19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2011 PERŞEMBE [email protected] 16 KÜLTÜR ‘2023 hedeflerine yakışmıyor’ İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, Emek Sineması, Atatürk Kültür Merkezi ve kültürsanat altyapısının yetersizliği sorunlarına ilişkin görüşlerini açıkladı Blur, Brit Ödülleri sahnesinde ? Kültür Servisi İlk albümleri “Leisure”ı 20 yıl önce yayınlayan Britpop efsanesi Blur, 2012 Brit Ödülleri’nde “Outstanding Contribution” (Üstün Katkı) ödülünü alacak. Prestiji yüksek bu ödülü daha önce alanlar arasında Paul McCartney, U2 ve grubun ateşli rakibi Oasis var. Ünlü grup en son 2009 yılında bir araya gelmiş ve aralarında Glastonbury’nin olduğu bir seri performans gerçekleştirmişti. En son 17 yıl önce Brit alan Blur’ün canlı performans yapacağı ödül töreni 21 Şubat 2012’de O2 Arena’da yapılacak. CELÂL ÜSTER ‘Not Defteri’ müzikal oluyor ? Kültür Servisi ‘Not Defteri’ (The Notebook) kitabının yazarı Nicholas Sparks, kitabın Broadway müzikali olacağını açıkladı. CBS kanalında katıldığı programda kitabın müzikal olacağını açıklayan 45 yaşındaki yazar “The Notebook, benim en iyi kitabım” dedi. 2004 yılında sinemaya da uyarlanan filmin başrollerini Ryan Gosling ve Rachel McAdams paylaşmıştı. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) 2012 Haziran’ında kuruluşunun 40. yılını kutlaması öncesinde, Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Kocabıyık bir basın buluşması düzenlediler. Eczacıbaşı, vakfın 2011 yılı içindeki etkinlikleriyle ilgili olarak bilgi verdikten sonra, Emek Sineması konusunda İKSV olarak yeni bir proje ortaya koymak istediklerini söyledi. Eczacıbaşı, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nin bir türlü açılamaması konusunda da, bu durumun İstanbul gibi uluslararası düzeyde bir kültür kentine de, 2023 yılı için konulan hedeflere de yakışmadığını, dünyanın en seçkin müzik ve sanat topluluklarının kongre merkezlerinde çalmak zorunda kaldıklarını vurguladı. Eczacıbaşı, kültür ve sanat mekânlarının yetersizliğinin arzulanan katılımın sağlanamamasına, bilet fiyatlarının yükselmesine yol açtığını belirterek kültür ve sanatın altyapısını gerçekleştirmenin İKSV’yi aşan bir sorun olduğunu, ? Eczacıbaşı, Emek Sineması konusunda İKSV olarak yeni bir proje ortaya koymak istediklerini söylerken, AKM’nin açılamaması ve kültürsanat altyapısının yetersizliğinin İstanbul gibi uluslararası düzeyde bir kente ve 2023 için konulan hedeflere yakışmadığını vurguladı. Eczacıbaşı ve Kocabıyık, sponsorluğun 2012’de daha zor olacağını, İKSV’nin 40. yılında kamudan daha büyük destek beklediklerini söylediler. İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı (sağda) ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ahmet Kocabıyık (solda). Bu arada, Fazıl Say, önceki akşam Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde verdiği konserde, İKSV’den 40. yıl için bir sipariş aldığını, “Mezopotamya Senfonisi” adlı yapıtın 2012’de İstanbul Müzik Festivali’nin açılışında seslendirileceğini açıklamıştı. Bülent Eczacıbaşı, konuyla ilgili bir soruyu, bunu 10 Ocak’ta düzenlenecek basın toplantısında açıklayacaklarını söyleyerek yanıtladı. Türkiye’nin kültür ve sanat gündeminin önde gelen bazı konularının İKSV’nin de gündeminde yer almak durumunda olduğunu belirten Eczacıbaşı, bunların başında Emek Sineması’nın geldiğini söyledi. Emek’le ilgili tartışmalar ve yorumların basında yoğunlukla yer aldığını ve bu sürecin vakfı da yakından ilgilendirdiğini vurgulayan Eczacıbaşı, “Aslında, bu konuda bir diyalog platformu sağlamaya çalışmakla vakit geçirdik. Emek’in niçin yıkılmak istendiğini, yerine ne yapılması istendiğini anlamaya çalıştık. Bu projeyi oluşturacakların ve uygulayacak olanların kamuoyuna şeffaf bir biçimde bilgi aktarmaları için olanak sağlamaya, platform oluşturmaya çalıştık ama ne yazık ki bu konuda başarılı olamadık” dedi. Emek için proje önerisi Bugün sahip oldukları bilgiler kapsamında projenin bu şekilde yapılmasının kültürsanat dünyasına bir katkısı olacağına inanmadıklarını söyleyen Eczacıbaşı, bu projenin gerekçeleri ve ayrıntılarıyla hepimize açıklanması gerektiğini belirtti. “Diyalog, eleştirilerin yapıcı bir biçimde ortaya konmasıyla olur. Projede değişiklikler yapılmasına ilişkin öneriler dikkate alınarak yeni bir süreç oluşturulabilir” diyen Eczacıbaşı, bu yönde ilerlenmediğini gördükleri için bu aşamada yeni bir süreç önerdiklerini söyledi: “Diyoruz ki, biz İKSV olarak bu çözümün bir parçası olalım, biz bir öneri geliştirelim. Bize 6 ay gibi bir süre verilsin. Emek Sineması’nın nasıl bir projeyle kültürsanat dünyasına katkıda bulunabilecek ve Beyoğlu’nun dokusuna uyum sağlayacak biçimde korunabileceğini, bunun nasıl bir finansman ve projeyle hayata geçirileceğini araştıralım, ortaya bir öneri koyalım. Emek’in nasıl yaşatılacağı konusunda bir öneri getirelim. Kamuoyu büyük bir duyarlılık oluşturdu. İstanbul’un bu sorununa katkıda bulunmak isteyenlerin katkılarını değerlendirerek uygulanabilir bir çözüm oluşturabileceğimize inanıyoruz.” “Emek Sineması yıkılmayacak” diyen Kültür Bakanı’nı yanlarında görmenin önemli olduğunu vurgulayan Eczacıbaşı, “Yıkılmayacak denmesini ‘yıkılmayacak’ anlamında yorumlamak istiyorum” dedi. Emek Sineması’nın yapısının en üst katına kopyalanmasının, eski haliyle korunamayacağı anlamına geldiğini söyleyen Eczacıbaşı, “Kastedilen nedir, bilmiyorum. Projesini görmedim, bilmiyoruz. Yapılan açıklamalar yeterli değil. Bu bilgiler açıklanmalı” dedi. bunun kamu tarafından oluşturulması gerektiğini söyledi. Eczacıbaşı da Kocabıyık da, 2012 yılının ekonomik açıdan 2011 yılı gibi geçmeyeceğini vur gularken, Kocabıyık kültür ve sanat sponsorluğunun da 2012’de daha zor olacağını, o yüzden İKSV’nin 40. yılında kamudan daha büyük bir destek beklediklerini belirtti. İnci Eviner, Görsel Sanatlar dalındaki TGC Sedat Simavi Ödülü’nü bu akşam alacak 20 yıllık dirence sanat ödülü ? 20 yıllık kariyerinde ilk kez ödüllendirilen Eviner, aldığı ödülün kişisel direncine karşılık geldiğini ve bunun genç sanatçılar için cesaret kaynağı olmasını temenni ettiğini vurguluyor. EVRİM ALTUĞ ? Kültür Servisi Ünlü oyuncu Gerard Butler, yeni filmi “Of Men and Mavericks” filminin çekimleri sırasında ölümden döndü. Genç sörfçü Jay Moriarty’nin trajik hayat hikâyesinden yola çıkılarak çekilen film için, yaz boyunca sörf dersleri alan ünlü oyuncu, buna rağmen dev bir dalganın altında kalmaktan kurtulamadı. Butler, diğer sörfçüler tarafından kurtarılarak hastaneye kaldırıldı. Efes Pilsen One Love Festival’in tarihi açıklandı ? Kültür Servisi Pozitif organizasyonuyla gerçekleşen, dünyaca ünlü grup ve sanatçıları müzikseverlerle buluşturan Efes Pilsen One Love Festival’in 2012 tarihi belli oldu. Festival önümüzdeki yıl 1415 Temmuz tarihlerinde santralistanbul’da gerçekleşecek. Bu yıl toplamda 30 bin müzikseveri ağırlayan festivalin 2012 programı önümüzdeki günlerde açıklanacak. “albino”lar da bunun gibi. Onları doğal bir metafor gibi hissederek, büyülerinden kendimi kurtaramıyorum. Bir yandan da sanat tarihi referansları var, yaptığım işin tarihi yükü ile hesaplaşmayı seviyorum. Mesela François Boucher’nin, devrin en erotik resmi sayılabilecek bir yapıtındaki popo detayı Kırık Manifestolar’da kaybolup belirebiliyor. Bu açıdan, kimliğin kavramsallaştırılmasına karşı bir hareket başlatmalıydım. Böylece resimden başlayıp video tekniğini kullanarak hareketli bir resim yarattım. Ataerkil sanat tarihinin görünmez şiddeti altında ürettiğiniz bu yapıtta, cinsiyeti nerede tutuyorsunuz? Tüm bu işlerde feminizm, özellikle de Judith Butler benim için önemli. Ben feminiteyi temsillerden kaçarak bir keşif alanına dönüştürmek isterim. Belki yaşadığım toplumda genellikle görmezden gelinen sınıf meselesine daha içerden bakmak ve en iyi bildiğimi düşündüğüm orta sınıf cumhuriyet tipi kadınını araştırmak istedim. Evet, pek şiddet görmedik ve ailelerimiz bizi çok iyi yetiştirdi. Ancak ne zaman özgürlükten söz etsek, ne kadar sınırlı bir dünyamız olduğu gerçeği ile yüzleşiyoruz. Bu ödül size ne ifade ediyor? Bugüne dek birçok misafir sanatçılık ve sanatsal üretim için katkı aldım. Ancak hiç ödülüm olmamıştı. Yıllarca da yaptıklarıma oldukça süpheyle yaklaşıldı. Sanırım bunun nedeni, yapıtlarımın akımların dışında olmasıydı. Bu ödülü, ayakta kalmak adına, direncime verildiği için kabul ediyorum, aynı zamanda genç sanatçılara da cesaret vereceğine inanıyorum. ‘Kırık Manifestolar’ Gerard Butler ölümden döndü Bu akşam saat 19.00’da İstanbul The Marmara Taksim Oteli’nde sahiplerini bulacak Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Sedat Simavi Ödülleri’nin “Görsel Sanatlar” kategorisinde, sanatçı İnci Eviner alkışlanacak. Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Eviner, 20 yıla uzanan kariyerinde büyük prodüksiyonlu işler de üreten, dünya çapındaki saygın etkinliklerde daha geniş bir perspektif ile adını duyuran bir imza. Şu sıralarda, 2 Şubat’a dek süren 3. Cezayir Güncel Sanat Festivali’ne Türkiye’den seçilen tek sanatçı. 2012 takviminde ise ABD’den Fransa’ya, İskandinavya’dan Asya Pasifik’e uzanan yoğun bir programı var. Eviner, Sedat Simavi Ödülü’ne değer görüldüğü “Kırık Manifestolar” sergisini ise Paris Modern Sanatlar Müzesi’nin ardından geçen eylül ayında İstanbul’da da sergilemişti. “Canlı, sürekli değişen bir fresk” diye söz ettiği yapıtında haset, şefkat, aşk, şiddet ve utanç gibi mefhumları dev bir ekranda gözler önüne seriyor. Eviner, eseri hakkında Türk basınında az haber ve değerlendirme yazısı olduğundan dem vursa da ödülün Gazeteciler Cemiyeti’nden gelmiş olması bu karamsar manzarayı biraz olsun hafifletiyor gibi görünüyor... ‘Kırık Manifestolar’ın bize aksettirdiği epik panoramada bir hiciv mi söz konusu? Hicivden ziyade hayatın kendisi gibi. Hayatın içindeki gerilim ve paradokslara dair bir şeyleri yakalamaya çalışıyorum. Bu eserde dönüp duran figürler, belli bir kimliğin oluşmasını reddediyor. Sürekli “arıza” yapıyorlar, fakat çıkış yerleri bazen, diyelim uçan halı gibi, klişeler olabiliyor. Kişisel görsel sözlüğümde sıkça başvurduğum ‘AKM’nin boşluğu hissediliyor’ Atatürk Kültür Merkezi konusunda da yeni bir aşamaya gelindiğini belirten Eczacıbaşı, AKM’nin yerinin doldurulamadığını, İstanbul’da AKM’nin boşluğunun çok acı bir biçimde hissedildiğini söyledi. Eczacıbaşı, “Dünya çapında etkinlikler düzenlerken mekân sorunundan kaynaklanan sıkıntılar çekiyoruz. Arzulanan nitelikte bir etkinlik ve katılım sağlanamıyor. Bunun sonucunda haksız yere eleştirilerle karşılaşıyoruz” dedi. Kamu katkıları konusuna da değinen Eczacıbaşı, kamu katkılarının dünyadaki benzerlerine oranla çok düşük olduğunu, ama bundan yakınmadıklarını, bu katkıların bile ne büyük olanaksızlıklarla sağlandığını bildiklerini belirtti. “Çok düşük bir katkıya rağmen etkinlikleri başarıyla gerçekleştiren bir vakfımız var” diyen Eczacıbaşı, altyapı sorunlarının had safhaya geldiğini, kamunun bu sorunları çözmesini beklediklerini söyledi. Yunus Aran Konferansı’nda Türkiye’de tasarım ? Kültür Servisi Yunus Aran birlikteliği ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) işbirliğiyle düzenlenen Yunus Aran Konferansları’nın önceki günkü konuğu Prof. Dr. Tevfik Balcıoğlu’ydu. MSGSÜ Oditoryumu’nda gerçekleşen konferansta Avrupa Tasarım Akademisi ve Tasarım Tarihi ve Tasarım Çalışmaları Uluslararası Komitesi üyesi Balcıoğlu, İKSV’nin “2012 Tasarım Festivali” hamlesi, “2013 Uluslararası Tasarım Birliği Kongresi” gibi gelişmeler ışığında Türkiye’deki tasarımı değerlendirdi. Hızla yükselen talebe bilinçli bir dinamizle, tasarım kavramını yıpratmadan cevap verilmesi gerektiğine dikkat çeken Balcıoğlu, “Bugün süreci eleştirel olarak ele almanın, daha bilinçli bir ilerlemenin zamanıdır” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle