23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 ŞUBAT 2011 SALI KÜLTÜR CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 17 Mina’nın en iyileri bir arada Kültür Servisi Artist Müzik, İtalya’nın en ünlü seslerinden Mina’nın müzikal kariyerinin başlangıç yıllarını özetleyen ve 2 CD’den oluşan 40 şarkılık “Collection” albümü ile en özel kayıtları ilk kez bir araya getiriyor. “Collection” albümünün bir özelliği de İtalyanca şarkıların yanı sıra Mina’nın seslendirdiği Fransızca, İngilizce, Portekizce ve İspanyolca şarkılara da yer verilmiş olması. Blues öksüz, odalar boş MURAT BEŞER Gauguin’in ‘Umut’u satılıyor Kültür Servisi Tanınmış müzayede evi Christie’s’in, empresyonist ve modern sanat eserlerinin yer aldığı büyük müzayede yarın gerçekleştiriliyor. Müzayedenin gözdesi olan, Paul Gauguin’in Taiti’de yaşarken resmettiği “L’Espérance” (Umut) adlı natürmortunun 10 milyon sterlinden (yaklaşık 25.7 milyon TL) alıcı bulması bekleniyor. Yarın gerçekleşecek açık arttırmanın toplamda 80 milyon sterline (yaklaşık 206 milyon TL) ulaşacağı düşünülüyor. Gauguin’in natürmortu, bugüne kadar dünyanın en büyük 20 müzesinde sergilendi. LÜTFİ ÖZGÜNAYDIN’DAN YENİ KİTAP Dereiçi köyündeki çocuklar azar akşamı tüm sosyal paylaşım siteleri ve haber portalları üzücü bir haberle çalkalandı. 58 yaşındaki İrlandalı rock gitarcısı Gary Moore’un, İspanya’da tatildeyken, uykusunda hayatını kaybettiği açıklandı. Moore’un ölüm nedeni yapılacak otopsi sonrasında açıklığa kavuşacak. Müzik dinleyicileri arasında daha ziyade “Still Got the Blues” ile tanınmasına rağmen, hayranları için en az onun kadar klasikleşmiş “Parisienne Walkways”, “The Loner”, “The Prophet”, “Empty Rooms” gibi pek çok şarkısı var Moore’un. Moore, 16 yaşında Skid Row’u, iki albüm sonra da kendi topluluğunu kurdu. Yetmişli yıllarda Colosseum II’nun üç albümünde çaldıktan sonra, Thin Lizzy’nin “Black Rose” adlı albümünde yer aldı. Bu arada ilk solo albümünü yayımladı. Ardından GForce isimli bir albümlük yeni bir topluluk kurdu. Solo kariyerini doksanların ortalarına kadar sürdüren Moore, 1994’te Cream elemanları Ginger Baker ve Jack Bruce ‘Still Got the ile BBM adlı yan projede yer aldı. Peter Green anısına “BluBlues’ ve ‘Empty esy for Green” isimli çalışma Rooms’ gibi yayımladı. Ayrıca Santana, parçalarıyla Ozzy Osbourne, John McLaughlin, B.B. King, Albert tanınan Gary King, Greg Lake, Jean LucMoore duygusal Ponty gibi büyük müzisyenlermelodilerin le çalıştı. Duygusal melodilerin gitargitarcısıydı. cısıydı; sert tınılar içine yerleşHayran tirdiği yumuşak dokunuşlarla etkilerdi. Hayran sitelerinden bisitelerinden rinde kendisine “Lord of the birinde ona Strings” (Tellerin Efendisi) de‘Tellerin Efendisi’ niyordu. Bir Les Paul ustasıydı; Aldeniyordu. bert Collins ve Albert King’ten çok şey öğrenmiş, konserlerinde kullandığı 1959 model gitarı Peter Green’den sembolik bir rakama almıştı. Parmak tekniği, gitarıyla iletişimi ve dinleyiciyle kurduğu müzikal dili açısından bakıldığında da konser gitarcısı tarafı ağır basıyordu; çalarken ağzı burnu yamulur, duygusal tonları görsel olarak yüz hatlarına yansırdı. Bir taraftan da tartışılan ve eleştirilen bir müzisyendi. Örneğin, “Still Got the Blues” parçası nedeniyle Alman bir gitarcının kendisine açtığı davayı kaybetmişti. Türler konusunda yelpazesi geniş bir müzisyen olarak gitar virtüözlüğünü, şarkıcılığı, besteciliği bir arada bulunduran Moore, saf yeteneği sayesinde şöhreti yakalayan nadir müzisyenlerden biriydi. Hard rock’tan blues’a, cazrock fusion’dan balladlara uzanan kariyeri boyunca yolunun Türkiye’ye düşmemiş olması bir başka üzüntü kaynağı bizim için. Bob Marley’in doğum gününe denk gelen erken ölümü, müzik dünyası için büyük bir kayıp. “Still Got the Blues” yetim, odalar ise gerçekten boş artık. (muratbeser@muratbeser.com) P 58 yaşında ölen İrlandalı rock gitarcısı Gary Moore, saf yeteneğiyle ünlenen müzisyenlerdendi Rotterdam Film Festivali’nin 40. yılında 1000’e yakın filmi 300 bin kişi izledi Sinema çılgını bir liman MEHMET BASUTÇU ‘Fotoğrafın Dili’... Kültür Servisi Fotoğrafçı Lütfi Özgünaydın’ın yeni kitabı “Fotoğrafın Dili” İlke Kitap’tan çıktı. Lütfi Özgünaydın, gazetemizde bir dönem haftada bir yayımlanan Gezi dergisindeki köşesiyle aynı adı taşıyan kitabını, hem köşesinin ‘isim babası’ hem de derginin editörü, basın dünyasının önemli isimlerinden, geçen yıl yitirdiğimiz Abdülkadir Yücelman’a adıyor. Kitap, ağırlıklı olarak Özgünaydın’ın dergideki köşesinde yer verdiği fotoğraf metinlerden oluşuyor. Kitapta ayrıca “Fotoğraf ve Telif”, “Altın Noktalar ve Oranlar”, “Vizörden Bakmak”, “Nasıl Fotoğraf”, “Duygu mu Estetik mi” gibi başlıklar altında fotoğrafla ilgili temel bilgiler de yer alıyor. ‘EDEBİ SANATLARDA KADINLAR’ Batı edebiyatında erkek egemenliği sürüyor Kültür Servisi Amerika’daki “Women in Literary Arts (Vida)” (Edebi Sanatlarda Kadınlar) oluşumunun istatistikleri, İngiltere ve ABD’deki edebiyat dünyasının süregelen erkek egemenliğini gözler önüne serdi. İstatistik sonuçlarına göre aralarında “London Review of Books”, “Times Literary Supplement” and “The New York Review of Books”un da bulunduğu önde gelen İngiliz ve Amerikan edebiyat dergileri, çoğunlukla erkek yazarların yapıtlarına yer verdikleri gibi, yine büyük oranda erkek yazarların makalelerine yer veriyorlar. “Sayılar yalan söylemez” diyen Vida yetkilileri, istatistikle, edebiyat dünyasındaki cinsiyet eşitsizliğini gözler önüne seriyor. Bu istatistiklere göre, London Review of Books’ta 2010 yılı içinde 195 erkek yazarın kitabına karşılık 68 kadın yazarın kitabı eleştirilmiş. Times Literary Supplement’ta yer alan kitapların yüzde 75’i erkek yazarlara ait. New York Review of Books’ta kitabı tanıtılanların ise yüzde 83’ü erkek. Yayımlanan yazıların 200’ü erkeklere, sadece 39’u kadınlara ait. The New York Times gazetesinin kitap ekinde eleştirilen yazarların ise yüzde 65’i erkek. Vida tarafından yapılan açıklamada, “Kadınların yazdığını, okuduğunu biliyoruz. Şimdi istatistiklerin niye bu gerçeği karşılamadığını sormanın zamanı” deniyor. ROTTERDAM Paris’ten Rotterdam’a giden hızlı trende dağıtılan, Belçika basınının en köklü Fransızca gazetesi “Le Soir”ın (Akşam) kültür sayfasındaki kısa haber şaşırtıcı: “Sinematekte görme engelliler için seans!” Aylardır hükümet kuramayan, bölünmenin eşiğindeki Belçika’nın Kraliyet Sinematek’i, görme engelli ya da iyi göremeyen sinemaseverlere yönelik seanslar düzenlenmeye başlamış... Fransızların, biraz küçümsedikleri Belçikalılar için uydurduğu türden bir şaka değil bu. Brüksel’de, “işitsel görme” (audiovision) adını verdikleri basit bir teknik geliştirmişler: Filmin ses bandındaki diyalogların arasına, oyuncuların mimiklerinden dekorlara dek açıklayıcı bilgiler eklenince, görme özürlülerin o filmi topluca, duyarak ve duyumsayarak izlemeleri mümkün oluyormuş. Belçikalılar bu derece sinema hastası da Hollandalılar değiller mi ? Belki de daha çılgınlar. Rotterdam Film Festivali’nde kör oluncaya kadar film izlemek mümkün! Nüfusu 16 milyon olan bu ülkenin en bü yük liman kentinde düzenlenen, uzunu, kısası ve videosuyla bine yakın film sunan bir festivalin, on gün içinde 300 bin izleyici toplaması bir çılgınlık değil de nedir? Meraklı sinemasever için sınırsız bir keşif alanı olan Rotterdam’da, Berlin Festivali’nin hemen öncesinde ayakta kalabilmenin, hatta vazgeçilmez olmanın yolu, (Venedik’ten 3 hafta önce düzenlenen Locarno’da olduğu gibi) genç yönetmenlere, deneysel girişimlere, kısa filmlere ve video çalışmalara ağırlık vermekten geçiyor. Ayrıca, birçok Türk yönetmenin de projelerine kaynak aramak için yıllardır kapısını aşındırdıkları proje pazarı “Cinemart”, Avrupalı yapımcılar için artık önemli bir randevu. Genç Türk sineması, pazar günü son bulan 40. Rotterdam Festiva li’nin “Parlak Gelecek” bölümünde, Seren Yüce ile Belma Baş’ın son 4 ay boyunca yarım düzine festival gezen ve ödüller kazanan başarılı ilk filmleri “Çoğunluk” ve “Zefir”le temsil edildi. Hafta içi bir gün ortasında, 280 izleyicinin daha önce adını hiç duymadıkları bir Türk yönetmenin ilk filmini izlemeye gelmelerine şaşıran Belma Baş, her gösterim sonunda seyircilerin kendisine yönelttiği soruların, tartışmaya açtıkları konuların doyurucu düzeyi karşısında daha da heyecanlanıyor. DEĞİŞİK ÇEHRELERİ... Türk sinemasından çok farklı yansımalar da vardı Rotterdam’da. Hollandalı Sander Breure ile Witte van Hulzen, Türk filmleri ve TV dizilerinin tanınmış oyuncularına (Hatice Aslan, Nihan uncaya vali’nde kör ol Aslı Elmas, İpek Bilgin, Ahmet rdam Film Festi kün. Nüfusu 16 Rotte Mümtaz Taylan, Müge Sarıoğlu, müm ek kadar film izlem a’nın en büyük liman Selen Seyven, Kaan Urgancıoğland lu) bu dizi ve filmlerin bildik komilyon olan Hol enen, uzunu, kısası, nularını, çok daha farklı bir dil ve kentinde düzenl kın film sunan bir biçimde canlandırma fırsatı tanıosuyla bine ya ci toplaması bir vide mış. Türkçe çekilen 34 dakikalık in 300 bin izleyi nedir? festival “Ebedi Dönüş”te, yakından talgınlık değil de çı nıdığımız melodramatik öğeler, pastel renklere bürünmüş yalın bir estetiğin ürünü düz panolardan oluşan dekorların mat aydınlığı önünde tiyatrosal bir ağırlık kazanmış. “Cinemart” kapsamında projesi olmasa da bazı yapımcılarla daha rahat görüşme olanağı bulmak için Rotterdam’a gelen Aslı Özge, ilk ya da ikinci filmlerini gerçekleştiren yönetmenlerin yarıştığı “Tiger Awards” bölümüne seçilen Lawrence Tooley’in filmi “Headshots”ı görmemi önerirken, filmin görüntü yönetmenliğini, “Köprüdekiler”de beraber çalıştıkları Emre Erkmen’in yaptığını söylüyor. İşini, çevresindekileri ve kendini sorgulayan moda fotoğrafçısı çekici genç kadının yaşamı üzerine, içtenlikli, temiz bir çalışma olan bu film, fotoğrafçının çektiği kareleri yırtmaya başladığı andan itibaren fotoğrafın iş olmaktan çıkıp sanata dönüşmesinin de öyküsü. TÜRK SİNEMASININ BARIŞ YİĞİT’İ KAYBETTİK ADIN GİBİ BARIŞ’ÇIYDIN SOYADIN GİBİ YİĞİT!.. BASKIYA, SÖMÜRÜYE KARŞI ÇIKTIN; BİR ÖMÜR BOYU EMPERYALİZMLE, GERİCİLİKLE SAVAŞTIN!.. BUNCA REZİLLİĞİ ÇİRK VE ÇEPELİ DAHA FAZLA KALDIRAMADI O KOCAMAN YÜREĞİN IŞIKLAR İÇİNDE YAT RUHUN ŞAD OLSUN! 68’Lİ ARKADAŞLARIMIZIN BAŞI SAĞ OLSUN BAŞSAĞLIĞI Cumhuriyet Kadınları Derneği’ne çok büyük emekleri geçen ilk erkek üyesi Sayın BARIŞ YİĞİT vefat etmiştir. Cenazesi 8 Şubat Salı günü (bugün) İstanbul Kurtköy Merkez Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip Kurtköy Mezarlığı’na defnedilecektir. Eşi Satı Yiğit ve ailesine başsağlığı dileriz. Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Not: Arkadaşımızın cenazesi Pendik Kurtköy Merkez Camii’nde ikindi namazı sonrası Kurtköy Mezarlığı’na defnedilecektir. Şenal Sarıhan C MY B C MY B 68’LİLER BİRLİĞİ VAKFI Ebedi Dönüş
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle