19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 ARALIK 2011 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA [email protected] KÜLTÜR 17 Mimarlar Odası, Cumhuriyet mimarlığımızın emektar sesini ve belleğini anıyor Zeki Sayar ve ‘Arkitekt’i ‘Bugün olsa Hayyam Silivri’deydi’ Fazıl Say’ın ‘Hayyam’ konçertosunun ilkçalınışında solist Sabine Meyer’di EGEMEN BERKÖZ Şehitliği’ndeki mezarlığı da Sayar’ın imzasını taşıyor. Fazıl Say Pupa Yelken... “Ömer Hayyam’ın öyle dörtlükleri var ki, bugün yazmış olsa doğru Silivri’ye giderdi!” Fazıl Say’ın ağzından bu cümle çıktı ve o an tıka basa dolu Lütfi Kırdar Salonu’ndan büyük bir alkış ve kahkaha koptu! (Öyledir, güleriz ağlanacak halimize!) Gürer Aykal yönetiminde Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın “İki Yıldız, Bir Prömiyer” başlıklı konserindeydik. Önceki akşamdı. Bu başlığı biraz açalım: İki yıldızdan biri Fazıl Say’dı, diğeri klarneti dünyaya sevdiren Sabine Meyer’di... “Prömiyer” ise Fazıl Say’ın yeni bestesi Klarnet Konçertosu “Hayyam”ın, Türkiye’de ilk kez çalınıyor olmasıydı. (Eserin dünya prömiyeri geçen temmuz Almanya’da Schleswig Holstein Festivali’ndeydi.) asarlamak, örgütlemek, belgelemek’ Sayar ve yaşamı, Mimarlar Odası’nın mimarlık kültürümüze katkıda bulunmuş mimarlar için sürdürdüğü anma programında ele alınıyor. 910 Aralık’ta İstanbul’da yapılan sempozyumla birlikte Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nin Karaköy galerisinde açılan “Zeki Sayar ve Arkitekt” sergisinin adı “Tasarlamak; Örgütlemek; Belgelemek.” Zafer Akay, Afife Batur, Derin İnan, Bülend Tuna ile Ali ve Müge Cengizkan’dan oluşan komite tarafından düzenlenen sempozyum 20’ye yakın konuşmacıyla gerçekleşti. İlk oturum “Zeki Sayar ve Arkitekt: Ayrılmaz İkili ve Dönemin Düşün Dünyası”; 2’nci, “Yaşamı, Yapıtları, Arkadaşları”; 3’üncü, “Bir Örgütlenme Olarak Arkitekt”; 4’üncü “Zeki Sayar Dönemi Mimarlığı ve Arkitekt’in Katkısı”; 5’inci “Zeki Sayar ve Arkitekt’te Temalar” üzerineydi… 6’ncı oturum ise “Bir Dergi Yapmak” başlığını taşıyor; günümüzün en iyi mimarlık dergisinin sayfalarında yer alabilecek özgün katkılara yer veriliyordu. Yürütücülüğünü Müge Cengizkan ile Derin İnan’ın üstlendikleri anma programı kapsamında Mimar/Arkitekt dergisinin tümü sayısal ortama aktarıldı; Zeki Sayar Bibliyografyası ve YapıProje Listesi derlendi; Zeki Sayar’ın başyazıları, eleştiri yazıları ve derginin mimarları ile temaları detaylandırıldı… Mimar Abidin Mortaş’ın Sayar’a mektupları Osmanlıcadan Türkçeye çevrildi. Kızı Eren’den sağlanan ‘dergi’nin özgün kopyaları ile fotoğraf malzemeleri, Sayar’ın çalışma masası ve sandalyesi ile kendi tasarladığı mobilyalar da tasarımını Selda Bancı’nın gerçekleştirdiği sergiye kazandırıldı. Çalışmanın güncel fotoğrafları ise Yücel Tunca ile Eren Aytuğ’a ait... Cumhuriyete ve mesleğine sevdalı bir mimarın efsanevi yaşam serüvenini paylaşmak istiyorsanız, sergi 30 Aralık’a dek açık… (Not: Yaşamı, yapıları ve yazılı eserlerine ilişkin ayrıntılı bilgiye “www.mo.org.tr/anmaprogrami” adresinden ulaşılabilir.) ‘T Önceki akşam Lütfi Kırdar Konser Salonu’nda çok özel iki saat yaşadık. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın (BİFO) 2011’deki bu son konserini özel yapansa Fazıl Say’ın hem besteci hem de piyanist olarak sahnede yer almasıydı. Dahası, onursal şefleri Gürel Aykal yönetimindeki Borusan Filarmoni Weber’in “Freischütz Uvertürü”nü seslendirdikten sonra Fazıl Say’ın “Klarinet Konçertosu”nun Türkiye ilkçalınışını gerçekleştirecek olan Sabine Meyer’i beklerken Aykal, Say’la birlikte birer iskemle çekip sahnenin önüne oturdu. Gürer sordu, Say yanıtladı. Peki, neler anlattı Say? Çocukluğundan beri onu etkileyen, tanıdığı ilk büyük şair olan Hayyam’ı klarinet aracılığıyla anlatmak istediğini, Hayyam’ın başkaldıran, dünya ve insanları, dini, cennet cehennemi, sistemleri sorgulayan bir filozof, şair, astronom ve matematikçi olduğunu söyledi. Say’ın “Bazı rubailerini bugün biri yazsa Silivri’yi boylardı” sözü ise salonu acı acı güldürdü. Say, üçüncü bölümün Hayyam’ın erdemli yaşlılığını, ikinci bölümde eşiyle tanışmasını, şarap ve rubailerini, ilk bölümde ise önce çayırlarda koşup oynayan çocuk, ardından da baskıyla tanışan genç Hayyam’ı yansıttığını anlattı. Bu söyleşiden Haziran 2012’de BİFO’nun Say’ın “Mezopotamya” adlı 2. Senfoni’sini, Aralık 2012’de ise 2. BİFO Fazıl Say Festivali’nin yapılacağını ve bu kapsamda “Uzay” adlı 3. Senfoni’nin çalınacağını da öğrenmiş olduk. Söyleşinin ardından, dünyanın en iyi klarinet sanatçılarından Meyer, BİFO eşliğinde Hayyam Klarinet Konçertosu’nu yorumladı. Hayyam’ın sesi olan Meyer’in klarinetinin karşısında Hayyam’ın sevdiği kadının sesi ise İzmir Devlet Senfoni’den konuk gelen Julya Krepak’ın çellosuydu. imdikiler tanırlar mı bilmem ama yaşayan en kıdemli CHP’liler “Zeki Sayar” ismini eminim ki saygıyla anımsayacaklar... Çünkü “tek parti” döneminin yönetimi, tüm Halkevlerini, hatta il başkanlıklarını bir “mimarlık dergisi ”ne abone yapmıştı. 1905’te İstanbulYeniköy’de doğan, İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi mezunu genç mimar Zeki Sayar’ın 1931’den itibaren yarım yüzyıl yayımladığı “Arkitekt” dergisine... Nitekim Cumhuriyetin kültürel ilkesini oluşturan “kimlikli çağdaşlığın”, dönemin hemen tüm kamu binalarından özel apartmanlarına gözlenmesi, mimariye gösterilen bu 1 Zeki Sayar bir ömür “resmi” özenin ürünüdür. adadığı Arkitekt Zeki Sayar yapı tasarlamakla yekoleksiyonuyla... tinmemişti... mimarlık yayıncılığımıza, mimarlığın önemsenmesine 2 Mimarlar Odası’nın Zeki Sayar’ı anma programı afişi ve örgütlenmesine de önderlik ede3 Arkitekt dergisi.. rek Cumhuriyet mimarlığımızın 4 Arkitekt dergisinde 1937’de yayımlanan emektarı, sesi ve belleği olmuştu. Zeki Sayar tasarımı bir Suadiye villası. 1927’de Ankara’da Türk Mimarlar Cemiyeti; İstanbul’da da Güzel Sanatlar Birliği’nin Mimari şubesi kurulmuş; karak ‘Arkitekt’i seçtik.” (Arredamento, 1928’de mezun olan Sayar, bu örgütlenme Mart 1990) de hemen etkin yer almıştı. Derginin amacı için de şunları söylemişti: İlk önce “Mimar” adıyla yayımlamaya baş “Amacımız Türk mimarlığını tanıtmak, esladığında, Fransızların ünlü mimarlık dergi ki saygınlığını kazandırarak ülkenin misi “L’Architecture d’Aujourd’hui” henüz marlık mukadderatına sahip çıkmasını 1 yaşındaydı. İstanbul’da, Bahariye Cadde sağlamaktı.” (Arkitekt, 1980/4) si’nde kendi tasarladığı ve yaşadığı Ak Sayar, Mimarlar Odası’nın kuruluşundaki Apartmanı’ndaki dairesinde 14 Ocak 2001’de katkısı için de özetle demişti ki: “Fransız vefat ettiğinde ise Arkitekt’in (mimar) biri ‘Architecte’ dergisinde Fransız Mimarlar kimleriyle mimarlığın etik, sanatsal ve top Odası’nın bir ilanı vardı. Biz sadece Ticaret lumsal yükümlülüklerini kuşaktan kuşağa Odası olur sanıyorduk… Dergiye mektup meslektaşlarına miras olarak bıraktı. yazdım, Fransız Mimarlar Odası’nın kanununu getirttim. Türkçeye çevirdik; biimar’dan ‘Arkitekt’e ze uygun bir kanun taslağı hazırladık.” (ArEmektar mimarımız, dergisinin adının na redamento, Mart 1990) sıl değiştiğini özetle şöyle anlatmıştı: “1932’de Zeki Sayar, mimarlık yaşamında birçok dil devrimi yapılınca Matbuat Umum kentimizde çok sayıda tasarıma da imza atMüdürlüğü’nden şöyle bir yazı geldi: tı; hem kamu binalarını hem de özel yapıla‘Derginizin ismini değiştirin çünkü Mimar rı projelendirdi. Cumhuriyet gazetesinin kuArapçadır.’ Biz de yabancı örneklere ba rucusu Yunus Nadi ve ailesinin Edirnekapı Ş “Hayyam”ın çalınışından önce şef Gürer Aykal ile Fazıl Say sahnede sohbet ettiler. İnsanın içini ısıtan bir sohbet. Fazıl Say, Ömer Hayyam’ın dizeleriyle çocukluktan başlayan aşinalığını, Hayyam’ın din dahil her tür baskıya başkaldırışını; eseri bestelerken izlediği yolu anlattı. İşte “Ömer Hayyam’ın öyle dörtlükleri var ki, bugün yazmış olsa doğru Silivri’ye giderdi!” sözü o araya girdi… Gürer Aykal, daha önce her fırsatta Fazıl Say’ın besteciliğini yüceltmiş, klarnet konçertosunu “doruk” olarak nitelemiş bir Maestro!. “Biz genellikle hayatta olmayan bestecilerin eserlerini seslendiriyoruz, bu kez sahnede yaşayan bir besteciyle olmak harika” deyişi; sohbet sırasında Fazıl’a dönüp “Demek artık size Türkiye’den de sipariş var” demesi gülüşmelere neden olacaktı. Öyle ya, bugüne dek hep yabancı ülkeler Fazıl Say’a beste ısmarlayıp duruyordu, neyse İKSV açığı kapatmak için bir adım attı. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın Fazıl Say’a siparişi “Mezopotamya Senfonisi”, 2012 Müzik Festivali’nin açılışını yapacak… Sohbet sonunda bir de müjde verdi iki sanatçı: Fazıl Say 3. Senfonisi’ni besteliyor: Salzburg siparişi: “Uzay”… Türkiye’de seneye aralıkta dinleyeceğiz… Arada bir de ney konçertosu var! Bunları sıralamak bile baş döndürücü. Bu nasıl bir enerji, ne müthiş bir yaratıcılıktır! Nasıl bir üretkenlik, verimliliktir! Müzik eleştirmenimiz Evin İlyasoğlu nasılsa konseri yorumlayacaktır, ben önceki akşam yakalandığım duygu fırtınasını paylaşmakla yetineceğim. Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, kendini her daim aşan bir orkestra, Şef Gürer Aykal insanın ruhunu okşayan bir şef. Sebine Mayer ise dünyada klarnetin tartışmasız bir numaralı ismi. Fazıl Say eserini zaten ona ithaf etmiş. Hayyam’ı klarnet “dillendiriyor.” Önce çocukluk, klarnetle müthiş bir afacanlık, oyun tutkusu, neşe, çayırlarda arkadaşlarıyla (obua, flüt ) oyunlar… 11. yüzyıl Iran’ı… Sonra Aşk… Karısını viyolonsel seslendiriyor. İkisinin yüreklere işleyen “diyaloğu”; kâh sevişme, kâh çatışma… baskıcı rejimle çatışması, felsefesi… Ve son bölüm: Hayyam’ın son yılları, ölümü ve sonsuzluğu… Hele o son bölümde hüzünle sevincin bütünlüğü insanın içine işliyor… Şimdiyi ve sonsuzluğu aynı anda yaşıyordum. Hem gülümsüyor hem de gözyaşlarımı tutamıyordum… Klarnet Konçertosu sona erdiğinde alkışlar bitmek bilmedi. Sonra, sonra gökyüzü yarıldı, şimşekler çaktı, volkanlar patladı, yer yerinden oynadı! Yerimizde duramaz olduk! Nicedir böyle bir fırtınaya tutulmuşluğumuz yoktu! Kâh çıldırdık; kâh en durgun suların en büyük sessizliğinde bir kelebek kanadına tutunduk. Yeryüzünün tüm halk ezgileri sahnenin aynasındaydı. Çaykovski’nin o çok ünlü 1. Piyano Konçertosu’nun böyle de yorumlanabileceğine ilk kez tanık oluyordum. Yeryüzünün tüm duyguları, piyanonun başındaki o çocuğun ellerindeydi, yüzündeydi, dudaklarındaydı, kalbindeydi, kendi içsesindeydi. İyi ki böyle bir bestecimiz, böyle bir orkestramız, böyle bir yıldızımız var! Konser arası sohbet Müzikle kanatlanmak ‘M YAŞAR KEMAL’E MSGSÜ’DEN ONURSAL DOKTORA ‘VAN’I TERK ETMİYORUZ’ KONSERİ ‘Türkiye’ye her gün deprem’ Kültür Servisi Kardeş Türküler, Grup Yorum ve Gevende, Van’a konteynır sağlamak için bir araya gelecekleri konser ile ilgili dün bir basın toplantısı düzenledi. “Van’ı Terk Etmiyoruz” konseri, 25 Aralık’ta saat 18.00’de Bostancı Gösteri Merkezi’nde gerçekleşecek. Kardeş Türküler’den Fehmiye Çelik söze önceki gün gazetecilere yönelik yapılan operasyonlar ve dün gerçekleşen grevle başlayarak “Van depremini konuşmak üzere buraya geldik, ama Türkiye’ye her gün deprem. Pek çok eğitimci, sağlık çalışanı çalışma koşullarının düzeltilmesi adına greve gidiyor, basın mensupları gözaltına alınıyor. Haklı olarak mücadelelerine destek vermemiz gereken o kadar çok şey oluyor ki Türkiye’de! Biz aslında bütün bu mağdur arkadaşların da yanındayız” dedi. Gevende grubundan Gökçe Gürçay ise günden güne depremle ilgili haberlerin azaldığını ancak trajedinin büyüklüğünün hâlâ hissedildiğini belirtip “Van’daki barınma ihtiyacının yanında sosyal ihtiyaçlar da var” diyerek müzik öğretmenleri, yaratıcı drama, tiyatro, dans, beden eğitimi öğretmenlerine de çağrıda bulundu. İbrahim Gökçek ise Grup Yorum olarak Van’da bir hafta kaldıklarını belirterek depremden bu yana bir devlet gerçeğinin ortaya çıktığını söyledi: “Devlet yok, Vanlılar ve bu ülkenin dört bir yanından dayanışmayla hareket eden insanların emeği var. Bu konserin de bu dayanışmaya, ayrım yapmadan hizmet edeceğine inanıyoruz.” 25 TL’ye satılan biletler, Biletix, Bostancı Gösteri Merkezi ve Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu’ndan temin edilebilir. (0212 251 19 21 251 19 43, http://www.vaniterketmiyoruz.org/ ) Yönetmen Yoşimitsu Morita öldü ? TOKYO (AA) Japonya’daki kuralcı yaşam tarzını yansıttığı filmleriyle tanınan ünlü yönetmen Yoşimitsu Morita (61) yaşamını yitirdi. 30 yıllık sinema kariyeri boyunca filmleriyle pek çok uluslararası festivale katılan ve ödüller alan Morita’nın filmleri, Berlin ve Montreal gibi önde gelen film festivallerinde gösterilmişti. ‘Yaşar Kemal: Bir Ada’ Kültür Servisi Geçen hafta Fransa tarafından “Grand Officier dans L’ordre national de la Legion d’Honneur” üst düzey Fransız nişanı ile onurlandırılan usta yazar Yaşar Kemal’e, yarın da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nce (MSGSÜ) onursal doktora unvanı verilecek. “Yaşar Kemal Onursal Doktora Töreni”, yarın saat 15.00’te Sedat Hakkı Eldem Oditoryumu’nda “Yaşar Kemal: Bir Ada” başlığı altında gerçekleştirilecek. MSGSÜ rektörü Prof. Yalçın Karayağız’ın konuşmasının ardından, Osman Okkan’ın yönettiği “Yaşar Kemal Şiirsellik ve Politika Arasında” adlı belgesel gösterimiyle başlayacak törene, Doğan Hızlan, Tarık Günersel ve Zeki Coşkun konuşmacı olarak katılacak. Şef Gürer Aykal yönetimindeki MSGSÜ Devlet Konservatuvarı Orkestrası’nın dinletisiyle sona erecek törenin ardından, küratörlüğünü Sadık Karamustafa’nın yaptığı “Yaşar Kemal’de Işık, Renk, Koku, Doku” sergisinin açılışı gerçekleştirilecek. Yapı Kredi Kültür Sanat ve Yayıncılık tarafından düzenlenen sergi, Güneş Karabuda’nın 55 yıla yayılan fotoğrafları, Yaşar Kemal’in eserlerinden seçilen doğa betimlemeleri ile kısa bir video çalışmasından oluşuyor. Konsepti Sadık Karamustafa tarafından geliştirilen videoda Yaşar Kemal, “Deniz Küstü” romanından “Şu Menekşe’de bir adacığım olsaydı...” cümlesiyle başlayan bir bölüm okuyor. T.M.M.O.B. HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ GENEL KURUL DUYURUSU TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’nin 13. Olağan Genel Kurulu, çoğunluğun sağlanması durumunda 0708 Ocak 2012 tarihlerinde; çoğunluğun sağlanamaması durumunda ise, çoğunluk aranmaksızın 2122 Ocak 2012 tarihlerinde aşağıda belirtilen yer ve gündemle yapılacaktır. Genel Kurul’a üyelerimizin Oda kimlik belgeleri ile gelmelerini rica ederiz. YÖNETİM KURULU GÜNDEM I. GÜN 1 Saygı Duruşu 2 Başkanlık Divanı Seçimi 3 Yönetim Kurulu Raporunun Görüşülmesi 4 Yeni Yönetim Kurulu’na ve Oda Genel Kurulu’na Götürülmesi İstenen Dilek ve Önerilerin Sunulması 5 Organlara Seçilecek Aday Adaylarının Belirlenmesi 6 Oda Genel Kurulu Delegelerinin Belirlenmesi II. GÜN 1 Seçimler 2 Kapanış TARİH Çoğunluğun Sağlandığı Durumda: 0708 Ocak 2012 Saat: 10.0017.00 Çoğunluk Koşulu Aranmaksızın: 21 Ocak 2012 Saat: 13.0017.30 22 Ocak 2012 Saat: 09.0017.00 YER HKMO İzmir Şubesi Fevzipaşa Bulvarı 1364 Sk. No:1/2 Çankaya/İZMİR Tepekule Kongre Sergi ve İş Merkezi İzmir Salonu Anadolu Cad. No: 40 Bayraklı/İZMİR HKMO İzmir Şubesi Fevzipaşa Bulvarı 1364 Sk. No:1/2 Çankaya/İZMİR C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle