16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 13 N SAN 2011 ÇARŞAMBA 6 HABERLER Seçilip tahliye edilmeyen sanıkların nasıl yemin edecekleri sorusu şimdilik yanıtsız Tutuklu vekil olasılıkları LHAN TAŞCI Teferruat Seçimler tamamlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni üyeleri belli oldu. Bundan sonrası teferruattır. Gerçi biz daha oylarımızı kullanmadık, ama fark etmez, parti liderleri ve kurmayları seçimlerini yaptılar. Bunun adı nedir? Bunun adı barajlı, liderli, temsili demokrasidir. Durum böyleyse, demokrasi üzerinde düşünmenin zamanı da bir kere daha gelmiş demektir. Neden bizi kandırıyorlar? Ya da neden birbirimizi kandırıyoruz? Eskiden liselerde şöyle öğretilirdi: “Demokrasi Yunanca kökenlidir ve demos kratos sözcüklerinden oluşur. Halkın yönetimi demektir.” Ama Yunan kent demokrasisi köleci bir sistemdi ve köleler o demokrasinin sınırları dışında kalırlardı. Küçük şehir devletinin yurttaşları da güçlülerin peşi sıra gider çömleğe oylarını atarlardı. Yani bu demokrasinin geçmişi de pek ahım şahım bir şey değildi zaten. Daha sonra Amerikan kökenli “halkın, halk için, halk tarafından yönetimi” tarifi geldi. Eşeklerle fillerin atraksiyonudur. İçinde halk falan yoktur. Bol kampanya bol TV, bol Hollywood vardır. Sınıflı toplumlarda demokrasi zordur. Yoktur diyeceğim de, uzun yıllar yoğun ve çoğu zaman bedeli ağır çabalarla kazanılmış “demokratik haklar” nedeniyle umut taşıyan “zordur”u tercih ediyorum. Gerçek bir demokrasi, ancak zorbalığın her türlüsü tasfiye edilirse, halkın devleti sınırlandırmasında ciddi başarılar kazanılırsa mümkündür. Türkiye yıllarca işçilerin örgütlenmesini yasakladı. Zamanımızın liberalleri en ağır komünist avlarının yaşandığı bu yılları “demokrasiye geçiş yılları” olarak tarif ederler. Hangi demokrasiyse. Sonra uzun, kahırlı mücadelelerden sonra önce işçilerin partileşmesine kapı açıldı. İşçilerin partisi ve sendikası kuruldu. Kolay oldu sanmayın. Her günü savaştır. Her günü dayaktır, zorbalıktır, zindandır, ölümdür. O zorbalık ki, Meclis’e kadar uzanmış, işi vekil dövmeye kadar vardırmıştı. İlk fırsatta da işçi partisinin Meclis’e girmesine kapı açan görece demokratik milli bakiye sistemini kaldırdılar da kapıyı işçilere, işçi partilerine büyük bir zevkle kapattılar. Sonrası bol geldiği için darbeler eliyle daraltılan sosyal ekonomik haklardır. Mücadele sona ermedi kuşkusuz. Komünistler örgütlenme ve yasal çalışma haklarını kazandılar. Ama emperyalizmin yoğun ve sürüp giden derin saldırısının, çabuk yorulmuş bir devrimi teslim aldığı koşullarda oldu bu. O saldırı hâlâ Türkiye de dahil, bölgeyi altüst etmekle meşguldür. Komünistlerin pek çoğunun umutsuzluğa düşmesinin, bir kısmının saf değiştirmesinin, liberal olduğunu iddia eden işbirlikçi gazetelerde köşe yazmasının nedeni budur. Şimdi iddiaya göre “ileri demokrasi” devrine girmiş bulunuyoruz. Bu demokrasinin barajı yüzde 10’dur. Barajı aşmanın yolu bağımsızmış gibi yaparak Meclis’e girmek, orada grup kurmaktır. Kısaca barajlı, lider sultalı, hülleci bir demokrasidir bizim demokrasimiz. İşte bu koşulların “ileri demokratik Türkiye”sinde seçimler tamamlandı. TBMM’nin yeni üyeleri belli oldu. Gerçi biz daha oyumuzu kullanmadık, ama olsun. Çok önemli değildir, teferruattır. ANKARA Partilerin Yüksek Seçim Kurulu’na verdikleri milletvekili aday listelerinde, KCK, Ergenekon, Balyoz gibi davalardan tutuklu isimlerin yer alması, seçim sonrasında Türkiye’de yeni bir tartışmayı ve süreci gündeme getirecek. Tutukluluğun sona erdirilmesi koşulları arasında milletvekili seçilmenin bulunmaması nedeniyle sanıkların tahliyesine mahkemeleri “takdiren” karar verecek. Anayasa uyarınca vekil olarak göreve başlamak için Meclis’te yemin etme zorunluluğu bulunuyor. Bu nedenle vekil seçilip tahliye edilmeyen sanıkların, nasıl yemin edecekleri sorusu şimdilik yanıtsız. Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kana Yargıtay Onursal Başsavcısı Kanadoğlu, milletvekili seçilenlerin tahliye edilmemesi durumunda mazbatalarını alabileceklerini ancak yemin etmeden göreve başlayamayacaklarını vurguladı. doğlu, vekil seçilenlerin tahliye edilmemesi durumunda mazbatalarını alabileceklerini ancak yemin etmeden göreve başlayamayacaklarını vurguladı. AKP, CHP, MHP ve BDP önceki gün milletvekili aday listelerini Yüksek Seçim Kurulu’na teslim ettiler. CHP’nin aday listesinde, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal ile tutuksuz sanık Sinan Aygün yer aldı. MHP’nin aday listelerinde ise Balyoz davası kapsamında tutuklu bulunan emekli Korgeneral Engin Alan ismine yer verildi. BDP’nin aday listesinde ise PKK’nin “şehir yapılanması” olarak nitelendirilen KCK davasından tutuklu olan 6 kişi yer aldı. Aday olmalarında bir engel yok ama dokunulmazlık kazanamazlar” dedi. Kanadoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: “Tutuklu olanlar ‘dokunulmazlık kazandı’ gerekçesiyle tahliye de edilemez, milletvekili olduğu için tahliyesi söz konusu olamaz; böyle bir gerekçe kullanılamaz. Ancak ‘Tutuklu olma nedenleri ortadan kalktı, deliller toplandı, kaçma şüphesi yok’ ya da ‘delilleri karartamaz’ gerekçeleriyle tahliye edilebilirler, o ayrı bir şey. Sebahat Tuncel olayında da oldu; mahkeme ‘milletvekili seçildi ve dokunulmazlık kazandı’ gerekçesiyle tahliye etti. Hukukçular bölündü Tutuklu adayların milletvekili seçilmeleri durumunda yaşanacak süreç hukukçular arasında da bölünmeye neden oldu. Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, “Anayasanın 14 ve 83’üncü maddeleri, Ergenekon gibi bir davadan herhangi bir şekilde yargılananların milletvekili seçilse dahi dokunulmazlık kazanamayacağını açıkça ortaya koyuyor. Dönemin İstanbul Başsavcılığı itiraz etti tahliye kararına, bu defa gerekçeyi değiştirdi mahkeme ve ‘tutukluluk nedenleri kalmamıştır’ kararıyla tahliye etti. Davasının görülmesine de devam edildi. Mahkeme ‘tutukluluk nedenleri ortadan kalkmıştır’ demediği müddetçe Ergenekon tutuklularının herhangi biri milletvekili seçilse dahi tahliye edilmeyebilir, dolayısıyla dokunulmazlık kazanmaz.” ‘Göreve başlayamazlar’ Tutuklu sanıkların tahliye edilmemesi durumunda nasıl yemin edebileceklerinin sorulması üzerine Kanadoğlu, “TBMM’ye gidebilme özgürlüğü olmadığına göre gidip yemin edemezler. Bu milletvekilliklerinin düşmesi anlamına gelmez. Göreve başlamamış olurlar. Anayasaya göre, göreve başlamadan önce yemin etme koşulu var” dedi. Kanadoğlu, milletvekili seçilen tutuklu kişilerin vekilleri aracılığıyla mazbatalarını alabileceğini söyledi. Sabih Kanadoğlu, varsayım olarak tahliye edilmeleri durumunda, soruşturma ve kovuşturmaların süreceğini, herhangi bir değişiklik olmayacağını vurgularken, “Burada enteresan olan nasıl yemin etmeye gidecekler? Belli bir süre mazeretsiz olarak Meclis’e gitmemek vekilliğin düşme nedeni. Kendi iradesiyle gelmeme diye bir durum yok. Tutukluluktan büyük bir mazeret mi var?” değerlendirmesini yaptı. Tutuklu sanıkların vekil seçilmesine karşın tahliye edilmemeleri halinde yemin etmek için mazeretli olarak TBMM’ye gelip gelemeyecekleri sorusuna Kanadoğlu, “Dilerim bu noktalara gelinmez. Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde iki tane gardiyanla vekilin yemin etmesi içine sindirilebiliyorsa tamam. İnşallah o noktalara gelmez. Çünkü tartışılması fevkalade ayıp olacak, yazık olacak bir konu” diye konuştu. Eski Adalet Bakanı, Prof. Dr. Hikmet Sami Türk ise anayasanın 83. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının birlikte değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, “Milletvekili seçilse dahi yargılama devam eder diye yorumlamalı. Ama tutukluluk hali sona erer çünkü ceza almış olduğunda dahi kişinin cezasının infazı anayasaya göre dönem sonuna bırakılacak. Henüz suç işlediği kesinleşmemiş bir kimsenin suçlama dolayısıyla tutuklu kalması doğru değil. Ancak yargılama devam eder” dedi. ÖRGÜTLER PART LERE TEPK L ‘Kadınlar aldatıldı’ Kadın örgütleri, siyasi partilerin listelerinde yer alan kadın milletvekili aday sayısını yeterli bulmadıklarını belirtti. SEV L ARINAN ANKARA Siyasi partilerin milletvekili listelerinde gösterdiği kadın aday sayısı, kadın örgütlerince yeterli bulunmadı. Türk Kadınları Birliği Başkanı Sema Kendirci, “Kadınlar dolgu malzemesi olarak kullanıldı” derken Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan, “Kadınlar vitrin olarak kullanılmış. Açık bir aldatma var” dedi. İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Nazan Moroğlu ise erkek egemen siyasete son kez destek verdiklerini açıkladı. 12 Haziran seçimler için aday listelerini açıklayan siyasi partilerden CHP 109, AKP 78, MHP 56, BDP 13 kadın aday gösterdi. Siyasi partilerin listelerinde kadınların büyük bölümü seçilemeyecek biçimde alt sıralarda yer alırken parti liderlerinin sıralaması “samimiyetsizlik” olarak yorumlandı. Türk Kadınları Birliği Başkanı Sema Kendirci, kadınların listelerde seçilebilir sıraya yerleştirilmediğine dikkat çekti. Kendirci, “Ben de CHP’den aday adayıydım, seçilebilir sıraya konulmadığımı görünce çekildim. Biz dolgu maddesi değiliz. Listenin seçilebilir sıralamasına kadın örgütlerinden ‘kadın sözü’ edebilenler alınmalıydı. Üzgünüm ama bunu göremedim. Seçilebilir listeye baktığımızdaysa rakam 7080’i geçmiyor. Öncelikle burada önemli olan sorun sayı mı yoksa Meclis’e taşınma mı? Milletvekili seçilecek kadın adayların kaçı kadın sorunlarını, örgütlenmeyi, cinayet ve çocuk tacizlerini biliyor. Bu konularda bilgi sahibi. Yanı sıra kadını korumaya yönelik yasaların çıkacağı sırada, Meclis tatile girdi. Kamuoyu unuttu, ama biz unutmadık” dedi. Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan, son dönemde kadına yönelik şiddet, cinayet ve tecavüzlerin artmasıyla kadın hareketinin arttığını söyledi. Gündemi meşgul eden kadın olaylarından sonra siyasi partilerin kadın aday sayısını yükselttiğini belirten Sarıhan şunları kaydetti: “Bu tablonun arkasına baktığımızda kadınların seçilebilir yerlere konulmadığını görüyoruz. Kadınlar vitrin olarak kullanılmış. Açık bir aldatma söz konusu. Kadınlar bu listeyle yeteri kadar seçilebilir mi sorusuna ‘hayır’ yanıtını veriyorum. Bunların yanında CHP kadın örgütlerinin taleplerine kulaklarını tıkadı. ” Diyarbakır Valiliği, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ile Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) oturma eylemi için Dağkapı Meydanı’nda çadır kurma talebine izin vermedi. BDP ve DTK, başta Diyarbakır olmak üzere “anadilinde eğitim, KCK tutuklularının tahliye edilmeleri, askeri ve siyasi operasyonların sona erdirilmesi ve yüzde 10’luk seçim barajının sona erdirilmesi” talepleriyle 24 Mart’tan bu yana oturma eylemlerini sürdürdüğü çadırları yaygınlaştırırken, Diyarbakır’da da yer değişikliği yapmak istemişti. Ancak valilik, talebi reddetti. Bunun üzerine BDP’liler valiliğin kararını protesto etmek için oturma eylemi yaptı. Çadıra izin yok 553 KADIN ADAYIN 57’S TÜRBANLI ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP, CHP, MHP, DP, SP, DSP, BBP ve HSP’nin toplam 4 bin 613 adayı arasında sadece 553 kadın yer alıyor. AKP’de 78, CHP’de 109, MHP’de 63, DP’de 18, Saadet Partisi’nde 39, DSP’de 110, BBP’de 56 ve HSP’de de 80 kadın aday listelerde yer buldu. Böylece söz konusu partilerdeki toplam 4 bin 613 adayın, 4 bin 60’ı erkek ve 553’ü kadın adaylardan oluştu. HSP’nin 30 ve BBP’nin de 27 “türbanlı” aday göstermesi dikkati çekti. En çok kadın aday gösteren DSP’nin Kütahya’daki adaylarının tümü kadınlardan oluştu. adın aday yetersiz’ İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Nazan Moroğlu ise listelerde kadınların yetersiz olduğuna dikkat çekti. Moroğlu, siyasette hiçbir şeyin değişmediğini vurgulayarak “Erkek egemen siyasete son desteğimiz” dedi. Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA.DER) Genel Başkanı Çiğdem Aydın, erkeklerin bir kez daha kadınları aday göstermediğini belirterek, “Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyoruz. Siyasi partiler alışkanlıklarından vazgeçmediler ve bir seçime daha erkek erkeğe gitmeye, Türkiye’yi yine erkek dayanışması ve zihniyetiyle yönetmeye karar verdiler” dedi. Çiğdem Aydın yaptığı açıklamada “Siyasi partilerin en büyük güçlerinden biri olan kadın kollarının adayları, Türkiye kadın hareketinin önde gelen isimleri, ev kadınları, işçi kadınlar listelerde yok” dedi. ‘K Listelerinde en fazla sendikacı milletvekili adayına yer veren parti CHP oldu Başkanları sevindiren liste zzet Çetin Ankara 2. bölge 2. sıra, Süleyman Çelebi ise stanbul 3. bölge 3. sıradan aday oldu. MUSTAFA ÇAKIR B LGESAM’IN RAPORU ‘Doğudaki olaylar batıyı tetikleyebilir’ BAHADIR SEL M D LEK ANKARA Partilerin milletvekili aday listeleri görevlerinden istifa ederek siyasete atılan sendika başkanlarını sevindirdi. Listelerinde en fazla sendikacı kökenli adaya yer veren parti CHP oldu. CHP’nin sendikacı kökenli Genel Başkan Yardımcısı İzzet Çetin Ankara 2. bölge 2. sıra, eski DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi İstanbul 3. bölge 3. sıra, eski DİSK Genel Sekreteri Musa Çam da İzmir 1. bölge 4. sıra, CHP’nin sendikacı kökenli isimlerinden, PM üyesi Seyhan Erdoğdu Ankara 2. bölge 5. sıradan aday oldu. DİSK’e bağlı eski Genelİş Sendikası Eğitim Dairesi Müdürü Faruk Özdemir Ankara 1. bölge 12. sıradan aday gösterilirken aynı zamanda PM üyesi de olan eski Basınİş Sendikası Genel Başkanı Yakup Akkaya İstanbul 1. bölge 12. sıradan aday oldu. zzet Çetin Süleyman Çelebi Musa Çam Seyhan Erdoğdu Çalışma hayatının çeşitli alanlarında görevler üstlenen PM üyesi Perihan Sarı’nın ismi listelerde yer almadı. “Yer nedeni ile çekilmiş değilim, bunu özellikle vurguluyorum” diyen Sarı, şunları söyledi: “Benim itirazım kamuoyunca da PM’de tartışıldığı bilinen bir ismin listede yer almasına idi. Bu ad çevresinde oluşan algının partimize oy kaybettireceğini düşünerek kişisel değerlendirmelerim doğrultusunda aynı listede yer almamın uygun olmadığına karar verdim. Bu ismin CHP’ye uygun olmadığını düşünüyorum. Böyle bir listede yer almak istemedim. Bu isim çıkarıldığı takdirde yerimde kalarak, listede yer alabileceğimi söyledim. Bu kişi o listede olsaydı ve ben de 11. sıra değil de 4. sırada olsaydım yine çekilirdim. Bu kesinlikle yer ve sıralama sorunu değil.” ynı listede bulunmak istemedi Perihan Sarı’nın aynı listede bulunmak istemediği ismin Sinan Aygün olduğu konuşuluyor. AKP’de 2 sendikacı listelerde yer aldı. İktidar partisi, çalışma hayatıyla ilgili tasarıların hazırlayıcısı olan Çorum Milletvekili Agah Kafkas’ın yerine eski Hakİş Genel Başkanı Salim Uslu’yu aday gösterdi. AKP’nin aynı zamanda Genel Başkan Yardımcısı da A olan Manisa Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi yine aynı ilden aday gösterildi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer İstanbul 3. bölgede 1. sırada yer aldı. Memurlarla pazarlık görüşmeleri yürüten Devlet Bakanı Hayati Yazıcı da Rize 1. sıradan aday gösterildi. Yazıcı İstanbul’dan aynı zamanda memleketi olan Rize’ye kaydırılmış oldu. MHP, eski Demiryolİş Sendikası Genel Başkanı olan ve bir dönem Türkİş yönetiminde de görev alan Enver Toçoğlu’nu Sakarya 2. sıradan aday gösterdi. Eski Türkiye KamuSen Genel Başkanı Bircan Akyıldız da Karabük 1. sırada yer aldı. ANKARA Düşünce kuruluşu Bilgesam, 12 Haziran seçimlerine ilişkin güvenlik uyarısında bulundu. Bilgesam, seçim sürecinde Türkiye’nin doğusunda meydana gelebilecek gerek şiddet olayları gerekse sivil itaatsizlik eylemleriyle Türkiye’nin batısındaki olayların da tetiklenebileceği uyarısında bulundu. Bilgesam’ın raporunda özetle şu başlıklar yer aldı.  Terör örgütü, 2011 genel seçimlerinde yine baskı ve şiddet unsurları kullanarak seçmenin davranışlarını değiştirmeye çalışacak.  Öcalan demokratik vurgularla verdiği be yanatında, bölgede yaşayan vatandaşlarımızın kullandığı oyların BDP’li yetkililer tarafından kayıt altına alınma teknikleri geliştirmektedir. Seçim hilelerinin önüne geçmek üzere geliştirdiği iddia edilen yöntemlerden biri alternatif oy sandıklarıdır. Bu sisteme göre seçmen oyunu kullandıktan sonra örgütün desteklediği siyasi oluşum tarafından meydana getirilen seçim kurullarının huzurunda bir kez daha oyunu kullanacak ve örgütün destekçisi olduğunu ispat edecektir. Diğeri ise seçmen oyunu kullandıktan sonra bir siyasi görevli nezaretinde, önceden hazırlanmış olan listeye oy verdiğine dair imza atacaktır. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle