25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 N SAN 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA emek@cumhuriyet.com.tr EMEK 7 Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE Sağlıkçıların, AKP’nin sağlık politikalarına karşı 19 Nisan’da başlattıkları greve Türkiye’nin hemen her yerinde yoğun katılım oldu. (Fotoğraf: AA) Sağlık emekçisi Hakkâri’den Edirne’ye hak aradı 19 Nisan günü; stanbul, Ankara, zmir, Bursa, Adana, Mersin, Tekirdağ, Kırklareli, Antalya, Urfa, Hakkâri, Sivas, Uşak, Zonguldak, Manisa, Balıkesir, Çanakkale, Edirne, Denizli ve Muğla’da da sağlıkçılar iş bıraktı. ANKARA /İZMİR (Cumhuriyet Bürosu) Yaklaşık 600 bin sağlık çalışanının iki günlük iş bırakma eylemi dün sona erdi. Sağlık çalışanları, grevlerini dün sonlandırırken herhangi bir idari soruşturma ve disiplin işlemi halinde yeniden eylem yapacaklarını duyurdu. Sağlık çalışanları dün sabah Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde toplandı. Ankara Tabip Odası Başkanı Bayazıt İlhan, Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi yönetiminin, iki günlük iş bırakma eylemine katılanlara baskı uyguladığını belirterek “Burada hastalara broşürlerle eylemimizi anlatmaya çalışan sağlık çalışanlarının ve destekleyen kişilerin üzerine özel güvenlik görevlileri yürüdü, şiddet uyguladı. Sendika ve tabip odası temsilcileri rahatsız edildi, çalışmaları engellendi” dedi. Sağlık çalışanlarının iki günlük grevi devam ederken hastane yönetiminin hastane girişine “Hastanemizin bütün birimlerinde sağlık hizmeti devam etmektedir” pankartı astırmasını eleştiren İlhan, “Evet, bu hastanede sağlık hizmeti hekimler ve sağlık çalışanlarınca devam ettiriliyor ama zorla, tehdit ve yıldırmalarla. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu. tanemizin bütün birimlerinde sağlık hizmeti devam etmektedir” pankartının altına “zorla” yazılı pankartı yerleştirerek fotoğraf çektirdi. Sağlık çalışanları, öğlen Hacettepe Hastanesi bahçesinde toplandılar. Burada yapılan konuşmalarda, eylemi “küçük marjinal grupların eylemi” olarak nitelendiren Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile grevi engellemeye çalışan Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi yönetimi protesto edildi. KALICI GÜVENCEL YARINL AR ST YORL AR Akdağ’a protesto Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Eriş Bilaloğlu da “Tüm Türkiye Dışkapı’yı izliyor. Özel güvenlikçilerden bir ordu kurarak sağlık çalışanlarının başına diktiler. Böyle sağlık hizmeti mi olur? Bizim gücümüz yüreğimizin kuvvetinden gelir” dedi. Sağlıkçılar basın açıklamasından sonra hastanenin girişindeki “Has İstanbul Haber Servisi İstanbul Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, İstanbul Şubeleri, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Veteriner Hekimleri Odası üyeleri ile çok sayıda hekim, hemşire, asistan doktor dün Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Poliklinikleri önünde bir araya geldi. Hastane bahçesinde “Bu hastanede grev var” çadırı kuran sağlık emekçileri, “Sağlıkta performans, para ve sayıyla ölçülmez”, “Halkın sağlığından endişeliyiz” döviz ve pankartları açtı. TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan, CHP İstanbul 1. bölge milletvekili adayı Kadir Gökmen Öğüt, EğitimSen, TKP gibi siyasi parti, sendika, demokratik kitle örgütlerinin destek verdiği eylemde, “Sağlık haktır satılamaz”, “Recep sonun mübarek olsun” sloganları atarak yağmura karşın Kadıköy Meydanı’na yüründü. Grup adına açıklama yapan SES Aksaray Şube Başkanı Ersoy Adıgüzel, “Çalışanları birbirine rakip hale getirdiği, erformans hastaya müşteri gibi bakılmasına neden olruhuna lokma duğu için tüm dünyada vazgeçilen performansa göre ücret uygulamasından vazgeSağlık çalışanları, iş bırakma çilmesini istiyoruz. Kalıcı, güvenceli, eylemlerinin ikinci gününde İzinsanca yaşayabileceğimiz, emeklilimir’de, “performans sisteminin ğimize de yansıyacak temel bir ruhuna” lokma döktürdü. İzücret ödenmesi için herkese mir’deki hastanelerin bahçelerinde güvenceli iş, güvenceli getoplanan hekim ve sağlık çalışanlecek için alanlardaları, işgelircan güvencesi isteyız” dedi. mini yeniledi. P şsiz sayısı başkentin nüfusunu geçti Sağlık Hizmetinde Performans ve Kalite Dünyanın her tarafında yönetim erkini elinde bulunduranlar, çalışanların üretkenliği ile yakından ilgilidir. İlgi nedenlerinden biri ve en önemlisi üretkenlik artışının yönetime sağladığı maliyet düşüklüğüdür. Bu yöntem kapitalizmin can alıcı rekabet sorunu ile ilgilidir. Rekabet üstünlüğü elbette kârlılıkla ilgisi vardır. Fransızca kökenli olan “performans” kelimesi, “bir rekabet sonucu elde edilen başarı olarak” tanımlanmaktadır. Çok kısa bir süre önce Türkiye’de sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi temelinde, kaliteli ve verimli bir sağlık hizmeti sunumunun sağlanması için bu hizmeti sağlayanların performansının ölçülmesi ya da değerlendirilmesine başlandı. Aslında çalışanın performansı 20 yüzyıl başlarında F. Taylor ve arkadaşlarının geliştirdiği ‘standart zamana dayalı ücret ödeme yöntemi’ ile başlarken bugünkünden oldukça köhne bir ön model uygulanmıştı. Bu modelin işyerlerinde kaytarmayı azalttığı ve zaman esasına dayalı bir çalışma temposunu çalışana zorunlu olarak aktardığı ve buna bağlı olarak da bireyin performansını ölçümlediğini biliyoruz. Klasik olarak “Şarlo” filmlerinde izlenen kayan bant sistemi, vida sıkan işçi mevcut durumun abartılı bir resmi olarak zihinlerde kaldı. Ancak işçinin ne kadar fazla üretirse o kadar fazla kazanmasını sağlayan sistem fazla bir değişikliğe uğramadı. İşin püf noktasında standart zaman ve standart ücret ödemeleri bulunmaktadır. Şayet işçi, standart üstü bir tempoda çalışırsa kazandığı ücret artar. İşçi memnun, işveren memnun daha ne istenir ki! Sağlıkta sağlanan performans kriterleri de üretilen mal yerine muayene edilen hasta sayısına, ameliyat sayısına, yapılan doğum sayısına kısaca verilen hizmetin niceliksel durumuna ve hastaların memnuniyetine bağlı olarak gerçekleşmektedir. İşte sağlık alanında hizmetin iyileştirmenin ve kaliteyi arttırmanın yolu: Öznesi insan olan bir hizmette zamana karşı yarışan sağlık görevlileri. Hastaya ayrılan süre azaldıkça ödenecek tutar artıyor. Performans yani yanındaki ile rekabet eden bir sistemin içine sokulan sağlık çalışanları ile ‘parça başı üretim’ yapan ve ücretini buna göre alan işçi arasında fark çok azalmaktadır. Hasta sayısı ve hastaya yapılan çeşitli girişimlere göre puan alan bir hekim için alacağı puan doğrudan alacağı ücretle ilişkilidir. Özünde insan emeğini herhangi bir maldan ayırmayan kapitalist sistem işleri puanlayarak ve kademelere göre ayırarak ve buna bağlı bir ücret değerlendirme sistemi hayata sokmaktadır. Kendisi için ayrılan sürenin azlığı ile hekimin alacağı ücret arasında bağlantıyı kurabilen hastanın durumu ise daha da vahimdir. Bir taşla iki kuş vurmak bu olsa gerek. Bir yandan kalitenin yükseleceği gerekçesi ile sağlık hizmeti sağlayanları hızla performanslarına göre değerlendirilir. Diğer yanda bu hizmeti sağlayanların kendi aralarında rekabetini kullanarak mevcut dayanışmaları ortadan kaldırılır. Ne kadar az dayanışma, o kadar az direnç, ne kadar çok muayene o kadar çok katsayı olan bir sistem yürürlüğe girmektedir. Sonuç olarak çalışanın sunduğu hizmetin kalitesi önemlidir. Bu hizmetin ana unsuru insan sağlığı gibi ikame edilemez ve vazgeçilemez bir hak olduğu zaman bu hakkın elde edilmesini veya sağlanmasını herhangi bir koşula bağlayarak çalışan ile hizmeti alan arasında ilişkiyi çıkara dönüştüren performans değerlendirmesi kısa sürede yarattığı tahrip edici etkileri görülecektir. İlk işaretlerden biri geldi bile, İstanbul Kartal’da bir özel hastanede doğum kliniğindeki normal doğum sonucu dünyaya gelen bebekler yoğun bakım ünitesinde kaldıkları gösterildi. SGK’den paralar çekildi bile. Bir son dakika haberi de 2002’de 1.5 milyon adet gerçekleşen operasyon sayısı 2009’da 4.5 milyona fırladığına işaret ediyor. Hastanın müşteri, hastanenin işletme olduğu bir anlayış içinde performans da ancak bu kadar artabiliyor… Madenci 1 Mayıs’a hazır AL AYAROĞLU D SK’in istihdam raporuna göre işsizlik çığ gibi büyüyor. şsiz sayısının 25 ilin nüfusuna denk olduğunu ortaya koyan rapora göre, işsiz sayısı 6 milyon 370 bin civarında. MUSTAFA ÇAKIR ANKARA DİSK, işsiz sayısının 25 ilin nüfusuna denk olduğuna, başkent Ankara’yı da geride bıraktığına dikkat çekti. DİSK, “işsiz sayısı resmi 3 milyon 44 bin rakamına karşın, umutsuz işsizlerle 5 milyon 203 bin, gizli işsizlerle 6 milyon 370 bin düzeyinde” değerlendirmesini yaptı. DİSK Araştırma Enstitüsü’nün Ocak 2011 dönemi istihdam raporuna göre, başta umutsuzluk olmak üzere çeşitli nedenlerle son 3 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olan umudu kesik işsizlerin de hesaba katıldığı, geniş tanımlı işsizlik bir önceki aya göre 0.78 puan artışla yüzde 18.95 oldu. 1 saat bile çalışsa işsiz sayılmayan, yetersiz ve eksik zamanlı istihdam edilen gizli işsizler ilave edildiğinde bu oran yüzde 23 düzeylerine ulaştı. İşsiz sayısı Ocak 2008 dönemi ile karşılaştırıldığında 453 bin, umudu kesik işsizler dahil edildiğinde 765 bin artmış durumda. Rapora göre geçici bir işte çalışan her 10 kişiye karşın, geçici bir işte çalıştığı için işsiz kalmış yaklaşık 4 kişi bulunuyor. Raporda, resmi işsiz sayısının, içinde Karabük, Artvin, Erzincan, Kırşehir, Sinop’un da bulunduğu 17 kentin nüfusunun toplamına eşit olduğu belirtildi. ‘Türk Metal, özeleştiri yapabilen bir konuma ulaştı’ avlak, metal işkolundaki en büyük Türk Metal geçmişini inkâr etmeden sendikalardan Türk Metal’in geç özeleştiri yapabilen bir konuma ulaştı. Ekmişini inkâr etmeden, özeleştiri siklerini gidermeye yönelik çaba içinde. yapabilir bir konuma ulaştığını belirtti. Ülkenin en güçlü sermaye gruplarıyMESS ile olan ilişkilerden yakın geçmişinde la grup toplu iş sözleşmesi imzalıyoruz. İşyaşanan bir dizi olaya pek kolumuzdaki diğer sendikalar gibi küçük işçok alanda eleştirilen Türk letmelerde değil, en büyük sanayi kuruMetal Sendikası luşlarında ve onların yan sanaGenel Başkanı yiinde örgütlüyüz. Bu kolay Kavlak, yeni Pevrul Kavlak, dönemde sendikayı değildir, macerayı kaldıracak cumhuriyetin sobir durum değildir. büyütmek ve rularını yanıtla Öyle bir hava yaratılıyor dı. Türk Metal’i geliştirmek, ülkedeki ki sanki Türk Metal işverenin yalnız son döher dediğine evet diyen bir işçi hak ve nemde yaşanansendika. Türkiye’nin en büyük özgürlüklerinin larla değerlendirgrevlerini Türk Metal yapmenin, sendika gelişmesine katkıda mıştır. 1990’da Türk Metal 90 nın ilkelerine, ta bulunmak, çalışmalar bin işçi ile yaklaşık 200 işyerihine, temsil etri ve işletmede greve çıktı. yapmak zorunda tiği kitleye hak Türkiye’de 1980’li yılsızlık olacağını sa olduklarını vurguladı. larda 2.5 milyon olan sendikavunan Kavlak, son lı sayısı, bugün 600700 bin aradönemde istenmeden bazı sında. Bunun adı düşüş değil, çöküştür. olayların yaşandığını ancak Bugün artık tüm çalışanların, sendibunların geride kaldığını di kalaşma zamanıdır. En ufak gecikme senle getirdi. Kavlak’ın, sendi dikalar için sonun başlangıcı olacaktır. kanın yeni vizyonu, MESS Bugünkü iktidar, eğer yine iktidar olurile yaşanan toplusözleşme süreci ve seçim larsa, yapması gereken halkın işsizlik, yoksonrası döneme dair beklentilere ilişkin so sulluk, eğitim ve sağlık sorunlarını çözmek. rulara verdiği yanıtlar özetle şöyle: Taşeronlaşmayı, kayıt dışını önlemektir. K Metalde yeni bir düzen kurulacak rup sözleşmeleri dı krizden sonra ciddi kayıpşında kalan ve grev lar yaşanan işkolunda, grup süreci yaşanması sözleşmelerinde elde edinın ardından toplusözleşme lenden çok daha iyi bir sözimzalanan metal işkolunda, leşmeyi hak ettiklerine inahareketli günler yaşanıyor. nıyorduk. Biz de bu doğGelinen noktayı değerlendi rultuda hareket ettik ve ren Birleşik Metalİş Sendimetal işçisi bir tarih yakası Başkanı Adnan zarak kaderine karSerdaroğlu, metal şı geldi” diye koerdaroğlu, işkolundaki gelişnuştu. melerin kamu gelinen noktanın başta İki işyerinde sektörü dahil tüm metal işçileri olmak üzere ayrı sözleşme işkollarında bir yaptıklarını, 22 bütün işkollarını hareketlenmeye işyerinde de etkileyeceğini yol açacağını dile grup sözleşmelesöyledi. getirdi. rini yüzde 60 ile İşkolunda 30 yıldır bir yüzde 120 arasında desıkıntı yaşandığının altını çi ğişen bir farkla toplusözleşme zen Serdaroğlu, “İşkolunda imzaladıklarını anlatan SerMESS ile Türk Metal ken daroğlu, “Sosyal haklarda di aralarında anlaşıyor, onu yüzde 110’lara ulaşan arda bize dayatıyorlardı. Sek tışlar sağlandı. Esnek çalıştör bu sıkıntıyı uzun süredir ma toplusözleşmeye girmeyaşıyordu. Ancak özellikle di” dedi. G ZONGULDAK Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Gelik İşletmesi’nde çalışan maden işçilerini ziyaret etti. 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nü Zonguldak’ta kutlayacaklarını belirten Alabaş, devam etmekte olan toplu iş sözleşmesinden asla taviz vermeyeceklerini kaydederek şöyle konuştu; “Hem genel seçimler hem de toplusözleşme sürecinde birliğimizi, madencinin gerektiğinde sokağa inmekten çekinmeyeceğini göstermek için hepinizi 1 Mayıs’ta Madenci Anıtı’nda bekliyoruz.” S ş kazası kâbus olmasın ADANA (Cumhuriyet Bürosu) TMMOB Makine Mühendisleri Odası Adana Şubesi tarafından düzenlenen “VI. Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi” başlıyor. 23 Nisan’a dek sürecek kongrede “iş sağlığı” ve “iş güvenliği” başlıklı konular ele alınacak. MMO Şube Başkanı Hüseyin Atıcı, “İş kazaları çalışanların kâbusu olmaya başladı” dedi. Taksim’de 1 milyon kişi... İstanbul Haber Servisi Türkiye Devrimci 1 Mayıs’a katılım çağrısını yineledi. Şişli’de bulunan DİSK Genel Merkezi’de topİşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 1 Mayıs 1977 katliamının, faili meçhul ve si lanan DİSK üyeleri, “Siyasi cinayetlerin ayyasi cinayetlerin aydınlatılması için Şiş dınlatılması için, 1 Mayıs’ta Taksim’deyiz” pankartı taşıyıp “1 Mayıs’ta 1 li’den Taksim’e yürüdü. KeMayıs alanındayız”, “Katiller mal Türkler, Hrant Dink ve D SK, 1 Mayıs 1977 Necdet Bulut’un ailelerinin katliamının, faili meçhul ve bulunsun hesap sorulsun”, “Yaşasın 1 Mayıs” sloganları de destek verdiği yürüşte, DİSK Genel Başkan Yar siyasi cinayetlerin aydınlatılması atarak Taksim’e yürüdü. Taksim Tramvay Duradımcısı İsmail Yurtseven, için Şişli’den Taksim’e yürüdü. ğı’nda basın açıklamasını okuTaksim’deki kutlamalara bu yan İsmail Yurtseven, “Türkiye karanlık yıl 1 milyon kişiyle katılacaklarını söyledi. Yurtseven, baskılara, emperyalist saldırılara, günlerden geldi, karanlık günler yaşıyor. YGS’deki şifrelemeye karşı susmayacaklarını Bugün temel hedefimiz bu katliamların ayvurgulayarak, emek için, barış ve demokrasi için dınlatılmasıdır” dedi. Yürüyüşe, öldürülen D SK kurucu başkanı Kemal Türkler’in kızı Nilgün Türkler, (soldan 2.), gazeteci Hrant Dink’in oğlu Arat Dink, (sağdan 2.), Prof. Dr. Necdet Bulut’un eşi Neşe Bulut ve D SK Genel Başkan Yardımcısı smail Yurtseven de katıldı. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle