygulamaya başladı. Suriye’nin yeni hükümetinin başbakanı Adil Sefer önceki gün Türkiye’nin Şam Büyükelçisi Ömer Önhon ile bir araya geldi. Sefer, olaylar konusunda Önhon’a bilgi verirken, olağanüstü hal ve devlet güvenlik mahkemelerinin kaldırıldığını, siyasi partiler, basın ve yerel yönetimlerle ilgili yasa tasarılarının hazırlandığını anlatıp bunların uygulaması konusunda Türkiye’nin sağlayacağı olası katkıları değerlendirdi. Edinilen bilgilere göre Önhon da Türkiye’nin kaygısını iletti. Ölümlerin son bulması için Şam yönetiminin gerekli önlemleri almasının önemine işaret etti. Dışişleri Bakanlığı ise Suriye yönetiminden, “Azami teenniyle hareket edilmesi, orantısız ve aşırı güç kullanımından kaçınılması, kitle gösterilerine karşı mukabele yöntemlerinin doğru seçilmesi” telkininde bulunulmuştu. ErdoğanObama görüştü Öte yandan Başbakan Tayyip Erdoğan ile dün akşam saatlerinde ABD Başkanı Barack Obama arasında telefon görüşmesi gerçekleşti. Gündemin Suriye’deki gelişmeler ve NATO’nun Libya operasyonu olduğu öğrenildi. ABD’nin desteğiyle Türkleri kurtarma operasyonu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak’ın Kerkük şehrinde 15 Şubat 2011 tarihinde kaçırılan Türk vatandaşları Ali Hikmet Kulaksız, Bahtiyar Hasan Kılıç ve Muttalip Kütük, Irak güvenlik güçlerinin operasyonuyla kurtarıldı. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, üç Türk vatandaşının “Irak güvenlik güçlerinin gerçekleştirdikleri başarılı bir operasyon neticesinde kurtarılmaları memnuniyetle karşılanmıştır” denildi. Açıklamada, operasyona Irak’taki ABD kuvvetlerinin de destek verdiği kaydedildi. TC SUSURLUK İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI 1 Tapu Kaydı: Balıkesir ili Susurluk ilçesi Günaydın Köyü 106 ada 17 parsel 3 cilt 227 sayfada kayıtlı, 58.761,00 m2 tarla vasıflı taşınmaz. Hali Hazır Durumu : Taşınmaz tarla vasıflı olup toprak yapısı kumlu tınlı, orta derin, su tutma kapasitesi iyi, orta meyilli (%810), 2. sınıf kuru tarım arazisidir. Ulaşım komşu parsel üzerinden sağlanmakta ve üzerinde halen tarım yapılmakta olup buğday, yulaf, susam, ayçiçeği, fiğ, nohut vb. ürünler yetiştirmek mümkündür. İmar Durumu: İmar planı dışındadır. Muhammen Bedeli : 105.769,00 TL Satış Saati : 10.00 10.10 Arası Satış Şartları : 1Satış 13.06.2011 günü yukarıda belirtilen saatler arasında Susurluk Adliyesi İcra Müdürlüğü adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 23.06.2011 günü Susurluk Adliyesi İcra Müdürlüğü adresinde yukarıda belirtilen saatler arasında ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok arttırana ihale olunur. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin % 40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde Türk Lirası peşin para veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alım harcı, damga vergisi ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler ve tellaliye ücreti satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. (İİK m.126) (Basın: 27043) TC SİVAS 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya 2009/7288 1 TAPU KAYDI: SİVAS MERKEZ ECE MAH. 438 ADA, 153 PARSELDE 367,22 M2 ARSA ÜZERİNDE 2. KAT, 6 B.B. NOLU 18/180 ARSA PAYLI MESKEN ÖZELLİKLERİ: SATIŞA SUNULAN TAŞINMAZ ADRES OLARAK: ECE MAH. ARAP EVLİYASI SK. KUZUCULAR APT. NO: 6, D:6 SİVAS’TIR, TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YÖREDE ALTYAPI VE BELEDİYE HİZMETLERİ TAMDIR, ŞEHRİN TİCARET HAYATININ YOĞUN OLDUĞU BÖLGEYE YAKINDIR, TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI İLE 10 DAKİKA MESAFEDEDİR, BÖLGEDE SOSYAL TESİSLER, CAMİ, İLKÖĞRETİM OKULLARI VE MARKETLER MEVCUTTUR, BİNA BETONARME KARKAS SİSTEMİNDE YAPILMIŞ OLUP, MERKEZİ KÖMÜR YAKITLI KALORİFER İPTAL EDİLMİŞ OLUP DAİRELERDE DOĞALGAZLI KOMBİ SİSTEMİ KURULMUŞTUR, BİNA ZEMİN+3 KATTAN OLUŞMAKTADIR, BİNA GÜNEYBATI CEPHELİDİR, ASANSÖR BULUNMAMAKTADIR, 2001 YILINDA YAPILMIŞ OLUP, SATIŞ KONUSU DAİRE BİNANIN 2. KATINDA BULUNMAKTADIR, DAİRE 3 ODA VE 1 SALONDAN OLUŞMAKTA OLUP 130 M2 ALANLIDIR, ODA TABANLARI AHŞAP KAPLI OLUP, PENCERELER PVC DOĞRAMA, ISI CAMLIDIR, ISLAK ZEMİNLER SERAMİK KAPLAMA OLUP MUTFAK DOLAPLARI VE TEZGÂHI MEVCUTTUR, KULLANIM OLARAK EKSİĞİ BULUNMAMAKTADIR, İMAR DURUMU DOSYASINDADIR SATIŞ SAATİ : 14.20 14.30 Arası MUHAMMEN BEDELİ: 100.000,00 TL Satış Şartları 1Satış 30.05.2011 günü yukarıda belirtilen saatler arasında SİVAS ADLİYESİ 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ KALEMİNDE açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen değerin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış ve paylaştırma giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedele alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla 09.06.2011 günü aynı yer ve saatler arasında ikinci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da rüçhanlı alacaklıların alacakları toplamını, satış ve paylaştırma giderlerini geçmesi ve arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması lazımdır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi satış bedelinden ödenir, damga vergisi, tapu harç (l/2 tapu harcı satış bedelinden ödenir) ve masrafları ile % 1 KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu taşınmaz üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaştırmadan hariç bırakılacaktır. 4Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. İşbu ilan tebligat yapılamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (İİK 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleride dahildir. (Basın: 27498) VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI Çalışma arkadaşımız Dosya No: 2009/452 Esas Ali Bulunmaz’ın eniştesi Prof. AT LA ÖZER ile dedesi NECMETT N BULUNMAZ’ın vefatlarını üzüntüyle öğrendik. Değerli arkadaşımıza, ailesi ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz. CÇalışanları RAN’DA 2. V RÜSLÜ SALDIRI EKBER KARABAĞ TAHRAN İran’ın nükleer çalışmalarına yönelik olarak gerçekleştirilen “Stuxnet” saldırısının ardından yeni bir siber saldırının daha yapıldığı belirtildi. İran Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Gulamrıza Celali, “Stars” olarak adlandırılan kötü amaçlı, yazılıbilim insanlarınca incelendiğini bildirdi. Konuyu, “ikinci, virüslü casusluk eylemi” olarak tanımlayan İranlı yetkili, 2010’da başta ülkedeki Buşehr Nükleer Santralı’ndaki bilgisayarları hedef alan Stuxnet virüsüden kaynaklanan tehditlerin de tam olarak giderilmediğini ifade etti. Tahran, “Stuxnet” saldırısından ABD ve İsrail’i ve son olarak da santralin kontrol sistemini yapan Alman Siemens firmasını sorumlu tutmuştu. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle