19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2011 PERŞEMBE 6 HABERLER Erdoğan Cumhurbaşkanı olunca, Gül’ün başbakanlığını yönetemez. Sadece, bir “tecrübeli ağabey” olarak danışılacak insan olabilir. Köşk’ten hükümeti yönetmeye, zaten yasa/hukuk da uygun değil. AKP içinde, Gül dahil hiçbir politikacı, Arınç bile, 4 yıl başbakanlık döneminde, Köşk’ten yönetilen adam (emanetçi) pozisyonunu kabul etmez. ??? Erdoğan, Cumhurbaşkanını halk seçsin kararını verirken kafasındaki “başkanlık modeli”nin yolunu kendisine açmıştı! Cumhurbaşkanını halk (milli irade!!) seçerse, yetkilerinin daha fazla olması gerektiği de (hukuken) ileri sürülür! Doğrudur! Bu başkanlık/yarı başkanlık yönetim modellerinin yolunu açar! Erdoğan, cumhurbaşkanı seçiminde parlamentoyu devre dışı bırakarak ilk aşamayı geçti! İkinci adımı da anayasayı parlamentoda değiştirerek atacak ve “başkanlık” işini bitirecekti! Son seçim stratejisini de parlamentoda 368 milletvekili çoğunluğuna sahip olmak üzerine kurmuştu! ??? Okurlarım anımsar, bu stratejiyi, seçimlerden önce ve sonraki değerlendirmelerimde burada sık sık yazdım: Bu çoğunluğa ancak tek bir koşulda, MHP’yi yüzde 10 barajının altına iterek ulaşabilirdi! Bu amaçla, peşi peşine MHP liderlik kadrosunun seks videoları piyasaya sürüldü! MHP’nin “Tek Millet, Tek Devlet, Tek Vatan” sloganını devraldı! Kürtlere sopa çıkarttı! Sonuç, Erdoğan için büyük bir hayal kırıklığıydı. “Erdoğan’ın stratejisi çöktü, istediği çoğunluğu sağlayamadı, üstüne üstlük, daha az milletvekili çıkardı, bu sonuç Erdoğan için bir yenilgidir” yorumunu yaptığım için NTV’de seçim gecesi N.I. ateş püskürmüştü! ??? Diyeceksiniz ki eee şimdi ne olacak? Şimdilik iki şey var: Erdoğan ya topal ördekliğini kabul edecek; Gül ve diğerlerine yolu açacak, Köşk’te uslu uslu oturacak... Ya da başkanlığı zorlayacak! Meclis’te kurdurduğu anayasa değişikliği komisyonunun esas görevi budur. Peki bu mümkün mü? Tehlikeli soru budur! Erdoğan’ın “Başkanlık Sistemi” için ne gibi ittifaklara ve tavizlere gireceğine ilişkin bir yanıt aramayı zorunlu kılar. Spekülasyona veya olasılıklara var mısınız? ??? Başa dönersek: Gül Erdoğan çatışmasında başka “büyük ağabeylerin” tercihleri de vardır! Bunların başında da şüphesiz Washington geliyor! Washington kimi tercih eder dersiniz? Benim tahminim / değerlendirmem var... Fransa, Ermeni soykırımı iddialarının inkârının suç sayan yasa önerisini bugün görüşüyor Utanç yasası oylanıyor SARKOZY’YE TELEFON TEPKİSİ ‘Hafif ve özensiz davranıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün telefonuna çıkmaması tepkileri de beraberinde getirdi. Sarkozy’in kompleksli bir adam olduğunu söyleyen, eski Protokol Genel Müdürü Emekli Büyükelçi Oktay Aksoy, “Devlet başkanı, büyük bir ulusun başkanı ama maalesef çok hafif ve özensiz davranıyor. Türkiye’yi ziyaretinde de adeta rahatsız etmeye çalışır bir hali vardı. Demek ki, Türkiye’ye karşı bir tutum içinde. Bu çok uygunsuz bir şey” dedi. Olayı esefle karşılamak gerektiğini belirten emekli Büyükelçi Tugay Uluçevik, “Türkiye’de hayatın çeşitli alanlarında faaliyet gösteren bürokrat olsun, gazeteci olsun, sanatkâr olsun, liyakat nişanı legion d’honneur verilmiştir. Şimdi bakıyoruz, Fransa, Cumhurbaşkanımızın telefonuna cevap vermemek, çıkmamak gibi kabul edilemeyecek davranışlarda bulunarak bir husumet göstermektedir. Bu tavrın uygun görülmediğini ortaya koymak için bu nişan sahibi vatandaşlarımızın bütün bunları iade etmesidir” dedi. Eski Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal ise “Kendi küçüklüğünü gösterir. Cumhurbaşkanı’na danışmanları, aramayın, sizin telefonunuza çıkmaz demiş olabilir, ama çıkmaması kendi ayıbıdır, küçüklüğünü gösterir. Bir mazeretin olur anlarım, ama ayıptır. Yaptığı adamın kendi düzeyini gösterir” dedi. Dış Haberler Servisi ? Meclis Başkanı Accoyer, teklifin senatodan da geçip iki kaleme alınan bir yasayı kabul etmiş, “Ermeni Fransa parlamentosu, 7 turlu cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılacağı ilkbahara iddialarının reddini suç Aralık’ta Meclis Yasalar kadar yasalaşma şansının az olduğunu ileri sürdü. sayan” benzeri bir öneKomisyonu’nda kabul riyi 2006’da da yılında edilen 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkarının suç “Daha önce Fransa’nın soykırımı onaylamış ancak Cumhurbaşkanı Nisayılmasını öngören yasa önerisini bu resmen tanımasına ilişkin bir yasa colas Sarkozy, bu teklifin senatoya gün oylayacak. Öneri, senatodan da kabul ettik. Şimdi ikinci yasa tek gelmesini engellediği için yasalaşonay aldıktan ve Cumhurbaşkanı Ni lifiyle bunu daha uyumlu hale ge mamıştı. Fransa’daki Türk derneklerinin, colas Sarkozy tarafından imzalan tireceğiz” derken öneriye karşı oldıktan sonra resmi gazetede yayım duğunu söyleyen ve konunun tarih bugün meclis binası önünde bir gösçilere bırakılmasını isteyen Meclis teri düzenleyecekleri belirtildi. Franlanmasıyla yasa haline gelecek. Parlamentodaki iktidar ve muhale Başkanı Bernard Accoyer, teklifin sa’daki Türk dernekleri koordinasyon fet partilerinin yetkilileri dün yaptık senatodan da geçip iki turlu cumhur komitesi, Paris dışından da çok sayıları açıklamalarda yasa teklifinin so başkanlığı seçimlerinin yapılacağı da Türk vatandaşının otobüslerle burunsuz bir şekilde geçeceğini duyur ilkbahara kadar yasalaşma şansının az gün başkente geleceklerini duyurdu. Önerinin kabul edilmesi durumunda du. Fransız basını İktidardaki Halk olduğunu ileri sürdü. Türkiye, Paris Büyükelçisi Tahsin Hareketi Birliği (UMP) ile Sosyalist 006’da da aynı öneri Burcuoğlu’nu Ankara’ya geri çekeParti’nin destekleyeceği önerinin kaFransa parlamentosu, 29 Ocak cek. Fransa’nın da karşılıklık ilkesi gebul edilmesini kesin olduğu yolunda haberlere yer verdi. Sosyalist Parti 2001’de “Fransa, 1915 yılındaki reği Ankara’daki Büyükelçisini PaGrup Başkanı JeanMarc Ayrault, Ermeni soykırımını tanır” ifadesiyle ris’e geri çağırması bekleniyor. 3 Koltuk Boşalıyor 8 ‘Meydan Savaşı’ “Erdoğan’la Gül arasında adeta meydan savaşı sürüyor.” Bu ifade benim değil. İkisi arasındaki trafiği izleyebilecek durumda değilim. Ayrıca cemaat ve partiye yakın gazeteci takımı bile ne kadar izleyici olabilir ondan da şüpheliyim. Alıştığımız, ANAP DYP, CHP gibi “klasik partiler” olsa neredeyse günbegün “canlı yayın” olarak izleyebiliriz gelişmeleri... Ancak AKP öyle değil; kısmen dini kökeni de olan hiyerarşi var, son derece otoriter bir lider var; bu nedenle ağızlar sıkı mı sıkı; üç koltuğun paylaşımı, aleni güçler çatışmasına dönüşmeden önce, bugünkü iktidar gücü/pozisyonu çerçevesinde halledilmesi gerekir. “Erdoğan’la Gül arasında adeta bir meydan savaşı sürüyor” diyen merkezde ve saygın bir politikacı. Şüphesiz, meydan savaşından kastı, görüşmelerin yoğunluğu. “İktidar”, “yetki” ve “mevki” bölüşümüne ilişkin konuların “en yakın dostlar”ın aracılığıyla görüşüldüğünü söylüyor. ??? Bu çevrelerin adamı Önder Aytaç, üç koltuk meselesini ilk kez açtığım TV8’deki programda, Erdoğan ve Gül arasındaki “iktidar paylaşımını” kastederek yaklaşık şöyle demişti: “Umarım Türkiye bir Fetret Devri’ne girmez, yoksa Türkiye bugüne kadarki kazanımlarından çok geri gider ve yazık olur.” Aytaç bu işleri bilir ve tehlikeye dikkat çekmişti! Fetret Devri, Yıldırım Beyazıt’ın oğulları arasında başlayan yaklaşık 11 yıl süren taht kavgası döneminin adıdır. Osmanlı’nın birliği zar zor yeniden kurulmuştur. Aytaç, Fetret Devri benzetmesiyle, AKP’de Gül Erdoğan iktidar mücadelesine gönderme yaptı. Bu mücadelenin bugünkü dışavurumlarını, örneğin, “Gül Birleşmiş Milletler’e mükemmel genel sekreter olur” gibi kalem döktüren, renkli yalakaların yazılarında görürsünüz! Veya Erdoğan’ın 2023’e kadar Türkiye’nin başında olması gerektiğini, başkan seçilerek Türkiye’yi yönetmesinin şart olduğunu döktüren benzerlerinde okursunuz. Tabii, Gül’e uygun öneriler de sökün ediyor: Erdoğan Cumhurbaşkanı, Arınç veya benzeri bir yıl Başbakan, sonra hooop Gül Başbakan... ??? İkisi arasındaki temel sorun, daha önce de belirttiğim gibi ortada iki tane “birinci sınıf” liderin belirmesidir. Gül, eskiden olduğu gibi “Erdoğan’ın Dışişleri Bakanı” değil. 2 Davutoğlu, Fransa meclisinde ‘bir dogma üretildiğini’ söyledi Kendi değerlerine karşı Haber Merkezi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Fransız meclisi ümit ederiz ki Fransa’yı Fransa yapan değerlere karşı çıkmaz” diye konuştu. Fransa parlamentosunda Ermeni soykırımını inkârın cezalandırılmasını öngören tasarıyla ilgili soruları yanıtlayan Davutoğlu “Fransa meclisinde bir dogma üretiliyor” dedi. Tasarının 22 Aralık’ta katledilen Türk diplomat Yılmaz Çolpan’ın ölüm yıldönümünde görüşüldüğüne dikkat çeken Davutoğlu, “Bundan sonra Paris’e inen her Türk yetkili bu konudaki tutumunu açık bir şekilde söyleyecektir ve söylediği anda da bir hukuki süreç başlaması gerekecek. Bu fiilen Türkiye ile Fransa arasındaki en normal siyasi, akademik ilişkilerin bile Fransa sınırları içinde yapılamaması anlamına gelir. Bunun doğuracağı çok ciddi sonuçlar var” diye konuştu. Fransız Le Monde gazetesine de demeç veren Davutoğlu, yasa teklifi için “ulusal şerefimize saldırıyor” diye konuştu. SİVİL TOPLUMDAN FRANSA’YA TEPKİ Türk bayrağı taşıyan HAKİŞ üyeleri, elçilik önünde Fransa’yı protesto eden sloganlar attı. HAKİŞ Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay ve beraberindekiler getirdikleri siyah çelengi büyükelçiliğin önüne bıraktı. HAS Parti Ankara Gençlik Kolları üyeleri de tasarıyı Fransa’nın Ankara Büyükelçiliği’ne siyah çelenk bırakarak protesto etti. Şekerİş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök de yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu tasarıyı “tek yanlı, haksız ve mesnetsiz” olarak yorumladı. TÜRKİŞ Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve HAKİŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan ise konuyla ilgili Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ETUC) ile Fransa’dan CGT, CFTC, CFDT konfederasyonlarına ortak tepki mektubu gönderdi. CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan ise Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili’ye iletilmek üzere uyarı mektup gönderdi. (Fotoğraf: MUAMMER TANAA) ‘TARİHSEL OLAYLARIN ARAŞTIRILMASI ENGELLENİR’ ‘Türkiye öfkesiyle Fransa’yı tehdit ediyor’ Haber Merkezi Fransa’da yayımlanan Le Monde gazetesi bugünkü sayısının birinci sayfa manşetini Fransız meclisinde bugün oylanacak yasa teklifine ayırdı. “Türkiye öfkesiyle Fransa’yı tehdit ediyor” başlığıyla verilen haberde, yasa teklifinin, “Paris’in Ankara ile Ortadoğu’da işbirliği yapmayı planladığı bir dönemde ikili ilişkilerde kriz yarattığı” yorumunu yaptı. Gazete, ilişkilerin bozulmasının özellikle Suriye ve İran gibi önemli konularda yapılacak işbirliğine önemli zarar vereceği uyarısını yaptı. “İç politik hesaplar, jeopolitik çıkarlara üstün geldi” yorumunu yapan Le Monde, bu konuda Sarkozy ve Dışişleri Bakanı Alain Juppe arasında görüş ayrılığı olduğuna da dikkat çekti. Fransız tarihçiler tasarıya karşı çıktı BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA Fransız tarihçiler, Paris’te temaslarda bulunan TBMM heyetine, 2. Dünya Savaşı sırasında yaşanan Katin Ormanı katliamını örnek olarak gösterip, sözde soykırımı inkâr edelere ceza verilmesini öngören yasanın geçmesi durumunda, bunun tarihsel olayların araştırılmasının da önünü keseceğini anlattı. TBMM heyeti, Paris’teki temasları çerçevesinde aralarında eski UMP’li Senato Başkanı Gérard Larcher, Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy’nin Dış Politika Danışmanı Büyükelçi Jean David Levitte, Fransa Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Axel Poniatowski, Sosyalist Parti’nin önemli isimlerinden Pierre Moscovici, TürkFransız Dostluk Grubu Başkanı Michel Diefenbacher, Dışişleri Bakanı Alain Juppe, Fransa Meclisi Başkanı Bernard Accoyer’in aralarında olduğu çok sayıda siyasi ile bir araya geldi. Heyette yer alan CHP Milletvekili Osman Korutürk, gazetemize bilgi verirken “Böyle bir konunun her seçim öncesi Fransa’da ısıtılıp gündeme getirildiğini, bunun her seferinde TürkFransız ilişkilerini çok zorladığını, çok geriye götürdüğünü, halbuki bu ilişkilerin sağlam temellere dayanması lazım geldiğini anlattık” dedi. Sözlerini, “Fakat hükümet pozisyonu, Sarkozy’nin çabası filan, kimse kalkıp buna çok büyük bir şekilde karşı çıkmıyor” şeklinde sürdüren Korutürk, bugün yapılacak oylamada bunun geçeceğinin anlaşıldığını dile getirdi. Korutürk, “Senatoda buna karşı çıkacak bir grup vardır. Bunlar içinde eski Senato Başkanı Gérard Larcher, Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin partisinden. Kendisi açıkça söyledi, ‘ben böyle bir şeye karşıyım, bizim anayasamıza da aykırı böyle bir şey.’ Onun için bunu senatoda belki kabul edilmezlik önergesi verilmesi ve bu önerge etrafında toplanması ihtimali de doğar. ‘Ben açıkça fikrimi söylüyorum, bundan da çekinmiyorum’ dedi. ‘Tarihçilere bırakılması gereken bir konudur, onun için buna yasama suretiyle çözüm bulunması söz konusu değildir diye düşünüyorum’ dedi” diye konuştu. Korutürk, temasları sırasında Fransız tarihçilerle de bir araya geldiklerini dile getirdi. Sözlerini, “Önemli tarihçiler bunlar. Tarihçiler de bu görüşteler, diyorlar ki, ‘bu araştırmaları durdurur.’ Katin Ormanı örneğini verdiler” şeklinde sürdüren Korutürk, Fransız tarihçilerin kendilerine ilettiği şu görüşlerini aktardı: “Katin Ormanı’nda Polonyalılar öldürülmüştü. Eğer bu konunun görüşülme olanağı olmayıp, cezai yaptırıma tabi tutulmuş olsaydı, o zaman Katin Ormanı da Almanlara fatura edilecekti. Katliamı Rusların yaptığı daha sonra ortaya çıktı.” ‘Karşı çıkan bir grup var’ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle