19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA 15 haklarına verilen değer ya da gösterilen saygıyla ölçülür. İslami şeriat, tam da bu yüzden bir anayasaya dayanak olamaz, çünkü eşitsizlik üstüne yapılanmış bir din sistematiğidir. Oysa demokrasi, içinden işimize geleni alabileceğimiz bir süpermarket değil. Şeriatın “light”ı da yok. İsteyen, istediği dini, edebi ya da köktenci tefsiri yapabilir, ben hukukçuyum ve öyle bakarım: Şeriata dayalı bir devlet hukuku, doğasının gereği özgürlükleri kısıtlayan bir rejimdir. Özellikle de vicdan özgürlüğünü. Çünkü dini inkârı yasaklar. Din değiştirmeyi yasaklar. Farklı din evliliklerini meşru saymaz. Müslüman olmayan bir kadın, Müslüman bir erkekle nikâh kıyamaz. Kadınların zaten tesettüre girmesini savunan bazıları, yarın onların başka haklarının kısıtlanmasını da önemsemeyecektir, elbette. Ama ben önemserim. Hukuk önünde eşitlik ilkesinden asla taviz vermem. Söylemde çifte standart kullanmayı da reddediyorum. Akdeniz’in Güney yakasındaki insanların, İslamcı teröre ödedikleri bedeli, özellikle Cezayir’de 200 bin kişinin canını alan iç savaşı unutmayalım. Bugün Cezayir’de onaylanan ve köktendinci FİS’in eski üyelerine yeni siyasal parti kurma yasağı getiren yasayı doğru buluyorum. ??? Fas’a gelince… Fas Kralı 6. Muhammed, 2003 ve 2004 yılları arasında Mudavana’yı (Aile Kanunu) değiştirdi. Çokeşliliği, şeriat usulü “boş ol” deyip boşamayı ve çocuk yaşta evliliği yasakladı. Fas’taki lımlı İslam yoktur. Eşitlik, I değişken bir ölçü birimi değildir. Hukuk devletinin eni boyu, kadın kanıtlamıştır. Fransa’da yaşayan Tunuslulardan yüzde 30’unun genel seçimlerde İslamcı ENNAHDA’ya oy vermesi, demokrasi açısından gerçek bir yenilgidir. Tunus’ta yaşayan gençler özgürlük uğruna yaşamlarını ortaya koyar ve bazen yitirirken gerici güçlerin Fransa’dan çıkıp gelmesini dehşet verici buluyorum. Bunlar Fransa’daki demokratik hak ve özgürlüklerden yararlanıp anayurtlarında dinci bir siyasal partiye oy verdiler! Tunus’ta hak ve özgürlük istedikleri için tutuklanıp işkence görenleri düşünüyorum. Fransa’daki gerici güçler, bir anlamda Tunus’taki soydaşlarının devrimini çaldılar. ??? İçeriğini öylesine paylaşıyorum ki, yukarıdaki satırları ben söyleyip yazmış olabilirdim, sevgili okurlarım. Oysa bu düşünceleri dile getiren kadın, Fransa’nın Gençlik ve Sivil Toplum Yaşamı’ndan sorumlu devlet bakanı Jeannette Bougrab. Cezayir asıllı Arap Bougrab, madenci bir baba ile okuma yazma bilmeyen bir annenin, hukuk profesörü kızı. Genç yaşta üye olduğu iktidar partisi UMP’den önce milletvekili, ardından bakan olmadan, Anayasa Mahkemesi raportörlüğü yaptı. Henüz 36 yaşındaki Jeannette Bougrab’ın yaşamı, gerek hukukçu, gerekse bakan kimliğiyle kadın haklarına odaklı. Varlığı ve savaşımıyla, gerçek bir demokraside sağ ile solun özgürlük ve eşitlikten aynı değerleri anladığını kanıtlıyor. Bizim ülkemizde, temel ölçüler siyasal ya da dinsel kutuplaşmalara göre değiştiği, özgürlük ve eşitlik ortak değer olmadığı için demokrasi yok. “Merkez kadındır. Kadın meyvedir, kadın odaktır.” Rainer Maria Rilke Türk Bakan Görmez, Arap Bakan Görür! AKP iktidarı bu yasal düzenlemelerden cayacak mı, zaman gösterecek. Mısır’da Kıpti Hıristiyanların uğradığı şiddet saldırılarını görüyoruz. Sözde demokrasi istenen Tahrir Meydanı’nda, kadın gazeteciler kadın oldukları için taciz ediliyor, hatta düpedüz tecavüze uğruyorlar. Tunus’ta Bin Ali, Mısır’da Mübarek, Batılı ülkelerin desteğini arkalarına alabilmek için İslamcı tehlikeye dikkat diye kırmızı bayrak sallamışlardı. Ama onların dikta rejimlerini onaylamamanın yolu, İslamcılığa arka çıkmaktan geçmemeli. Şahsen asla İslamcı bir partiye destek vermem söz konusu olamaz. Asla. Bu ülkelerde haklarına saygı gösterilmediği, erkeğe eşit değerde sayılmadıkları için ölen ve öldürülen, örneğin Cezayir ve İran’da, salt kapanmadıkları için cezalandırılan tüm kadınların adına, vermem böyle bir desteği. Yine de umutluyum. Gençlerin, kadınların ve işçilerin eşitlik ve laiklik istemiyle Tunus’ta, Kahire’de sürdürdüğü toplu gösteriler, her şeyin bitmediğine işaret ediyor. Arap ülkelerinin lanetli olduğuna, bu halkların tercih hakkının vebayla kolera, HP’nin infaza C dönüşen tutukluluk süresinin diktatörlerle İslamcılar arasında sıkışmaktan ibaret kaldığına inanmak istemiyorum. ??? Bazen seçim sandığından da dikta rejimi çıkmıştır. Şahsen, anayasaya aykırı temeller üzerine kurulan siyasal partilerin yasaklanmasını hukuken onaylayanlar arasında yer alıyorum. Almanya’da anayasanın 21. maddesi bu tür siyasal oluşumları yasaklar. Çünkü tarih, Almanlara demokrasinin ne kadar kırılgan bir rejim olduğunu kısaltılmasına değgin hazırladığı yasa tasarısını başta Adalet Bakanı, AKP’li hukukçular “tecavüzcüler de çıkar” gerekçesiyle reddediyor. Bunların dilbazı KUZU Burhan, Habertürk’te Ece Üner’le yaptığı söyleşide serbest kalabilecek Ergenekon tutuklularıyla süre aşımından yararlanıp serbest bırakılan Hizbullah canilerini bir tutarak nasıl bir Anayasa Kayzeri olduğunu sergiledi. Oysa kurnazlığa değil de zekâya dayalı en basit sağduyu bile yüz kızartıcı ve cinayet suçlarını yasadışı bırakmayı akıl edebilir. Ama niyet adalet olmayınca, maksat elbette yasa, hak, hukuk, önlerine ne gelirse dövmeyi gerektiriyor. Dünya Nereye, Biz Nereye? Avrupa Nükleer Araştırma Örgütü (CERN) tarafından İsviçre’nin Fransa sınırında, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı (Large Hadron Collider) için 100 m. yeraltında hazırlanan 3.8 çapındaki ve 27 km. uzunluğundaki dairesel tünelde dün insanlık tarihinin en önemli fizik deneylerinden biri gerçekleşecekti. Tünelde zıt yönde gönderilecek olan iki proton ışını, ışık hızına yakın bir hızda birbiriyle çarpıştığında ortaya çıkacak parçacıklar tünelin değişik yerlerindeki sensörlerce izlenerek analiz edilecek, bu parçacıklar arasında evrenin oluşumundaki Büyük Patlama’da açığa çıkan ve “Tanrı Parçacığı” da denilen Higgs parçacığı da aranacaktı. Protonların tünelde yol alışını kontrol eden sekiz “süper iletken” dev mıknatısın bu işi başarması için mutlak sıfır denilen uzayın en ücra köşelerinde ölçülenden 270 dereceden de düşük, 273,15 dereceye çok yakın bir sıcaklığa kadar soğutulması gerekiyordu. Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde medya konuya ilişkin bir haber vermedi. Bu nedenle deneyin gerçekleşip gerçekleşmediğini, gerçekleştiyse sonucunun ne olduğunu bilemiyorum. Bugün öğreneceğiz. ??? CERN’deki bilim insanları, deneyin başarılı sonuç vereceğine ilişkin inançlarını yinelerken, kimi bilim insanları ise oldukça karamsarlar. Örneğin, Kopenhag’daki Niels Bohr Enstitüsü uzmanlarından Holger Bech Nielsen ile Kyoto’daki Yukawa Fizik Teorisi Enstitüsü’nden Masao Ninomiya yazdıkları makalelerde, çarpıştırma sonucu ortaya çıkması beklenen Higgs parçacığının “zamanda geriye doğru bir etki yaratarak” kendisinin üretimini engellediğini, geçen yıl meydana gelen arızanın da bu nedenden kaynaklandığını savunuyorlar. Onlara göre, Higgs parçacığı yaratmak için girişilen deneyler hep başarısızlıkla sonuçlanacak. Ne var ki insanlık var olduğu sürece karamsarlık da olacak, fakat karamsarlık bilim insanlarından da gelse bilimin gelişmesi önünde bir engel oluşturmuyor. Aksi olsaydı bilim ve teknoloji bugün bulunduğu yere varabilir miydi? ??? Uygar dünya, evrenin sırrını çözmeye çalışırken, biz şike, Cüppeli Ahmet Hoca, cemaat, polis dayağı gibi dünya ölçeğinde en ufak bir önemi olmayan, küresel gündemde bir nokta bile olamayacak konularla enerjimizi tüketiyoruz. Belki bir avuç insanın dışında kimse “Higgs parçacığını” merak etmiyor, çünkü bunu merak etmek için belli bir altyapı, belli bir bilgi donanımı gerekiyor. Bugünkü ortaöğretim bu altyapıyı, bu bilgi donanımını sağlayamıyor. Böyle olunca insanlarımız üzerinde en kolay konuşabilecekleri konuları merak ediyorlar. Bu konuların başında da spor, siyaset ve magazin geliyor. Çok okunan gazeteleri açın, bakın; tümü spor, siyaset ve magazin haberleriyle dolu. “Spor” denince de akla ilk gelen futbol oluyor. Bu ülkede her erkek bir teknik direktör, her kadın bir magazin yazarı, kadınerkek herkes siyaset bilimcisi. Herkes çok biliyor, çok konuşuyor. Ama nedense en çok bildiğimiz, üzerinde en çok konuştuğumuz konularda sürekli çuvallıyoruz. Çuvallamalarda okumuş, okumamış hiç fark etmiyor. Çünkü okumuşumuz da, okumamışımız da düşünmeden konuşuyor. ??? Düşünmeden konuşmak bizimki gibi toplumlara özgü bir durum. Çünkü emperyalizmin pençesine düşen ülkelerde toplum düşünmemek üzerine eğitiliyor. “Düşünce suçu” gibi bir suç türüne de ancak bu ülkelerde rastlanıyor. Emperyalizmin işbirlikçisi egemenler düşünen toplumları diledikleri gibi yönetemeyeceklerini, düşünen insanlarla baş edemeyeceklerini biliyorlar. O ülkenin ekonomisi isterse dünyanın 17’ncisi olsun emperyalizmin dayattığı eğitim sistemi teknoloji üretecek beyinler yetiştiremiyor. Dolayısıyla bilimi de, teknolojiyi de satın alıyor, karşılığında ucuz ürün satıyor, belini bir türlü doğrultamıyor. Dünya nereye, biz nereye gidiyoruz? Bu soruya yanıt ararken yüzümüz kızarıyor. Fotoğraf: JEANNETTE BOUGRAB KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK ‘ G ’ N O K T A S I [email protected] ‘Biz Karşı Çıkarsak, Yapamazlar’ Çanakkale Bugün Alanlarda Genelİş, KESK, EğitimSen, BES, SES, Tüm BelSen, Tarım OrkamSen, TEMA, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, TÜKODER, Halkevi, TMMOB İl Kordinasyon Kurulu, Eğitimİş, Eczacı Odası, Çanakkale Diş Hekimleri Odası, İnsan Hakları Derneği, İnşaat Mühendisleri Odası, Jeofizik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, KamuSen, KöyKoop, Makine Mühendisleri Odası, Mali Müşavirler Odası, Sosyalİş, Zirve Dağcılık, Türk Anneler Derneği, Tük Kadınlar Birliği, Çanakkale Kadınlar Birliği Derneği, Orman Mühendisleri Odası, Ormanİş, Kazdağı Tahtacı Türkmenleri, Türkiye Muharip Gazileri, Türkiye Emekli Subaylar Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Emekli Astsubaylar Derneği, Çanakkale Turizm ve Amaç “yaşanabilir”, “onurlu” ülke olmak... Tanıtma Derneği... Kendinizi bu kurumlardan işletmelerine hayır demek ve sivil toplum için, 14 Aralık’ta alanlardayız. kuruluşlarından hangisine Çünkü ‘Biz karşı çıkarsak bağlı, yakın ya da ilişkili yapamazlar...’ görüyorsanız... Hatta İşte bu amaç için, bugün hiçbiriyle bağınız olmasa bile saat 12.30’da: “Kazdağları’nı korumak, Çanakkale’de Cumhuriyet yaşam alanlarımızın yok Meydanı’nda; Biga’da edilmesine dur demek, Cumhuriyet Meydanı’nda; termik santrallara ve altın Çan’da Menderes Parkı’nda; işletmelerine hayır demek Yenice’de Marmara için” sorumluluk Parkı’nda; Bayramiç’te duyuyorsanız… Hele sadece Akbulut Meydanı’nda; bölge sakini olarak değil, Gelibolu’da Cumhuriyet konuk olarak da bugün Meydanı’nda; Ezine ’de Çanakkale’de, Biga’da, Belediye Parkı’nda; Çan’da, Yenice’de, Karabiga’da Belediye Bayramiç’te, Gelibolu’da, Önü’nde, tüm belde ve Ezine’de, Karabiga’da… ilçelerde alanlardayız… Yörenin tüm belde ve Evet... biz karşı çıkarsak ilçelerinde bulunuyorsanız, yapamazlar...” çevre ve yaşam haklarımızı latform savunmak; yurdumuzu kirlenmekten kurtarmak için Bu tarihsel eylemi düzenleyen Çanakkale Çevre Çanakkale Çevre Platformu’yla omuz omza Platformu’nun katılımcılarını direnmek üzere haydi da tam liste olarak okurlarla meydanlara... paylaşıyorum; “Biz karşı çıkarsak Çanakkale Barosu, Birleşik yapamazlar...” Kamuİş, Çanakkale Ziraat Odası, Ziraat Mühendisleri (Bilgi Tel: 0 286 212 05 60 Odası, Mimarlar Odası, E posta: Tabip Odası, Türkİş, DİSK, [email protected] Çanakkale ili, ilçeleri, beldeleriyle Edremit Körfezi, Kuzey Ege, Çanakkale Boğazı ve Güneybatı Marmara’yı kucaklayan tüm bölgede etkinliklerini sürdüren yurtsever, çevreci, demokrat kişi, kurum ve kuruluşların oluşturdukları “Çanakkale Çevre Platformu”, bugün hem yöre halkını ve sakinlerini, hem yöre dostlarını ve tüm yurtsever, çevreci ve demokrat insanlarımızı “meydan”lardaki etkinliklere davet ediyor... Platformun kitlesel çağrısında şu duyuru yapıldı: “Kazdağları’nı korumak; yaşam alanlarımızın yok edilmesine dur demek; termik santrallara ve altın ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI [email protected] BULMACA SEDAT YAŞAYAN 2 3 4 5 6 7 8 9 HARBİ SEMİH POROY HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BİLGİN [email protected] P YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Beğeni, zevk... Gözleri görmeyen. 2/ Muğla’nın bir ilçesi... Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir varsayımı kanıtlamak için yapılan işlem. 3/ Bilyeli yatak... Eski Mısır’da güneş tanrısı. 4/ Cilacılıkta kullanılan bir tür zamkreçine... Yağmur suyunun biriktiği çukur yer. 5/ Bir yarışın belirli uzaklığı kapsayan bölümlerinden her biri... Suudi Arabistan’ın plaka imi. 6/ Hıristiyanların büyük perhize girmek üzere bulundukları günler. 7/ İradesizlikten ileri gelen sürekli cansızlık... İstanbul’dan Yunanistan’a göç eden Rumlar tarafından Atina’da kurulan spor kulübü. 8/ Durumu ve görünüşü resim konusu olmaya değer görünüş. 9/ Nazilerin politikasında Germen ırkından kimselere yakıştırılan ad... İtalya ve Güney Fransa’da sevilen, kokulu bir likör. 1 SOLDAN SAĞA: 1/ Yemekten ve iç 1 kiden anlayan, bunların tadına varabi 2 len kimse... Konya 3 ilinde bir baraj. 2/ 4 Yüce, yüksek... Güney Amerika’da ya 5 şayan, kısa hortum 6 lu bir hayvan. 3/ 7 Düşünmeden ve saygısızca davra 8 nan. 4/ Mozam 9 bik’in başkenti. 5/ Bir ışık ya da ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer... İcar. 6/ Hayvanlara vurulan damga... Çiçeği, böreği ve terazisi vardır... İlave. 7/ İki tarla arasındaki sınır... Sakarya ilinde bir ilçe. 8/ Otlak... Kayıkta dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol. 9/ Dokuma tezgâhı ayaklığı. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 Ç A L I Ş T A Y 2 E Ğ İ R E N E K 4 İ M E C G E R A S D E O L 3 K I Ş 5 6 7 N C E UM R P İ B A E T T R İ ON K N A Ğ A 8 9 M R E O R L İ N K O A S O S I C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle