16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
13 N SAN 2011 ÇARŞAMBA CUMHUR YET SAYFA [email protected] EKONOMİ 13 Durmuş Yılmaz, yürütülen operasyonlarla nisan sonuna kadar piyasadan 38 milyar lira çekeceklerini açıkladı Krize karşı sigorta Ekonomi Servisi Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Durmuş Yılmaz, son dönemde zorunlu karşılık oranlarında artış yönünde aldıkları kararların amacının bankacılık sistemini vergilendirmek olmadığını belirterek, ileride çıkabilecek küresel bir krize karşı sigorta niteliğinde olduğunu söyledi. Ekonomist dergisi tarafından düzenlenen ödül töreninde konuşan Yılmaz, “Bankaların, reel sektörün kâr etmesi gerektiğiyle ilgili toplumda farklı bir algılayış olduğunu düşünmüyorum. Sonuçta işletmelerin kâr etmesi, sermaye yapılarını güçlendirmeleri, yeni yatırımların yapılma “Amacımız bankaları vergilendirmek değil” diyen TCMB Başkanı Yılmaz, ileride yaşanacak zorluklara karşı emniyet supabı yaratmaya çalıştıklarını ve otomobilin yoldan çıkmasına mani olmak istediklerini söyledi. sı için ve uluslararası arenada rekabet edebilmesi için bir zorunluluktur. Bazı kesimlerce anlaşılmayan konu, yüksek ancak sürdürülemez bir büyümenin uzun vadede hem kendilerinin hem ülkemizin menfaatlerine uygun olmadığıdır” dedi. döviz miktarının da 14.9 milyar dolar olduğunu belirterek 2010 sonu itibarıyla 80.7 milyar dolar düzeyinde olan altın hariç brüt döviz rezervlerinin, Mart 2011 itibarıyla 86.2 milyar dolara çıktığını ifade etti. Yılmaz’ın konuşmasından çıkan başlıklar şöyle:  Küresel ekonomiye dair aşağı yönlü riskler ortadan kalkmadı.  Emtia fiyatlarındaki artış eğiliminin devamı küresel ekonomiyi yavaşlatacak bir risk unsurudur.  Cari açıktaki artış eğilimi sürecek. Son dönemdeki tedbirlerin etkisi 2. çeyrekten itibaren görülmeye başlanacak.  Son veriler iktisadi faaliyetteki canlanmanın devamıyla kamu maliyesindeki olumlu görünümün devamına işaret ediyor.  Önümüzdeki dönemde para politikası fiyat istikrarının kalıcı olarak tesisine odaklanmaya devam edecek.  Kuzey Afrika’da yaşanan siyasi gerginlikler dış talep kanalıyla ihracattaki toparlanmayı yavaşlatırken, petrol fiyatlarındaki artışlar kanalıyla ithalatı arttırıyor.  Kısa vadede enflasyon petrol fiyatlarının gecikmeli yansımaları ve baz etkisiyle yukarı yönlü hareket sergileyecek. IMF’nin Sermaye Hareketlerine Yeni Bakışı Küresel krizin derinleşmesiyle birlikte, ortodoks (neoliberal/muhafazakâr) ana akım iktisat öğretisinin varsayım ve çıkarsamalarını en fazla sorgulayan kurumlardan birisi de IMF oldu. 2008 öncesine kadar iktisat yazınında tartışılmaz bir doğru olarak kabul gören “enflasyon hedeflemesi”, “uluslararası sermaye hareketlerinin serbestisi” gibi politika önerilerinin artık IMF yetkililerince de sorgulanmaya başladığını izlemekteyiz. Bu doğrultuda iki çok önemli doküman geçen ay içerisinde yayımlandı. (*) Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir dizi “yükselen piyasa ekonomisi”nin deneyimlerinden yararlanılarak hazırlanan söz konusu raporlarda IMF sermaye hareketlerine karşı kendi bakış açısını eleştirel bir değerlendirmeye tabi tutuyor; ve uluslararası sermayenin kontrolüne ilişkin yepyeni bir dil geliştirmeyi amaçlıyor. IMF öncelikle bir güvenlik uyarısı ile işe başlamakta... IMF yazarlarının hesaplamalarına göre son üç çeyrek dönem içerisinde “yükselen piyasa ekonomilerine” giren kısa vadeli sermaye (sıcak para) miktarı bu ülkelerin ulusal gelirlerinin yüzde 6’sına ulaşmış bulunmakta. Oysa 2008 kriz öncesi dönemde söz konusu ülkelere bu düzeyde bir sıcak para girişine ancak üç yıllık birikim sonunda ulaşılabilmişti. Dolayısıyla, çoğunlukla portföy akımlarından oluşan mevcut sermaye girişlerinin yapısal olarak daha oynak ve istikrarsız olduğu gözlenmekte. IMF, sermaye akımlarının bu nitelikleri dolayısıyla “piyasa ekonomilerinde” yerli paraların aşırı değerlenmesine ve varlık fiyatlarında köpükler oluşmasına yol açtığı vurgusunu yapıyor ve “sermaye akımlarının idari tedbirler” (capital flow management measures) yardımıyla kontrol altına alınması önerilerini geliştiriyor. Bu tespit ve öneriler kümesi, belki de IMF’nin altmış küsur senelik tarihçesinde bir ilk! Ancak, IMF raporlarının bütününe bakıldığında gene de geleneksel ihtiyat politikalarından yine de kolay kolay vazgeçilemediği anlaşılıyor. Nitekim, raporların yazarları sermaye akımlarına yönelik “idari tedbirler”i, rezerv birikimi, kamu bütçelerinde mali dengenin sağlanması, faiz politikasının yeterli düzeyde kullanılmış olması gibi tedbirlerin ardından, arzulanan sonuçların alınamaması durumunda, geçici ve son çare olarak devreye sokulmasını öngörmekten kendini alamıyor. Oysa, sermaye akımlarına yönelik olası “idari tedbirler”in “ulusal” düzeyde değil, hem çıkış, hem de giriş noktalarında kontrolünü içerecek küresel düzeyde müdahalelerle daha etkili olacağı biliniyor. Böylesi bir küresel yaklaşımın düzenlenmesinin uluslararası finans piyasalarında istikrarın sağlanmasında daha etkili olacağı ve böylesi bir düzenlemenin aslında daha John Maynard Keynes’in önerileri doğrultusunda, IMF’nin kuruluş amaçlarından birisi olduğu da biliniyor. Dolayısıyla, IMF’nin yöneldiği “tarihsel” politika değişikliğinin daha kapsamlı ve kalıcı bir nitelikte ele alınması için bu ilk adımların daha kararlılıkla ileriye götürülmesi gerekiyor. Uluslararası finans sermayesinin bu yöndeki çabalara daha ne kadar sessiz kalabileceği ise bir başka yazı konusu. (*) “Recent Experiences in Managing Capita Inflows”, IMF, Washington DC, Şubat 2011; ve “Pozisyon Notu”, Mart 2011. www.imf.org/external/np/pp/eng/2011/021411a.pdf Üyeler belli oldu TCMB Genel Kurulu’nda, Banka Meclisi üyeliklerine 1 Mayıs 201130 Nisan 2014 arasında görev yapmak üzere, Mehmet Vehbi Çıtak ile Lokman Gündüz getirildi. Denetleme Kurulu A Sınıfı üyeliğine, 1 Mayıs 201130 Nisan 2013 arasında görev yapmak üzere Yasin Aydın, B ve C sınıfı üyeliğine 1 Mayıs 201130 Nisan 2013 arasında görev yapmak üzere Abdullah Yalçın seçildi. Denetleme Kurulu D sınıfı üyeliğine de 1 Mayıs 2011’den başlayıp 30 Nisan 2013’e kadar görev yapmak üzere Mustafa Saim Ünsal getirildi. Genel kurulda dağıtılan yıllık rapora göre, TCMB’nin dönem kârı 1 milyar 288 milyon 129 bin 127 lira olarak belirlendi. Bankanın kârı 2009’a göre 1 milyar 450 milyon 113.6 bin lira azaldı. milyar lira çekilecek Yılmaz, zorunlu karşılıklarla ilgili 15 Nisan’dan itibaren yürürlüğe girecek son düzenlemeyle birlikte, piyasadan yaklaşık 38 milyar lira likiditenin çekilmiş olacağını söyledi. TCMB’nin dün düzenlenen 79. Olağan Genel Kurulu’nda konuşan Yılmaz, 2010’da ihaleler yoluyla alınan toplam 38 Hava ş’ten grev kararı İstanbul Haber Servisi Havaİş Sendikası, Pratt&Whitney THY Teknik Uçak Motoru Bakım Merkezi’nde grev kararı aldı. Grev kararı dün işyerine asıldı. Sendikadan yapılan açıklamada, “Havaİş Başkanlar Kurulu’nun, 11 Nisan 2011 tarihinde yapılan toplantısında, resmi arabulucu sürecinde yaşanan uyuşmazlık nedeniyle 1. dönem toplu iş sözleşmesinde grev kararı alınması oybirliği ile kabul edildi” denildi. Açıklamada, başkanlar kurulunun işyerinde fiili grev uyarısında bulunduğu ifade edildi. Sendika, oybirliği ile alınan grev kararını 60 gün içinde 6 gün önceden işverene tebliğ etmesi koşuluyla uygulamaya koyabilecek. 185’i Havaİş üyesi 235 işçinin çalıştığı işyeri, Ortadoğu’nun en önemli ve büyük uçak bakım merkezi özelliği taşıyor. Yeni otobüsleri, Kâmil Koç Yönetim Kurulu üyesi Ayşegül Arslan, Genel Müdür Kemal Erdoğan, Yönetim Kurulu üyesi Ceyda Ataç, Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çağalıkoç ve Başkan Yardımcısı Feza Kıray (soldan sağa) tanıttı. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) 30’uncu genel kuruluna Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Devlet Bakanı Çağlayan katıldı. Eski TMB Başkanı Erdal Eren (sağda) müteahhitlik sektörünün önemine dikkat çekti. Kâmil Koç yurtdışına açılıyor Ekonomi Servisi 85. yılı kutlayan Kâmil Koç, 300 milyon TL ciro hedefine koşuyor. Firma Hırvatistan, Polonya başta Balkanlar ve Suudi Arabistan pazarına da girerek bu ülkelerin iç pazarında taşıma işini almak için görüşmelerini sürdürüyor. Kâmil Koç Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çağalıkoç, bu konuda yakında açıklama yapabileceklerini belirtti. Bu yıl hizmete sokacağı 4N (Dördüncü Nesil) otobüsleri ve operasyon merkezini tanıtan Çağalıkoç, filolarındaki otobüsleri 24 saat izleyebilecekleri operasyon merkezi ile daha güvenli ulaşım olanağı sunduklarını kaydetti. Toplantıda verilen bilgiye göre, Kamil Koç’un, “4N otobüslerinde” her yolcu koltuğunda Touchscreen teknolojisi ile çalışan ekranlar var. Ekranda 99 kanala kadar TV yayını gösterebilecek, seyahat edilen otobüs, ekranda harita üzerinde takip edilebilecek. Bulunulan coğrafi nokta, Facebook’tan paylaşılabilecek. Kâmil Koç, 2010’da 273 milyon lira ciro yaptı. Son 5 yılda yenilemeye 60 milyon TL yatırım yaptı. Firma günde 580 seferde 26 bin yolcu taşıyor. Libya müteahhitlerine kredi kolaylığı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Libya’da iş yapan müteahhitlerin istedikleri takdirde, günü gelmiş kredilerini ve anapara ödemelerini birer yıl erteleme imkânına sahip olacaklarını söyledi. Çağlayan, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da iş yapan müteahhitler için gerekli tedbirlerin alındığını belirtti. Türkiye Müteahhitler Birliği’nin (TMB) 30. Genel Kurulu dün yapıldı. Başkanlığa Emin Sazak seçildi. Yönetim kuruluna seçilen, Yaşar Özkan İnşaat’ta görev yapan Ayşen Telemez TMB’nin ilk kadın üyesi oldu. Genel kurula Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Çağlayan da katıldı. Açılışta konuşan eski başkan Erdal Eren, Ankara Anakent Belediye Başkanı Melih Gökçek’e dolaylı eleştiride bulundu. Eren, “Maalesef, imar rantına dayanmakta zorluk çeken, bazısı da rant kavgalarında yeterli direnci gösteremeyen yerel yönetimlerimiz nedeniyle işte hepimizin gözünün önünde Eskişehir yolu bulvarında bir çelik yığınıyla beraber yaşıyoruz” diye konuştu. Gökçek’e eleştiri 50.5 milyar dolarlık yeni uçağa ihtiyaç var Ekonomi Servisi Airbus’ın en son küresel pazar tahminine göre, 2010 ile 2029 yılları arasında Türkiye’deki havayollarının 50.5 milyar dolar değerinde 480 yeni uçağa ihtiyacı olacak. Airbus Avrupa, Asya ve Pasifik’ten sorumlu kıdemli Başkan Yardımcısı Christopher Buckley, Airbus’ın bugüne kadar 327 müşteriye 10 bin 61 uçak satışı gerçekleştirdiğini, 3 bin 434 uçaklık da bekleyen teslimat olduğunu belirtti. B u c k l e y , “THY’nin mutlaka bir A380’i olmalı” diyen Buckley, Kuzey Afrika’daki olaylardan dolayı yolcuların Türkiye’ye kaydığı bilgisini aldığını ifade ederek Türkiye turizm piyasasının daha da büyüyeceğini sözlerine ekledi. Kron Telekom halka açılıyor Ekonomi Servisi Lütfi Yenel ve Ahmet Öngün’ün kurduğu Kron Telekomünikasyon halka arz hazırlığında. Şirket 6 milyon TL’lik sermayesini 8.2 milyon TL’ye çıkararak yüzde 39’unu borsaya açıyor. Kendi bünyesinde geliştirdiği yazılımlarla telekomünikasyon operatörleri ve servis sağlayıcılarına hızlı ve esnek çözümler sunan Kron Telekomünikasyon’un halka arzının mayıs başında gerçekleşmesi bekleniyor. Düzenlenen toplantıda Yenel “Bugün Türkiye’nin yanı sıra başta gelişen piyasalar olmak üzere ürün ve hizmetlerimizi yurtdışındaki operatörlere de pazarlayarak, dolaylı yoldan da olsa 8 milyon tüketiciye ulaşıyoruz” diye konuştu. İki yılda iki kat büyüyen şirketin halka arz geliri yeni ürün geliştirilmesi için yatırımlarda kullanılacak. Forum stanbul’un bu yılki teması “2023’e Doğru” Ekonomi Servisi Türkiye’nin gündemindeki sorunların ele alındığı uluslararası bir platform olarak 2002’den beri düzenlenen Forum İstanbul, bu yıl “Küresel Yeni Gerçeklerle 2023’e Doğru” başlığıyla 2122 Nisan 2011’de İstanbul’da gerçekleşecek. Toplantının bu yılki gündem ve hedeflerini aktarmak üzere Sabancı Center’da düzenlenen tanıtım toplantısına soldan sağa Forum İstanbul yöneticisi Şeref Özgencil, Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, Forum İstanbul Başkanı Yavuz Canevi, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Hedef Alliance Başkanı Ethem Sancak ve Vodafone Türkiye Kurumsal İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hasan Süel katıldı. Forum kapsamında, Krizin Getirdiği Yeni Gerçekler, krizden geride kalanlar, Türkiye’nin dış ticaretinde ve yatırım ilişkilerinde yeni dinamikler, ekonomi politik denge ve barış arayışları, Gelecek gündemi 2023, uluslararası finans ve para sistemi ile kurların geleceği, 2023’e doğru İpek Yolu, Daha iyi bir çevredaha güvenli ve sağlıklı bir yaşam için sürdürülebilir büyüme temalı yuvarlak masa toplantıları düzenlenecek. Toplantılara Johns Hopkins Üniversitesi’nden Prof. Dr. Steve Hanke ve Future Agenda 2020 Program Direktörü Tim Jones da katılacak. Öfkeleri tohum gibi etrafa saçılıyor… Kılıçlarını kınından çekip saldırıya geçen siyasetçileri izliyorum. AKP biat partisi niteliğinde olduğu için sesleri fazla çıkmıyor, ellerinden gelse öfke naralarını onlar da atardı eminim… CHP’nin öfkeli siyasetçileri, milletvekilleri ise ortalığı kasıp kavuruyor. Partiyi ve liderini kötüledikçe kötülüyorlar… Koltuk ve makam hırsı mı, yoksa onur meselesi haline getirmeleri mi? Ya da kendilerini diğerlerinden üstün görmeleri mi? Ya da yıllarca CHP’ye hizmet etmiş insanların isyanı mı? Gerekçeleri ne olursa olsun kabul edilebilir değil… Siyaset yapmak için illa milletvekili koltuğuna oturmak gerekmiyor. Bu yüzden seçimde aday gösterilmemesine karşın partiyi kötülemek yerine “Ben bundan sonra nasıl hizmet ederim” diye kafa yormaya başlayan siyasetçileri izlemek gerek. Gerçek CHP’lilerin onlar olduğuna inanıyorum… Bu ülkenin en önemli sorunlarından biri kadının toplumdaki yeri. Kadınlarını kocalarının şiddetinden koruyamayan bir toplumuz. Her gün en az 23 kadın eşleri ya da yakınları tarafından katlediliyor. Kadın sokak ortasında tekme tokat dövülürken etrafta toplanan erkeklerin müdahale etmeyip seyrettiği bir süreçten geçiyoruz, iktidarın “ileri demokrasi” söyleminin beraberinde... Kadına yönelik şiddete dur demenin yolu da siyasetten geçiyor, toplumsal eşitsizliğin giderilmesinin de. Bu yüzden Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER) diğer kadın örgütlerinin de katılımıyla milletvekili genel seçimlerinde daha çok kadının aday gösterilmesi, daha çok kadının milletvekili olabilmesi için “Hedef 275 Kadın Milletvekili” kampanyası düzenlemişti. CHP çıkacak olması önemli ama asla yeterli değil. Şimdi ise yapılması gereken kadın adaylara destek verilmesi… Hükümet seçim öncesi çok önemli bir sınavdan geçiyor. YGS’deki şifre iddiaları ve sınavın güvenilirliği konusunda yaşananlar, ülkeyi yönetenlerin birbiri ardından “ben tatmin oldum” açıklamalarının ardından şimdi gözler Ankara İdare Mahkemesi’nin vereceği kararda. YGS iptal edilecek mi, yoksa hiçbir şey olmamış gibi mi sürecek bundan sonraki aşamalar? Bilim dünyası, uzmanları ile akdemisyenleri ile sınavın güvenilirliğinin yok olduğu konusunda birleşiyor… Türkiye’nin dört bir yanında öğrenciler eylemler yapıyor. ÖSYM Başkanı’ndan Milli Eğitim Bakanı’na kadar tüm sorumluların istifa etmesi gerekirken bu ülkenin Siyaset, Kadın, Gençlik… 109 kadın milletvekili adayı göstererek birinci parti oldu. CHP’yi 78 kadın milletvekili adayıyla AKP takip ederken MHP’den 68, BDP’den ise 13 kadın milletvekili aday gösterildi. Sonuçta 256 kadın aday seçim yarışında olacak ancak açıklanan listelere göre seçilebilir yerlerdeki toplam kadın sayısı 100110 arasında... TBMM’de mevcut 46 kadın milletvekili ile kıyaslandığında sayının 2 katına gençliğini bu kadar yakından ilgilendiren bir olayın örtbas edilmeye çalışılmasını millet nasıl değerlendirecek? Yaşayıp göreceğiz… Lise gençliğinin isyanı sadece YGS’de yaşananlarla ilgili değil. Onlar parasız, çağdaş bir eğitim istemi ile haklarını arıyor. Umutla geleceğe bakmak, istedikleri alanda okumak, mezun olunca iş bulmak istiyorlar. 12 Haziran 2011 seçimleri bir sonuç olacak. Toplumun bir aynası gibi… Bu ülke gençliğini, kadınını nereye taşımak istiyor, onu göreceğiz? Ağzındaki sakızı çıkarmadan tiyatrodaki oyunu izleyen Sümeyye’nin gösterdiği tepkiye hak verenlerin ülkesi olmayı sürdürecek mi? YGS’ye karşı eylem yapan öğrencileri yuhalayan ve “Cemaat üyeliğine imzamı atarım” diyebilen bir vali yardımcısına hoşgörü gösterecek mi? Yaşayıp göreceğiz… C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle