Katalog

SAYFA CUMHUR YET 28 MART 2011 PAZARTES [email protected] 12 LG’DEN KABLOSUZ ŞARJ LG Electronics, cep telefonları için geliştirdiği yeni kablosuz şarj tablası WCP700’ü bu ay içinde dünyada piyasaya süreceğini açıkladı. Piyasada Duracell, Energizer, Powermat gibi markalara rakip olacak olan WCP700 pil kapaklarına entegre edilen indüktörler saye EKONOMİ sinde kablosuz bir güç kaynağının kullanılmasına olanak tanıyor. Sistem, cep telefonlarının kullanım özgürlüğünü kısıtlayan kablo bağlantılarına olan gereksinimi ortadan kaldırıyor. TOSH BA’DAN YEN HAR C D SK Toshiba Bilgisayar Sistemleri bugün saniyede 5 Gigabite kadar hızlı veri transferi sağlayan USB 3.0 bağlantı özellikli ve geniş depolama kapasitesine sahip harici harddisk sürücüsü STOR. E ALU 2S modelini sundu. STOR. E ALU 2S 2.5 inçte 1 TB’a kadar depolama kapasitesi sunuyor. Cihaz USB 2.0 özellikli bilgisayarlar ve dış birim üniteleri ile de kullanılabiliyor. STOR. E ALU 2S siyah ve gümüş renklerde alüminyum kasalarıyla tüketiciye sunuluyor. Yükseköğretimde Paragöz Niyetler Birçok alanda olduğu gibi eğitimde de fırsat eşitsizliği dağ gibi. İlköğrenimi zar zor bitirenin ortaöğrenimi, ortaöğrenimi bitirenin ise yükseköğretimi sürdürmesi, engelli koşuya benziyor. Dökülen dökülene. Sonuçta, üniversite çağındaki gençlerden kapağı üniversiteye atmış olanların oranı yüzde 36 gibi duruyor. Ama, burada soluklanıp bunun ne menem bir oran olduğunu sorgulamak gerek. AKP iktidarı, üniversite sınav kapılarındaki yığılmanın dudak uçuklatıcı boyutlara ulaştığını ve ailelerin isyanını görünce çalakalem onlarca üniversite açtı, şirketler vakıf üniversitesi kursun diye de her tür tavizi bol keseden saçtı. Sonuçta, 20062010 döneminde 49 yeni devlet üniversitesi, 20072010 döneminde ise 25 yeni vakıf üniversitesi kuruldu. Böylece, eskiden her ile bir çimento, bir şeker fabrikası popülizminin yerini, her ile bir üniversite aldı ve 102’si devlet, 51’i vakıf olmak üzere toplam üniversite sayısı 153’e ulaşan bir görüntüye varıldı. Yükseköğrenimdeki çapaçulluk, yükseköğretim kontenjanlarının arttırılması ile sürdü. 2008, 2009 ve 2010 yıllarında örgün yükseköğretim kontenjanları, bir önceki yıla göre sırasıyla yüzde 28.1, yüzde 16.6 ve yüzde 11.8 oranlarında arttırıldı ve 2010 yılında 672 bine ulaşıldı. Kontenjanlardaki bol keseden artışa paralel olarak örgün yükseköğretime yerleşen öğrenci sayısında da artış yaşandı ve 2010 yılı itibarıyla bu sayı 561 bine ulaştı. Böylece okullaşma oranı birden örgünde yüzde 36’ya, genelde yüzde 67’ye fırladı!.. Sonuçta, 3.3 milyon yükseköğrenimli gencimiz var görünüyor. Bunların 1.8 milyonu örgün, 1.5 milyonu açıköğrenimde. Gençliğin gazı alınmış gibi görünüyor ama dert çok, derman yok… Bir kere açılan 49 üniversitenin çoğunun binası bile yok. Çoğu tabela üniversitesi. Rektöründen başka personeli olmayan üniversiteler var!.. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) başta olmak üzere, sistem tel tel dökülüyor. Bina yok, hoca yok.. Varsa da mezunlar tel tel dökülüyor. Kalite yerlerde sürünüyor. Örgün öğretimdeki 1.8 milyon öğrencinin yüzde 9’u vakıf üniversitelerinde. Para burada da konuştu ve öğretim üyeleri vakıf üniversitelerine kapağı atmak için yarıştılar. Şimdi yüzde 9 öğrenciye karşılık, öğretim elemanlarının yüzde 10.7’si bu üniversitelerde. Öğrencilerin yüzde 33.3 ü, öğretim üyelerinin de yüzde 46.6’sı üç büyük ilde. Dolayısıyla bu illerde öğretim üyesi başına 29.3 öğrenci düşüyor. Varın, taşra üniversitelerinin halini siz düşünün… Kalite neden yerlerde? Çünkü yükseköğrenime gerekli kamusal kaynak ayrılmıyor. Üniversite gelirlerinin yaklaşık yüzde 55’ini merkezi yönetim bütçesinden aldıkları ödenek, yüzde 33.1’ini döner sermaye gelirleri ve yüzde 11.9’unu özel gelirler oluşturuyor. 2010’da, yükseköğretime ayrılmış ödeneğin 372 milyon TL’den ibaret olduğu, bunun da genel bütçenin yüzde 1’inden biraz fazla bir miktar olduğunu görüyoruz. 3 milyon küsur yükseköğrenim öğrencisi için bütçenin yüzde 1’i!.. İşte eğitime verilen değer bu!.. YÖK, bütçeden kaynak istemek yerine, üniversiteleri güya idari ve mali özerklik adı altında “işletmeleştirme”nin peşinde. Önceki hafta, Bahçeşehir Üniversitesi’nde YÖK ve Columbia Üniversitesi’nin katılımıyla gerçekleşen konferansta da bu konu, yani yükseköğrenimin finansmanı tartışıldı. Konferansta, üniversitelerin “gelir yaratma kapasitesi”nin oldukça düşük seviyelerde olduğu vurgulandı. Öneriler malumdu: “Üniversitelerin sanayi ile işbirliği kurmaları, katma değere dönüşecek projeler üretmeleri ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek mekanizmaları kurmaları gerekmekte” idi… Öğrenci katkı paylarının arttırılması da gerekli görülüyordu. Bunun için de öğrencileri borçlandıracak mekanizmaları daha çalışır hale getirmek gerekirdi. Üniversitelerin idari yönetiminde profesyonel yöneticilik anlayışına geçilmesi ve üniversitelerin performansa dayalı olarak esnek harcama yapabilmelerine imkân verecek torba bütçe benzeri modellerin uygulanmasının ihtiyacı üzerinde de duruluyor. Bu, tıpkı sağlıkta olduğu gibi, üniversitelerde de neoliberal rüzgârların eseceğini ve “performans” kriterlerinin, Taylorist yöntemlerin üniversite hocalarının tepesinde sallandırılacağının da habercisi… Yine sağlıkta olduğu gibi, hastanın elini cebine atması, müşteri öğrenciler için de geçerli olacak, harçlar arttırılacak. Paragöz niyetleri uygulamada gecikmeyecekler. Yükseköğrenim gençliği, öğretim elemanları nerede? Öğrencilerin yumurtaları mı bitti? Kuluçka mevsimi mi? Nedir bu? Yoksa, bahar yorgunluğu mu? Açılış Başbakan Erdoğan ve Sabancı’nın katılımıyla gerçekleşti. EnerjiSa’dan K.Maraş’a 120 milyon Avro Ekonomi Servisi SabancıVerbund ortaklığındaki EnerjiSa, Kahramanmaraş Hacınınoğlu Regülatörü ve Hidroelektrik Santralı’nı hizmete açtı. Santral yılda toplam 379 GWh elektrik üretecek. 120 milyon Avro yatırımla gerçekleştirdiği, 142 MW kurulu güce sahip Hacınınoğlu’nun açılışında konuşan Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, EnerjiSa’nın, son 6 ayda devreye aldığı yatırımların, Türkiye elektrik sektörünün lider oyuncusu olma hedefinde hızla ve kararlılıkla ilerlediğinin bir göstergesi olduğunu söyledi. 2011’i Enerjisa için yenilenebilir enerji projelerinin devreye alındığı bir yıl olacağını kaydeden Sabancı, “Hacınınoğlu Hidroelektrik Santralı’nın ardından, 2011 sonunda, 85 MW kurulu güce sahip Menge Barajı ve Hidroelektrik Santralı’nı, 2012’de ise 39 MW kurulu güce sahip Dağpazarı Rüzgâr Enerjisi Santralı’nı devreye alacağız” dedi. Verbund Yönetim Kurulu Üyesi Ulrike BaumgartnerGabitzer de 2015 sonuna kadar elektrik üretiminde 5.5 milyar Avro’nun üzerinde yatırım yapmış olmayı planladıklarını söyledi. İnternet yoksa markalaşmak zor Artık marka olmanın yolu internetten geçiyor. Kadınlar erkeklere göre internette daha fazla zaman harcıyor ve yakında online alışverişte de erkekleri sollayacak. Kadınlar gerçek hayatta olduğu gibi, internette de sosyal. 7.4 milyon kadının (yüzde 72) interneti sosyalleşmek için kullandığı görülüyor. Ayrıca, günlük koşuşturmaca içinde kendilerine zaman kazandıracak çözümler bulmak ya da danışmak için blog ve forumlara yöneliyorlar (yüzde 32). M Süt ucuzladı ama yurttaş hâlâ pahalıya içiyor Ekonomi Servisi Son haftalarda sütün üreticiden alım fiyatı 73 kuruştan 50 kuruşa kadar gerilerken, yaşanan ucuzlama tüketiciye yansımadı. Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Osman Vasfi Yasun, AA’ya yaptığı açıklamada, sütün alım fiyatında önemli oranda gerileme yaşanırken, perakende satış fiyatının aynı kaldığını belirterek “Süt 73 kuruşa alınırken de bir litre tam yağlı sütün satış fiyatı marketlerde 2 lira civarındaydı. Hem üretici hem de tüketici mağdur oluyor. Tüketicilerin, neden bu kadar pahalıya süt tükettiklerini sorgulaması gerekiyor” dedi. ilyonlarca kullanıcı sayısı ile internet, şirketler için tüketicilerine ulaşmada cazip bir mecra haline geldi. Türkiye’de birçok firma interaktif web siteleri ve sosyal ağ sitelerinde farklı uygulamalarla tüketicilerine ulaşmaya çalışıyor. Kimi, interaktif bir web sitesinde uygulamalar yaratıyor, kimi sitelerin arka planında görseline yer veriyor, kimisi reklamlarla desteklediği kendi sitesini yaratıyor. IAB (Interactive Advertising Bureau) Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması’na göre hedef kitlesi kadın olan markaların interneti kullanması gerekiyor. Araştırmanın 10.4 milyon online kadını kapsayan verisine göre, Türkiye’deki internet kullanıcılarının yüzde 43’ünü oluşturan kadınlar, yüzde 69 oranında her gün ya da haftada birkaç kez internette vakit geçiriyorlar. Bu kitlenin yüzde 29’u, 25 yaş üstü olup hane alışverişinden sorumlu bulunuyor. Kadınlar, erkeklere oranla sitelerde ortalama 2.5 dakika daha fazla zaman geçiriyorlar. Kadınların yüzde 38’i gazeteyi ve haberleri internetten okurken yüzde 29’u internetten dizi ve video izliyor. 1824 yaş arasındaki genç kadınlar, bu kitlede yüzde 29 ağırlığa sahipler. Bu kitle, yakın gelecekte kendi yaşlarındaki erkek kullanıcıları, online zamanda da, online alışverişte de geçecek. Kısa bir zaman içinde, kadınlara ulaşmanın en iyi aracı internet olacak. Tüketiciler artık alacağı ürünü web siteleri ve sosyal ağlardan görerek seçiyor. Cepler kredi kartı oluyor ygulama alanı hızla genişleyen Yakın Alan İletişimi (NFC) teknolojisiyle cep telefonları kredi kartı olarak kullanılabilecek. Bankalar PC için 3D monitör Acer, bilgisayarında oyun ve film izleyenler için Full HD ve 3D monitörünü tanıttı. Acer’in HS244HQ kod adlı monitörü gerek bilgisayara bağlı olarak gerekse bağımsız çalışabiliyor ve setüstü kutu, Bluray oynatıcı, 3D kamera ve HDMI 3D oyun konsollarına bağlanabiliyor. Ürünün fiyatının KDV dahil 760 dolar civarında olması bekleniyor. U arası Kart Merkezi Genel Müdürü Sertaç Özinal, kredi kartı ödemelerinin cep telefonundan yapılmasını öngören NFC sistemi ile ilgili altyapı çalışmalarının tamamlandığını söyledi. NFC ile ulaşımdan alışveriş kampanyalarına kadar farklı birçok konuda yenilikler yaşanacağını kaydeden Özinal, “NFC ile ödeme sistemlerinde mobil dönem başlayacak, ödemelerimizi bile cep telefonu ile yapabileceğiz” dedi. Özinal, 2023’te alışverişlerde nakit ödemenin tarihe karışacağını, kartlı ödeme sistemlerinde yeni teknolojilerin Türkiye’de uygulanması ile ilgili öncü olduklarını aktardı. Ç İ ZEL G ES İ NE OLDU? Avrupa yine gündem Geçen haftanın en önemli gündem maddeleri Libya’ya yapılan müdahale ve Avrupa’nın borç sorunlarıydı. Japonya’daki nükleer endişe gündemin altı sıralarında yer aldı. Libya’ya askeri müdahale başladığından bu yana büyük silah şirketlerinin hisselerinde yüzde 6’nın üzerinde yükselişler yaşandı. Altı büyük silah üreticisinin toplam piyasa değeri 2 milyar dolara çıktı. Japonya’da korkulanın olmaması bu ülkeye dair tansiyonu az da olsa düşürdü. Büyük otomobil üreticilerinin hisselerinde toparlanma gözlendi. Hafta sonuna doğru gündem Avrupa’ya kaydı. Portekiz’de ekonomik krizin siyasi krize yol açması gözleri Avro Bölgesi’nin borçlarına çevirdi. AB Zirvesi’nde varılan uzlaşı gerilimi yok etmedi. Ülke CDS’leri rekor seviyelere çıktı. Mısır borsası iki günde yüzde 12.3 çakıldı. Ortadoğu gerginliği emtia fiyatlarını destekledi. İçeride TCMB kararları piyasaların yönünü değiştirdi. Cuma etkinin azaldığı görülse de piyasalardaki tedirginlik varlığını korudu. H A FT AN I N Hazırlayan: PEL N ÜNKER NE OLACAK? Avrupa’da faiz arttırımı beklentileri sürse de yeniden su yüzüne çıkan borç sorunları bölgeye dair endişeleri gündemde tutacak. Japonya’da otomobil parça stoklarının 1 Nisan’da tükeneceği açıklamaları dev otomobil şirketlerinin öncülüğünde borsaları olumsuz etkileyebilir. Hafta sonuna doğru Ortadoğu’da tırmanan gerginlik de piyasaların seyrinde belirleyici rol oynayacak. Libya’da yaşanan gelişmeler de takip ediTCMB kararlarlarından sonra faiz artacak beklentisiyle TL’ye olan talep arttı. Dolar/TL 1.57’den 1.55 düzeyine indi. Serbest piyasada ABD Doları TL karşısında yüzde 1.77 düşüşle 1.5520 liradan haftayı kapadı. Dolar tüm para birimleri karşısında zayıf seyrini korudu. Altın, 1448 dolar ile yeni rekor seviyesini test etti. İçeride külçe altının gramı 71.80 lira, Cumhuriyet altını da 481 lira oldu. Dalgalanma sürecek lenler arasında olacak. İç piyasalarda TCMB’nin aldığı kararların etkisi sürecek. Dışarıda çok önemli bir gündem olmadığı sürece, özellikle faiz ve kurun kararın etkisinde şekillenmesi bekleniyor. Perşembe günü açıklanacak olan dördüncü çeyreğe ait GSYİH ile dış ticaret dengesi rakamları haftanın en önemli verileri. ABD’de ve Avro Bölgesi’nde istihdam, tarım dışı istihdam, imalat endeksi verileri cuma günü gelecek. BORSADA MB ŞOKU İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) geçen hafta da dalgalı bir seyir izledi. Yurtdışı desteğiyle genellikle olumlu bir havanın hâkim olduğu endeks, Merkez Bankası’nın (TCMB) aldığı sürpriz olarak nitelendirilebilecek kararlar sonrasında sert düştü. Çarşamba açıklanan zorunlu karşılıkları yükseltme kararı banka hisselerinde satışlara yol açtı. Hafta ortasında 63 bin 720 puana kadar gerileyen endeks haftayı yüzde 0.64 artışla 64 bin 247’de tamamladı. FA Z KURU DÜŞÜRDÜ Faiz 9.14’e fırladı TCMB’nin kararının ardından gösterge faiz yüzde 8.57’den yüzde 9.14’e yükseldi. Faiz haftayı cuma valörlü işlemlerde yüzde 8.93, pazartesi valörlü işlemlerde yüzde 9.07’den kapadı. Kamyoncular zamlara çözüm istedi Ekonomi Sevrisi S.S. Tüm Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifleri Merkez Birliği, 800 bin kamyoncu esnafının yükselen akaryakıt fiyatlarının olumsuz etkilendiğini belirterek sorunun çözümünün ÖTV’siz ve KDV’siz akaryakkıttan geçtiğini açıkladı Birliğin Başkanı Cemil Ok, akaryakıt zamlarının esnafı bitirme noktasına geldiğini belirterek, “Taşımacılarımız, en büyük maliyet girdisi olan akaryakıt fiyatlarının son yıllarda hızlı artışı karşısında ücretleri artıramadıkları için sürekli gerilemektedir” diye konuştu. Avro 1.41’in altında Londra döviz piyasasında pazartesi 1.416 dolardan açılan Avro, cuma kapanışta 1.41’in altına indi. İçeride ise Avro yüzde 1.61 düşerek 2.1960 liradan işlem gördü. C MY B C MY B Petrol yükselişe geçti Ortadoğu’da petrol arzı kaygıları ve Japonya’daki krizle, haftalık bazda ABD ham petrolünün varil fiyatı yüzde 4.28, Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı yüzde 0.6 arttı.