Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 ARALIK 2011 PERŞEMBE 4 HABERLER 2012 bütçesi onaylandı. Meclis’te hükümet adına konuşan Arınç, ‘Fransa’nın kanunla tarihi kararttığını’ söyledi Her Şey Yerli Yerine Fransız Parlamentosu’nun Millet Meclisi kanadı, “Ermeni soykırımı!”nın reddini suç sayan tasarıyı kanunlaştıracak bugün. Belki tek ümit, sonraki aşamada Senato’nun bu akıl almaz yasayı demokrasiye ve ifade özgürlüğüne aykırı bularak, tarihi gerçeklerin saptanmasının tarihçilere ait olduğunu vurgulayarak veya başka gerekçelerle. Tasarı lehine oy vermemesidir, ki bu kez bu olasılığın da zayıf olduğunu belirtmek gerek. Gelelim işin daha vahim yönüne: Fransa’nın bu yasayı kabul etmesiyle birlikte çerçeve yasası gereğince, başka AB ülkelerinde de soykırım yok diyenlere dava açılabilir. Böyle bir yasanın her şeyden önce, 1915 olaylarının gerçek yüzünün, nedenlerinin ve boyutlarının aydınlatılmasına engel olduğunu söylemeye bilmem ki gerek var mı? Unutmayalım, olayların soykırım olmadığını ileri sürenler de, hiçbir şey olmadığı gibi bir saçmalığı ileri sürmüyorlar. Ama ne olduğunun anlaşılmasının tarihçilerden oluşan uluslararası bir heyetin, belgeler üzerinde yapacakları araştırmalarla açığa çıkarılması gerektiğini belirtiyorlar ve bunun için herkesin arşivlerini açması gerektiğini söylüyorlar. 1915 yılında ve öncesinde, Osmanlı İmparatorluğu toprakları üzerinde Türklerin, Ermenilerin ve Kürtlerin taraf oldukları olaylar yaşandığını kimse yadsımıyor. ??? Bugün aydınlatılması gereken husus, o tarihte tam olarak ne olduğu, neden olduğu, nasıl olduğudur. Bu girişim tarihi gerçeklerin ortaya çıkarılması açısından gereklidir. Yoksa sorun, Türkiye açısından hukuki olarak, Lozan ile çözülmüştür. Neyin soykırım olup, neyin olmadığı konusunun hukuki olarak tayini ise siyasetçilerin değil, uluslararası yargının işidir. Soykırım tanımının geriye işletilemeyeceği de aşikârdır. Ayrıca, İngiltere’nin bütün belgeler elinde, tanıklar sağ iken tutukladığı kimi kimseleri, Ermeni soykırımı iddiasıyla yargılamak üzere götürdüğü Malta’da, bunları suçlayacak yeteri belge ve kanıt bulunmadığından davadan neden vazgeçtiğini de soykırım iddiasında bulunanlar doyurucu gerekçelerle açıklamalıdırlar. Sarkozy’nin kendi Cumhurbaşkanlığı süresince, böyle bir kanunun çıkmayacağı konusunda güvence vermiş olmasına karşın oy kaygısıyla ön ayak olduğu tasarının yasalaşması, düşünce ve ifade özgürlüğüne aykırıdır. Ama işin bu yönü fiyakalı açıklamalarla gözden kaçırılmaktadır. Belki de Türkiye’nin uygulanması büyük sorunlar doğuracak böyle bir yasayı uygulamada zorlayacak politikalar geliştirmesi gerekebilecektir. ??? Ama sanıyorum, bir politikayı oluştururken, her şeyi yerli yerine oturtmak, olayları ve iddiaları birbirine karıştırmamak gerekmektedir. Ermeni olayları konusunda veya Fransa’nın Cezayir’de yaptıklarıyla ilgili olarak, Türk makamlarının Türk kamuoyuna yönelik açıklamalarının herhangi bir etkisi olamayacağı ortadadır. Türk’ün Türk’e propagandası yıllar yılı yapılmış, hiçbir sonuç vermemiş bir saçmalıktır. Bu iddiaları Fransız kamuoyu önünde dillendirmek üzere, o ülkenin medyasında yer bulabiliyor musunuz? Sanmıyorum, bu konuda bir açıklama için Le Grand Hotel’in daha önceden anlaşmaya varılmış salonunun tahsisinden son anda vazgeçilmiş olması, bu alandaki etkinliğimizin vızıltıdan öteye geçmediğini göstermektedir. Kaldı ki, Cezayir’de olmuş olanlar Fransa’da enine boyuna tartışılmakta, yazılıp çizilmektedir. Bunlardan Fransa kaçınmıyor ki, bunları anımsatmakla tezlerini çürütebilesiniz. Belki Legion d’Orient macerasının anımsatılmasıyla, Ermenilerle oynayan güçler arasına Fransa’nın da nasıl eklenebileceğini anımsatmak daha doğru olur. Türkiye’de Ermeni soykırımı olmuştur, diyenlerin takip edilmesi de Ankara’nın kendi ayağına sıktığı bir kurşundur. Her şeyden önce, yıllardır, uygulanan edilgen politika artık bırakılmalı ve bu alanda Türkiye tutarlı sürekli bir siyaset oluşturmalıdır. ‘Engizisyon geri döndü’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) 2012 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasası Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda 134 ret, 1 çekimser oya karşın 318 oyla kabul edilerek yasalaştı. Görüşmeler sırasında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da Fransız parlamentosunda oylanacak tasarıyla ilgili olarak “Bu anlayış Aydınlanma çağını açan Fransa’ya engizisyonun geri dönüşüdür” değerlendirmesini yaptı. TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin çok sakin geçmesi dikkat çekerken hükümet adına konuşan Arınç kullanılan üslup nedeniyle tüm milletvekillerine teşekkür etti. Arınç, “Karnemizde bütün 2012 İÇİN ÖNGÖRÜLEN GİDERLER 350 MİLYAR Yasaya göre, Türkiye’nin 2012 yılında bütçe giderleri 350 milyar 948 milyon, bütçe gelirleri 329 milyar 800 milyon, bütçe açığı 21 milyar 103 milyon, faiz dışı fazla da 29 milyar 146 milyon lira olacak. Memur ihtiyacını karşılayamayacak idare, kurum ve kuruluşlardan yükseköğretim kurumları için ek 5 bin, diğerleri için ek 29 bin atama izni verilebilecek. Öğretim elemanı ihtiyacını karşılayamayacak yüksek öğretim kurumları için ayrıca ek 9 bin atama izni verilebilecek. ren Başbakan Tayyip Erdoğan, ayakta alkışlarla karşılandı. Arınç, birlik beraberlik mesajları verirken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da alkışlar arasında salona girdi. Arınç, “Ne demokratik kurumların ne de yargının militanlaşmasına izin vereceğiz. Yeni bir anayasa yapacağız. Geçmişimizde karanlık olaylar yaşandı. Neredeyse her gün kabuk bağlamış yaralarımızdan biri ortaya çıkıyor. Yaraları saracağız” açıklamasını yaptı. Arınç Fransız parlamentosundaki tartışma yaratan düzenlemeyle ilgili olarak, “Fransa tarihi yargılamak derslerin karşısıda ‘pekiyi’ yazıyor. Üç dönemdir tek başımıza iktidar oluyorsak milletin duyduğu desteğin ifadesidir. Elbette ilanihaye böyle gitmeyecektir, yüzde 47’yi veren millet yüzde 7’yi de verir. Siyasetin doğası budur” dedi. Arınç konuşurken Genel Kurul salonuna gi istiyor. Bu anlayış Aydınlanma çağını açan Fransa’ya engizisyonun geri dönüşüdür. Tarihin saçma sapan bir kanunla karartılması akla zarar bir hezeyandır. Fransız parlamentosu hangi kararı verirse versin yeni engizisyonculara cevabımız Galile’nin cevabıyla aynıdır. Fransız parlamenterlere diyoruz ki; bayanlar, baylar dünya dönüyor” görüşünü dile getirdi. Arınç, MHP’li Mehmet Şandır’ın eleştirilerini yanıtlarken “Kürtlerin varlığı 1000 senedir bir gerçektir bunu inkâr edemezsiniz. İnkâr ederseniz 80 öncesine dönersiniz” deyince BDP sıralarından alkışlar yükseldi. Arınç, sözlerini “Kürtçe konuşmanın yasak olduğu günlerde faili meçhul cinayetler, ölüm listeleri yapılması bir kimliğin inkâr edilmesiyle ortaya çıkmış kötü sonuçlardır. BDP’lilerin söylediklerinin yüzde 99’una katılmayabilirim ama kimliklerine saygım var. Siyaseti sonuna kadar yapmalılar. Sayın Zana’nın 10 sene sonra gelip burada ant içmesi demokrasinin gücüdür. Irkçılığa karşıyız. Ama etnik kimliğin varlığını kabul edeceğiz. Bu lütfetme, bahşiş, ulufe değildir” dedi. Arınç, BDP’li Pervin Buldan’ın haksız eleştirilerde bulunduğunu ifade etti. Arınç, “Acınızı anlıyorum, eşinizi kaybettiniz hunharca. İnşallah gerçek failleri ortaya çıkacak, hesabı sorulacak. Oya Eronat da bu acıyı 18 yaşında çocuğu gözünün önünde öldürüldüğünde yaşadı. Biz Maraş, Sivas olaylarında, faili meçhul siyasi suikastlarda yokuz. Yıllar önceki olaylardan bizi sorumlu tutuyorsunuz” dedi. CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç elindeki feneri gösterirken Arınç “Sen o kirli fenerinle sokaklarda dolaş” diye tepki göstedi. Arınç, Dersim konusunda da “Dersim olayı bir faciadır. Ellerinde kesik başla poz veren askerler, gördüm o fotoğrafı. Başını kesen üvey kardeşi, parayı almış askerden kelleyi eline vermiş. Para karşılığı başını kesen kardeşinin de alçaklığı vardır. Öldürülenlerden bahsettiniz sizin tabirinizle ‘gerilla’ diyorsunuz. Konuşmanızda gerilla var, terörist yok” dedi. Kamer Genç “Niye Kubilay’ı anmıyorsun” diye laf atınca, Arınç “Sen Dersimli olarak bu konuları ağzına almadın, hiç bahsetmedin” karşılığını verdi. Sataşma gerekçesiyle söz alan Kamer Genç, “Burada araştırma önergesi vardı. Reddeden sizsiniz. Arınç vaaz veriyor, doğruları söylemiyor” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Arınç’ın konuşmasına tepki gösterdi. Bahçeli, şunları kaydetti: “Görüşme sırasında BDP’den ve AKP sıralarından toplanan alkışlarla, Türkiye bir yere doğru, şuurlu şekilde sürükleniyor. Bir rol paylaşımı sezintim var. Eğer Başbakan Yardımcısı’nın bu konuşmaları hükümetin görüşü ile bağdaşıyorsa, hükümetin yapacağı bir tek şey var; KCK operasyonlarını durduracak, PKK ile terörle mücadele eylemlerini durdurup BDP, PKK ne diyorsa, Arınç aracılığıyla onu yerine getirmesi lazım.” ‘Kürtler’i inkar edemezsin’ ÇORUM’DA YOLSUZLUK İDDİASI ? İçişleri Bakanlığı müfettişleri, ‘Çorum Belediye Başkanı Külcü benden rüşvet istedi’ diyerek elindeki belgelerle savcılığa suç duyurusunda bulunan müteahhit Halil İbrahim Çalış’ı dinledi. SEYFETTİN METE ÇORUM Müteahhit Halil İbrahim Çalış’ın AKP’li Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü hakkında “Benden rüşvet istediler” itirafı ve olayın ses kayıtlarıyla yaptığı suç duyurusu üzerine cumhuriyet savcılığı tarafından başlatılan rüşvet incelemesi sürüyor. Belediyede önceki gün çalışmalarına başlayan İçişleri Bakanlığı müfettişleri de Çalış’ı dinledi. AKP’li Çorum Belediye Başkanı Muzaffer Külcü hakkında, beton santralı firmasına ortak olduğu, müteahhitlere işlerini bu firmaya yaptırmaları yönünde baskılar yapıldığı iddiaları üzerine başlatılan yolsuzluk soruşturması ve müteahhit Halil İbrahim Çalış’ın “Benden rüşvet istediler” itirafıyla birlikte ses kayıtları ve belediyeye ödendiği iddia edilen rüşvetin dekontlarıyla yaptığı suç duyurusu üzerine cumhuriyet savcılığı tarafından başlatılan rüşvet incelemesi sürüyor. Ayyuka çıkan rüşvet iddialarıyla ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişleri Çorum’a giderek önceki gün AKP’li Çorum Belediyesi’nde incelemelerine başladı. Müfettişler dün de müteahhit Halil İbrahim Çalış’ı dinledi. Çalış, savcılığa sunduğu belge ve bilgilerin aynısını müfettişlere de anlattığını belirtti. KP neden susuyor? Yolsuzluk iddiaları üzerine bir açıklama yapan MHP İl Başkanı Ercan Daşdan, Çorum Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddiaları karşısında AKP Çorum milletvekillerinin sessiz kalmasını eleştirdi. Daşdan, “Bu suskunluğun sebebi nedir? Olayların gerçek olduğunu bildikleri için mi suskun kalmayı tercih ediyorlar?” ifadesini kullandı. A Baykal’dan Haberal ricası Başbakan Tayyip Erdoğan dün eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile eşi Olcay Baykal’ı Başbakanlık resmi konutunda kabul etti. 45 dakika süren görüşmede Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan da yer aldı. Baykal, “geçmiş olsun” dileklerini iletirken tutuklu milletvekili Mehmet Haberal’la ilgili de bir ricada bulundu. Edinilen bilgiye göre Baykal, “Haberal babasını cezaevindeyken kaybetti, cenazesine gidemedi. Şimdi annesi de çok ağır hasta. Annesini ziyaret etmesinin sağlanması çok iyi olur” dedi. Başbakan Erdoğan da, “Adalet Bakanı’yla görüşürüm, çok büyük bir engel yoksa gereken yapılır” karşılığını verdi. ErdoğanBaykal görüşmesinde Fransa’da Ermeni soykırımını inkâr edenleri cezalandırmayı öngören düzenlemenin de gündeme geldiği öğrenildi. Baykal’ın “Bu aşamada yapacak fazla bir şey yok. Önümüzde senato aşaması var, orada ne yapılacağına bakmak gerek” dediği öğrenildi. Baykal’ın görüşmeden sonra yakın çevresine “Başbakan, Sarkozy’e çok kızgın” dediği öğrenildi. Erdoğan’ı bugün de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a “geçmiş olsun” ziyaretinde bulunacak. Asteğmen Kubilay ile bekçiler Hasan ve Şevki, 81 yıl önce katledilmişlerdi Devrim şehitleri anılıyor İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) Devrim şehidi Mustafa Fehmi Kubilay, gericiler tarafından katledilişinin 81. yıldönümünde anılıyor. Yarın gerçekleştirilecek törenlere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katılacak. Asteğmen Kubilay ile bekçiler Hasan ve Şevki, 81 yıl önceki “gerici kalkışmada” katledilmişlerdi. Devrim şehitleri için yarın gerçekleştirilecek anma etkinlikleri kapsamında gar önünde toplanılacak. Buradan anıtın bulunduğu Yıldıztepe’ye doğru “Kubilay’ı Anma Demokrasi ve Laiklik Yürüyüşü” gerçekleştirilecek. Buradaki resmi törenler saat 10.30’da başlayacak. Menemen Atatürkçü Düşünce Derneği de “Yargısiyasettarikat üçgeninde Türkiye” başlıklı panel düzenleyecek. Menemen Belediyesi Kültür Merkezi’nde, 12.30’da başlayacak panelde ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan ile CHP Sözcüsü Birgül Ayman Güler konuşmacı olarak yer alacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Cumhuriyet Şehitleri Ulusal Koşusu” da saat 08.15’de Menemen Tarımsal Araştırma Enstitüsü önünden başlayacak. Fotoğraf: AA KAYHAN ÖZER Müfettişler rüşveti soruşturuyor Bahçeli’den tepki Sincan’a Erbakan caddesi ANKARA (AA) Başkentte bir caddeye, eski başbakanlardan Necmettin Erbakan’ın ismi veriliyor. Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin son toplantısında, Sincan ilçesi ile Emimesgut ilçesi sınırlarındaki 16. caddenin adının “Prof. Dr. Necmettin Erbakan Caddesi” olarak değiştirilmesi karara bağlandı. Kanadoğlu: Gül’ün görev süresi 5 yıl ANTALYA (AA) Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün görev süresiyle ilgili, “Eğer ‘7 yıldır’ biçiminde, sadece bir yasayla Meclis’te halledileceği ileri sürülecekse bu bir yetki gasbıdır, anayasa ihlalidir. Böyle bir yola gidilmemesini tavsiye ederim” dedi. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “Yeni Anayasa ve Gerçekler” konulu panelde konuşan Kanadoğlu, Cumhurbaşkanı Gül’ün görev süresinin 5 yıl mı yoksa 7 yıl mı olması gerektiği sorusunun cevabının, mevcut anayasanın 6. maddesinde yattığını söyledi. Kanadoğlu, “Anayasanın 6. maddesi, net bir şekilde hiçbir kişinin ve organın, kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamayacağına amirdir. O halde ‘5 mi, 7 mi’ sorusunun cevabı da bu 6. maddede yazılıdır” ifadesini kullandı. Kanadoğlu, anayasa değişikliğine bir geçici madde konulmadığı için de Gül’ün görev süresinin 5 yıl olması gerektiğini savundu. Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Başbakan Erdoğan ve AKP’ye sert eleştiriler yöneltti ‘İşi bitince çöpe atacaklar’ ? Erdoğan’ın zaman zaman İsrail’le ağız kavgası yaptığına dikkat çeken Şener, “Yaptığı her iş İsrail’in işine yarıyor. İcraatlar hep İsrail’in menfaatine” dedi. Şener, Türkiye’nin Suriye’yi karıştıran ülke konumuna geldiğini ifade etti. Haber Merkezi Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, sert eleştiriler yönelttiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) eşbaşkanı değil taşeronu olduğunu ve işi bitincede çöpe atılacağını” iddia etti. Şener, internet haber portalı “Gazete A24” sitesine verdiği röportajda AKP hükümetinin politikalarını yerden yere vurdu. Başbakan Erdoğan’ın “Ben Büyük Ortadoğu Projesi’nin eşbaşkanıyım” dediğini hatırlatan Şener, “Büyük Ortadoğu Projesi ne olacak diye hepimiz merak ediyorduk. Şim Dönüşümün ilk ayağı Türkiye Şener, Erdoğan bölgede tek adam mı olmaya çalışıyor sorusuna, “Görevini yapıyor. Ne tek adam olacakmış… C MY B C MY B di öğreniyoruz… Baktık ki Kuzey Afrika’dan uzanıp giden bir değişim rüzgârı… Nasıl bir değişim bu biliyor musun? Başbakan arada bir İsrail ile ağız kavgası yapıyor ya… Ama yaptığı her iş de İsrail’in işine yarıyor. Ağzı ile kavga ediyor ama icraatlar hep İsrail’in menfaatine… Onun için, Başbakan’ın laflarına değil, icraatlarına bakmamız lazım” dedi. Oradan bir kahraman çıkmaz. Görev bittiği zaman atarlar insanı çöpe… Kahraman olamayacağı bir yerde, taşeronluk üstleniyor. Onun ‘eşbaşkanlık’ dediğine ben ‘taşeronluk’ diyorum. Nedir bu değişim rüzgârları? Küresel güçlerin çıkarları ile özellikle de İsrail ile uyumlu politika, uygulamayan ülkelerin yönetimleri tasviye oluyor. Birincisi bu. Libya, Suriye ve İran’a sıçramayı düşünüyorlar. İkincisi, küresel güçlerin politikalarına ve özellikle de İsrail’in politikalarına uyumlu politika uygulayan yönetimler de, halka yabancılaşmış olmaları, diktatörvari yönetimleri nedeniyle, önümüzdeki yeni süreçleri yönetebilecek yetenekleri ve güçleri olmadığından, değiştiriliyor...” dedi. Şener, Türkiye’nin Suriye’yi karıştıran ülke konumuna geldiğini belirtti. Türkiye’nin küresel politikalardaki dönüşümün ilk ayağı olduğunu belirten Şener, “AKP bunun sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye’de, bu mevcut iktidar yapısı nedeniyle İslami duyarlılık yok edilmiştir” dedi. Şener, basının korkudan Erdoğan’ın WikiLeaks belgelerinde yer alan İsviçre’deki hesaplarının üzerine gitmediğini savundu.