24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 MART 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER CHP lideri Kılıçdaroğlu, Almanya’daki Emek Şenliği’nde katılımcılara seslendi 5 Balbay’a sıcak mesaj OLCAY BÜYÜKTAŞ AKÇA BOCHUM Almanya’nın Bochum kentinde DİSK ve CHP tarafından düzenlenen Emek Şenliği’nde katılımcılara seslenen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlere yönelik mesajlar verdi. Kılıçdaroğlu, Güneydoğu ve Doğu’da parti ile yurttaşlar arasındaki mesafenin daraldığını belirterek, “Diyarbakırlı kardeşimiz ister bize ister kendisine hapishane vaat eden Başbakan’a oy verir” dedi. Kılıçdaroğlu Emek Şenliği’nin ardından gazetecilere değerlendirmelerde bulundu. Genel seçimlerde kadın adaylar konusunda “şaşırtacaklarını” belirten Kılıçdaroğlu, 3035 il dışında önseçim yapacaklarını söyledi. Son dönemde gazetecilerin tutuklanmasına yönelik soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, 12 Eylül döneminde 31, 8 yıllık AKP iktidarı döneminde ise 61 gazetecinin hapse atıldığını anımsatarak Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan Kılıçdaroğlu, Güneydoğu ve Doğu’da parti ile yurttaşlar arasındaki mesafenin daraldığını belirterek, “Diyarbakırlı kardeşimiz ister bize ister kendisine hapishane vaat eden Başbakan’a oy verir” dedi. yazarımız Mustafa Balbay’ın milletvekilliğine ilişkin bir soruya “Balbay CHP’yi tercih ederse mutlu olurum” karşılığını verdi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarında yargıya müdahale edilmemesini istediğini ancak kendisinin beğenmediği kararlar alındığında yargıyı acımasızca eleştirdiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, “Başbakan’ın bu olaylardan rahatsız olduğuna inanmıyorum. Hatta dünyanın tepki gösterdiği bir olaya Başbakan tepki göstermiyorsa benimsiyor demektir” dedi dum sırasında yargı siyasallaşacak derken Brüksel bu reform diyordu. 61 gazetecinin günahı sizin boynunuza. Bunu özellikle Avrupalı dostlarımız duysun diye söylüyorum. AKP demokrattır diye çıkıp meydanlarda konuşanlar duysun diye, Brüksel’de koltuklarında oturup CHP’yi sabah akşam eleştirenler duysunlar diye söylüyorum” dedi. Kürt sorununa ilişkin soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Mustafa Muğlalı Kışlası’nın adının değiştirilmesini ilk kez kendisinin gündeme getirdiğini, faili meçhulleri kendilerinin dillendirdiğini, sorunun demokratik yollarla çözümü için ellerinden geleni yapacaklarını anlattı. Anadilde eğitim talebinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, “Anadilde öğretime evet Sorumlu AB Gazetecilerin tutuklanmasında AB’nin de sorumluluğu bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Biz referan ama anadilde eğitimde sorununuz var. Bazıları bunu demokrasi sorunu olarak görebilir ama AB uygulamalarına tepeden tırnağa baktık, böyle bir şey yok. Bütün ayrıntılarına girerek bakıyoruz. Bizim görevimiz toplumu entegre etmek, bölmek değil. Henüz anadilde eğitim aşamasına gelmedik, tartışarak bu olgunluğa ulaşacağız” dedi. Kılıçdaroğlu, “Anadilde eğitim hakkını savunmadan Diyarbakır’dan oy alacağınızı mı düşünüyorsunuz” sorusuna şu karşılığı verdi: “O Diyarbakırlı kardeşimize kalmış, onun seçeneği var. İster bize ister kendisine hapishane vaat eden Başbakan’a oy verir. İsterse oy vermez.” Almanya’da yaşayan DİSK ve CHP gönüllüleri tarafından Bochum’da düzenlenen “Emek Şenliği”ne türküleriyle katılan Sabahat Akkiraz bir süre Kılıçdaroğlu’yla sohbet etti. Gazetecilerin sorusu üzerine aktif siyasete katılacağı mesajı verdi. ‘Her Fani Ergenekon Üyeliğini Tadacak!’ Altan Öymen 12 Mart döneminde “uçak kaçırma” suçlamasıyla gözaltına alınmıştı. 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında gazeteciler yine hapishanelere düştü. Şimdi sırada “Ergenekon” üyeliği suçlaması var. Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın derken sıra Nedim Şener ve Ahmet Şık’a kadar geldi. Bu gidişle “her fani bir gün Ergenekon üyeliği suçlamasını tadacak!” Bununla bitmiyor, “absürd” suçlamalar da eksik olmuyor. Mirgün Cabas, “suikastçılık” (!) telefon edip Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterini düşürmüşsuçlamasıyla karşı karşıya... 5 Mart Cumartesi günü Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde meslektaşları yazarımız Mustafa Balbay’ın yeni kitabını imzalarken Silivri’ye güvercinler uçuruldu. Bu toplantıda Faruk Bildirici, meslek adına çok acı bir tabloya dikkat çekti: “Bir gazeteci için arşiv çok önemlidir. Ben gazeteciliğe başladığım günlerde büyüklerim bunu öğretti. Ben gazeteciliğe 1980 yılında başladım. O yıllarda insanlar kitap yaktı. Şimdi de gazetecilerin o çok değer verdikleri arşivlerinin yok edilmesine üzülüyorum. Gazeteciler bu ülkede ‘artık sıra bende mi’ kaygısıyla yaşıyor ve bu kaygıya karşı da arşivlerini yok ediyorlar... Bu rejimin adı nedir?” Hassasiyet farkı... Gazetemiz yazarı Mustafa üyelerin tepkisini çekti. Çünkü Balbay ile Silivri L Tipi cezaevleriyle ilgili alt komisyon, Cezaevi’nde aynı koğuşta kalan askeri cezaevleriyle ilgili gazeteci Tuncay Özkan, bir raporunu Üskül’ün “alt gece yarısı operasyonuyla, F tipi komisyon toplanamıyor” cezaevinde tek kişilik hücrelere açıklamasını yaptığı günkonulunca, bir umut TBMM görüştü. CHP’li Malik Ecder İnsan Haklarını İnceleme Özdemir, “isyan”ını şöyle dile Komisyonu’na avukatı getirdi: “Cezaevlerini inceleme alt aracılığıyla başvurdu. Özkan, “Can güvenliğimiz kalmadı” komisyonu olarak 3 yıldır diyerek komisyonun duruma el ülkemizdeki 20’ye yakın cezaevini koymasını istedi. AKP’li denetleyip raporlar düzenledik. Komisyon Başkanı Zafer Üskül Hemen hemen bütün sivil “bu tip tutukluların yüksek cezaevleri kapasitelerinin iki katı güvenlikli cezaevinde tutuklu ve hükümlü insanlarla kalmaları”nın ilgili yasalar gereği doludur. Özellikle Tekirdağ ve olduğunu belirtip nakli “normal” Edirne F Tipi cezaevlerinden her karşıladığı gibi, cezaevi gün işkence ve kötü muameleye yönetiminin “zor kullanım yönelik şikâyetlerin ardı arkası yetkisini” de anımsattı. Üskül, kesilmemektedir. (...) Tuncay cezaevi alt komisyonu olarak Özkan ve Mustafa Balbay’ın tek Silivri’ye gitmeye gerek kişilik hücrelere kapatılmış duymamasının gerekçesini de olmalarına karşın Hizbullah Terör şöyle açıkladı: Örgütü üyelerinin Diyarbakır Cezaevi’nde 3 kişilik “Şu anda alt komisyon koğuşlarda kalmaları ve kurup yerinde inceleme kaldıkları cezaevinden yapma imkânımız yok. internet aracılığı ile Mevcut alt komisyon dışarıyla bağlantı üyeleri de bir araya kurmaları, ardından da gelemiyorlar, elini kolunu sallayarak toplanamıyorlar, her biri yurtdışına kaçmış bir tarafta.” olmaları ülkemizi İnsan Haklarını yönetenlerin ayıbıdır. İnceleme Komisyonu, Ülkemizin sivil Meclis’in tatil olduğu Zafer Üskül cezaevlerindeki tablo dönemlerde bile çalışma böyleyken hazırlanan yetkisi olan tek ihtisas komisyonu olma özelliğini raporda, bir askeri cezaevinde taşıyor. Üskül, “Cumartesi tutuklu bulunanların ‘başı öne Anneleri” ile görüşen Başbakan eğik olarak yürütülmelerini, Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle, gazinoda otururken bacaklarını Meclis seçim nedeniyle yaklaşık uzatmalarına izin verilmemesini’ 1 ay sonra tatile girecek büyük bir hak ihlali ya da kötü olmasına karşın apar topar muamele olarak görmek ve “gözaltında kayıplar”la ilgili alt bunları rapora yansıtmak iyi komisyon kurdurdu. Durum niyetten uzaktır. Bu durum, ne böyleyken cezaevleriyle ilgili alt yapıp edip o kurum için bir kusur komisyonun “toplanamadığı” ya da kabahat bulma gerekçesi muhalefet partili gayretkeşliğidir.” TURHAN GÜNAY ‘Silivri entegre bir tesistir’ Haber Merkezi Bursa Kitap Fuarı kapsamında Cumhuriyet Kitapları’nca dün, saat 13.15’te, Cumalıkızık Salonu’nda bir etkinlik düzenlendi. Etkinlikte Turhan Günay, Sevgi Özel ve Ümit Zileli Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklu bulunan yazarımız Mustafa Balbay ile Tuncay Özkan’ın tek kişilik hücrelere alınmasını, aralarında gazeteci yazar Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın da yer aldığı tutuklamaları değerlendirdiler. Etkinlikte ilk söz alan Turhan Günay, Balbay ve Özkan’ın tutuklanmalarına basında ve medyada tepki gösterilmediğine, bu anlamda bir dayanışma oluşmadığına hatta bazı köşe yazarlarının tutuklanan gazetecileri baştan mahkum ettiğine dikkat çekti. Günay şunları söyledi: “Bugün gelinen noktada hükümetin nereye doğru yol aldığı artık basın tarafından da nihayet görülmüş durumdadır. Dün AKP’ye oy verirken ‘yetmez ama evet’ diyenlerin artık bu düşüncelerinden vazgeçtiklerini de gördük. Silivri bozkırda kurulmuş, hâkimi, savcısı, diğer çalışanları ve aileleriyle 13 bin 500 kişilik bir kadroya sahip bir entegre tesistir.” Özel de Balbay’ın ilk kitabı “Dönekrasi”den başlayarak Balbay’ın ne kadar iyi bir gazeteci olduğunu kitaplarından örnekler vererek anlattı. Balbay’ın içerde ne kadar sağlam bir duruş sergilediğine dikkat çeken Zileli de artık gazetecilerin yanı sıra toplumun da bu tür haksız uygulamalara tepki göstermesi gerektiğini ifade etti. Silivri’yi bir “kampus” olarak da niteleyen Zileli, “Orası içinde profesörler, doçentler ve gazetecilerin oluştuğu bir kampusa dönüştü” dedi. ZBAN BULUŞTURDU Erdoğan ile Kılıçdaroğlu, zmir’de, AliağaMenderes Banliyö Sistemi’nin ( ZBAN) açılışını birlikte yaptı. Alsancak Garı’nda düzenlenen törene her iki partiden 2 binin üzerinde kişi katıldı. Bir o kadar kişi de dışarıda bekledi. Açılış sırasında Vali Cahit Kıraç’ın açıklamasına göre 5 bin 500 polis görev yaptı. (Fotoğraf: EMRE DÖKER) ‘Ya denize ya sandığa’ Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu ile birlikte katıldığı açılışta protesto edildi, iki partiye üye gruplar arasında arbede çıktı HAKAN D R K EMRE DÖKER İZMİR Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte katıldığı İzmir’deki raylı sistem açılışında, “Biz gâvur İzmir’iz, ya denize dökeriz, ya sandığa gömeriz” sloganıyla protesto edildi. Bunun üzerine Kumanda Erdoğan’da AKP ve CHP’li gruplar gerçekleştiren Kılıçdaroğlu ve Erdoğan bir süre kontrol ka2 Eylül’den bininde yolculuk etti. Bu sırada treni Erdoğan kullandı. (AA) arasında kavga çıktı. daha beter’ İzmirliler, ulaşım sorununu çözmesi öngörülen ve tutuklamaları protesto etti. Büyükşehir belediyesi tarafından yapsistemin açılışına katılan Erdoğan’ın Açılışta salondaki alkışlar da ikiye tırılan Gaziemir Semt Garajı’nın açıgeçtiği güzergâhta sıkıntı yaşadı. Üç bölündü. İzmir Büyükşehir Belediye lışını da gerçekleştiren Kılıçdaroğlu, kuyularKonak arasındaki yaklaşık 5 Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun ardından burada da, “12 Eylül döneminden dakilometrelik bölümde araçlar üç şeritte konuşan Kılıçdaroğlu, İzmir’e bakınca ha zor koşulları yaşıyoruz. O döbirden uzun süre hareketsiz bekledi. herkesin yaşam tarzını özgürce yaşa nemde 31 gazeteci tutuklanmıştı. yabildiği, insan haklarına saygılı bir Şimdi ise 61. Gazeteciye, sen niye kiasından protesto kent gördüğünü, İzmir’den Türki tap yazıyorsun diye sorulur mu? Bu Erdoğan’ı izleyen gazetecilerin bir ye’ye bakıldığında ise gazetecilerin, durumun başsavcısı, Türkiye Cumbölümü “siyah kurdele takarak” öğretim üyelerinin gözaltına alındığı huriyeti Başbakanlığı koltuğunda basın çalışanlarına yönelik son gözaltı bir tablo görüldüğünü kaydetti. oturan kişidir” diye konuştu. Erdoğan kürsüye geldiğinde ise CHP Buca Gençlik Kolları’ndan olduğu öğrenilen Sinan Yaman, “Biz gâvur İzmir’iz, ya denize dökeriz, ya sandığa gömeriz” diye slogan attı. AKP’liler ve emniyet görevlileri Yaman’ı tartakladı. Yaman, gözaltına alındı. Olayın ardından salonda ZBAN’ın resmi açılışını bir süre gerginlik yaşandı. ErbakanErdoğan farkı Geçen hafta 85 yaşında yaşama veda eden Necmettin Erbakan hakkında çok yazıldı çizildi ama ‘öğrencisi’ Tayyip Erdoğan’la arasındaki gazetecilere bakış açısını yansıtan önemli bir farktan hiç söz edilmedi. Erbakan, tam 42 yıldır profesyonel siyasetçiydi. 42 yıl süresince belki de en çok eleştirilen, hatta çok ağır ifadelerle suçlanan bir siyasetçi oldu. Siyasal rakipleri bir yana özellikle medyada Erbakan’a yönelik, “takıyyecilik”ten “sahtekârlığa” kadar söylenmeyen söz kalmadı. 28 Şubat’tan sonra ise haberlerden köşe yazılarına kadar Erbakan’ı ağır sözlerle suçlayan o kadar çok yazı çıktı ki... Binlerce karikatürü saymıyoruz bile. Peki Erbakan bunların kaçına dava açtı? Hiçbirine. Erbakan’ın dava konusunda bu süreçte bir tek istisnası var. O da Sabah gazetesi. 2005 yılında eşi Nermin Erbakan’ın ölümünden sonra “Erbakan evlendi” haberi nedeniyle Sabah gazetesine dava açtı ve kazandı. Erdoğan kaç yıldır aktif siyasette? 8 yıldır Başbakan. Ondan önce 4 yıllık belediye başkanlığı var. Peki Erdoğan kaç dava açmış. Sayısı bilinmiyor. O kadar çok ki. Mizah dergileri bir yana, Facebook gibi sosyal paylaşım sitelerini bile dava etmiş durumda... ‘1 B MHP lideri Bahçeli, Türkiye cumhuriyetinin kazanımlarının tahrip edildiğini söyledi ‘Son sözü daha söylemedik’ YUSUF BAŞTUĞ AKP’li Sıvacıoğlu’nun Kanadoğlu’ndan ‘torpil’ isteği TBMM Anayasa Komisyonu’nda geçen hafta Anayasa Mahkemesi’ni yeniden yapılandıran tasarı görüşüldü. AKP’li Musa Sıvacıoğlu, CHP’li Atilla Kart’ın “tetikçi yargıç” sözlerine tepki gösterdi. Sıvacıoğlu “Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na savcı olmak için başvurmuştum. Araya birilerini koydum. O dönemde Sabih Kanadoğlu vardı. Gittik, kendisiyle görüştük” deyince, CHP Manisa Milletvekili Şahin Devlet Bahçeli ADANA Adana ziyaretinin ikinci gününde de ilçe, belde ve köylerde yurttaşlarla buluşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP’ye sert eleştiriler yöneltti. Türkiye’de Cumhuriyetin kazanımlarının tahrip edildiğini belirten Bahçeli, “MHP, sosyal maliyeti yüksek bir mücadeleden gelmiştir. Henüz son sözü söylememiştir. Yeri geliyorsa devletin varlığı ve milletin birliği için son sözü geçmişteki örneğinde olduğu gibi söyleyecektir. Kelleyi koymuşuz sonuna kadar devam edeceğiz. Birlikte mücadele etmek milli bir görev haline gelmiştir” dedi. MHP lideri Bahçeli dün ilk olarak Seyhan Oteli’nde düzenlenen kahvaltılı toplantıya katıldı. MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, Genel Başkan Yardımcısı Recai Yıldırım, MHP’ye katılan Murat Başesgioğlu gibi isimlerin de katıldığı toplantıda Bahçeli’nin yanına, İçişleri Bakanlığı’nca görevden uzaklaştırıldıktan sonra, “Aklan da gel” dediği Adana Anakent Belediye Başkanı Aytaç Durak’ın oturması dikkat çekti. Toplantı öncesinde Bahçeli ile Durak’ın bir süre görüştükleri öğrenildi. “Devletin başına Devlet gelecek” sloganlarıyla kürsüye çıka rak katılımcılara seslenen Bahçeli, AKP’ye ağır eleştiriler yöneltti. 12 Haziran seçimlerinin ülkenin geleceği ve milletin birliği için büyük önem taşıdığına vurgu yapan Bahçeli, “Türkiye bir yol kavşağında. Önümüzdeki seçimler, milletimiz için, ülkemizin geleceğinin belirlenmesi için son derece önemlidir. Ya teslimiyetçi bir anlayışı kabullenerek bugünkü iktidarın ortaya koyduğu politikaları benimseyerek bu ülke yoluna devam edecek ya da bir iktidar değişikliğini zaruri kılacaktır” diye konuştu. İktidarın değişmesi gerektiğini söyleyerek olası bir AKP iktida rının Türkiye için felaket anlamına geleceğini bildirdi. Türkiye’nin Cumhuriyetin kazanımları içerisinde milli devlet, üniter yapı ve toprak bütünlüğünün büyük tehlike altında olduğunu ifade eden Bahçeli şunları söyledi: “Milli ve manevi değerler yıpratılmıştır. Birlikte ve bir arada yaşama kabiliyetimiz zafiyete uğratılmıştır. 1 Ağustos 2009, birilerine göre demokratik açılım denilen zırva etnik temelli bölücülüğün devlet politikası haline dönüştürüldüğü kara bir gün olmuştur. Bunları yapanlar PKK’nin siyasallaşma sürecini tamamlamaya çalışmaktadırlar.” Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül [email protected] C MY B C MY B Mengü, “Ayıp etmişsin, niye baskı yapıyorsun?” diye laf atınca gülüşmeler oldu. Sıvacıoğlu, “Evet, torpil için gittim. Ama başvurum hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildi. 367 ve diğer konulardaki görüşleriyle Kanadoğlu’nun nereyle bağlantılı olduğu ayan beyan ortada. Yargı şimdi gerçek hüviyetine kavuştuğu, siyasallaşmadan kurtulduğu için hazmedilmiyor” diyerek “torpil girişimini” resmen itiraf etti...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle