23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 5 MART 2011 CUMARTES 2 ÇOĞULCU demokraside partiler ikiye ayrılır: İktidarmuhalefet. İktidar koalisyon biçiminde değilse, öbür partilerin hepsi, şöyle ya da böyle, muhalefet demektir; en büyüğüne de, Türkçemizin birleşik sözcük kolaylığıyla, “anamuhalefet” denir. Anamuhalefet, geleceğin iktidar partisi ya da olası bir koalisyonun büyük partisi demektir. Bu niteliğin gerektirdiği sorumluluklarla. Muhalefetin temel görevi, İngilizlerin ünlü deyimiyle, “muhalefet” etmektir ama, anamuhalefet için ek bir görev daha var: İktidar olursa neleri nasıl yapacağını açıkça ortaya koymak. Bunu öbür muhalefet partileri de bilsinler ve tutumlarını da ona göre ayarlasınlar diye. ürkiye’deki anamuhalefetin bu asıl ve ek görevleri yeterince yerine getirdiği söylenebilir mi? Daha doğrusu, bu iki tür görev, OLAYLAR VE GÖRÜŞLER sayesinde, ister istemez üstünlük sağlamakta. Karşıdakinin oyununa kapılmak yerine kendi oyununu sergilemek, futbol maçında bile daha kazançlı bir taktik değil midir? öyle bir taktik, iktidarı kısaca eleştirdikten sonra kendi yapacaklarını anlatıp topluma mesaj vererek geleceği kazanmayı ve bir taşla iki kuş vurmayı sağlayacaktır. Bu anlamıyla, gündemde şimdilik “aile sigortası” denen henüz tam somutlandırılmış ve halk yığınlarınca kolay anlaşılır üsluba sokulmamış bir tasarım var. Bunu, örneğin yükseköğrenime giriş koşulları, burslar, harçlar, yurtlar konusunda genç seçmen yığınlarına yönelik tasarımlarla tamamlamak gerekmez mi? Daha önemlisi, bu çeşit açılımlar anamuhalefetin öncülük görevini, yani dağınık muhalefeti toparlamayı da kolaylaştırmaz mı? Umut Kırıcı Gelişmeler Daver DARENDE Emekli Diplomat / Yazar Anamuhalefet bir anamuhalefet partisine yakışırcasına en doğru ve tutumlu biçimde bir araya getirilebiliyor mu? Sık tekrarlanan örnek şu: Haftada bir, iktidarın başı önce Meclis grubunda konuşacak, sonra sıra anamuhalefet liderine gelecek. Bu kalıp, çoğu zaman iktidarın seçtiği taktiğe uygun olarak, söylenenlere yanıt yetiştirme biçiminde nafile bir laf yarışını kabullenmeye yol açıyor. Nafile, çünkü bu yarış iktidar liderine, yetişme tarzıyla “antrenmanı” ve sosyal çevresi B T Yarım yüzyıldır çağdaş değerlere sırtını çevirerek Türkiye’yi yönetenler, onları destekleyen gerici çevreler ve sözde aydınlar bir ülkeyi çağdaş sanat ve kültürün yücelttiğini, Mustafa Kemal’in kültür devriminin ülkemizin geleceği için yaşamsal önem taşıdığını bir türlü kavramak istemediler. Batı’nın evrensel, ilerici ve çağdaş ölçülerini örnek alan Mustafa Kemal, kültür devrimi ile toplumumuza uygar olma yolunda yeni bir kimlik kazandırmışken bu kimliğin yavaş yavaş yok edildiğini fark ediyor musunuz? Türk kültürünü evrensel boyutta temsil eden yüzlerce sanatçımız dünya ölçeğinde başarıdan başarıya koşarken, Atatürk’ün kültür devrimine sırtını dönen Osmanlı tutkunları, ne acıdır ki, devrimin ürünü olan sanatçılarımızı karalamak için birbirleriyle yarışıyorlar. Övünç kaynağımız olan “Türk Beşleri”ni ağır bir dille aşağılamak, 20. yüzyıl devriminin en büyük değerlerinden biri olan dünyaca ünlü sopranomuz Leyla Gencer’in başarılarını küçümsemek, Kars’taki “İnsanlık Anıtı”nı yok saymak artık moda oldu. Yakın geçmişte de yine bir heykel üzerinden çağdaş sanatın aşağılandığını hepimiz biliyoruz. Arkası 8. Sayfada Yayalara Alkol Kontrolü ve Faydaları... Daha on gün önce size “Yolda giderken ‘zıkkımın kökünü iç’ diye kafanıza birisi vurursa şaşırmayın” demiştim… Yayalara alet üfleterek alkol cezasına Antalya’dan başladılar… Çünkü başbakanları onlara “Aksırıncayatıksırıncaya kadar” mesajı ile görev vermişti… (Tarikat geleneğinde böyledir; önderin yaşam biçimisözlerisöyledikleri (hadis) tüm dünyevi yasaların, yönetmeliklerin, kuralların üzerindedir.) Bundan böyle diyelim ki iki bira içtiniz, yolda yürüyorsunuz, karşıdan gelen polis gördünüz… Bu tarihi bir andır… Polise bakarken gözlerinizin şaşı halinin sizi ele vereceğinin bilincinde, siz de en iyisi ayaklarınızın ucuna baka baka gideceksiniz… Burada dikkat edilecek nokta; o baktığınız ayakların sizin ayaklarınız olmasıdır… Yok eğer polisin ayağına bakıp “Ben bu tarafa gidiyorum, ayaklarım niye o tarafa gidiyor” derseniz… O zaman; alkol üflemesi… Dik yürüyeceksiniz… Bunun en garantilisi, elektrik direği, duvar köşesi, ağaç gibi dik bir cismi hedef alıp, o düzgünlükte gitmektir… Polis otosunun dönen siren ışığını hedef alıp dönmeye başladığınızda… Demek ki; alkol üflemesi… Herhangi bir ses çıkarmayacaksınız… Ağzınızı açıp da herhangi bir ses çıkarmamak için, alt dudağınızı içe çekip üst dudağınız ile ona bastırırken, çeneyi olabildiğince geriye çekip burnunuzu buruşturarak dilinizi orta yerinden ön dişlerinizle sıkı sıkı tutacaksınız… Polis size bakınca korkup kaçtı kaçtı… Yok kaçmadı; üfleme… “Aksırmak, tıksırmak” da yok… Bunun Başbakan tarafından yasaklanarak “Memleketin manevi değerlerine karşı işlenen suçlar” kapsamına alındığını unutmayacaksınız… Polis Antalya’da yayalarda rutin alkol kontrolüne başladı… Seçimlerden sonra bunun ulusal düzeyde, tüm illerde nasıl uygulandığını zaten bizzat göreceksiniz… (Haftaya cumartesi; seks kontrolü ve faydaları) C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle