16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 N SAN 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA [email protected] KÜLTÜR ÖLÜMÜNÜN 61. YILINDA ANILDI 17 Bu hafta iki gece üst üste Beethoven’ın çellopiyano için yazdığı tüm yapıtlar seslendirildi Cemil Cem’in evine plaket kondu Kültür Servisi Basın ve karikatür tarihinin önemli isimlerinden Cemil Cem, ölümünün 61. yılında anıldı. 9 Nisan 1950 tarihinde aramızdan ayrılan çağdaş editöryal karikatürümüzün öncüsü Cemil Cem’in Moda’da yaşadığı ve kendi adını taşıyan sokaktaki evine, Kadıköy Belediyesi ve Karikatürcüler Derneği’nin girişimiyle “Modern Türk karikatürünün öncülerinden Cemil Cem bu evde yaşadı” yazılı plaket kondu. Törene Kadıköy Belediyesi Başkan Yardımcısı Mustafa Demircan, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı, Cumhuriyet Gazetesinin İmtiyaz Sahibi Orhan Erinç, Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker ile dernek üyelerinin yanı sıra semt sakinleri katıldı. Süreyya’da Beethoven geceleri Süreyya Operası’ndaki oda müziği konserleri, operabale temsillerinin yanı sıra, bu ortama yepyeni bir renk getirdi. Kadıköy Belediyesi’nin desteğinde ve Murat Katoğlu’nun sanat yönetmenliğinde son derece düzeyli, seçkin konserler yapılıyor. Bu hafta iki gece üst üste Beethoven’ın çellopiyano için yazdığı tüm yapıtlar seslendirildi. Çellist Efe Baltacıgil (1978), gurur kaynağımız olan yorumcularımızdan birisi. ABD’de Curtis Müzik Enstitüsü’nden mezun olunca Philadelphia Orkestrası’nın grup şef yardımcılığını kazanmıştı. Bu ünlü orkestradaki görevi bir yana Efe, oda müziği ve solo konserlerini sürdürmekte, dünyanın en ünlüleriyle sahneyi paylaşmakta. Piyanisti Benjamin Hochman da Curtis’ten, Kudüs doğumlu bir Amerikalı. Beethoven’ın ilk üç sonatını art arda çaldıkları konserde, özellikle 3. sonatta kusursuz bir uyum içindeydiler. Efe’nin tutkusu, piyanistin şarkı söyleyen yorumu, olağanüstü teknikleriyle birleşmişti. Bir Türk müziksever tarafından Efe’nin kullanımına 1680 Francesco Rugieri yapımı bir viyolonsel sunulmuş. Rugieri Cremona’lı bir sanatçı. Amati’nin yamağı olduğu söyleniyor. Aynı kentte Guarneri, Stradivari gibi ustaların yetiştiği dönemde yapılmış bir çalgı. Ve ilginç tarafı konserde seslendirilen Beethoven yapıtlarının bestelenmesinden 100 yıl önce yapılmış olması. Doğal ki Efe’nin onu değerlendirmesi de ayrı bir şans. Umarız Hochman ile Efe birlikte dünyanın dört bir yanında seslerini duyurmaya devam ederler. nı yetiştirip, onları dünyanın birçok orkestrasına kazandırdı. 1999 St. Petersburg “Prokofiyef Orkestra Şefliği Yarışması”nda üçüncülük, ardından, 2002 Atina “Dimitri Mitropoulos Orkestra Şefliği Yarışması”nda birincilik elde edince dikkatleri üstüne çekmişti. Nisan ayı başında çağımızın ünlü şefi Claudio Abbado’dan (1933) asistanlık daveti aldı. Bu göreve 16 Nisan 2011 tarihinde verilecek konserin hazırlığıyla başlıyor. Abbado’nun Bolonya’da kurduğu Mozart Orkestrası ve Mahler Oda Orkestrası’nın birleşimiyle, Martha Argerich’in solist olduğu konserde Ravel Sol Majör Piyano Konçertosu, Debussy Noktürnler yer alıyor. Alpaslan bu mevsim, üç konserde daha Abbado’ya asistanlık yapacak. Geçen hafta bu görevini coşku dolu satırlarla anlatıyordu: “Her eseri her akustiğe göre yeniden orkestralıyoruz. Abbado prova yaparken benim orkestra balansını, detaylardaki şeffaflığı takip edip onu uyarmamı istedi. Zaman zaman yer değişiyoruz: O salona iniyor, ben yönetiyorum. Yani onun 3. ve 4. kulağı gibi çalışıyorum. Ayrıca Debussy’nin Noktürnleri’ndeki koro ile ön hazırlık yapmamı istedi. Bugün La Mer için 16 çelloya ihtiyacı olduğunu söyledi. Oysa 12 çellistimiz var. 3 gün içinde 4 mükemmel çellist bulmaları gerekiyor. Bu proje için Orchestra Mozart ve Mahler Chamber Orchestra birleşiyor. İki orkestrada da dünyanın en önemli orkestra müzisyenleri olduğu için konserlerde hepsi solist görevi (yani grup sefi, başkemancı ve 1. solo üfleme görevi) almak istiyorlar. Konserlerde hep yer değiştirecekler. Örneğin, ilk iki konserde biri, son iki konserde diğeri başkemancılık yapacak. Orkestra materyalini Abbado’nun kendi partisyonuna göre her konser için yeniden hazırlıyorlar, fotokopiler çekiliyor, bağlanıyor, dosyalanıyor. Konser ofisi inanılmaz çalışıyor.” Abbado gibi ulu bir çınarla çalışmak çok şeyler öğretecek Alpaslan’a. Onun asistanlığını yapmak, onun titizliğine yakından tanık olmak tarihi bir olay. [email protected] 30. STANBUL F LM FES VAL üngealp Alpaslan Ert Uluslararası Yarışma’nın jüri başkanı Claire Denis: 1.5 milyon dolarlık Atatürk tablosu Kültür Servisi Bali Müzayede’nin, 14 Mayıs’ta düzenleyeceği müzayedede, içinde Atatürk figürü olan Ferruh Başağa’ya ait “Aydınlanma” adlı tablonun 1.5 milyon dolara alıcı bulması bekleniyor. İstanbul Ritz Carlton otelinin balo salonunda düzenlenecek müzayedede satışa sunulacak olan Mübin Orhon’un “Delacroix’a Saygı” adlı tablosunun değerininse 1 milyon doları aşacağı tahmin ediliyor. ‘Sinema şaşırmak içindir’ AYŞEGÜL ÖZBEK Rolling Stones’un rekorunu kırdı İSTANBUL (AA) İrlandalı grup U2’nun “360 Derece” adlı dünya turnesi, daha şimdiden birçok rekorla müzik tarihine geçti. Dünya turnesine Temmuz 2009’da İspanya’nın Barcelona kentinde başlayan U2, hafta sonunda Brezilya’daki konseriyle The Rolling Stones’a ait 558 milyon dolarlık dünya hasılat rekorunu da kırdı. Kanada’da 30 Temmuz’da vereceği konserle dünya turnesini tamamlayacak olan grup, 30 ülkede 3 milyondan fazla hayranıyla buluşmuş olacak. U2’nun dünya turunun sonunda brüt hasılatının yaklaşık 770 milyon doları bulması bekleniyor. lpaslan Ertüngealp Abbado’nun asistanı oldu Alpaslan Ertüngealp (1969) İÜ Devlet Konservatuvarı ve Budapeşte Liszt Akademisi’ndeki piyano ve şeflik eğitiminden A sonra 2001’de Szombathely Devlet Senfoni Orkestrası Birinci Şefi, 2006’da Savaria Devlet Senfoni Orkestrası Müzik Direktörü ve 2002’de kendi kurduğu Acadimia Oda Orkestrası (Budapeşte Sinfonietta) şefliğini yaptı. Amerika’dan Uzakdoğu’ya, ünlü festivallerde saygın salonlarda konserler yönetti. Örneğin, İngiliz Kraliyet Filarmoni Orkestrası, St. Petersburg Filarmoni Orkestrası, İtalya’da RAI, Fransa Ulusal Senfoni Orkestrası, “Teatro Carlo Felice” Cenova Operası, “Komische Oper” Berlin Operası, Macar Ulusal Filarmoni Orkestrası gibi. 1998’de Macar Kültür Bakanlığı tarafından eğitmenleri eğitmek amacıyla görevlendirildi ve 20002002 yılları arasında Kuzey Macaristan Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak yüzlerce orkestra elema 2011 NECAT G L Ş R ÖDÜLÜ FERRUH TUNÇ’A VER LD ‘Şiirin sözlüğünü genişletti’ mada, “Melez Zamanlar”ın şiirsel sözlüğümüzü genişlettiğinden söz etti: “Bu konu hakkında konuşanlar şiirsel sözlüğün biraz dar olduğunu düşünürler. Her sözcüğün o sözlüğe giremeyeceği korkusu içindedirler. Ama hızla değişen zaman her şeyi o kadar korkunç bir biçimde değiştirmektedir ki bu karmaşık yaşantıyı ancak genişleyen bir şiir sözlüğüyle dile getirebilirsiniz. Tunç bu başarılması güç işi ustalıkla başardığı için bu ödüle değer görüldü.” Şiirin dünyada ve ülkemizde eskiye oranla daha az tehlikeli göründüğünü söyleyen Ferruh Tunç ise şöyle konuştu: (Soldan sağa) Ferruh Tunç, Cevat “Şairlik halinin bu kadar kitleÇapan, Selma Necatigil, Kabataş Lisesi Eğitim Vakfı Başkanı Nusret Selen. selleştiği bir dönem bundan önce yoktu. Şiirin çok benzeştiğini, farkHızlan başkanlığındaki Seçiciler Ku lılaşan özgün şair sayısının sınırlı olrulu’nda Cevat Çapan, Haydar Er duğu gerçeğini de ekleyebiliriz. Negülen, Turgay Fişekçi, Mehmet Ta catigillerden hâlâ öğreneceklerimiz ner, Tahsin Yücel ve şairin ailesi adı var. Bu yazdığım şiir yanlış okuna kızı Ayşe Sarısayın yer alıyordu. duklarım kadar yanlış yaşadıklarıSeçiciler Kurulu’nda yer alan Cevat mın da ürünüdür. Ama bildiğim bir Çapan, ödül töreninde yaptığı konuş şey var şiir, doğrudur.” Kültür Servisi Şair Behçet Necatigil’in (19161979) anısına ailesi tarafından düzenlenen “Necatigil Şiir Ödülü”, “Melez Zamanlar” adlı kitabı için Ferruh Tunç’a önceki gün düzenlenen törenle verildi. Doğan Kültür Bakanı, Sümeyye Erdoğan’ı eleştiren oyuncuyu azarlayarak yanından kovdu Tolga Tuncer’e Günay fırçası SELDA GÜNEYSU ANKARA Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın, “Genç Osman” adlı oyunu sakız çiğneyerek izleyen Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ı eleştiren oyuncu Tolga Tuncer’i yanına çağırarak, azarladığı ve “Çıkın gidin şimdi” diyerek yanından kovduğu öğrenildi. Günay, daha önce beğenerek izlediğini açıkladığı oyunu “çok sulu bulduğunu” belirtirken, sözkonusu oyun 3 yıldır kapalı gişe oynuyor. Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, (DT) Sümeyye Erdoğan’a “hakaret ettiği” gerekçesiyle oyuncu Tolga Tuncer hakkında, soruşturma başlatmıştı. Soruşturmaya Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın da dahil olduğu ortaya çıktı. Günay’ın, dün oyuncu Tolga Tuncer, olay sırasında oyun hakkında rapor tutan Ankara DT oyuncularından İlhan Kantarcı ve Genel Müdür Lemi Bilgin’i yanına çağırarak, azarladığı öğrenildi. Bakan Günay’ın Bilgin, Tuncer ve Kantarcı’ya, kendisinin de daha önce izlediği ve çok beğendiğini söylediği oyun hakkında “Zaten ben oyundaki Curcuna Sahnesi’ni çok sulu buluyordum” dediği belirtildi. Günay’ın oyunun raporunda imzası bulunan İlhan Kantarcı’ya, oyunun konseptinin nasıl olduğu yönündeki açıklama yapmasına izin verilmediği de kaydedildi. Günay’ın en son Bilgin, Tuncer ve Kantarcı’yı, “Çıkın gidin şimdi” diyerek yanından kovduğu dile getirildi. ‘Densiz!’ Öte yandan Ertuğrul Günay, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “İsmi bilinen bir kişinin orada olması belki bazı densizliklerin farkına varmamızı sağlayan bir tesadüf oldu. Çünkü ben bir süreden beri aynı oyuncuyla ilgili aynı şikâyetin süregeldiğini, oyunun rejisörü dahil, incelemem sırasında birçoklarından duydum. Çünkü oyuncu tuluatı alışkanlık haline getirmiş. Devlet Tiyatrolarımız açıklama yaptı. Halka saygı bizim bütün çalışmalarımızın temelini oluşturur. Halka saygısızlığı hiçbir şekilde bağışlamamız mümkün değildir. Yaptırım neyse uygulanacak” dedi. İstanbul Film Festivali ulusal ve uluslararası yarışma bölümü jüri üyeleri dün düzenlenen bir toplantıyla soruları yanıtladı. Altın Lale ödülleri, 16 Nisan Cumartesi günü düzenlenecek ödül töreniyle sahiplerine verilecek. Uluslararası Yarışma’nın jüri başkanlığını Fransız yönetmen Claire Denis üstleniyor. Jürinin diğer üyeleri ise İtalyan oyuncu Anna Bonaiuto, Toronto Film Festivali Yöneticisi ve Yönetim Kurulu Başkanı Piers Handling, yazar Perihan Mağden ve yapımcı Jim Stark, yönetmen Jacob Tierney ve 17 yıl boyunca festival direktörlüğünü üstlenen Hülya Uçansu’dan oluşuyor. Ulusal Yarışma’nın jüri başkanlığını ise yönetmen Reha Erdem üstlenirken diğer üyeler oyuncu Tülin Özen, sinema eleştirmeni Fatih Özgüven, Karlovy Vary Film Festivali Artistik Direktörü Karel Och ve Variety dergisi yazarı Jay Weissberg’den oluşuyor. Denis, İstanbul Film Festivali özelinde bağımsız filmleri programına alan festivallerle ilgili şöyle konuştu: “Genç yönetmenler kendilerine bu sayede çıkış arıyorlar. Kendi işlerimiz için de ilham verici oluyor bu festivaller. Bizim jüri olarak uluslararası filmlere karşı bir önyargımız yok. Fakat Çin ve İran’da olduğu gibi kendi yönetmenlerini yasaklıyor bazı ülkeler. Cafer Penahi hâlâ ülkesinde tutuklu. Gişe ve sanat filmleri arasında her zaman bir duvar vardı. Bu da aslında bir önyargı aslında. 60’larda İtalya ve Fransa’da sanat filmleri yapılıyordu ve pek çok insan izliyordu bu filmleri. Sinema şaşırmak için vardır, önyargı için değil.” Piers ise yurtdışında en tanınan yönetmenin de Nuri Bilge Ceylan olduğunu vurguladı: “Burada filmler zengin bir kaynaktan besleniyor. Türkiye’nin konumu son derece benzersiz. 30, 40 yıl önce ülkeler kendilerini etkilemiyordu. Ama artık etkileşim çok kuvvetli. Çarpraz döllenme var diyebiliriz.” Ankara Film Festivali’nde ödül aldığı için İstanbul Film Festivali Ulusal Yarışma Bölümü’nden elenen “Gölgeler ve Suretler”in hatırlatılması üzerine Erdem bazı festivallerin para ödüllerinin bağımsız sinemacılar için çok önemli olduğunu belirterek, “Çok fazla üretim var. Belli filmlerin aynı festivallere yönelmesini önlemek için böyle uygulamalar yapılıyor. Hep aynı filmin ödül alması da o filme sempatiyi azaltıyor bir yandan. O nedenle adaletli buluyorum bu uygulamayı” dedi. Efe Baltacıgil Festivalde bugün Kültür Servisi İstanbul vali’nde bugün, oyuncu M Film Festiich ner’ın, oyuncular, yönetme elle Dannaryo yazarlarına yönelik nler ve se“T Box” semineri gercekleştir he Golden ile gün öne çıkan filmler arasın cek. Buda menliğini Michael Winterb , yönetottom’ın yaptığı “Yolculuk”, saat 13.30’da Atlas Sineması’nda. Yönetmenli ğini Deniz Çınar’ın yaptığı, Giresun merkez köyünde, öğretmenliği bırak arak yaşayan bir adamın hikay annesiyle esi alan “Arayış” filmi ise, saa ni konu t 11.00’de Beyoğlu sinemasında. Arayış C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle