19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA [email protected] EKONOMİ İTO Başkanı Yalçıntaş: Türkiye’nin birinci akut problemi sosyal barış. Uzlaşı oluşturamazsak bir yere gidemeyiz. Halkla bir mutabakata varmak gerekiyor. 11 Bilim insanlarına göre denenmemiş bir teknoloji seçilince bunun riski de artıyor Kobay mıyız biz! KÂĞIT ÜSTÜNDE 3. NESİL: Akkuyu’da kullanılacak reaktörün daha önceden çalışan bir örneği yok. Üçüncü nesil olarak lanse edilen santralın tüm riski sadece kâğıt üstünde şirkette. Nükleer deneme yanılma yöntemini kaldıracak bir enerji tipi değil ve kararın tartışılması gerekiyor. DÜŞÜK FİYAT RİSK: Anlaşmada finansal ve ekonomik riski, santralı yapacak şirket üstleniyor. Ancak asıl riski Türkiye alıyor. Yapılan fiyat anlaşmasının Türkiye için avantajlı olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. İzak Ativas’a göre şirket fiyatları arttıramayacağından, kâr etmek için güvenlikten kısabilir. Ekonomi Servisi Mersin Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer santral projesinin enerji birim fiyatı, yatırım finansman modeli ve güvenlik analizi gibi kamuoyunca merak edilen boyutları Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi (EDAM) koordinasyonunda bağımsız bilim insanları tarafından incelendi. Araştırmaya göre, nükleer santralda ekonomik ve finansal riski Rus şirket üstlense de asıl risk Türkiye toprakları üzerindeki can güvenliğiyle ilgili. EDAM Başkanı Sinan Ülgen: Proje Türkiye’nin nükleer teknolojiye sahip olma projesine destek vermiyor. Akkuyu projesi tek örnek olarak kalmaya mahkum. Santralın yapımından, atık depolamaya kadar her şey Rusların elinde. Türkiye bu konudan umduğu deneyimi elde edemeyecek. Doç. Dr. Gürhan Kumbaroğlu: Türkiye’nin 15 yıl 12.35 dolar/centten elektrik alması iyi bir anlaşma. Bu fiyatlarla Rusların maliyetlerini kurtarabileceği bile şüpheli. Görülen o ki projeye ekonomik değil politik motivasyonla girdiler. Bu reaktörün 3. ülkelere pazarlanmasında Türkiye örneğini kullanabilirler. Sürdürülebilir Büyümeyi Tasarlamak: Server Tanilli’nin Anısına Sadece fiziksel sermaye birikimine dayalı bir büyüme modelinin sürdürülebilir nitelikte olmadığı Marx’tan bu yana artık bilinen bir gerçek olarak değerlendirilmekte. Nitekim yeniiktisadi büyüme yazını da, sermaye birikimi önündeki en önemli engelin azalan kâr oranları olduğunu kabul ederek; eğitim, bilgi (AraştırmaGeliştirme: ArGe) ve diğer sosyal altyapı harcamaları ile milli gelirin büyümesi arasında doğrudan ve kuvvetli ilişkiler bulunduğunu savunuyor. Bu gözlemler iktisadi büyümenin ve gönencin uzun dönemde işgücünün bilgi sermayesi ile donanımına, eğitim kalitesine ve bilimsel ArGe kapasitesinin arttırılmasına bağlı olduğunu göstermekte. Yeniiktisadi büyüme kuramları, büyüme olgusunu “serbest (?)” piyasa kararlarına indirgeyen neoliberal düşüngünün aksine, devletin sosyal politikalarının büyümenin kısıtlarını aşmak ve piyasalardaki tökezlemenin önüne geçmek doğrultusunda önemli işlevleri olduğunu vurguluyor. ??? Cumhuriyet’ten değerli çalışma arkadaşımız Özlem Yüzak iki haftadır yazılarında Türkiye’nin mevcut eğitim sistemi ve bilimsel politika anlayışıyla, uzun dönemli sürdürülebilir büyüme perspektiflerinin uyuşmadığını ayrıntılı gerekçeleriyle birlikte vurgulamakta. TÜSİAD (*) tarafından yayımlanan bir rapordan esinlenerek yola çıkan Yüzak, Türkiye’nin özellikle orta ve yükseköğretimde diğer ülkelere görece kalitesiz ve çağdaşlıktan uzak bir eğitim sistemine sahip olduğunu belirtiyor. Gerçekten de Türkiye’de eğitim sisteminin genel görünüm ve kalitesi üzerine ulusal yazınımızda önemli endişeler olduğunu biliyoruz. Örneğin DPT (Kalkınma Bakanlığı) 2011 Yılı Programı (s. 198). “eğitime erişim ve eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin temel sorun alanlarıdır” şeklindeki ifadesiyle Türk eğitim sistemindeki en önemli yapısal aksaklığa dikkat çekmektedir. Aynı belgeye göre, “Erişim sorunu kapsamında okullaşma oranları ve bölgeler, cinsiyetler arası farklılıklar, kalite sorunu kapsamında ise fiziki altyapı yetersizlikleri, müfredatın güncellenmesi, öğretmen niteliklerinin geliştirilmesi ve eğitim materyallerinin müfredatla uyumu gibi hususlar öne çıkmaktadır.” (age. s. 198). Nitekim, DPT verilerine göre, Türkiye’de son yıllarda tüm eğitim kademelerindeki okullaşma oranlarında sağlanan gelişmelere rağmen, özellikle zorunlu eğitim kapsamı dışında kalan eğitim kademelerinde OECD ve AB ülke ortalamaları ile karşılaştırıldığında söz konusu oranlar düşük düzeyde kalmaktadır. Aşağıdaki özet tablo bu gözlemleri yakından tanıtmaktadır. Yaşlara Göre Okullaşma Oranı 34 yaş 514 yaş 1519 yaş Türkiye 7.9 91.9 45.9 OECD Ortalaması 71.5 98.9 81.5 AB19 Ortalaması 79.8 99.0 84.9 Kaynak: Milli Eğitim Bakanlığı, OECD, 2011. 2029 yaş 12.9 24.9 25.1 ‘Sosyal barışı sağlayamazsak kriz bizi bitirir’ ŞEHRİBAN KIRAÇ CEZAYİR İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı (İTO) Murat Yalçıntaş, Türkiye’nin başta sosyal barış olmak üzere akut problemlerini çözmemesi halinde Avrupa’da derinleşen ekonomik krizden nasibini fazlasıyla alacağını söyledi. İTO tarafından Cezayir’de düzenlenen Cezayir 1. Türk Ürünleri Sergisi sırasında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Yalçıntaş, özetle şunları vurguladı: L AB ülkelerinde ekonomik olarak belli riskler var, ancak Avrupa’nın temeli, altyapısı, teknolojik birikimi sağlam. Şirketlerin borçluluğu düşük, kamununki yüksek. İtalya borcunu ödeyemezse Fransa ve Almanya da ciddi etkilenecek. L Bu sarsıntı tüm AB’yi, dünyayı etkiler. Böyle bir krizden Türkiye’nin etkilenmeyeceğini düşünmek yanlış. Bu etkilenmeyi doğru politikalar uygulayabilirsek artıya çevirebiliriz. Eğer yarıştığınız ülkeler 10 yavaşlarsa sizde 2 yavaşlarsanız aradaki mesafe 8’e düşer. Bütün mesele doğru politikalarla daha az yavaşlamak. Bunu bu zamana kadar başardık. L Türkiye’nin çözemediği birkaç tane akut problemi var. Bunları da çözdüğü zaman gerçekten önünde durulamayacak bir güç haline gelecek. Şu anda Türkiye’nin birinci akut problemi sosyal barış. Bu kimi zaman Güneydoğu meselesi olarak kimi zaman başka zıtlaşmalarla karşımıza çıkan bir sosyal barış problemimiz var. Bu sorun doğrudan doğruya Türkiye’yi, Türkiye’nin ekonomik kaynaklarını, verimini etkiliyor. Bu toplumsal bir anlayış ve uzlaşı meselesi. Fert fert bileceğiz, kabul edip anlaşacağız. L Bizler, aydınlar, siyasiler bir araya geliyoruz ama toplumda uzlaşı oluşturamazsak bir yere gidemeyiz. Halkla bir mutabakata varmak gerekiyor. Hareketin tabanı toplum. L İkinci akut problem ileri teknoloji ürünler üreten ülke durumuna gelememesi, bir tık daha yukarı çıkılması gerekli. Üçüncü akut problem ise iş kanunları. Burada da esneklik lazım. L Türk firmalarının yurtdışı fuarlara daha fazla katılması için çalışıyoruz. Bazı fuarlarda istediğimiz metrekareleri alamıyoruz. Karar siyasi, bize kimse danışmadı Rapor, EDAM Başkanı Sinan Ülgen’in koordinasyonunda, Prof. Dr. İlhan Or, Prof. Dr. Hasan Saygın, Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu ve Doç. Dr. İzak Ativas’ın katkılarıyla hazırlandı. Araştırmacılar, Türkiye’nin şeffaf ve net bir nükleer enerji politikası olmadığını belirterek kapalı kapılar ardında alınan bu kararı “siyasi” olarak değerlendirdi. Nükleere Prof. Dr. Hasan Saygın: Türkiye’de resmi rakamlara göre yüzde 16, kaçağa bak teknik sebeplerden çok siyasi kararlara bağlı. değil, mücadele etmeyip toplam elektrik ihtiyacının yalnızca yüzde 5’ini bağımsız kaynaklara göre ise yüzde 23 kayıpkaçak var. Bununla karşılayacak olan nükleere bu kadar ağırlık verilmesi ekonomik ve İnsan kaynağı ve mevzuat hazır değil Doç. Dr. İzak Ativas: Düşük fiyat da risk. Şirket, daha çok kâr için maliyeti düşürmeye odaklanacak. Bu tehlikeli. Türkiye, ne insan kaynağı ne mevzuat olarak buna hazır. Akkuyu’nun ÇED raporu eski, deprem riski bilinmiyor Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği’nde 14 Nisan 2011’de yapılan değişiklikle 2015’e kadar yatırımına başlanacak olan projelerde, ÇED raporu istenmediğine dikkat çeken Sinan Ülgen, “Akkuyu’nun ÇED raporu çok eski. Ecemiş fay hattı daha sonra ortaya çıktı. Yeni baştan hesaplanmalı” dedi. Hasan Saygın ise Japonya’daki depremin ardından büyük bir felakete yol açan Fukuşima Nükleer Santralı’nın hem Japon hem de uluslararası kuruluşlar tarafından denetlendiğini ve hepsinden lisanslı olduğunu hatırlatarak başta yapılan risk hesaplamalarının güvenilir olamayacağını ifade etti. Saygın, Fukuşima felaketine çok küçük bir öngörü hatasının yani 5 metre olacağı tahmin edilen tsunami dalgalarının 9.5 metreyi bulmasının neden olduğunu aktardı. Kart ücretine 10 yıl içinde itiraz edilebilecek Ekonomi Servisi Yargıtay, bankaların aldığı yıllık kredi kartı kullanım ücreti kesilmesine karşı 10 yıl içinde itiraz edilebileceğine hükmetti. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin konuya ilişkin kararı Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Buna göre, Koray Karacan 2006’da aldığı kredi kartı için 2007 yılında hesabından kesilen 40 liralık üyelik ücretine karşı 2010’da Altındağ Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurdu. Hakem heyeti, kesintinin davalıya iadesine karar verdi. Banka bu karara dava açtı. Ankara 2. Tüketici Mahkemesi bankayı haklı buldu. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise kararı temyiz etti. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, uyuşmazlığın zamanaşımı süresiyle ilgili olduğu tespitinde bulundu. Yüksek mahkemenin kararında, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine göre uygulanması gereken zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğuna hükmedildi. T.C. BURSA 20. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No : 2011/12397 İpotek takibine konu bir borçtan dolayı satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: TAŞINMAZLARIN TAPU KAYDI: Bursa ili Osmangazi ilçesi Akpınar Mah 6124 Ada, 2 parsel sayılı, 1/20 arsa paylı B Blok, 4. Kat, 9 No’lu bağımsız bölüm İMAR DURUMU: Osmangazi Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 14.10.2011 tarih ve 30250/50220 sayılı yazılarında: Akpınar Mahallesi, 6124 ada 2 parsel; 1/1000 ölçekli Bursa 2 No’lu Yalakçayır G:Ö.B. 2985 sayılı Toplu Konut İmar Planı Kapsamında ikiz blok nizam 5 kat H: 15.50 m. konut alanında kalmaktadır, denilmektedir. HALİHAZIR DURUMU: Bursa ili, Osmangazi ilçesi, sınırları dahilinde bulunan Akpınar Mah. Hayat Caddesi, No: 15 adresindeki, Özpınar Apartmanı’nın A2 Blok, 4. Katındaki 9 No’lu dairedir. Tapu bilgilerinde B Blok olarak kayıtlı olan taşınmazın, üzerindeki blok numarasına göre A2 Blok olarak isimlendirilmiş olan bina içerisinde yer aldığı görüşmüştür. Borçluya ait taşınmazın da içerisinde bulunduğu bina bodrum+zemin+4 normal katlı olmak üzere toplam 6 katlı ve B.A. Karkas niteliğinde inşa edilmiş olup asansörsüz, site içerisinde bahçeli ve otoparksızdır. Beher katında 2’şer adet dairesi bulunan binanın dış cephe duvar yüzeyleri sıvalı ve boyalı, eğik ahşap çatılı ve üzeri kiremitlerle örtülüdür. Halihazırda borçlu Fahrettin TOSUN tarafından mesken amaçlı olarak kullanılan söz konusu dairenin brüt alanı 100,00 m2. ve net kullanım alanı ise 85,00 m2. olup, 3 adet oda, salon, antre, koridor, mutfak, banyo ve WClavabo bölümlerinden teşkil edilmiştir. Antre, koridor, salon ve odaların tabanları laminant parke, mutfak bölümünün ise seramik ile kaplı, duvarları alçı sıvalı ve saten boyalı, tavan kenarları da alçı kartonpiyerlidir. Mutfak bölümünde üzeri mermer kaplı tezgâh ile alt ve üst ahşap dolapları mevcuttur. Banyo ve WClavabo bölümlerinde taban ve duvarlar tamamen seramik olarak yapılmıştır. Dairenin giriş ve iç kapılan ahşap, çift camlı olan balkon kapıları ile pencere çerçeveleri ise PVC profildir. Kuzey ve güney cepheli olan dairenin 2 cephesinde de 1’er adet balkon mevcuttur. Doğalgazlı kombi kat kalorifer sistemi ile ısıtılmakta olup elektrik, doğalgaz ve su abonelikleri bulunmaktadır. Genellikle mesken amaçlı kullanılan 5 veya 6 katlı ayrık veya blok nizam binaların bulunduğu bir mahalde borçluya ait olan taşınmaz, Bursa şehir merkezine uzak konumda olup, mahalinde elektrik, su, telefon, doğalgaz ve kanalizasyon gibi her türlü altyapı hizmeti mevcuttur. KIYMETİ: Bilirkişilerce taşınmaza 105.000,00 TL kıymet takdir edilmiştir. Satış şartları:1Taşınmaza ait ilk satış, 09.01.2012 günü saat 10.00’dan 10.10’a kadar Bursa Adalet Sarayı Alt Zemin Kafeterya Salonu BURSA adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen değerin % 60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak şartıyla; ikinci satış 19.01.2012 günü saat 10.00’ dan 10.10’a kadar Bursa Adalet Sarayı Alt Zemin Kafeterya Salonu BURSA adresinde ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve rüçhanlı alacaklıların alacağını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin %20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Tellaliye resmi, damga vergisi, tapu harç ve masrafları alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanunu’nun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farktan ve %10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2011/12397 sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 01.12.2011 (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 72709 KÜÇÜKÇEKMECE 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZ AÇIK ARTTIRMA İLANI Dosya No: 2010/1973 Talimat Bir borçtan dolayı ipotekli bulunan aşağıda cins, miktar, vasıf ve kıymetleri yazılı bulunan taşınmazlar, alacağı teminen açık artırma suretiyle satılacaktır. TAPU KAYDI: Borçlu Cemil Çümen adına kayıtlı İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, 2. Bölge bucağı, Halkalı Mahallesi, Çamlıkaltı mevkii, 245OSIVD pafta, 50 ada, 18 parsel üzerinde 8/348 arsa paylı 1. bodrum kat 2 nolu bağımsız mesken. İMAR DURUMU: Küçükçekmece Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü Durum Şefliğinin 08.04.2010 tarih, 5645 sayılı imar durumu yazısına göre Küçükçekmece, Halkalı Merkez Mahallesi, 50 ada, 18 parsel sayılı yer; 22.06.200522.097.200618.04.2008 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Halkalı Revizyon uygulama imar planında plan notlarının 2.1. maddelerindeki hükümlere ve havamania kriterlerini haiz, Emsal: 1.50 konut alanında kalmaktadır. GAYRİMENKULÜN HALIHAZIR DURUMU: İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesi, Halkalı Merkez Mahallesi, Osman Gazi Sokak’ta, tapunun 50 ada, 18 parsel numarasında kayıtlı ve Osman Gazi Sokak’tan 33 dış kapı numarası alan sayılı 2901.85 m2 miktarlı arsa dahilinde yer alan Çamlıkaltı 2 sitesinde 8/348 arsa paylı 1. bodrum kat (2) nolu meskenin tamamı. 2 bodrum kat+zemin kat+7 normal kattan müteşekkil, B.A.K. tarzda, blok nizamda, 2. sınıf malzeme ve işçilik kalitesi ile inşa edilmiş, elektrik, sıhhi tesisat, doğalgaz tasisatı ile asansörü ikmal edilmiş olan, bina ana girişinin de yer aldığı 1. bodrum katta bulunan daire, girişte antrehol, koridor, mutfak, salon, koridor devamında 3 yatak odası, banyo, WC mahallerinden müteşekkil, 130 m2 brüt alana sahiptir. Dairede ıslak hacim zeminleri seramik, salon ve oda zeminleri laminant parke, duvarları sıvalı ve boyalı, banyoWC duvarları tavana kadar fayans kaplı, mutfakta sabit tezgâh ile tezgâh üzerinde ahşap mutfak dolapları mevcut, banyoda sıhhi tesisat armatürleri ile tamamlayıcı aksesuvarları bulunmaktadır. Pencere doğramaları PVC ve ısıcamlı olan daire kalorifer ısıtmalıdır. Semt ve mevkii itibarıyla alt ve üst yapısı tamamlanmış, her türlü belediye ve sosyal imkânlardan istifade edecek konumda, güvenlikli ve aktiviteli site dahilinde, civarın talep gören iskâna elverişli konut sahasında yer almakta olup ulaşım imkânları elverişlidir. GAYRİMENKULÜN KIYMETİ: Mevkii, imarı, yüzölçümü, halihazır durumu, civarındaki emsal emlak alım ve satım rayiçleri ulaşımı, iş merkezlerine, mezkur yerlere, ana artere, alışveriş merkezlerine yakınlığı, belediye hizmetlerinden yararlanma durumu, inşaatında kullanılan malzeme ve işçilik kalitesi, yıpranma payı, olduğu gibi kullanılması halinde getirebileceği geliri, değerine tesir eden tüm etkenler ile günün ekonomik koşulları da göz önüne alındığında mütehammil değeri: 135.000.00 TL (yüzotuşbeşbintürklirası) edeceği kanaatine varılmıştır. SATIŞ ŞARTLARI YERİ VE ZAMANI: 1. Satışı: Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nde 03.02.2012 tarihinde saat: 14.00 ile 14.10 arasında yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu va satış masraflarını geçmek şartı ile en çok artırana ihalesi yapılacaktır. Böyle bir bedelle alıcı çıkmadığı takdirde, en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nde 13.02.2012 tarihinde saat 14.00 ile 14.10 arasında 2 artırmaya çıkarılacak, bu artırmada da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak kaydıy ile arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka, paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Satışa iştirak edeceklerin muhammen bedelin % 20’si nisbetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinden 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhaleye damga resmi, tapu alım ve harç masrafları, tahliye ve teslim masrafları ile KDV alıcıya aittir. Birikmiş vergiler tapu satım harçı ve tellaliye resmi satış bedelinden ödenir.3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile birlikte on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen müddet içinde ödenmez ise İcra ve İflas Kanunu’nun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak süretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca bir hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark varsa öncelikle teminat bedelinden tahsil edilecektir. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/1973 Tal. sayılı dosya numarası ile Müdürlüğümüze başvurmaları, iş bu ilanın satış ilanı kendilerine teblig edilmeyenler için ilanen tebligat yerine kaim olunacağı keyfiyeti ilan olunur. (İc.İf. K.126) (*): İlgililer tabirine kat irtifakı sahipleri dahildir. İİK. 127. MADDESİNE GÖRE SATIŞ İLANI TEBLİĞİ: Adresleri tapuda kayıtlı olmayan (mübrez tapu kaydında belirtilen) alakadarlara gönderilen tebligatların tebliğ imkânsızlığı halinde iş bu satış ilanı tebliği yerine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. İİK. 151. ve 142 MADDELERİNE GÖRE SIRAYA İTİRAZ: Alacağa mahsuben ihalenin yapılması halinde veya satış bedelinin İİK. 138. madde cümlesine göre ipotek alacaklısına ödenmesi durumunda, alakadarların satışı takip ederek İİK 142. Maddeye göre itirazları olan bu haklarını 7 gün içinde kullandıklarına dair dosyamıza derkenar ibraz etmeleri hususu ayrıca ilan olunur. 30 Kasım 2011. Basın: 75111 Bunun da ötesinde, Türkiye’de tüm eğitim kademelerine yapılan kamu harcamalarının, OECD ve AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında çok daha düşük düzeyde olduğu görülmektedir. Özellikle yükseköğretim öncesi eğitim kademelerinde yaş nüfusunun yüksek olduğu göz önüne alınırsa, bu kademelerdeki kamu harcamalarının uluslararası standartların altında kaldığı izlenmektedir. Dolayısıyla eğitim kademeleri ile yükseköğretim kademesi arasındaki dengesizliğin giderilmesi büyük önem arz etmektedir. Türkiye, ArGe yatırım harcamaları bakımından da tipik bir geleneksel gelişmekte olan ülke görünümü sergilemektedir. Kalkınma Bakanlığı verilerine göre 2008 yılı itibarıyla ArGe harcamalarının GSYH içindeki payı Türkiye’de yüzde 0.73 iken, bu oranın AB27 ortalamasının yüzde 1.9 olduğu görülmektedir. OECD kaynaklarından derlediğimiz veriler OECD ülkelerinin bir grup olarak 2006’da toplam araştırma ve geliştirmeye 817.8 milyar dolar harcadığını göstermektedir. Bu toplam ortalama olarak o yılın milli gelirinin yüzde 2.26’sını oluşturmaktadır. ArGe harcamalarında önde gelen ülkeler iki İskandinav ülkesi İsveç (yüzde 3.73 ile) ve Finlandiya (yüzde 3.41 ile) olup, onları Japonya (yüzde 3.39 ile) ve Güney Kore (yüzde 2.23 ile) takip etmektedir. En düşük ArGe payları ise Güney Avrupa’nın çevre ülkelerinde gözlemlenmektedir: Türkiye, Yunanistan ve Portekiz. ??? Türkiye’de bilimsel düşüncenin, yaratıcılığın ve çağdaşlığın simgesi olan Sayın Server Tanilli’yi yitirmiş olmanın burukluğu içinde bu gözlemler çok daha fazla içimizi acıtıyor. Işıklar içinde yat hocam; bizlere bırakmış olduğun eserler için çok teşekkürler... (*) TÜSİAD, Türkiye’de Büyümenin Kısıtları: Bir Önceliklendirme Çalışması, İstanbul, 2011. Çelebi Viyana’yı aldı Ekonomi Servisi Çelebi Havacılık Holding AŞ, Viyana Uluslararası Havalimanı’nın yer hizmetmerini yapan 4.400.000 Avro sermayeli Fraport Ground Service Austria GmbH’nin (FGSA) tamamını, merkezi Frankfurt’ta bulunan Fraport AG’den satın aldı. Böylece 21 milyon yolcu ve 250 bin uçak hareketine hizmet veren Viyana Uluslararası Havalimanı’nın tüm yer hizmetleri gruplarında faaliyet gösteren iki şirketinden biri Türklerin oldu. Hisselerin yüzde 100’ünün devrini tamamladığında, şirketin ismi Çelebi Ground Services Austria GmbH (Çelebi Austria) olarak değiştirilecek. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle