25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 14 N SAN 2011 PERŞEMBE kultur@cumhuriyet.com.tr 16 ‘Açık Şehir’de Ödül Haftası Kültür Servisi Yapımcılığını ve genel yönetmenliğini Demet Haselçin’in yaptığı “Açık Şehir”de bugün son günlerin edebiyat ödüllerine yer veriliyor. Bugün saat 23.05’te TRTTürk’te yayımlanacak programda Memet Fuat Deneme Ödülü’nü alan Faruk Duman, Ceyhun Atuf Kansu ve Necatigil Şiir Ödüllerini kazanan Ferruh Tunç’la söyleşiler yer alıyor. Doğan Hızlan ve Semih Gümüş, “Stüdyo”da, Erdal Öz Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Şavkar Altınel’i ağırlıyor. İhsan Yılmaz, Levent Çalıkoğlu’yla birlikte İstanbul Modern’deki “Kayıp Cennet” sergisini geziyor. Murat Gülsoy ise, EdebiyatSinema Uyarlamaları bölümünde, Alfred Hitchcock’un uyarladığı “Trendeki Yabancılar”ı anlatıyor. Program, 16 Nisan Cumartesi günü saat 11.10 ve 18.10’da, 17 Nisan Pazar günü saat 14.10’da tekrarlanacak. KÜLTÜR Grup Yorum, 17 Nisan’da Bakırköy’de ‘Türküler Susmaz, Halaylar Sürer’ diyecek Hedef 100 bin izleyici Kültür Servisi Haziran 2010’da İnönü Stadyumu’nda 50 bin kişiyi bir araya getiren Grup Yorum, sevenleriyle 17 Nisan Pazar günü saat 14.00’te yeniden tarihi bir konser için buluşmaya hazırlanıyor. 26 yıldır bu ülkede şarkılar, marşlar, türküler söyleyen Yorum’un, Bakırköy’deki ücretsiz konserinde bu kez hedefi 100 binden fazla dinleyen. Konserde, halk müziğinden rock müziğe, etnik müzikten protest müziğe kadar, kendi alanlarında söz sahibi olan aralarında müzisyen Mor ve Ötesi, Kubat, Leman Sam ve Sırrı Süreyya Önder, Tuncel Kurtiz’in de bulunduğu sanatçılar kendi şarkıları yanında Yorum şarkıları da seslendirecekler. Müzikleri kadar, savundukları ideolojileriyle de dikkat çeken ve müzikal geçmişleriyle bir fenomen haline gelmiş Yorum bu sefer türkülerini “Bağımsız Türkiye Düşünü Gerçeğe Çevireceğiz” sloganıyla söyleyecek: “Bağımsızlık, her vatanseverin ortak düşüdür. Bunun için seve seve verir canını. Anadolu toprakları üzerinde, her ulustan, her inançtan insan, tarihin en onurlu bağımsızlık savaşlarından birini vermiş, tüm vatanseverlerin kanı birbirine karışmıştır. Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Çerkez, Laz, Alevi, Sünni… Düşü gerçeğe çevirmenin kavgasını hâlâ veriyoruz. Çünkü vatanımız hâlâ işgal altında. Emperyalistler gizliaçık hâlâ sömürüyorlar ülkemizi. Kavgayı sürdürüyoruz; vatanımızı ölesiye seviyoruz çünkü. Türkülerimiz hâlâ o sevdaya, hâlâ o kavgaya dair bu yüzden... ” Grubun İnönü’deki 25. yıl konserinin DVD’si ve Orhan Kahyaoğlu’nun kaleme aldığı “25 Yıl Hiç Durmadan” isimli kitabın da Grup Yorum serüvenine kayıt düşen iki yapıt olarak raflarda olduğunu hatırlatalım. “Bağımsız Türkiye” sloganıyla Bakırköy İncirli’de E5 karayolu yanında “Cumartesi Pazarı”nın kurulduğu alanda yapılacak konsere, dinleyenlerden oluşan dev “Yorum Korosu” eşlik edecek. Fotoğraf: VEDAT ARIK an Sam, Sırrı Süreyya Konsere Mor ve Ötesi, Kubat, Lem cak. Grup Yorum’a, Önder ve Tuncel Kurtiz de katıla Korosu’ eşlik edecek. dinleyenlerden oluşan dev ‘Yorum 3 0 . S T A N B U L F L M F E S T V A L Kar gibi bir öykü Selim Güneş’in, Sabahattin Ali’nin ‘Ayran’ öyküsünden sinemaya uyarladığı ‘Kar Beyaz’ bugün festivalde Emma Donoghue Orange Ödülü’ne aday DUBLİN (AA) İrlandalı yazar Emma Donoghue, “Oda” (Room) adlı romanıyla dünya edebiyatının prestijli ödüllerinden Orange’a aday gösterildi. Donoghue, edebiyat çevrelerinde beğeni toplayan ve yakın zamanda Türkçeye de çevrilen romanında, dünyaya kapalı bir odada annesiyle birlikte yaşayan küçük bir çocuğun hikâyesini anlatıyor. Orange Ödülleri, 16 yıldır dünya çapında eserlerini İngilizce kaleme alan kadın yazarlara veriliyor. Yarışmanın bu yılki adayları arasında Aminatta Forna, Emma Henderson, Nicole Krauss, Tea Obreht ve Kathleen Winter yer alıyor. “Ayran”dan hareket ederek film çekmeyi düşünmemin temelinde hikâyenin üzeSelim Güneş’in ilk filmi “Kar Beyaz”la rimde yaratmış olduğu etki vardı. “Ayran önce Antalya Film Festivali’nde buluştu iz bir kurşunun insanın yüreğini delip geçleyici. Sabahattin Ali’nin “Ayran” öykü mesi gibi bir etki bırakıyor” demişti bir sünden uyarlanan film, hem dostum, bende de bıraktığı büyük yazara bir saygı duruşu etki öyleydi. Nahif, diyaloSelim Güneş, hem de bu güçlü öyküden siğun çok az olduğu bir öykü nema yapmak isteyen Güneş’in “Ayran”; o duyguyu akbir darbe döneminin biraz da kendi hayat hikâyesi... tarmak adına görsellik hemen sonrasına, Güneş, bir darbe döneminin önemli bir yer tutacaktı Artvin’e yerleştirdiği hemen sonrasına, Artvin’e yerfilmde. Fotoğrafçı yönüme leştirdiği öyküyle babası ceöyküyle, babası güvenerek senaryo üzerinzaevindeki bir çocuğun yokcezaevindeki bir çocuğun de çalışmaya, senaryoyu sullukla, doğayla mücadelesigeliştirmeye başladım. yoksullukla, doğayla ni anlatırken Karadeniz’i de Senaryoda, öyküde olmücadelesini anlatırken mayan pek çok karakter ğil, hepimize tanıdık bir duyguyu anlatıyor. O küçük çoKaradeniz’i değil, göze çarpıyor… cuğun öyküsü, umut etmenin Öykünün özüne sadık kahepimize de öyküsü… larak senaryoyu geliştirirken tanıdık bir duyguyu Edebiyattan da beslenen yaotobiyografik birçok öğe anlatıyor. lın bir dili olduğunu anladığıekledim. Öykü 1930’ların mız yönetmen, ilk filmiyle en sonunda Balıkesir’de geçison Ankara Film Festivali’nden yor, ben daha zamansız bir üç ödülle döndü. Film, İstanbul Film Festi döneme, çocukluğumun geçtiği Artvin’e vali’nin Ulusal Yarışma filmleri kapsa uyarladım. Artvin’de çocukken biz de yol kemında ise bugün gösterimde. narında, ayran olmasa da meyve satardık. İnsan Sabahattin Ali öykülerinin gör Özetle benzeri Anadolu’nun başka bir yesel gücünü düşününce sinemaya aktarıl rinde, başka biçimde yaşanan bir yere taşımasını anlamakta zorlanmıyor, ama yi dım öyküyü. Sabahattin Ali’nin bir çocuğun ne de “Ayran”ı uyarlarken yola çıkış nok omuzlarındaki sorumluluğu anlattığı öykütasında kaygılarınız var mıydı? yü, aynı duyguyu, dönemi ve karakterleri geÖZLEM ALTUNOK tivalde Fes bugün Başkan Güleç suçlu bulundu Kültür Servisi Rüya Arzu Köksal’ın “Son Kumsal” adlı belgeselinin İnebolu’daki gösterimini engelleyen Belediye Başkanı İdris Güleç “Hakaret”ten suçlu bulundu. Güleç, belgeselin gösterimini 22 Temmuz 2008’de engellemiş, aynı zamanda yönetmene hakaret etmişti. Yönetmen, Belediye Başkanı’na tazminat davası açacağını da belirtti. liştirerek anlatmaya çalıştım. Bir anlamda kendi hayatınızı hikâyeye uyarladığınız ya da tam tersi hikâyeyi kendi hayatınıza uyarladığınız söylenebilir, ama dönem filmde tam olarak kestirilemese de, 12 Eylül sonrası olduğu izlenimi bırakıyor... Öyküde ortada bir baba var ama ondan hiç söz edilmiyor. Ben babanın neden yok olduğunun yanıtını verirken annenin de konumunu değiştirdim. Öyküde anne fahişelik yaptığı için dışlanan bir aile var, filmde ise dışlanma nedeni babanın politikliği. Bu, 12 Eylül’den sonra, pek çok yerde olduğu gibi, Şavşat’ta da yaşanmış bir gerçek. Ben buna filmde 12 Eylül demedim, ama bir insanın haksız yere ailesinden koparılma durumu ve onun yarattığı sonuçları göstermek adına darbe sonrası bir süreç olduğunu vurguladım. Fotoğraf kadar edebiyat da ilgi alanınız belli ki. Filmde pek çok alıntıyla da karşılaşıyoruz… Senaryo gelişirken ihtiyaç duyacağınız anda size çözüm olabilecek şeyler birikiminizle ilgili. Özellikle Türk edebiyatı ve şiiri ilgimi çekiyor. Filmde de Osman Şahin, Cengiz Aytmatov’dan alıntılar var. “Postacı” filminde Neruda’nın şiirini karısına okuyan ve sonra Neruda’ya “Şiir yazanın değil ihtiyacı olanındır” diyen postacı gibi... Kültür Servisi 17 Nisan’da son bulacak İstanbul Film Festivali’nde bugün öne çıkan filmler arasında ırkçılık ve faşizmi Afrikalı Saartjie Baartman isimli bir kadının hayat hikâyesi üzerinden anlatan “Siyah Venüs” saat 16.00’da Fitaş 1’de, İskenderiye’nin altkültürü üzerine bol müzikli film “Mikrofon” saat 14.00’te Rexx’te ve modern köle ticareti ve bir kadının özgürlük mücadelesini anlatan “Ben Köleyim” saat 21.30’da Fitaş 4’te izlenebilir. Ayrıca dünyadan yedi yönetmenin kısa filmleriyle bir araya geldiği “O Zaman ve Şimdi” saat 11.00’de Fitaş 1’de. İnsan haklarına dikkatleri çeken “O Zaman ve Şimdi”de ülkesinde hâlâ tutsak olan Cafer Penahi’nin filmi ve Hüseyin Karabey’in Hrant Dink üzerine yaptığı çarpıcı animasyon filmi de yer alıyor. Yerli yapımlar arasında ise “Bizim Büyük Çaresizliğimiz” saat 19.00’da, “Press” saat 21.30’da Atlas Sineması’nda izlenebilir. Ben Köleyim Ofsayta düşen hayatlar Reyan Tuvi’nin Antalya’da En yi lk Belgesel Ödülü aldığı ‘Ofsayt’ yarın stanbul Film Festivali’nde daki önyargılardan söz ederken onların ilerliyor. Filmde üç olay Tuvi’nin yaşadığı korkuyu da dile getiriyor Tuvar. Kalan, giden ve yok olan. “Göçmenlerin kabelgeseli, Afrikalı vi: “Kendilerinin hep uyuşturucuyla deri” diyor Tuvi. “Başgöçmenlerle ilgili özdeşleştirilmesi canlarına tak etmiş. larda kendimi bir futbol önyargıları Nijerya, Somali, Gana, Etiyopya futsahasında buldum. Sakırmaya yönelik. bol takımlarını kurmuşlar. Bu da dece futbol çekiyordum keşfedilmek ve kendilerini ifade etama daha sonra düğün, Yönetmen, cenaze ve Rashid’in gitçekimler sırasında mek için. Günün birinde iyi bir futbolcu olacaklarına ve kapağı Avrumeye karar vermesiyle öldürülen Festus pa’ya atacaklarına dair umut beslizaman içinde şekillendi yorlar.” film. Hem kalmak istiOkey’i de filme Mahallelerindeki, işyerlerindeki, kenyorlar hem de tutunamıkatmadan di halkları içindeki yaşamları hep sınırlı: yorlar burada.” edememiş. “Hayatları aslında klostrofobik Filmin çekimleri bitmek bir hayat. Evle iş arasında gidip geüzereyken Festus Okey len, sokaktan korkulan bir hayat. ölür ve o noktada Tuvi Özellikle Taju ve Rashid için söylü“Acaba Festus davası ve cenazesi ile ilgili şeyleri de çekmeli mi yorum, gece kulüplerine gitmezler. Güyim?” diye düşünür. “Sonuçta belgedir de venmedikleri insanlarla bir araya geldim. Filmde kullanmasam da çekmek is mezler. İçe dönük bir hayat yaşıyorlar. Fetedim. Ondan sonra dahil etmeye karar riköy’de halı sahada hem futbol oynaverdim. Belgesel Festus üzerine olmaya dıkları hem de aynı yerde toplandıkları bir caktı ama hayatlarının içinde, hayata salon var. Gettovari oluşumlar. Hayatlabakışlarında ya da bu ülkeyi terk etme rı hep o kilisede, bu camide ve oradaki futlerine, daha çok tedirgin olmalarına ne bol sahası ve düğün salonunda geçiyor. Kendilerini rahat hissettikleri yerdeler. Niden olan bir olaydı o.” Özellikle Afrikalı göçmenler konusun şantaşı’nda dolaşmazlar yani.” AYŞEGÜL ÖZBEK Orta Asya, Avustralya ve Afrika’da seyahat belgeselleri çekiyordu Reyan Tuvi. “Her şeyini benim yaptığım küçük bir projede, bir insan hikâyesi anlatmak istiyorum” diyordu. “Şimdi çok yakın dostum” dediği ve kurdukları futbol takımında top koşturan iki Afrikalı göçmen Taju ve Rashid’le tanıştı. Üç yıl önce başladığı çekimler sırasında o herkesin bildiği olay oldu; Nijeryalı Festus Okey Emniyet’te öldürüldü. “Ofsayt” filmi böyle doğdu. İstanbul Film Festivali’nde yarın 19.00’da Pera Müzesi’nde gösterimi yapılacak “Ofsayt”, İtalya’da futbolla ilgili sosyal konuları içeren “Goal” isimli bir festivalden de davet aldı. Film, 3. ligde bir futbol takımına girmeye uğraşan ve bir yandan da berberde çalışan Taju ve internette tanıştığı İngiliz sevgilisinin yanına gitmek isteyen Rashid üzerinden C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle