13 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 13 ARALIK 2011 SALI 6 HABERLER Cübbeli Ahmet’in tutuklanması, İsmailağa cemaatiyle Gülen cemaatinin arasında kavganın fitilini ateşledi Cemaat savaşları başladı FIRAT KOZOK ANKARA İsmailağa cemaatinin önde gelen isimlerinden Cübbeli Ahmet’in tutuklanması cemaat kavgasının da fitilini ateşledi. Zaman gazetesini sert dille eleştiren, cemaat kanalı STV’deki dizileri izleyenleri “gâvur olursunuz” diye uyaran Cübbeli’nin tutuklanmasından Gülen cemaatini sorumlu tutan İsmailağa cemaati üyeleri, operasyonu “okyanus ötesi” diye niteledi. İsmailağa’nın internet sitesinde Gülen cemaaatine sert eleştiriler yöneltildi. Kamuoyunda “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak tanınan Ahmet Mahmut Ünlü’nün çete operasyonu kapsamında tutuklanması, cemaat kavgalarını da beraberinde getirdi. İsmailağa cemaatinin “www.ismailaga.info” adresli internet sitesinde yayımlanan “Cübbeli Hoca’ya Yıldırma Operasyonu” başlıklı yazıda, başından itibaren sosyal paylaşım sitelerinde yapılan yo rumlardan olayın “Bu bir karalama ve sindirme operasyonudur, hükümeti ele geçiren diyalogcuların son hamlesidir” kanaatinin oluştuğu savunuldu. Yazıda, “Küçük bir boşlukta hükümeti ele geçirenler bakın nasıl da işlere kalkışıyor. Hükümeti elinde bulunduran asıl güçler nasıl da karşısındaki engelleri tahrip ediyor. Okyanus dalgaları bakın nasıl Türkiye’ye vuruyor” ifadesiyle isim verilmeden Fethullah Gülen ve cemaati eleştirildi. Sitede yayımlanan “İsmailağa Cemaati ve Cübbeli Hoca” başlıklı bir diğer yazıda ise gelişmelerin bir “komplo ürünü” olduğu savunulurak, “Ehli Sünnete Sahip Çık Müslüman” başlıklı bir şiire yer verildi. Şiirin “Diyalogcu, şia, vehhabi / Sapık prof, bid’at ehli / Tahrif etmeden dinini / Ehli sünnete sahip çık Müslüman!” dizelerine yer verilmesi dikkat çekti. TV izlerseniz gâvur olursunuz’ Cübbeli Ahmet, zaman zaman Gülen cemaatine yönelik çıkışlarıyla gündeme gelmişti. Cemaatiyle yaptığı bir konuşmada STV kanalına yönelik eleştirilerde bulunan Cübbeli Ahmet, “Bunların İslami kanallarında fayda yok arkadaşlar, İslami gibi geçinirler ama arkadan zehir zemberek” demişti. Cübbeli Ahmet bir başka konuşmasında isim vermeden eleştirilerini sürdürmüş ve “İslami geçindikleri halde bunlardan şikâyetçiyiz. Adam buna para veriyor, evine çoluk çocuğuna alıyor, orada yazıyor İslamın hükümlerinin hepsi tatbik edilmesi gerekli değildir. Hangi gazete, onu da sen anla, herkesin evine giren gazete, bedava dağıtılanlardan, herkesi abone ediyorlar, herkese gönderiyorlar” diye konuşmuştu. ‘S 3 Koltuk Boşalıyor 3 Cemaat / Erdoğan İkiliği İktidarın gayri resmi ortağı olan cemaatin, Erdoğan Gül geriliminde (boşalacak 3 koltukta, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, parti başkanlığı) rolü nedir? Bu üçüncü yazıda, el yordamıyla ve su yüzüne çıkan ve benim gözüme çarpan olaylara bakarak, bu soruya yanıt arayacağız... ??? Cemaat, yazarları aracılığıyla, anlaşılıyor ki Başbakan Erdoğan’ın Ergenekon’u tavsattığı ve bugün gelinen noktada artık bir uzlaşma ile davaları sonuçlandırmak istediği düşüncesinde. Cemaat, polis ve yargıdaki örgütlenmesiyle, ‘aşağıdaki’ operasyonların sürdürülmesinde bir no’lu etken. Uyduruk belgeler düzenlenmesinden... Ordu, Odatv ve gazeteci tutuklamalarına kadar... Cemaat görünüşte ortada yok, ama AKP diye bir parti var iktidarda ve Türkiye’yi yöneten! Fakat cemaat, siyaset belirleyen ve uygulayan bir güce ulaştı. Cemaatin bütün uygulamaları, AKP uygulamaları olarak algılanıyor. Bir yere kadar tamam, ortaklık, karşılıklı siyasi çıkar ilişkileri ve kendi iktidarlarını inşa ettikleri sürece, sorunsuz sürüyor. Ancak, cemaatin (yarı gizliyarı açık örgütlenmesiyle ve politikalarıyla) kurmak istediği bir Türkiye modeli var... Ve bir parti örgütlenmesi olmadığı için, milletin karşısına çıkıp oy isteme zorunluluğu yok... Öte yanda ise kitle partisi AKP var. AKP, Türkiye’de olan biten her şeyden sorumlu. Oyunu kurallarına göre oynamak zorunda. Sonuçta 4 yılda bir seçim yapılıyor ve halktan oy isteniyor. Bu iki yapının arasında büyük bir çelişki olduğu açık. Yazgıları ayrı... Yani bir yerde yollarının ayrılması veya aralarında derin anlaşmazlıkların çıkması doğal. Cemaatin sırtında yumurta küfesi yok... Yumurta küfesi AKP’nin ve Erdoğan’ın sırtında. Yumurtalar kırılırsa, suçlu ve gözden çıkarılacak olan Erdoğan’dır! Cemaat üyelerinin sitede yaptıkları yorumlar da Gülenİsmailağa kavgasının boyutlarını daha net gözler önüne seriyor. İşte o yorumlardan bazıları: Kim okyanus ötesine ilişiyorsa ona hemen iftiralar iliştiriyorlar. Her şey okyanus ötelerinden gelen haberlerle başladı ve onun dönek evladı ta…p her şeye eyvallah dedi. Evet AKP’ye oy verdim İslam için ama Allah şahittir hakkımı helal etmiyorum. Şunu çok iyi biliyorum ki, bunca inananların ahları altında kalacak hükümet ve İsrail işbirlikçileri, okyanus ötesindeki şantajçı şahsiyetler inananların ahı altında kalacak Allah’ın izniyle. Mutlu musun AKP, mutlu musun Fethullah Gülenciler, mutlu musun yandaş medya, bundan sonra AKP bizlerden oyu rüyasında bile alamaz. Tayyip’ten de nefret ediyoruz artık. Hükümet artık okyanus ötesinden yönlendiriliyor herhalde. Adamlara bravo sonunda devleti ele geçirdiler. Fethullah Gülen Devir teslim töreniyle yeni başkan Prof. Dr. Çetinsaya görevine başladı ALEVİ ÖRGÜTLERİNDEN YENİ DERNEKLERE TEPKİ: Özcan YÖK’ten Köşk’e gidiyor Truva atlarına izin vermeyiz ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) YÖK Başkanlığı’na atanan Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya görevini, Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’dan devraldı. Çetinsaya yönetimine sorunsuz bir YÖK bıraktığını kaydeden Özcan, Cumhurbaşkanlığı’ndan danışmanlık için teklif aldığını kaydetti. YÖK’te görev devir teslimi için düzenlenen törene, ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, YÖK üyeleri ve personeli de katıldı. Özcan, törendeki konuşmasında YÖK’te son 4 yıl içerisinde Türkiye’nin ve yükseköğretimin önünde engel olan pek çok ciddi sorunun halledildiğini söyledi. Özcan, “Cumhurbaşkanlığı’na başdanışman olacağınıza dair basında bazı haberler yer alıyor. Bundan sonraki süreçte ODTÜ’de öğretim üyesi olarak mı devam edeceksiniz, yoksa teklifleri mi değerlendireceksiniz?” şeklindeki soruya, “ODTÜ’ye dönemem. Cumhurbaşkanlığı’ndan teklif geldi. Öyle bir şey var ama daha netleşmedi” karşılığını verdi. MEHMET MENEKŞE ??? Başbakan, taşıdığı küfedeki yumurtaların kırılmaya başladığı düşüncesinde! Cemaat ise kırılırsa kırılsın, küfeyi sonuna kadar taşıman gerek, küfeyi sırtından indirirsen, davadan saparsın, havasında! Cemaat, Erdoğan’ı ve AKP’yi kullanarak, kendi siyasi ve toplumsal hedeflerine varmak istiyor. Yani Erdoğan ve AKP, cemaatin politika ve hedeflerini taşıyıcı ve ileriye götüren bir araba, en iyisi araç diyelim... “Arabanın teklediği” anlarda, cemaatin yazarları kamçıları şaklatıyor! Hayda breeee! ??? Ortak çıkarlar gereği, amaca ulaşılmış, ordunun vesayeti kırılmış, ordu iktidarın politikaları doğrultusunda denetim altına alınmıştır. Erdoğan ve Davutoğlu, Suriye’ye gir emri verse, ordudan bir itiraz gelmez. Mesela... Ama gelinen noktada, AKP, büyük bir baskı altındadır, hem dış hem iç... Burada durmak istiyor! Subayları daha ne kadar, artık esarete dönen yargılamada içeride tutabilirsin? Gazetecileri daha ne kadar, terör örgütü faaliyetleri şaklabanlığıyla, uydurmacasıyla içeride tutabilirsin? İçeriyi ve dışarıyı daha ne kadar aldatabilirsin veya oyalayabilirsin? Dışarıya vaaayyy demokratik değilsin diye örneğin Suriye’nin üzerine yürü, ama içeride zulmün katmerlisini yap... Seçilmiş milletvekillerini içeride tut... Daha ne kadar??!!! ??? Bu noktada, Erdoğan ve parti ile cemaat çatışıyor... Erdoğan sırtındaki küfede yumurtaları kırarken, güç ve itibar kaybederken; cemaatin, “Daha ne kadar” sorusuna yanıtı, sonuna kadar! Ellerinden gelse, hepsini asacaklar, ama ne yazık ki, idam kaldırıldı!!! Cemaatin lideri ve yazarları, AKP Erdoğan bir eksen kırılması yaşıyor, yazık olacak onlara, bir zamanlar bir Erdoğan vardı, diye yazıyor. Anlıyoruz ki, siyasi davalar üzerinde süren cemaat vesayeti, hukuksuzluğu ve zorbalığı, AKP’yi bunalttı! AKP bu yükü atmak istiyor, cemaat karşı çıkıyor... Öğrencilerin, sosyalist gençlerin aylarca içeride tutulması da küfede kırılan yumurtalardan bir kısmını ifade ediyor. Şike olayı da cemaat ile Erdoğan arasındaki kırılmanın tam dışavurumu... Cemaat her şeyi “organize ağır suç”a sokarak, sözde temizlik yaftası altında, aslında futbolda kendisine yer açmak istiyor. Futbol, kitleleri gütmek için iyi bir araç sanıldı.. Ama kazın ayağı farklı çıktı! Taraftarın büyük öfkesi sonucu, Erdoğan yelkenleri indirip cezaları daha normal sınırlara çekince, cemaatin öfkesiyle karşı karşıya kaldı. Cemaat, Silivri davalarının da bu yolla sonlandırılacağını görüyor. O zaman en büyük “oyuncağını” yitirecek! Yapılan soytarılıklar ve tezgâhçıları açığa çıkacak... Katmerli öfkesi bu yüzden! Yok hayır, burada cemaat son derece totaliter ve diktatör, Erdoğan’ın demokrat olduğunu söylemiyorum, ama her ikisinin totaliterlikte gidebilecekleri mesafeler farklı... Bu konuyu belki perşembe günü de sürdüreceğiz, bakalım hele. Törene Prof. Dr. Özcan, Prof. Dr. Çetinsaya’nın yanı sıra YÖK personeli de katıldı. (AA) SENDİKALAR AĞI GÜL VE ERDOĞAN’A MEKTUP YAZDI TRT’deki sürgünleri durdurun çağrısı FIRAT KOZOK ANKARA 70 ülkeden 140 sendikanın üye olduğu Uluslararası Sendikalar Ağı UNI MEI, TRT çalışanları üzerindeki baskıları mektupla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a iletti. UNI MEI Başkanı Johannes Studinger, mektubunda “Yayın politikalarındaki değişikliği ve bunun kamu hizmeti yayıncılığının bağımsızlığına etkilerini eleştiren deneyimli kadroların ceza al ması, görev yerlerinin değiştirilmesi veya erken emekliliğe zorlanmasından endişe duyuyoruz” dedi. Studinger, kanun hükmünde kararnameyle getirilen emekliliğe teşvik düzenlemesinin ardından personele uygulanan baskılarla gündeme gelen TRT’yi Cumhurbaşkanı, Başbakan, TBMM Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a gönderdiği mektupla protesto etti. rgütlenme özgürlüğüne tehdit’ Son olarak HaberSen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Osman Köse’nin Mersin’e sürgün edilmesini de şiddetle kınadıklarını belirten Studinger, Cumhurbaşkanı Gül’e gönderdiği mektubunda şunları kaydetti: “TRT yönetiminin çalışanlara ve sendika üyelerine yönelik uyguladığı sistematik baskıyı protesto ediyoruz. Bu uygulamalar yalnızca gücün suiistimal edilmesi ve sendikal hakların hiçe sayılması değil, aynı zamanda TRT’nin garanti altına alması gereken örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir tehdittir. HaberSen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı’nın çalışma yerinin Ankara’dan 500 km. uzakta çalışmaya zorlanacak şekilde değiştirilmesini şiddetle kınıyoruz. Yanı sıra, diğer sendika üyelerinin de çalışma yerleri değiştirilmeye zorlandı. TRT yönetiminin emekçileri erken emekliliği kabul etmeye zorlamamasını ve meslektaşlarımızın çalışma yerleriyle ilgili daha fazla keyfi değişikliğe gitmemesini talep ediyoruz.” ‘Ö MADENCİLER GÜNÜ’NDE ÖZELLEŞTİRME KONUŞULDU ALİ AYAROĞLU TMMOB Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi, “4 Aralık Dünya Madenciler Günü” etkinlikleri kapsamında “Özelleştirmelerin Sonuçları ve Toplumsal Yansımaları, Geleceğe Yönelik Çözüm Önerileri” konulu bir söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşiye konuşmacı olarak gazetemiz yazarı Şükran Soner de katıldı. Çokuluslu tekeller ve paranın çıkarları adına yeni hareket ve ilişki ağlarının insanlığa ağır bedeller getirdiğini anlatan Soner “Bugün ILO, bizim demokrasi adına işçi haklarına sığındığımız sözleşmelerini savunmaktan vazgeçmiş gibi” dedi. ? İstanbul Haber Servisi Halk Cephesi’ne bağlı Liseli Devrimci Gençlik üyeleri, füze kalkanını protesto etmek için CHP Beyoğlu ilçe binasında eylem yaptı. İki genç, binanın penceresinden “Füze kalkanı değil, demokratik lise istiyoruz” yazılı pankartı sarkıttı. C MY B C MY B AMASYA Amasya, Tokat, Sivas gibi birçok ilde, Fethullah Gülen cemaatine yakınlığı bilinen kişiler tarafından farklı isimlerle kurulan “Alevi Bektaşi” dernekleri, Alevilerin tepkisini çekiyor. Merzifon Piri Baba Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cengiz Doğmuş, “İçimize Truva atları sokmayacağız” dedi. 17 dernekten oluşan Amasya Alevi Bektaşi Dernekler ve Vakıflar Platformu, Merzifon Piri Baba Kültür ve Dayanışma Derneği Cemevi’nde ortak bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, hem Fethullah Gülen cemaatine yakın kişilerin “Alevilik, Bektaşilik” adı altında dernekler kurup, yardım çalışması adı altında Alevilerin içine sızmaya yönelik girişimleri olduğuna; hem de AKP iktidarıyla birlikte Alevilere yönelik ayrıştırma, asimile etme girişimlerinin hızlandığına dikkat çekildi. Hükümetin Alevi köylerine cami yapıtırıp kadrolu imamlar atadığına vurgu yapılan açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda ise Sünni inancının, zorunlu din dersi olarak Alevi çocuklarına zorla öğretildiği savunuldu. Amasya Alevi Bektaşi Dernekler ve Vakıflar Platformu adına ortak basın açıklamasını okuyan Merzifon Piri Baba Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Cengiz Doğmuş, Fethullah Gülen cemaatine yakın ve Alevi olmayan kişilerin Alevi Bektaşi dernekleri kurmasının altında gizli anlamlar olduğunu söyleyerek “İçimize Truva atları sokmayacağız” diye tepki gösterdi. Birkaç ay önce Merzifon’da “Turna Alevi Bektaşi Kültür ve Eğitim Derneği”nin Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen ve cemaat içinde daha önce aktif görev yapan kişiler tarafından kurulduğuna ve derneğin yardım faaliyeti bahanesiyle ciddi paralar harcadığına dikkat çeken Doğmuş, “Kimlerin desteği ve himayesiyle hareket ediyorsunuz? Sizi destekleyen ve himaye edenlerin arasında, Çorum Hitit Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Osman Eğri mi, Diyanet mi ve en önemlisi Amerika’da yaşayan Fethullah Gülen mi var” diye sordu. Doğmuş, “Fethullah Gülen cemaati, asimilasyon politikalarına ortak olmakta, hatta bu asimilasyonu hızlandırmak için tehlikeli adımlar atmaktadır. Bu dernek şu anda sözde Alevilik ve Aleviliğin sorunlarını çözmek adına görev yapıyor. Bizlere de bunu yemek ve yutmak düşüyor. Buradan yeniden sesleniyorum; bizler sizin neye hizmet ettiğinizi ve ne yapmak istediğinizi çok iyi biliyoruz. Bu oyun tutmayacak ve bu oyuna alet olan Alevi kökenli üye ve yöneticilerinizi de toplumumuzda deşifre edeceğiz. Asimilasyon bir insanlık suçudur. Bu suça ortak olanlar da bir gün gelecek, ilahi adalet karşısında hesap vereceklerdir” diye konuştu. ÇGD’den sansüre tepki ? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların bilgisayarlarından Can Dündar’ın yazılarını sakıncalı bularak engellemesini “ilkellik ve çağdışı” olarak nitelendirdi. Abakay, “İktidardevlet sansürünün, kara listelerinin ortadan kaldırılmasını istiyoruz” dedi. CHP binasında eylem yaptılar
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle