18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sayı 33 [email protected] Khaddnan Polat meydan okudu Bu sezon futboldaki tüm iddiasını yitiren Galatasaray'da taraftarın ayaklanarak istifaya davet ettiği başkan Khaddnan Polat, “dünya bizim halk iktidarımızı anlamıyor” dedi... Taraftarı yatıştırmak için yurtdışından lejyoner futbolcular getiren, ancak yine de başarılı olamayan, ardından Adnan Sezgin'in kellesini isyancılara teslim eden Polat, “ biz futbol takımımızı halkın malı yaptık, isteyen taraftarımız istediği mevkide artık rahatlıkla oynayabilir ve %100 eminim ki futbolcularımızdan daha da başarılı olabilirler. Dış düşmanlar futbolu halkla bütünleştiren sistemimizi yıkmak için ellerinden geleni ardlarına komasınlar, taraftar bana tapıyo!” şeklinde konuştu. ‘Kadın yazar’ın sonu... Hollywood'da çalışmış bazı yazarların sözlerini aktarmıştım daha önce. Biraz daha… Dorothy Parker: "Korkunç bir şey bu, ama aklıma hiç iyi kadın yazar gelmiyor. Onlara 'kadın yazar' denilince sonları oluyor. Kendilerini kadın yazar olarak görmeye başlıyorlar." Robert Benchley: "Yazma yeteneğim olmadığını anlamam on beş yıl sürdü; ama yazmayı bırakamazdım artık çok ünlüydüm." ... "Bugün profesyonel yazarın en büyük sorunu, daktilo şeridini değiştirmektir." Elie Wiesel: "Bir tek cümle sekiz yüz saat filme bedeldir." Graham Greene: "Bir oyuncu için başarı, gecikmiş başarısızlık demektir." Anita Loos ("Erkekler Sarışınları Sever" yazarı): "Erkekler sarışınları sevmiyor artık. Günümüzde erkekler erkekleri seviyorlar." Ernest Hemingway: "Sinema için nasıl yazılır, anlatayım. Önce kitabını bitirirsin. California sınırı nerededir, biliyorsun. O sınıra gider, karşı yana fırlatır atarsın kitabını. Yok yok, atmazsın. Bırak, önce onlar parayı atsın. Sonra sen fırlat kitabını. Sonra da kaptığın gibi parayı, gazlar gidersin." Leland Hayward: "Ben Hecht'le Charlie MacArthur, 'Ölmeyen Aşk'ın (Wuthering Heights) senaryosunu iki haftada yazdılar. Walter Wanger için. Bronte'nin kitabını okumamışlardı bile bir sinopsisden yola çıkmışlardı. Wanger, Sam Goldwyn'e sattı senaryoyu. Goldwyn de korkunç gişe yapan bir film çıkardı. Ben, David Selznick için 'Rüzgâr Gibi Geçti'yi (Gone With the Wind) de yazmıştı kitabı okumadan. Kitabı okursa kafasının karışacağını söylerdi. Kimbilir, belki de haklıydı." TAR HTE HERHANG B R GÜN... Enflasyonun fazla düşmesi kadına olan şiddeti artırdı! 28 ŞUBAT: Necmettin Hocanın arkasından “ulusalcı” geçinenler de dahil, bütün kesimlerin timsahları kıskandıracak kadar gözyaşı dökmesi, kendisine “yalaka” denilen, Biat etmiş bir şahsı yani; bendenizi bile sinirlendirdi!.. Çünkü Hocamız kadayıfı bizzat tepsiye koyan kişi olmasına rağmen ne yazık ki istenen kızarıklığı bir türlü verememişti. Kadayıfın altının kızarması onun döneminde değil, bizzat onun yetiştirdiği ama işin acı gerçeği onu hem sollayan, hem sağlayan Ak Parti döneminde oldu. Kadayıf artık öylesine kızardı ki, kadayıf kadayıf olmaktan çok nara benzedi. Kadayıfın bu kadar kızarması aslında muhteşem bir işe de yaradı. Çünkü 2011 Türkiye’sinde kadayıfın bu denli kızarık hali, yüzlerdeki kızarmayı da yok etti. Yüzdeki kızarmanın tamamen yok olması ve kızarmanın sadece kadayıfta görülmesi müthiş bir Ak Parti devrimidir!.. Kadayıfı istenen düzeyde kızartamamış olsa da, en azından fırına koyan kişi olarak Hocamızı bir kez daha sevgiyle analım!.. 2 MART: Görülmemiş bir şey! Enflasyon düştükçe düşüyor, düştükçe düşüyor!.. Şubat ayında enflasyon TÜFE’de yüzde 4.16’ya düşmüş! Ama bu kadar da olmaz canım!.. Önce şöyle derin bir nefes alayım!.. Kendime inanamıyorum ama şimdi fena bir şey yapıp Ak Parti’ye artık ben de bir eleştiri getireceğim!.. Bu kadar da olmaz yaniiiiii!.. Enflasyonun sürekli olarak düşmesi, 41 yılın en düşük seviyesine inmesi bana sorarsanız çok iyi olmadı. Çünkü enflasyonun bu kadar hızla düşmesine alışık olmayan bir “erkek” toplum var bu ülkede!.. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşıyor diye böyle konuştuğumu sanmayın!.. Enflasyonun bu denli yerlerde sürünmesi bizim erkek toplumun bence ruh sağlığını bozuyor. Bu yüzden TÜİK’in arada bir de olsa enflasyonda küçük artışlar ortaya çıkarması Ak Parti açısından daha yararlı olacaktır. Çünkü enflasyondaki bu müthiş düşüş, kadına olan şiddetin artmasına neden oldu bana sorarsanız!.. Eskiden enflasyonun yüksek olmasına sinirlenen erkeklerimiz bununla oyalanırdı. Oysa Ak Parti’nin muhteşem ekonomisinde enflasyon yerlerde gezmeye başlayınca, neye sinirleneceklerini şaşırıp, eşlerine eskisinden daha fazla şiddet uygulamaya başladılar. Umarım bu küçük eleştirim yanlış anlaşılmaz ve enflasyon oranları arada bir yukarı çekilir, çünkü bu kadar ucuzluk halkımıza iyi gelmedi!.. 3 MART: Silivri’nin adı gene eskiden olduğu gibi “yoğurt”la anımsanmalı!.. Biri “Silivri” dediğinde Ak Partililer “Ne dedin yoğurt muuu?” diye o eski şakayı gene gündeme sokmalılar. Bence Ak Parti tarafından bir an önce uluslar arası bir yoğurt festivali, yoğurt kongresi filan düzenlenmeli. Silivri’de bazı ekşimeleri önlemek özellikle koyun yoğurdunu öne çıkarmakta fayda var. Yoğurt bu denli öne çıktığında bile hâlâ “Yoğurdum ekşi diyen” olursa da tecrit ne güne duruyor?.. MÜMTAZ ARIKAN  dinimi değiştirip geliyorum!  lezzet avı mevsimi...  zamanı önlerden biraz daraltır mısınız?  develer ligi...  neden bu yetenekli insanları vurdun evladım / yetenek avcısıyım ben.  mart ayı dırrrt ayı...  çok yalancı oldum doktor bey! gözlerime ve kulaklarıma inanamıyorum  ödemeli olan sağlık...  yönetim uyumuyor, parasal gücüyle taraftara sahip çıkıyor!  oyuncumuz yerde kalmayacak!..  alim de gitme pazara uğratırlar zarara... C HAN DEM RC C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle