16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sayı 40 ihtiyarlık manası verir, ihtiyarsa artık tiksinmiştir.” Tanıştırıldığınız kişinin elini öpecekseniz dikkatli olun: “Bazıları vanduz kor gibi el öperler. Halbuki dudakların hafif bir değmesile iktifa etmek lâzımdır. Bir kısmı da kendi boylarına yetiştirmek için kadınların kollarını yukarıya kaldırırlar. Halbuki bir yangın tulumbası manevrası yapacak olduktan sonra hiç üzenmemek gerekir. (...) Hanımefendi kısa bir eldiven giymiş bulunuyorsa, bu eldiveni aralık etmeye kalkışıp: “ Bir az ten bulmama müsaade buyrun! Gibi sözler söylemekten sakınınız.” Bu arada “Eli öpülen Hanımın soğuk ve iğrenç durmaması lâzımdır”. Sonra “telgraflar”a geçiliyor. Telgraf çekilirken göz önünde bulundurulması [email protected] “En çok muhtaç olduğumuz eser” Kitabın adı: “Yeni Hayat Adamına Yeni Adabı Muaşeret”. Yazarı: Muhittin Dalkılıç. 1932'de Suhület Kütüphanesi yayımlamış. Kitabın neden yazıldığı anlatılıyor: “Bir kaç irili ufaklı eserden başka yeni muaşeret hakkında Türkiye maarifine bir eser verilmemiştir. (...) Eserimizde Almanya, Fransa, İtalya gibi muaşeretleri çok incelmiş milletlerin muaşeret kaideleri de tetkik olunarak hayatımıza intibakı noktasından usuller vaz edilmiştir. Öyle zan ediyorum ki en çok muhtaç olduğumuz eserdir.” Kitapta önce “takdim muaşereti” anlatılıyor: “Bir profesör, bir enstitü âzası, bir edip veya bir artiste 'üstat' hitabı kullanılmamalıdır. Bu hitap, orta ruhluluğun alâmeti olan bir aşağılığı gösterir. Esasen bu tabir hitabedilenin de pek hoşuna gitmez. Çünkü genç ise bu gereken noktalar var: “Beşaret haberi verilirken bir şeyi talep vaziyetine geçmek de ayıptır. Meselâ: (Ameliyat muvaffakiyetle bitti tepşir eder ve gözlerinden öperim. İmkân varsa o havali yağlarından...)” “Fena şeyi haber verirken çok dikkatli olmak ve muhatabı fazla müteessir edecek şekilde hareket etmemek muaşeret icabıdır. Bir ölüm gibi mühim hâdiseleri bildirirken haberi iki veya üç mütemmim şekle ayırmak daha terbiyeli davranmaktır. Öldüğünü haber vermeden evel. Birinci telgraf: (Babanız biraz hastalandı muzdaribim.) İkinci telgraf: (Doktorlar tehlike görüyorlar ümit az...) Üçüncü telgraf: (Gene aynı halde mukadderatın önüne geçilmez...) Dördüncü telgraf: (Yalnız senin değil benim de babamdır hep aynı yolun yolcusuyuz ıztırabın ıztırabımdır babamızı kaybettik...)” GALATASARAY'IN KURTULUŞU NASIL OLACAK?.. Yerin dibine değil topun dibine girilecek! Her yöne 400 dakika koşulacak! Metin Oktay ruhu çağrılacak! Forma giyilmeyecek, forma girilecek! Tafarel'in MR'ı tekrar çekilecek, eğer uzağı iyi görebiliyorsa tekrar kaleye geçecek! Adam adama değil, adam gibi savunma yapılacak! Minik futbol takımının oyuncuları, Almanya’ya işçi olarak gönderilecek! Zamanı geldiğinde, büyük yetenekler olarak geri alınacak! Şu mor, pembe ve menekşe renkli forma tasarımlarının altında Cemil İpekçi’nin olup olmadığı araştırılacak! Taraftar kötü gününde de Galatasaray'dan ayrılmayarak Çiçek Pasajı'na gidecek. Arda Turan yurtdışına gidecekse, aşk kenti Paris’e yollanacak! Baraj kurma işi Ali Ağaoğlu'na verilecek! Topun yuvarlak olduğu futbolculara tekrar anlatılacak! Şans bizden yana değilse, biz şanstan yana olucak! Her ne olur ne olmaz diye, Bank Asya liginde etraflıca bir araştırma yapılıp rapor tutulacak!.. Tavşanlı linyit spor çok tehlikeliymiş, tedbir alınacak! Kongar'da sakal sorunsalı! 1983’te üniversitedeki görevinden istifa ederek sakalını kurtaran Emre Kongar'ın, 2010'da ilköğretimden sakalını kurtaramadığı anlaşıldı. 8. sınıf Türkçe ders kitabının 81. sayfasında Kongar'ın “Kızlarıma Mektuplar” kitabından alınan bir bölümü okumaya başlayan öğrenciler, sayfayı çevirdiklerinde karşılarına çıkan fotoğraf karşısında şaşkına döndüler. Akşamları televizyonda Barlas'la güreş tutarken gördükleri Emre Kongar'ın sakalları gitmiş, gözlüğünün numarası düşmüş, saç şekli başka bir hal almıştı...Öğretmenler bu fotoğrafla ilgili öğrencilerine doğru bilgi verebilmek için Milli Eğitim Bakanlığı'na başvurduklarında kendilerine, “Kitapta da olsa okullara girmenin bir kuralı vardır. Kongar’ı o sakallarla ilköğretime sokamazdık... Fotoşopçu arkadaşlarımız fotoğrafını tıraş ettiler, evirdiler çevirdiler olmadı, biz de karşı dairede oturan Hüsnü amcanın fotoğrafını çekip koyduk kitaba..” dendi... Bu açıklama üzerine, “Devlet er geç intikamını alır, 1983'te sakalını da alıp okuldan gideni, yıllar sonra okula böyle sokarlar” yorumu yapıldı. Haydar Işık TAR HTE HERHANG B R GÜN... Evrakları eksik olan çocuklar 23 Nisan’da koltuğa oturamayacak! 18 N SAN: Akkuyu’da yapılacak nükleer santralın yapımından vazgeçilmesi için tam 159 kilometrelik bir insan zinciri oluşturulmuş. Bakıyorum 159 kilometre sanki çok büyük bir şeymiş gibi yazılmış gazetede. Oysa Ak Parti döneminde binlerce kilometre duble yol, sayısız kavşak yapıldı. Bakın yalakalık bu ya, “duble” dedim de aklıma geldi, Ak Parti içki düşmanı olsaydı bu yolların adı duble yol olur muydu?... CHP iktidarda olsa bırakın “duble”yi acaba vatandaşa “yolluk” yapacak hali var mı?.. 19 N SAN: YGS sınavlarındaki şifre iddiaları nedeniyle protesto gösterileri yapan liseliler için yücelerden yüce Başbakanımız “Biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız. Ama biz gerilimden yana değiliz” dedi diye bir tantanadır gidiyor. Başbakanımızın da dediği gibi beşonbin sorun değil. Şöyle düzgünlerinden Ellibinlik bir hediye paketi de olur aslında. Günlerdir tantana yapan liselilerin karşısına konacak gençlere iyi bakalım, sınavlara “F” şıkkı eklendiğinden beri onların üniversite sınavında en iyi yerlere gireceğine dair en ufak bir kuşkum yok. 21 N SAN: İETT şoförü otobüste kız arkadaşına sarılan gence “Burası seks otobüsü değil” değil deyip, onu zorla otobüsten indirtmiş, indirilen bu genç bir de dayak yemiş. Tamamen cehalet işte! Değerli Başbakanımızın eski bir İETT çalışanı olduğunu bilmiyor bu günümüz gençleri. Burayı Londra, Paris filan sanıp sarılıveriyorlar hemen yanlarındaki kıza. Çok üzülüyorum aslında bu cahil gençlere. Geçenlerde bir tanesi yolda beni tanıdı ve bana “Peki Biat abi, sen söyle ne yapalım kız arkadaşımızla” dedi. Çok basit. Örneğin onu otobüste ya da vapurda bir güzel dövün ağzınıburnunu dağıtın, bakın o zaman size kimse sesini çıkartmayacaktır. Bu ülkede kadın dövüldüğünde, tacize ya da tecavüze uğradığında izlenir ama sen ona sarılmaya kalkarsanız olmaz. Bize yakışmaz! Git evinde sarıl kardeşim. Otobüste rahat etmek istiyorsan yanındaki kıza sarılma, onu patakla, döv, eğer yakındaysam beni de çağır. Hatta ben de, Emre Takoz’la Engin Yalakakıç arkadaşlarımı yanıma alıp geleyim, o kıza otuzkırk tokat da biz atalım!.. 23 N SAN: Malum 23 Nisan’larda yıllardır Başbakanın, Cumhurbaşkanın koltuğuna birkaç dakikalığına çocuklar oturuyor. Yalnız YSK’nin koltuğa oturacak çocukların evrakları noksan olduğu için çocukları bu yıl koltuğa oturtmayacağına dair bir bilgi aldım. Malum bize her türlü bilgi önceden veriliyor. Umarım doğru değildir. YSK şaşırmasın!.. Unutmayalım ki; yüce Başbakanımızın o koltuğa beş dakikalığına oturtacağı beşonbin genç hazır kıta bekliyor!.. MÜMTAZ ARIKAN arkadaşlar seni biraz doyursun!..  AKıllı ol PART !  ikinci sırat köprüsü hatta üçüncüsü...  gariban kesimlerin küçülme hızı...  istanbul yandaşlarımın altında...  sıradaki türkü çalınalı çok oldu mu?..  duygusalların sıra gecesi...  bu yıl benim doğum sürecim!..  bu parçayı tüm sevdiklerim için repertuarlardan siliyorum!  ağlamanın göz yaşı yoktur!..  ölümümün bininci yıl dönümünde hepinizi sevgiyle kucaklayıp, hoş geldiniz diyorum / bu eşref abi hiç ölmedi abi, kalbimize yaşıyor  garibanınki çöp şiş hesabı çöp barı...  çok büyük düşündün abi, arkadaşlar seni biraz küçültsün!..  köyün ağasından köydelen!..  çok açtın abi, C HAN DEM RC C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle