19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 ARALIK 2011 PAZAR 6 Erdoğan, sindirim sisteminden geçirdiği ameliyattan sonra dün ilk kez evinden çıktı. Kısıklı’daki konutundan saat 11.15 sıralarında çıkarak Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisi’ne geçti. Vali Hüseyin Avni Mutlu ve Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ile görüşen Başbakan Erdoğan Dolmabahçe’den saat 12.55’te ayrıldı ve Kısıklı’daki evine gitti. Erdoğan’a kızı Sümeyye eşlik etti. (Fotoğraf: AAYASİN BÜLBÜL) HABERLER Ameliyatın ardından ilk kez evinden çıkan Başbakan’ın tedavisi Ankara’da sürecek Gizli Erdoğan alarmı FIRAT KOZOK ANKARA İstanbul’da 26 Kasım’da gizlice ameliyat olan ve bağırsaklarından 25 santimlik bir bölüm alınan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın tedavisine Ankara’da devam edilecek. Yürütülen çok gizli hazırlıklar çerçevesinde Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde Erdoğan için bir odanın hazır bekletildiği öğrenildi. Başbakan’dan alınan poliplerin tekrar oluşmaması için kendisine belirli kürde kemoterapi uygulanacağı id diası da gelen bilgiler arasında. Doktorların Erdoğan’ın bağırsaklarından alınan 25 santimlik parça üzerindeki poliplerin tekrar oluşmaması için, kendisine kemoterapi uygulanacağı bilgisi verdikleri öne sürüldü. Bu tedavi süreci için hastanede yatmasına gerek olmayan Erdoğan, belirli aralıklarla hastaneye giderek tedavisini sürdürecek. Bu çerçevede Ankara’da Başbakanlık tarafından çok gizli bir hazırlık çalışması yapılıyor. Hacettepe Üniversitesi Hastane si’nde bir odanın Erdoğan için hazır bekletildiği öğrenildi. Hastanenin arka giriş kapılarında Erdoğan için önlemler alındığı da gelen bilgiler arasında. Tüm bu kulis bilgileri hakkında görüşünü almak için aradığımız, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Uğur Erdener telefonlara yanıt vermezken Erdoğan’a yakın kaynaklar, Başbakan’ın belirli aralıklarla Ankara’da kontrolden geçeceğini ancak bu konuda bir hastane odasının hazır bekletilmesinin söz konusu olmadığını savundu. 3 Koltuk Boşalıyor: GülErdoğanCemaat Kavgası Cumhurbaşkanı, Başbakan (AKP) ve cemaat arasında, şike yasası üzerinden patlayan mücadele, sözde “çok da önemli değil”miş.. Bazıları, özellikle eskiden Marksist geçinen, sonra iktidara, Erdoğan’a ve cemaate katılan renkli dönekler “bu tartışmaya alet olmazlar”mış.. Gül ile Başbakan “kardeşler”miş, çünkü Başbakan “Cumhurbaşkanı adayımız, kardeşim Gül” demiş.. AKP ile cemaat arasında kopmaz bir kader bağları varmış.. Yani bir sürü laga luga ile yukarıda saydığımız “üç iktidar odağı” arasında patlayan savaş görülmemeye, en azından hafife alınmaya çalışılıyor. Gül, ilk kez, AKP’nin bir yasasını bütünüyle geri çeviriyor. Bugüne kadar önüne gelen yasalardan sadece üçünde birkaç maddeyi geri çevirmişti. Ama hükümetle hep bütünleşik hareket etti. Şimdi şike yasasını geri çevrimesi, bir güç denemesidir. Burada, şike yasası değişikliğine şiddetle karşı çıkan cemaatçilerle birlikte hareket etti. Erdoğan da, Gül ve cemaatin restini gördü. Yasa değişime uğramadan Gül’ün masasına kondu. Gül, ya yasayı kabul edecek ya Anayasa Mahkemesi’ne götürecek ya da referanduma! Ama sonuç şudur: İktidar odakları arasında mücadele ateşlenmiştir. Bu, sorun çözülünceye kadar sürecek. Güçlü bir olasılıkla, bu mücadele sonunda saflar ve destekler değişecektir. Olayın ayrıntısına bakalım... ??? Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi en geç 2014’te yapılacaksa, Türkiye’nin zirvesinde üç koltuk boşalıyor. Kişiler ve şapkalar değişecek. Gül, Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrılıyor. Erdoğan, Başbakanlık’tan. Ve Erdoğan parti başkanlığı’ndan.. ??? Önce Erdoğan’dan başlayalım: 2014’te boşalan Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak mı? Büyük bir olasılıkla (yüzde 99.9). Ancak biliyoruz ki, Erdoğan’a Cumhurbaşkanlığı yetkileri az geliyor. Oradan, ülkeyi de yönetmek istiyor. Gönlü, başkanlık sisteminde başkanlıktan veya en azından güçlendirilmiş bir cumhurbaşkanlığı’ndan yana. Anayasa değişikliğiyle özellikle bu açıdan ilgileniyor. 2014’e kadar zamanı var, Meclis’te anayasa pazarlıklarının alacağı yönü bekleyeceğiz. Anayasa değişmezse, Erdoğan sağlık sorunları yaşamazsa yine yüzde 99.9 olasılıkla Köşk’e çıkacak. Çünkü hem o makamda oturmak istiyor, hem yoruldu ve biraz dinlenmeye ihtiyacı var. Çankaya’dan, partinin de bütünlüğünü koruyabileceğine inanıyor. O halde, Başbakan Çankaya’ya çıkarken, Başbakanlık’ı ve parti başkanlığını kendisiyle uyumlu çalışacak emin ellere bırakmak isteyecektir. Ya bu iki görevi yani parti başkanılığını ve Başbakanlık’ı bir kişiye emanet edecek... Olmazsa, iki görevi iki kişiye de bölüştürebilir. Peki Gül, Erdoğan için doğru adam mı? ??? Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrıldıktan sonra Gül hangi koltuğa oturacak? Öyle sanıldığı gibi, hemen ve kolaylıkla Başbakanlık’a (ve parti başkanlığına) mı? Hayır, Gül’ün Başbakanlık’a oturması hiç kolay değil. Gül, Cumhurbaşkanlığı koltuğunda, kendisine güçlü bir siyasi kişilik inşa etti. 2007’den öncesi kabul edilmiş ErdoğanGül kardeşliği, yani “ben birincisen ikinci” siyasi kişilikler yok bugün. Bu süreç içinde, iki tane birinci siyasi kişilik ortaya çıktı! Yani Gül, kendisini Erdoğan’la eşitledi! Bu nedenle, eğer Erdoğan Köşk’e çıkarsa ve Gül’e yol açarsa, partiyi ve Başbakanlık’ı tamamen Gül’e bırakmak zorundadır. Gül, Erdoğan’ın rolünü tam anlamıyla üstlenecektir. Erdoğan’ın himayesi ve kişiliği altında çalışmayacaktır. İşte dananın kuyruğunun koptuğu nokta. ??? Erdoğan, Gül’ün parti başkanlığı ve Başbakanlık rolünü üstlenmesini kabul ederse, Köşk’te oturacak ve siyasi yönetime karışamayacaktır... Oysa Erdoğan, Köşk’ten, hükümeti de oldukça güçlü bir şekilde yönetmek istemektedir! Güçlü siyasi ve otoriter kişiliği, başka bir rolü kabul etmeyecektir. Sonuç: Erdoğan için Gül, Başbakanlık ve parti başkanlığı makamı için doğru siyasi kişi değildir. ??? Şike yasası üzerinden başlayan erken kapışma, boşalan üç koltuğun nasıl, hangi yetkilerle ve kimler tarafından doldurulacağı yüzündendir. Bu mücadele erken ateşlenmiştir. İki nedenle: Birincisi Erdoğan’ın hastalığı... İkincisi, siyaset sahnesindeki cemaatin, şike yasasındaki değişikliğe ve Erdoğan’a karşı çıkması. Şike yasası olmasaydı, ErdoğanGül koltuk sorunu, daha sonra ateşlenecekti. Cemaat, bu sorunun patlamasını erkene aldı! Burada, Gül ile cemaat arasında bir siyasi ittifakın temellerinin atıldığını da görüyoruz.. Probleme ve cemaatin rolü açısından soruna da yarın bakacağız.. Orhan Karaveli’den Berlin’de söyleşi ? İstanbul Haber Servisi Gazeteciyazar Orhan Karaveli, 1314 Aralık’ta Berlin’de düzenlenen iki söyleşiye katılacak. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin düzenlediği “Berlin’deki İlk Türk Gazeteci Orhan Karaveli ile Söyleşi Akşamları”nın ilki 13 Aralık Salı günü saat 19.00’da Berlin’deki “Tiyatrom” salonunda gerçekleştirilecek. Etkinliğin sunumunu Adnan Binyazar üstlenecek. 14 Aralık Çarşamba günü saat 19.00’da Türkiye’nin Berlin Başkonsolosluğu’nun katkılarıyla Türkevi’nde düzenlenen söyleşi akşamında ise Orhan Karaveli “Berlin’in Yalnız Kadınları” kitabı konusunda Gültekin Emre ile bir söyleşi yapacak. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle