15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y B B Y 13 8 15 9 16 12 16 18 18 22 20 22 17 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars Y Y B Y Y Y B B B B PB PB PB 16 17 14 19 21 17 16 20 14 16 8 10 8 HABERLERİN DEVAMI Oslo B Helsinki Y Stockholm Y Londra Y AmsterdamPB Brüksel Y Paris PB Bonn Y Münih Y Berlin Y Budapeşte Y Madrid A Viyana Y 11 5 11 12 12 12 13 13 8 9 14 26 13 Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Moskova Aşkabat Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Y Y Y B Y K B B Y A Y A A 16 11 17 18 13 4 28 31 14 29 11 28 23 Ülkemizin iç ve batı kesimleri parçalı ve çok bulutlu, Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun batısı, Batı Karadeniz ile Yozgat, Samsun, Çorum ve Amasya çevreleri yağışlı geçecek. Yağışlar Marmara, Ege, Batı Akdeniz, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Batı Karadeniz’in batısında kuvvetli olmak üzere yağmur ve sağanak, Güney Ege ve Batı Akdeniz’de gök gürültülü sağanak şeklinde olacak. 14 N SAN 2011 PERŞEMBE TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 14 Nisan GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Erdoğan, AKPM’de kendisine soru soran parlamenterlere verdiği sert yanıtlarla Türkiye’ye mesaj gönderdi Baştarafı 1. Sayfada 1 Kasım 1922: Saltanatın kaldırılması. 13 Ekim 1923: Ankara’nın başkent olması. 29 Ekim 1923: Cumhuriyetin ilanı. 19241930: Çok partili rejim denemeleri. 193019331934: Kadınlara belediye, muhtarlık ve milletvekili seçimlerinde siyasal hakların verilmesi. 1934: Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olması. 25 Kasım 1925: Şapka ve Kıyafet devrimi. 26 Kasım 1934: Lakap ve unvanların kaldırılması. 21 Haziran 1934: Soyadı Kanunu. 26 Aralık 192426 Mart 1931: Milletlerarası takvim ve saatin, yeni rakamların kabulü ve ölçülerde değişiklik. 30 Kasım 1925: Tekke ve zaviyelerin kapatılması. Eğitim ve kültür alanındaki devrimler: 3 Mart 1924: Öğretimin birleştirilmesi. 1924: Medreselerin kapatılması. 1 Kasım 1928: Harf Devrimi. 12 Nisan 193112 Temmuz 1932: Türk Tarih ve Dil kurumlarının kurulması. 1932: Dil devrimi. 1933: Üniversite reformu. Ekonomi alanındaki devrimler: 1923: İzmir İktisat Kongresi. 17 Şubat 1925: Aşar (öşür) vergisinin kaldırılması. 1925: Çiftçinin özendirilmesi. 1925: Tarım ve Kredi Kooperatiflerinin kurulması. 1 Temmuz 1926: Kabotaj Kanunu. 28 Mayıs 1927: Sanayi Teşvik Kanunu. 1929: Toprak Kanunu. 19331937: 1 ve 2. Kalkınma Planları. 1935: Ticaret ve Sanayi odalarının kurulması. Hukuk alanındaki devrimler: 1921: Teşkilatı Esasiye Kanunu. 1924: Yeni anayasanın kabulü. 19241937: Mecelle’nin kaldırılması. 19241937: Türk Medeni Kanunu. Şeriyye mahkemelerinin kapatılması. 1926: Türk Ceza Kanunu. Kemal Kılıçdaroğlu dönemi: 11 Nisan 2011: Liste devrimi! Avrupa’da seçim şovu Dış Haberler Servisi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Genel Kurulu’nda konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, 12 Haziran öncesi Türkiye’deki iç siyasete ilişkin seçim şovu yaptı. Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Erdoğan’ın takındığı üslup dikkat çekti. “Halk isterse seçim barajını düşürürüz, size soracak değiliz” diyen Erdoğan, Türkiye’deki dini özgürlükler konusunda soru yönelten bir vekil için ise, “Zannederim arkadaş Fransız. Ama Türkiye’ye de Fransız” ifadesini kullandı. Başbakan Erdoğan, dün Strasbourg’daki Avrupa Konseyi binasında AKPM Genel Kurulu’na hitap etti. Erdoğan, Türkiye’nin, 61 yıl önce dün, 13 Nisan 1950’de Konsey’e üye olduğunu hatırlatarak, Avrupa Konseyi ve Türkiye açısından son derece anlamlı bir yıldönümünde genel kurula hitap ettiğini söyledi. Son dönemde, Avrupa içinde yükselen ırkçılığa, ayrımcılığa, hoşgörüsüzlüğe dikkat çeken Erdoğan, “Üzülerek gözlemliyorum ki, Avrupa içinde kutuplaşma giderek şiddetlenmektedir. Popülizm uğruna, oy alabilmek ve seçilebilmek hırsıyla, en temel insani değerlerin, en temel hakların, özgürlüklerin baskı altına alınması, sadece o ülkenin halkına değil, tüm bir Avrupa’ya, bu geniş coğrafyaya yapılmış en büyük haksızlık ve kötülük olacaktır” dedi. ‘Türkiye’ye Fransızsınız’ ir parlamenterin “Bütün dini azınlıkların eşit olarak ibadet yerlerine erişim haklarının, dinlerini ifade etme haklarını yaşayabilmeleri için bize nasıl bir güvence getirebilirsiniz” sorusuna Erdoğan, “Sizi Türkiye’ye davet etmek isterim. Türkiye’yi yakından takip etmiyorsunuz. Duyduklarınızla hareket ediyorsunuz. Zannediyorum, arkadaşımız Fransız mı? Ama Türkiye’ye de Fransız... Biz de böyle güzel bir söz var: Türkiye’ye çok Fransızsınız” dedi. Başbakan Erdoğan sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde bulunan ne kadar farklı dini azınlık varsa hepsinin ibadetini yapma noktasında garan ‘Barajı size soracak değiliz’ rdoğan, bir parlamenterin “Demokratik değişimden yana olduğunuzu söylediniz. Ancak buna saygılıysanız, neden Türkiye’deki yüzde 10’luk barajı indiremediniz” şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi: “Yüzde 10 barajını koyan benim partim değil, biz de yüzde 10 barajıyla geldik. Biz sol kanatta ve sağ kanatta veya uçlarda kalmadık. Türk’üyle, Kürt’üyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Romanıyla hepsini kucakladık. Şu anda Fransa’da Romanların buradan kovulduğunu görüyorum. Demokrasi bu mu? Fransa’da şu anda kişisel inanç özgürlüklerine saygının olmadığını görüyorum. İnanç özgürlüğü bu mu? Türkiye’yi bu noktada yargılama gayreti içerisine girenler, önce kendilerine baksınlar. Şu anda Avrupa’da yüzde 8, yüzde 7 barajı da var. Yeri geldiği zaman bu barajın biraz düşürülmesi gerekirse onu da yine halkımızla müzakeresini yaparız ama onu size soracak değiliz. B Parlamenterler şaşırdı tisi benim, sigortası benim. Kimse bu noktada ‘biz ibaretimizi yapamıyor durumdayız’ diyemez. Eğer derse, hakikaten bize karşı bu saygısızlık olur. Kim diyorsa haberim olsun, bizzat ilgileneceğim, bizzat takip edeceğim. Bu kadar açık konuşuyorum.” E Başbakan Erdoğan’ın kullandığı “Fransız kalmak” deyimi, simultane tercüme sırasında anlaşılmadı. Konuyla ilgili olarak Türk gazetecilerden bilgi alan parlamenterlerin bir bölümü gülümserken özellikle Fransız parlamenterler tepki gösterdi. Bazı uluslararası haber ajansları da Erdoğan’ın kullandığı deyimi açıklayan haberler yaptı. ‘Avrupa’da darbeci yok’ Dış basında ‘seçim’ vurgusu ‘Kampanyanın tam ortasında’ Haber Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AKPM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma dünya basınında da geniş yer buldu. WALL STREET JOURNAL: Bu aralar, Türkiye’de Fransızları eleştirmek çok prim yapıyor ve Erdoğan bir seçim kampanyasının tam ortasında. Birçok Türk, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı olmasını derin bir hakaret olarak görüyor. Erdoğan AKPM’de kendisini dinleyen vekillere, Türkiye’yi insan hakları konularında eleştirmeden önce kendi ülkelerine bakmalarını ve Türkiye’nin seçim sürecinin onların işi olmadığını söyledi. Ancak Türkiye’nin AB üyelik sürecinin artık Türkler arasında oy getiren bir durum olmadığından hiç bahsetmedi. Analistler Erdoğan’ın bu çıkışını ikinci “One minute” olayı olarak nitelendirmeye başladı bile. REUTERS: Türk Başbakan Fransa’yı peçe yasağından dolayı topa tuttu. AFP: Türkiye, Avrupa’yı Arap dünyasının özgürlük haykırışlarını duymaya çağırdı. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Son haftalarda basın üzerinde, ifade özgürlüğü üzerinde baskı, kısıtlama, yasaklama olduğuna dair iddialar, açık söylüyorum, gerçeği yansıtmıyor. Şu kadarını söylemeliyim ki 8 yıl öncesine kadar, demokrasi dışı odaklardan, özellikle çetelerden ve mafyadan talimat alarak manşet atan, yazı yazan bazı basınyayın organları, bugün tamamen özgür ve serbest biçimde yayınlarını sürdürmektedir. Herkes özgürce, serbestçe eleştirilmekte, anlaşmazlıklar ise tamamen hukuk çerçevesinde ele alınmaktadır. Bazı tutuklama ve gözaltıların, Avrupa’da basın özgürlüğüne müdahale olarak algılandığını biliyoruz ama Avrupa’da, darbelere çanak tutan, darbeleri teşvik eden gazete ve gazetecilerin olmadığını da hatırlatmak isterim.” Şu anda Türkiye’de, tutuklu ve hükümlü olarak 26 gazetecinin ha piste olduğunu söyleyen Erdoğan, bu gazetecilerden hiçbirinin, gazetecilik faaliyetinden dolayı tutuklu olmadığını savundu. Erdoğan’ın “Uzun süreli tutukluluk noktasında rahatsızlığımız var” yönündeki sözleri ise dikkat çekti. Kitaba bomba benzetmesi Erdoğan, bir parlamenterin, “Kadın teşkilatına değindiniz ama heyetinizde hiç kadın olmadığını tespit ediyorum. Umarım gelecek sefer heyetinizde kadınlar da olur. Basın özgürlüğünün önemini vurguladınız. İmamın Ordusu kitabı sansüre uğradı ve Ahmet Şık isimli gazeteci tutuklandı. Yayından önce önce yapılan sansürün ve yazarının tutuklanmasının sebebini açıklar mısınız” sorusu üzerine Er doğan, şunları kaydetti: “Az önce sorduğunuz kitapla ilgili, bu kitapları toplatan ben değilim. Bu basılmamış kitapla ilgili bu tutuklanan medya mensuplarının belge, bilgileri dediğimiz olay var ya, işte bu belge ve bilgiler ardından neyin geldiğini gösteriyor ki yargı, yürütmeye ‘burada şöyle bir hazırlık var, hemen siz bu hazırlığın üzerine gidin’ diyor ve o hazırlığın üzerine gidildiğinde ortaya bu çıkıyor. Bombayı kullanmak suçtur ama bombanın hazırlanmasındaki malzemeleri kullanmak da suçtur. Diyelim ki bir yerde bombanın kullanılmasında ne varsa, fitilinden ta diğer maddelerine varıncaya kadar ne varsa bunun ihbarı gelmişse, güvenlik güçleri gidip bunları toplamaz mı, almaz mı?” ‘Diasporadan ürküyorlar’ rdoğan, “Türkiye Ermenistan’la protokol imzaladı. İmzanızın anlamı nedir? Eğer sınırların açılmasını doğrudan Yukarı Karabağ ihtilafının çözülmesine bağlarsanız bu protokol ne işe yarar? Bu sınırın açılmaması sizi taraf haline getirmiyor mu? Kars’taki, halklar arasındaki dostluğu simgeleyen bazı anıtların kaldırılmasını nasıl açıklıyorsunuz?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Ermenistan halkının hak ve hukukunu koruma noktasında bizim kendi taahhütlerimiz var. Ve biz dost, kardeş Azerbaycan halkının hakkını ve hukukunu da Ermenistan’a yediremeyiz bu kadar açık konuşuyorum. Ermenistan yönetimi bu noktada diyasporaya karşı çok ciddi bir ürkeklik içerisinde. Bizim ise kimseden bir ürkekliğimiz söz konusu değil. Eğer Ermenistan yönetimi Ermeni diyasporasına karşı bu ürkekliğini atabilirse öyle zannediyorum ki bu işi çözmek daha kolay olacaktır. Bu yapıldığı zaman hemen kapılar da açılır, çözümler çok daha süratle gelişebilir” E Türban tepkisi ABD kızıma vize vermedi aşbakan Tayyip Erdoğan, gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasına yaptığı yorumla hükümet cephesinden tepki alan ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’ye Fransa’dan yüklendi. Erdoğan, ABD Büyükelçiliği’nin kızına “fotoğrafın düzgün değil” diyerek vize vermek istemediğini söyledi. Kızı ve gelininin ABD vizesi almak için başvurduğunu, ilk başta bir sorun yaşamadıklarını ancak daha sonra kızının fotoğrafının uygun olmadığını söyleyerek başka fotoğraflar istendiğini belirtti. Sonrasında kendisinin ve Ankara’nın devreye girmesi ile sorunun çözüldüğünü belirtti. Erdoğan bu konuyla ilgili, “Bir başbakan olarak benim kızım bu sorunu yaşıyorsa, vatandaşlarım acaba ne sorun yaşıyor” diye sordu. Başbakan ayrıca Büyükelçi Riccardone’nin dünkü açıklamalarını da, “Önce kendileri demokrasiyi kavrasınlar” yanıtını verdi. B Başbakan Tayyip Erdoğan, AKPM’de yaptığı konuşmanın ardından Türk gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan akşam saatlerinde Strasbourg’dan ayrılarak Türkiye’ye döndü. (Fotoğraf: AA) CHP’den Erdoğan’a tepki Tanrıkulu: Bu anlayış Türkiye’yi yönetemez ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, Ahmet Şık’ın tutuklanması ve kitabının imha edilmesine ilişkin soruya verdiği yanıtta “Bomba yapmanın ihbarı gelmişse güvenlik güçleri bunu toplamaz mı?” sözlerini eleştirdi. Bu sözlerden “irkildiğini” söyleyen Tanrıkulu, “Başbakan demokrasinin temel ilkelerinden habersiz. Zihin dünyasının demokrasi ile örtüşmediğini ortaya koydu” dedi. Erdoğan’ın bomba hazırlığı ile kitap hazırlığını bir tutmasına sert çıkan Tanrıkulu, “Bu anlayış Türkiye’yi yönetemez” diye konuştu. Erdoğan’ın tutuklu gazetecileri eleştirerek yargıya müdahale ettiğini belirten Tanrıkulu, “Savcıyı da geçmiş yargıç gibi suçlamıştır, hüküm vermiştir” dedi. ‘TSK yanlış yaptı’ KPM’de yaptığı konuşmanın ardından Türk gazetecilerle bir araya gelen Başbakan Erdoğan, bir süre önce Balyoz davasından tutuklu askerlerle ilgili açıklama yapan TSK’yi eleştirdi. Askerlerin tututkluluk hallerine yönelik itirazı reddeden mahkemenin kararını anlamadığını belirten TSK, bu açıklamayı Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde duyurmuştu. Başbakan Erdoğan bu açıklamanın doğru olmadığını belirtip, “TSK Balyoz açıklamasında yanlış yaptı” dedi. Başbakan Erdoğan ayrıca Ergenekon savcısı Zekeriya Öz’ün görev yerinin değişmesinin davayı sürecini değiştirmeyeceğini belirtti. Türbanlı aday gösterilmesi için A Elçilikten yanıt: Vize için yüz tam olarak görünmeli ABD Büyükelçiliği yazılı bir açıklama yaparak Başbakan Erdoğan’a yanıt verdi. Açıklamada, “ABD Dışişleri Bakanlığı, vize başvurusu yapanlardan başörtülerini çıkarmasını talep etmiyor. Bununla birlikte vize başvurularında kullanılan fotoğraflar için belirgin kurallar var. Vize başvuru fotoğraflarında, başvuranın yüzünün tam olarak görünmesi gerekiyor ancak bu, başvuruyu yapanın başındakini çıkarmasını gerektirmiyor” denildi. kampanya yapan gruplara da tepki gösteren Erdoğan, “Bu konu pazarlık haline getirilmemeli bu yakışıksız olur. Gerilimin tarafı olmayacağız. Başörtülülerin aday yoksa oy yok kampanyasını kınıyorum, demokrartik bulmuyorum” yorumunu yaptı. li olarak, “Devlet istediğiyle görüşür” dedi. “Devleti iktidar yönetir pazarlığı hükümet yapar” açıklamasını yaptı. ‘Entegrasyon kesinlikle olmalı’ ültürel asimilasyon ve entegrasyon konularına nasıl baktığına yönelik soruyu yanıtlayan Erdoğan, “Kültürel noktada asimilasyona kesinlikle karşıyım ve bunu bir insanlık suçu olarak görüyorum’’ dedi. Entegrasyonun ise kesinlikle olması gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Ne biz kendi ülkemizdeki farklı ülkelerin veya farklı dinlerin, farklı milletlerin insanlarını asimile etmeye çalışırız ne de kendi insanımızın farklı ülkelerde asimile edilmesi çalışmalarına sıcak bakarız. Bunu yanlış buluyoruz.’’ Tiyatrodaki gerginlik Kızı Sümeyye Erdoğan’ın bir tiyatroda yaşadığı olaylar için ise Başbakan Erdoğan, “Sanat böyle sevdirilmez. Bu sanatın ötesinde ideolojinin deli gömleğine giydirilmesidir” dedi. Erdoğan, Jacques Chirac döneminde FransaTürkiye ilişkilerinin olumlu olduğunu, şu anda ise olumsuz yöne gittiğini savundu. Başbakan, Fransa’da Türklere ayrımcılık yapıldığını ancak Türkiye’de Fransız işadamı ve vatandaşlarına ayrımcılık yapılmadığını anlattı. K Öcalan’la görüşme BDP’nin Güneydoğu’daki devlet imamlarına yönelik sivil itaatsizlik çağrısına da Erdoğan, “Diyanet’in beyanlarını tanımıyoruz demek tehlikeli” dedi. Erdoğan, “Güneydoğu’da marka değil, hizmet peşindeki adayları seçtik” ifadesini kullandı. Erdoğan, İmralı’da Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmelerle ilgi C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle