19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Denizli Zonguldak Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Y B K B B K K Y Y Y Y Y K 6 1 5 5 9 6 6 6 7 9 11 14 3 Eskişehir Konya Sıvas Antalya Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars K K K B Y B K Y Y Y K K K 2 3 3 14 16 16 4 12 7 7 2 4 3 HABERLERİN DEVAMI Oslo PB 1 Belgrad B 6 Helsinki K 4 Sofya PB 0 Stockholm K 3 Roma Y 14 Londra PB 8 Atina Y 12 AmsterdamPB 8 Zürih K 3 Brüksel B 6 Moskova B 6 Paris PB 7 Aşkabat A 7 Bonn K 3 Taşkent PB 6 Münih K 3 Baku Y 8 Berlin Y 6 Bişkek B 2 BudapeştePB 4 Tiflis Y 8 Madrid A 12 Kahire PB 17 Viyana B 6 Şam Y 13 Ülke geneli parçalı ve çok bulutlu, Marmara’nın batısı, Kıyı Ege ile Batı Akdeniz dışında kalan tüm yurdun yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların kıyılar ile Güneydoğu Anadolu’da yağmur ve sağanak, diğer kesimlerde karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Rüzgârın; Marmara, Kıyı Ege ve Batı Akdeniz’de kuzeyli yönlerden kuvvetli olarak eseceği tahmin ediliyor. 24 ARALIK 2011 CUMARTESİ TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 24 Aralık GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada kelepçe vurduğunu öngörerek onaylamayacağını umut ediyoruz. Bir başka gerçeği unutarak… Soykırım yasasının sosyalistlerin çoğunlukta olduğu Senato’dan geçmeyeceğini umut etmek düşsel bir amaç! Fransız Sosyalist Partisi’nin, bir süre önce Ermeni Taşnak Partisi ile “Türkiye’nin, Ermeni soykırımını kabul etmedikçe Avrupa Birliği’ne üye olamayacağını” kayda bağlayan bir anlaşma imzaladığı da unutulmamalı! ??? Fransız Ulusal Meclisi’nde yasanın kabulünden hemen sonra Başbakan RTE; Türkiye’nin Fransa’ya uygulayacağı 8 karşı önlemi açıkladı. Ne var ki açıklanan (1. etap) önlemlerin Fransa’nın ulusal yararlarını ne ölçüde yaralayacağı hesaba katılmıyor. Fransa ile askerisiyasiekonomik her türlü karşılıklı ziyaretleri iptal etmek… siyasal istişareleri, ikili askeri faaliyetleri ve ortak tatbikatları durdurmak... askeri gemilerin liman ziyaretlerine izin vermemek… Bu önlemler canını yakmayacağı için Fransa’yı ırgalamaz! Dünden bugüne Fransa ile ilişkileri dikkatle, özenle izleyen, parlamentoda görev yaparken CHP adına, bugün gerçekleşen gelişmeleri ve olasılıkları dile getiren Onur Öymen; önlemlerin Fransa’yı ürkütmeyeceğini söylüyor ve örneğin; “Biz, Fransa’nın bundan böyle askeri ihalelere giremeyeceğini, mevcut olanları da askıya aldığımızı açıklarsak ancak o zaman Fransa’nın ‘canını’ acıtmış oluruz. Yoksa bu içi boş önlemler Fransa’yı izlediği politikalardan vazgeçirmez” diyor. ??? Son gelişmeler Fransa’nın Türkiye politikalarındaki ciddi değişikliği yeterince izleyemediğimizi gösteriyor. Son yıllara kadar AB üyeliğimizi Hollanda ile birlikte savunan Fransa; şimdi AB üyeliğimize karşı. AB ile aramızdaki 5 müzakere başlığını Fransa, Kıbrıs Rum Yönetimi ile veto etti. Körfez Savaşı başlayınca füzelere karşı Patriotlar istedik. Fransa buna da itiraz etti... Libya sorununun çözümünde Türkiye’yi devre dışı bırakma çabaları belleklerde tazeliğini koruyor. Biz ne yapıyoruz? 2001’den beri soykırım nedeniyle çıkan bunalım başlar başlamaz büyükelçimizi çekiyor ve kısa süre sonra tekrar gönderiyoruz. Paris’te Türk haftası nedeniyle düzenlenen serginin açılışına Cumhurbaşkanı gidiyor. Sarkozy ağzında çiklet, bizimkine aldırış etmeden deftere imza atıp gidiyor. ??? Fransa ile ne zaman ters düşsek; kamuoyunda haklı olarak bu ülke ile ticari ilişkilerimizi durdurmayı öneren, Fransız mallarının boykot edilmesini içeren toplumsal tepkiler ön plana çıkıyor. Gümrük Birliği’nin bağlayıcı hükümleri Fransa ile ticarete son veya ara vermeyi engelliyor. Ne var ki; olur veya olmazlığı tartışmalı tepkilerin dışında başka, ama manevi değeri olan kimi davranışları öngören beklentiler gündemde... Yalnız siyasal partilerden değil; Atatürkçülük, ülke severlik söz konusu olunca mangalda kül bırakmayanlardan, işadamlarından, manevi değeri yüksek davranışlar beklemek toplumsal bir hak değil mi? Ceset çıkmadı ret çıktı Mahkeme, Ayhan Çarkın’ın itirafları üzerine tutuklanan 7 özel harekâtçının tahliye edilmesine ilişkin yapılan itirazı reddetti. Bu kararda, Çarkın’ın gösterdiği yerlerde ceset çıkmaması etkili oldu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetler soruşturmasında tutuklanan eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın, İstanbul’da gösterdiği yerlerde ceset çıkmaması üzerine yeniden Ankara’ya getirilerek cezaevine konuldu. Mahkeme de yer gösterme işlemi nedeniyle ertelediği İbrahim Şahin ve 6 özel timcinin tahliye edilmesine yapılan itirazı değerlendirdi ve savcının talebini reddetti. Mahkemenin bu kararı almasında, Çarkın’ın gösterdiği yerlerde ceset çıkmamasının etkili olduğu öğrenildi. Şüphelilere yalnızca yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Faili meçhul soruşturmasında son 10 günde olağanüstü hareketlilik, mahkemenin dünkü red kararıyla son buldu. Ayhan Çarkın’ın itiraflarının ardından tutuklanan İbrahim Şahin ve özel harekât polisleri Seyfettin Lap, Enver Ulu, Ayhan Akça, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Ahmet Demirel, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Nöbetçi Hakimi tarafından 14 Aralık’ta tahliye edilmişti. Kararı veren hakim, dosyada Ayhan Çarkın’ın soyut iddialarının dışında somut kanıt bulunmadığını öne sürmüştü. Soruşturmayı yürüten savcı Hakan Yüksel de 9 sayfalık bir dilekçe ile serbest bırakılan özel timcilerin yeniden tutuklanmasını istemişti. Bu süreçte Sincan F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ayhan Çarkın, “Tarık Ümit öldürüldü. Eğer mahkeme isterse cesedinin yerini söylerim. Çıkartır DNA testi yaparlar” açıklamasını yapmıştı. Önceki gün de Ayhan Çarkın, İstanbul’un Silivri ve Sakarya’nın Sapanca ilçelerinde çeşitli yerler gösterdi, bu sırada “Şu cesetler bulunsun da rahatlayayım, inşallah bulunur” dedi. Ancak gösteriler yerlerde yapılan kazılarda herhangi bir ceset izine rastlanmadı. Sürecin bu şekilde sonuçlanmasının ardından Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti de 7 özel timcinin tahliye edilmesine ilişkin yaptığı itirazı dün reddetti. GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY Sapanca’da yer gösterdi MURAT UYGUN Çarkın’dan üç parmaklı ilginç işaret Hareketliliği sonlandıran karar SAKARYA Faili meçhul cinayetlerle ilgili itiraflarda bulunan Eski Özel harekât polisi Ayhan Çarkın’a Sapanca Kurtköy TIR Parkı’nda Kürt işadamı Behçet Cantürk’ün öldürülmesiyle ilgili keşif yaptırıldı. Çarkın’ın 3 parmağını yukarı kaldırarak yaptığı el işareti dikkat çekti. 90’lı yıllarda birçok faili meçhul cinayetin işlendiği BoluDüzceSapanca hattı, “ölüm üçgeni” olarak adlandırılıyordu. Yaklaşık yarım saat süren keşif ve yer tespit çalışmalarının ardından Çarkın, beraberindeki güvenlik görevlileri ile Sapanca İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Çarkın’ın soğukkanlı ve rahat tavırları polislerle konuşarak şakalaşması dikkat çekti. Çarkın, burada Sapanca Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaparken temmuz ayında Giresun Bulancak ilçesine atanan ve bu keşif için Sapanca’ya gelen Cumhuriyet Savcısı Mustafa İsaoğlu’na ifade verdi. İsaoğlu, 2 yıl önce Sapanca Cumhuriyet Savcılığı’na başvurup babasının öldürülmesiyle ilgili dilekçe veren Behçet Cantürk’ün kızının başvurusu üzerine Çarkın’ın ifadesini aldığı belirtildi. Ayhan Çarkın polis otosuna binerken gazetecilere sol eliyle baş, işaret ve ortaparmağını kaldırıp işaret yaptı. 90’lı yıllarda birçok faili meçhul cinayetin işlendiği BoluDüzceSapanca hattı, “ölüm üçgeni” olarak adlandırılıyordu. Çarkın, sağlık kontrolünden geçirildikten sonra tutuklu bulunduğu Ankara 2 nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’na götürüldü. Yeniden Ankara’da... ? İki saat Sapanca İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde kalan Ayhan Çarkın, saat 00.30 sıralarında sıkı güvenlik önlemleri altında ilçe emniyet müdürlüğünden ayrıldı. Çarkın, gazetecilerin “Bir şey söyleyecek misiniz?” sorusuna “Söyleyecek her şeyi söyledim. İlgi ve alakanıza teşekkür ederim” dedi. ’Şahin’e eğitim şart’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin’in daha önce TRT Şeş’te program yapan türkücü Rojin’e “aşüfte kadın” demesi, kadın örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı. Örgütler, iktidara yakın kurumlardaki üst düzey yöneticilerin kadın konusunda eğitilmesini istedi. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın düzenlediği Başkent Toplantıları’na konuk olan TRT Genel Müdürü Şahin’in sözlerini yakışıksız bulduğunu söyleyen Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, erkeklerin son dönemde kadını aşağılayıcı sözlerinin arttırdığını kaydetti. Şahin’in böylesi küçük düşürücü sözler kullanmasını kınadığını belirten Güllü, “Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi kamudaki bütün beyefendilere verilmeli. Onların ağızlardan çıkan bu sözleri unutmayacağız. Yapılan bu hata için de gereğinin yapılmasını istiyorum. Yetmez ama özür dilesin” dedi. Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Şenal Sarıhan ise iktidar ve iktidar yandaşı kurumlarda görev yapan yöneticilerin, kadınların insan haklarını kavrayamadığını söyledi. Sarıhan, “Erkekler, kadının insan hakları konusunda eğitilmeli. Çünkü eğitimsizlik her tutuma yansıyor. İnsanlar şiddeti her zaman ellerine silah olarak yapmaz. Bazen de ağzına aldığı hakaretle gösterir” diye konuştu. Fotoğraf: AA HÜSEYİN HASKAN TRT GENEL MÜDÜRÜ’NE TEPKİ Karlıbel’in belgeleri sahte çıktı ALİ YILDIRIM Yürekten hissetti Cudi’de yapılan operasyonlarda şehit düşen Uzman Çavuş Mehmet Bostanoğlu’nun acı haberi Silifke ilçesinde oturan annesi Sıdıka Bostanoğlu’na askeri yetkililerce iletildi. Oğlunun şehit olduğunu öğrenen işitme ve konuşma engelli anne ve yakınları fenalık geçirdi. Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde önceki gün mayın patlaması sonucu şehit düşen uzman çavuş Cezmi Kaya ise Eskişehir’ide toprağa verildi. BERLİN Bir süre önce Beyaz TV’de yayımlanan “Ve Gol” programında, Rasim Ozan Kütahyalı ve Ahmet Çakar’ın konuğu olan “gazeteciyazar” Talip Doğan Karlıbel’in Almanya’nın genç kuşak sinemacılarından Sinan Akkuş’un bilgilerini tahrif ederek Ergenekon soruşturması kapsamında hakkında arama kararı bulunan Bedrettin Dalan’ın pasaportu olarak sunduğu ortaya çıktı. Karlıbel, programda elinde tuttuğu siyahbeyaz fotokopi kâğıdının ortasındaki Alman nüfus cüzdanının Dalan’a Alman istihbaratı tarafından verildiğini ileri sürmüştü. Karlıbel, ekrana tuttuğu fotokopi ile ilgili “Sinan Akkuş eşittir Bedrettin Dalan. Baden Württenberg iç istihbarat servisi Bundesanstalt für Verfassungsschutz’un verdiği bir kimliktir, gösteriyorum” demişti. Karlıbel’in “belgesi” dinci Akit gazetesi tarafından yayımlanmıştı. Sinemacı Akkuş, film çalışmalarının bir parçası olarak internete koyduğu Alman kimlik kartındaki doğum yılının ve fotoğrafının değiştirilerek Dalan’ın sahte pasaportu olarak medyada yayımlandığını, yasal yollardan hakkını arayacağını söyledi. Karlıbel, yıllar önce Almanya’da Deniz Feneri davasını izleyen Kemal Kılıçdaroğlu hakkında da sözde “polis belgeli” iddialarda bulunmuş, Alman polisi evrakta sahtecilik yapıldığını açıklamıştı. değil, hastayken çalışmak zorunda kalmaktır” derler. Siz de bu durumdan fazlasıyla payınızı alıyorsunuz. İnsan biraz kendisini dinleyince sağlığın da çok boyutlu olduğunu görüyor. Beden, zihin, gönül ve ruh boyutu var. Olabilecek ilk fırsatta işe koyulduğunuza göre, sağlığı demokrasi ile karşılaştırmakta bir yersizlik olmaz. İnsanın sadece bir organında sorun olsa, öteki organlarının tümü mükemmel çalışsa, o kişinin gücü en zayıf organı kadardır. Sorunlu organ iyileşmeden, mükemmel olanlar da işlevini tam olarak yerine getiremez. Demokrasinin kurumları da bir anlamda insan bedenindeki organlar bütünü. Biri de olmayıversin, diyemezsiniz. Ya da bir organa ötekinin işlevini yükleyemezsiniz. ??? Sayın Başbakan, Türkiye’de cumhurbaşkanı seçimlerinin çoğu tartışmalı oldu. Bu tartışmalar mevcut cumhurbaşkanı görevdeyken, hatta görev süresinin dolmasına uzunca bir zaman varken başladı. Bugün de böyle bir dönemin içindeyiz. Görünen o ki, kendi kafanızda bir yol haritası çizdiniz. Türkiye’yi o yola getirmeye çalışacaksınız. Bugüne kadar böylesi konularda aldığınız mesafe, bundan sonrası için size büyük bir özgüven vermiş olabilir. Bugünkü konumuyla baktığımızda, siyasetten gelen bir kişi için Çankaya Köşkü’nün bahçesi geniş, yetkisi dardır. Siyasetten gelmeyen, örneğin hukuk kökenli bir kişi için, perde gerisinde de olsa her şeyin titizlikle kontrol edilmesini gerektiren, devletin en üst noktasıdır. İşaretler öyle gösteriyor ki siz, bahçe geniş kalsın ama yetki biraz daha geniş olsun, arkamda kalan yapıyı da ben biçimlendireyim, benden sonrasına da yön vereyim, diye düşünüyorsunuz. Roma tarihi, İslam tarihi dahil, geçmişte pek çok kişi bunu istedi, denedi ama, başaramadı. Bu, hem gemi olmayı hem de rüzgâr olmayı istemek gibi bir şey. ??? Sayın Başbakan, Kafanızdaki yolun taşlarını döşerken, bunun hukukunu da kendiniz oluşturmaktasınız. Tabii buna hukuk denirse! Bu öyle bir hukuk ki; dün, kafanızdaki açılımların unsuru olacak kadar önemli saydığınız bir düşünce, bugün en tehlikeli terör faaliyeti sayılacak kadar ağır bir suçlamayla karşı karşıya kalabiliyor. Sahip olduğunuz medya gücü her iki anlatımın da hakkını veriyor. Şöyle bir anlayışı ileri demokrasi olarak kabul ettirmeye girişmektesiniz: “Muhalefetin işlevi iktidara yardımcı olmaktır. Bu çerçevenin dışındaki her türlü muhalefet terör faaliyetidir.” Böyle bir demokrasi örneği dünyada yok. Bu anlayışın birlikberaberlik getireceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Türkiye’de oluşan sosyal iklimin en somut örneği Time dergisinin “yılın insanı” anketidir. En istenen kişi sıralamasında 122 bin 932 oyla siz birincisiniz. En istenmeyen kişi sıralamasında da 180 bin 564 oyla yine siz birincisiniz. Rakamları karşılaştırınca sonuç eksi 57 bin 632 çıkıyor. Bu anket tek başına bir şey ifade etmeyebilir. Ancak yapılabilecek çıkarımlardan biri şu: Sıfır muhalefet diye bir şey olamaz. Türkiye içindeki her yeri sustursanız, yurtdışından bir yerlerden çıkar. Bir siyasetçinin büyüklük ölçüsü, kendisi gibi düşünenlerin değil, kendisi gibi düşünmeyenlerin elindedir. Bu evrensel bir kuraldır. Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ülkesi arasına gireceğini iddia ediyorsunuz. Güzel bir hedef. Kim istemez. Ancak hâkim ve savcısının bile kendisini ruhen tutuklu hissettiği bir ülke girse girse birbirine girer! Kaygılarımla... Akit gazetesi yayımlamıştı Bayram Oteli’nde tedbir kararı YUSUF ZİYA CANSEVER 27 PKK’li öldürüldü DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) İnsansız hava uçaklarının elde ettikleri görüntülerin ardından harekete geçen güvenlik güçleri, kış üslenmesine geçen terör örgütü PKK’ye yönelik Şırnak’ın Cudi Dağı’nda operasyon düzenledi. Şırnak Valiliği’nden yapılan açıklamada yapılan son operasyonlarda, 27’si ölü 32 teröristin silahlarıyla ele geçirildiği bildirildi. Teröristlerden birinin Cudi Dağı sorumlusu “Serbest Haruni”olduğu belirtildi. İdil ilçesi Cehennem Deresi bölgesinde de bir grup terörist tespit edildi. Bölgeye jandarma özel harekât birlikleri ve komandolar indirildi. rgütün Cehennem Deresi sorumlusu olduğu belirtilen “Agit Batman” öldürüldü. VAN Van’daki ikinci depremde yıkılan ve 25 kişiye mezar olan Bayram Oteli sahiplerinin mal varlıklarına ihtiyati tedbir konuldu. Daha önce 2 müteahhit için de ihtiyati tedbir kararı alınmıştı. Van’da 9 Kasım’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki ikinci depremde yıkılan otel, gazetecilerin de aralarında bulunduğu 25 kişiye mezar olmuştu. Depremde yaşamını yitiren ve Bayram ailesine ait Best Van Turizm’de şoför olarak çalışan Erdal Timur’un (43) ailesi, otel sahipleri, Van Belediyesi ve Van Valiliği İl Afet Koordinasyon Merkezi hakkında “maddimanevi” 92 bin TL’lik tazminat davası açmıştı. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle