18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR YET 27 ŞUBAT 2011 PAZAR 4 HABERLER Kılıçdaroğlu, Ödemiş’teki ‘üretici mitinginde’ CHP’nin uygulayacağı tarım politikalarını anlattı Takımın Elemanı Sevgili, Filmlerin sonunda, yapımda emeği geçenlerin tümünün adlarının alt alta yazıldığı bir bölüm vardır. Çoğu seyirciler beyazperdeye ya da ekrana o bölüm yansıdığında, sıkılır, kalkıp gider. Bu yüzden olsa gerek ki, genellikle makinistler de, sıra o bölüme gelince projeksiyonu keser. Dostum rahmetli Mengü Ertel işte buna çok kızar, bazen makiniste bağırırdı. Bütün büyük sanatçılar gibi, Mengü de genelde emeğe saygılıydı. Ve sondaki o bölüm de yapıtı kimlerin oluşturduğunu anlattığı için önemlidir. Unutma ki, eğer o perdede ya da ekranda görünenlerin tümü olmasa o film olmazdı. Çocuklara veya sinemanın cahillerine özgüdür, filmi yalnız öykünün yazarı ve de oyunculardan ibaret sanmak. Hatta kimileri işin esası “yönetmen”i bile bilmez. Yazılarını sektirmeden okuduğum Ülkü Tamer “Benim Yönetmenlerim” başlıklı dünkü yazısının bir yerinde şunu söylüyor: “...Çocukluğumuzda yönetmen sözcüğünü nereden bilelim, rejisör derdik. Bu rejisör denen adam ne yapar, ne işe yarar akıl erdiremezdik... Tanıtma yazılarının sonundaki ‘Directed By’ her kimse ne yapıyordu?” Ülkü Tamer daha sonra sevdiği yönetmenleri sıralarken, Fellini’yi görünce güldüm. Kendisiyle karşılaşınca şunu soracağım: Fellini o sıralamaya yönetmen kontenjanından mı girdi, yoksa şair olarak mı? Ben de sinema konusundaki bilgim, görgüm arttıkça, bu sanatın gerçek bir kolektif çalışma ürünü olduğunu öğrendim. Orada adı yazılanların tümünün seyircinin sandığından çok fazla katkısı vardır yapıta. Gazeteler de öyledir. Genelde köşe yazarları, haberlerin altında imzası çıkan muhabirler, tabii gazetelerin patronları ve genel yayın müdürleri tanınır. Oysa gazete kolektif bir çalışmadır. Dizgisinden, sayfa sekterinden, düzeltmeninden yazıişleri müdürüne, artistik direktöründen servis şefine kadar bir takımın işidir. Ve de geçen gün, Fatma Erkovan’ın cenazesi sırasında fark ettiğim gibi, gazetelerin sesleri de vardır. Fatma Erkovan yıllar yılı Cumhuriyet’in sesiydi. Gazetenin numarasını çevirdiğinizde, çoğunlukla karşınıza “Cumhuriyet” diye çıkan ses oydu. Sesimizi kaybettik deyince cenaze günü Fikret İlkiz fark ettim bu gerçeği. Evet Fatma Hanım Cumhuriyet’in sesiydi. Acaba kaç kişi merak etmişti, telefonu çaldırdığında kulağında yankılanan sesin sahibini? Okur, sanırım bilmezdi, sesin sahibini. Ama biz, yıllar yılı bize “Cumhuriyet” diye yanıt veren, işini hep ciddiyetle, titizlikle yapan, rica ettiğimiz numaraları hiç bekletmeden bağlayan, sesinin tınısında içtenlik bulunan, ama laubalilik olmayan Fatma Hanım ile aynı takımın parçalarını oluşturduğumuzun bilincindeydik. Bir ekibin içindeki parçaları önem sırasına göre sıralamaya kalkmanın çok yanıltıcı ve insanı aptal yerine düşürücü olduğunu, yıllar önce, bir gün düzeltme servisinin önünden geçerken fark etmiştim. Bir sabah yazımı götürüyordum yazıişlerine, o yazıyı alacaklar, dizecekler, sonra üstünde düzeltme yapması için servise vereceklerdi. Benim gazete protokolündeki yerim onların üstündeydi. Ama onların önünden geçerken birden zınk diye çakılıp kaldım. Benim yazımın hükmü bir günde geçecekti. Oysa o önünden geçtiğim adamların hemen hepsi, Türk edebiyat tarihine daha şimdiden geçmişlerdi bile. Peki acaba bu durumda takımın yıldızları kimler oluyordu? Sevgili, perşembe günü, ilan edilen saat 11’de, gazetenin bahçesine adım attığımda Fatma Erkovan’ın naaşı götürülmüştü. Her zaman acul olan Fatma Hanım bu kez de son yolculuğuna aceleyle çıkmıştı ve Fikret İlkiz de, ben de, vaktinde gelen çok arkadaş da ilan edilen saatten önce kalkan cenazeye yetişememiştik. Fatma Erkovan’a buradan takımın bir elemanı olarak, saygıyla “Güle güle!” diyorum. ‘Kapıyı sütçü çalacak’ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Çocuklarımız var, birer bardak süt içseler bu ülkede süt üreticisinin sorunu kalmaz” dedi. HAKAN D R KKIVANÇ EL TARIM M T NG NDEN NOTLAR ÖDEMİŞ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sorunlarını dile getirmek isteyen çitfçilerin, ürettikleri sütü yollara döktüklerine dikkat çekerek “Hükümeti eleştirirse birisi, sabahın 5’inde 6’sında polis, ‘Seni götüreceğiz’ diye kapınıza dayanıyor. İktidarımızda sabahın 5’inde kapıyı polis değil, sütçü çalacak” dedi. Kılıçdaroğlu, Ödemiş’teki “üretici mitinginde”, hükümetin tarımdaki yanlışlarını ortaya koydu, CHP’nin uygulayacağı tarım politikalarını anlattı. Mitinge, Küçük Menderes Havzası başta olmak üzere İzmir’in dört bir yanından on binlerce üretici katıldı. Alanda, “Recep Bey angusunu başına çal”, “Recep Bey iktidar oldu mertlik bozuldu” pankartları açıldı. Kılıçdaroğlu, ekonomik anlamda “İkinci Kurtuluş Savaşı”nı başlattıklarını söyledi. Türkiye’de bir tek “haramilerin” hayatından memnun olduğunu, halkın iktidarını kurarak haramilerin iktidarını yıkacaklarını söyledi. Mitingin de bu çerçevede düzenlendiğini dile getirdi. İktidarın çiftçiye 5 milyar destek verdiğini, ancak bu kesimden 6 milyar vergi aldığını vurgulayarak, “Aynı zamanda 20 milyarlık tarım ürünü ithal ettiler. O 20 milyar, yabancı ülkelerin çiftçisi yerine bu ülkenin çiftçisine verilseydi bırakın Ege çiftçisi ‘süt’ hesabını beğendi Türkiye’yi besleyen Küçük Menderes Havzası’nın çiftçileri Kılıçdaroğlu’nun çiftçi mitingini izlemek için Ödemiş’e aktı. UTKU ÇAKIRÖZER Her adımda sevgi gösterisi zmir’den yola çıkan Kılıçdaroğlu ve CHP konvoyu, Torbalı’dan başlayarak Ödemiş’e kadar geçtiği her yerleşimde durduruldu. Buralarda yurttaşlar, kimi traktörlerinin üzerine çıkarak, kimi de tarım aletlerini yola çıkararak sevgi gösterisinde bulundu. Bir üretici de at arabasıyla yola çıkarak “Mazot bulamadık, beygire kaldık” pankartını gösterdi. Kılıçdaroğlu, zmir programında Bornova Belediyesi tarafından yenilenen Işıkkent Spor Tesisi’nin açılışına katıldı. Kılıçdaroğlu, burada küçük bir kız çocuğunu sevdi. (Fotoğraflar: AA) ‘5 veriyor 6 alıyor’ Türkiye’yi bütün dünyayı beslerdi. Bunların ekonomi politikası, çiftçiyi imha planıdır” diye konuştu. Sorunların kaynağında alın terinin karşılığının alınmadığı bir Türkiye olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Recep Bey, mazottaki ÖTV’yi kaldıracağız demişti. Kaldırmadı. Ama ben mazotu yarıya indirme sözü veriyorum. 1.5 lira yapacağız mazotu. Bu kardeşinize güvenin. Biz para kimden nasıl toplanır, halk için nasıl harcanır bunu çok iyi biliyoruz” dedi. Kılıçdaroğlu, her aileye 600 lira aylık vaat edilen aile sigortası sisteminde yeşil kartın da devam edeceğini söyledi. İsim vermeden, son olarak gazeteci Ahmet Hakan’ın karakola götürülmesine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Eğer birisi hükümeti eleştirirse, sabahın 5’inde birisi kapısına gelir ‘Seni götüreceğiz’ diye. Bizim iktidarımızda kapıyı süt çü çalacak, ‘Çocuğunuza süt getirdim’ diyecek. Biz demokrasiyi getireceğiz. ” Kılıçdaroğlu otobüsün üzerinde meydanı terk ederken kaza tehlikesi yaşadı. Şehir enerji hattını son anda fark eden Kılıçdaroğlu ve yanındakiler eğilerek bir kazanın önüne geçti. Mitingde, merkez sağda yer alan isimlerden Aytun Çıray CHP’ye katıldı. Çıray CHP’de Bugün CHP’ye geçiyor 1999’dan bu yana DSP’den belediye başkanı olan Büyükerşen’in CHP’ye katılım törenine genel başkan Kılıçdaroğlu da katılacak CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR DSP’den istifa eden Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve birçok DSP’li bugün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılacağı törenle CHP’ye geçecek. 1999’dan bu yana DSP’den Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Büyükerşen, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ile DSP’li İl Genel Meclis üyeleri ve DSP’li Tepebaşı ve Odunpazarı Meclis üyelerinin CHP’ye geçişi için bugün 13.30’da Porsuk Spor Salonu’nda tören düzenlenecek. CHP Genel Merkezi de DSP’lilerin CHP’ye katılacağını hazırladığı duvar panoları ile duyurdu. Kılıçdaroğlu ile Büyükerşen’in yan yana fotoğraflarının olduğu panolarda “Birlikte Daha Güçlüyüz” yazdı. Büyükerşen de CHP’ye geçişi ile ilgili çeşitli yerel gazetelere ilan verdi. Büyükerşen ‘Daha güçlüyüz’ ilanda Eskişehirlilere şöyle seslendi: “Sevgili hemşerilerim. Çağdaş dünyanın çağdaş bir ferdi olma yolunda kat ettiğim bütün mesafeyi, özellikle iki şeye borçluyum. Birincisi Cumhuriyet’e ve Atatürk devrimlerine, ikincisi de Eskişehir’de yetişmiş olmama. Ne Atatürk’e ve ne Cumhuriyet’e, ne de Eskişehir’e hizmet borcumu ödeyebileceğimi zannetmiyorum. Bilin ki, yaptığım her tercih, bu borcu ödemek konusundaki çabamın devamıdır.” ÖDEMİŞ Torbalı, Bayındır, Tire, Selçuk, Ödemiş, Menderes, Kiraz, Beydağ, Kemalpaşa... Türkiye’yi besleyen Küçük Menderes Havzası’nın yüzleri aydınlık çiftçileri CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun çiftçi mitingini izlemek için otobüslerle, minibüslerle Ödemiş’e aktı. Sarıkız ağlıyor: Bölgeyi ve sorunlarını en iyi bilen gazetecilerin başında gelen Ege temsilcimiz Serdar Kızık, önceki günkü yazısında “Türkiye süt üretiminin onda birini” karşılayan bu havzanın AKP döneminin ithal ağırlıklı tarım politikaları sonrasında “üretme, tüket” noktasına getirildiğine dikkat çekiyordu. Ödemiş Meydanı’ndaki en dikkat çekici slogan da Kızık’ın yazısını iki kelimeyle özetliyordu sanki: Sarıkız ağlıyor... Kılıçdaroğlu da dersini iyi çalışmıştı. Sütten bahsetti. Alın terinin yok sayılmasıyla sütün nasıl sudan ucuz hale getirildiğini “kuruş hesabıyla” anımsattı. AKP’nin üreticiye destek diye verdiği 5 milyar liralık teşviğin daha fazlasının ÖTV olarak geri alındığını, 26 milyon hektar alanın tarım dışına çıktığını anlattıkça meydandaki çiftçiden coşkulu karşılık buldu. Yeşil Kart güvencesi: Kılıçdaroğlu’nun seçimlerdeki en önemli kampanya argümanı “aile sigortası.” Bu projeyi kamuoyu önünde “Kaynağını bulamazlar” diye eleştiren AKP, tabanda ise “CHP yeşil kartlarınızı elinizden alacak” propagandası yürütüyor. Bunun önüne geçmek için Kılıçdaroğlu “Hem yeşil kartlarınız duracak hem de 600 lira aile sigortası yardımı vereceğiz” diyerek çıtayı daha da yükseltti. Mazotta net rakamı açıkladı: Kılıçdaroğlu’nun çiftçi kesimi için en önemli seçim vaadi tarımsal mazottaki vergileri sıfırlamak. CHP lideri, “Bizim iktidarımızda mazotun litresi 1.5 liraya düşecek” şeklinde net bir rakam açıklayarak önemli bir siyasi risk de üstlenmiş oldu. Seçim sloganı ‘Herkes için CHP’: Parti kurmayları, meydanda yer alan “Herkes için CHP”, “Bir ıslık çal” gibi pankartları seçim sloganı olarak zayıf buldu. Başbakanın bir çiftçiye “Ananı da al git” şeklindeki meşhur sözleri bu seçimde de CHP’nin kampanya malzemesi olacak. Kılıçdaroğlu, “AKP ile aramızdaki fark şu: O ‘Ananı da al git’ dedi biz ‘ananı, babanı, kardeşini de al gel’ diyoruz” diye konuştu. OY KULLANMA KARMAŞASI Gurbetçiye gümrük kapısı göründü AYŞE SAYIN ANKARA Yurtdışında yaşayan seçmenlerin, bulundukları ülkelerde büyükelçilik ve konsolosluklarda oy kullanmalarına dönük 2008’de yasa çıkaran AKP hükümeti, aradan geçen 3 yıllık sürede muhatap ülkeler düzeyinde hukuki ve teknik altyapıyı oluşturmayı son dakikaya bırakınca, gurbetçi seçmenin nasıl oy kullanacağı tam bir “muamma”ya dönüştü. Gurbetçi seçmenlerin genel seçimlerde konsolosluklarda oy kullanmaları konusundaki belirsizlikle ilgili tartışma, genel seçimlerin 12 Haziran’da yapılması kararının görüşüldüğü TBMM Anayasa Komisyonu’nda gündeme geldi. BDP’li Hasip Kaplan, 3 yıl önce yasa çıkarılmasına karşın hâlâ “yurtdışı seçmen kütükleri”nin oluşturulamadığına dikkat çekerek yaklaşık 2.5 milyon gurbetçi seçmenin nasıl oy kullanılacağı konusunun hâlâ netleşmediğine dikkat çekti. CHP’li TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi İsa Gök, AKP’nin özellikle Almanya’nın “seçim güvenliğini sağlayamama” gerekçesini bahane olarak kullandığını belirterek “Bu konuda örgütlü hareket eden cemaatler, tarikatlar, yeşil sermayedir. Bu gruplar, insanları oy kullanmaları için gümrüklere taşıyabiliyor” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle