18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MART 2011 PAZARTES CUMHUR YET SAYFA HABERLER Jetpa’nın sahibi Fadıl Akgündüz’ün kendi kaleminden ortaklarına yazdığı mektuptan 5 ‘Allah Jetpa’ya ortak’ AYKUT KÜÇÜKKAYA TBMM’ye ‘Hücum’ ‘SÖZLEŞMELER M Z UZATALIM...’ Fesih ihbar süresi dolmuş veya yakında dolacak olan ortaklarımdan bir ricam var. Şirketimizin dayanışmaya en çok ihtiyacı olduğu bu dönemde, lütfen sözleşmelerinizi hiç değilse bir yıl daha uzatalım ve birlikteliğimizi daha da güçlü bir şekilde devam ettirelim. larına gönderdiği mektuplar Bakırköy’de yargılandığı ve hapis cezası aldığı davanın dosyasına da girmiş. Bugün biribiri üstüne ticari atılımlar yapan Jetpa’nın patronunun yazdığı 4 sayfalık bu mektup tıpkı diğer yeşil sermaye şirketlerinin patronları gibi dini nasıl kullandığını da tüm açıklığıyla gözler önüne seriyor. Mektuptan bazı bölümler şöyle: Geçen mektubumda Allahü Tea İnanıyoruz ki bugüne kadar olduğu gibi mücadelemiz hep başarılarla sonuçlanacaktır. Haklıyız ve gelecek bizimdir. İnanıyoruz ve inanmaya devam edeceğiz. Sizleri Allah’a emanet ediyorum ve dualarınızı bekliyorum. Essalamünaleyküm ve rahmetullahi ve bereketuhu... Avrupa’da ve Türkiye’de binlerce mağdur yaratan buna karşın şimdilerde İstanbul’da yedi yıldızlı devre mülk pazarlayan; havayolu şirketi almak için kolları sıvayan ‘Jet Fadıl’ lakaplı Fadıl Akgündüz’ün bir dönem ortaklarına hitaben kaleme aldığı mektuplarda “Allah Jetpa’ya ortak” diye yazdığı ortaya çıktı. Jetpa’nın patronu Akgündüz 2000’li yılların hemen başında mağdurların Jetpa’dan ayrılmaması için kendi el yazısıyla Cenevre’de kaleme aldığı dört sayfalık yazıda, “Ben, Allahü Teala’nın ortağımız olduğuna inanmasaydım, bu mücadeleyi çoktan bırakmış olurdum” diye yazıyor. Son aylarda cüppeli fotoğraflarla basına yansıyan Akgündüz de holdingine para toplamak için yeşil sermaye şirketlerinin izlediği “din sömürüsü” yolunu tercih etmiş. Akgündüz’ün yurtdışında kaçak yaşadığı dönemde Jetpa mağdur azimle çalışıyoruz. ‘İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır’ hadisi şerifinden ilham alıyoruz. Bu inanç ve bu sadakat olmasaydı, kısacası şahsen ben, Allahü Teala’nın ortağımız olduğuna inanmasaydım, bu mücadeleyi çoktan bırakmış olurdum. mza projesi Bu mektubumda ağırlıklı olarak “İmza” projesi üzerinde durdum. “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz” ayeti kerimesi ne yapmamız gerektiğini çok iyi anlatmıyor mu? Ben bir ortağınız olarak size şunu söyleyebilirim ki, ben hiçbir zaman ümidimi kesmedim, kesmeyeceğim de. Zaten bu ayete göre Allah’tan ümidi kesmek Kuran’a inanmamak, dolayısıyla küfre gitmek değil midir? Görüyoruz ki inananlara ümidini kaybetme hakkı verilmemiştir. Yine kendimden örnek verecek olursam, ben hâlâ günde 18 saat çalışıyorum ve Allah’a tevekkül ediyorum. la’nın bir hudusi kutsisisini zikretmiş ve bizim ortaklığımızdaki ruhun bu ruh olduğunu vurgulamıştım. Hadisi kutside ‘İki sadık ortağın yanında üçüncüsü benim, üç sadık ortağın yanında dördüncüsü benim’ buyuruluyor. Ulusumuzun başarısı ve ülkemizin kalkınması için dolayısıyla gelecek nesillere, çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakabilmek için büyük bir inanç ve Haberal duruşmaya katılabilir İstanbul Haber Servisi Gazetemiz yazarı Mustafa Balbay’ın 2 yılı aşkın süredir tutuklu yargılandığı İkinci Ergenekon davasında bir aylık aranın ardından bugün devam edilecek. Tutuklandığından bu yana hastanede tedavi altında bulunan ve Adli Tıp Kurumu’nun raporuyla cezaevine gönderilen Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın sağlık durumu elverirse ilk kez duruşmaya katılması bekleniyor. Gül’ün sahil keyfi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül önceki gün tamamladığı Afrika ziyareti sırasında çekilen fotoğraflarını sosyal paylaşım sitesi Twitter’da takipçileriyle paylaştı. Devlet resmiyetine alışılan Gül, fotoğraflardan birinde bir balıkçıyla çıplak ayakla sohbet ederken, diğer fotoğrafta ise Gabon’un başkenti Libreville’de kaldığı misafirhane yakınındaki sahilde yürüyüş yaparken görülüyor. ‘KATILIM’ KATLANDI Sağlık’ta fatura büyüyor MURAT KIŞLALI Milletvekilliği için aday adaylığı başvuruları geçen hafta sona erdi. TBMM’ye “hücum” var. Kamu görevlilerinin “hücum”unun ardından, sıra yurttaşlara geldi. “Asil”ler “vekil” olmak için partilerin önünde kuyruğa girdi. Meclis’te grubu bulunan 4 siyasi partinin yanı sıra diğer partilerden başvuranlar da dikkate alındığında aday adayı sayısı 15 bini bulmuş durumda. İşte bu nedenle geçen hafta başkentte, parti genel merkezlerinde, Meclis’te tam anlamıyla “kulis yapmaya” gelen aday adaylarının izdihamı yaşandı. Aday adayları hem bir “parti yöneticisine, genel başkana ulaşma” umuduyla hem de “aday adayı” olduğunu bir şekilde ilan etmek için “içinde vekil sıfatıyla yer almak istedikleri” TBMM kulislerini doldurmuştu. Özellikle eski milletvekillerinin sayısı çok yüksekti. Bu durumdan en çok şikâyetçi olan, kulislerdeki çay ocaklarında çalışan görevlilerdi. Çünkü bazı aday adayları, kendileri yetmiyormuş gibi, yanlarında getirdiklerine çaykahve ısmarlayıp sohbet ederken, bedelini de mevcut milletvekillerinin hesabına yazdırıyorlar, vekillerin faturası da doğal olarak kabarıyor. Çay ocağındaki görevliler de kabaran faturalar karşısında “ne olur ne olmaz, vekil seçilemez, aday yapılmaz” hesabıyla, bu ay çay faturalarını “erkenden” vekillerden tahsil etme yoluna gitti. Milletvekilliğine yeniden aday olmayan BDP Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis de erkenden çaykahve faturası önüne gelince espriyi patlattı: “Bak bu da anladı benim ‘eski vekil’ olacağımı, gider bir daha tahsil edemeyiz diye, faturayı önceden önüme getirdi...” Aday adaylarının “külfeti” bu kadar da değil. Bazıları mevcut vekillerin karşısına aday adayı olarak çıkmasına karşın, vekilden “yardım” istemekten çekinmiyor. CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin de “mağdurlardan” biri. Kendisini ziyaret eden ve kendi bölgesinden karşısına “rakip” olarak çıkmaya çalışan aday adayı sadece kendisi için “kulis yapmasını” istemekle kalmamış Meclis’te adı “eli sıkı”ya çıkanErsin’den “Abi yol param yok” deyip İzmir’e dönerken “yol harçlığını” da almış... ERDOĞAN’DAN S V L TAATS ZL K EYLEM BAŞLATAN BDP’YE SERT TEPK : Perinçek bağımsız aday olacak DENİZLİ (Cumhuriyet) İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, birinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in 13 seçim bölgesinden birinden bağımsız milletvekili adayı olacağını açıkladı. İP Denizli İl Teşkilatı’nca, Yıldız Düğün Salonu’nda “Cumhuriyet İçin Güç Birliği Şöleni”ne katılan Gültekin, “Genel başkanımız, bu seçimde kesinlikle aday olacaktır. Nereden aday olacağı konusunda 13 seçim bölgesinde bulunan örgütlerimiz genel başkanımızı kendi bulundukları yerden aday göstermeye talipler” dedi. Bunların neresi sivil KAHRAMANMARAŞ / ADANA (Cumhuriyet) “Sivil itaatsizlik” eylemi başlatan BDP’ye de ağır ifadelerle yüklenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Bunların neresi sivil? Bugüne kadar hiç kendi iradenizle hareket ettiniz mi?” dedi. Nükleer karşıtlarına da tepki gösteren Erdoğan, “Nükleer enerjiye karşı çıkanlar, radyasyon riski olduğu için acaba bilgisayar kullanmıyor mu, televizyon seyretmiyor mu?” diye konuştu. Kahramanmaraş’ta Enerjisa Hacınınoğlu Regülatörü ve Hidroelektrik Santralı’nın açılışını yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’de nükleer enerji konusundaki kararlılıklarının devam ettiğini belirterek “Riski var diye arabaya binmeyecek miyiz?” dedi. Nükleer enerji konusunda kararlı olduklarını belirten Erdoğan, “Nükleer enerjiye karşı çıkanlar, radyasyon riski olduğu için acaba bilgisayar kullanmıyor mu, televizyon seyretmiyor mu?” dedi. “Suların boşa akmasına tahammül edemeyeceklerini” söyleyen Erdoğan, kendisinin de Karadeniz çocuğu olduğunu, orada yapılmak istenen HES’lere karşı yargıya başvurulduğunu anlattı. Erdoğan HES’lere karşı mücadele edenleri “aykırı tipler” diye niteledi. Daha sonra Adana’ya geçen Erdoğan, yurttaşlara seslendi. Seçim yaklaştıkça birilerinin milleti hatırladığını öne süren Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adana’da gerçekleştirdiği işsizlik mitingini anımsatarak, “Birileri Adana’ya gelip işsizliği diline doluyor. İşsizliği istismar ediyor” dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli’yi isim vermeden eleştiren Erdoğan, Bahçeli’nin dengeyi dağıttığını, ileri geri konuştuğunu savundu. “Sivil itaatsizlik” eylemi başlatan BDP’ye de ağır ifadelerle yüklenen Erdoğan şöyle konuştu: “Seçim öncesinde gerilimi arttırarak oy avcılığının peşine düştüler. Bu zamana kadar 4 yıl beklediler şimdi seçime haftalar kala ellerine taş alarak, polisin üzerine yürüyerek ve gençleri tahrik ederek seçim sürecini etkileme gayreti içine girdiler. ‘Sivil itaatsizlik’ dediler. Bunların neresi sivil? Bugüne kadar hiç kendi iradenizle hareket ettiniz mi?” ANKARA Genel sağlık sigortası kapsamında yurttaşların hastanelere ödedikleri “muayene katkı payı” tutarları 2009 yılında 466 milyon TL iken, 2010 yılında 3’e katlayarak 1 milyar 377 milyon TL’ye fırladı. Geçen yıl yurttaşların eczanelere ödedikleri “ilaç katkı payı” da 353 milyon TL oldu. Böylece, sigortalı yurttaşların 2010’da sağlık için ceplerinden ödediği miktar 1.7 milyar TL’yı geçti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in CHP Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin soru önergesine verdiği yazılı yanıt, hükümetin sağlıkta dönüşüm programının maliyetinin katlanarak büyümekte olduğunu gözler önüne serdi. Dinçer’in ifadelerine göre genel sağlık sigortasındaki son durum şöyle: Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) toplam sağlık harcamaları 2009 yılında 28 milyar 863 milyon TL iken 2010 yılında 32 milyar 80 milyon TL’ye çıktı. SGK’nin harcamaları bir yılda 3 milyar 217 milyon TL arttı. ‘Darbeyi yasaklamışlar’, hesap yargının işiymiş! TBMM Genel Kurulu’nda soracağız, dediniz” diye itirazlar Anayasa Mahkemesi’ni yeniden gelirken Bilen, “Bu işi yapacak yapılandıran tasarı görüşülürken olan yargıdır. Yargı bu süreci AKP’li İsmail Bilen söze “12 başlatmış mıdır? Elbette. Eylül 2010” diye başlayınca, Gecikmeli mi yürüyor? Evet. Türk MHP’li Alim Işık “12 Eylülcüler yargısının maalesef böyle bir ne oldu? Hani hesap gecikme rahatsızlığı, hastalığı soracaktınız?” diye laf attı. Bilen öteden beri dile getirilmekte. “bir hukukçu olarak” şu yanıtı İnşallah, bunun da hızlandırılmasıyla ilgili verdi: bir iki tane daha tasarı “12 Eylül’le ilgili gelecek, onları da genellikle görüşeceğiz ama kamuoyunda kamuoyunun doğru vatandaşı yanlış bilgilendirilmesi adına yönlendiren yanlış şunu söylüyorum… 12 bilgilendiren birtakım Eylül darbesiyle ifadeler kullanılıyor, yüzleşecek olan bu ifadeler doğru yargıdır” diye sözlerini değil, vatandaşı da sürdürdü. MHP’li doğru bilgilendirmek Beytullah Asil “Deniz gerekir. Biz ne dedik? Fenerini anlatsana!” ‘Darbeyi smail Bilen. diye laf atınca da Bilen yasaklayacağız, “Bakın, bütün hukuk darbeyi yapanların önündeki… 12 Eylül’ün önündeki fakültelerinde, birinci sınıfta şu engelleri kaldırdık, 12 Eylül’ü öğretilir: Hükümle sanık sıfatını koruyan geçici 15. maddenin kazanmamış hiç kimseye bir kaldırılmasını sağladık. Bundan isnatta veya mahkum gözüyle sonraki aşama tamamen hukuka bakamazsanız” dedi. Bu kez ait bir alandır. Buraya da ne bizim CHP’li Rahmi Güner “Silivri’ye ne yürütmenin ne yasamanın, hiç bak, Silivri’ye!” diye yerinden kimsenin müdahale etmesi tepki gösterdi. Sahi, referandum mümkün değildir.” kampanyasında AKP’liler Muhalefetten “Hesap meydanlarda ne söylüyordu? 307 milyon TL artış SGK’nin özel sektörden sağladığı ilaçlara yönelik harcamaları ise 2009’da 13 milyar 161 milyon TL’den 2010’da 13 milyar 468 milyon TL’ye yükseldi. Artış 307 milyon TL oldu. Gazetecilere davada anlayış farkı Başbakan Tayyip Erdoğan, bundan sonra hiç açmasa dagazetecilere en çok dava açan başbakan olarak siyasi tarihteki yerini çoktan aldı. “8 yıl boyunca manşetine karıştığımız bir gazete var mı” diye sorduğu konuşmasında, açtığı davaları da “Rahatsız olduğumuz, yalan yazıldığı, hakaret edildiği dönemler oldu. Ama hakkımızı gidip yargıda aradım. Ben demokratik, laik, sosyal hukuk devletinde yaşıyorum ve hakkımı yargıda arayacağım” sözleriyle savundu. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek de medyanın “yalan yazmasından, hakaret etmesinden” yakınıyor ama dava konusunda Erdoğan’dan farklı düşünüyor. Gazetecilere dava konusunda Başbakanbakan farkını ortaya koyan yaklaşımı Çiçek’in ağzından yorumsuz şöyle: “Yıllardır siyasetin içindeyim, hakkımda yazılmadık çizilmedik kalmadı. Yalan da yazdılar, hakaret de ettiler. Halen de bitmiş değil. Ama ben bugüne kadar hakkımda bu kadar ölçüsüzce yazılan hiçbir habere yazıya dava açmadım. Üstelik hukukçuyum. Neyin suç olduğunu, neyin dava edileceğini bilirim. Ama açmadım. Çünkü ben kötü insanların sırf kötü niyetle hareket etmediklerini, özeleştiri yapmaları gerektiğini düşünürüm. Bunun için gazetecilere, yazılan çizilenlere hiç dava açmayı düşünmedim ve açmadım. Bunun tek istisnası oldu. O da Selanik’te Atatürk’ün evindeki şeref defterine hükümet aleyhinde hakaretler yazan şahıstır. Orda da ben dava açmamıştım. Benim açıklamam nedeniyle o bana açtı. Ben de buna karşı dava açtım. Kazandığım 7 bin 500 lirayı da avukatım aracılığıyla bazı çocukların eğitimine harcadım.” BDP’den Tatlıses açıklaması DİYARBAKIR (Cumhuriyet) BDP Genel Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, BDP Parti Meclisi (PM) üyesi Ruşen Mahmutoğlu’nun sanatçı İbrahim Tatlıses’e yönelik saldırı nedeniyle tutuklanmadığını söyledi. Beştaş, düzenlediği basın toplantısında Tatlıses’e yönelik suikast girişiminin BDP ile ilişkilendirilmeye çalışılarak, haksız ve hiçbir şekilde dayanağı olmayan ciddi bir manipülasyonla kamuoyunun yönlendirildiğini söyledi. Söğütözü’ndeki orman alanı AKP Genel Merkezi’ne tahsis edildi Sit alanı otopark oldu S NAN TARTANOĞLU ANKARA AKP Genel Merkezi’nin otopark olarak kullandığı arsanın doğal sit alanı olduğu, Ankara Anakent Belediyesi’nin otopark için imar değişikliği kararına arazinin sahibi olan Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) yaklaşık 11 milyon liralık zararı olmasına karşın itiraz etmediği ortaya çıktı. AKP Genel Merkezi, Söğütözü’nde Temmuz 2007 tarihinde açıldı. Yaklaşık 15 milyon liraya mal olan 14 mar planı değişikliği ile AKP Genel Merkezi’nin otoparkı için kullanılan alanın çok değerli olduğu dile getirildi. Alanın dönümüne 3 bin ile 6 bin TL arasında değer biçildi. katlı genel merkez binasının otopark ihtiyacı üzerine AKP’li Melih Gökçek yönetimindeki anakent belediyesi nazım imar planı değişikliği kararı aldı. Belediye meclisi, 16 Şubat 2007 tarihinde aldığı söz konusu imar değişikliği kararı ile Orman Genel Müdürlüğü’ne ait, Ankara Kültür ve Tabiat Varlıkları’nı Koruma Kurulu kararı ile doğal sit özelliği taşıyan Söğütözü orman ve piknik alanının bir kısmının AKP Genel Merkezi’nin otopark kullanımına tahsis edildiği ortaya çıktı. Belediye meclisinin aldığı nâzım imar planı değişikliği kararında AKP Genel Merkezi’nin otopark ihtiyacının karşılanması için kullanılması öngörülen alanın doğal sit özelliği taşıdığı dile getirildi. Bu nedenle söz konusu nazım imar planı değişikliği için il gili kurumlardan görüş alınması gerektiği karara bağlandı. Şubat 2007’de alınan bu karar doğrultusunda ilgili kurumlara karara ilişkin görüş bildirmeleri için mart ayından başlamak üzere bir aylık süre verildi. Ancak bu süre içinde arazinin sahibi olan Orman Genel Müdürlüğü, yaklaşık 11 milyon liralık zararı olmasına karşın itiraz etmedi. AKP Genel Merkezi’nin otoparkı için kullanılan alanın çok değerli olduğu dile getirildi. Alanın dönümüne 3 bin ile 6 bin TL arasında değer biçildi. Türey Köse, Ayşe Sayın, Erdem Gül [email protected] C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle