28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA dishab@cumhuriyet.com.tr DIŞ HABERLER 9 Türkiye’den Gazze’ye hareket eden yardım gemilerine düzenlenen operasyonda kimse yaralanmadı İsrail müdahale etti Dış Haberler Servisi Türkiye’den yola çıkan Gazze’ye yardım gemileri Tahrir ve Saorise gemilerine İsrail askerleri müdahale etti. İsrail askerlerinin dün gemilere çıkarak İsrail’in Aşdod Limanı’na yönlendirdiği açıklandı. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, askerlerin planlandığı gibi hareket ettikleri, “aktivistlerin güvenliği için gerekli bütün önlemlerin alındığı” ve operasyon sırasında kimsenin yaralanmadığı duyuruldu. İsrail ordu sözcüsü Avital Leibovich de gemilerin Aşdod Limanı’na götürülmesinin ardından aktivistlerin gözaltına alınacağını söyleyerek “Bir başka İsrail’in deniz güvenliği ablukasını kırma girişimi daha başarısız oldu” dedi. İsrail ordusu, müdahale öncesi yaptığı açıklamada, bütün irtibat girişimlerinin başarsız olması üzerine Gazze’ye giden filoya müdahale etme ve askerlerin gemilere çıkması emri verildiğini duyurmuştu. İsrail savaş gemileri yardım filosuna yaklaştığında, gemilerden biri ile irtibatın keREUTERS Korku dalga dalga yayılırken “KCK’ye sahip çıkan arkadaşlar, kendini gözden geçirsin!” Başbakan lafı uzatmadan uyarısını yaptı... Konjonktürün nabzını her daim kuyumcu titizliğiyle ölçüp biçen “arkadaşlar”; Başbakan’ın uyarısına mahal vermeden, “leb” demeden gerçi “leblebiyi” kavramış, çıkarılması gereken tüm mesajları acilen çıkarmışlardı... “Milliyet”ten Aslı Aydıntaşbaş mesela, Başbakan’ın manşete çıkan “Akıllı olun!” uyarısı öncesinde; “KCK neden uykumu kaçırdı?” diye bir yazı yazdı... “Geçen akşam yatağa uzanıp tam gözlerimi yummuştum ki, bir anda içime bir kurt düştü” sözleriyle başlayan yazı, Aydıntaşbaş’ın uykuya dalmak üzereyken birdenbire bir röportaj sırasında eline tutuşturulan “KCK” ile ilgili bir kitabı hatırladığını, “sakıncalı addedilebilecek kitabı” arabasının bagajına koymuş olduğunu fark edip gece yarısı neredeyse “bagaj boşaltma” eylemine girişmeyi düşündüğünü, nitekim ertesi sabah ilk iş de sözünü ettiği “Boşaltma işlemini!” gerçekleştirdiğini anlatıyor... Telefon dinlemeleri filan derken… iş bu noktaya… “sakıncalı kitaplar” (!) “paranoyası/kâbusları” görmeye kadar gelip dayandı… En dehşetengiz korku imparatorlukları da böyle değil midir? İnsanın kendisini en güvende hissettiği yerde yatağında! içine birdenbire “kurt düşüren” kâbuslar üretilir. O “kurt” insanı zaten sonra manen yok edene dek usul usul kemirip bitirir... Artık Aydıntaşbaş’ı bile etkileyen bu yaygın karabasana rağmen AKP hükümetine hâlâ!“Yine de ben bu otoriterleşmenin geçici olduğuna inanmak istiyorum” diyen köşe yazısının hayretini üzerimden atmadan, Arınç’ın sarsıcı demeciyle karşılaştım… ? Fethiye’den yola çıkan Kanada gemisi Tahrir ve İrlanda gemisi Saorise’ye İsrail askerleri müdahale etti. Gemilerin İsrail’in Aşdod Limanı’na götürüldüğü açıklandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl mayıs ayında, İsrail’in Mavi Marmara gemisine müdahalesinin ardından Gazze’ye yardım gemilerine Türk savaş gemilerinin eşlik edeceğini söylemişti. sildiği bildirilirken, İsrail’in yardım gemilerini geri dönmeleri ya da Mısır limanına gitmeleri konusunda uyardığı açıklanmıştı. Filistin medyasına göre, İsrail savaş gemileri, filoya varış noktalarını sorunca, gemilerden “insanlığın vicdanı” cevabını aldı. Sorunun tekrarlanması üzerine, “insanoğlunun iyileştirilmesine” cevabı geldi. Fethiye’den yola çıkan Kanada gemisi Tahrir’de çeşitli ülkelerden aktivistler bulunurken, İrlanda gemisi Saorise, İrlandalı akti vistleri taşıyor. Saorise’de, Avrupa Parlamentosu Milletvekili Paul Murphy, Sinn Fein partisinden Waterford Belediye Meclisi Üyeleri Pat Fitzgerald ve John Hearne gibi politikacılar ile sporcu ve sanatçılar bulunuyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland önceki gün yaptığı açıklamada, yardım filosuyla ilgili olarak Türk hükümetiyle temas kurarak, filoya Türk savaş gemilerinin eşlik etmesini “çok kötü bir fikir” olarak gördüklerini bildirdiklerini, Türk hükümetinin de böyle bir durumun söz konusu olmadığı yönünde kendilerine güvence verdiğini söylemişti. Amerikan vatandaşlarına yardım filosuna katılmamaları için uyarılarını yinelediklerini dile getiren Nuland, “Türkiye’nin filonun yola çıkmasına izin vermemesi için bir girişiminiz oldu mu?” sorusu üzerine, “Bu sorunun yanıtını bilmiyorum ama hissiyatım şu ki, gelişmelerin ortaya çıkış şekli, hem Türk hükümeti hem de bizim hükümetimizde bir miktar sürprize yol açtı” dedi. Geçen yıl mayıs ayında Gazze’ye yardım gemisi Mavi Marmara’ya İsrail müdahalesi sonucu 9 Türk hayatını kaybetmişti. Ardından Türkiye’nin İsrail büyükelçisini sınır dışı etmesi, askeri ilişkileri ve savunma anlaşmalarını askıya almasıyla iki ülke arasıdaki kriz tırmanmış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Gazze’ye yardım götürecek gemilere Türk savaş gemilerinin eşlik edeceğini söylemişti. İran’ın nükleer programı Peres: Askeri plan öne çıktı KUDÜS (AA) İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres, uluslararası camianın İran’ın nükleer programıyla ilgili sorunu diplomatik çabalar yerine askeri harekât yaparak çözme yoluna daha yakın olduğunu söyledi. Ülkesinde daha çok “güvercin” kanadın temsilcisi ve iyimser bir politikacı olarak bilinen Peres, İsrail’de yayın yapan bir televizyon kanalına yaptığı konuşmada, İran için zamanın daraldığını belirtti. Peres ayrıca, dünya liderlerinin İran’ı “ne pahasına olursa olsun” durdurmak için “verdikleri sözleri tutmalarını” istedi. Peres, “Yapılacaklar konusunda önümüzde uzun bir liste var” diye konuştu. İsrail basınında geçen günlerde çıkan haberlerde Başbakan Binyamin Netanyahu’nun İran’a karşı bir askeri harekât başlatmak için bakanların desteğini almaya çalıştığı yazılmıştı. Bahreyn’de çatışma ahreyn’de polis dayağı B sonucu öldüğü bildirilen, muhalif parti Vefak Toplumu Başkan Yardımcısı Şeyh Hüseyin el Daihi’nin oğlu Ali el Daihi’nin cenazesinin ardından çatışma çıktı. Başkent Manama’daki Daih köyünde dün düzenlenen cenaze töreninin ardından İnci Meydanı’na yürüyen muhalif göstericilere hükümet kuvvetleri göz yaşartıcı bombayla müdahale etti. Hükümet ise Ali el Daihi’nin ‘doğal nedenlerle’ öldüğünü savunuyor. (REUTERS) ağmurdan kaçarken doluya tutulmak Ersanlı’nın... “İçeri alınmasının kamuoyu üzerinde yaratacağı tedirginliğe” dikkat çeken Arınç; “tutuklu vekillerin bir an önce salınması gerektiğini” bir defa daha tekrarladıktan sonra; “Sıfatımın ötesinde bir hükümet üyesi olmamın bana yüklediği sorumluluğu da bazen aşarak benden beklenmeyecek laflar ediyorum ama bunu vicdanen söylüyorum” diyor ve şu eklemeyi yapıyor: “Adalet öç alma mekanizması değildir. Belki benim bu sözlerimden dolayı hakkımda bir fezleke tanzim edilir, dokunulmazlığımın kaldırılması da istenebilir. Eğer hakkımda bir fezleke gelirse ve yargılanmam da mümkün olursa daha fazlasını söylerim.” Arınç’ın dahi “ifade özgürlüğü” garanti değil demek artık bu ülkede. Koskoca Başbakan Yardımcısı “Ben bile, sözlerimden ötürü yargı karşısına çıkarılabilirim!” mesajı veriyor. Korkunun, kaygının, Arınç’ın bahsettiği “tedirginliğin”… dağları sardığı; düne dek AKP ile “al gülüm ver gülüm” geçinen yazarlardan, Başbakan Yardımcısı’na dek… herkesin her an… herhangi bir söz, demeç, kütüphanesindeki bir kitap gerekçesiyle “içeri tıkılabileceği” duygusunun yayıldığı günler bunlar. Bundan daha ağır bir baskı ortamı oldu mu bu ülkede? Kimse hemen “darbe dönemleri” filan demesin… Darbeler de kuşkusuz feciydi. Ama “darbe dönemlerinden çıkıp, demokratikleşiyoruz” derken… tam bir “yağmurdan kaçıp doluya tutulmak” durumu yaşandı Türkiye’de… Rakamlar meydanda… Hapiste 70’i aşkın gazeteciyle, dünyada en çok gazeteci mahkum eden ülkeyiz. Çin dahi bizim arkamızda kaldı… Hapisteki “terör suçluları” derseniz... keza aynı şekilde gene “dünya birincisiyiz”… Çin’de 7 bini aşmayan hapisteki terörist sayısı, bizde neredeyse iki misli; 13 bine yakın… Terör yasasındaki değişikliklerin ardından, 2005’te sadece 273 olan mahkumiyet sayısı… katlana katlana böyle 13 bin sınırına dek gelip dayanmış… Artık “terör propagandası” filan da değil, “kendini gözden geçirmeyen!”… anında şipşak “terörist” damgası yiyip kodesi boylayıveriyor çünkü. “Askeri vesayet” dönemiyle aradaki büyük farkı, Claudia Roth bizim gazetenin sütunlarında üç gün önce gayet veciz biçimde özetledi: “Gazetecilerin tehdit edildiği, cezaevine yollandığı, hatta öldürüldüğü zamanlarla şimdiki zamanların farkı şu: Eskiden propaganda yapmakla suçlanırlardı, şimdiyse bir terör örgütünün parçası olmakla suçlanıyorlar. Bugünlerde kolaylıkla terör örgütünün parçası olabiliyorsunuz. Yanlış bir kelime kullanırsanız ve eğer bir gazeteci olarak bir ağ oluşturmuşsanız, Ergenekon’un parçası olmakla suçlanan insanlarla söyleşi yapmışsanız, o zaman sizi de Ergenokon’un parçası sayıyorlar. Bu hisse kapıldım, Kafka gibi.” Durum hakikaten öylesine ağır bir “Kafka atmosferine” büründü ki, en umulmayacak şahıslar bile; Gregor Samsa gibi akşamdan sabaha bir gün hamamböceği olarak uyanma korkusu yaşıyorlar… Geçen gece TV kanallarından birinde Büşra Ersanlı operasyonu ardından Okay Gönensin ile aralarında “Belli mi olur? Bugün beni, yarın belki seni almaya gelebilirler!” diye acı acı, yana yakıla konuşan Ali Bayramoğlu’na rastladım… Acaba “günaydın!” desek… faydası olur mu dersiniz? Y İran’da partilere seçim yasağı Reformculara kırmızı ışık Dış Haberler Servisi İran seçim komisyonu, reformcu üç partinin gelecek yıl yapılacak genel seçimlere katılmasını yasakladı. El Arabiya’nın haberine göre İslami Katılım Cephesi, İslami Devrim Mücahitleri Örgütü ve Özgürlük Hareketi partilerinin, gerekli yetki belgeleri bulunmadığı için seçime katılamayacakları belirtildi. Seçim Bürosu Başkanı Sulat Murtezavi, İçişleri Bakanlığı’nın bu partileri feshedilmiş ve yetkileri çekilmiş olarak kabul ettiğini, bu nedenle partilerin gelecek seçimlere katılamayacaklarını söyledi. İran’da bir mahkeme, İslami Katılım Cephesi ve İslami Devrim Mücahitleri Örgütü’nü, 2009’daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarını protesto ettikleri için yasaklamıştı. İran’da genel seçimler Mart 2012’de yapılacak. ‘40 yıl önceki Türk modelini istiyorlar’ Dış Haberler Servisi Mısır’da generallerin, iktidarı bırakmaya istekli olmadıkları, ayrıca Türkiye’de son yıllarda ordunun rolünün azaltılmasından hoşlanmadıkları ileri sürüldü. Amerikan Los Angeles Times gazetesine konuşan, Müslüman Kardeşler örgütünün siyasi kanadı üyelerinden, Özgürlük ve Adalet Partisi’nden parlamento seçimlerinde aday olan Amır Darrag, Mısırlı generaller için “Türk modelini izlemeyi isteyebilirler ancak bu 40 yıl önceki Türk modeli, şimdiki model değil” diye konuştu. Gazete, Mısır’da iktidardaki askeri konseyi eleştirenlerin susturulduğunu, generallerin, gelecek yıl yeni bir parlamentonun oluşmasından sonra bile sahne arkasında ülkeyi yönetmeye devam etmek istediklerinin işaretleri olduğunu yazdı. Aktivistler ve politikacıların, ordunun, otoritesi ve finansal çıkarlarıyla ilgili hesap vermeye yanaşmamasından kaygı duyduklarını belirten gazete, ordu destekli geçici hükümetin, geçen hafta yeni anayasanın hazırlanmasına ilişkin önerilerini açıklamasından sonra, bu kaygıların iyice arttığını kaydetti. Gazete, generallerin, anayasa komisyonunun üyelerinin yüzde 80’ini atayabileceğine, ordunun anayasanın korucusu olacağına dikkat çektiği haberinde Amır Darrag’ın “Bunun sonuçları, gerçekten korkutucudur. Ordunun siyasi arenayı tamamen kontrol etmesi, felaket olur” dediğini yazdı. Haberde daha sonra, “Siyasi çevrelerde Mısır’ın yeni hükümetinin, İslami ilkelerin ve Batı tarzı demokrasinin karışımı olan Türkiye’yi model alabileceğinden söz edilmişti. Mısır gibi Türkiye de, askeri liderlerce kuruldu. Ancak Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda ordunun rolünü azalttı. Böyle bir olasılıktan Mısırlı generallerin pek hoşlanmadıkları görülüyor” denildi. Seçimlere dört haftadan az zaman kalan Mısır’da, ordunun iktidarı elinde tutma çabaları gerginliği arttırırken önde gelen reformculardan, eski Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed el Baradey, ordunun önerilerini geri çekmesini istedi. El Baradey, “Bireyin temel haklarını güvence altına alan sivil, demokratik bir devletle, ordu vesayeti arasında fark var” diye konuştu. Ordunun önerileri, silahlı kuvvetlerin parlamento denetimi dışında tutulmasını, orduyla ilgili yasaları veto etme hakkı tanınmasını ve anayasayı hazırlayacak komisyonun oluşturulmasında milletvekillerinin yetkilerinin kısıtlanmasını içeriyor. Büyükelçisini geri çekti İrlanda’dan Vatikan’a ayar Dış Haberler Servisi Nüfusunun çoğunluğu Katolik olan İrlanda Cumhuriyeti, Vatikan, İran ve Doğu Timor’daki büyükelçiliklerini tasarruf önlemleri çerçevesinde kapatma kararı aldı. Kararın yıllık 1.25 milyon Avro’luk (1.7 milyon dolar) tasarruf sağlayacağını açıklayan Dublin yönetimi, bu adımın İrlanda ile Vatikan arasında rahiplerin çocuk tacizi skandallarıyla ilgili olmadığını bildirdi. Temmuz ayında yayımlanan bir raporda Vatikan, Cork’taki çocuk tacizi olaylarını örtbas etmeye çalışmakla suçlanmıştı. Ülkede yükselen tepkilerin ardından Vatikan, Cloyne Raporu olarak bilinen raporun etkisini tartışmak üzere Dublin’deki temsilcisini çağırmıştı. Dışişleri Bakanı Eamon Gilmore, kararın taciz skandalıyla ilgisi olmadığının altını çizerken İrlanda’daki Katolik Kilisesi’nin başı Kardinal Sean Brady ise kararının “derin hayal kırıklığına” yol açtığını kaydetti. Arabiya’ya Dış Haberler Servisi dayandırdığı Iraklı Şii lider haberinde ABD’nin Mukteda el Sadr, bölgede binlerce ABD’nin Ortadoğu’yu kişilik bir kuvvet işgal etme arayışında bulundurmaya olduğunu söyledi. devam edeceğini Lideri olduğu hareketi bildirdiğine dikkat Irak meclisinde etkin çeken El Sadr şu güce sahip olan El ifadeleri kullandı: Sadr, ABD Başkanı “ABD sadece Irak’ı Barack Obama’nın değil, diğer geçen ay Amerikan Müslüman ülkeleri güçlerinin Irak’tan Mukteda el Sadr de işgal ediyor. çekileceğine yönelik Irak’ı işgal etmek, açıklamasının kendisini tatmin etmediğini de Irak’ın çevresini işgal etmek ve belirtti. Obama’nın açıklamasının sonra Ortadoğu’yu denetim ardından ilk kez basına konuşan El altına almak demektir.” El Sadr, Sadr, El Arabiye televizyonuna taraftarlarının son aylarda verdiği demeçte ABD askerlerinin Amerikan güçlerine saldırıları Irak’tan çekilmesinin, ABD’nin “ABD’ye kalmak için bahane geride binlerce diplomat ve yaratmamak amacıyla” güvenlik görevlisi bırakacak olması yavaşlattıklarını söyledi. ABD nedeniyle ancak kısmi bir çekilme işgaline başından bu yana karşı olarak adlandırılabileceğini çıkan ve milis gücüne sahip olan El kaydetti. El Sadr, “Amerikan Sadr “Amerikan askerlerine şunu işgali Irak’ta başka adlar söylüyorum: İyiliğiniz için altında mevcudiyetini temelli olarak çıkın” diye sürdürecek” dedi. AP ajansının El konuştu. El Sadr: ABD işgali yayılarak sürecek Suriye’de silah bırakana af Dış Haberler Servisi Suriye’de, silah taşıyan, satan ve dağıtan kişiler için af kararının çıktığı bildirildi. Suriye devlet televizyonunun haberine göre, İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılan yeni af kararı, silah taşıyan, satan ve dağıtan ancak suç işlememiş kişilerin bir hafta içerisinde en yakın polis merkezine teslim olmaları halinde affedilmelerini öngörüyor. Aftan yararlanmak isteyenler için tanınan bir haftalık sürenin bugünden itibaren geçerli olacağı açıklandı. Askeri vesayet dönemi ile fark C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle