23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 N SAN 2011 PERŞEMBE CUMHUR YET SAYFA ekonomi@cumhuriyet.com.tr EKONOMİ 13 TEİAŞ 419 milyon liralık trafo merkezi ve iletim tesisi yatırımlarını yasal dayanağı olmadan gerçekleştirdi Elektrikte yatırım kaçağı MURAT KIŞLALI ANKARA Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu (YDK) Türkiye Elektrik İletim AŞ’nin (TEİAŞ) yaptırdığı 419 milyon liralık trafo merkezi ve iletim tesisi yatırımlarının “hiçbir yasal dayanağının bulunmadığını” bildirdi. YDK, yeni anlaşma imzalamaya devam eden sorumluların tespit edilmesini istedi. YDK’nin “TEİAŞ 2009 Yılı Raporu”nda yer alan “TEİAŞ Tarafından İmzalanan Bağlantı ve Sistem Kullanım Anlaşmalarına İlişkin İvedi Durum Raporu”nda şu hususlar dikkat çekti: TEİAŞ talebe karşılık veremedi: Piyasaya özel sektör kuruluşlarının girmesiyle, bu kuruluşları iletim sistemine bağlamakla görevli TEİAŞ, bağlantıların gerektirdiği genişleme ve rehabilite yatırımlarını yapmakta zorlanmaya başladı. Yatırımları özel sektör yaptı: Finansman Başbakanlık YDK, TE AŞ’ın 2003’ten Aralık 2009’a kadar finansman yetersizliği gerekçesiyle bedeli daha sonra ödenmek üzere 3. kişi ve kuruluşlara yaptırdığı 419 milyon liralık yatırımlarını inceleyince yasal dayanağı olmadığını saptadı. Yapılan yatırımların TE AŞ bilançosunu çarpıttığını ve vergi mevzuatına da uygun olmadığını tespit eden YDK, yeni anlaşma imzalamaya devam eden sorumluların tespit edilmesini istedi. yetersizliği nedeniyle TEİAŞ’ın gerçekleştiremediği trafo merkezi ve iletim tesisi yatırımlarını 26 Temmuz 2008’e kadar Elektrik Piyasası Lisansı Yönetmeliği’nin 38. maddesi dayanak gösterilerek, bu tarihten sonra ise Elektrik Piyasası Yasası’na eklenen geçici 14. madde uyarınca, bu özel sektör kuruluşları yaptı. Bedelini TEİAŞ ödeyecek: Yönetmelik TEİAŞ adına özel sektörün yaptığı yatırımların, TEİAŞ’a ödediği dağıtım tarifesi bedelinden düşülmek suretiyle geri ödeneceğini düzenlerken, geçici 9. madde ise bu yatırım bedellerinin özel sektöre en geç 10 yılda geri ödeneceğini hüküm altına aldı. Yasal dayanak yok: Bu yatırımlara ilişkin anlaşmaların, Kamu İhale Yasası’nda belirlenen istisnalar arasında olmadığı için bu yasa uyarınca yapılması gerekirdi. Yönetmeliğin 38. maddesi KİY tarafından kaldırıldı, Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen geçici 9. madde ise hem KİY’e aykırı hem de bu maddede belirtilen konuya ilişkin usul ve esasları belirleyecek tebliğin henüz çıkarılmadığı gerekçesiyle dayanaksız kaldı. Özellikle 2003 yılından 26 Temmuz 2008 tarihine kadar yönetmelik kapsamında yapılmış olan yaklaşık 207 milyon lira tutarındaki bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarının hiçbir yasal dayanağının bulunmadığı, bu tarihten sonra yapılan ve 212 milyon lira civarında ödeme yükümlülüğü getiren anlaşmaların ise Kamu İhale Kanunu’na aykırılığı yanında Elektrik Piyasası Kanunu’nda öngörülen şartları da taşımadığı anlaşılmıştır. TEİAŞ ödedi, ama bünyesine almadı: Yıllar önce mülkiyeti devralınması gereken anlaşma kapsamında tamamlanmış hiçbir tesis TEİAŞ’ın aktifine alınmadı. Bu nedenle yaptırılan tesisler ve borçlar bilançoda yer almadı ve dolayısıyla TEİAŞ bilanço ve kârzarar hesapları gerçek durumu ortaya koymadı. KİT ve vergi mevzuatına da aykırı: Ayrıca sözleşme bedellerinin bütçe ya da yatırım programı ile ödenek bakımından ilişkilendirilmemesi KİT mevzuatına aykırılık teşkil etti, fiilen devralındığı halde KDV’nin de süresi içinde ilgili vergi dairesine yatırılamaması konusu vergi mevzuatına uygun olmadı. nsan, Üretim Odaklı.. Medyatik gazetecilik, arayış kültüründe; CHP’nin “insan ve üretim odaklı yeni ekonomi stratejisi” raporundaki sunumlar pek sevilmedi. Ekonomiden anlayan gazeteci arkadaşlarım, CHP’nin gerçekten iddialı, çok yeni boyutları olduğunu düşündükleri raporunun, sansasyon örneklerle, öncelikle de Kılıçdaroğlu’nun ağzından çok çarpıcı cümlelerle, Başbakan Erdoğan’la polemik, atışmalara da elverişli söylemle sunulmamış olmasını pek de sevmemişlerdi.. Malum Başbakan Erdoğan’ın Cumhuriyetin 100. yılı hedefleri için günlerce “süper projeler” reklamı yapılmıştı. CHP’nin ekonomik raporu ise ekonomi sayfaları yazarları arasından dar bir kadroya önce sunulmuştu. CHP, gerçekten yeni, dengeleri, ayrıntıları, gerçekleşebilir olasılıkları paylaşılmış, geniş kapsamlı bir raporun insan ve üretim eksenli yeni startejisi, boyutlarının polemiksiz doğru anlaşılmasına öncelik vermişti. AKP’nin iki dönemlik iktidarı süresince ülke kaynaklarını hovardaca tüketmesinin, özelleştirmelerle ranta aktarılmasının, sonuçta üretim eksensiz, işsizliğin patladığı, gelir dağılımı paylaşımının hızla bozulduğu, yoksullaşmanın büyüdüğü olumsuz sonuçlarının görülmesini hedeflemişti. “Gerçek ekonomik göstergelerin tümünde sonuçta olumsuz gelişmelerin ortaya çıktığı, birilerine haksız kaynak, rant aktarılırken çoğunluğun hak kaybettiği süreçte özelleştirmelerle kaynak aktarımı tüketilince, AKP iktidarının elinde yeni seçim dönemine İstanbul başta kent rantı projeleri satışı kalmıştı. CHP sosyal devleti yeniden ayağa kaldırma gibi büyük bir iddia ile yola çıkıyordu.” CHP’nin ekonomik program sunumunda eleştiri sınır dozu bile düşük profilli kalmıştı. Sorular, “Proje çok iddialı, anlaşılması için daha çarpıcı örnekler sunulamaz mı?” arayışlıydı. Gerek Kılıçdaroğlu, gerekse raporun sunumunu yapan Faik Öztrak’ın, raporun kökten, yapısal iddiasına karşın, örneklerde iddialı söz söylemekten fazlası ile kaçınmaları dikkat çekiciydi. Dünyanın içinde bulunduğu büyük ekonomik denge değişikliklerinde, beklenmedik büyük gelişmelerin olasılıkları karşılığında, eldeki verilerle söz söylemenin yanlış, bağlayıcı olabileceğinin altını çizmekle yetiniyorlardı. Her ikisi de öncelikle yakın tarihlere kadar piyasalar düzeninde, ekonomide kimi mutlak doğrular olarak kabul edilen verilerde ne kadar da çok değişiklik yaşandığının altını çizmeyi yeğledi. Kutsanan serbest piyasa düzeninde hızla değişen kavramlardan, özellikle de büyük ekonomik krizlerle, değişimlerle bağlantılı gündeme gelen yeni yaklaşımlardan söz ettiler. Birkaç yıl öncesinde bile piyasalar düzeninin simge kurumlarının sözcülerinin bugün dillendirdikleri kimi gerçeklerin akıldan geçirilemiyeceğinin örneklerini verdiler. Özetle tek kutuplu ekonomisiyasetideoloji dünyası, son krizlerle sarsılmanın ötesinde geri dönüşü olmayan ölçeklerde kırılmış, kutsanın piyasalar düzeninden yeniden insan eksenli ekonomiye dönüş arayışları gündeme girmişti.. Gelişme süreçlerini yakalayan, alternatif olabilen ülkelerin ekonomik gelişmelerinin sihirli anahtarlarına bakıldığında, ülke kaynaklarının doğru kullanılması, çıkarlarının kollanması, insan üzerindeki sonuçlarına öncelik verilmesi.. öncelikleri çarpıcı görülüyordu. Piyasalar düzeninin kutsanan serbest rekabet eksenli arayışları, işçilik maliyetlerinin aşağı çekilmesi dayatması, kitlelerin yoksullaşması, çaresizliği ile birlikte üretilen ürünler için tüketim pazarlarının tüketilmesi sonucunu da getirmişti. Yakın gelecek için, tüketimin zengin kuzey dünyasında ponpalanması ile üretim, ihracat artışı beklemek düş olmuştu. İster zengin kuzey dünyası, isterse gelişmekte olan ülkelerde, büyümeyi, gelişmeyi piyasalar, ranttan geçici olarak elde edenlerden değil, dengeli üretimle sürdürebilen, pazar yaratabilenlerdendi. Var olan yapıları ile bağlantılı olarak da genç nufusu yüksek olanlar işçilik sayısını arttıran üretim modellerini, az olanların ise eğitim verimliliğe ağırlık vermeyi seçmek konumundalardı. Türkiye eş konumdaki ülkelere göre üretimde, büyümede, gelir dağılımında, her alanda geride kalmıştı. CHP’nin seçime yönelik, ekonomik raporu, sunumunda, geleneksel sol, sosyal demokrat partilerin bildik söylemlerinin yer almamasına ilişkin, söylenmemiş bir başka saptama da benden olsun. CHP’nin üyesi olduğu AB’nin Sosyalist Enternasyonal’i, ülkelerdeki partileri ile birlikte, sol eksenini terk etti. Marksizimden esinlenerek kapitalist dünyada paylaşım için öngördüğü ne kadar ilke varsa, 1970’ler, 80’ler sonrası küresel rüzgârların etkisinde unutulup gitti.. Kabul edelim ki AB’nin sol partileri piyasalar düzenine, ülkelerinin sağ partilerinden göreceli daha hızlı teslim oldular. Sorgulama büyük krizlerin ardından, sosyal devletteki ağır sapmalar, paylaşım denge bozuklukları, insan hakları, emek hakları kayıplarıyla ancak günümüzde yeniden gündeme taşındı. Türkiye koşullarında CHP’nin AB ülkelerinin sosyal demokratlarından gelecek projeleri bekleme lüksü hiç yok. Zorlu ‘enerjisini’ çevreye verdi Ekonomi Servisi Toplam 763 megawatt kurulu güce sahip bulunan Zorlu Enerji Grubu, sektördeki ilk ‘sürdürülebilirlik raporu’nu yayımladı. Zorlu Enerji’nin sürdürülebilirlik performansını, çevre, çalışanlar, paydaş kitlesi ve sosyal sorumluluk ana eksenlerinde değerlendiren rapor, Küresel Raporlama Girişimi tarafından da onaylandı. Zorlu Enerji Genel Müdürü Arif Özozan, “Hidroelektrik santral yapılmasın mı? Elbette ki yapılsın, çünkü enerjiye ihtiyacımız var ama doğru bir şekilde yapılsın. Doğru bir kaynak yönetim planı ile yapılsın ve insanlar, yatırımcılar neyi nasıl yapacaklarını oradaki yerel halk ile kamuoyu ile paylaşsınlar” dedi. Zorlu’nun raporunda öne çıkan başlıklar şöyle:  Türkiye’deki ilk karbon emisyon projesi Gökçedağ Rüzgâr Enerjisi Santralı ile gerçekleştirildi ve EcoSecurities Group ile 2008 yılının Ocak ayında, Karbon Emisyon Satış Sözleşmesi imzalandı.  Santral, 2009 yılında da, Gold Standard kriterlerini yerine getirerek Gönüllü Emisyon Azaltımı piyasasında Gold Standard ile tescil edilen dünyanın en büyük projesi oldu.  Grup, 2008 yılında Gökçedağ RES’in inşaat sahasında kuş izleme çalışması başlattı.  Habitat restorasyonu kapsamında 45 hektarlık alan yeşillendirildi, 17 hektarlık alana da 30 bine yakın fidan dikildi.  Zorlu Enerji Grubu, Dalaman Çayı üzerinde planlanan hidroelektrik santral projeleri için ‘ÇED Olumlu Kararı’nı aldı. FOTOĞRAF: PEL N ÜNKER EN REKABETÇ YORGUN ŞEH R Ekonomi Servisi “Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) İllerarası Rekabetçilik Endeksi” 20092010 sonuçlarına göre, en rekabetçi il İstanbul, rekabet gücü en düşük il Hakkâri oldu. İstanbul, 100 üzerinden 86.01 puan aldı. Beşeri Sermaye ve Yaşam Ekonomi Servisi Kalitesi Alt Endeksinde ise Ankara en rekabetçi il Türkiye’nin en önde gelen olurken, Ankara’yı İstanbul, Eskişehir, İzmir ve Isşehri İstanbul, kendi iş parta izledi. URAK Yönetim Kurulu Başkanı dünyasının gözünde aynı Ali Koç, rekabet gücü açısından açık ara önde olan başarıyı gösteremiyor. İş şehirlerin sürekli göç almasının ve nüfus artışıdünyasının gözünde nın, yakın gelecekte bu illerin rekabet beceriparlayan iller Eskişehir, sini olumsuz etkileyeceğine dikkati çekerek, Kayseri, Konya ve Bursa “İstanbul’da yaşam kalitesinin göreceçıkarken, İstanbul bu sıralamada li olarak düşük olmasının başlıca se24, İzmir 6, Ankara ise 11. sırada bebi, göç yüzünden yaşanan nüfus yer aldı. MasterCard ve Boğaziçi artışıdır. Bu göçü durduracak Üniversitesi’nin Frekans Araştırma çözümlerin bulunması Şirketinin katkılarıyla yürüttüğü gereklidir” dedi. Türkiye’nin Şehirleri Sürdürülebilirlik Araştırması’na göre, 29 ilin yer aldığı sıralamada stanbul, sürdürülebilirlikte 24, çevre performansında 15. sırada. stanbul alarm veriyor Sürdürülebilirlik Araştırması’na göre, 29 ilin yer aldığı sıralamada İstanbul, sürdürülebilirlikte 24, çevre performansında 15, ekonomik performansta 22, sosyal performansta Ağrı’nın bir sıra önünde 28 ve yaşam kalitesinde 22’nci sırada bulunuyor. İş dünyası özellikle çevre alanında kentin durumundan ve gelecek yıllarda sergileyeceği performanstan umutsuz. Ulaşım sorunu, nüfus yoğunluğu İstanbul’un diğer eksileri olarak görülüyor. EDAK S.S. İZMİR ECZACILAR ÜRETİM TEMİN DAĞITIM KOOPERATİFİ GENEL KURUL DUYURUSU KOOPERATİFİMİZ 32. OLAĞAN GENEL KURULU, AŞAĞIDAKİ GÜNDEM GEREĞİ 22 Mayıs 2011 Pazar günü saat 11.00’de Kooperatif Merkezinde, Ana Sözleşmenin öngördüğü çoğunluk sağlanamazsa çoğunluksuz olarak 29 MAYIS 2011 PAZAR GÜNÜ Saat 11.00’de, ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ Konak / İZMİR Adresinde yapılacaktır. Katılımınızı rica ederiz. Saygılarımızla, YÖNETİM KURULU GÜNDEM: 1 Açılış, 2 Başkanlık Divanı seçimi (1 Başkan, 1 Başkan Yardımcısı, 2 Yazman Üye) oluşturulan Başkanlık Divanına toplantı tutanaklarını imzalama yetkisi verilmesi, 3 Saygı Duruşu, 4 Açılış Konuşmaları, 5 Yönetim Kurulu çalışma raporu, Denetim Kurulu raporunun okunması, 6 2010 yılı bilançosu ile gelir gider farkı hesapları ve 2011 yılı taslak bütçenin sunulması, 7 Raporlar, Bilanço, Gelir Gider farkı hesapları ve taslak bütçe üzerinde görüşmeler, 8 2010 yılı Bilanço ve Gelir Gider farkı hesaplarının onaylanması, 9 Yönetim ve Denetim Kurullarının ayrı ayrı aklanması, 10 2011 yılı Taslak Bütçenin onaylanması, 11 2010 yılı risturnları hakkında karar alınması, 12 Kooperatife yeni katılacak üyelerin giriş koşullarının ve tüm üyelerin genel çalışma şartları ile erken ve geç ödemelerden kaynaklanan iskonto ve vade farkı oranlarının tespiti ve Yönetim Kuruluna bu konuda verilecek yetkinin belirlenmesi, 13 Kooperatifimizin ticari hayatını idame ettirebilmesi için; a) Portföyünde bulunan çek, bono, ticari kart ve kredi kartları karşılıklarının teminat gösterilerek Kooperatifimizin çalıştığı banka ve tedarikçi firmalarla teminat, rehin ve temlik sözleşmeleri imzalanabilmesi için, b) Kooperatif bünyesinde kayıtlı taşınır malların amortisman, kullanım değer ve maksatları gözetilerek gereği halinde satışı için, Yönetim Kuruluna yetki verilmesi, 14 Kooperatiften çıkan ve çıkarılan üyelerle ilgili karar alınması, 15 Kooperatif amaçlarını gerçekleştirmek üzere, şubeler açmaya, açılmış şubelerin gereği halinde nakil işlemlerini veya kapanış işlemlerini yapmaya ve faaliyet konusu ile ilgili tarif edilmiş görevlerde; kurulmuş ve kurulacak şirketlere iştirak etmek hususunda Yönetim Kuruluna yetki verilmesi, 16 Kooperatifimize ait 7411 Sokak No: 3 Pınarbaşı / İZMİR adresindeki, İzmirBornova –Pınarbaşı KöyüKırbağlar Mevkiinin 30M4A Pafta,405 ada ve 7 parselinde kayıtlı kargir işyeri vasıflı gayrimenkulün satışı konusunda, satış usulü ve asgari fiyatın kararlaştırılarak Yönetim Kuruluna bu konuda verilecek yetkinin belirlenmesi ve satış işlemi yapılmaması durumunda, gereği halinde Kooperatife teminat sağlanması adına ipotek verme yönteminin belirlenerek bu konuda Yönetim Kuruluna yetki verilmesi, 17 Kooperatifimiz FARMA GELİŞİM projesinin pilot uygulaması için uygulamaya katılacak eczane kriterlerini belirlemek, eczaneleri seçmek ve projenin pilot uygulamasını hayata geçirmek adına Yönetim Kuruluna yetki verilmesi, 18 6111 sayılı Yasa hakkında bilgilendirme yapılması ve gereği halinde karar alınması, 19 Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin, Kooperatif ile ilgili toplantı, eğitim, sempozyum ve fuarlara katılabilmeleri için yapacakları şehir dışı ve yurtdışı seyahatlerindeki zorunlu harcamaların (ulaşım, konaklama, yemek) belgelendirilmesi şartı ile Kooperatif bünyesinden karşılanmasına ilişkin karar alınması, 20 Dilek ve Temenniler, 21 Kapanış. Rönesans’tan Rusya’ya 110 milyonluk AVM Ekonomi Servisi Rönesans Gayrimenkul Yatırım’ın (RGY) Rusya’da 110 milyon Avro yatırımla gerçekleştirdiği Aura alışveriş merkezi törenle açıldı. Sahip olduğu 150 bin metrekarelik alanla bölgenin en büyük alışveriş merkezi olan Aura’da 211 mağaza faaliyet gösteriyor. Rönesans Holding Yönetim Kurulu Başkanı Erman Ilıcak, Aura’nın Türk markalarını Rusya’ya taşıyan bir koridor vazifesi gördüğünü belirterek “Ön açılışını yaklaşık 1 ay önce gerçekleştirdiğimiz Aura’nın gördüğü rekor ilgi, RGY’nin yatırım başarısını kanıtlıyor. Günde 70 bine yakın ziyaretçi ağırlıyoruz. Rusya pazarındaki kârlı yatırımlarımızı hızla sürdürerek Surgut ve Tyumen’de 2 AVM’yi daha inşa etmeyi hedefliyoruz. Bu yatırımlar, RGY’yi güçlendirdiği gibi, Türk markalarının yabancı pazarlara açıldığı koridorlar haline geliyor” diye konuştu. Pepsi marka avında Ekonomi Servisi PepsiCo. İçecek Türkiye Genel Müdürü Hüseyin Tulpar, daha hızlı büyüme için stratejik satın almalarla ilgilendiklerini belirterek 2011 yılında genel olarak 100150 milyon TL yatırım planladıklarını söyledi. Şirketin 2011 yılı ilk çeyrek sonuçlarını anlatan Tulpar, “Pepsi markamız, yüzde 10 büyüyen kola kategorisinde yüzde 23 gibi bir oranla pazar payı alan tek marka oldu. Meyveli gazoz kategorisi yüzde 13 büyürken Yedigün markamız yüzde 36 büyüdü. Gazoz bu yıl yüzde 4 büyürken Fruko markamız en büyük gelişmeyi gösterdi. Mandalin ve kan portakalı gibi portakal dışı meyveli gazoz kategorisinde yüzde 80 büyüyerek liderliğimizi sürdürdük. Alkolsüz soğuk içecekler pazarı yüzde 5 ile 10 arasında büyüdü. Kişi başına yılda 38 litre soğuk içecek tüketildi” diye konuştu. Vergi rekortmeni değişti Ekonomi Servisi Türkiye’nin 2010 gelir vergisi rekortmeni değişti. Adının açıklanmasını istemeyen bir mükellef, verdiği pişmanlık beyannamesi ile birlikte toplam 23 milyon 202 bin 489,74 lira gelir vergisi beyan ederek 2010 vergilendirme dönemi gelir vergisi sıralamasında, daha önce ilk sırada yer alan Mustafa Rahmi Koç’u geçti. İstanbul Vergi Dairesi Başkanı Mehmet Koç, AA’ya yaptığı açıklamada, vergi rekortmenleri listesinin değiştiğini doğruladı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle