17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 N SAN 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA [email protected] DIŞ HABERLER 11 Ağca’nın Papa Jean Paul II’yi hedef alışının 30. yıldönümünde İtalya’da yeni bir iddia ortaya atıldı Papa’ya 3. merminin sırrı ASLI KAYABAL MİLANO Mehmet Ali Ağca’nın Papa Jean Paul II’ye silah çekmesinin üzerinden 30 yıl geçerken, Papa’yı hedef alan saldırının ardındaki karanlık ilişkilerle ilgili yeni iddialar ortaya atıldı. İtalyan La Repubblica gazetesinin Türkiye ve Vatikan uzmanı gazetecisi Marco Ansaldo’nun gazeteci eşi Yasemin Taşkın’la birlikte kaleme aldığı “Papa’yı Öldürün, Jean Paul II’ye Düzenlenen Saldırının Ardındaki Gerçek” adlı İtalya’da dün piyasaya çıkan kitapta 13 Mayıs 1981’de Vatikan’daki San Pietro Meydanı’nda Papa Jean Paul II’ye üç kez silahla ateş edildiği ancak Vatikan’ın bugüne kadar olay anında kürsüye isabet eden 3. bir mermiyi sakladığı öne sürüldü. Kitapta, Vatikan güvenlik birimlerinin saldırı sonrası bu mermiyi aldıkları, merminin 1984 yılına kadar Vatikan’da saklı tutulduğu, ardından da Papa’yı anmak amacıyla düzenlenen bir törende Portekiz’de Fatima kasabasındaki Meryem Ana tahtı merkezine yerleştirildiği belirtildi. Merminin Vatikan’da gizlendiği dönemde bağımsız yargı tarafindan incelenmediğine dikkat çekilerek bugüne kadar Ağca’nın Papa’ya düzenlediği saldırıyı konu alan yeni bir kitapta eylemin tek planlayıcısının Türk ülkücüler olduğu iddia edildi. Saldırıda Bulgaristan ve KGB’nin rolünün olduğu CIA’nın ortaya attığı bir iddia olarak yorumlanırken Papa’ya sıkılan ve Vatikan’ın bugüne kadar gizlediği üçüncü merminin soruşturmanın seyri açısından çok önemli olduğu öne sürülüyor. gizli tutulan merminin balistik açıdan incelemesi yapılmış olsaydı, Papa’ya düzenlenen saldırıdaki bu üçüncü merminin Ağca’nın kullandığı silahtan çıkıp çıkmadığı anlaşılabilir, saldırıda Ağca ile işbirliği yapan ikinci bir katilin varlığı açığa çıkabilirdi denildi. La Repubblica gazetesinin dünkü sayısında tanıtımına geniş yer verilen kitapta, 20 yıldır altı farklı ülkede Papa saldırısının çok yönlü araştırıldığı, ancak 30 yıl sonra mevcut belgeler ve tanıklıklar ışığında Papa’ya düzenlenen saldırının tek sorumlusu ve planlayıcısının Ağca’nın da bağlı olduğu Türk ülkücüler olduğu savunuldu. Soruşturma sürecinde saldırının ardında Rus gizli servisi KGB ve Bulgaristan’ın da gündeme geldiği anımsatılarak belgelerin Bulgaristan ve KGB’nin bu saldırıda bir rol üstlenmedikleri, gerek Bulgaristan gerekse KGB’nin isimlerinin soruşturma sürecine ABD’nin ortaya attığı bir iddia olarak düştüğü iddia edildi. Papa saldırısının ardında CIA’nın da suçlandığı hatırlatılarak, Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı’nın da bir rolü olmadığı öne sürüldü. Kitabın yazarları, Papa’yı hedef alan saldırının karmaşık bir eylem ve karanlık ilişkilerle örülü bir saldırı olarak algılanmasına karşın gerçekte böyle olmadığını, çünkü bu saldırının tüm planlayıcısının Türk ülkücüler olduğu görüşünü dile getirdiler. Kitapta, ülkücülerin 1980 darbesi sonrasında Almanya, Fransa ve Avusturya’ya gittikleri, ancak o dönemde Türkiye’den dışlanan ülkücülerin Batılı ülkelerde de umdukları desteği bulamadıkları kaydediliyor. Uluslararası düzeyde önemli kişilere saldırılar düzenlemeyi programlarına alan ülkücülerin Papa II. Jean Paul’e de bu mantıkla ‘Saldırı Türk ülkücülerin işi’ saldırdıkları iddia ediliyor. Saldırının ardından bir yıl sonra Washington Uluslararası Araştırmalar ve Stratejiler Enstitüsü Başkanı Michael Ledeen’in o dönemde ABD Dışişleri Bakanı Alexander Haig’in iteklemesiyle SSCB’ye karşı Sofya yönetimini suçlamak adına bir kampanya başlattığı belirtiliyor. Ledeen’in 2003 yılında Nijerya’daki zenginleştirilmiş uranyum olayının da mimarı olduğu, bu uranyumun daha sonra Irak’a satılarak dönemin ABD Başkanı Bush’un Saddam’a karşı savaş açmasına zemin hazırladığına da dikkat çekiliyor. Türk ülkücülerin 1980 sonrası Bulgaristan’a siyasi çıkarlar için değil ticari amaçlarla gittikleri, orada silah ve uyuşturucu trafiğine yön verdikleri belirtiliyor. Gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun Bulgaristan’da yaşanan karanlık ilişkileri araştırdığı gerekçesiyle 1993 yılında suikast sonucu yaşamını yitirdiği kaydediliyor. La Repubblica gazetesinin Marco Ansaldo imzasıyla yayımladığı haberde İtalyan okuyucuların konuyla ilgili daha ayrıntılı bilgi edinebilmeleri için www.vatican.va ve www.zaman.com internet sitelerini önermesi dikkat çekti. ‘Fidel Sonrası’ Küba Nereye? “Ekonomik açılımdan yanayız. Ama kapitalist olmak istemiyoruz” demişti Castro yıllar önce kendisiyle Roma’da yapmış olduğum görüşmede ve ardından eklemişti; “Küba’da biz kapitalizme geri dönmeyeceğiz!” (Milliyet, 24 Kasım 1996) İtalyan başkentine bir FAO toplantısı için gelmiş olan Küba lideri artık 70’ine varmıştı ve toplantı koridorlarında en çok konuşulan konulardan biri, ünlü devrimcinin gitgide bozulan sağlığıydı: “Castro artık eski Castro değil!” deniyordu: “Eli kulağında yönetimi bırakırsa şaşmamak gerek!” Eski tüfek Castro dizginleri dört yaş küçük olan kardeşi Raul Castro’ya devretmek için ne var ki bir on yıl daha bekledi… Küba 2006’dan bu yana, ilk başta çaktırmadan arka plandan… daha sonra giderek fiili biçimde dümene geçen Raul Castro tarafından yönetiliyor. Bir süredir Fidel sadece simgesel anlamda sürdürdüğü parti yönetimini de terk ederek önceki gün tamamen kenara çekildi. 85’lik liderin devre dışı kalmasıyla birlikte, tahmin edildiği gibi yerine 80’ini deviren “küçük” kardeş Raul, “komünist parti genel sekreterliğine” seçildi. Bundan böyle “Raul”a bir şey olursa, ikinci sırada nöbeti devralmak için bekleyen 80’lik Jose Ramon Machado var. Machado’nun yerini alacak üçüncü sıradaki isim de gene 79 yaşındaki Ramiro Valdes! Bu “geriatrik düzen”; Küba’nın en üstünden gelinmez sorunu. Devrimin eski kadroları muhafazakâr tüm rejimlerde olduğu gibi! gençleri bir bir budamış. Dünyanın hızla evrilen şartlarına ayak uydurmakta zorlanıyorlar... Küba komünist partisinin hafta başında büyük bir tantanayla gerçekleştirdiği “perestroyka kongresinin” temel meselesi işte bu: “Değişim!” Değişim arzulanmakla birlikte, bu sözcük hiçbir suretle kullanılmıyor. “Fidel sonrasını hazırlayan” kongrenin meramı baştan sona bu olsa da devrimin geriatrik bekçilerini ürkütmemek adına “değişim”, “reform”, “perestroyka” deyimleri bir yana itilerek, yalnızca “Küba modelinin güncelleştirilmesinden” söz ediliyor. “Mevcut modeli” güncelleştirmek için, Küba, Vietnam’ı örnek almaya niyetleniyor. 1986’da ekonominin liberalleştirilmesini içeren “doi moi” reformlarıyla Vietnam çünkü büyük sıçramalar yapmış. Öyle ki henüz yeni döndüğüm Vietnam’da hayat milattan önce ve sonra gibi “doi moi” öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılıyor. ’86’dan önce dünyanın en fakir üç ekonomisinden biri olan ülke, bugün Çin ve Hindistan’dan sonra Asya’nın en hızlı büyüyen üç ekonomisi arasına girmiş durumda. “Mucize”, “planlı piyasa ekonomisi”/“sosyalist pazar ekonomisi” tabir edilen “karma ekonomi modeliyle” gerçekleştirilmiş. Vietnamlı artık ev/araba sahibi olabiliyor; yurtdışına çok pahalı da olsa! imkânları dahilinde çıkabiliyor, “özel girişim” ve dış yatırımlara olanak tanınıyor. Buna karşın Çin gibi çoğulculuğa geçit vermeyen sistem, komünist! “tek parti” boyunduruğunda yönetiliyor. Yemen’de kadınlar meydanlarda Salih’in kadınlarla erkeklerin bir arada gösteriye katılmasını “ slami kurallara aykırı bulması” acizlik olarak görülüyor. (REUTERS) L BYA MUHALEFET KARA GÜCÜ DESTEĞ ST YOR talya ve Fransa askeri uzman gönderiyor Dış Haberler Servisi İngiltere’den sonra İtalya ve Fransa da Libya’ya muhaliflere destek amacıyla askeri uzman göndereceklerini açıkladılar. İtalya Savunma Bakanı Ignazio La Russa, İngiliz mevkidaşı Liam Fox ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, askeri eğitim için 10 kişi göndereceklerini, detaylar üzerinde çalışmaların sürdüğünü söyledi. La Russa, İtalya’nın kara birliği göndermeyi düşünmediğini de yineledi. Fransa da Libya’daki muhalif gruplara yardımcı olmak amacıyla bu ülkeye askeri irtibat subayları gönderecek. Hükümet sözcüsü Francois Baroin, “Ulusal Konsey bünyesinde, sivil halkın korunmasına yardımcı olabilmek amacıyla az sayıda irtibat subayı göndereceğiz” dedi. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy Libyalı muhaliflere, Muammer Kaddafi güçlerine yönelik hava saldırılarının yoğunlaştırılacağı sözünü verdi. Sarkozy’nin dün Elysee Sarayı’nda kabul ettiği Libyalı muhaliflerin oluşturduğu Geçici Ulusal Konsey’in başkanı Mustafa Abdülcelil’i de Sarkozy’yi, muhaliflerin kontrolündeki Bingazi kentine davet ettiğini söyledi. İngiltere’nin askeri danışman gönderme kararıyla ilgili konuşan Libya Dışişleri Bakanı Abdülati el Ubeydi İngiltere’nin planının ülkedeki savaşı uzatabileceği uyarısında bulundu. İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague, Libya’ya göndermeyi planladıkları deneyimli askeri görevlilerin halen Bingazi kentinde muhalif liderlerle işbirliği içindeki İngiliz diplomatlara katılacaklarını ancak danışmanların muhaliflere silah yardımında bulunmayacaklarını söylemişti. Havana Vietnam’a öykünüyor Dış Haberler Servisi Yemen’de Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih karşıtı protestolar sürerken önceki gün ve dünkü gösterilerde en az 8 kişi öldü. Başkent Sana’nın batısında önceki gün Salih aleyhine yapılan gösteriye güvenlik güçlerinin sert müdahalede bulunduğu bildirilirken görgü tanıkları, sivil giyimli kişilerin havaya veya göstericilere doğru ateş açtıklarını anlattı. Hastane kaynakları olaylarda en az 6 kişinin öldüğünü, 160 kişi nin yaralandığını duyurdu. Yetkililer ise 100’e yakın güvenlik gücü mensubunun yaralandığını ve göstericilerin 10 kadar subay ve ajanı kaçırdığını belirtti. Aden’de dün düzenlenen protestolarda çatışma yaşanırken bir polis vurularak öldürüldü. Hüdeyda kentinde motosikletli silahlı bir kişi yönetim karşıtı protestocuların kampına dün sabah ateş açtı, 1 kişi öldü, 8 kişi yaralandı. BM Güvenlik Konseyi üyeleri, yönetim karşıtı protestoların sürdüğü Yemen’le ilgili anlaşmaya varamadı. Devlet Başkanı Salih’in, kadınların erkeklerle birlikte gösterilere katılmalarının “İslami kurallara aykırı” olduğunu söylemesine tepki olarak, kadınların gösterilere katılımımın arttığı görülüyor. Kadın göstericiler, Salih’in geçen haftaki açıklamasını “gösteriler karşısındaki acizliğinin ifadesi olarak” değerlendiriyorlar. Kara birliği istediler Kaddafi’ye bağlı kuvvetlerin kuşatması altındaki Misrata kentini kontrol eden muhalifler, ilk kez Batılı kara birliklerinin kendilerine yardımcı olmasını istediler. Libya lideri Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam Kaddafi ise muhalefet güçlerini yenilgiye uğratacakları konusunda “çok iyimser” olduğunu belirtti. DUYURU GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI 09 10 NİSAN 2011 TARİHLERİNDE YAPILAN 9. DÖNEM OLAĞAN GENEL KURULU’NDA YAPILAN ANA TÜZÜK DEĞİŞİKLİĞİ Ana Tüzüğün; 13. maddesinde, GMİS Genel Kurulu için Şube Genel Kurullarından seçilecek delege sayısının 250 olarak değiştirilmesine, Ana Tüzüğün; 22. maddesinde, Toplu İş Sözleşmesi çalışmalarında Görev ve Yetkinin Genel Başkan Yardımcısına verilmesine, Simgesel Eylem Grubu Saldırıya Uğrayan Değerli Sanatçı omünizmin son kalesinde karneli yaşam Küba için, Vietnam’ın çeyrek asır öncesinde fitillediği bu reform süreci ne yazık ki hâlâ ışık yılı uzaklığında. Küba’ya en son ’97 yılında gitmiştim… Hâlâ inanılmaz çağdışı bir “vesika sistemi” uygulanıyordu... Kübalılara adam başı ayda topu topu üç kilo pirinç ve şeker, bir kilo patates, yarım kilo kurufasulye ve balık, iki biftek (tavuk ya da sosis), bir paket makarna, hasat durumuna göre sebzemeyve, bir şişe rum, birkaç şişe bira, altı paket sigara, iki puro, dört kutu kibrit ve bir tüp dişmacunu veriliyordu. Yıl 2011... Havana’da aynı “karne/vesika sistemi” geçerli... Özel girişim, Küba’yı ziyaret ettiğim yıllarda ufak restorankafe işletmeciliği, tamircilik, çarşı pazarda elişi eşya satıcılığı ve taksicilikten öteye gitmiyordu. Küba’da özel girişim bugün hâlâ bu küçük faaliyetlerle sınırlı… Komünist partinin adı konmayan son “reform” kongresi ardından, Küba yurttaşları yurtdışı seyahatlerinin hâlâ serbest bırakılıp bırakılmayacağını, özel arabaev sahipliği hakkının çıkıp çıkmayacağını bilmiyorlar… Küba blogcularının yaptıkları ilk değerlendirmelere bakılacak olursa, devrimin yaşlı bekçilerinin doğal süreçle tasviyesinden önce Karayip usulü bir “doi moi” bizzat Raul Castro tarafından arzulansa dahi beklemek için henüz çok erken. Bedri Baykam ve Tuba Kurtulmuş’un süratle sağlıklarına kavuşmalarını diliyor, uğradıkları vahşi saldırıyı lanetle kınıyorum. K Bedri Baykam Tuba Kurtulmuş’a “Geçmiş olsun!” diyoruz. Perşembe Günü onların ve yardımcısı Bir çocuk daha okusun diye 21.YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Ana Tüzüğün; 50/d maddesinde, yıllık ücretli izin hakkının 30 olarak değiştirilmesine, 2821 Sayılı Sendikalar Kanunu’nun 9. maddesi gereğince ilan olunur. Eyüp ALABAŞ Behzat CİNKILIÇ Genel Başkan Genel Sekreter GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANLIĞI Tel: 0212 274 15 02 0212 213 74 02 Fax: 0212 275 52 44 www.yekuv.org [email protected] Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476 Yanı Başındayız! • 21 Nisan, Saat: 14.00’de Cumhuriyet’in Bahçesinde • Başvuru: 0535.636 59 11 0535.270 56 84 T.C. ÇORLU 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTTIRMA İLANI DOSYA No: 20088254 Esas Müdürlüğümüzün 20088254 Esas sayılı takip dosyasından Tekirdağ ili Çorlu ilçesi Şeyhsinan Mahallesi Ada: 734 , Parsel: 366 de kayıtlı 269 m2 arsa üzerinde 3/36 arsa paylı ZEMİN KAT 2 NOLU MESKEN vasıflı taşınmaz satışı yapılacaktır. (Mahalli adresi: Atatürk Bulvarı No: 126 Çorlu’dur.) Ana bina zemin, 4 normal katlıdır. Yaklaşık 25 yıllık binadır. Her türlü altyapısı vardır. Ulaşımı kolaydır. Satışı yapılacak daire 47 m2 alanlı olup, 1 oda, mutfak, wcbanyo bölümleri vardır. Pencere doğramaları PVC’dir. Yerler marley kaplı olup, duvarlar plastik badana boyalıdır. Islak zeminler, mutfak seramik kaplıdır. Banyo duvarları tavana kadar fayans kaplıdır. Mutfak dolapları fayanstır. Ayrıntılı bilgi dosyada bilirkişi raporunda mevcuttur. Değeri: 30.000,00 TL’dir. SATIŞ ŞARTLARI : 1Birinci satış 03.06.2011 günü saat 13.3013.40 arasında ÇORLU 1. İCRA DAİRESİ’NDE açık arttırma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacağı mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 13.06.2011 günü aynı yer ve saatte 2’nci arttırmaya çıkarılacaktır. Bu arttırmada da tahmin edilen kıymetin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. 2 Arttırmaya iştirak edeceklerin yurtiçinde bir adres göstermek koşuluyla tahmin edilen kıymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu veya kuru merkez bankasınca belli olan yabancı ülke parası vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir. Alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale Damga Pulu, %1 KDV, Tapu Alım Harcı, Tapu tesciltahliyeteslim giderleri alıcıya aittir. Birikmiş Emlak Vergisi, Tapu Satım Harcı ve Tellaliye Harcı ihale bedelinden ödenecektir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla bu gayrı menkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi halde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp dana sonra bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri tüm bedel ile ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen sorumlu olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satış ilanı ilgililerin dosya ve tapuda yazılı adreslerine tebliğe gönderilmiş olup bila tebliğ olması halinde ve İİK 127’nci madde gereğince son tapu kaydında adresleri bilinmeyen ilgililer için işbu gazete ilanı tebligat yerine kain olacaktır. 7 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin müdürlüğümüze başvurmaları gerektiği ilan olunur. 12.04.2011 (Basın: 26514) Fransız bakana ‘Müslüman’ sorgusu PARİS (AA) Fransa’da Irkçılıkla Mücadele Derneği, İçişleri Bakanı Claude Gueant’ın, “Müslümanlara hakaret ettiği” gerekçesiyle Cumhuriyet Mahkemesi’nde yargılanması için şikâyette bulundu. Dernek, Libya’ya yönelik operasyonu “Haçlı savaşına” benzeten, sonra da ülkede bazı Müslümanların sorun yarattığını söyleyen Fransız bakanın yasaları çiğnediği görüşünde. Cumhuriyet Mahkemesi, aleyhinde şikâyette bulunulan bakanları, görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı yargılama hakkına sahip. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle