18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 8 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y K Y Y Y Y Y Y Y Y Y Y K 4 4 4 5 10 9 7 6 6 6 6 5 4 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K K K Y Y Y Y Y Y Y K Y K 3 6 4 12 17 17 15 16 12 11 2 7 1 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB 2 Belgrad Helsinki PB 2 Sofya Stockholm B 3 Roma Londra PB 8 Atina AmsterdamPB 6 Zürih Brüksel PB 7 Moskova Paris PB 8 Aşkabat Bonn PB 4 Taşkent Münih PB 3 Baku Berlin PB 3 Bişkek BudapeştePB 4 Tiflis Madrid B 11 Kahire Viyana B 3 Şam B K PB Y PB B B PB B PB Y B Y 8 2 11 11 11 4 18 10 15 8 14 22 18 Ülkemizin geneli çok bulutlu ve yağışlı geçecek. Yağışlar; Doğu Akdeniz’in kıyı kesimleri, Orta Karadeniz, Doğu Anadolu’nun güneydoğusu ile Yozgat ve Çorum çevreleri kuvvetli olmak üzere, Ege ve Akdeniz’in kıyı kesimleri, Doğu Karadeniz kıyıları, Güneydoğu Anadolu ile Elazığ ve Malatya çevrelerinde yağmur ve sağanak, diğer yerlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olacak. 7 MART 2011 PAZARTES TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 7 Mart Yarın 8 Mart. Kadınlar Günü. Türk kadınının çok sorunu var. Öldürülüyorlar. Tecavüze uğruyorlar. Dayaktan kaçacakları sığınma evleri dahi yok. Eşit işe eşit ücret alamıyorlar. Ülke nüfusunun yarısını oluşturmalarına rağmen, ne iş hayatında ne de siyasette dertlerini anlatacak temsil güçleri var. Meclis’in yüzde 92’si erkek, yüzde 8’i kadın. Atatürk döneminde kadınların siyasetteki ağırlığında dünya 2’ncisi olan Türkiye, şu anda dünya 163’üncüsü! Kadınlar, alanlarda haykırarak sorunlarını ve taleplerini dile getirdi. (Fotoğraf: SERKAN YILDIZ) ‘Uslu kadın’ olmayacağız’ Kadınlar, dün pek çok kentte “sömürüsüz ve eşitlikçi bir dünya için” buluştu. Kadınlar, alanlarda sorunlarını ve taleplerini haykırdı. Haber Merkezi “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” öncesinde kadınlar alanlara çıkıp şiddet, taciz ve tecavüzü protesto etti. stanbul’da çok sayıda kadın kurumu, demokratik kitle örgütüyle sendikalar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle dün Kadıköy Meydanı’nda miting düzenledi. Kadın cinayetlerinin ve şiddetin son bulması gerektiğinin vurgulandığı mitingte “Cinsel, ulusal, sınıfsal sömürüye son. Kadın erkek el ele, örgütlü mücadeleye” denildi. Kadınlar adına açıklamayı işten atıldığı Paşabahçe Devlet Hastanesi önünde 118 gün çadır kurarak eylem yapan Türkan Albayrak yaptı. Yeni Demokratik Kadınlar üyesi bir kadında konuşmayı Kürtçe olarak okudu. Albayrak, 8 Mart 1857’de New York’ta dokuma işçisi 129 kadının ağır çalışma koşullarını protesto ettiğini ve yaşamını yitirdiğini anımsatarak “Kadınlar her gün adına namus, adına töre denilerek toprağın altına diri diri gömülüyor, yakılıyor, katlediliyor. Dilimiz kimliğimiz yok sayılıyor, asimilasyon politikaları ile egemenlerin istediği ‘uslu kadınlara’ çevrilmek isteniyoruz” dedi. Ankara’da Kolej kavşağında toplanan kadınlar, ellerinde “Soframızda ekmek, yüreğimizde gül istiyoruz”, “Yaşasın Dünya Emekçi Kadınlar Günü” yazılı dövizler taşıyarak Sakarya Caddesi’ne kadar yürüdü. Trabzon’da Karadeniz Teknik Üniversitesi öğrencilerinden oluşan bir grup, Kahramanmaraş Caddesi’ndeki postane önünde bir araya gelerek kadına yönelik şiddet, tecavüz ve tacizi protesto etti. Aynı caddedeki AKP Trabzon İl Başkanlığı önüne gelen grup adına açıklama yapan Dilan Taşgit, son 7 yılda kadın cinayetleri oranının yüzde 1400 arttığını söyledi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da devlet adamlarımız ve siyasi parti liderlerimiz Türk kadınının sorunları hakkında heyecanlı nutuklar atacak. Ya sonra? Hiç. Oysa ki bu yıl 8 Mart’ın farklı bir önemi var: Bu yıl seçim yılı. Yeni seçilecek Meclis Türkiye’nin temel sorunları konusunda bir uzlaşı bularak yeni anayasayı hazırlayacak. Devlet adamlarımız ve parti liderlerimiz Türkiye’de kadın sorunlarının çözümü konusunda gerçekten samimiyse, öncelikle Türk kadınının siyasete girerek kendi sorununun çözümü için siyaset üretmesine imkân sağlamalıdır. Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KADER) kısa süre önce kadınların Meclis’te erkeklerle eşit oranda temsil edilerek, 275 koltuğa sahip olması için bir kampanya başlattı. Toplumun kadın haklarına duyarlı tüm kesimlerinin bu kampanyaya destek vermesi gerekir. En başta da siyasi partilerin... Sandık başına gitmeye sadece üç ay var. Şu anda parlamentoda temsil edilen partiler arasında en fazla temsil oranına BDP sahip. İkinci AKP, üçüncü CHP ve sonuncusu MHP. Siyasi parti liderleri eğer kadın sorunlarıyla ilgilenme konusunda samimiyse her şeyden önce milletvekili aday listeleri hazırlanırken kadın temsilini nasıl kolaylaştıracaklarını somut bi Liderler Kadınları Cesaretlendirmeli çimde halka açıklamalıdır. Bunun için de Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Tüm dünyada kadınların temsili için ne yapılıyorsa burada da o yapılmalı. Ya eşit temsil için anayasal ve yasal düzenleme getirilmeli ki bu seçimler söz konusuyken artık bunu yapmak için çok geç. (Ama yeni anayasa hazırlanırken Fransa’dakine benzer bir zorlayıcı hüküm getirilirse bir dahaki seçimlerde böyle bir yazıya gerek kalmaz). Ya da her siyasi parti, mücadeleye hazır kadınları siyasete teşvik edecek ‘gönüllü’ uygulamaları hayata geçirmeli. Öncelikle kadınların aday olmaya teşviki meselesi var. Referandumda anayasaya koyduğumuz ‘pozitif ayrımcılık’ lafta kalmamalı. Partiler milletvekilliği başvurularında kadın adaylardan ya hiç başvuru ücreti almamalı ya da çok sembolik rakamlar istemelidir. İkinci konu ise aday olma cesaretini göstererek mücadeleye hazır olduğunu ortaya koyan kadınlara listede seçilebilecekleri yer güvenceleri verilmeli. Bunun adı ‘kadın kotası’ olabilir. BDP bunu yüzde 40 olarak uyguluyor. CHP’de ise partinin değişik organları için belirlenen ‘yüzde 25 kadın kotası’ milletvekili adaylıkları için de mümkünse biraz daha yükseltilerek uygulanabilir. İkinci bir formül ise ‘fermuar’ modeli denen iki erkek adayın arasına bir kadın aday yerleştirilmesi uygulaması olabilir. Önseçim yapan partiler için bir başka önemli teşvik yöntemi, ‘kadın adayları önseçime sokmamak’ olabilir. Niyet olduktan sonra uygun yöntem bulması kolay... Bu konuda, partisinin ‘yeni’ kimliğine sık sık vurgu yapan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ilk adımı atmalıdır. NTERNET S TES NDEN B LD R PKK, Kürt aydınları tehdit etti Haber Merkezi Terör örgütü PKK’nin şehirlerde kanlı eylemlere imza atan silahlı kanadı TAK, Kürt yazarlar Mehmet Metiner, Muhsin Kızılkaya ve Almanya’da yaşayan sanatçı Şivan Perwer’i tehdit etti. Örgütün internet sitesinde önceki gün yayımlanan bildiride “Adları ne olursa olsun (Perwer, Metiner, Kızılkaya vb.) Kürt halkı bu yılanları tanımaktadır ve Kürt halkı tüm tarihsel bilinci ile ihanet ve işbirliğinin cezasız bırakılmaması gerektiğinin farkındadır” ifadelerine yer verildi. Perwer’in, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile yaptığı görüşmelere atıfta bulunulan bildiride, bu görüşmelerle Türki KIZILKAYA ye Cumhuriyeti’nin kendisine ‘işbirlikçi ve hain’ devşirdiği iddia edildi. Perwer, Metiner ve Kızılkaya için “Kürt halkının vicdanı rahatlamadan hain ve işbirlikçiler yataklarında rahat uyumayacaklardır” ifadeleri kullanıldı. Başlatılan soruşturmada Perwer, Metiner ve Kızılkaya’nın yanı sıra Kemal Burkay’ın da örgütün hedef tahtasında olduğu id MET NER dia edildi. Ankara Dayanışması Ankara’da binlerce okuru Mustafa Balbay ile dayanışma için cumartesi günü Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık tarafından tahsis edilen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nin üç katını birden doldurdu. Diğer gazetelerdeki meslektaşlarımız ve meslek örgütlerimizin başkanları da Cumhuriyet yazarlarıyla omuz omuza bu dayanışmaya katkı sağladı. İki önemli konuk daha vardı: Yıldız Kenter ve Fazıl Say. Daha önce İstanbul, Eskişehir ve Antalya’da, Balbay’ın mektuplarını ‘canlandıran’ Kenter, yürekten okuduğu son mektupla bu kez de Ankaralıları Balbay’la buluşturdu. Dünya çapında üne sahip Say ise başkentteki yoğun konser programını, öncelikle bu etkinlikte çalacak biçimde ayarlama duyarlılığını gösterdi. Toplumsal sorunlara karşı sanatçı dayanışmasının en anlamlı örneğini veren iki değerli sanatçımıza ve emeği geçen herkese gönülden teşekkürler. Aleviler İzmir’de ‘Taleplerimiz gerçekleşene dek mücadeleye devam’ dedi ‘Eşit olana kadar’ Ankara ve stanbul’un ardından zmir’de de Büyük Alevi Buluşması gerçekleşti. Yaklaşık 100 bin kişinin katıldığı mitingde, ülkenin hızla tek adam rejimine sürüklendiği ifade edildi. H CRAN ÖZDAMAR Koruma verilebilir Kızılkaya, Emniyet Müdürlüğü’ne davet edilerek konu hakkında bilgilendirdi. Kızılkaya’nın, talep etmesi durumunda valilik tarafından koruma verileceği öğrenildi. Kızılkaya, “Beni kimsenin öldürebilecePERWER ğini tahmin etmiyorum. Ne yazık ki bu memlekette düşünen, okuyan, yazan insanların başı bu tür tehditlerle belada” dedi. Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’da 18 Şubat’ta avukatlarıyla yaptığı görüşmede, “Metiner, Orhan Miroğlu bunların isimlerini dahi ağzıma almak istemiyorum. Birileri bunlara ‘sus’ demelidir. Özellikle Kızılkaya gibileri ” ifadelerini kullanmıştı. ürk EğitimSen’den rapor Türk EğitimSen Genel Merkezi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla “Çalışan Kadınların Sorunları” konulu bir anket çalışması düzenledi. Çalışmaya 994 kişi katıldı. “Kadınların toplumsal hayatta karşılaştıkları en önemli sorunlar nelerdir” sorusuna ankete katılanların yüzde 38.6’sı “erkek hegemonyası”, yüzde 11,5’i “cinsiyet ayrımcılığı”, yüzde 10.2’si “şiddet ve taciz”, yüzde 9.4’ü “eğitimöğretim imkânlarından yeteri kadar yararlanamamak”, yüzde 7.6’sı “çalışma hayatında orta/üst düzey yönetici olamamak”, yüzde 7.5’i “yetersiz kadın istihdamı”, yüzde 6.5’i “hepsi” yanıtını verdi. T Y NE ERKEK TERÖRÜ İZMİR On binlerce Alevi yurttaş, “Demokratik Anayasa ve Eşit Yurttaşlık Hakkı” sloganıyla dün Gündoğdu Alanı’nda buluştu. Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) öncülüğünde çok sayıda alevi örgüt tarafından düzenlenen ve yaklaşık 100 bin kişinin katıldığı mitingde, ülkenin hızla tek adam rejimine sürüklendiği, buna karşı çıkan yurttaşların birleşmesi gerektiği vurgulandı. Büyük Alevi Buluşması, Ankara ve İstanbul’un ardından dün de İzmir’de gerçekleştirildi. Sanatçılar Arif Sağ, Ferhat Tunç, Dertli Divani, semah ekibi ve yerel ozanların sahne aldığı mitinge, Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, Belediye başkanları Mehmet Ali Çalkaya, Mustafa İnce, Metin Solak, Abdül Batur da katıldı. ABF Genel Başkanı Ali Bal BATUM’DAN MEDYA ELEŞT R S ABF öncülüğünde düzenlenen büyük Alevi mitingine on binlerce kişi katıldı. (EMRE DÖKER) kız, Türkiye’nin 12 Haziran’da bir deneyden daha geçeceğini belirterek, sorunlarını anlatmak için İzmir’de bulunan Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da mitinge çağırdıklarını anımsattı. ‘Ülke kötüye gidiyor’ Balkız, “Başbakan bizi dinlerse belki dediklerimizin tersini yapmaz. Ülkemiz kötüye gidiyor. Referandum sonrasında öyle bir oynadı ki yar gıyla yarın seçim sonrası başkanlığa gidiyor. Korkarız ki bir Hitler, Mussolini geliyor. Onun için 12 Haziran seçimleri önemli” dedi. Alevi yurttaşların birleşmesini istediklerini söyleyen Balkız şöyle konuştu: “Diyanet İşleri Başkanlığı, zorunlu din dersi kaldırılıncaya, cemevlerimiz yasal statüye kavuşuncaya, Madımak Oteli müze oluncaya, Alevi köylerine cami yapma politikaları son buluncaya dek mücadele edeceğiz. Eşitlikçi, çoğulcu, de mokratik bir Anayasa istiyoruz. Alevi köylerine cami yapma işleri, zorunlu din dersi, fişlenme, ordudan, emniyetten dışlanma, seçim yasası, sendikaları susturma 12 Eylül’le başladı. AKP devam ettiriyor. AKP önce adımızı devamında da özümüzü değiştirmek. Ama çabası nafiledir.” Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Selahattin Özel de, “Bin yıldır kendi alın terimizle cemevlerimizde ibadet yaptık, yine yaparız ” dedi. ‘Sessiz kalmayın’ SELDA GÜNEYSU Benzin döküp yakmaya çalıştı İstanbul Haber Servisi Eyüp’te birlikte yaşadığı O.A’yı (32), benzin dökerek yakan A.K. (37), evin de alev almasıyla yangına neden oldu. İddiaya göre, O.A. ile A.K. arasındaki tartışma kavgaya dönüştü. A.K. evde bulunan benzini dökerek O.A’yı yakmaya çalıştı. O.A’nın giysileri tutuşurken yere dökülen benzin nedeniyle evin salon bölümünde de yangın çıktı. Mahalle sakinlerinin ihbarı sonucu olay yerine gelen polis ve itfaiye, yangına müdahele ederken alevlerin arasında kalan O.A ile A.K. hastaneye kaldırıldı. Vücudunda ağır derecede yanık oluşan O.A.’nın sağlık durumu ciddiyetini koruyor. Akademisyene STK yolu KIVANÇ EL YÖK’E DANIŞTAY FREN C MY B C MY B ANKARA YÖK’ün akademisyenlerin izin almadan sivil toplum örgütlerinde yönetici olmasını yasaklayan genelgesine Danıştay, “Anayasal hak genelgeyle sınırlandırılamaz” gerekçesiyle “dur” dedi. Danıştay’ın genelgeyi iptal etmesi ile akademisyenlerin sivil toplum örgütleri ve odalarda görev almalarının da yolu açıldı. YÖK’ün 2008 yılında yayımladığı ve akademisyenlerin sivil toplum kuruluşları ile kamu ve meslek kuruluşlarının yönetim veya denetim organlarında görev almaları için üniversiteden onay almalarını zorunluluk haline getiren genelgesi Danıştay tarafından iptal edildi. Eğitimİş’in açtığı davanın ardından Danıştay 8. Dairesi davayı görüşerek karara bağladı. Oybirliği ile alınan kararda, “Genelgede belirtilen görevlerin öğretim elemanının bilimsel özerkliğe sahip olan üniversitelerde icra ettiği yüksek düzeyde eğitim öğretim faaliyeti ile bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık kapsa mında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kamu kuruluşları veya üyesi bulundukları meslek kuruluşlarının yönetim veya denetim organlarına seçilen öğretim elemanlarının faaliyetlerinin doğrudan mesleklerinin icrasına yönelik olmayıp; kaynağını anayasa ve yasalardan alan meslek kuruluşlarının kuruluş yasalarında yer alan görevlerinin gerçekleştirilmesinin sağlanmasına yönelik olduğu ve kamu görevi niteliği taşıdığı anlaşılmaktadır” denildi. ANKARA CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum, Ergenekon kapsamında son gözaltılarla ilgili “yandaş basın”ın da suçlu olduğunu söyledi. Batum, “Türkiye’nin asıl sorunu sadece otoriter rejim isteyen iktidar değil, aydınlarının, gazetecilerinin, TV yapımcılarının yarısının ‘yarı aydın’ olması. İktidarlar ne istiyorsa o şekilde düşünmeleri. Her ülkede iktidarlar otoriter rejim isteyebilir ama gerçek aydınlar bu duruma ‘bir dakika’ derler” görüşünü dile getirdi. Batum, Ergenekon davasının ilk gününden itibaren herkesin aynı kefeye konulamayacağını dile getirdiklerini belirtti. Batum, gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve diğer gazetecilerin neden tutuklu kaldıklarına ilişkin kanıtların bilinmediğine ve açıklanmadığına dikkat çekti. Ergenekon davasına ilişkin algının da değiştiğine vurgu yapan Batum şu ifadeleri kullandı: “Bugün artık, ‘Aaa bu çocuk Fethullah Gülen üzerine bir şey hazırlıyordu. Henüz hazırlamadığı kitaptan ötürü içeri girdi. Aaa, diğerleri de tecrit edilmiş’ denmeye başlandı. Tecrit mahkum olmamış bir gazeteci için, belirli davranış biçimlerine girmemiş bir gazeteci için uygulanır mı? Hangi koşullarda tecrit uygulanır ortada.” Gazetecilerin, eyleminde “sessiz kalan gazetecileri” de gördüğünü söyleyen Batum, “Bugünleri atlatacağız. Ancak olanları unutmayacağız” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle