19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 3 ‘Bilirkişi taraflı’ İzmir Karabağlar ilçesinde bulunan karakolda polisler tarafından dövülmesiyle ilgili görüntüleri büyük yankı uyandıran Fevziye Cengiz, açığa alınan polis memurlarıyla ilgili yürütülen idari soruşturma kapsamında İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ifade verdi. Cengiz’in olaydan sonra kendi cep telefonundan çektiği, yüzündeki izleri gösteren fotoğraflar da dava dosyalarında yer aldı. Fotoğraflarda, Adli Tıp uzmanının, basit ekimoz dediğinin aksine Cengiz’in sağ yanağındaki derin izler dikkat çekti. Polis memurlarının yargılanacağı davaya atanan bilirkişilerin de yanlı rapor tutarak soruşturmayı etkilediği ileri sürüldü. Soruşturma evrakındaki bilirkişi raporlarında, polisin kadını dövmesinden çok, kadının gösterdiği mukavemet yorumlarının yer aldığı ortaya çıktı. Türkiye’de çok üstün zekâlı 627 bin 480 kişi, yeteneklerine uygun eğitim alamıyor Dâhilere eğitim yok FİGEN ATALAY Bacaklarını kırdı, yanına bisküvi bırakıp terk etti TEKİRDAĞ (AA) Tekirdağ’ın Malkara ilçesinde alkollü olduğu belirtilen kişinin, balta sapıyla bacaklarını kırdığı eşi, 10 gün sonra perişan halde bulundu. Malkara’nın bir köyünde yaşayan ve eve alkollü geldiği belirtilen M.E.K, (60), eşi Y.K. ile tartıştı. Tartışma sonucunda, M.E.K, eline geçirdiği balta sapı ile eşini darpetti. İki ayağında kırıklar, vücudunda ise morluklar oluşan kadın, bir süre sonra eve gelen kızı A.İ. tarafından hastaneye kaldırıldı. Eve gittiğinde annesinin çok kötü durumda olduğunu anlatan A.İ, “Eve gittiğimizde annem yerde yatıyordu. Yanında iki paket bisküvi koymuş babam. Yanında su dahi yoktu. Annemi bulduğumuzda perişan bir haldeydi. Babam iki bacağının kırık olduğunun farkındaymış ki yanına leğen koyarak tuvalet ihtiyacını gidermesini istemiş. Annemi bile bile yaklaşık 10 gün boyunca o şekilde bırakmış” dedi. M.E.K. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. üfusumuzun yüzde 95’i normal zekâya sahip, yüzde 3’ü normalin altı, yüzde 2’si ise çok üstün zekâlı kişilerden oluşuyor. Türkiye’de üstün yetenekli çocuklar ve gençlerin eğitimleri için bir şeyler yapılıyor, ama kesinlikle yeterli değil. Dâhi düzeyindeki binlerce çocuk ve gencin heba edilmemesi için kendilerine uygun eğitim almaları, bu alanda eğitimci ve destek verecek personelin yetiştirilmesi gerekiyor. Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nce düzenlenen Beyin ve Öğrenme Sürecinde Okul Öncesi Eğitimi Sempozyumu Sonuç Bildirgesi’nde, üstün yeteneklilerin beyin işlevselliğini de ölçen çağdaş tekniklerle tanılanması; bu grup için geliştirilmiş bir model uyarınca eğitilmesi; bu grupla çalışacak eğitimci ve destek personelin yetiştirilmesi ve bütün bunların sürdürülebilirlik kazanmasını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılmasının önemine dikkat çekildi. Sempozyumda, “Üstün Yetenek Nedir, Ne Değildir” başlıklı bir sunum yapan Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi, Nöropsikoloji ve Nöropsikoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Sirel Karakaş, üstün yetenekli çocukların beyinlerini farklı kullandıklarını söyledi. Üstün yeteneğin çok yönlü, bilimsel ve çağdaş etkinliklerle ölçülmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Karataş, ülkemizde üstün yetenekli çocuklar için uygulanan eğitim modellerinin yeterli olmadığını vurguladı. Prof. Dr. Sirel Karataş, “Ayrı eğitim ayrıcalıktır deniliyor. Bunlar zaten ayrıcalıklı çocuklar. Üstün yetenek sadece bu bireylere bahşedilmiş. Ülkemizde çok üstün zekâlı 627 bin 480 kişi var. Bunlardan eğitim çağında olanları ülkeye kazandırmalıyız” dedi. N Zekâ neyi içerir? Çözüm bilinmeyince doğaçlama yapabilme yeteneğidir. Kaliteli bir sonuca bağlanan hayal kurma yeteneğidir. Akıl, yaşamın sunduğu seçenekler arasında en doğru olanı bulabilme yeteneği, zekâ ise yaratıcı akıldır. Doğru tahminlerde bulunmaktır. Çok aşamalı planlar yapabilme yeteneğidir. Zaman ekseni üzerinde düşünce ve hareketlerin daha rafine hale getirilmesidir. Zekâ düşüncede çeşitliliktir, esnekliktir. Zekâ hızdır. Zekâ bütün bunların toplamıdır. Cesur ve çekici Kişiyle ilgili olanlar Yeterlik duygusu, cesaret, karakter, sezgi, karizma, başarma gereksinimi, ego gücü, çekici olma. Çevreyle ilgili olanlar Sosyoekonomik statü, ebeveynin sorumluluk duygusu, ebeveynin kişiliği, ebeveynin eğitimi, ilgilerinin uyarılması, şans faktörleri. Eğitim yeterli değil Meralarda golf dersleri CUMHUR ÖNDER ARSLAN Türkiye Golf Federasyonu’nun hayata geçirdiği projeyle Ardahanlı çocuklar ‘zengin sporu’ olarak bilinen golfle tanışıp dış dünyaya açıldı. Şehirlerindeki meralarda bu sporu yapan Ardahanlı çocukların azmini Alman Deutche Welle televizyonu belgesele çekti. Golf Federasyonu’nun pilot illerde seçilen okullarda başlattığı çalışma kapsamında Ardahanlı çocukların gelişiminde antrenör Tarkan İli’nin katkısı çok büyük. Her gün meralarda antrenman yapan ve Yıldızlar Ligi’nde şampiyonluklar kazanan çocuklar arasında en şanslısı ise 18 yaşındaki Doğan Can Atıcı.. Cumhurbaşkanlığı’ndan eğitim bursu alan Atıcı, golfle yeni bir yaşamın kapısını araladı. Golf Federasyonu Başkanı Ahmet Ağaoğlu, bu proje için bizzat Ardahan’a giderek ailelerle konuşup çocuklarının bu sporla ilgilenmeleri için izin istedi. Ardahan’daki okullarda beden eğitimi derslerinde “Futbol oynamak isteyenler bahçede kalsın; golf oynamak isteyenler salona gelsin” dendiğinde çocukların hepsi salona giderek golf sevgilerini ispatlıyor. Cinsiyet eşitliğine aykırıymış Çocuğa annenin soyadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Anayasa Mahkemesi’nin, Soyadı Kanunu’nun, evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuğun babasının soyadını alacağına ilişkin hükmünü iptali ile boşanan anne ile çocuk arasındaki soyadı farkı ortadan kalkacak, çocukların annesinin soyadını alması da mümkün olabilecek. Anayasa Mahkemesi, Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi’nin başvurusu üzerine, 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun “Evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği adı alır” hükmünü iptal etti. Eski Ankara 8. Aile Mahkemesi Hâkimi, avukat Eray Karınca, kararın kadın erkek eşitliği ile ilgili olmadığını, iptalle mahkemenin soybağını erkek üzerinden yürüyeceği düzenlemesini kısmen kaldırdığını söyledi. Ancak yeni bir yasal düzenleme yapılıncaya dek yasal boşluğu hâkimler dolduracak. ÖZLEM GÜVEMLİ Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı ve 17 kadın örgütünün 25 Kasım Uluslararası Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle televizyonlar için hazırladığı kamu spotu videoları, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nca (RTÜK) “toplumsal cinsiyet eşitliğine” aykırı bulundu. Mor Çatı, RTÜK’ün yayınlanmasını uygun bulmadığı hiç şiddet sahnesi içermeyen “Her gün 5 kadın erkekler tarafından öldürülüyor. Görmezden gelme suça ortak olma” sloganı ile sona eren 3 videoyu bugün düzenleyeceği basın toplantısı ile kamuoyuna sunacak. Mor Çatı ile Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi sanatçı Ethem Özgüven, kadına yönelik şiddete dikkat çekmek amacıyla 3 kamu spotu ve afiş hazırladı. Kamu spotlarında kadın cinayetlerine gönderme yapılmasına karşın şiddetin yeniden üretilmemesine özen gösterildi. Evde, pastanede ve ağaçlık bir alanda geçen 3 ayrı videoda yarım kalmış bir bardak çay, açık kalmış bir elektrik süpürgesi, çimenlerin üzerine atılmış bir kadın çantası gözüküyor. RTÜK’ün 1 Aralık tarihli toplantısında Hülya Alp, Esat Çıplak ve Doç. Dr. Ahmet Yıldırım’ın karşı oylarıyla “tanıtım filmlerinin, toplumsal cinsiyet eşitliğine aykırı genellemeler nedeniyle uygun bulunmadığı” kararı verildi. Üç karşıoy Göz göre göre ölüm Haber Merkezi Denizli’de tekstil işçisi Ahmet ve Emine Yılmaz çiftinin kızları Cennet Yılmaz’a, 7 Aralık Çarşamba günü rahatsızlanınca ailesi tarafından götürüldüğü Denizli Devlet Hastanesi’nde “faranjit” teşhisi konuldu. İddiaya göre, ilaç verilerek evine gönderilen Cennet, 3 gün sonra fenalaşınca eve çağrılan 112 ambulansındaki görevliler, küçük kızın en kısa sürede hastaneye götürülmesi gerektiğini söyleyerek evden ayrıldı. Ailesi tarafından hastaneye kaldırılan küçük kız, buradan da Pamukkale Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi. Üniversite hastanesinde menenjit teşhisi konulan Cennet, yoğun bakımda yer olmadığı gerekçesiyle Denizli Devlet Hastanesi’ne sevk edildi. Denizli’de tüm hastanelerde yoğun bakım servislerinde yer olmadığı için İzmir’deki Ege Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen Cennet tüm çabalara rağmen önceki gün yaşamını yitirdi. Cennet Yılmaz’ın ölümündeki iddialar üzerine Denizli İl Sağlık Müdürlüğü inceleme başlattı. ‘Ege’deki sessizlik hayra alamet değil’ ? Yurt Haberleri Servisi Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Manisa’da katıldığı ilköğretim öğrencilerine yönelik deprem eğitiminin ardından, soruları yanıtladı. “Ege’de büyük bir deprem olabilir mi?” sorusuna Prof. Dr. Işıkara, “Her an hazır olun” yanıtını verdi. Işıkara, Ege Bölgesi’nde 1 Kasım 1992’deki 6 büyüklüğündeki İzmir depreminden sonra bir sessizlik yaşandığını belirterek, “Bu sessizlik hayra alamet değil. Bunu göz ardı etmeyelim ve bir an önce depreme hazırlıklı olalım” dedi. ARAÇ ALTI ú=2/$6<21 C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle