18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5 KASIM 2011 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Hükümetin akademide kadrolaşma yönündeki ısrarı beklenen sonucu yarattı 5 Brezilya’da aynı gerekçeyle bugüne değin beş bakan istifa etti, anımsatayım. ??? Bir ülkede siyaset kirlenmişse toplum da kirlenmiş demektir... Bir ülkede yurttaşlık bilinci yoksa gerisi faso fisodur... Dokuz yıldır büyüyen, kalkınan Türkiye masallarını, demokrasi ve özgürlük şarkılarını dinliyoruz... Daha çok dinleyeceğiz! Daha çok gençlerimiz tutuklanacak, aydınlarımız, yazarlarımız, gazetecilerimiz “cadı avı”ndan payını alacak. Teröre, askeri darbelere karşıyız... Terör bir insanlık suçudur! En kötü sivil demokratik yönetimler bile askeri rejimlerden iyidir! Eli kanlı PKK, daha iki gün önce Van ve Erciş depreminde kurtarma çalışmalarından dönen askeri konvoyumuza taciz ateşinde bulundu ve bir askerimiz yaralandı.... PKK kana doymuyor... Hem yurtiçinden hem yurtdışından destek görüyor... ??? Büyük Kürdistan düşüyle yaşayan Barzani Türkiye’de. ABD’nin kolları arasında yaşayan Barzani, PKK’yi Kuzey Irak’ta barındıran kişi değil mi? Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da olup bitenleri, özellikle “Arap Baharı”nı iyi irdelemek, ABD’de başlayan eylemleri oturup düşünmek gerekir. ABD, Irak’ı neden işgal etti? Unuttuk, işgal sırasında kimi sözde liberal yazarların “Saddam gidecek demokrasi gelecek” yazılarını... Bazılarının aklı başına yeni geldi... Libya’nın, Tunus’un durumu ortada, Mısır’da Mübarek gitti, bir başka general geldi... Suriye’de Beşşar Esad devrilecek, Libya gibi “şeriat isteyen” bir yönetim işbaşına gelecekti; Rusya ve Çin, BM’de yaptırım için ret oyu vermeseydi. Hem ABD’nin hem AB ülkelerinin umrunda değil, Ortadoğu’da Arap dünyasında demokrasi ve özgürlükler. Varsa yoksa yeraltı zenginlikleri... Petrol, doğalgaz ve madenler... ??? Amerikan Jeolojik Araştırmalar Merkezi, Afganistan topraklarının altında zengin maden yatakları olduğunu açıklamadı mı? Afganistan işgal altında! Ya demokrasi ve özgürlükler? Geçin efendim geçin! TÜBA’da istifalar İstanbul Haber Servisi Hükümetin, kanun hükmündeki kararname (KHK) ile Türkiye Bilimler Akademisi’ne (TÜBA) atama yetkisi alması, bilim dünyasında büyük tepkilere neden oldu ve 50’ye yakın bilim insanı istifa etti. İstifa eden isimler arasında yer alan İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, “İstifa eden bilim insanları yeni bir bilim akademisi altında dernek kurarak çok daha güçleneceklerdir” diye konuştu. İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör de “TÜBA artık bitmiştir” dedi. TÜBA’nın özerk yapısına darbe vuran düzenlemede yapılan göstermelik değişiklikle, Bakanlar Kurulu’nun, kurula doğrudan değil, dolaylı olarak üyelerinin çoğunluğu Başbakan tarafından belirlenen TÜBİTAK Bilimler Kurulu üzerinden atama yapılması sağlandı. Buna göre 300 üyeden oluşan TÜBA’ya 100 üye TÜBİTAK Bilim Ku ? AKP hükümeti TÜBA’nın özerkliğine darbe vurmak için TÜBİTAK üzerinden atama yetkisi alınca 50’ye yakın bili insanı akademi üyeliğinden istifa etti. İstifa eden isimlerden Prof. Dr. Naci Görür: TÜBA, artık bilim akademisi olmaktan çıkmıştır’’ derken, Prof. Dr. Celal Şengör de, ‘’Bazı arkadaşlar yalnızca yıllık verilen 20 bin TL’den vazgeçemiyorlar. Bu ayıptır, artık TÜBA bitmiştir” diye konuştu. rulu, 100 üye YÖK tarafından atanırken, 100 üyeyi de akademinin kendisi seçecek. Bu düzenleme ise TÜBA’da istifaları gündeme getirdi. 50’ye yakın bilim insanı istifalarını önce elektronik posta ile daha sonra yetkili birimlere gönderdikleri dilekçeleri ile duyurdu. TÜBA üyelerinden İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naci Görür de istifa etti. Prof. Dr. Görür, tüm çağdaş ülkelerdeki bilim akademilerinin özerk olduğunu, üye ve başkanlarını kendilerinin seçtiklerini vurguladı. “TÜBA kurulduğu 1993 yılından bu yana aynen çağdaşları gibi çalışmış, üyelerini, başkanını bilimsel ölçülere göre kendisi seçmiştir. Türk bilimini de dünya platformunda temsil etmiştir” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Görür, “TÜBA çalışmalarına böyle devam ederken, anlaşılmaz bir nedenle siyasi irade doğrudan ya da dolaylı olarak hem üyeleri hem de başkanı kendi seçebiliyor. Böyle bir yaklaşım bilimler akademisini yok eder. Bilim adamlarının da burada kalmasına gerek yoktur. Bu nedenle, üyelerin büyük çoğunluğu olarak istifa ettik. Bu sayı daha da artacaktır” diye konuştu. Hükümetin bu uygulamasının kabul edilemez olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Görür, “Bu istifa eden Türkiye’nin en elit bilim insanları, yeni bir bilim akademisi altında dernek kurarak çok daha güçleneceklerdir. Uluslararası bilim dünyasında yollarına devam edeceklerdir. Söz konusu bilim akademisinin hazırlığı tamamlanmıştır” dedi. İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Celal Şengör de istifa eden isimler arasında yer aldı. Prof. Dr. Şengör, “Kendi üyelerini seçemeyen, politik güce bağlı bir bilim akademisi olamaz. Böyle yaparlarsa dünyayı kendilerine güldürürler. Böyle giderse Dünya Bilimler Akademisi ile herhangi bir bağları da kalmaz. Şimdi TÜBA’da kalan bazı bilim adamları var. Ve biz mücadelemizi içerde devam ettireceğiz diyorlar. Böyle bir şey olamaz. Bu, güce tutunmaktan başka bir şey değildir. Bazı arkadaşlar yalnızca yıllık verilen 20 bin TL’den vazgeçemiyorlar. Bu ayıptır, artık TÜBA bitmiştir” diye konuştu. Geçin Efendim Geçin... Umuda yolculuk yapmak, sevmek, sevilmek, yaşamın derinliğinde aydınlık günleri beklemek... Günümüz siyasetçileri umut mu saçıyor, sevgi mi, kardeşliğin pekişmesini mi, neyi? Aslında böyledir! Siyaset evreninde çıkarlar öne çıkar, halk unutulur... Şöyle Yunanistan’a baktığınızda bunu çok açık görürsünüz... Elbet demokrasisi gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde farklıdır bunlar... Atina, Roma, Madrid, Londra’da sendikalar, demokratik kitle örgütleri başkaldırının öncüleridir, üniversiteli gençlerle birlikte. O ülkelerde gençler parasız eğitim istedikleri için “örgüt kurmak ya da örgüte yardım ve yataklık etmek” suçundan zindana atılmazlar. Çünkü demokrasi ve özgürlükler yaşam biçimidir! Şili’de öğrenci eylemleri bitmedi, hâlâ sürüyor... Öğrencilerin lideri bakanla aynı masaya oturup pazarlık yapıyor... Peki ya bizde? Önce biber gazı, tazyikli su, karga tulumba, tekme, tokat, gözaltı... Yurtlarda üniversiteli kızlarımıza “utanç anketi”... “Hiç doğum yaptınız mı? Kürtaj oldunuz mu? Kaç birliktelik yaşadınız?” ??? Benim kuşağım 12 Mart’ları, 12 Eylül’leri yaşadı... Cuntanın, işkencenin, kitap yakmanın ne olduğunu çok iyi bilir. Ölümlerle çoğalacağımızı sanan bir kuşağız biz... Türkiye, 12 Eylül darbecilerini, işkence ve ölümlerden doğrudan sorumlu tutmazken, Arjantin, yıllar sonra olsa bile cuntanın işkencecilerinden hesap soruyor. 19761983 yılları arasında insanlığa karşı suç işleyen eski deniz subayı Alfredo Astiz’i yaşam boyu hapis cezasına çarptırıyor. Brezilya’da adı yolsuzluk olayına karışan Spor Bakanı Orlando Silva istifa ediyor. Silva ne yapmış? Yoksul çocukları spora özendirmek için oluşturulan kurumun milyonlarca dolarının çalınmasına yardımcı olmuş, yani o da işin içine girmiş. ÇALIŞMA BAYRAMDAN SONRA ‘Bedelli’de yaş sınırı belli değil ? Bedelli askerlik konusunda çalışmaya bayramdan sonra başlayacalarını belirten Milli Savunma Bakanı Yılmaz, ‘’Kapsamı ve yaş sınırı belli değil, ancak 35 yaş olursa 200 bin kişi kapsama giriyor’’ diye konuştu. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bedelli askerlikle ilgili çalışmaya “Bayramdan sonra başlayacaklarını” söyledi. Yılmaz, “Geçtiğimiz yıllardaki uygulamalarda faydalanma oranı ortalama yüzde 9 olarak gerçekleşmiş. Bu dönemde kapsamı ve yaş sınırı belli değil, ancak 35 yaş olursa 200 bin kişi kapsama giriyor. Bunların ne kadarı yararlanır bilinmez” diye konuştu. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Milli Savunma ile İçişleri bakanlıklarının bütçeleri görüşüldü. Milli Savunma Bakanı Yılmaz, gazetecilerin bedelli askerlikle ilgili soruları üzerine, bir çalışmanın yapıldığını, ancak ne zaman biteceğiyle ilgili zaman veremeyeceğini ifade ederek “Çalışma bittiğinde sayın Başbakan’ımıza arz edeceğiz ve açıklamayı yapacak” diye konuştu. “35 yaş sınırıyla” ilgili bir başka soru üzerine Yılmaz, “Bununla ilgili kimin açıklaması lazım? Benim değil mi? Benden duyarsanız inanın, benden duymazsanız inanmayın” diye konuştu. Yılmaz, bir gazetecinin, “Yeni başlayan bir çalışma mı?” sorusuna “Bayramdan sonra başlayacağız” karşılığını verdi. Yılmaz, TürkiyeSuriye sınırındaki mayınların 2012 yılında temizlenmeye başlayacağını ve 2016’da projenin tamamlanacağını bildirdi. AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş da, bedelli askerlik konusunda hükümetten gelecek tasarıyı destekleyeceklerini bildirdi. Bedelli askerlik çalışmasının, 2010 yılının Eylül ayında yapılan bir çalışma olduğunu belirten Elitaş, Milli Savunma Bakanlığı’nın bu konuda 3 alternatif üzerinde durduğunu anlattı. Komisyonda, BDP’li milletvekilleri ile diğer partili milletvekilleri arasında “terörle mücadele” tartışması yaşandı. BDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, “Terör meselesi, PKK terör örgütüdür tanımlaması yapılarak çözülemez. Tarihte 28 isyan var. Bu 29. isyandır, Kürt isyanıdır” dedi. Sorunun çözülmemesi halinde, hiç kimsenin yaşamak istemediği şeylerin yaşanabileceğini söyleyen Aydoğan, “PKK bu işin nedeni değil, sonuçlarından biridir” dedi. BDP Hakkâri Milletvekili Adil Kurt da Çukurca saldırısı ve askeri operasyonların ardından Kazan Vadisi bölgesini dolaştığını anlattı. Vadide MKE yapımı gaz bombası fişeklerine rastladığını belirten Kurt, askerlerin neden gaz bombası attığını sordu. ‘Boğaziçi adalet istiyor’ Boğaziçi Üniversitesi’nden (BÜ) bir grup öğretim üyesi ve öğretim görevlisi, KCK operasyonu kapsamında Prof. Dr. Büşra Ersanlı’nın tutuklanmasını prtesto etti. Cüppeleri ile eyleme katılan akademisyenler “Türkiye’de hukuk alanında kamu vicdanını zedeleyen uygulamalar konusunda tüm yargıçları, savcıları, avukatları, hukuka olan güvenin yeniden tesis edilmesi için harekete geçmeye davet ediyoruz” dediler. Grup adına açıklama yapan Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Alpar Sevgen, öğretim üyelerinin Türkiye’de yaşananları yakından takip ettiğini anımsatarak, “Bu ilk tepkimiz değil. Toplumda adaletsizlik olduğu hissiyatının yayılmasını endişe verici buluyoruz. Biz de bu hissiyata katılıyoruz” dedi. Fotoğraf: SİBEL BAHÇETEPE Barış Meclisi, TMK ve ÖYM’ye tepki gösterdi İstanbul Haber Servisi Türkiye Barış Meclisi üyeleri, KCK operasyonu kapsamında Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun tutuklanmasına tepki gösterdi. Çok sayıda aydın ve akademisyen, Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) muhalif kesimlerin tutuklanması için kullanıldığını belirterek kaldırılmasını, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin ise kapatılması istedi. Beyoğlu’nda Cezayir restoranda düzenlenen toplantıda Türkiye Barış Meclisi adına ortak basın açıklamasını okuyan Necmiye Alpay, AKP iktidarının “açık bir baskı ve şiddet iktidarı”na dönüştüğünü söyledi. “Basın, ifade ve örgütlenme ağır bir baskı altındadır” ifadelerini kullanan Alpay, TMK’yi eleştirdi. Barış ve çözüm isteyen herkesin “terörist” ilan edildiğini vurgulayan Alpay, “ Çözümün yolu, TMK’nin ve Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin kapatılmasıdır” diye konuştu. Eski Türk Tabipler Birliği eski Başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy da herkesi duyarlı olmaya çağırarak çok sayıda akademisyenin, Prof. Dr. Ersanlı’nın işlediği iddia edilen suçu işleyeceğini söyledi. DİSK Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada ise KCK tutuklamalarının, “korku rejiminin” en büyük göstergelerinden biri olduğu belirtildi. Demirtaş, ‘Naif bir profesörden terörist imal edenler’e seslendi: Van’ın Özalp ilçesinde uzun süredir tartışma konusu olan Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası’nda tabela değişti. (Fotoğraf: AA FERHAT ATACAN) Mustafa Muğlalı Hiç mi vicdanınız kalmadı? Kışlası tarih oldu MAHMUT ORAL DİYARBAKIRBDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, Erdoğan’ın Fransa yolunda gazetecilere yaptığı açıklamada, “Bu iş İmralı’ya dayanıyor mu ona bakılmalı. KCK’ye sahip çıkanların, kendilerini gözden geçirmesi lazım” sözlerine Twitter üzerinden 9 maddelik bir açıklamayla sert tepki gösterdi. Demirtaş, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “KCK operasyonlarının meşruiyeti kalmayınca B planı yani Başbakan devreye girdi. KCK operasyonlarını eleştirenler KCK’ye değil BDP’ye sahip çıkıyor. Ama sıkışan Başbakan iftira, tehdit ve çarpıtmalarla soruşturmaya son noktayı koydu bile. AKP yayın organları da talimatı aldıkları gibi manşetten BDP’yi terörist ilan ediverdiler. Unutmayın ki biz KCK yoktur demiyoruz, tutukladıklarınız KCK’li değil diyoruz. Naif bir profesörden bile terörist imal edenler! Hiç mi vicdanınız kalmadı? Ahlaksızlıkta sınırınız olmayacak mi? KCK dediğiniz örgütle en çok görüşme yapanlar sizler mayan Başbakan, kendi ülkenizdeki muhalefetin elini bile sıkmaya cesaret edemediniz. Olsun ama barış gelecekse eğer bizi tutuklatın KCK ile görüşün ama barış gelecekse. Barış gelmeyecekse bu tutuklamaların tümü sizin başınıza bela ? BDP Genel Başkanı Demirtaş, Erdoğan’ın KCK tutuklamalarıyla ilgili açıklamalarına, “Obama’ya sarılmaya doyamayan Başbakan, kendi ülkenizdeki muhalefetin elini bile sıkmaya cesaret edemediniz” sözleriyle yanıt verdi. Emine Ayna ise “Türkiye Cumhuriyeti, hakların yasaklanması üzerine kurulmuş. Bunun neresini protesto edeceğiz? ” diye konuştu. yani AKP’liler değil mi? Daha düne kadar her an görüşme yaptığınız KCK’lileri tutuklayamayınca intikamını BDP’den almak kolay bir yol olsa gerek. Obama’ya sarılmaya doyaolacak bunu da unutmayın.” Diyarbakır’da bir halk toplantısında konuşan BDP Diyarbakır Milletvekili Emine Ayna da AKP hükümetine sert çıktı. Ayna, “Türkiye Cumhuriyeti Dev leti hakların yasaklanması üzerine kurulmuş. Bunun neresini protesto edeceğiz? Neresi sağlam ki, sağlam tarafından tutup yanlış olan tarafı düzeltecek. Bu yüzden eyleme geçeceğiz. Özerkliği ilan ettik. Şimdi de özerkliğin inşası için çalışacağız” diye konuştu. Öte yandan, KCK operasyonları kapsamında yapılan tutuklamalara tepki gösteren bir grup akademisyen, BDP Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Genel Merkez önünde Murat Bozlak ile Yüksel Mutlu ve Hamit Geylani tarafından karşılanan akademisyenler adına açıklama yapan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülseren Adaklı, “tutuklamaların kabul edilemez olduğunu” söyledi. Adaklı, “Üniversite ve siyaset üzerindeki baskıya dur diyebilmek için BDP Siyaset Akademisi’nde ders vermek istiyoruz” diye konuştu. YUSUF ZİYA CANSEVER VAN Van’ın Özalp ilçesinde uzun süredir tartışma konusu olan Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası’nda tabela değişti ve Mustafa Muğlalı adı kışladan silindi. Cumhuriyet Bayramı nedeniyle dev bayrak asılan kışlanın girişindeki “Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası” yazısının silindiği dün sabah bayrağın kaldırılmasıyla ortaya çıktı. Kışlanın girişindeki yazıyı silme işleminin 2 gün önce gerçekleştirildiği, ancak kışlanın girişi dev bayrakla kapatıldığı için yeni fark edildiği belirtildi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen yıl düzenlediği mitingde kışlanın adının değiştirilmesini talep etmiş ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “33 köylünün kurşuna dizildiği bir yerde, adını bir kışlaya verme” demişti. Başbakan Erdoğan, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner’den kışlanın isminin değiştirilmesini istemişti. Van’da bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, tabelası silinen Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası’na, 26 Haziran’da Van’ın Saray ilçesi Örenburç köyü yakınlarında PKK’li teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Astsubay Erkan Durukan’ın adının verileceğini açıkladı. Muğlalı kimdir? Orgeneral Muğlalı 1943 yılında Van’ın Özalp ilçesinde hayvan kaçakçılığı iddiasıyla 33 köylüyü kurşuna dizdirmişti. Muğlalı bu olaydan dolayı yargılanıp idama mahkum oldu. Aldığı ceza, yaşı nedeniyle 20 yıl hapis cezasına çevrildi. Askeri Yargıtay kararı bozdu, ancak ikinci yargılamayı göremeden Aralık 1951’de hapishanede öldü. 2004 yılının Mayıs ayında olayın yaşandığı Özalp ilçesindeki jandarma sınır taburunun adı Mustafa Muğlalı Kışlası olarak değiştirildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle